• Sonuç bulunamadı

KULAK BURUN BOĞAZ İNFEKSİYONLARI VE SİNDEMİMehmet KÜLEKÇİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "KULAK BURUN BOĞAZ İNFEKSİYONLARI VE SİNDEMİMehmet KÜLEKÇİ"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KULAK BURUN BOĞAZ İNFEKSİYONLARI VE SİNDEMİ

Mehmet KÜLEKÇİ

Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi, KBB Baş ve Boyun Cerrahisi Kliniği, İSTANBUL kulekcim@yahoo.com

ÖZET

Batı tıbbının sürdürdüğü gelişme; hastalıkların tedavisi dışındaki faktörlere pek az yer vermiştir. Oysa iyileşme ve hasta- lıklardan sağ kalım oranlarının yükselmesi pek çok faktörle yakından ilişkilidir. Sindemi ve sindemik yaklaşım ile ilgili düşünce tarzı geliştikçe, göz ardı edilen faktörlerin ve sindemik yaklaşımın hastalıklarla baş edebilmede önemli bir etken olduğu görülmek- tedir. Sindemik yaklaşım, hastalık yükünü artıran faktörlerin ortadan kaldırılması ile tedavi ve sağ kalım oranlarının artmasını sağladığı gibi sağlık harcamalarını da azaltacaktır. Bu yazıda Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi KBB Baş Boyun Cerrahisi polikliniğine başvuran KBB infeksiyon hastaları ilk kez sindemik yaklaşımla değerlendirilmiştir.

Anahtar sözcükler: KBB infeksiyonları, sindemik yaklaşım

SUMMARY

Otolaryngologic Infections and Syndemic

Developing progress in western medicine pays less attention out of factors that treat disease. But recovery survival rate is correlated with most factors closely. When syndemic and syndemic approach conception advances, it is seen that rule out factors and syndemic approach is an important determinant on getting through diseases. Syndemic approach provides an increase in treatment and survival rates by removing the triggering disease factors and also diminishes the health cost. In this paper, patients consulted to Taksim National Education and Research Hospital ENT, H&N Surgery Department have been evaluated with syndemic approach for the first time.

Keywords: otolaryngologic infections, syndemic approach

ANKEM Derg 2012;26(Ek 2):386-390

27.ANKEM ANTİBİYOTİK VE KEMOTERAPİ KONGRESİ, DALAMAN / MUĞLA, 25-29 NİSAN 2012

Sindemi örnekleri

Sindemi terimi, bir toplumda hastalık yükünün aşırı artmasına yol açan birbiriyle sinerjist olarak etkileşen iki ya da daha fazla hastalık ya da durumu ifade eder. Sindemik yaklaşım sağlıkla ilgili problemlerin, problemler arasındaki bağlantılara yönelik olarak ele alına- rak çözümlenmesidir(9,10). Geleneksel olarak doktorun hastalarını tedavi etmek için izlediği yol şöyledir; anamnez, klinik muayene ve gerek- li laboratuvar tetkikleri ile hastalığın adının konulmasını sağlar ve hasta hekimin yanından bir reçete ile ayrılır ya da hastasının tedavisi cerrahi müdahale ile tamamlanır. Şimdi anlaşıl- maktadır ki, sadece bu yöntem hastalıkların iyi- leştirilmesi için yeterli olmamaktadır. Sindemik yaklaşımda hastalıklar ve etkenlerinin anlaşıl- ması ve tedavi edilmesi tek başına yeterli değil- dir. Hastaların sosyal davranışları, bulundukları ortam, kültürel ve tarihsel değerleri, ekonomik

faktörler hastalıkların iyileşme ve mortalite oranları üzerine etkilidir.

Chagas hastalığı, romatizmal kalp hastalı- ğı ve konjestif kalp yetmezliği; astma ve infeksi- yon hastalığı, malnutrisiyon ve depresyon, tüberküloz, HIV ve şiddet, boğmaca, influenza, tüberküloz, HIV ve cinsel temasla bulaşan has- talıklar, mental sağlık ve HIV/AIDS; stres ve obezite; fizik inaktivite ve obezite sindemik has- talık ve durumlara örnektir(¹¹). 19. yüzyılda Kuzey Amerika’da Güney Dakota’da yaşayan Siyu’ların öyküsü sindemi için gerçek bir hika- yedir. Siyu’lar sindemi kurbanlarıdır. 1890 yılın- da “Wounded Knee” katliamı ve liderlerinin acımasızca öldürülmesi, bulaşıcı hastalıklar, yetersiz beslenme, stresli ve dayanılmaz yaşam koşullarının etkileşen birlikteliği resmi ölüm oranını % 2-3’den çok çarpıcı olarak % 10’a yük- seltmiştir(7).

1918 yılındaki influenza (İspanyol gribi)

(2)

387

pandemisi dünya nüfusunun % 20-40’ının hasta olduğu ve 40-100 milyon kişinin öldüğü bir sin- demidir(3). Bu salgın sırasında Batı Afrika kıyıla- rına giden bir Brezilya donanmasında sıra dışı yüksek ölüm oranları ile karşılaşılmıştır. Aşırı ölümlerin yaşandığı bu gemilerde sonucu etki- leyen ciddi farklılıklar görülmüştür. Aynı infek- siyonla karşılaşmalarına karşın ölüm oranları kömür tozu soluyan, sigara içen ve dehidratas- yon sorunu olan gemi kazan dairesi çalışanların- da % 13 ve gemi büro çalışanlarında % 10 olmuştur.

Global ısınmaya bağlı iklim değişiklikleri nedeniyle astma ve allerji artmaktadır(8). ABD’de allerjik hastalıklar kronik hastalıklar içinde 6.

sırada yer almaktadır. Toplam nüfusun % 17’si allerjiktir. Astma akciğerdeki küçük solunum yollarının episodik olarak inflamasyon nedeniy- le daralması ile karakterize bir hastalıktır. ABD nüfusunun % 8’ini etkilemektedir ve düşük gelirli, etnik gruplarda bu oran daha hızlı art- maktadır. 1980’de astma % 3 oranındayken, 2005’te % 9 oranına yükselmiştir. Astma ve aler- ji sindemi için en önemli örneklerden birisi- dir(2).

ABD’de 65 yaş üstü popülasyonun yakla- şık % 24’ünün dört kronik hastalığı sahip olması ciddi bir sindemik yük oluşturmaktadır(5). II.

Dünya savaşı sonunda doğum oranının arttığı yıllarda doğan yaklaşık 78 milyon kişilik nüfus, 2011 yılında emeklilik yaşına gelmiştir. Bu yaş grubunun karşı karşıya olduğu sindemik hasta- lık yükü düşünülerek ciddi geriatri sağlık hiz- meti için hazırlık yapmak gerekmektedir.

ABD’de bu konuda yapılan çalışmalar geriatri eğitimli sağlık çalışanlarına daha çok ihtiyaç olduğunu göstermiştir(4,5). Türkiye popülasyo- nu, batıdaki gelişmiş ülke demografik yapısın- dan farklılık gösterse de şimdiden gelecek için hazırlanılmalıdır.

Amerikan Geriatrik Otolaringoloji Derneği’nin 2008 yılı toplantısında, 28,000 otola- ringolojik geriatri doktorundan sadece yarısının sertifika yenilemesi için başvurduğu bildirilmiş-

tir(4,5). Bu durum sadece tıp doktorları için değil

hemşirelik, diş hekimliği, eczacılık ve rehabili- tasyon uzmanlık alanlarında da böyledir.

Geriatri hastalarında sindemik hastalıklar art- masına karşın sağlık hizmeti sunabilecek sağlık

çalışanları azalmaktadır. Tek başına tedavi edici sağlık hizmeti sunmak bu gruptaki hastalık yükünü azaltmaya yetmeyecektir. Henüz ülke- miz için kaygı verici boyutta olmasa da gelecek- teki sağlık çalışanlarını bu konuda donanımlı hale getirmenin tam zamanıdır.

Sindemik yaklaşımla bir toplumu infeksi- yon/inflasyon risklerinden korumak ve tedavi- yi kolaylaştırmak için matematik model ve dil geliştirilmektedir(1,8). Bu matematik model infek- siyon hastalıkları ile baş etmenin yollarını göste- recektir. Bu amaçla 1- Matematiksel denklik ve bilgisayar algoritması, 2- Bilgisayar teknolojisi, 3- Özel patojenler ve hastalık vektörleri dahil infeksiyon hastalık dinamikleri için epidemiyo- lojik bilgi 4- İnsan davranışı ve sosyal koşullara ilişkin araştırma verileri kullanılmaktadır.

Sindemilerin matematik modellemesi ile hasta- lıkların sindemik etkilerini anlamak ve gerekli önlemleri alarak olumsuzluklarla baş etmek kolaylaşacaktır.

Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi (TEAH) KBB Polikliniği infeksiyon hastaları- na sindemik bakış

KBB alanında henüz sindemik düşünce söz konusu değildir; ancak kronik hastalıklar ve baş dönmesi ile kalça kırığı arasındaki ilişki ve diyabet ile periferik fasiyal paralizi ilişkisi sin- demi olarak değerlendirilebilir. Örneğin kalça kırığı nedeniyle ameliyat edilmiş hastaların eti- yopatogenezi sorgulandığında, uzun süreden beri vestibüler sistem ile ilgili hasta oldukları ve bu hastalığa yönelik herhangi bir girişimde bulunulmadığı; bu hastaların baş dönmesi nede- niyle düştükleri anlaşılmıştır. Bu hastalar kalça kırığı tanısı ile ortopedi kliniğinde ameliyat edil- mek üzere yatırılmakta ve tedavi ancak nitelikli bir cerrahi, iyi bir protez ve postoperatif rehabi- litasyon ile sağlanabilmektedir. Oysa en az dört kronik hastalığı olan 65 yaş ve üstü populasyon- daki bu hastaların vestibüler rehabilitasyon ile olası kalça kırıkları önlenebilir(7). Aynı şekilde diyabet hastalarının viral nedenlerle olası peri- ferik fasiyal paralizi hastalığına yakalanma sık- lığı, kan şeker düzeyinin regüle edilmesi ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi ile önlenebi- lir(6).

Ülkemiz sağlık hizmetleri için sindemik

(3)

388

yaklaşımın ne kadar gerekli olduğu ortadadır;

ancak henüz sindemik yönelimli araştırma yok- tur. Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi KBB polikliniğine KBB infeksiyon hastalıkları mua- yene ve tedavisi için başvuran hastalar, bu yazı amacıyla ilk kez olarak sindemik yaklaşımla sosyal güvenceleri ve iyileşmeleri yönünden değerlendirilmiştir.

2008’den günümüze kadar KBB infeksi- yon hastalığı şikayeti ile polikliniğimize başvu- ran hasta sayısı 127,145 olup bunun 69,393’ü mükerrer muayene ve tedavi başvurularıdır (Şekil 1). Hasta sayılarının sosyal güvence kurumlarına göre dağılımları Şekil 2’de gösteril- miştir. Bağ-Kurlu hasta populasyonu Yeşil Kartlı hasta populasyonuna göre daha iyi koşullarda yaşamaktadır. Bu dağılıma göre Bağ-Kur’lu hasta grubuna göre sosyoekonomik düzeyi düşük olan ve beslenme ve barınma sorunları olduğu düşünülen Yeşil Kart grubundaki hasta- lar benzer hastalık nedeniyle altı ya da daha fazla kez muayene ve tedavi için başvurmuştur (Şekil 2). Bu hasta grubunun tamamı KBB infek- siyon hastalığı ya da kuşkusu nedeniyle muaye- ne edilen hastalardır.

Şekil 1. TEAH, KBB polikliniğine 2008’den günümüze KBB infeksiyon hastalığı tedavisi için başvuran hasta sayısı.

3

Şekil 2. TEAH, KBB polikliniğine başvuran KBB infeksiyon hastalarının sosyal güvencelerine göre dağılımı.

KBB polikliniğinde görülen infeksiyon hastalarının (akut tonsillit, akut ve kronik sinonazal infeksiyon, akut rinit, otitis media, lenfadenit) bir kısmı bu hastalıkların kronik oluşu nedeniyle cerrahi girişimle tedavi edilir. Şekil 3’de cerrahi tedavi (tonsillektomi ve adenoidektomi) ile iyileştirilen toplam 1125 hasta sayısının sosyal güvence kurumlarına göre dağılımı gösterilmiştir. Hastaların gruplara göre hastalık çeşitlilikleri aynı olmasına karşın cerrahi müdahele sayıları Bağ-Kurlu hastalara (30) oranla Yeşil Kartlı hasta grubunda (59) iki kat daha fazladır (Şekil 3). Yeşil Kartlı hasta grubunda medikal tedavi ile iyileştirilebilen hasta sayısı azalmakta dolayısı ile bu hasta grubunda daha fazla cerrahi girişim zorunlu olmaktadır. Hastaların tıbbi tedavisindeki başarısızlık nedeniyle hem akut hem de kronik infeksiyonlar daha sık görülmektedir.

Şekil 3. TEAH, KBB polikliniğine başvuran kronik tonsillit ve adenoidit nedeniyle cerrahi tedavi uygulanan hastaların kurumlarına göre dağılımı.

Akut tonsillit nedeniyle tıbbi tedavi uygulanan hastaların sosyal güvencelerine göre dağılımı da Yeşil Kartlı hastalarda Bağ-Kurlu hastaların iki katı olduğunu göstermiştir (Şekil 4). Yeniden normal fonksiyonlarına dönemeyecek büyüklüğü nedeniyle olumsuzluklara neden olacak nazofarengeal adenoid dokusunun adenoidektomi ile tedavi edilen Bağ-Kurlu hasta sayısı 21 oysa Yeşil Kartlı hasta sayısı ise 45’dir (Şekil 5).

Şekil 2. TEAH, KBB polikliniğine başvuran KBB infeksiyon has- talarının sosyal güvencelerine göre dağılımı.

3

Şekil 2. TEAH, KBB polikliniğine başvuran KBB infeksiyon hastalarının sosyal güvencelerine göre dağılımı.

KBB polikliniğinde görülen infeksiyon hastalarının (akut tonsillit, akut ve kronik sinonazal infeksiyon, akut rinit, otitis media, lenfadenit) bir kısmı bu hastalıkların kronik oluşu nedeniyle cerrahi girişimle tedavi edilir. Şekil 3’de cerrahi tedavi (tonsillektomi ve adenoidektomi) ile iyileştirilen toplam 1125 hasta sayısının sosyal güvence kurumlarına göre dağılımı gösterilmiştir. Hastaların gruplara göre hastalık çeşitlilikleri aynı olmasına karşın cerrahi müdahele sayıları Bağ-Kurlu hastalara (30) oranla Yeşil Kartlı hasta grubunda (59) iki kat daha fazladır (Şekil 3). Yeşil Kartlı hasta grubunda medikal tedavi ile iyileştirilebilen hasta sayısı azalmakta dolayısı ile bu hasta grubunda daha fazla cerrahi girişim zorunlu olmaktadır. Hastaların tıbbi tedavisindeki başarısızlık nedeniyle hem akut hem de kronik infeksiyonlar daha sık görülmektedir.

Şekil 3. TEAH, KBB polikliniğine başvuran kronik tonsillit ve adenoidit nedeniyle cerrahi tedavi uygulanan hastaların kurumlarına göre dağılımı.

Akut tonsillit nedeniyle tıbbi tedavi uygulanan hastaların sosyal güvencelerine göre dağılımı da Yeşil Kartlı hastalarda Bağ-Kurlu hastaların iki katı olduğunu göstermiştir (Şekil 4). Yeniden normal fonksiyonlarına dönemeyecek büyüklüğü nedeniyle olumsuzluklara neden olacak nazofarengeal adenoid dokusunun adenoidektomi ile tedavi edilen Bağ-Kurlu hasta sayısı 21 oysa Yeşil Kartlı hasta sayısı ise 45’dir (Şekil 5).

Şekil 3. TEAH, KBB polikliniğine başvuran kronik tonsillit ve adenoidit nedeniyle cerrahi tedavi uygulanan hastaların kurumla- rına göre dağılımı.

Toplam Başvuru Sayısı 127145

KBB polikliniğinde görülen infeksiyon hastalarının (akut tonsillit, akut ve kronik sino- nazal infeksiyon, akut rinit, otitis media, lenfa- denit) bir kısmı bu hastalıkların kronik oluşu nedeniyle cerrahi girişimle tedavi edilir. Şekil 3’de cerrahi tedavi (tonsillektomi ve adenoidek- tomi) ile iyileştirilen toplam 1125 hasta sayısının sosyal güvence kurumlarına göre dağılımı gös- terilmiştir. Hastaların gruplara göre hastalık çeşitlilikleri aynı olmasına karşın cerrahi müda-

hele sayıları Bağ-Kurlu hastalara (30) oranla Yeşil Kartlı hasta grubunda (59) iki kat daha fazladır (Şekil 3). Yeşil Kartlı hasta grubunda medikal tedavi ile iyileştirilebilen hasta sayısı azalmakta dolayısı ile bu hasta grubunda daha fazla cerrahi girişim zorunlu olmaktadır.

Hastaların tıbbi tedavisindeki başarısızlık nede- niyle hem akut hem de kronik infeksiyonlar daha sık görülmektedir.

Akut tonsillit nedeniyle tıbbi tedavi uygu- lanan hastaların sosyal güvencelerine göre dağı- lımı da Yeşil Kartlı hastalarda Bağ-Kurlu hasta- ların iki katı olduğunu göstermiştir (Şekil 4).

Yeniden normal fonksiyonlarına dönemeyecek büyüklüğü nedeniyle olumsuzluklara neden olacak nazofarengeal adenoid dokusunun ade- noidektomi ile tedavi edilen Bağ-Kurlu hasta sayısı 21, oysa Yeşil Kartlı hasta sayısı ise 45’dir (Şekil 5).

69393 mükerrer muayene

57752 hasta sayısı

(4)

389

Sindemik yaklaşımla birbiriyle sinerjist olarak etkileşen risk faktörlerinin daha fazla olduğu hasta grubunda sadece tıbbi tedavi ya da cerrahi değil aynı zamanda hastaların yaşam koşulları- nın da iyileştirilmesi tedavi başarısını artıracak- tır.

Sonuç

Sindemik yaklaşım, baş edemediğimiz bazı sağlık sorunlarının çözümünde bize yol gösterici olacaktır.

1) KBB infeksiyonlarının önlenmesi ve teda- vi edilmesinde sadece modern tıbbın yön- temlerini kullanmak kimi zaman yeterli olmayabilir. Hastaların yaşadıkları koşul- lar, diyet ve beslenme alışkanlıkları, bağı- şıklık sistemi yetmezlikleri, alerji, astma, diabetes mellitus gibi diğer hastalıklar sindemik yaklaşımla ele alınmalıdır.

2) Mükerrer doktor ziyaretleri sırasında böyle hastalar konusunda doktorun dik-

kati çekilmeli ve bu hastaya sindemik yaklaşımla tedavi seçenekleri sunulmalı- dır.

3) Sadece sağlık hizmeti bu grup için yeterli olmayabilir; bu nedenle, barınma, beslen- me ve moral değerlerin desteklenmesi için kamu ve sosyal destek olanakları bu hasta grupları için harekete geçirilmelidir.

Bu grup hastaların sadece muayene edile- rek birkaç kutu ilaçla ya da cerrahi müda- hele ile iyileştiklerini düşünmek yanıltıcı olacaktır. Bu hasta grubuna farklı ve bütünsel bir bakışla bakmalıdır.

Bu konuda ülkemizde yapılan çalışmalar ne yazık ki yeterli değildir. Medikal antropolog ve biyologların daha çok ilgi alanında gibi gözü- ken bu yeni çalışma alanı, gerekli ilerleme gös- terdiğinde baş edilemeyen pek çok sağlık soru- nuna ışık tutacaktır. Bu konuda TEAH KBB polikliniğine başvuran KBB infeksiyon hastala- rına sindemik yaklaşımla bakış bir ilk değerlen- dirmedir. Sindemik hastalık yükünün azaltılma- sı için birçok kurumun birlikte çalışma gereklili- ği olacaktır. Gelecekte daha çok tartışma ve kıyaslama olanağı yaratacak yeni çalışmalara gereksinim vardır.

KAYNAKLAR

1. Abu-Raddad LJ, Patnaik P, Kublin JG. Dual infec- tion with HIV and malaria fuels the spread of both diseases in sub-Saharan Africa, Science 2006;

314(5805):1603-6.

http://dx.doi.org/10.1126/science.1132338 PMid:17158329

2. Baer H, Singer M. Global Warming and the Political Ecology of Health: Emerging Crises and Systemic Solutions, Left Coast Press, California (2008).

3. Chatteredjee R. Portrait of a killer, ScienceNow 2007;117(2). http://news.sciencemag.org/scien- cenow/2007/01/17-02.html

4. Eibling D. Demographics of the aging population, American Society of Geriatric Otolaryngology 2008 Meeting, http://geriatricotolaryngology.

org/news.htm

5. Johns MM. The otolaryngologist and the immi- nent crisis in geriatric medicine, ENT Today September 2008, The Triological Society.

Şekil 4. TEAH, KBB polikliniğine akut tonsillit nedeniyle başvurup, tıbbi tedavi uygulanan hastaların sosyal güvencelerine göre dağılımı.

Şekil 5. TEAH, KBB kliniğinde adenoidektomi uygulanan hastaların sosyal güvencelerine göre dağılımı.

Sindemik yaklaşımla birbiriyle sinerjist olarak etkileşen risk faktörlerinin daha fazla olduğu hasta grubunda sadece tıbbi tedavi ya da cerrahi değil aynı zamanda hastaların yaşam koşullarının da iyileştirilmesi tedavi başarısını artıracaktır.

Sonuç

Sindemik yaklaşım, baş edemediğimiz bazı sağlık sorunlarının çözümünde bize yol gösterici olacaktır.

1) KBB infeksiyonlarının önlenmesi ve tedavi edilmesinde sadece modern tıbbın yöntemlerini kullanmak kimi zaman yeterli olmayabilir. Hastaların yaşadıkları koşullar, diyet ve beslenme alışkanlıkları, bağışıklık sistemi yetmezlikleri, alerji, astma, diabetes mellitus gibi diğer hastalıklar sindemik yaklaşımla ele alınmalıdır.

2) Mükerrer doktor ziyaretleri sırasında böyle hastalar konusunda doktorun dikkati çekilmeli ve bu hastaya sindemik yaklaşımla tedavi seçenekleri sunulmalıdır.

3) Sadece sağlık hizmeti bu grup için yeterli olmayabilir; bu nedenle, barınma, beslenme ve moral

değerlerin desteklenmesi için kamu ve sosyal destek olanakları bu hasta grupları için harekete geçirilmelidir. Bu grup hastaların sadece muayene edilerek birkaç kutu ilaçla ya da cerrahi müdahele ile iyileştiklerini düşünmek yanıltıcı olacaktır. Bu hasta grubuna farklı ve bütünsel bir bakışla bakmalıdır.

Bu konuda ülkemizde yapılan çalışmalar ne yazık ki yeterli değildir. Medikal antropolog ve biyologların daha çok ilgi alanında gibi gözüken bu yeni çalışma alanı, gerekli ilerleme gösterdiğinde baş edilemeyen pek çok sağlık sorununa ışık tutacaktır. Bu konuda TEAH KBB polikliniğine başvuran KBB infeksiyon hastalarına sindemik yaklaşımla bakış bir ilk değerlendirmedir. Sindemik hastalık yükünün azaltılması için birçok kurumun birlikte çalışma gerekliliği olacaktır. Gelecekte daha çok tartışma ve kıyaslama olanağı yaratacak yeni çalışmalara gereksinim vardır.

Şekil 4. TEAH, KBB polikliniğine akut tonsillit nedeniyle başvu- rup, tıbbi tedavi uygulanan hastaların sosyal güvencelerine göre dağılımı.

4

Şekil 4. TEAH, KBB polikliniğine akut tonsillit nedeniyle başvurup, tıbbi tedavi uygulanan hastaların sosyal güvencelerine göre dağılımı.

Şekil 5. TEAH, KBB kliniğinde adenoidektomi uygulanan hastaların sosyal güvencelerine göre dağılımı.

Sindemik yaklaşımla birbiriyle sinerjist olarak etkileşen risk faktörlerinin daha fazla olduğu hasta grubunda sadece tıbbi tedavi ya da cerrahi değil aynı zamanda hastaların yaşam koşullarının da iyileştirilmesi tedavi başarısını artıracaktır.

Sonuç

Sindemik yaklaşım, baş edemediğimiz bazı sağlık sorunlarının çözümünde bize yol gösterici olacaktır.

1) KBB infeksiyonlarının önlenmesi ve tedavi edilmesinde sadece modern tıbbın yöntemlerini kullanmak kimi zaman yeterli olmayabilir. Hastaların yaşadıkları koşullar, diyet ve beslenme alışkanlıkları, bağışıklık sistemi yetmezlikleri, alerji, astma, diabetes mellitus gibi diğer hastalıklar sindemik yaklaşımla ele alınmalıdır.

2) Mükerrer doktor ziyaretleri sırasında böyle hastalar konusunda doktorun dikkati çekilmeli ve bu hastaya sindemik yaklaşımla tedavi seçenekleri sunulmalıdır.

3) Sadece sağlık hizmeti bu grup için yeterli olmayabilir; bu nedenle, barınma, beslenme ve moral değerlerin desteklenmesi için kamu ve sosyal destek olanakları bu hasta grupları için harekete geçirilmelidir. Bu grup hastaların sadece muayene edilerek birkaç kutu ilaçla ya da cerrahi müdahele ile iyileştiklerini düşünmek yanıltıcı olacaktır. Bu hasta grubuna farklı ve bütünsel bir bakışla bakmalıdır.

Bu konuda ülkemizde yapılan çalışmalar ne yazık ki yeterli değildir. Medikal antropolog ve biyologların daha çok ilgi alanında gibi gözüken bu yeni çalışma alanı, gerekli ilerleme gösterdiğinde baş edilemeyen pek çok sağlık sorununa ışık tutacaktır. Bu konuda TEAH KBB polikliniğine başvuran KBB infeksiyon hastalarına sindemik yaklaşımla bakış bir ilk değerlendirmedir. Sindemik hastalık yükünün azaltılması için birçok kurumun birlikte çalışma gerekliliği olacaktır. Gelecekte daha çok tartışma ve kıyaslama olanağı yaratacak yeni çalışmalara gereksinim vardır.

Şekil 5. TEAH, KBB kliniğinde adenoidektomi uygulanan hasta- ların sosyal güvencelerine göre dağılımı.

(5)

390 6. Kim JYS. Facial nerve paralysis clinical presentati-

on, 2010. http://emedicine.medscape.com/

article/1290547-clinical#a0218

7. Poór G, Atkinson EJ, O’Fallon WM, Melton LJ.

Predictors of hip fractures in elderly men, JBMR 1995;10(12):1900-7.

8. Shea KM, Truckner RT, Weber RW, Peden DB.

Climate change and allergic disease, J Allergy Clin Immunol 2008;122(3):443-53.

http://dx.doi.org/10.1016/j.jaci.2008.06.032

PMid:18774380

9. Syndemic, http://en.wikipedia.org/wiki/

Syndemic

10. Syndemics Prevention Network, http://www.

cdc.gov/syndemics/index.htm

11. Ventura HO, Mehra MR. The growing burden of health failure. The ‘’syndemic’’ is reaching Latin America, Am Heart J 2004;147(3):386-9.

http://dx.doi.org/10.1016/j.ahj.2003.10.009 PMid:14999183

Referanslar

Benzer Belgeler

A- Grubu 25 Fizik inceleme veya laboratuvar sonuçları ile DKH saptanan, günlük basit aktivite ile asemptomatik olan ancak orta düzeyde aktivite ile

• Çocuklarda işitme kaybının en sık nedeni → Efüzyonlu otitis media. • Erişkinlerde işitme kaybının en sık nedeni → Dış kulak yolu buşonu EOM’de

KBBO BaĢkanı: Kulak Burun Boğaz Okulları Başkanı- TKBBBBCD Yönetim Kurulu üyesi Alt BranĢ Okullar BaĢkan ve Yardımcısı: Her bir alt branş okulunun KBBO Danışma

Kocaeli Oğuz Basut, Dr., Bursa Mert Başaran, Dr., İstanbul Nermin Başerer, Dr., İstanbul Yıldırım Bayazıt, Dr., Ankara İsmet Bayramoğlu, Dr., Ankara Esen Beder, Dr., Ankara

Kocaeli Oğuz Basut, Dr., Bursa Mert Başaran, Dr., İstanbul Nermin Başerer, Dr., İstanbul Yıldırım Bayazıt, Dr., Ankara İsmet Bayramoğlu, Dr., Ankara Esen Beder, Dr., Ankara

Kocaeli Oğuz Basut, Dr., Bursa Mert Başaran, Dr., İstanbul Nermin Başerer, Dr., İstanbul Yıldırım Bayazıt, Dr., Ankara İsmet Bayramoğlu, Dr., Ankara Esen Beder, Dr., Ankara

Kocaeli Oğuz Basut, Dr., Bursa Mert Başaran, Dr., İstanbul Nermin Başerer, Dr., İstanbul Yıldırım Bayazıt, Dr., Ankara İsmet Bayramoğlu, Dr., Ankara Esen Beder, Dr., Ankara

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi KBB Bölümü,. ORCID iD