• Sonuç bulunamadı

Doç. Dr. Bengi ÇINAR KUL Epigenetik

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Doç. Dr. Bengi ÇINAR KUL Epigenetik"

Copied!
24
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Epigenetik

Doç. Dr. Bengi ÇINAR KUL

Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Genetik Anabilim Dalı

(2)

Darwin ve Freud bir gün bir birahaneye gitmişler. Birahanenin bir köşesinde bir anne fare ile oğlu dertli dertli içki içiyormuş. Anne, kapıdan içeri giren Darwin ve Freud’u görünce çok sevinmiş, hemen yanlarına gitmiş ve

-Ey dahiler sizi gördüğüme çok sevindim, oğlumun büyük bir derdi var bu derdin ne olduğunu ancak siz bilebilirsiniz. demiş.

Darwin ve Freud merakla –Oğlunuzun neyi var? diye sormuş.

Anne - oğlumun ruh hali çok bozuk, hiç mutlu olamıyor, sürekli kötümser, hep kötü şeyler düşünüyor, hep kavga çıkartıyor.

Darwin hiç düşünmeden hemen -Sorun Genetik. demiş.

Freud -Hayır sorun anneden kaynaklanıyor. demiş.

Anne şaşkınlıkla bir Darwin’e bir de Freud’a bakmış ve -Hanginiz doğru söylüyor? diye çaresizce sormuş.

Tam o sırada tesadüfen içeriye giren Conrad Waddington sorunun cevabını vermiş;

-ikisi de doğru söylüyor, sorun Epigenetik“ demiş.

(Orijinal metin) Hurley, D. (2013).Trait vs. fate.Discover 34(4) p. 48-55

(3)

• DNA’da baz diziliminde bir değişiklik olmaksızın şeker-fosfat iskeleti üzerindeki değişimlerle genin ifade edilmesinde gerçekleşen değişiklikleri içerir.

Çok hücreli organizmalarda aynı genomdan köken aldığı halde hücrelerin fonksiyon ve hatta hücre yapısında farklılaştıkları görülmektedir.

Genomda yer alan her gen, her dokuda dolayısıyla her hücrede protein kodlamaz yani aktif değildir.

(4)
(5)

GEN İFADESİNİN TEMELLERİ

• Organizma farklı hücre tiplerinde farklı gen takımlarını çalıştırmaktadır.

• Ökaryotlarda gen ifadesinin düzenlenmesi birçok aşamada olabilir. Bu aşamalar;

DNA ya da kromatinin yapısal ve kimyasal modifikasyonu,

Transkripsiyonel kontrol,

 Transkripsiyon sonrası kontroldür.

(6)

GEN İFADESİNİN TEMELERİ

• Genler belirli hücrelerde belirli zamanlarda ifade edilmelidir.

• Hücrelerin gen ifadesindeki bu kontrolünü

sağlayabilmek için kromatinin yeniden şekillenmesi gerekir.

(7)

DNA MODİFİKASYONLARI

• Gen ifadesinde görülen

değişiklikler, DNA’nın seçici olarak farklı epigenetik

durumlarda bulunan farklı kromatin yapılarına

paketlenmesiyle ortaya çıkmaktadır.

• Kromatin yapı sıkışıp

yoğunlaştığında genler inaktif olur. Kromatin yapısı

gevşeyerek açıldığında ise

genler aktif olarak ifade edilir.

(8)

DNA MODİFİKASYONLARI

Epigenetik değişiklikler;

• DNA metilasyonu

• Histon modifikasyonları

• RNA aracılı gen susturmaları Olarak üç temel grupta toplanır.

(9)

DNA METİLASYONU

• DNA üzerindeki genler metile ve demetile

olarak, o hücrenin görevini yerine

getirmesini sağlarlar.

• Hücre farklılaşmasıyla beraber farklı dokularda farklı genlerin ifade

olmasının temelinde bu düzenleme yatmaktadır.

(10)

Genom Damgalanması İçin DNA Metillenmesi Gerekir

• Genin ifadesi anneden mi babadan mı kalıtıldığına bağlı olarak değişir. Buna genom damgalanması denir.

• Germ hücrelerinin oluşumu sırasında, damgalanacak genler, yumurta ya da spermde bulunmalarına bağlı olarak metillenerek işaretlenir.

(11)

GENOM DAMGALANMASI

• Bazı genlerin ifadeleri anne ya da baba genomunda

baskılanmış olup, karşılıklarının diğer genomdan alınması

gerekir (imprinting). Bunun eksikliğinde normal embriyo gelişimi gerçekleşemez.

• Alellerden birisi

damgalandığında, o genin

fonksiyonu normal olacak iken, bu damgalanma olmazsa genin normal fonksiyonu da bozulur.

(12)

HİSTON MODİFİKASYONLARI

Kromatin yapısını değiştirme işlemlerinden bir diğeri de Histon modifikasyonudur.

Bu modifikasyonlar arasında;

• Fosforilasyon,

• HAT

(histone asetil transferaz)’lar tarafından asetillenme

• HMT

(histon metil transferaz)’lar

tarafından metillenme yer almaktadır.

(13)

HİSTON MODİFİKASYONLARI

• Bir genin ifade edilip edilmeyeceğini o geni açık veya kapalı duruma getiren bu modifikasyonlar belirler.

• Histonlar üzerinde yapılan bu değişiklikler, kromatin yapısını gevşek ya da sıkı olma durumunu

etkileyerek gen ifadesinde düzenleyici rol oynar.

(14)

TRANSKRİPSİYON DÜZEYİNDE DÜZENLEME

• Bazal ya da genel transkripsiyon faktörleri adı verilen bir seri protein, transkripsiyon etkinliğini arttıracak pozitif faktörler ya da transkripsiyon etkinliğini azaltarak negatif faktörler olarak rol oynarlar.

• Bu proteinler genlerin ne zaman ve nerede ifade olacağını ve transkripsiyon oranını kontrol ederler.

(15)

GEN İFADESİNİN TRANSKRİPSİYON SONRASI DÜZENLENMESİ

• Post-transkripsiyonel gen sessizleştirilmesi, mRNA üzerinden

protein sentezinin engellenmesiyle sağlanır. Bu

mekanizmaya RNA interferansı (RNAi) denir.

(16)

MODEL ORGANİZMALAR

• Solucan, sinek ve insan gibi birbirinden son derece farklı hayvan türlerinde, gelişimi

denetleyen protein kümeleri şaşırtıcı biçimde benzerdir. Vücut planlarındaki farklılıklar,

önemli ölçüde, her genle ilgili düzenleyici DNA’daki farklılıklardan kaynaklanmaktadır.

(17)

Drosophila melanogaster

Embriyo gelişimini kontrol eden genlerin 3 ana sınıfı vardır.

Bunlar,

• Maternal genler,

• Segmentasyon genleri

• Homeotik genlerdir

(18)

Drosophila’da Maternal Genler

• Embriyonik gelişim maternal etkili gen ürünlerinin oluşturduğu tabakalanma tarafından başlatılır.

• Embriyonun ön ve arka ekseni boyunca oluşan moleküler tabakalanmada yer alan bilgiler

segmentasyon genleri ve homeotik genlerden oluşan zigotik gen seti tarafından yönlendirilir.

(19)

Drosophila’da Segmentasyon Genleri

• Segmentasyon genleri,

döllenmeden sonra transkribe edilirler ve vücut segmentlerinin sayısını belirlerler.

• Embriyonun kendi genomunun ürettiği ilk bileşenlerdir. Bu

sebeple zigotik genler olarak adlandırılırlar.

• Segmentasyon genlerinin en az üç alt sınıfı vardır, bunlar;

 Boşluk (gap) genleri,

 Çift-Kural( pair-rule) genleri

 Segment polarite genleridir

(20)

HOMEOTİK GENLER

• Homeotik genlerin ifadesi, hangi vücut segmentinden hangi ergin yapıların

oluşacağını belirler.

• Homeobox genleri ilk olarak Drosophila’da bulunmalarına karşılık, zebra balığı, tavuklar, fareler ve insan da dâhil

olmak üzere segmentli vücut planı olan birçok ökaryot

genomunda bulunmaktadır.

(21)

HOX GENLERİ

• Hox genleri, embriyo hücrelerinde vücutta hangi yapıların nerede bulunacaklarını ve bu nedenle de neye dönüşeceklerini belirleyen genlerdir.

• Bu genler, tüm hayvanlarda, yapı ve işlev bakımından çarpıcı şekilde benzerlik gösterir. Bu nedenle de, hayvanların vücutlarının belirli planlara göre oluşumunun

mimarları olarak kabul edilirler.

(22)

HOX GENLERİ

(23)

Çok hücreli organizmalarda gelişim, farklı gen ifadesi profillerine dayanmaktadır. Genom hücreden hücreye sabit olmasına karşın gen ifade profili hücrenin içinde bulunduğu koşullara göre hızla değişebilen yapıdadır.

(24)

Gen ifadesinin analizi, genlerin fonksiyonlarının anlaşılması ve genetik hastalıkların tanı ve

sağaltımında önemli yer tutmaktadır.

Gen dizisinin saptanmasıyla, genin protein

ürününü tanımlamak, nasıl çalıştığını araştırmak ve genin ifade edilmesini denetleyen düzenleyici DNA analizlerine başlamak mümkün

olabilmektedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Daha önceki örneklerde belirtildiği gibi, genel transkripsiyon faktörlerinin promotor bölgelere bağlanmasından sonra, RNA polimeraz II nin doğru

meydana gelen nükleer kaza sonrasında atmosfere büyük miktarda fisyon ürünleri salındığı 30 Nisan 1986 günü tüm dünya tarafından öğrenildi.. 3 Mayıs Cumartesi

 Büyük bir kayın ağacının 72 kişinin Büyük bir kayın ağacının 72 kişinin günlük oksijen ihtiyacını karşıladığını günlük oksijen ihtiyacını

• Besin zincirinde enerji transferi sırasında aktarılan enerji değişime uğramaktadır (entropi!!! doğada

O yüzden bu tür destanlar pek araştırmamışlardır(Kaskabayev ve Azerbayeva, 2004: 17).. Dini destanlar Sovyetler Birliği zamanında yasaklanıp yayımlanamayan,

¤  Her farklı mRNA’nın denenmesiyle, yeni sentezlenen proteinlere hangi amino asidin

Şâm beğler-beğisine hükm ki; sâbık Şâm beğler-beğisi Sinân mektûb gönderüb zikr olunan kethüdâlık mukaddemâ Mehmed çavuş tahvîlinden dârende Mustafa çavuşa

Fakat mecmua içinde bir mukataa kaydında H.1068 (M. 1658) tarihi geçmektedir. Hazai makalesinde yazmanın tahmini olarak 1689 ile 1728 tarihleri arasında yazılmış