• Sonuç bulunamadı

ERGENLİK DÖNEMİ VE YALAN SÖYLEME DAVRANIŞI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ERGENLİK DÖNEMİ VE YALAN SÖYLEME DAVRANIŞI"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ANA BİLİM DALI

ÇOCUKLARDA UYUM SORUNLARI VE PSİKOLOJİK DANIŞMA

‘‘ERGENLİK DÖNEMİ VE YALAN SÖYLEME DAVRANIŞI’’

MUSTAFA REMZİ ATAY

19250075

DANIŞMAN

DR. ÖĞRETİM ÜYESİ HATİCE EPLİ

SAMSUN, 2020

(2)

GİRİŞ

Yaşam sürekli uyum sağlamayı gerektiren değişimlerin yaşandığı ve her dönemde önceki uyum becerilerine yenilerinin eklenerek devam ettiği bir süreçtir. Bu süreç doğum ile başlayıp ölüme kadar devam eden süreçte yaşanan olumlu ve olumsuz tüm tecrübelerin biyolojik yapı ile bütünleşmesi ve anlamlı hale getirilmesidir. Yaşam dönemleri ve uyum problemleri ifadesi her dönemde yaşanan temel değişimlere ve bu dönemlere özgü uyum ve duygusal/davranışsal sorunlara odaklanır (Çakar, 2018).

Uyum, bireyin sahip olduğu özelliklerle kendi benliği ve içinde bulunduğu çevresi arasında dengeli bir ilişki kurmasıyken, uyumsuzluk ise bireyin bu ilişkileri kurmada ve sürdürmede zorluk çekmesidir (MEB, 2011). Kişi bir yandan çok değişken olan çevresindeki nesnelere ilişkin kavramı inkişaf ettirirken, diğer yandan da kendisi ile ilgili kavramları geliştirir. Bilişsel-duygusal bir organizasyonu temsil eden “kendilik”

kavramının şekillenmesinde yaşamın özellikle ilk yirmi yılının önemli rolü olduğu ileri sürülmektedir (Balcıoğlu, 2011, akt. Uzun, 2011). Bu araştırmada ise çocuklarda uyum sorunlarından yalan söyleme davranışı ele alınmıştır.

1. Yalan Kavramı

Yalan söylemek, istenmeyen bir durumu gizlemek amacıyla gerçeği saklama ya da gerçeği tersine çevirme girişiminde bulunmaktır. Yalan söyleyen birey, çevrenin tepkisini tehlikeli görüp kınanmamak, bir yükten kaçmak ya da onay almak için o anki durumu kendi yararına uygun olarak değiştirendir (Minibaş-Poussard, 1998). Yalan söylemek, insanın bir savunma mekanizması yani savunma davranışıdır. Kişi iç dünyasını tehdit eden veya tehdit etme potansiyelinde olan dış etkenlere karşın, savunmaya geçer ve tepki gösterir.

2. Çocuk ve Ergenlerde Yalan Söylemenin Sebepleri

Çocukta yalan üç bölümde incelenebilir: Küçük çocuğun söylediği yalanlar, çocuğun alışkanlık haline getirdiği yalanlar ve patolojik yalanlar. Altı yaşından küçük çocuklar, gerçekle hayali birbirinden ayırt edemedikleri için bu yaşa kadar söylenen yalanlar davranış bozukluğu olarak düşünülmez. Çocuk gerçek ve imge arasında bölünme

(3)

olduğu evreyi aştıktan sonra da fantezilerini ya da yalanlarını ve bunlarla gelen yaratma zevkini anımsayabilir ve çevre de bu durumu pekiştirirse alışkanlık haline gelebilir. Yalan bazen bir patoloji belirtisi de olabilir. Ağır psikolojik dengesizliklerin, kişilik bozukluklarının ya da yoğun iç çatışmaların yaşandığı durumlarda da ortaya çıkabilir (Minibaş-Poussard, 1998).

Ergen birey neden yalan söyler? Onun yalan söylemesinin altında hangi temel güdüler yatmaktadır? Bu sorulara verilen yanıtlar ergenlik döneminde görülen yalanı anlamamıza yardımcı olacaktır. Allendy' e göre, yalana neden olan dört etken vardır.

Bunlar; aşağılık duygusu, suçluluk duygusu, saldırganlık ve kıskançlıktır (Allendy, 1974:86, akt. Uzun, 2011). Ancak bunların yanında daha birçok neden sayılabilir:

Acıyı erteleme ihtiyacı, anlaşılamama kaygısı, özgüven eksikliği, kişilik bozuklukları, sosyal ortam ve ahlaki yozlaşma, rol-model eksikliği ve ceza alma korkusu, ortama uyma isteği, saygınlık kazanma, ilgi uyandırma, telafi etme, hedef saptırma, çıkar elde etme ve değer bulma bunlardandır.

Ergenlerin anlattıkları yalan ergenlik döneminin kişisel özellikleri ile ilgilidir.

Kendisini cezalandırılmaktan kurtarmak, tatsız durumdan çıkmak, diğerlerini savunmak (başkasının suçunu üstlenmek, cinayeti gizlemek; kendisi için herhangi bir şeyi elde etmeye gayret etmek (yaramazlık; hoşnutsuzluk vb.), başkasını aşağılamak gibi durumlar ergenleri yalana konuşmaya yönlendiren özelliklerdir (Barsukova, 2012, akt. Movsumlu, 2015). Bu konuda yapılan çalışmalarda ailevi ve genetik faktörlerin çocuklarda ve ergenlerde yalan konuşmaya yol açtığı tespit edilmiştir.

Yalan çocuğa ailesi, çevresi tarafından öğretilir ve pekiştirilir. Ailede anne veya baba yalan konuşuyorsa, çocuklar onları gözlemleyerek yalan söylemeyi öğrenebiliyorlar.

Stresli aile ortamında yetişen ergenler kendi içinde tutarlılığı olan yalan fantezilerine başvuruyorlar (Movsumlu, 2015).

Yörükoğlu’na göre ise çocuk ve ergeni yalana iten en önemli nedenin erişkinlerin gerçekler karşısında takındıkları çelişkili tutumlarıdır (Yörükoğlu, 2011). Gerçeğin söylenmesi sonucunda kendisine inanılmayan ve ceza alan ya da alma korkusu yaşayan genç, benzer durumlarla karşılaştığında yalana başvurmayı yeğlemektedir.

Doğal olarak doğru söylediğinde ne tür tepkiyle karşılaşacağını kestiremeyen genç

(4)

yalanı bir sığınak olarak görebilmektedir. Dürüstlüğün, doğruluğun ve güvenin karşısında yalan, ferdi kurtaran bir çözüm olarak her zaman varlığını korumaktadır.

Ergenlik öncesi dönem çocukların diğer bireylerle ne şekilde iletişime geçeceğini öğrendikleri bir dönemdir. İletişime geçtikleri sırada neleri söyleyip neleri söylememeleri gerektiğini de farkederler. Çocukluğun ilk döneminde doğrunun tüm çıplaklığıyla söylenmesi hoş görülse de ergenlik çağına gelen çocuklara bunun tam aksi öğretilir. Ergenlik çağındaki bireylere bazen o kadar da gerçeklerden bahsetmemeleri gerektiği; çünkü bunun kimi zaman karşı tarafı kırabileceğinden sözedilir. Özelikle aileye ait olan kimi sırların (eşler arası geçimsizliklerin, ailedeki psikolojik kökenli sorunların, aile içi şiddetin, maddi problemlerin ya da ebeveynlerin bağımlılıkların) ergen tarafından saklanması beklenir ve bu konuda ergene baskı yapılır. Bu da ergenin bir süre sonra topluma karşı yalanlarını kalkan olarak kullanmasına ve geçmişte yanlış olarak öğretilen şeyin aslında işlevsel bir davranış olduğunu görerek yalanı alışkanlık haline getirmesine sebep olur.

Birçok baskı unsuru da ergeni yalan söylemeye ya da yalancı davranmaya itebilir.

Örneğin sorumluluğun yerine getirilmemesiyle ve ceza alınabileceği endişesiyle ergen sıkça yalana başvurmaktadır. İmkânsız talepler karşısında da yalan davranışı tekrarlanır. Yavuzer beklenti düzeyi yüksek olan ailelerde yetişen çocuk ve gençlerin yalana daha sık başvurduklarını ifade etmektedir (Yavuzer, 2019). Bunun nedeni ise ailelerin beklentilerinin gençlerde oluşturduğu baskıdır.

3. Psikolojik Danışman Olarak Yalan Söyleme Davranışı ile Çalışmak

Yapılan psikolojik incelemeler göstermiştir ki, bu tür yalanlarda, doyurucu olmayan bozuk aile ilişkileri, anne-babadan yoksun olma, anne -baba ayrılığı, anne-baba geçimsizliği, kardeş rekabeti, anne-baba tarafından aşırı korunma gibi durumlar söz konusudur (Minibaş-Poussard, 1998). Süreçte kısaca yalan söyleme davranışının nedenleri ve koşulları, değerlendirme alanı içerisine alınmalı, yalan söyleme davranışının motivasyonuna odaklanılmalı ve incelenmeli, ardından müdahale planı oluşturulmalıdır.

(5)

Fakat patalojik yalan için bir uzman incelemesi gerekebilir, Burada yalana neden olan iç çatışmaları çözümlemek için eğitimsel faktörler gözden geçirilir ve yeniden eğitim çalışmaları yapılır. Özellikle patolojik yalanların gözlemlenmesi durumunda ailelerin çocuk psikiyatristlerine yönlendirilmeleri gerekmektedir.

Psikolojik danışmanlar ailelere müşavirlik hizmeti sunmaktadırlar. Bu noktada anne ve babalara, yalanla nasıl mücadele edilebileceği anlatılmalıdır. Anne-babaların, her şeyden önce iyi birer model olmaları, çocuklarına verdikleri sözleri tutmaları gerekir.

Çocuğa doğru söylemenin önemini belirtirlerken, bunu davranışlarıyla da göstermelidirler. Çocuğa içten davranmalı, sorularına gerçeği saptırmadan yanıtlar vermeli ve de çocuktan tutamayacağı sözler vermesini istememelidirler. Bireyin yalanı karşısında, anne-babaların cezalandırma ve kınama yoluna gitmemeleri gerekmektedir. Çocuk, yalanı alışkanlık haline getirmişse, çocuğun çevresinin ve eğitimsel ortamının incelenmesi, bu ortamda hangi etkenlerin çocuğu yalan söylemeye götürdüğünün saptanması ve eğitim ortamının yeniden düzenlenmesi, anne-babaların eğitimi gerekir.

(6)

KAYNAKÇA

Minibaş-Poussard, J. (1998). Çocukta Yalan. Yaşadıkça Eğitim Dergisi, (4), 23–25.

Çakar, F. S. (2018). Yaşam Dönemleri ve Uyum Sorunları (2. Baskı). Ankara: Pegem Yayınları.

Movsumlu, A. (2015). Ergenlerde Yalan Algısı Envanterinin Türkçeye Uyarlanması (Yüksek Lisans Tezi). Fatih Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.

Uzun, S. (2011). Ergenlerde Yalan Tutumuna Psiko-Sosyal Yaklaşım (Sakarya Örneği) (Yüksek Lisans Tezi). Fatih Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.

Yörükoğlu, A. (2016). Çocuk Ruh Sağlığı (33.Baskı). İstanbul: Özgür Yayınları.

Yavuzer, H. (2016). Çocuk Psikolojisi . İstanbul: Remzi Kitabevi.

MEB. (2011). Çocuk Gelişimi ve Eğitimi. Ankara.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bütün dünyada ekim ayının ilk haftasında kutlanan Dünya Kuş Gözlem Günü, ülkemizde de 2-3 Ekim tarihleri arasında, Doğal Hayatı Koruma Derneği’nin

Uzmanlar patolojik yalan söylemekten kurtulmanın zaman alacağını söylüyor ve bazı önerilerlerde bulunu- yorlar: “Kendinize, daha dürüst olmak istediğinizi ve ya-

fiema, flüphelinin sözko- nusu suçla ilgili olarak sorulan sorula- ra verdi¤i fizyolojik yan›tlar›n yan› s›- ra, kontrol sorular›na verdi¤i yan›tlar› da

ker bir sistem ya da elektronik cihazda bulunan güven- lik açığını tespit ederse buradaki bilgileri sızdırmak ya da kötü amaçlarla kullanmak yerine, yetkili kişileri

Bulgar - Sırp ittifakı 1912 senesi mar­ tında ve Bulgar - Yunan ittifakı da mayıs 1912 de imzalandığına nazaran Rifat paşanın bahsedilen işarı -emri vakii

Baltalimanı Hastanesi hariç, hastane yanındaki gazinodan Rume­ lihisarı önüne kadar uzanan kıyı ku­ şağındaki tüm yalı ve apartm anlar yıkılma planı

a) İslam hukukunda da davalının -para ile olmasa da- kefâletle salıverilebileceğine dair örnekler vardır. Mesela, Hanefi hukukçusu İbn Abidin, Reddü'l-Muhtar adlı

Bataklıkta oluşan sivrisinek yayla olarak tabir edilen Boğazpınar köyünü ciddi olarak rahatsız ediyordu artık.”.. ‘Bo ğazpınar Halkı Ekmeğine Göz