• Sonuç bulunamadı

yol açmıştır. Tarihte kendisini yineleyen olaylara

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "yol açmıştır. Tarihte kendisini yineleyen olaylara "

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

Döngüsellik

 Tarih kendini yineler mi? İnsanoğlu çok eskiden beri bu soruyu yanıtlamaya çalışmaktadır. Belirli toplumsal olayların yine belirli aralıklarla ortaya çıkması, farklı topluluklar için bile olsa, bu

olaylar arasında zorunlu ilişkiler kurulmasına

yol açmıştır. Tarihte kendisini yineleyen olaylara

dayanarak edinilen tarih tecrübesi, insanların,

geleceğe ilişkin kestirimler yapabilmelerine ve

tarihsel sürecin de kendini yineleyen bir yapıda

olduğu sonucunu çıkarmalarına yol açmıştır.

(3)

Nasıl ki doğada belli bir döngüsel düzen varsa, toplumsal yaşamda da doğadaki harekete benzer döngüsel bir düzen vardır ve insan da bu düzenin parçasıdır. Bu inanışın doğal sonucu olarak, gök cisimlerinin doğup, yükselip, batması gibi doğal gözlemler, toplumların da sonsuza dek kendini yineleyip duran doğuş ve batışlarının olduğuna indirgenmiştir. Daha sonra bu düşünce yalnızca

kültürlerin ve uygarlıkların yaşam sürelerine karşılık gelecek değişime uğratılarak, kültürel değişimi ve dönüşümü, aynı zamanda da kültürel farklılığı

vurgulamak için kullanılmış ve dünya tarihi içinde

farlı uygarlıkların ortaya çıkışları ve yok oluşları ile

açıklanmaya çalışılmıştır.

(4)

 Sonsuz Döngü: Yeryüzündeki bitkilerin yaşamları güneşin dünya çevresindeki

dönüşüyle ilişkili ise, toplumların yaşamı da evrensel bir dönüşle ilişkili olmalıydı ve

onların da doğum ve ölümleri yinelenmeliydi.

 Bu görüşün temel noktası, toplumsal yapıda

bir düzenlilik saptama arzusudur. Bunun en

önemli nedeni ise, toplumların kendilerini

güven içinde görmek istemeleridir.

(5)

 Kültür Döngüsü: Kültür döngüsü

tasarımlarında, uygarlıklar ya da kültürler,

canlı organizmalar gibi doğan, büyüyen ve ölen varlıklar gibi ele alınırlar. Burada düşünürler, genel bir insanlık tarihinin döngüsel işleyişini ortaya çıkarmaktan çok, belirli bir uygarlık ya da kültürün ortaya çıkışından yıkılışına kadar ki süreci kendilerine konu edinirler. Amaç

toplumların veya uygarlıkların ortaya

çıkışlarından yok oluşlarına kadar ki süreyi

önceden bilmek istemeleridir.

(6)

Çizgisel Tarih Anlayışı

 Eski Ahit, evrenin ve insanin yaradılışını tek bir Tanrıya bağlar. Bu tanrı Yahudi kavmini, kendi istencini gerçekleştirecek kavim olarak seçmiştir. Bu seçilmiş kavim, tanrı tarafından sınanmaktadır ve gelecekte yine tanrı

tarafından yargılanacaktır. Tanrının kitabında aynı zamanda geleceğe yönelik haberler de

bulunuyordu. Böylece bu kavim, geçmişi

hakkında olduğu kadar, geleceği hakkında da

düşünebilir duruma gelmekteydi

(7)

 Yani zaman, bu kavim için, Greklerin fiziksel zamanından önce, insanın belli bir son anda ödül veya ceza alacağı, başlangıcı ve bitimi olan ve en önemlisi, bu başlangıçtan bitime kadar süreklilik ve gelişime sahip oluyordu.

İnsan tanrı tarafından belli bir erek için

yaratılmıştı. İnsanın bu ereğe ulaşabilmesi

için, geçmişi kadar geleceğini de gözetmesi

gerekiyordu.

(8)

Bu görüş daha sonra Hıristiyanlğa

geçti.Hıristiyanlığın tarih anlayışını temellendiren kişi Aurelius Augustinus (354-430) olmuştur.

Augustinus’a göre tanrı zamanın dışında, ama

onun yarattığı her şey zamanın içindedir. Zaman ise artık varolmayan geçmiş, bir boyuttan yoksum şimdi ve varolmamış olan gelecektir. Augistunus böylecedöngüsel tarih anlayışını yıkmıştır. Tarih tekerrürden ibaret olmuyor, tam tersine bir daha tekrar etmeyecek olan olaylardan kurulu bir

defalık bir süreç olarak anlaşılıyordu. Bu bir defalık süreç, yani tarih ilk günahtan İsa’nın kurtarıcı olarak görünüp insanlara kurtuluş

yolunu göstermesinden kıyamete kadar sürecektir.

(9)

Tarihte bir ilerleme var mıdır?

Bu soru 16. Ve 17. Yüzyıllarda doğa-bilimlerindeki büyük gelişmelerin ve teknik yeniliklerin insan

yaşamına sağladığı kolaylıklar göz önünde tutularak ortaya atılmış bir sorudur. Toplumların belirli bir

durumdan daha iyi bir duruma yükselmiş olmaları, onları, toplum olarak gelişmekte ve belirli bir yöne doğru ilerlemekte oldukları inancına itmiştir.

“Tarihte ilerleme vardır” ifadesi ile anlatılmak

istenen şey, tarihsel her olayın bir kezlik oluşu ve bu olaylar sürekliliğinin birbiri ardı sıra çizgisel

olarak geleceğe doğru akıyor olmasıdır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Horizontal göz hareketlerinin düzenlendiği inferior pons tegmentumundaki paramedyan pontin retiküler formasyon, mediyal longitidunal fasikül ve altıncı kraniyal sinir nükleusu

Wartenburg’a göre, daha sonra Hıristiyanlığa da geçen bu özel ve yeni zaman anlayışı, yani belli bir ereğe göre yönlen- miş, başlangıcı ve bitimi olan, kendi

yüzyılda İngiltere’de çiçek aşının bile genel kabul görmesi çok uzun zaman almış, hatta aşı karşıtı dernek ve kampanyalar

Bu projelerin tetkiki için Adalet Bakanlığı adına Adliye müsteşarı Aziz Yeger, Millî Eğitim Bakanlığı adına pro- profesör Mimar Paul Bonatz, Bayındır- lık

49 yıllığına kiralanan orman arazisinde izni olmadığı halde denizi doldurduğu anlaşılan, bu durum ortaya çıkınca da.. "İznimiz

30 yıl önce Enerji Bakanımız, uluslararası dev petrol şirketlerine çağrı yapar: "Gelin ülkemizde petrol arayın." Onlar ın yanıtı açık: "Topraklarınızın 5

Geçmişte öğrenilenlerle, yeni bilgiler arasında pozitif bir korelasyon varsa unutma daha az olur,. Sonra öğrenilenler, önceki öğrenilenlerin ters yönünde ise, aralarında

H 2 : Yaşa göre muhasebe programı öğrencilerinin etik algı düzeyleri arasında önemli farklılık vardır hipotezi; kurum içi ilişkilere yönelik etik algısı,