• Sonuç bulunamadı

Nefise»ye yazılır. Yolu belirlenmiştir ar- lişimini yansıtacaktır. Oysa ne konuları, ne ların, balıkçı kayıklarının ressamı : tık. Antik heykellerden yapılan desen ça- üslûbu ve ne de beğenisi değişmiyecek;

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share " Nefise»ye yazılır. Yolu belirlenmiştir ar- lişimini yansıtacaktır. Oysa ne konuları, ne ların, balıkçı kayıklarının ressamı : tık. Antik heykellerden yapılan desen ça- üslûbu ve ne de beğenisi değişmiyecek; "

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

güverte subayı olarak orduya katılan H. Onat konması olayıdır. Özüne sadık bir estetik Açık havanın, gün ışığı altında titreşen yer- arkadaşı Ruhi Arel'in özendirmesiyle «Sana- inançtır. Zaman belki teknik gücünün ge- yüzünün durgun sahillere bağlanmış mavna- yi*

1

Nefise»ye yazılır. Yolu belirlenmiştir ar- lişimini yansıtacaktır. Oysa ne konuları, ne ların, balıkçı kayıklarının ressamı : tık. Antik heykellerden yapılan desen ça- üslûbu ve ne de beğenisi değişmiyecek;

lışmaları ile doğanın kılı kırk yararcasına inançlı bir kararlılığı sürdürecektir. Bu te- incelenmesi temeline dayanan Akademik öğ- meldeki estetik inancın kökenini kavramak renim yılları, sonra kazanılan Avrupa'ya gi- için Türk resminin gelişim çizgisi içinde H i k m e t O n a t diş sınavı. Sanat öğrenimini Paris'te Devlet H. Onat'ın yerini çevresini belirlemek gere-

Güzel Sanatlar Akdemisinde Fernand Cor- kir.

mon'un atölyesinde sürdürmesi. Burada, sa- Yaşayan Türk resminin en uzun ömürlü nat yaşamı süresince geliştireceği yetkin ustası 95 yaş sergisini Şubat 1977 (Osman- tekniğinin ilk hünerli fırça darbeleri resim- bey - Akbank Sanat Galerisi - İstanbul) da lerinde belirmeye başlıyacaktır. Cormon atöl- açtı. Resim tarihimizin canlı bir anıtı olan yesinin katı - kuralcı akademik havası içinde Hikmet Onat XIX. Yüzyılın sonlarından XX. zaman zaman bunalacak, kendi kişisel göz- Yüzyılın son çeyreğine dek sanat coşkusunu lemlerinin de katkısıyla anlatım dilini oluş- ve verimini gençlere taş çıkartırcasına sür- turma gereğini duyacaktır. Kişiliğinin bu bi- dürmektedir. Meslek sevgisi ve bağlılığının çimlenme süreci içinde Paris'in tüm müzele- bundan daha güzel bir tanımı olamaz. Her rini, sergilerini adım adım izler. Önceleri çağında resimi yaşayan, her yaşını eserle- büyük hayranlık ve ulaşılmazlık duygusuna riyle dolduran, her eserinde yeniden dünya- kapılır. Daha çok çalışır. Zamanla çalışma ya gelen ; çalıştıkça gençleşen yüzü, güzel- gücüne olan güveni artar,

leşen elleriyle, gözleriyle dünyamızı daha Birinci dünya savaşının çıkmasıyla yur- bir anlamlı gösterme çabası gösteren bir da döner. Gerçekçi - izlenimci Hikmet Ohat' usta. ın sanatçı yaşam serüveni başlamış olur.

Hikmet Onat'ın yaşam serüveni sanatla Aslında bu başlangıç nerelere varacağı belli az-çok ilgilenen her kuşağın sanatseverince olmayan bir çizgi değildir. Tersine, yolu yor-

bilinir. damı belirli, gelişimi çeşitlemelerle zengin- Hikmet onatın en son

Deniz Harp Okulunu bitirdikten sonra leşecek bir .doğaya bakışı biçiminin ortaya fotoğrafı

(2)

Salı pazarı sahilleri yağlıboya 2.00x1.60

Doğanın büyük bir hayranlık konusu ola- rak Türk resmine girişi XIX. Yüzyılın ikinci yarısıdır. O günlere dek minyatür tekniğinin kendine özgü kuralları içinde doğaya bakan Türk ressamı şematik biçim kalıplarının et- kisinden kendisini kurtaramıyor, yaşayan ve gerçek bir doğadan uzakta kalıyordu. Türk Klâsikleri olarak adlandırılan Şeker Ahmet Paşa, Hüseyin Zekâî Paşa ve Süleyman Seyit bey yaşayan doğa gerçeğine eğilmişlerdi. Do- ğayı kavramak için doğru görmek ve büyük bir sadakatle ve olduğu gibi aktarmak is- tiyorlardı. H. Onat bu anlayışın ürünlerini Avrupa'ya gitmeden önce İstanbul'da gördü.

1910'ların Paris'i ise çağdaş sanatı oluşturan yeni akımların ortaya çıktığı yerdi. H. Onat'ın doğa gerçeğinden çağdaş gerçeklere ulaş- ması beklenemezdi. Ayrıca İzlenimciliğin (Empresyonizm) çekiciliğine, renk ve ışıkla bütünlenen doğa olayına Onat'ın kendini kap- tırıvermesi için İstanbul güneşini yaşamış olması yeterdi.

Paris'te büyüye sıla özlemi ile İstan- bul'a dönüşünde güneş ışığının nesneleri ay- dınlattığı sürece gerçeği ve izlenimlerini ya- kalamaya, doğayı kucaklamaya çalıştı. Ku- şağının diğer sanatçıları ile birlikte — İbra- him Çallı, Feyhaman Duran, Nazmi Ziya — açık havanın, gün ışığı altında titreşen yer- yüzün görünülerini bıkıp usanmadan resimle- meye giriştiler.

Onat, kaynaşan - titreşen renk tanecik- lerini durgun sahillere bağlanmış mavnaların balıkçı kayıklarının suya yansıyan görüntüle- rinde yakalamaya çalıştı. Ne küçük dalgacıkların kıpırtılarıyla renklenen kayıkla- rın görüntüsü tükendi ne de Hikmet Ont'ın konusuna olan tutkunluğu. Sabahın ilk ışık- ları ile başlıyan ve her gün tekrarlanan bu sanat sevgisinin ve veriminin Türk ressam- larına örnek olması beklenir.

Doç. Devrim Erbil

HikmeS Onst jn kısa biografisi:

Sanat alemimiz şeyhülressam Hikmet Onatı 14.3.1977 tarihinde kaybetti. 95 yaşı- nı idrak ettiği sırada ilk kişisel sergisini ge- çen şubatta AK galeride açmıştı.

Hikmet onat 1880 tarihinde Fındıklıda doğ- muştur. Orta tahsilini yapdıktan sonra deniz harb okuluna girmiş, resme aşırı derecede ilgi gösterdiğinden sanayii nefise mektebi âlisine girerek resini tahsiline başlamıştı.

Buradan avrupaya gönde/ilen H. onat Pariste Cormon atölyesine devam etmiş 1. dünya harbi çıkınca yurda dönmüştür.

Hikmet Onat, doğanın, açık havanın ressa- mı idi. Son yıllarına kadar boğaz içi, üsküdar, salacak ve fenerbahçe kıyılarını sağlam de- seni, kuvvetli renkleri ile tualine resm et- miştir.

Kendisine tanrıdan mağfiret dilerken sayın

kızına, oğlu mimar Edip Onat'a baş sağlığı

dileriz.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bilindiği gibi ruhî tahlilin bir ilim haline gelmesi ancak aşırımızın başında Freud, Adler, Jung gibi bilginler sâye-.. sinde vâki

HIV ile infekte olan bireylerin %90’ına tanı konmasını, tanı alanların %90’ına te- davi başlanmasını ve tedavi başlananların %90’ında virusun tam olarak

Lale Film in elinde olan ve yıllar boyu, elverişsiz hac­ mine karşın (alabildiğine dar ve uzun bir mekan), bu şirketin salon filmlerini başa­ rıyla gösteren

Objective: The objective of this study is to describe the potato dextrose agar (PDA) with rose-Bengal and chloramphenicol as a new and simple medium (R-PDA chloramphenicol agar) to

Anti-HCV ve HBsAg’nin birlikte pozitif olduğu hasta örneklerinde HBV DNA ve HCV RNA viral yük miktarları açısından istatistiksel olarak anlamlı fark tespit

İtalyan sanatçı Kanonika’nın İstanbul, Taksim Meydam’ndaki Cumhuriyet Anı- tı’yla ilgili pek çok haber, yazı okumuş­ sunuzdur.. Bunlar arasında ilk aklıma gelen,

Türk Anayasası'mn ve askeri iç hizmet talimatının, bu gibi hallerde Türkiye Cumhuriyetini koruma ve kollama görevini Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yüklediği, bu

Haluk Eraksoy, ‹stanbul Üniversitesi, ‹stanbul T›p Fakültesi, ‹nfeksiyon Hastal›klar› ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dal›, Çapa, ‹stanbul, Türkiye Tel./Phone: +90