• Sonuç bulunamadı

Sıvı-elektrolit Dengesi Boşatım sistemi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sıvı-elektrolit Dengesi Boşatım sistemi"

Copied!
96
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Sıvı-elektrolit Dengesi

Boşatım sistemi

(2)

11 hafta konuları

Total Sıvı

İntasellüler ve ekstrasellüler sıvılar

Böbrek yapısı

Nefron

Süzüntü

Hemoliz

2

(3)

Kaynak

http://fizyolojilab.weebly.com/

http://fizyolojilab.weebly.com/ders-notlari.html

https://yadi.sk/i/pd13aaPv3GPAGT

3

(4)

Total vücut suyu (42 lt),

iki büyük kompartmanda bulunur

1- İntrasellüler sıvı (Hücre İçi Sıvı ) % 40 = 28

lt

2- Extrasellüler sıvı (Hücre Dışı sıvı) % 20 = 14

lt

a) İnterstisyel sıvı (Hücreler arası sıvı) % 15 = 10.5 lt

b) İntravasküler sıvı ( Plazma) % 5 = 3.5 lt

____________________________________________________ Total vücut suyu % 60 = 42 lt

(5)

İntrasellüler sıvı(hücre içi 28 lt)

Total vücut ağırlığının % 40’ı ve vücut sıvısının 2/3’

ünü oluşturur. İntrasellüler sıvının, büyük bir kısmı kas kitlesi içersindedir.

İntrasellüler sıvı,

temel katyonu:

Potasyum (K

+

) ve Magnezyum(Mg

++

)

’dur.

temel anyonu:

Proteinler ve Fosfat

’ tır.

Diğerleri:

Az miktarda Sodyum (Na+),Bikarbonat (HCO3 -) ve Klor(Cl¯)’dur.

Kalsiyum (Ca++) ise hemen hemen yok denecek kadar azdır.

Sınav sorusu

(6)

1-İntravasküler sıvı(plazma):3,5 lt

2-İnterstisyel sıvı

3-Diğer sıvılar: (sindirim salgıları, idrar, ter, BOS, intraoküler sıvı vb) oluşur.

Vücut ağırlığının yaklaşık % 20’si kadardır.

Extrasellüler sıvı,

temel katyonu:

Sodyum (Na++)

temel anyonu:

Klor(Cl¯) ve

Bikarbonat (HCO

3

)

’tır.

Diğerleri: Az miktarda Kalsiyum (Ca++), Potasyum (K+) ve magnezyum (Mg++)’dur. Extrasellüler sıvının osmotik

basıncını büyük oranda Sodyum sağlar.

Extrasellüler sıvı(hücre dışı 14 lt)

Sınav sorusu

(7)

Sıvı değişiminde etkili faktörler

1-Susuzluk Hissi:

Susuzluk merkezi Hipotalamus dadır

Susuzluk merkezinin çevresindeki

ekstrasellüler sıvının osmolaritesinin artması, bu merkezi uyararak; Hipofizer antidiüretik sistemi etkiler ve ADH salınımını uyarır.

Uyaran faktörler:

-Osmoreseptör hücreler ile plazma arasındaki osmotik basınç farkı

(Total osmotik basınç artışı ADH için uyarı oluşturmaz!)

-Emosyonel stres -Kanamalar

(8)

2-ADH (Antidiüretik Hormon) (Hipofiz arka lobu Nörohipofiz)

Su değişimini etkileyen en önemli hormondur.

ADH idrar hacim ve konsantrasyonunu

düzenleyerek total vücut suyunun homeostazının kontrolünü sağlar.

Hipotalamusta üretilerek arka hipofiz lobunda birikir ve buradan salgılanır.

Böbreklerden su tutulumunu arttırır.

Uyaran faktörler:

Korku

Ağrı

infeksiyonlar

Hipoksi…vb

Sıvı değişiminde etkili faktörler

(9)

3-Aldosteron

Adrenal kortex’ten salınan güçlü bir

mineralokortikoiddir

Böbreklerden Na ve su atılmasını

azaltır, potasyum atılmasını arttırır.

Uyaran faktörler:

Plazmada K+ artışı

Renin-anjiotensin sistemi

ACTH sekresyonu

Aşırı Aldosteron salınımı→Hipokalemi, kas zayıflığı

Aldosteronun azlığı→Hiperkalemi, kalp kontraksiyon zayıflığı,aritmi

Sıvı değişiminde etkili faktörler

(10)

Hücre Dışı ve içi maddeler

Plazma (mOsm/lt) interstisyel sıvı(mOsm/lt) İntrasellülersıvı(mOsm/lt)

Na+ 142 * 139 * 14

K + 4,2 4 140*

Ca+² 1,3 1,2 0

Mg+² 0,8 0,7 20*

Cl¯ 108 * 108 * 4

HCO3¯ 24 28,3 10

HPO4¯ 2 2 11

SO4¯ 0,5 0,5 1

Glikoz 5,6 5,6 ---- Üre 4 4 4

Protein 1,2 0,2 4

Kreatin 0,2 0,2 9

Laktat 1,2 1,2 1,5 Aminoasitler 2 2 8

Adenozin Trifosfat ---- ---- 5

Fosfokreatin ---- ---- 45

Karnosin ---- ---- 14

Heksozmonofosfat ---- ---- 3,7 Diğerleri 4,8 3,9 10

Total mosm/lt 301,8 mOsm/lt 300,8 mOsm/lt 301,2 Osm/lt

Düzeltilmiş osmolar aktivite 282 mOsm/lt 281 mOsm/lt 281 mOsm/lt

Guyton Fizyoloji Sınav sorusu

(11)

OsmolariteOsmolarite: 1 lt sıvıda çözünmüş 1 mol katı : 1 lt sıvıda çözünmüş 1 mol katı partiküle denir.

partiküle denir. ( ( 1 Osm/lt1 Osm/lt ) )

Osmolalite : Osmolalite : 1 kg sıvıda çözünmüş 1 mol katı 1 kg sıvıda çözünmüş 1 mol katı partiküle denir.

partiküle denir. ( ( 1 Osm/kg1 Osm/kg ) )

Vücut sıvıları gibi seyreltik sıvılarda 1 kg ile 1 Vücut sıvıları gibi seyreltik sıvılarda 1 kg ile 1 lt arasındaki fark küçük olduğundan bu iki

lt arasındaki fark küçük olduğundan bu iki terim hemen hemen eş anlamlı kullanılır.

terim hemen hemen eş anlamlı kullanılır.

Genelde vücut sıvılarında osmotik aktiviteyi Genelde vücut sıvılarında osmotik aktiviteyi

ifade etmek için osmol çok büyük bir birimdir.

ifade etmek için osmol çok büyük bir birimdir.

Bu nedenle çoğunlukla ( osmol’ün 1/1000 ‘i ) Bu nedenle çoğunlukla ( osmol’ün 1/1000 ‘i )

mOsmol

mOsmol birimi kullanılır. birimi kullanılır.

Birimler

(12)

Osmotik Basınç

Seçici geçirgenliğe sahip bir membrandan su moleküllerinin

geçişi osmoza zıt yönde bir kuvvet uygulanarak engellenebilir.

Osmozu engellemek için

uygulanması gereken kuvvete

osmotik basınç denir

(13)

Osmotik Basın ç ile Osmolarite arasındaki ilişki:

Bir çözeltinin osmotik basıncı o sıvıdaki osmo-aktif partiküllerin yoğunluğu ile doğru orantılıdır.

Örnek: 70.000 molekül ağırlıklı 1 mol

albuminin osmotik etkisi, 180 molekül ağırlıklı 1 mol glikozunki ile aynıdır.

Örnek: 1mol NaCl, Na ve Cl olmak üzere iki osmotik aktif partiküle

sahiptir. Bu nedenle albumin veya glikoz molekülünün 2 katı osmotik etkiye

sahiptir.

(14)

Bir çift böbrek ve

üreter ile

tek mesane (idrar torbası) ve

tek üretradan oluşur. Böbreklerde üretilen idrar, üreterden idrar torbasına doğru geçer, burada kısa süre için depolanır ve sonra üretra aracılığı ile dışarıya atılır. İki böbrek dakikada yaklaşık

125 ml

süzüntü üretir; bu miktar içinden,

124 ml

organda geri emilir ve yalnızca 1 lt idrar olarak üreterlere salgılanır. Her 24 saatte yaklaşık

1500 ml

idrar oluşur.

Boşaltım sistemi

(15)

1-Yabancı maddelerin ve metabolik artıkların atılması (üre, kreatinin, ürik asit, bilirubin),

2-Su ve elektrolit dengesinin düzenlenmesi; elektrolitlerin ve suyun atılması,

3-Vücut sıvılarının osmolaritesi ve elektrolit yoğunluğunun düzenlenmesi,

4-Asit-baz dengesinin düzenlenmesi,

5-Arteriyal kan basıncının düzenlenmesi, 6-Hormonların salgılanması, metabolize edilmesi ve atılması,

7-Glukoneogenez.

Böbreğin görevleri

Sınav sorusu

(16)

Böbrekler, vücudun sıvı ve elektrolit dengesini de düzenler ve aynı zamanda kan basıncının düzenlenmesinde görev alan

Renin

böbreklerde üretilir.

Eritrosit yapımını uyaran ve 30 kDa’luk bir büyüme faktörü glikoproteini olan

Eritropoietin

de böbreklerde üretilir.

Eritropoietin aynı zamanda bir steroid ön hormon olan

D3 vitaminini

de, etkin biçimine hidroksile eder.

B öbreğin görevleri: Hormonlar

(17)

B öbrek Yapısı

Böbrekler dış taraflarından düzensiz sıkı bağ dokusundan yapılı olan bir

kapsül

ile

çevrilidir. Her bir böbreğin, iç bükey yapılı iç kenarında sinirlerin girdiği, kan ve lenf damarlarının girip çıktığı ve üreterin çıktığı yer olan

hilusu

ile dış bükey dış kenarı vardır.

(18)

Böbrek Yapısı

Üreterin

genişlemiş üst kısmı olan böbrek pelvisi iki ya da üç büyük

majör kalikse

bölünmüştür.

Her majör

kaliksten bir kaç küçük

minör kaliks

dallanır.

Sınav sorusu

(19)

Böbreğin Kanlanması

Aortadan ayrılıp böbreğe gelen damar, böbrek arteri, hilustan böbreğe girer ve interlober, arkuat, interlobüler (radial) arterlere ve afferent arteriyollere ayrılır.

Afferent arteriyoller, plazma proteinleri hariç, çok miktarda su ve maddenin filtre edilerek idrar yapımının başladığı glomerullardaki glomerular kapillerleri oluşturur.

(20)

Kanlanma

(21)

Kanlanma

interlober,

arkuat,

interlobüler (radial)

arterlere

afferent arteriol

(22)

Böbrek dışta korteks ve içte medulla olmak

üzere iki bölümde incelenebilir.

İnsanda böbrek medullası 10-18 adet konik ya da piramidal şekilli yapılar olan medullar

piramitlerden oluşur.

Her bir medullar piramidin tabanından kortekse

uzanan birbirine

paralel tübül demetleri olan medullar ışınlar çıkar.

Böbrek yapısı

(23)

Böbrek yapısı

Böbrek korteksinde osmotik basınç kan osmotik basınçına yakın iken medulla içindeki osmotik basın artarak 1200 mOsm/lt çıkar

(24)

Her nefron genişlemiş bir bölüm olan renal cisimcik (veya böbrek cisimciği), proksimal kıvrıntılı tübül, Henle kulbunun ince ve kalın kolları, distal kıvrıntılı tübül, toplayıcı tübül ve kanallardan oluşmaktadır.

Böbreklerin işlevsel ve yapısal birimleri

nefronlardır.

Her iki böbrekte toplam 2.000.000 nefron vardır.

Nefron yapısı

Sınav sorusu

(25)

Nefron Kısımları

(26)

Nefron tipleri

İki tip nefron vardır:

Kortikal nefron

Justamedüler nefron

.

907495

Sınav sorusu

(27)

Nefron tipleri

Her nefronun 2 ana bölümü vardır;

1-Glomerul ve Bowman kapsülünden oluşan Renal korpüskül 2-Proksimal tübül, ince bölüm ve distal tübülden oluşan

Renal tübül.

(28)

Kortikal nefronlar böbrekteki nefronların %80’ni oluştururlar.

Bunların Henle kıvrımları uzun değildir, ince bölümleri ya çok kısadır ya da hiç yoktur.

Kortikal nefronlar

(29)

Jukstamedullar nefronlar, korteksin medullaya komşu olan bölgesinde bulunurlar. Böbrekteki nefronların %20’sini oluşturur. Bunların Henle kıvrımları çok uzundur ve medullanın derinliklerine kadar

inerler.

Henle kıvrımı, su tutma işleminde rol oynar;

sadece böbreklerinde bu tür yapılar bulunan hayvanlar hipertonik idrar üretebilir ve vücut suyunu koruyabilirler (Kuş ve memelilerde).

Jukstamedullar nefronlar

Sınav sorusu

(30)

Nefron yapısı

(31)

Bowman kapsülü

AA -Afferent arteiol AE-Efferent arteiol MD-Makula densa P-Podosit

PT-Proksimal tüp BS-Bowman aralığı

M-Mezanşim hücreleri

(32)

Afferent artiroldeki kan basıncı normal bir

arteiolin

iki katıdır.

(60 mmHg)

Her glomerul

kapillerlerinin distal ucu, böbrek tübüllerini çeviren ve peritübüler kapiller denilen ikinci bir kapiller ağı oluşturan efferent

arteriyolü oluşturmak için bir araya gelirler.

Peritüpüller damarlar

(33)

Glomerus kapillerinin özelliği

İki arteiol damar arasında

yer alan tek kapillerdir.

Ortalama sistemik kan basıncının iki

katı basınçta kan geçer(60 mmHg).

İki hücre tapakası kapiller endotel ve kapsüller endotel ile filtrasyon yapılır

Yalnız süzülme olur geri emilim resoption olmaz

Sistemik kapiller e göre 100 kat

geçirgen bir yapıdır. Sınav sorusu

(34)

Renal korpüskül :Glomerus

(35)

Bowman kapsülünün iki tabakası arasında, kapiller duvarından ve visseral tabakadan süzülen sıvının toplandığı idrar boşluğu bulunmaktadır.

Her böbrek cisimciğinde, getirici (afferent) arteriyollerin girdiği ve götürücü (efferent) arteriyollerin çıktığı bir damar kutbu ve proksimal kıvrımlı tübüllerin başladığı bir idrar kutbu bulunur.

Renal korpüskül: Bowman kapsülü

Sınav sorusu

(36)

Her böbrek cisimciğinin çapı yaklaşık 200 µm’dir ve kapiller bir yumak olan glomerulden oluşmuştur.

Bu yumak, Bowman kapsülü olarak adlandırılan iki tabakalı epitelden oluşan bir kapsülle sarılmıştır.

Kapsülün tabakası (visseral tabaka) glomerulün kapillerlerini dış taraftan sarar.

Dış tabaka, böbrek cisimciğinin en dıştaki sınırını oluşturur ve Bowman kapsülünün pariyetal tabakası adını alır.

Bowman kapsülü

(37)

Glomerular kapillerleden süzülen sıvı Bowman kapsülü içine ve daha sonra kapsülün devamı olan proksimal kıvrıntılı tübüle geçer.

Glomerul, yüksek

hidrostatik

basınca sahip, dallanan ve

anastomozlaşa n bir kapiller

ağdan

oluşmuştur.

Glomerul, Bowman kapsülü ile çevrilidir.

Renal korpüskül

Bowman kapsülü

(38)

Bu iç tabakadaki hücrelerin gövdelerinden, birkaç birincil (primer) uzantı şekillenir ve bu hücreler ayaklı hücreler (podositler) adını alır.

Her bir primer uzantı ayakçık (pedisel) denen glomerulün kapillerlerini saran çok sayıda ikincil (sekonder) uzantı oluşturur.

İkincil uzantılar, 25 nm’lik sabit bir mesafede, bazal lamina ile doğrudan temas halindedirler. Ancak, podositlerin hücre gövdeleri ve birincil uzantıları bazal laminaya değmez.

Bowman kapsülü

(39)

Podositler

Filtrasyonda

üç tabaka geçilir.

Endelyum

Bazal lamina

Kapsül

epitelyumu

(podosit)

(40)

Filtrasyon yarıkları

Podositlerin sekonder

uzantıları

birbirleriyle

aralarında 25 nm’lik aralık olacak şekilde kenetlenirler; bu aralıklar

süzülme ya da filtrasyon

yarıklarını oluşturur.

(sınır 69-70 kdalton)

(41)

Podositlerin uzantıları

Negatif Yüklü Büyük Moleküller Aynı Büyüklükteki Pozitif Yüklü Moleküllere Oranla Daha Zor Filtre Olurlar.

(42)

Elektron geçirgen olan her iki lamina rara, hücrelerin tutunmasına yarayabilecek olan fibronektin içerir.

Lamina densa ise, negatif yüklü bir

proteoglikan olan ve katyonik moleküllerin geçişini engelleyen heparan sülfat içeren bir matriks içinde tip IV kollajen ve lamininin oluşturduğu ağ şeklinde bir yapıdan oluşur.

Yani glomerul bazal laminası, seçici bir makromoleküler filtre görevi üstlenmiştir.

10 nm’den daha büyük partiküller bazal laminadan geçemezken; su, iyonlar ve düşük molekül ağırlıklı bileşiklerin geçişine izin verir.

Molekül ağırlığı albüminin molekül ağırlığından (69 kDa) fazla olan negatif yüklü proteinler ise membrandan eser miktarda geçerler.

Süzülme bariyerini

Sınav sorusu

(43)

Bowman kapsülünde basınç bağlı filtrasyon

Afferent arteiol basıncına (60 mmHg) karşı koyan iki kuvvet vardır kolloid osmotik basınç (yada onkotik basınç 32 mmHg) ve bowman kapsül basınçı (18mmHg). Net geçiş bowman kapsülü yönünde 10 mmHg basınçla olur.Sınav sorusu

(44)

Bowman

kapsülünde basınç bağlı filtrasyon

Bowman kapsülünde hem afferent artirol(17 mmHg) hemde efferent artiol

ucundaki(8 mmHg) kapiller damarlarda plazmayı

damar dışına çıkaran

röletif osmotik güç vardır

(45)

Glomerüler filtrasyon basıncı ~60 mmHg dır.

(OAB ‘ nin % 60 )

Plazma onkotik P = ~32 mmHg

Renal interstisyel P = ~18 mmHg

Efferent arteriol tonus artarsa , glomerüler filtrasyon basıncı artar

Afferent arteriol tonus artarsa ,glomerüler filtrasyon basıncı azalır

Glomerül filtrasyon

basıncına karşı

Bowman kapsülünde basınç

bağlı filtrasyon

(46)

Erişkin bir kişide her iki böbreğe gelen kan, dakikada 1.2- 1.3 litreyi bulur. Tüm kan her 4 5 dakikada bir böbrekten geçer

Kanın hidrostatik basıncına yanıt olarak glomerul süzüntüsü oluşur.

Glomerul süzüntüsünün kimyasal bileşimi kan plazmasına benzer ancak, makromoleküller glomerul duvarını geçemediği için hemen hiç protein içermez.

Glomerul süzüntüsüne geçebilen en büyük proteinin molekül ağırlığı 69 kDa civarındadır ve süzüntüde az miktarda albümin görülür.

Glomeruler süzüntü

Sınav sorusu

(47)

Glomerul kapillerlerinin endotel hücreleri pencereli tiptedir ama diğer pencereli kapillerlerin açıklıklarını kaplayan ince perdeye sahip değillerdir.

Endotel hücreleri ve podosit ayaklarının yanı sıra glomerul kapillerlerinin duvarlarına tutunan mezangiyal hücreleri vardır.

Mezangiyal hücreler kasılabilen hücrelerdir ve anjiyotensin II reseptörlerine sahiptirler.

Bu reseptörler etkinleştiğinde, glomerula gelen kan akımı azalır.

Glomeruler süzüntü

(48)

48

10 dakika ara

(49)

Süzüntü oluşumu

(50)

Süzüntüdeki maddeler

PAH, Pensilin İyonlar Glikoz, amino asit

(51)

Madde Mol. Wt. Filtrasyon oranı

Üre 60 1.00

Glikoz 180 1.00

Inulin 5,500 1.00

Myoglobin 17,000 0.75

Hemoglobin 64,000 0.03

Serum albumin 69,000 0.01

Plasma bileşenlerin suya göre filtrasyon

oranları

(52)

Kan plazması ve Filtrat

Madde Plasma

/ mg 100cm-3

Filtrat

/ mg 100cm-3

Üre 0.03 0.03

Glukoz 0.10 0.10

Amino asit 0.05 0.05

Tuz 0.72 0.72

Protein 8.00 0

(53)

Filtrasyon

Maddelerin kandan uzaklaştırılması

(54)

Geri emilim

Geri emilim

Maddelerin kandan uzaklaştırılması

(55)

Sekrasyon

Sekrasyon

Maddelerin kandan uzaklaştırılması

(56)

Eksreksion

Eksreksion

Maddelerin kandan uzaklaştırılması

(57)

G

lomerüler

F

iltrasyon

O

ranı

(58)

GFO düzenleyen mekanizmalar

Myogenik , kan damarını basınçına bağlı kasılması,

Sempatik sinir uçlarının afferent and efferent arteriole etkisi.

Endotelden Kaynaklanan Nitrik Oksit,

Prostaglandinler ve Bradikinin böbrek damar Direncini Azaltır ve GFO'yi Arttırır.

Anjiyotensin II Efferent Arteriyolleri daraltır.

(59)

Geri Emilim

Sınav sorusu

(60)

Geri Emilim mekanizmaları- Aktif taşıma

Aktif olarak geri

emilen veya salgılanan solütlerin pek çoğunun taşınabilmesinde bir

sınır vardır .Buna taşıma maksimumu (maksimum

transport) denir.

(61)

Sekonder aktif taşıma

(62)

Tübülün bazı kısımları, özellikle proksimal tübülde, proteinler gibi büyük molekülleri

pinositoz (transitoz)ile geri emilir.

Pasif taşıma Transsitoz

(63)

G lomerüler F iltrasyon O ranı

Glomerüler filtrasyon

oranı afferent arteriol ile efferent arteriol

basınçına göre

düzenlenir. Glomerus basıncıda GFO etkiler.

(64)

Glomerüler filtrasyon---- Tubüler reabsorbsiyon

Tubüler sekresyon---Ekskresyon

İdrar Oluşumu

(65)

İdrar

Oluşumu

(66)

Tuz NaCl geri

emilimi

(67)

Na reabsorbsiyonunun

%65i (Na-K ATPaz aktivitesi ile)

K, Ca, Mg

reabsorbsiyonu

(elektriksel gradiyent)

Glikoz, a.a.. Fosfat reabsorbsiyonunun

tamamı

Cl reabsorbsiyonu (pasif olarak veya K-Cl kotransportu ile)

-

Proksimal T übüller

(68)

+

Proksimal Tübüller

HCO

3-

reabsorbsiyonu

%90

H

+

sekresyonu

Memranın lümen tarafında Na

reabsorbe

edilirken H

+

sekrete edilir.

(69)

Na reabsorbsiyonunun

%25’i gerçekleşir

Henlenin inen kalın

kolu suya geçirgen değildir.

Henle çıkan kolunda Na–Cl reabsorbsiyonu olur.

(Na/K/2Cl transport sistemi)

Tübül sıvısındaki Cl

konsantrasyonu hız belirleyici faktördür.

+

Henle Kulpu

(70)

Mg en fazla reabsorbe olduğu yerdir.

Parathormon Ca

+2

reabsorbsionunu hızlandırır

Henle kulpunun diğer

bölümlerinde su osmotik gradienti takip eder

Henle Kulpu

(71)

Filtre edilen Na’un %5’i reabsorbe edilir

Kapiller tarafta enerji,

Na-K ATPaz aktivitesinden kazanılır

Lümen tarafında Na

reabsorbsiyonu, Na-Cl aktivitesi ile olur

Parathormon ve D vitamininin etkilediği temel yerdir (Ca

reabsorbsiyonu)

Aldosteronun Na

reabsorbsiyonuna etkisi vardır.

Distal Tüp

(72)

Distal tübüldeki hücreler su, NaCl, bikarbonat iyonlarının geri emilmesinde ve K, Na ve NH

4

iyonlarının süzüntüye eklenmesinde rol oynarlar.

İdrar, asit özelliğini distal tübüllerde kazanır .

Distal Tüp

(73)

Böbrek geri emilimi

Madde Filtrat

/ mg 100cm-3

İdrar

/ mg 100cm-3

Üre 0.03 2.00

Glukoz 0.10 0

Amino asit 0.05 0

Tuz 0.72 1.50

Protein 0 0

(74)

Toplayıcı kanalların epiteli, arka hipofiz tarafından salgılanan ADH tepki verir.

Eğer su alımı sınırlı ise, ADH antidiüretik hormon salgılanır ve toplayıcı kanalların epiteli glomerul süzüntüsünden emilip kan kapillerlerine aktarılan ve böylece vücutta tutulmuş olan suya geçirgen hale gelir.

Antidiüretik hormon varlığında ADH, lümen zarında yer alan zar içi tanecikler, su emilimi için

kanallar oluşturabilecek şekilde toplanırlar(Aquaporin).

Toplayıcı Tübül ve Toplayıcı Kanallar

(75)

Vesa recta

1 Vesa recta kan akımı azdır, total renal kan akımının sadece % 1 - 2 'sini oluşturur, bu yavaş kan akımı dokuların metabolik ihtiyaçlarını karşılamak için yeterlidir, fakat

medulla interstisyumundan erimiş madde kaybını en aza indirmeye yardım eder.

Vaza rekta, ters akını değişim sistemi olarak çalışır, medulla intersitisyumundan erimiş

maddelerin uzaklaştırılması bu sayede en aza indirilir.

(76)

Vasa recta

Peritüpüler kapiller bağlı medullanın hiperostomotik basıncının

sürdürülmesinden sorum özel damarlardır

(77)

Vesa recta medulla hiperosmolaritesini yaratmaz fakat medulla hiperosmolaritesini dağılmasını önler.

Ters akımlı toplayıcı sistem

(78)

ADH Distal ve toplama k. etkisi

ADH distal ve toplama k.da aquaporinler üzerinde etki ederek su geri emilimi artırır. ADH varlığın hipertonik az miktarda idrar oluşur.

(79)

Özelleşmiş Afferent ve Efferent arteriol (jukstaglomerüler hücreler),

Henle kulpunun çıkan kalın kortikal segmentinin son kısmı (maküla densa)

Juksta

glomerüler

aparat

(80)

-

Jukstaglomerüler aparat

Jukstaglomerüler hücrelerde Renin

enzimi bulunur.

Renin salınımı;

sempatik uyarı,

afferent

arteriol basıncı,

makula

densa’nın Cl akımından

etkilenir

(81)

Bowman kampsülüne gelen afferent arteriyolün orta tabakasında (tunika media) değişmiş düz kas hücreleri bulunmaktadır. Bu hücrelere jukstaglomerular hücreler adı verilir.

Distal kıvrıntılı tübüllerde bulunan makula densa, jukstaglomerular hücrelerin yer aldığı affrent arteriyol kısmına çok yakındır. İkisi birlikte jukstaglomerular aygıt adını alırlar.

Jugstaglomerular hücreler aynı zamanda, eritrosit yapımını uyaran eritropoietin de üretirler.

Jukstaglomerular hücreler

(82)

Makula dense

Makula densa GFO ayarlayan önemli bir

mekanizmaya sabittir Distal Tüp içinde Na ve Cl seviyesine göre makula dense Justaglomerüler hücrelerden renin salgılanmasını uyarır.

(83)

Renin

Makula densa hücreleri distal tübül içi sıvıdaki klorür iyon içeriğine ve su hacmine duyarlıdır, dolaşıma renin salgısını başlatan moleküler sinyaller üretirler.

JG hücreler, anjiyotensinojen adı verilen plazma proteinini anjiyotensin I’e dönüştürecek olan renin enzimini üretirler.

Anjiyotensin, akciğer endotel hücrelerinde yüksek yoğunlukta bulunan dönüştürücü bir enzimin ACE etkisiyle iki aminoasitini kaybederek anjiyotensin II’ye dönüşür.

(84)

Bir kanamadan sonra kan hacmi azaldığında (kan basıncında düşme olduğunda) renin salgısı artar.

Üretilen anjiyotensin II, hem arteriyolleri daraltır hem de böbrel üstü bezlerinde adrenal kortekste üretilen aldosteron salgısını arttırır.

Aldosteron, böbrek tübül hücrelerine (en çok distal tübüllere) etki ederek glomerul süzüntüsünden sodyum ve klorür iyonlarının emilimini arttırır.

Renin

(85)

Sodyum ve klorür iyonlarındaki bu artış, sıvı hacmini arttırarak (özellikle kan plazma hacmini), kan hacminde artışa, dolayısıyla kan basıncında yükselmeye neden olur.

Kan hacmini azaltan başka nedenlere bağlı olarak (örn. sodyum kaybı, dehidratasyon) kan basıncının düşmesi de, renin anjiyotensin II-aldosteron sistemini devreye sokarak, kan basıncının korunmasına katkıda bulunur.

Renin

(86)

Renin-Anjiotensin-Aldosteron Sistemi RAAS

1.Anjiyotensin II, aldosteron salgısını

stimüle eder, bu sodyum geri emilimini artırır.

2.Anjiyotensin II, efferent arteriyolleri daraltarak

3.Anjiyotensin II, doğrudan sodyum geri emilimini, özellikle proksimal tübülde

stimüle eder.

(87)

Renin-Anjiotensin- Aldosteron

Sistemi RAAS

(88)

RAAS

(89)

Kalbin atriyum hücreleri tarafından

atrial natriüretik faktöre (ANP) üretilir Mezangiyal hücrelerinde ANP reseptörleri de vardır.

ANP, damar genişleticidir ve mezangiyal hücreleri gevşeterek muhtemelen kan akımını ve süzülme için bulunan etkin yüzey alanını artırır.

Atrial natriüretik faktöre (ANP)

(90)

Kan volümü artınca sağ atriyum basıncı artar. Atriyumdaki

myositlerden ANP salgılanır.

ANP vazodilatasyon yapar.

ADH salgılanmasını baskılar. Su

atılımını artar.

RAAS ‘ı baskılar. Aldosteronun distal tübül ve toplayıcı tübüldeki etkisini antagonize eder. Na atılımını artar

ANP

(91)

ANP etkisi

(92)

Klirens kavramı

(93)

Özetle İdrar oluşumu

(94)

Boşaltım sistemi

Böbrek

üreter

Aorta

Renal vein

İdrar kesesi

Renal artery

Vena cava

üratra

(95)

Üretra

Üretra, idrarı idrar torbasından dışarıya aktaran bir tüptür.

Erkekte ejakülasyon sırasında sperm de buradan geçer. Üretra, kadınlarda tümüyle idrarla ilişkili bir organdır.

(96)

Hemodiyaliz

Referanslar

Benzer Belgeler

Total vücut sıvısı (TVS), intrasellüler sıvı (İSS) ve ekstrasellüler sıvı (ESS = intravasküler sıvı + intertisyel sıvı) kompenent- lerinin bir bütünü olarak

– Serum sodyum konsantrasyonundaki bir artış, daha fazla sodyum, daha az su veya sebeplerin bir kombinasyonuna bağlı olabilir.. – Serum sodyum konsantrasyonunda bir azalma

göre relatif olarak daha fazla olduğundan} bu bebeklerin insensible sıvı kayıplan full-term bebeklere nazaran 3- 4 misli daha fazladır.. Bu kayıplar gestasyonel yaş

 Vücutta normal sıvı hacminin korunması için günlük sıvı alımının, günlük sıvı.. kaybına yaklaşık eşit

 Her nefron genişlemiş bir bölüm olan renal cisimcik (veya böbrek cisimciği), proksimal kıvrıntılı tübül, Henle kulbunun ince ve kalın kolları, distal

Vücut ağırlığının yaklaşık yüzde 20 kadarını oluşturan bu sıvı bölümü ise "hücre dışı sıvısı". (ekstraselüler sıvı)

 Hipoosmolar dehidratasyon: su kaybı daha az 2) Ödem: Hücre dışı sıvı hacminde

Fakat bütün hücre içi sıvıların konsantrasyonu birbirine çok benzediğinden intraselüler sıvı bölmesi teorik olarak tek bir geniş sıvı bölmesi olarak