• Sonuç bulunamadı

Tohum Yasas

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tohum Yasas"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Tohum Yasası geçen salı TBMM'de kabul edildi. Geçici 1. maddedeki değişikliğe karşı birkaç görüşü saymazsak tohum maçının son raundu sükût içinde geçti. Karşı görüşler de genellikle "bizim köylü dedi ki..." den öteye gitmiyordu.

Oysa, geçici maddede yapılan değişikliğin

- hem piyasaya egemen olan ulus ötesi firmaların tohumlukları karşısında yerel tohumların yaşam süreci; - hem de genetik yapısı değiştirilmiş (GDO) tohumlara kapıyı aralaması

olmak üzere iki önemli amacı vardı.

Siz, "Öküz altında buzağı aramaya başlama!" demeden önce geçici 1. maddenin 3. fıkrasında yapılan değişikliğe Tarım Bakanı Mehdi Eker 'in ağzından bakalım:

"Ülkemizde yeter sayıda kayıtlı çeşidi bulunmayan bitki türlerinde halen devam eden çeşit geliştirme ve çoğaltım faaliyetlerinin sürekliliğinin sağlanması gerekmektedir. Ayrıca, kayıtlı çeşit olsa bile bazı özellikleri ile ülke ekonomisi bakımından önem taşıyan bitki türlerinde yeni çeşitlerin ülke tarımına kazandırılması için öngörülen süreden daha uzun bir süreye ihtiyaç duyulmaktadır. Bu nedenle, geçiş dönemi beş yıl olarak düzenlenmiştir." İlk okuyuşta gerekçe, biyo-çeşitliliğin korunacağı, geleneksel ve yok olmak üzere olan türlerin korunmasını sağlayacağı... Hatta genetik yapısı değiştirilmiş tohumlara (GDO) karşı önemli bir kazanımmış gibi gözükmekte. Ne var ki gerekçe, göründüğü kadar masum değil. Zira, "yeni çeşitlerin" kazandırılması amacıyla geçiş süresi uzatılırken

° hangi tür tohumlukların istisna kapsamına gireceği;

° benzer çeşitler varken yeni çeşit kazandırılmasının nedenleri;

° yeni çeşitlerin kazandırılması için gerekli sürenin nasıl saptanacağı belirlenmemiştir. Dolayısıyla, geçiş süresinin uzatılması yerli tohum çeşitlerini korumaktan ziyade yeni çeşitlerin uyum süresini uzatmaya yarayacak gibi

gözükmektedir!

Bu arada 5 yılın yeni çeşitlerin kayıtlı bile olsa yerlilerin piyasadan silinmesi ve genetik yapılarının değiştirilmesi için yeterince uzun olduğunu bilmekte yarar var. Özellikle de piyasanın Monsanto, Cargill gibi büyük firmaların

çeşitleriyle rekabet ettiği bizim gibi ülkelerde!

Kataloğa kaydedilmeyen çeşitlerin veya çeşit haline gelmemiş tohumlukların yasadan nasıl etkileneceğini Ege Üniversitesi'nden Prof. Dr. Tayfun Özkaya 'ya sorduğumda; "Tohum piyasasına düzen getiriyoruz, kalite getiriyoruz gerekçesi ile yapılmakta ama ithal yolla gelen kayıtlı çeşitlerin çoğu hastalıklı" diyerek devam etti... "Niğde'de patates kanseri, bakanlığın deyişiyle uyuz yabancı patates çeşitleri ile gelmişti."

Aslında sorun: Türkiye tarımının politika yapıcılarının çeşitleri kayda almakta bunca yıl geç kalmasında! Tarımda biyo-çeşitliliğin besinden ilaca, dokumadan kimya sektörüne kadar çok sayıda sektöre girdi sağladığını... Dolayısıyla, ülkenin en temel zenginliği olduğunu unutmuş olmalarında!

Hal böyle olunca, buzağıyı öküzün altında aramaya da gerek kalmıyor. Hele hele, ülkenin tarım toprakları yıllardır Cargill, Monsanto, Bayer gibi ulus ötesi firmaların çeşit denemeleri için özgün bir laboratuvar işlevi görmüşse!.. Uluslararası literatürde Türkiye, "Avrupa'nın California'sı" diye adlandırılmışsa!..

(2)

CUMHURİYET 6.11.2006 turkmini@superonline.com

Referanslar

Benzer Belgeler

KARA ÜLKESİ. • Toprak ve

bırakıp yüreğimizi bir kartalın yüreğine kükreyen bir maviyiz, uzun ve al iz bizim, yol bizim, umut bizim kuşların gittiği yerlerimiz var çiçek koşusudur bu sevda

şehrinden geçen, Neretva Nehri üzerinde Mimar Sinan'ın öğrencisi Mimar Hayreddin tarafından 1566 yılında inşa edilen

Bulgaristan ve Sırbistan ile olan sınırının büyük kısmı Tuna Nehri ile çizilen ülkenin güneyi, güneybatısı, batısı ve kuzeydoğusu bu nehir ve kolları

Ayrıca, kayıtlı çeşit olsa bile bazı özellikleri ile ülke ekonomisi bak ımından önem taşıyan bitki türlerinde yeni çeşitlerin ülke tarımına kazandırılması için

HES şirketiyle yakın dostlukları olduğu bilinen Kalkandere Belediye Başkanı Nihat Çolak konuyla ilgili olarak, “Vatanını milletini ülkesini seven bir kişi olarak bu

Diğer yandan insan ın dünyayla, doğayla barışı sağlanamadığı sürece, insanın insanla barışı, canlı yaşamının sürekliliğini sağlamaya yetmiyor.. Yaşam için zorunlu

6) Basın Raporu: Coğrafi bölgelerimizin hava durumları ile bütün illerin gece en düşük ve bir sonraki günün en yüksek hava sıcaklık tahminleri yanında yurtdışından