• Sonuç bulunamadı

2020 ÇÖPE 2021 KÜPE. Haber ANKHABER de ANKHABER her yerde HEDEFI 100 BİN üzeri HABERİN BAŞKENTİ.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "2020 ÇÖPE 2021 KÜPE. Haber ANKHABER de ANKHABER her yerde HEDEFI 100 BİN üzeri HABERİN BAŞKENTİ."

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

H A B E R İ N B A Ş K E N T İ

31 ARALIK 2020 Perşembe

www.ankhaber.com

bilgi@ankhaber.com

Farklı ve rahat mizanpajı, renk ve görsel kalitesi, zengin içeriğiyle yayın hayatına başlayan

ANKHABER, oluşturduğu geniş paylaşım ağı ile on binlerce okurla buluşuyor.

KALİTENİN BAŞKENTİ

SİZLERE bir telefon, laptop ya da bilgisayar ekranı kadar uzak olan ANKHABER, bu özelliğiyle

‘her yerde’ denecek kadar yaygın bir ‘dağıtıma’, yani, paylaşım ağına sahip.

DAĞITIMIN BAŞKENTİ

HER sayısı sosyal medya, elden, kurye, kargo ve posta ile de çok sayıda okura ulaşan ANKHABER, kendi içinde büyük bir değişim, dönüşüm gerçekleştirmeyi de sürdürüyor.

HABERİN BAŞKENTİ

“HABERİN Başkenti”

sloganıyla yola çıkmak ve “Haber Heybesi” dolu şekilde devam etmek bir sorumluluk yüklediği için bunun gereklerini yerine getirmek de özveri istiyor.

YORUMUN BAŞKENTİ

ANKARA, Türkiye ve yurt dışından yazan yazarlarımız, yüreğindeki büyük birikimi güncel, yerel ve evrensel konularla harmanlayarak yorum ve değerlendirmeler yapıyor.

YENLİĞİN BAŞKENTİ

SADECE mesleki bir başarının peşinde kalmayıp meslek etiği peşinde de olan ANKHABER, bu çerçevede, ilkelerinden taviz vermeden büyük yeniliklere, atılımlara imza atıyor.

HAYALİN BAŞKENTİ

HABERİNİZ, fotoğrafınız, görüntünüz, reklamınız, duyurunuz, davetiniz hayalinizdeki yerlere, kişilere ulaşsın istiyorsanız bize gönderin lütfen.

100 BIN üzeri

ANKHABER her yerde

2020 ÇÖPE 2021 KÜPE

Eskiden insanlar en kıymetli

şeylerini küplere saklarmış.

Bugün kazılarda, buluntularda elde edilen çok değerli bazı şeylerin küp içinde bulunması boşuna değil

2021 UMUTLA GELDİ…

2020, üzerine çarpı attıracak kadar belalar getirdi, sıkıntılar yaşattı… 2021, her şeye rağmen küp içinde saklayacağımız umutlarla geldi. Hayal kırıklığı yaşatmaz umarız.

BENCE 2020’NİN OLAYI

Hayatımı gözden geçirince, (hoş görün lütfen) “2020’nin en iyi olayı ANKHABER’in yayın hayatına baş- laması” demekten kendimi alamıyo- rum. Yılı birlikte tüketelim.

Dursun ERKILIÇ’ın yazısı 3’te

Teşekkürler sağlık çalışanları

Sağlıklı

yıllar...

(2)

2 kültür&sanat

Yeni yılda virüsün ilacı kültür / sanat

Bir yılı bitirip öteki- ne girerken insanlığın başı görmediği, göremediği kadar küçük bir virüs yü- zünden büyük beladaydı.

2020’yi herkese zehir eden, birçok insanın yaşamına mal olan Kovid-19, yeni yılda da rahat ver- meyecek gibi görünüyor.

Böyle ortamlarda evlerine

kapanmak zorunda kalan insanlar için en öncelikli ihtiyaç vakit geçireceği (dikkat edin vakit öldüreceği

demiyorum) bir hobi ya da meslek ile uğraşması gerekiyor.

Üretmek ve paylaşmak

Bu noktada en etkili yol olarak kül- tür / sanat çalışmaları devreye giriyor.

Kendimden ve dostlarımdan biliyorum, insanı en çok eğlendiren ve ortaya çıkan eserle gururlandıran, çevresinde saygı uyandıran faaliyettir bir sanat dalı ile uğraş içinde olmak.

Kültürün hangi alanında olursanız olun yazacağınız kitap, söyleyeceğiniz söz mutlaka ilgi görecek, dikkat çeke- cektir.

Çağdaş bir anlayış, bilgiyi olduğu kadar becerileri paylaşmayı ve aktarımı da gerektiriyor.

Bu bakımdan herkes içindeki bil- giyi, yaşam boyu kazandığı deneyimi, yetenekleriyle ürettiği şeyleri ortaya salmalı, herkesin beğenisine hatta yararlanmasına sunmalıdır. Böylece kalabalıklardan uzak durmak, virüsten korunmak da mümkündür.

Çocukları da katın

Sanatın olduğu yerde her türlü gü- zelliğin olduğunu söylemeye bile gerek yok. Kültürle, sanatla uğraşan insanlar istese de istemese de güzelliklerle do- nanır. Eğitimi, duygusu, zevkleri gelişir.

Bunu çocuklarınızla paylaşır, bu yönde bir uğraşın içine katarsanız onlar da bilgiyle, ahlakla, insan ve doğa sevgisiyle donanır.

Bu duygu ve düşüncelerle herkesin yeni yılını kutluyor sağlık diliyorum.

Selma BORA

A

NKHABER’in, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara’ya geli- şinin 101’inci yıldönümüyle ilgili sayısında yayımladığımız bir resim vardı.

Bir tablo düşünün…

Günlerden 27 Aralık…

Ata’mızın Ankara’ya ilk gelişi ve seymenlerimiz de karşılamaya eşlik ediyor…

Bu özel günü resmederek ölümsüzleştirip bize kazandıran

kişi ise çağdaş Türk resminin öncülerinden Yaşar Çallı.

Bu resmin öyküsü

Ben de sevgili Yaşar Çallı’ya “Bu resim nasıl ortaya çıktı?” diye sordum. Tabloyu, fark etme- diğimiz özellikleriyle anlattı:

“Atatürk’ün arkasında sakallı ve sarığı ile Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi’ye yer verdim.

Bir başka özellik ise seymenlerin Atatürk’ün gözünün içine bakışını ifade etmek istedim.

Diğer Atatürk çalışmalarımda olduğu gibi çok zevkle çalıştığım bir eser oldu. Bülent Kalıpçı, Ankara Kulübü Derneği Başkanı iken benden

27 Aralık için böyle bir resim is- tenmişti. Çalışma sürecinde Bülent Kalıpçı’dan seymenlerle ilgili birçok bilgi alarak bu tabloyu 2005 yılında tamamladım. Böylece, “27 Aralık, Mustafa Kemal ve Arkadaşlarının Ankara’ya Gelişi” tablom ortaya çıkmış oldu. Milli Mücadelenin 100. yılında düzenlenen bir törenle, Türkiye Barolar Birliği Müzesi’nde yerini aldı. Bu da benim için büyük mutluluk oldu.”

Yeni projeleriniz ne?

n Atatürk çalışmalarıma devam edeceğim tabii ki. Şu an çalıştığım bir Atatürk portresi var ama artık Atatürk’ü gülerken değil; sor- gulayan, sitem eden, hesap soran bir Atatürk olarak çalışıyorum. Ülkemizin, Atatürk’ü güldürecek kararlar almasını diliyorum. İşte o zaman ben de gülen Atatürk resimlerimi yapmaya başlayacağım.

Teşekkürler Hocam

27 Aralık 2020, Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 101. yıl dönümünde bu güzel söyleşi için ressamımız Yaşar Çallı’ya çok teşekkür ediyoruz.

Yaşar Çallı ve o meşhur resminin gururlu öyküsü

ATATÜRK AŞIĞI BIR RESSAM

skumrulu@gmail.com

KUMRULU Sema

(3)

% 0532 799 73 82 www.ankhaber.com BAŞKENTİ

E

skiden insanlar en kıymetli

şeylerini küplere saklarmış. Bugün kazılarda, buluntularda elde edilen çok değerli bazı şeylerin küp içinde bulunması boşuna değil.

2020, üzerine çarpı attıracak kadar bela- lar getirdi, sıkıntılar yaşattı. 2019’da ayakta durmaya çalışan Türk Lirası, 2020’de eridi

gitti. Depremler, hayat pahalılığı derken arkasından teneke çalınası bir yıla dönüş- tü… En büyük darbeyi de koronavirüs pandemisiyle vurdu ki, birçok problemi 2021’e miras bıraktı. Kayıpların telafisi on yıllar alacaktır.

2021, her şeye rağmen küp içinde saklayacağımız umutlarla geliyor, geldi.

En azından virüs aşısı imdada yetişecek.

Türkiye, tartışmalar yaşansa da aşıya erken ulaşan ülkelerden oldu. Bir ara pek çok şeyin olumlu yönde değişeceği, gelişeceği beklentisi hâkimken, ‘mutasyon’ haberleri korkuyu katladı.

Yine de küpe koyduğumuz umutları ko- ruyup kollayalım. Lazım olacak! İyi yıllar.

2020 çöpe

2021 küpe

dursunerkilic@gmail.com

DURSUN ERKILIÇ

a POLITIK a

Koca bir yılı daha yolcu ederken, hiç- bir yılın ardından bu kadar küfür edilerek gönderildiğini hatırlamıyorum!

Önce herkese iyi yıllar dileyim ki, 2021’de 2020’ye dair kayıtlar silinsin! Virüs kurbanı 2020’yi defnederken, adettendir sorulur ya, “İki bin yirmiyi nasıl bilirsin”

diye, anlatayım:

İki bin yirmiyi nasıl bilirsin Diye soranlara cevabın hazır Katılıp katılma kendin bilirsin Virüslü, alçaktı, zalimdi, muzır

Türkiye’ye saldığı gün

Mart ayı idi. Herkes kapıdan baktırıp kazma - kürek yaktırmasını beklerken, baş- ka bir tehditle üstümüze yürüdü bu haşin ay! Çin’den temin ederek eline aldığı öldü-

rücü virüsü bir silah gibi kullanıp dünyada tur atan Mart, 11. gününde Türkiye’ye saldı.

Bir önceki yıl, 2019’da ortaya çıktığı için Kovid-19 adı verilen virüs, koronavirüs ailesindendi. En büyük özelliği ise insanla- ra düşman olması! Bu yüzden karantinalar, kısıtlamalar, yasaklar, önlemler derken bambaşka bir yaşam tarzı oluştu. Anne ba- balar, ebe dedeler çocuklarına, torunlarına sarılamadı. Evler ofise döndü. Turizm bitti, iflaslar arttı. Bir büyük yıkım yaşanır oldu.

Onun yüzünden bomboş kalan tribün özlemindeki taraftarlara nazire olsun diye söylemek gerekirse:

Vuhan’da doğdu Türkiyeli oldu Onun yüzünden Çok insan öldü

Defolup gidiyor DEFOLU SENE

Başlık, elbet- te bir ‘bencillik’

taşıyor ama bir insan her za- man gazete çı- karmaz, çıkara- mazki. 45 yıllık gazeteciliğin ardından bir gazete sahibi olmak en azın- dan harika bir duygu.

2020’ye bu duygu ve düşüncelerle bakınca bencillik yapıp, “2020’nin en iyi olayı ANKHABER’in yayın hayatı- na başlaması” dememden daha doğal ne olabilir?

Gazetemizin Cumhuriyet Bayra- mıyla birlikte, 29 Ekim’de yayımlan- maya başlaması, içimizdeki Cumhuri- yet coşkusunu sele dönüştürdü.

Biraz anlarım diye söylüyorum:

ANKHABER’in çok önemli özellikleri var. Her şeyden önce mizanpajı ile benzersiz ve çok rahat okunabiliyor.

Yazı ile görseli iyi harmanlıyor. Yazar- ları donanımlı, yorumları objektif.

ANKHABER, Şampiyonlar Ligi’n- deki PSG-Başakşehir maçında yaşa- nan ırkçı tavrı kamuoyuna yansıtır- ken bir büyük yeniliğe daha imza attı ve ‘Yıldırım Baskı’ yaparak, konuyu arşiv ölümsüzlüğüne kazandırdı.

2021, ANKHABER için çok büyük yeniliklerin yaşandığı bir yıl olacak.

Bizi takip edin lütfen…

2020’nin olayı

ANKHABER!

(4)

Anlatmakla bitmez;

görülmeli, yaşanmalı

-4-Yozgat çok sayıda tarihi ve doğal güzel- liklere sahip olan bir il olmasına rağmen bu yönüyle az bilinir, az tanınır. Ankara Yozgat- lı Dernekler Federasyonu olarak bu eksikliği giderme adına çok önemli faaliyetlere imza attık, atıyoruz.

Yozgat’ta eski çağlara ait Büyük Nefes (Tavım - Tavion) Antik Kenti, Çeşka Yeraltı Şehri, Alişar Höyüğü, Hattuşaş ve Kerkenez Harabeleri yer almaktadır. Bu eserler son derece değerli ve ziyaret edilmeye değecek görkem ve cazibede olmasına rağmen ne- redeyse yok denecek kadar az sayıda insan tarafından ziyaret edilmektedir. Düzenledi- ğimiz fuarlarda bu değerlerin tanıtımı için azami gayret gösteriyoruz. Bunların ülke çapında hak ettiği ilgiyi görmesi için gerekli

tüm tanıtım çalışmalarını gerçek- leştiriyoruz.

Yozgat Çamlık Milli Parkı ve Akdağ’daki geniş orman- lar, termal kaynaklar tanıtım günlerinde herkese anlattığımız değerlerimizdir. Son zamanlar- da ciddi yatırımlar ve altyapı

çalışmaları yapılmasına rağmen bunlar yetersiz tanıtım nedeniyle hak ettiği ilgiyi görememektedir. Düzenlediğimiz Tanıtım Günleri bu değerlerin tanıtılmasına ve ilin kalkınması için katma değere dönüştü- rülmesine önemli bir fırsat sunmaktadır.

Altyapı ve ulaşım imkânlarının artması;

yeni lüks otellerin ve tatil köylerinin inşası, yeni otoyollar, Hızlı Tren avantajlarının yanı sıra tanıtıma yönelik faaliyetlerin art-

ması da bu kaynakların Yozgat ekonomisine sağlayacağı katkıyı artıracaktır.

Yozgat zengin bir yemek kültürüne de sahip olmasına rağmen bunların bilinirliği sınırlı kalmıştır. Testi Kebabı, Yozgat Tandır Kebabı, ayva basması, çörek, bazlama, katmer, ekşili gibi yemekler yöresel yemekle- rimizin en önemlilerindendir.

Parmak çörek, peksimet Yozgat'a mahsus özel bir ekmek türüdür.

Ayrıca, buğdaydan yapılan kavurga ve hedik de yöresel olarak Yozgat’a has yiyeceklerden- dir. Tanıtım günlerimizde Yozgat’ın yemek kültürü sunumlar yoluyla titizlikle gerçek- leştirilmektedir.

Yozgat’ın en önemli simalarından Nida Tüfekçi, Abbas Sayar, Hüzni Baba gibi kültür insanlarımız ve eserlerinin tanıtımı da et- kinlikler süresince yerine getirilmektedir.

(Devam edecek)

ahmetkoc56@gmail.com

Ahmet KOÇ

Başkan Ramazan Şimşek, Cum- huriyet Kapalı Spor Salonu’nu tadilat çalışmalarını yakından takip ediyor. Spor salonunun içerisinin komple yenilendiğini zemininin ise müsabakalara uygun hale getirildi- ğinin aktaran Başkan Şimşek, “1330 metrekare parke ve yaklaşık 2300 metrekare çatı kaplamasının yeni- lenmesi, tribün koltuklarının tama- mının değiştirilmesi içerideki taban ve duvarların komple yenileterek modernize edilecek. Ayrıca dışarıda sentetik çim saha halısının tamamen Spor Genel Müdürlüğü standartla- rına uygun olarak yenileneceğinin müjdesini vermek isterim. Yenilik-

ler sonrası salonumuzu, Gölbaşılı vatandaşlarımızın hizmetine sunaca- ğız” açıklamasında bulundu.

Sporla buluşsunlar

Gölbaşı’nın doğal güzelliğinin yanı sıra sporun merkezi olma yolunda da büyük adımlar attığını da aktaran Gölbaşı Belediye Başkanı Ramazan Şimşek, “Modern spor sa- lonumuz ile Gölbaşılı halkımızın ve gençlerimizin spora yönelmelerini, modern bir tesiste spor yapmalarını amaçlıyoruz. Spor alt yapımızı iyi- leştirmek ve yeni tesisler kazandır- ma noktasında da çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.

SALONU INCELEDI Gölbaşı Belediye Başkanı Ramazan Şimşek, yenilenme aşamasında olan

Cumhuriyet Kapalı Spor Salonu’na giderek

incelemelerde

bulundu

(5)

Şu Saçına Bir Düzen Ver Boris!

İngiliz toplumunun mizah anlayışı gibi hobileri de farklıdır.

Bizim kahkahayla güldüğümüz kimi espriler sıradan bir İngiliz’e hiç komik gel- meyebilir.

İngiliz komedyenlerin çoğu şakaları da bizim için soğuk nevale gibidir.

Merak, beğeni, eğlence gibi değerlerin, her toplumda farklı algılanıyor olmasına şaşırmamak lazım.

Kültürel farklılıkların yansıması olarak bakmak daha doğru olur.

Gülünecek adam!

Mesela İngilizler Başbakan Boris John- son’a çok gülerler...

Sık sık alay konusu olan başbakana sokakta ve hafif meşrep medyada kısaca

“BoJo” diye hitabedilir.

Bu hitabet biraz da dalga geçme amaçlı lakaptır.

Hal ve hareketleri gibi, aldığı kararlar ile söylemleri de çoğu insana komik gelir.

Özellikle koronavirüs salgını sürecindeki uygulamaları hep eğlence konusu yapıldı.

Aynı toplantıda, “virüsten korunmak için kimse evinden çıkmasın” derken bir sonraki cümleyi, “çalışanlar işlerine gitsin” şeklinde kurabilir.

Düğmelerini yanlış takıp medyanın kar-

şısına çıkar aldırmadan.

Paçasını çorabın içine sokup bisiklet üze- rinde görenler bile yadırgamaz “BoJo”yu.

Londra Belediye Başkanı iken, işine bisikletle ya da metro ile gider gelirdi ve top- lum hiç yadırgamazdı.

Sadece Boris Johnson değil İngiliz siya- setçilere toplu taşıma araçlarında rastlamak sıradan görüntülerdir bu ülkede.

Son günlerde Brexit ve mutasyona uğrayan virüs nedeniyle sıkıntılı günler geçiren İngiliz başbakanın dağınık saçları

da, en az kendisi kadar medyatiktir.

Bir annenin merakı

Artan virüs salgını ile adeta ölüm kalım savaşının verildiği bugünlerde, bir gezi sırasında bizim meslektaşlardan birisi “saç- larınızı neden taramıyorsunuz?” diye sordu Boris Johnson’a... Ve bunu annesinin merak ettiğini de ilave etti.

Boris Johnson her zamanki komik ve neşeli haliyle soruya, “saç fırçam var ofisimde, düzeltiyorum ama yine de olmuyor” diyerek cevap verirken, gazetecinin meraklı annesine selam

gönderip Noel dileklerini iletmeyi de ihmal etmedi.

“Bizim işimiz başımızdan aşkın, saçları konuşmanın sırası mı şimdi” demedi...

İngilizler, soğuk gözükse de, sıradan vatandaşından başbakanına kadar renkli ve ilginç bir millet.

Kaprisleri ve kompleksleri aldırmışlar bile denebilir.

mustkoker@gmail.com

Mustafa KÖKER

Köyde internet

Aralık ayı sonuna kadar tüm köylere ücretsiz internet sözü veren Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, sonradan mahalle olan 914 köye de hizmet götürdü

A

nkara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, interneti olmayan kırsal mahallelerde uzaktan eğitim alan çocuklara ücretsiz internet bağlantısı yapılacağını açıklamıştı. 19 Kasım’da yaptığı paylaşımda “Aralık ayı sonuna kadar tüm köylerimize ücretsiz internet hizmeti sağ- lamış olacağız” diyen Başkan Yavaş sözünü yerine getirdi. Sonradan mahalle olan 914 köye ücretsiz internet hizmeti götürüldü.

Başkentte ‘öğrenci dostu’ projelerle öğrencilerin hayatını kolaylaştıran Başkan Yavaş, özellikle pandemi sürecinde uzaktan eğitimin devam etmesi üzerine interneti olmayan 928 kırsal mahalleye ücretsiz internet bağlantısı yapacaklarını açıkladı. 19 Kasım’da sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı paylaşımla köylere 45 günde internet bağlantısı gerçekleştirecekleri sözünü veren Başkan Yavaş, bu sözünü bir ay içinde yerine getirdi. 10 köyde altyapı bulunması nedeniyle

muhtarların kurulum istemediği, 4 köyde ise köy konağı yapımının sürmesi nedeniyle kurulumun ertelendiği ücretsiz internet hizmeti toplam 914 köyde tamamlandı.

Başkan Yavaş tarafından hayata geçirilen ve eğitim desteği sağlayan proje ile Başkent’te özellikle kırsal mahallelerde öğrenim gören öğren- ciler ve tüm vatandaşların yararlan- dığı ücretsiz wi-fi hizmeti Türkiye’de bir ilk olma özelliğini taşıyor.

İlk olarak 19 Kasım’da yaptığı duyuruda öğrencilere, “Evlatlarımı- zın yüzlerinde gülümseme olmak için çalışmalarımızı hızlandırıyoruz.

Uzaktan eğitime devam kararı son- rası 45 günde köylerimize ücretsiz interneti ulaştırmış olacağız” sözle- riyle seslenen Başkan Yavaş, yapılan çalışmaların yakından takip edilmesi için de koylereinternet.ankara.bel.tr internet adresini kullanıma açtı.

Türkiye’de ilk

(6)

“Benim Oğlum Bina Okur”

Siz de sıkılmadınız mı dönüp dönüp aynı mevzuların gündeme getirilmesinden, aynı iddiaların dillendirilmesinden, aynı resimle- rin çektirilmesinden?

Ne zaman bir araya gelinse “Benim oğ- lum bina okur, döner döner yine okur” mi- sali gündemimiz dün ve din. Din konusun- da kadının statüsü, çok eşlilik, çocuk yaşta evlilik, başörtüsü, Hz. Ali-Muaviye, Eme- vi-Abbasi, Gazali-Rabbani, Şah İsmail-Ya- vuz, Alevi-Sünni cağ kebabı gibi döndüre döndüre servis edilir. Bir de Menzil, İsmail Ağa gibi tarikat ve cemaatler, onların sakallı şalvarlı baronları da dinin muhakkikleri gibi gündemin ortasına oturtulur.

Tarih deyince Atatürk-Abdülhamit mukayeseleri, İttihat Terakki-Hürriyet İtilaf çekişmeleri, Atatürk ve İnönü dönemleri Ankara döneri gibi pişirilip pişirilip önümü- ze koyulur.

Hangi mevzuyu konuşsak ya hâkim kürsüsüne geçer hüküm veririz; ya savcı makamına oturup ceza isteriz; ya da avukat- lığını üstlenip savunmaya çalışırız. Hakikati

arayan, peşinde koşan var mı bilmiyorum.

Zaten kanaatlerin konuşulduğu yerde ha- kikatin hükmünün olduğunu sanmıyorum.

Üstelik kanaatler imanî bir iştiha ile payla- şılır. Anlatmak ve aydınlatmaktan ziyade, kanaatler inatla benimsetilmeye çalışılır.

Biri Abdülhamit’i “Kızıl Sultan” yapsa, öteki Atatürk’ü “Deccal” kabul ettirse mesut olurlar mı? Sanmıyorum. Münazara yapar gibi edilen sohbette dert üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. Oysa “ikisi de devleti ebed müddet yaşatmanın, milleti felaha erdirme- nin gayretindeydi” diyerek mevzularda yeni bir safhaya geçmek de mümkün?

Bugün yaptıklarıyla torunlarına dağlar gibi sorun bırakanların,anakronik bir yöntemle dedelerinin, ninelerinin devrini tavsif ve tasvir etmeleri akla ziyan bir durum değil mi? Göz- lerinin önünde cereyan eden hadiseleri tevil etmek için göbekleri çatlayanlardan, bilme- dikleri, görmedikleri, okumadıkları uzakları anlamaları, anlatmaları beklenebilir mi?

Bozuk plak gibi fi tarihinin mevzularını dönüp dönüp konuşmak bugünden kaçmak-

tır.Yarının dünyasını hayal edemeyenler, taklidi bir hayat yaşayıp çocuklarına, torun- larına dikensiz gül bahçesi bırakamayanlar dünde debelenip durur.

Oysa,“Dün dünde kaldı cancağızım.

Artık yeni şeyler söylemek lazım.”

Üstüne binlerce kez mükâleme edilmiş mevzuların temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp önümüze koyulmasından siz de sıkılmadınız mı? Eğer güzel bir yarın istiyorsak bugünün sorunlarına odaklanmalı, ahlakın, aklın, bilginin, vicdan, merhamet ve adaletin ışığında bugünün sorularına cevap bulma- lıyız. 2020 yılından bu anlamda gerekli ve yeterli dersler çıkarmış olmamızı diliyorum.

Bu çerçevede 2021 yılının bütün insanlık için umutlu bir başlangıç olmasını temenni ediyor, herkesin yeni yılını kutluyorum.

hasanyilmaz65@gmail.com

Hasan YILMAZ

TEBRİK VE TEMENNİ

Yozgatlı Dernekler Federasyonu adına

Ahmet KOÇ

(Genel Başkan)

Yozgatlı hemşehrilerimizin, Türkiye’mizin Başkenti Ankara’da yaşayan tüm vatandaşlarımızın, gurbetçilerimizin ve

Yüce Milletimizin yeni yılını tebrik ediyor;

virüsün yok edildiği bir ortamda sağlık, huzur,

bereket içinde yaşamalarını diliyoruz.

(7)

. DURSUN ERKILIÇ

K

oronavirüs belası herkesi neredeyse ‘ev hapsi’ne mahkûm etti! Böylece zo- runlu bir kodese dönüşün ikametgâh adresleri, insanları farklı düşünceler üretmeye, farklı hayaller kurmaya yöneltiyor. Böylesine güzellik yaşayanlardan biri de Ankara Kent Konseyi Ankara Kalesi Çalışmaları Meclisi ve Yürütme Kurulu Sözcüsü Şevket Bülend Yah- nici… Takipçilerinin gözünden kaçmamıştır, 5 Aralık Cumartesi günü bir paylaşımda bu- lunmuş ve Ankara Kalesi’yle ilgili etkinlikleri hatırlatmanın yanında, civarındaki muhteşem müzeleri, mekânları ve buralara emek veren- leri adıyla anmıştı.

Ankara dokulu…

Kale kokulu…

Paylaşımın başlığı, “Aklımdan geçenle- ri, dostlarla, hemşehrilerimle, Ankara’yı ve Kale’yi sevenlerle bazı düşünceleri paylaşmak”

olduğu için Kale kokulu, Ankara dokulu olması kaçınılmazdı. Yazının girişinde sözünü ettiğim meskûn mahal bir ‘kodes’ benzetmesi olsa da asıl adres herkesin evi olduğu için, paylaşımına, “Evde oturuyoruz” diye başla- yan Sayın Yahnici, “Mecburen evde oturuyor olmak insana eskileri, geride kalan yılları, ya- pılanları, yapılamayanları, gururlanılacak veya pişmanlık duyulacak işleŕi düşündürüyor.”

diyerek, yapılan çalışmalarda teşrik-i mesaide bulunmuş dostlarının hemencecik hatırladığı ve fakat benim gibi uzaktan izleyenlerin ney- miş bunlar diye merak ettiği hususları anlatı- yordu. Okudum, okumayanların okuması için yazı konusu yapayım dedim.

Mevzu mühim olduğu için, neme lazım, sözü sahibinin dilinden, Sayın Şevket Bülend Yahnici’nin ağzından iletmek istedim sizlere.

Şöyle diyor:

Neler olmuş neler

“Ankara’yı, Ankara için yapmaya çalıştık- larımı, hayatımın başarısı veya başarısızlıkları

olarak değerlendireceğim işleri aklımdan geçiriyorum.

Sonra, an geldi düşüncelerim Ankara Kalesi üzerinde yoğunlaştı. Diğer konuları bir kenara bırakarak sadece Kale’yi düşünmeye, Kale için yapmaya çalıştığım işleri kronolojik sıralama ile aklımdan geçirmeye başladım.

Kale ilgimiz Ankara Kulübü Derneği yöne- ticisi olmak ve 21. Dönem Ankara Milletvekili olarak doğduğumuz, büyüdüğümüz Saman- pazarı’na, Altındağ’a, Ulus’a, Hamamönü’ne, Hacettepe’ye neler yapılabilir sualini kendi ken- dime sormaya başlamakla gelişen bir olaydır.

Altındağ Belediyesi, ATO, Sevda-Cenap And Müzik Vakfı, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü gibi kurum ve kuruluşlarla yapılan işbirlikleri ile yürüyen süreçte Kale Festivali adıyla organi- zasyonlar düzenlemeye başladık.

Bu dönemde Kulüpten Dr. Bülent Kalıpçı başta olmak üzere yönetici arkadaşlarımın katkısı, SCA Vakfı’ndan çok sevgili rahmetli dostum Mehmet Basman ile kızları Elif ve Nazan’ın ilgi ve yardımları, Doğan Acar beyin dostluk ve ilgisi, rahmetli Müze Müdürü Hik- met beyin heyecanıyla bize sağladığı imkânlar, unutulmaz Akkale konserlerinin yapımındaki desteğiyle Rengim Gökmen gibi isimler bence unutulmaz, unutulmaması gereken kişilerdir.

Anadolu Medeniyetleri iç mekânında ya da bahçesindeki konser organizasyonları, Akka- le’deki unutulmaz konser akşamları, Saat Kulesi ile Divan ve Müze arası alanda yabancı misyo- nun katıldığı Kış Partisi ve dans eden insanlar...

Samanpazarı’nda dans? Düşünün...

Yerli, yabancı orkestralar, askeri bandolar, at üstünde ya da attan düşen Cüneyt Arkın, Avusturyalı, İtalyan, Fransız gösteri grupları, jonglörler, dansçılar, flamenko... Kale bunları gördü. Bunları Kale’ye biz getirdik. Gözümü kapattım ve bütün bu sahneler gözümün önünden canlanarak geçti.

2006’da Derneği kurduk. Fatma Hanımın heyecanı (Galeri Z) Bilgin Aygül’ün fedakâr- lıkları unutulabilir mi? Festivalleri yaparken Özel Dergiler ve Festival gazeteleri çıkardık.

O yıllarda ifade etmekte olduğum bir söz bugün pek çok kişinin kullanmakta olduğu bir vecize haline geldi, mutluyum: Türkiye’nin kalbi Ankara, Ankara’nın kalbi Altındağ, Al- tındağ’ın kalbi Ankara Kalesi.

Yola çıkışımızın ve inatla devamımızın ateşleyici cümlesi...

Bu söze paralel, başka bir cümle daha kuruyordum: Kale’yi görmeyen, gezmeyen, sevmeyen kalmasın! Rahmetli Mustafa Koç’a festival dergilerini, gazetelerini göndermişler.

(Sevgili Tunç Koyuncu ve Mine Sofuoglu'nu

anmamak olmaz) Mustafa’nın “Sevgili Ağa- bey” diye başlayan (saklıyorum) mektubunda bu cümleden bahisle, bu cümlenin kendisini heyecanlandırdığını, çalışmalarımıza katkı- da bulunmak istediğini belirten mektubunu unutamam.

Türk müzeciliği için bir amiral gemisi nite- liğinde olan Anadolu Medeniyetleri Müzesi...

Bir ailenin babalarına ve Ankara’ya olan vefa borcunun bir simgesi olarak (daha fazlasını bekliyoruz) Koç Müzesi... Dünyadaki benzer- lerine örnek teşkil edecek muhteşem düzen- lemesi ile (Yüksel bey ve Nazan Hanım’ın kulaklarını çınlatarak) Erimtan Müzesi...

Kale Meclisi Yürütme Kurulu Üyemiz Birten Hanımefendi ile eşi Akın Gökyay beyefendi- nin kültür, sanat ve turizm hayatımıza kazan- dırdıkları eşsiz Gökyay Satranç Müzesi... Yine Yürütme Kurulu Üyemiz Muhittin kardeşimi- zin (inşaallah Türk okçuluğuna büyük hiz- metleri devam edecektir) Pusat Müzesi...

Devlet Resim ve Heykel Müzesi (Türko- cağı) ile Etnoğrafya Müzesi’ni Ankara Kalesi içinde değerlendirmemek için hiçbir sebep yoktur.

Nasıl bir kültür-sanat ve turizm hazinesin- den bahsetmekte olduğumuzu görüyorsunuz değil mi?

Kale’nin büyük ve çözüm bekleyen prob- lemleri yok mu? Var elbette... Güvenlik, trafik, otopark başlıcaları...

Ve geldik hayaline

Sayın Yahnici’nin buraya kadar anlattıkları yapılan ve yapılması gerekenler ile Ankara ve Kale üzerine bazı tespitlerdi. Paylaşımının sonu ise hayali ile ilgili ki bu tüm Ankara ve Kale sev- dalılarının da arzusu. Diyor ki Sayın Yahnici:

Gün gelecek trafiksizleştirilmiş, araç kala- balığından, korna sesinden vareste bir Kale’de her köşeden, her mekândan yayılan müzik sesleri içinde; sokaklarda tuvaliyle çalışan res- samların varlığıyla, doya doya kültürü - sanatı - müziği soluya soluya yaşayacağımız günleri hayal ediyorum. Evde kalma bana bunları hatırlattı ve bunları hayal ettirdi. Hayal kurdu- ğum düşüncelerin sonunda Açık Hava Müzesi Kale’yi görüyorum… İnşaallah!

2020’DEN 21’E GIRERKEN PANDEMI KODESINDE

“Açık Hava Müzesi

Ankara Kalesi” hayali

(Fotoğraf: S. Ali ÜNAL)

Şevket Bülend Yahnici

(8)

31 Aralık 2020 Perşembe YIL: 1 / SAYI: 10 (İnternet gazeteciliğinde 10. yıl)

Fiyatı: 10 TL Yayının Adı: ANKHABER İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü

DURSUN ERKILIÇ Yayın Türü: Yerel, Süreli, Haftalık Gazete

İdare Yeri: Gökkuşağı Mah.

1164. Cadde 16 / 3 Çankaya / ANKARA Hukuk Danışmanı:

Av. Emin ERKILIÇ HABER - REKLAM İRTİBAT:

GSM: 0532 799 73 82 dursunerkilic@gmail.com

ankhaber06@gmail.com Baskıya Hazırlık: ANKHABER Medya Baskı Tarihi: 31 Aralık 2020 Perşembe ANKHABER, Anadolu Ajansı abonesidir

BASKI:

Bizim Dijital Matbaacılık Ostim, Uzay Çağı Cad, 1128. Sokak No: 6,

Yenimahalle / ANKARA Telefon: (0312) 341 00 02

Gazetemiz Basın Ahlak Yasası’na ve Basın Meslek ilkelerine uymayı taahhüt eder. Yazarların görüşleri kişiseldir ve kendilerini bağlar. İnternet Sitemiz bu görüşlerden sorumlu tutulamaz. (Bkz. Kullanım Şartları ve Gizlilik İlkeleri) Sitedeki

tüm harici linkler ayrı bir sayfada açılır. Sözleşmesi olmayan yazar, muhabir ve foto muhabirlerine ücret ödenmez.

Haber, köşe yazıları ve fotoğraflar izin alınarak ve kaynak gösterilerek yayımlanabilir.

DURSUN ERKILIÇ

Çevreci SAHNE Oyunları

Tiyatro l Bir Doğa Masalı l Hayvanat Bahçesi

DURSUN ERKILIÇ - ÇEVRECİ SAHNE OYUNLARI

TÜRKİYE DİYOR Kİ...

Hepiniz dersiniz ya; cennet gibi vatanım Doğru; ben hepinizin yüreğinde yatanım Şu çıplak tepe nedir, ağaçlarım nerede Şu kuru çeşme nedir; bak, su var mı derede Nehirlerim zehirli, göllerimse ölüyor Kurdum, kuşum kahırlı; insan neden gülüyor Bakın hanımlar, beyler; bu durum böyle gitmez Beton doluyor koylar; sanmayın deniz bitmez

HIRKALI Dilinden

- Şiir -

DURSUN ERKILIÇ - HIRKALI DİLİNDEN

DURSUN ERKILIÇ

SON SÖZ Hırkalı yok ettin şükür hırsını Takdirle bitirdin hayat kursunu Bir daha gelirsen yapma tersini İnsan olmak gibi hazine yokmuş

ISBN: 978-605-87026-5-3

HIRKALI dörtlükler

- Şiir -

DURSUN ERKILIÇ - HIRKALI DÖRTLÜKLER

DURSUN ERKILIÇ

SON SÖZ Hırkalı dörtlükle sönmez ateşin Kesti mi bu kelam, kalem tutuşun Kendine gelmezsen yakın bitişin Sürç-i lisan ettim ise affeyle

Çevreci GÖLGE Oyunları

Tiyatro

DURSUN ERKILIÇ - ÇEVRECİ GÖLGE OYUNLARI

DURSUN ERKILIÇ

l Orman Yangını l Hepimiz Suçluyuz BİR ZAMANLAR BİZİM KÖY

Her söğüdün binlerce dalı budağı vardı Üstündeki yuvalar güzel kuşların yurdu Serçe ile saksağan üstünden eksilmezdi Sığırcık sürü sürü sincap zıp zıp gezerdi Ağaçkakan rengarenk konardı söğütlere Hazırlardı yuvayı yuvasız serçelere Çalılarda bülbüller, kuşlar öter dururdu Sürü yola çıkarken önde kangal yürürdü

Kitabın Başkenti ANKHABER MEDYA Yayınları

K

ış mevsimi hazırlıkları kapsamında yeni araçlarını bünyesine katan ve güçlü araç filosuyla kışa hazır olan Pursaklar Beledi- yesi, ilçe sokaklarını açık tutmak için 7/24 çalış- malarını sürdürecek. Günlük yaşamın olumsuz etkilenmemesi için kar küreme araçları, greyder- ler, traktör kepçeler, tuzlama araçları, tuz yük- leyiciler ve süpürge araçlarını hazır bulunduran yetkililer, aileye katılan yeni araçlarla gücüne güç katarak, kış boyunca etkili bir çalışmayla zorlu sınavdan başarılı bir şekilde geçmeyi planlıyor.

“Hazırda bekliyor”

Vatandaşların kışın en zor şartlarına karşı mağdur olmamaları için gerekli bütün tedbirleri aldıklarını belirten Belediye Başkanı Ertuğrul Çetin, “Bu kış Belediyemizin bünyesine kazan- dırmış olduğumuz yeni araçlarımızla inşallah hemşehrilerimize daha hızlı ve yerinde hizmet etmek için çalışacağız. İlçemize kazandırdığımız tüm araçlarımız vatandaşlarımıza hizmet vermek için hazırda bekliyor. Kar yağışının başlamasıyla birlikte, bekleme noktasındaki karla mücadele araçlarımız, anında kar ve buzlanmaya karşı mü- cadele ederek yolları açık tutmak için yoğun çaba sarf edecek” dedi.

Akyurt Belediyesi ilçede çiftçilikle uğraşanların traktörlerine asmaları için reflektör dağıtımı yaptı. Akyurt Beledi- yesi Lojistik Tesisleri'nde çiftçilerle bir araya gelen Akyurt Belediye Başkanı Hilal Ayık, reflektörün özellikle karan- lıkta traktörüyle ilerleyen çiftçilerin işine yarayacağını söyledi. Başkan Hilal Ayık, “Eskiden beri gece ve karanlık- ta ilerleyen traktörler, arkadan gelen araçlar tarafından kolayca görülemezler.

Bu nedenle hem çiftçilerimiz ve traktör sahipleri hem de araç sürücülerimiz tehlike altında kalıyor. 500 çiftçimiz ve traktör sahibi vatandaşımız, dağıttığımız reflektörler sayesinde özellikle karanlıkta daha görünür olacak ve bu da trafikteki güvenliklerini artıracak” diye konuştu.

Pursaklar’ın güçlü filosu

Pursaklar Belediyesi, tam donanımlı

dahil edilen yeni araçlarıyla kış mevsimine hazır

Akyurt’ta çiftçilere

reflektör dağıtıldı

(9)

Budala

Yeni yılın, yeniyi ve iyiyi karşılaması ve şu virüsten kurtulma umu- duyla 2021’e giriyoruz.

Zülfü Livaneli sözle- rini de yazdığı Ada şarkı- sında: “Dünyayı güzellik kurtaracak / Bir insanı sevmekle başlayacak her

şey” der. Ve ne çok paylaşılır bu iki dize bizde, iyiye ışık tutarmış gibi.

Hayır, güzellik kurtarmaz dün- yayı. Güzellik sanatın nesnesidir, kurtuluşla açınacak olan.

Ve bir insanı sevmek bencilli- ğiyle, başlar mı hiç her şey? Bir in- sanı değil, insanı sevmekle belki...

Ama o da değil. Neden sadece insan olsun? Sevgiyle başlar her şey, insanı da kapsar şekilde.

Dostoyevski’nin Budala ro-* manında geçer “Dünyayı güzellik kurtaracak” sözü.

Ama bu sözü slogan düzeyine taşımak, Dostoyevski ile çelişir.

İppolit “Az önce dünyayı ‘gü- zellik’ kurtaracak dediniz, değil mi Kynaz?” diye alaycı seslendiğinde, Kynaz onun güzelliği aşka indirge- yen yaklaşımına yanıt dahi vermez.

Dostoyevski güzellik kavramını bir soyutlama içinde, bağıntıların- dan kopararak değil; iyi ve gerçek kavramlarını kapsar nitelikte ele alır. Dostoyevski’yi bilen, kavramı bağıntısı içinde düşünme derinli- ğinin, bu romana özel olmadığını bilir.

Ve romanın bütünü, güzelliğin kendi başına hiçbir şeyi kurtara- madığını sergiler!

“Bir insanı sevmekle başlar her * şey” ifadesini, Sait Faik’in “Alem- dağ’da Var Bir Yılan” öyküsünde buluruz. Bu alıntıyı böylece kullan- mak, Sait Faik’i selamlamayı değil, onu reddetmeyi karşılar.

Çünkü o ilkin sevgi kavramıyla başlar ve sonrasında insan özelinde devam eder: “Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey.”

Hemen ardından “Burada her şey bir insanı sevmekle bitiyor” der ve ilkin ortaya koyduğunu olum- suzlar.

Bu öyküye alışageldik Sait Faik okumaları dışında, gerçeküstü anlatımın izini sürerek ve şiirsel dikkatle yaklaşmak gerek. Ama slogana ihtiyacımız vardır bizim.

İstediğimiz gibi anlar, istediğimiz kadarını çeker çıkarırız ve aforiz- macı toplum, kolay kanar bu içe- riksizliğe.

Yeni yılın, ezber ve tutsaklık * içinde eskinin tekrarı değil, akıl ve özgürlük içinde ilerlemenin yılı olmasını istiyoruz. O zaman işe kendimizden başlamalıyız.

Düşüncemizdeki inaklara örnek olması amacıyla, her şeyi sevilen bir isimden istediğimiz kadarını çekip çıkardık ve yanlış iki dizeyle başladık.

Aziz Yardımlı’nın çevirisinde Mevlana’nın “Sonlu ve Sonsuz”

şiirinden, özgürlüğü içeren bir alıntıyla, 2021’i doğru dizelerle karşılayalım:

Çünkü nerede Sevgi uyansa, Ölür orada Ben, o karanlık despot.

Bırak gecede ölsün o, Özgürce soluk al sen şafakta.

kuvaysanli@gmail.com

Kuvay SANLI

Başkente özel orman

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Ankara'ya gelişinin 101’inci yılında, Altındağ’dan Ankara’ya hediye… Bu özel günde Ankara’ya 90 bin met- rekarelik yeşil alan ka- zandırılacak. 2500 adet meyve fidanının toprakla buluşacağı “27 Aralık Ormanı” başkente nefes olacak. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Anka- ra'ya gelişinin 101’inci yılı, Altındağ’da yine anlamlı bir etkinlikle kutlanacak.

Altındağ Belediye Başkanı Doç. Dr. Asım Balcı'nın talimatlarıyla, 27 Aralık günü vesilesiyle 2 bin 500 adet meyve fidanı toprakla buluşuyor. Orman, baş-

kente hem yeşil alan hem de oksijen kazandıracak.

Yeni yeşil alan

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Ankara'ya ayak bastığı bu anlamlı tarihte, Ankara'ya bir hediye vermek istediklerini, bu nedenle de bir hatıra ormanı oluş- turmaya karar verdiklerini söyleyen Başkan Asım Balcı,

“Altındağ'a kısa sürede 30 yeni park, 3 meyve ormanı alanı, 350 bin metrekare yeni yeşil alan ve 25 binden fazla fidan kazandırdık. 27 Aralık günü yeşil alanları- mıza 90 bin metrekare daha eklenecek, yeşil alan mikta- rımız 500 bin metrekareye yaklaşacak inşallah…” dedi.

Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 101. yıldönümü nedeniyle yazılı basın açıklaması yapan Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (ASMMMO) Başkanı Turgut Bahadır, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin bir milat olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Tarihi kahramanlıklarla dolu bir milletin yazdığı çok sayıda destan vardır.

Atalarımız birçok dönüm noktasında tarihi adımlar atarak tarihin akışına yön vermiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 27 Aralık 1919 tarihinde Ankara’ya

gelmesiyle şahlanan Seymen alayları, yakılan ateşler ile görkemli bir gün yaşayan milletimiz; istiklalimiz yolunda önemli bir adım atmıştır.”

27 Aralık 1919 tarihinin bir Kızılca Gün olduğunu, yeni kurulan devletin temelinin atıldığı gün olduğunu belirten Bahadır, “Biz mali müşavirler olarak şanla, şerefle nice 27 Aralıklar’ı kutlayacağız.

Atamızın açtığı yolda gösterdiği istikamette çağdaş, demokratik ve laik cumhuriyetin ilerlemesi için daha çok çalışacağız” dedi.

Bahadır: 27 Aralık milattır

(10)

A

nkara Gençlik ve Spor İl Mü- dürlüğü Satranç İl Temsilciliği ile Mamak Belediyesi tarafından Kovid-19 salgını nedeniyle evlerinde karantinada kalan vatandaşlar için Ankara geneli 'Ödüllü Online Satranç Turnuva- sı' düzenledi. 4 kategoride toplamda 384 yarışmacının katıldığı turnuvanın finali ve ödül töreni Mamak Belediyesi Prof. Dr.

Necmettin Erbakan Kongre Merkezi’nde gerçekleşti. Törene Ankara Gençlik ve Spor İl Müdürü Mustafa Çelik, Mamak Beledi- ye Başkan Yardımcısı Mehmet Düğmeci, Ankara Satranç İl Temsilcisi Engin Güleç ve finalistler katıldı. 8 yaş grubu, 10 yaş grubu, 12 yaş grubu ve açık kategorisinde gerçekleşen turnuvada her kategorinin dereceye girenlerine ödülleri verildi.

Farklı ödüller verildi

Bilgisayarı izleyen ve hile yapmaya yönelik girişimler tespit eden yazılım, anti-cheating, kontrolünde gerçekleşen yarışmanın her kategori birincisine çeyrek altın, ikinciye gram altın, üçüncüye yarı çeyrek altın ve her kategorinin birincisi kadın oyunculara gram altın hediye edildi.

Mustafa Çelik ödüllendirdi

‘Ödüllü Online Satranç

Turnuvası’nda

dereceye girenlere

ödüllerini Ankara

Gençlik ve Spor İl

Müdürü Mustafa

Çelik verdi

(11)

A

nkara Ticaret Odası (ATO) ile Ziraat Bankası arasında,

"Bankkart Başak Tedarik Zinciri Finansmanı Projesi"

kapsamında, oda üyesi te- darikçi ve alıcıların, güvenli ticaret sistemi içinde sıfır tahsilat riskiyle finansma- na erişebilmeleri amacıyla protokol imzalandı.

ATO Hizmet Binası'n- daki törende taraflar adına imzaları ATO Başkanı Gürsel Baran ile Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı Alpaslan Çakar ve Ziraat Bankası Ankara 2. Bölge Yöneticisi Burcu Kurgun attı.

Baran, imza törenin

ardından yaptığı konuşma- da, mart ayından bu yana reel kesimin büyük sıkıntı içinde olduğunu belirterek,

"Her sıkıntı bir imtihan ve- silesidir. Biz, milletimizin, devletimizin, ülkemizin büyüklüğünü bu dönem- de de gördük. Bu süreçte yükü omuzlayan en önemli unsurlardan biri bu ülkenin kamu bankaları oldu." dedi.

Protokolle, üyelerinin küresel salgın döneminde rahatlayacaklarını dile ge- tiren Baran, "Üyelerimizin bu zor süreci biraz daha ra- hat atlatması ve sıkıntıları- nın azalması adına önemli bir proje olduğunu düşünü- yorum." diye konuştu.

ATO üyelerine ‘tahsilat

risksiz finansman ’ imkanı

ATO ile Ziraat Bankası arasında oda üyesi tedarikçi ve alıcıların, güvenli ticaret sistemi içinde sıfır tahsilat riskiyle finansmana erişebilmeleri amacıyla protokol imzalandı

Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı Alpaslan Çakar da bankanın,

kurumsal yapının gerektirdiği dinamikleri işletmesinin yanında ülkenin menfaatini ve ihtiyaçlarını gözeten ve onları karşılayan temel bir

prensiple hareket ettiğini söyledi.

Çakar, küresel salgın döneminde de milletinin yanında olan Ziraat Bankası’nın çiftçinin, esnafın ve tüccarın her zaman yanında olmaya devam edeceğini bildirdi.

ATO Başkanı Gürsel Baran, bir tüccarın alacak-verecek konusunda endişelenmesi yerine yatırımlarına odaklanabilmesinin önemli olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: “Eğer ben bir tüccarsam alacak-verecek işinin benim işim olmaması gerekiyor.

Benim işim, malımı nasıl satarım, daha çok nasıl yatırım yaparım, işimi nasıl geliştiririm, ihracatımı nasıl artı- rırım, üretimimi nasıl artırırım ve bu ülkenin ekonomisine daha çok nasıl katkı sunarım? Bununla ilgilenmek olmalı. Şimdi milletin bankası Ziraat

Bankamız bu işi üstlendi. Gayretle- rinden dolayı Ziraat Bankasının tüm ekibine teşekkür ediyorum.”

Projeyle 160 bin üyenin sorunla- rını çözeceklerini ifade eden Baran,

“Anlaşmadan sonra kart devreye giriyor. Ben istediğim firmaya istedi- ğim ödemeyi, vadeyi veriyorum. Aynı kredi garanti fonunun ödemelerinde olduğu gibi, mevcut faiz oranlarının çok daha altında bir yükümlülükle bunu yerine getirebiliyoruz. Bu sayede finansmana çok kolay ulaşmış oluyo- ruz” ifadelerini kullandı.

BARAN: MEVCUT FAİZ ORANLARININ ÇOK DAHA ALTINDA

“Salgın döneminde de milletin yanındayız”

ZIRAAT BANKASI GENEL MÜDÜR

YARDIMCISI ALPASLAN ÇAKAR:

(12)

Mamak Belediyesi, ilçenin vitrini olan Mutlu Mahalle- si’ni modern bir görünüme kavuşturacak dönüşüm için ilk adımı attı. Yatay mimari esas alınarak 61 hektarlık alanda gerçekleştirilecek proje kapsamında 1260 konut ile birlikte yeşil alanlar, sosyal donatı alanları inşa edilecek.

Projenin son aşamaları ta- mamlandığında önümüzdeki haftalarda hak sahipleriyle anlaşmalar başlayacak.

Özel bir kent

Ulaşımdan altyapıya, spordan tarihi ve kültürel mirasa kadar her alanda Ma- mak’ı geleceğe taşıyacak yatı- rımların startını bir bir veren Mamak Belediyesi, Mutlu Mahallesi kentsel dönüşüm için düğmeye bastı. Plansız yapılar ve gecekondularla görüntü kirliliğinin yaşandığı

mahalle de konutların yanı sıra, ticaret alanları, sosyal donatı alanlarıyla çok özel bir kent ortaya çıkacak. Projenin başlamasıyla şehircilik anla- mında yeni bir yaşam sevi- yesine çıkılacağını kaydeden Başkan Köse, “Konutların yanı sıra ticaret alanları, alışveriş merkezleri, sosyal donatı alanlarıyla çok özel bir kent ortaya çıkacak. Şehircilik anlamında yeni bir yaşam seviyesine çıkacağız. Yani biz yeni bir mahalleden çok yeni bir kentte yaşam alanı planla- dık. Araçların sokaklara gire- mediği, itfaiyenin giremediği, ambulansın giremediği bir ortamdan bir yaşam alanına kavuşacağız. Yeşil alan çalış- masıyla daha yaşanılabilir bir ortam sunmayı amaçlıyoruz”

dedi. Köse, sokak kültürünü de muhafaza edeceklerini söyledi.

Benim Hüzünlü Yılbaşım

Karlı, puslu bir An- kara günüydü. Tarih, 31 Aralık 1995. Bahçe- li, dubleks bir evimiz vardı. Yılbaşı gecesi meslektaşlarım Hulki ve Adnanlar bize geleceklerdi. Mangal yakacaktım. Yeni yıla sucuk ekmek yiyerek girecektik. İkizlerimin dokuzuncu doğum gününü iki gün önce

kutlamıştık. 31 Aralık günü işten erken ayrılmayı planlıyordum. Öyle de oldu. Üstelik planladığım saat- ten daha erken ayrılmak zorunda kaldım.

İş yerinde yılbaşı öncesinin telaşından eser yoktu. Haber trafiği rutindi. Saat 13.00 sıralarında İs- tanbul’dan gelen kargodan çıkan ve üzerinde adımın yazılı olduğu zarfı, bir idari personel imza karşılığı teslim edip gitti. Zarfı açtım. İnsan Kaynakları’ndan geliyordu. Bir solukta okudum ve ilk okuyuşta ezberledim. Bugün bile ezberimde.

“Sayın Ahmet Tek,

Birlikte çalıştığımız uzun yıllar için size teşekkür ederiz. İş akdiniz 31 Aralık tarihi itibariyle feshedil- miştir. Kıdem tazminatı ve para- sal haklarınızla ilgili olarak Mali ve İdari İşler Müdürlüğü sizinle irtibat kuracaktır. Bundan sonraki iş yaşamınızda başarılar dileriz.”

yazıyordu.

Masadaki kişisel eşyalarımı toplamak yarım saat bile sürmedi.

İş yerinden ayrıldım, eve gittim.

Karım ev kadınıydı. Kapıyı açtı, hoş geldin dedikten sonra mutfağa geçti. Akşam için hazırlık yapıyor- du. Erken gelişime şaşırmıştı. Ne olduğunu sordu, zarftan söz etme- dim. İşten kovulduğumu söylemek için uygun bir vakit bekledim. Nasıl olacaksa?

Bahçeye çıktım, mangalı, kömürü, çırayı hazırladım. Otu- racağımız yeri, masa ve sandal- yeleri düzenledim. Akşam olmak üzereydi. Bir iki saate kalmaz, konuklar gelmiş olurdu.

Karım mutfakta hummalı bir şekilde çalışıyordu. Yanı başında durdum, işten kovulduğumu söyle- dim. Ellerimi tuttu, başını boynu- ma dayadı, “Hayırlısı olsun” dedi.

Gözlerinden iki damla yaş düştü.

O ağlamasını bastırmaya çalışır- ken, “Çocuklar duymasın. Yeni yıla üzgün girmesinler” dedim.

Oğlum yirmi yıl sonra,

“Baba, o gün annemle konuştuklarınızı duymuş- tum. ‘İşten kovuldum’ de- diğinde öyle kötü oldum ki. Odama gittim. Karde- şim neşeli neşeli oyuncak- larıyla oynuyordu. Ona, senin işten kovulduğunu söylemedim. O yılbaşı sabaha kadar uyuyama- dım. Senin bundan sonra ne yapacağını düşünüp durdum” itirafında bulunacaktı.

Misafirler geldi, mangal yaktım.

Kar yağdı. Adoş amcaları çocukları Atakule’ye götürdü. On altı yıllık Hürriyet hayatım, bir yılbaşında bitmişti.

Patron Aydın Doğan’dı. O bir tüccardı. Hürriyet’i bir yıl önce Erol Simavi’den satın almıştı. İşten atılma kararım Aydın Doğan’ın damadı tarafından verilmişti.

Damat, kayınpederine daha çok para kazandırmak istiyordu.

Bunun ilk adımı, çalışan sayısının azaltılmasıydı.

O yılbaşını artık patronum olmayan Aydın Doğan, onun işinin takipçisi damadı, işini kaybetme- yen Hürriyet çalışanları, meslek- taşlarım dahil, milyonlarca insan kutladı.

Yılbaşı, Ankara Batıkent’teki evime de geldi. Konuklarla hem güzel hem buruk bir yeni yıla mer- haba dedik.

Kırk yaşıma girecektim. İlk iş yerim Hürriyet olmuştu. Buradan ayrılışım, bir zarftan çıkan birkaç satırlık yazıyla oldu. Hayat bitmi- yor. İnsan, bir başka toprakta bir fidandan daha çabuk kök salıyor.

Kuruyup gitmek ne demek, daha hızlı büyüyor.

Ankara yeni yıla bembeyaz kar altında girdi. 1 Ocak 1996 sabahı bahçeye çıktım. Avuçlarımda çayın sıcaklığı, derin derin nefes aldım.

Çay bardağını yere koydum.

Ellerimi kara daldırdım. İçi karla dolan avuçlarımda hala çayın sıcaklığı vardı. Yumuşayıp eriyen karı sıktım, sıktım, sıktım. Yere düşen damlalara baktım. Kar, artık su olmuştu. Olması gereken olmuştu.

“Bir kapı kapanır, yeni bir kapı açılır. Kar altındaki bahçe gibi bem- beyaz bir sayfa açılacak hayatımız- da” sözleri geçti içimden.

Yeni sayfalar açıldı hayatımızda.

Bembeyaz değildi ama lekesizdi.

ahmetalitek@gmail.com

Ahmet

TEK MAMAK MUTLU

MAHALLESI

dönüşüme başlıyor

(13)

Ankara gerçekleri

Koronavirüs yü- zünden çok sıkıntılı geçen 2020’nin ardın- dan, 2021 yılıyla ilgili hem korku hem de umut dolu bir beklenti var. Umutların yeşer- mesi yönündeki bek- lentiye uygun hareket edilmesi ancak doğa- bilecek olumsuzluk- lara karşı da hazırlıklı olunması gerekiyor.

Yeni yılın ülkemiz ve Anka- ra’mız açısından önemi bu vesile ile yazılıyor, çiziliyor. Ankaralı Dernekler Federasyonu Genel Başkanı olarak Başkent’teki duru- ma dair bazı bilgileri paylaşmak istiyorum.

‘Cİ’ işaretli ürünler

Her şeyden önce, son günler- de sıkça dile getirilen bir gerçeği hatırlatmak istiyorum. Başkent 12 coğrafi işaretli ürünüyle bu alanda Türkiye genelinde söz sahibi.

2019 yılı verilerine göre Türk Patent ve Marka Kurumu tarafın- dan ‘Coğrafi İşaret’le (Cİ) tescille- nerek kalitesi, kaynağı ve gele- nekselliği korumaya alınan 470’in üzerinde değer bulunuyor Tür- kiye’de. Ankara, farklı ilçelerinde üretilen 7 gıda, 2 el sanatı, birer bitki türü, maden ve tarım ürünü olmak üzere, toplamda 12 ürün- le Coğrafi İşaretler listesindeki yerini almış durumda. Bununla yetinmeyen Ankara, aralarında Ankara Döneri, Ankara Simidi, Ankara Tavası, Erkeç Pastırması,

Ankara Tiftiği, Ankara Balı ve Ankara Çamlı- dere Höşmerim Tatlı- sının da bulunduğu 24 başvurusunun sonuç- lanmasını bekliyor. Kı- zılcahamam Bazlaması ve kaplıcaları da işareti hak ediyor.

Bu bakımdan, marka bilinci, firmala- rımızı markalı ürünler üretmesi, Ankara’dan ulusal ve uluslararası markalar çıkması, katma değer sağlayan işletmelere destek gibi konular çok önemli.

Önemli veriler var

Türkiye’deki gelir vergisi mü- kelleflerinin yüzde 7’den fazlası, kurumlar vergisi mükelleflerinin yüzde 10’dan fazlası Başkentte bulunuyor.

Bu oranlar Ankara’nın Türk ekonomisi içindeki yerini ve değe- rini gösteriyor.

12 Organize Sanayi Bölgesi, 10 Teknokent, 119 AR-GE ve 43 Tasarım Merkezi ile 8’i devlet ve 13’ü vakıf olmak üzere 21 üniver- sitesi bulunan Ankara, sanayi sek- töründe de öne çıkan bir özelliğe sahip.

Son açıklanan verilere göre, 2020 yılının ilk 9 ayında Anka- ra’da en çok konaklayan yabancı turistlerin geldiği ülkeler Irak, İran, Azerbaycan, Ukrayna, Almanya olarak sıralanıyor. Bu sıralamadaki ülke ve gelen insan sayısını arttırmamız gerekiyor.

Herkese iyi yıllar diliyorum.

Celalettin ULUDAĞ

Y

enimahalle Beledi- yesi, koronavirüs salgını sebebiyle ilçe sakinlerinin mağduriyetleri- ni giderebilmek için maddi manevi desteğe devam eder- ken yiyecek bulmakta güçlük çeken sokak hayvanları için de mama dağıtımı yapmaya de- vam ediyor. Sadece insanların değil sokak hayvanlarının da hayatını olumsuz etkileyen ko- ronavirüs salgınıyla mücadele Yenimahalle’de aralıksız devam ediyor. Sevimli dostları yalnız bırakmayan Yenimahalle Belediyesi Veteriner İşleri Mü- dürlüğü, ilçe genelinde kedi ve köpeklerin yoğunlukta olduğu yaşam alanlarına mama ve su bırakarak can dostları yaşama bağlıyor.

Pandemi tedbirleri gereği evlerinden çıkamayan hayvan- severlerin sevgi ve ilgisinden yoksun kalan sokak hayvan- larının ihtiyaçları belediye ekipleri tarafından yasak günlerinde aksatılmadan kar- şılanıyor. Sokak hayvanlarının aç kalmaması için ilçe gene- linde periyodik olarak yapılan mama ve su dağıtımlarının sıklaştırıldığını ifade eden Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, “Yerel yönetimler olarak salgının zararlarını en aza indirmek için tüm imkan- larımızı kullanıyoruz. Vatan- daşlarımızı olduğu kadar can dostlarımızı da yalnız bırak- mıyoruz. İlçemizdeki hiçbir canlıyı mağdur etmeyeceğiz”

diye konuştu.

DOSTLARA ŞEFKAT ELI

“Matematiğe Dokunuyorum”

sloganıyla Sincan Belediyesi yep- yeni bir projeyi daha hayata ge- çirmek için gün sayıyor. Matema- tiği soyut olmaktan çıkarıp daha anlaşılır ve kolay öğrenilir hale getirecek olan Matematik Müzesi, Sincan’a yeni bir nefes getirecek.

Sincan Belediyesi, 0-5 yaşındaki çocukların erken dönemde kitap- la tanışması ve ilerleyen dönem- de okuyan, araştıran bireylerin yetişmesi için ekim ayında Bebek Kütüphanesi’ni hizmete açarak büyük beğeni toplamıştı. Beledi-

ye, Ankara’da bir ilk olacak olan Matematik Müzesi’ni Sincan’a kazandırmak için çalışmalarını hızlandırdı.

Sincan Belediye Başkanı Mu- rat Ercan da Matematik Müze- si’ni inceleyerek bilgi aldı. Ercan,

“Müze ile Sincanımız’da mate- matiğe dokunacağız. Ankara’da bir ilki gerçekleştirecek olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Matema- tiği soyut olmaktan çıkarıp somut hale getirerek çocuklarımızın deneyerek, eğlenerek daha kolay öğrenmelerini sağlayacağız.”dedi.

Sincan’da ‘Matematik Müzesi’

(14)

Hak-İş’in

“emek”

temasıyla bu yıl ilkini düzenlediği fotoğraf

yarışmasında ödüller

törenle sahiplerine verildi

Hak-Iş’ten özgün proje

Y

arışmamın ödül töreni için Hak- İş Genel Merkezi’nde düzenlenen törene, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz, Hak- İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ve sınırlı sayıda davetli katıldı.

Bakan Yardımcısı Yavuz, Hak-İş ile yakın iş birliği içerisinde çalıştıklarını belirterek, Konfederasyonun daha önce düzenlediği film yarışması ve ebru buluşmasını da Bakanlık olarak desteklediklerini vurguladı.

Yavuz: Desteğe devam

Hak-İş kültür ve sanat hayatına renk katan proje ve çalışmalarını desteklemek- ten ve Hak-İş ile iş birliği yapmaktan mut- luluk duyduklarını ifade eden Yavuz, “Her platformda, sanatın her alanın geliştirilme- sine ve güçlendirilmesine katkı sağlamayı, sanatçılarımızı ile 7’den 77’ye sanata gönül veren herkesi desteklemeyi ve onları teşvik etmeyi önemsiyoruz.” dedi.

Hak-İş Genel Başkanı Arslan, konfederasyon olarak, sanatın her alanına destek verdiklerini belirterek, Kovid-19 salgınına rağmen kültür ve sanat faaliyetlerini aksatmadan gerçekleştirdiklerini söyledi.

Anadolu topraklarının tarihi, kültürü, mede- niyet anlayışı ve değerlerini ete kemiğe büründü- ren bir sendikal anlayışa sahip olduklarını ifade eden Arslan, “Hak-İş olarak her alanda örnek

ve özgün projeleri hayata geçirme iddiasındayız.

Kültür ve sanat da bu alanların başında geliyor.

Çünkü kültür-sanat adeta emek ve su gibi insan- ların doğal bir ihtiyacıdır.” diye konuştu.

Hak-İş Kültür Sanat Komitesi Başkanı Bir- sen Çiçek Odabaşı ise geleneksel olarak “emek”

temalı kısa film yarışmaları düzenlediklerini anımsatarak, bu yıl ilk kez aynı temayla fotoğraf yarışması düzenlediklerini belirtti.

“Örnek ve özgün projelerde iddialıyız”

Yarışmaya 600’ü aşkın eser için başvurulduğunu bildiren Hak- İş Kültür Sanat Komitesi Başkanı Birsen Çiçek Odabaşı, “Yarışmayla, fotoğraf konusunda emek eksenli bakış açısını yerleştirmeyi ve bu kültürün oluşturulmasını amaçlıyoruz” dedi.

1.’lik Dalgalanan Bayrağımız’a

Yarışmada, birincilik ödülü Sabahattin Özveren’in “Dalgalanan Bayrağımız”, ikincilik ödülü Uğur Sağıroğlu’nun “Oltu Taşı”, üçüncülük ödülü İlham Kazdal’ın

“Emekçi Anne” adlı eserlerine verildi. Abdurrahman Çetin’in

“Kamış biçen kadın” adlı eserleri ise Özel Ödüle layık görüldü.

Ödüllerin törenle eser

sahiplerine verilmesinin ardından, yarışmada sergilemeye değer görülen 30 eserin yer aldığı serginin açılışı yapıldı.

BIR KÜLTÜR

OLUŞUYOR

(15)

Fotoğraf: S. Ali ÜNAL KUŞAK

NİNE

Dünyanın derdini Çekmiş gidiyor Torunu peşine Takmış gidiyor Sanki gemileri Yakmış gidiyor Tohumu tarlaya Ekmiş gidiyor Hasat günü elbet Dönüp gelecek…

TORUN

Torun tekme/tokat Lo’ya vurmada Nenesi çekmese Lo taş durmada Nene torun kendi Kendin yormada Koca köy arkada Bunu görmede Görmese ne gam ki Olan olacak…

(Şiir: Dursun ERKILIÇ)

S

abaha karşı başlayan ilk kar yağışı kent genelinde etkili oldu. Özellikle yüksek kesimlerde yoğunlaşan ve zaman zaman et- kisini artıran kar yağışı nedeniyle ulaşımda aksamalar yaşandı.

Özellikle Eskişehir yolu ile Konya yolunda ulaşım yavaşladı. Polis elipleri trafiğin yoğun olduğu böl- gelerde sürücüleri yönlendirerek ulaşımı rahatlatmaya çalıştı. Öğle saatlerinde trafikteki yoğunluğun azalmasıyla birlikte ise belediye ekipleri kar temizliği çalışmaları- nı hızlandırdı.

K

ar yağışı sürücülere ise zor anlar yaşattı. Araçlar, karla kaplanan ara yollarda güçlükle ilerledi. Özellikle buz pistine dönen ve rampa olan yollarda birçok araç kayarak yoldan çıktı.

Karda kayan araçlar ya birbirine ya da yol kenarlarındaki direk- lere çarptı. Rampa aşağıya döne döne ilerleyen araçlardakiler ve çevredekiler de zor anlar yaşadı.

Vatandaşlar, karda kayan bir aracı elleriyle tutarak durdurmaya çalıştı. Bir belediye otobüsü de kayarak yoldan çıktı.

Mevsimin ilk kar yağışı

Ankara’da geçtiğimiz hafta etkili olmayan başlayan soğuk hava ile mevsimin ilk kar yağışı başkenti beyaza boyadı. Trafikte aksama yaşanırken çok sayıda kaza meydana geldi

Başkenti etkisi altına alan beyaz örtü, çok sayıda kazaya neden oldu.

(16)

Yeni yıl ve nardogan

İnsanlığın ortak değerleri vardır, gökyü- zünde ve yeryüzünde yaşanan tabiat olayları, gece, gündüz, fırtına- lar, depremleri bunları hiçbir din ve kültür sahiplenemez, ortak kader olarak yaşanır.

Zamanla bu değerler;

inançlar, kültürler ve coğrafi konumlardan dolayı anlam yükle-

nir, dini ritüeller haline getirilir, kutsallaştırılır. İnsanlarda; yeme, içme, barınma gibi fiziki ihtiyaç- larının yanı sıra, soyut olarak da çeşitli ihtiyaçları vardır. Yaratılışı bunun üzerine kurulmuştur. Bir şeyleri kutsama veya korktuğunda ki davranışları zamanla kült haline dönüşür, nesilden nesle aktarılarak geleceğe taşınır.

Dünya yaratıldığından beri, duygu ve davranış mirası faz- la değişimlere uğramamış ama isimler dillere, inançlarına, yaşa- nılan coğrafyanın durumuna göre bazen gelişerek, bazen değişerek süre gelmiştir. İsimler değişse de manalar pek değişikliğe uğrama- mıştır. Korktukların da ki davranış biçimleri, çoğu zaman ibadetlere yansımış, adak sunmaya kadar gidilmiştir. Hayvanları adamak insanoğlunun yaratılışı kadar eskidir. Bu davranış, duygu sığın- ması olarak görülmenin yanı sıra bir bağışlanma olacağı bilinçaltına yerleşmiştir.

Gökyüzünde meydana gelen değişiklikler, mevsim geçişlerinde ki farklılıklara birçok medeniyetler ortak bir davranış biçimi geliştir- mişlerdir. Mevsim geçişlerinde ki, ekinoks durumlarına manalar verilmiş, bunun için hikayeler, efsaneler uydurulmuştur. Bu efsanelerden birisi; ay takvimime göre veya çeşitli medeniyetlerin adlandırdığı şekliyle Nardogan’dır.

Genellikle Orta Asya’da yaşayan Türklerin geleneklerinden yola çıkılarak, mitoloji olarak birçok uygarlıklar etkilenmiştir. Türk mitolojisine göre; 21 Aralık, yani gece ile gündüzün eşitlendiği o gün, bayram olarak kutlanmıştır.

İnançlarına göre gündüz ve gece bir savaş halindedir ve 22 Aralık günü gündüz geceyi yenmiş savaşta galip gelmiştir. O gün hayat ağacı olarak adlandırılan Akçaçam ağacı ki, (Ölümsüz hayat ağacı) bunun

dünyanın merkezinde dikili olduğu, ucunun çok yukarılarda Ülgen Tanrı’ya ulaştığı, yapılan dua ve dileklerin bu ne- denle duyulduğu, yerine getirildiğine inanılırdı.

Çam ağacı süslenir, o gün çeşitli yiyecekler ve ritüellerle kutlanırdı.

Bu gelenek; Türklerden Sümerlere, onlardan da Eski Roma’ya geçmiş, süregelen zamanlarda da çeşitli kültür ve medeniyetlere sirayet et- miştir. Kültürler etkilenmiş, dinler bile bu gelenekten etkilenmiştir.

Hıristiyanlar İznik konsülünde Hz.

İsa’nın doğum gününe denk gelen bugünü iki gün sonraya alarak, 24 Aralık’ta bu kutsal doğumu kut- lama kararı almışlardır. O gün ay takvimine göre de diğer takvimlere göre de gece gündüz eşitlenmekte- dir. Bu değişmez insanlığın ortak değeridir. Ne yapılırsa yapılsın değişmez bir kuraldır. Sadece buna manalar vermek değişebilir, bazı medeniyetler isim değişikliği ile önemini artırır veya sıradan bir gün olarak geçiştirirler.

O gün yapılan dua ve iyi dilek- lerin kabul edileceği inancı günü- müze kadar gelmiş ve birçok kültür etkilenmiştir. Bu mitolojinin çıkış yeri olan Türk kültüründe isimler değişmiştir. Çuvaş Türkleri; Narta- van, Moğol dilinde Nar, güneş an- lamında, Türkçe de Doğan kelimesi ile birleşmiş Nardoğan. Tatarlar da Koyaş Tuğa, (Güneşin doğumu) Başkurtlar, Mardugan, diye isimler vermişlerdir. Bu inanç, (hayat ağa- cı, Akcaçam) çeşitli kültürleri öyle etkilemiş ki, günümüze kadar gelen çeşitli dokuma ve nakışlarda hayat ağacı motifi, kilim, halı ve çeşitli dokumalarda hala görülmektedir.

O gün için edilen dualar nesil- den nesle aktarılmıştır.

Nardugan’ım nar olsun, / İçi dolu nur olsun, / Nardogan oyna- yanın, / Ömrü uzun olsun. Nardo- gan’ı sahiplenenler, / Hayatı huzur- lu olsun/ Mal hayvanlarınız artsın, / Kulunlarınız koşsun, / Ekinleriniz iyi yumurta gibi tok olsun.

Adına ne denilirse denilsin, yeni yıl milletimize, dünyaya, insanlığa, yaşayan nebatat ve hayvanata hayır ve güzellikler getirsin. Mutluluk ve huzur dolu yeni yıl dileklerimle, Nardogan’ınız kutlu olsun.

Esen kalın.

gunerdincaslan1@gmail.com

Güner DİNÇASLAN

Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü tarafından Yozgat’a yapılan Sorgun Gev- rek Göleti tamamlandığında 8 bin 750 dekar tarım arazisi- ni sulayacak.

DSİ Genel Müdürü Kaya Yıldız, yazılı açıklamasında, DSİ’nin yaptığı yatırımlarla Yozgat’ın mümbit toprakları- nı su ile buluşturmaya devam ettiğini bildirdi.

Yozgat’ın Sorgun ilçesin- de Gevrek Göleti inşatının

devam ettiğini aktaran Yıldız, şunları kaydetti:

“Göletin tamamlanma- sı ile 8 bin 750 dekar tarım arazisinin sulanması sağla- nacak. Temelden yüksekliği 25,50 metre ve su depolama kapasitesi 3,40 milyon met- reküp olan Gevrek Göleti’nin tamamlanmasıyla 2020 birim fiyatlarıyla ülke ekonomisine yıllık 7 milyon 751 bin lira katkı sağlanması hedeflen- mektedir.”

Sorgun Gevrek Göleti 8 bin 750 dekar tarım arazisini sulayacak

Eskişehir Organize Sa- nayi Bölgesince (OSB), kent sanayisinin yüksek tekno- lojiye dayalı yetişmiş teknik ve kalifiye eleman ihtiyacını karşılamak amacıyla kurulan Mesleki Edindirme ve Ge- liştirme Merkezi (MEGEM) istihdama katkılar sunmaya devam ediyor.

Eskişehir OSB Başkan- lığından yapılan açıklama- da, 2009 yılında kurulan MEGEM’in kent sanayisine eğitimli, alanında donanımlı

insanlar yetiştirmeyi sürdür- düğü bildirildi.

Yapılan açıklamada, “4 yıl boyunca iştirakleriyle hizmet veren MEGEM, Eskişehir OSB Yönetim Kurulu Başkan- lığına Nadir Küpeli’nin seçil- mesinin ardından yepyeni bir vizyona bürünerek anonim şirket statüsüne kavuşturul- muş, böylece daha işlevsel bir şekilde çalışması sağlanarak, alanın da Türkiye’ye örnek olmaya devam etmektedir.”

bilgisi paylaşıldı.

Iş sahibi yapan merkez

Referanslar

Benzer Belgeler

İSMMMO web sitesi üzerinden yapılan açıklamada, yaşanan mesleki yoğunluk, 2015 yılının geçiş yılı olması ve gelen ta- leplerin de değerlendirilmesi sonucunda,

STAJ SÜRESİNDEN SAYILMASI HAKKINDA Toplam 178 saat olan SMMM yeterlilik sınavı hazırlık kursuna devam süresinin 160 saat ve üzerinde olması durumunda 4 ay, 133 saat ve

belgesine haiz meslek mensup- larının, kendi serbest meslek faaliyetleri kapsamında bu işi de yapabileceklerine, İş Güvenliği faaliyetleri için ayrı bir serbest

SMMM Staj Başlatma Sınavları Hazırlık Kurslarımızda, verilen eğitimlere paralel içerikte hazırlanmış Muhasebe Uygulamaları ve Hukuk konuları ile ilgili konu anlatımlı

Maliye ve Gümrük Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü Serbest Muhasebeci Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Geçici Kurul Başkanlığı’na

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMMMO) Muhasebe Mesleğinin Yapı Taşı Istanbul Chamber of Certified Public Accountants (ISMMMO) The Key Element of

a) Oda yönetim kurulu tarafından görevlendirilmek kaydıyla, meslek mensuplarının haksız rekabete ve reklam ilkelerine ilişkin meslek kurallarını ihlâl edip

3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu'nun 12'nci maddesine dayanılarak düzenlenen, Yeminli Mali