• Sonuç bulunamadı

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ"

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

© T.C. Adalet Bakanlığı, 2015. Bu gayri resmi çeviri, Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve DıĢ ĠliĢkiler Genel Müdürlüğü Ġnsan Hakları Daire BaĢkanlığı tarafından yapılmıĢ olup, Mahkeme’yi bağlamamaktadır. Bu çeviri, davanın adının tam olarak belirtilmiĢ olması ve yukarıdaki telif hakkı bilgisiyle beraber olması koĢulu ile Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve DıĢ ĠliĢkiler Genel Müdürlüğü Ġnsan Hakları Daire BaĢkanlığına atıfta bulunmak suretiyle ticari olmayan amaçlarla alıntılanabilir.

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ

ĠKĠNCĠ BÖLÜM

KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

BaĢvuru No. 27749/09

Halil YEġĠLYURT ve diğerleri / Türkiye

Başkan András Sajó, Yargıçlar IĢıl KarakaĢ, Nebojša Vučinić, Paul Lemmens, Egidijus Kūris, Robert Spano, Jon Fridrik Kjølbro

ve Bölüm Yazı İşleri Müdürü Stanley Naismith’in katılımıyla 2 Haziran 2015 tarihinde Daire olarak toplanan Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi (Ġkinci Bölüm), 6 Mayıs 2009 tarihli baĢvuruyu ve davalı Hükümet

(2)

tarafından sunulan görüĢler ile baĢvuranların cevap olarak sunduğu görüĢleri göz önünde bulundurarak yapılan müzakereler neticesinde aĢağıdaki kararı vermiĢtir:

OLAYLAR

1. BaĢvuranlar Halil YeĢilyurt, Sevil YeĢilyurt ve Kezban YeĢilyurt, Türk vatandaĢları olup, sırasıyla 1960, 1964 ve 1990 doğumludurlar.

Mahkeme önünde, Ankara Barosuna bağlı Avukat Murat Özdemir tarafından temsil edilmektedirler.

2. Türk Hükümeti (“Hükümet”) ise kendi görevlisi tarafından temsil edilmektedir.

A. Başvuranların yakınının ölümü ve ceza soruşturması

3. BaĢvurunun kendine özgü koĢulları, taraflarca ifade edildiği Ģekilde, aĢağıdaki gibi özetlenebilir.

4. BaĢvuranlar 14 Temmuz 1986 yılında doğan ve 6 Nisan 2007 tarihinde zorunlu askerlik hizmetini yaptığı sırada hayatını kaybeden Ġbrahim YeĢilyurt’un ebeveyni ve kız kardeĢidir.

5. BaĢvuranların yakını 2006 yılında gerçekleĢtirilen askeri sayımla birliğe katılmıĢtır.

6. Ġbrahim YeĢilyurt, askerlik Ģubesine kaydını yaptırmıĢ ve askeri eğitime baĢlamadan önce, olağan prosedüre uygun olarak psikolojik muayene de dâhil olmak üzere bir dizi sağlık kontrolünden geçmiĢtir.

7. Doktorlar tarafından, askerlik yapmaya elveriĢli olduğu değerlendirilmiĢtir.

8. Bilgi formuna göre, Ġbrahim YeĢilyurt yetkililere özel herhangi bir sorunu olduğundan bahsetmemiĢtir.

(3)

9. Ġbrahim YeĢilyurt 24 Kasım 2006 tarihinde askerliğini yapmak üzere Gaziemir’e (Ġzmir) çağrılmıĢtır. Burada, temel askeri eğitimin yanı sıra askeri araç kullanma eğitimi de almıĢtır.

10. 30 Kasım 2006 tarihinde, kıĢlanın psikolojik danıĢmanı ile yapılan görüĢme sırasında, fiziksel ya da psikolojik herhangi bir sorunu bulunmadığını ifade etmiĢ; sigara, alkol ya da uyuĢturucu madde bağımlısı olmadığını belirtmiĢtir.

11. Ġbrahim YeĢilyurt 7 Aralık 2006 tarihinde, psikolojik danıĢman ve kıĢla komutanı ile görüĢmüĢtür. Herhangi bir sorundan Ģikâyet etmemiĢtir.

12. 16 ġubat 2007 tarihinde Gaziantep ili Oğuzeli ilçesinde tabura katılmıĢtır.

13. Yetkililere iletilen bilgi formunda, Ġbrahim YeĢilyurt gözündeki rahatsızlığının giderilmesi için ameliyat olmak istediğine değinmiĢ ve gözlük kullanmadığını belirtmiĢtir. Psikolojik sıkıntısı olup olmadığı sorusunu “görme bozukluğu” olarak yanıtlamıĢtır.

14. Dahil olduğu yeni taburda on günlük bir entegrasyon döneminin ardından bu taburun ikinci bölüğüne gönderilmiĢtir.

15. Ġbrahim YeĢilyurt 10 Mart 2007 tarihinde kıĢlada danıĢmanlık görüĢmelerine katılmıĢtır. Marangoz olduğunu; herhangi bir ailevi sorunu olmadığını; fiziksel ya da psikolojik herhangi bir rahatsızlığı bulunmadığını, daha öncesinde de bu tür bir rahatsızlık yaĢamadığını ifade etmiĢtir. Ġntihar düĢüncesinin bulunmadığını beyan etmiĢtir.

16. Ġbrahim YeĢilyurt 2 Nisan 2007 tarihinde, ġehit Fevzi Hudut Karakolu’nda (Gaziantep) geçici süreyle Ģoför olarak görevlendirilmiĢtir.

Aynı gün akĢam saatlerinde, Gaziantep’te bulunan bölük karargâhından hudut karakoluna gitmek üzere ayrılmıĢtır.

17. Yeni kıĢlasında, ilgiliye askeri bir araç emanet edilmiĢtir. Ġbrahim YeĢilyurt bu araçla, komutanları bölük karargâhına; nöbetçi askerleri ise görev yerlerine getirip götürmekteydi. Bu geçici görev süresince, kendisine

(4)

hudut karakolunda görevli aĢçının üzerine zimmetli G-3 tipi tüfek de emanet edilmiĢtir.

18. Ġbrahim YeĢilyurt 6 Nisan 2007 tarihinde, saat 10.30’da, askerleri nöbet yerlerine kadar götürdükten sonra hudut karakoluna geri gelmiĢtir.

Saat 13.00 sıralarında, bütün askerler öğle yemeği için yemekhanede toplanmıĢtır. Yemek baĢlamadan hemen önce, Asteğmen M.U., Ġbrahim YeĢilyurt’un olmadığını fark etmiĢtir.

ÇavuĢ S.Ç.’ye talimat vererek, onu bulmasını söylemiĢtir. Bu arada Asteğmen M.U. da kantinden çıkmıĢ ve Ġbrahim YeĢilyurt’un kapalı park yerine park edilmiĢ vaziyetteki aracının kapısının açık olduğunu fark etmiĢtir. Ayrıca yerde bir kasket ile aracın altında sıvı birikintisi olduğunu görmüĢtür. Bir taraftan Ġbrahim YeĢilyurt’a seslenerek araca doğru gitmiĢtir.

Ġbrahim YeĢilyurt’u Ģoför koltuğunda, vücudu sağ tarafa yatık ve cansız vaziyette bulmuĢ; baĢında bir kurĢun yarası fark etmiĢtir. Bunun üzerine yardım çağırmıĢtır.

ÇavuĢ M.G. gelmiĢ ve insanları olay yerinden uzaklaĢtırmıĢtır. Civar karakolda görev yapan Asteğmen Doktor Ç.S. getirilmiĢtir. Yapılan ilk muayene sonunda doktor, ilgilinin öldüğünü doğrulamıĢtır.

19. Gaziantep Askeri savcılığı derhal olayla ilgili olarak bilgilendirilmiĢtir. Askeri savcı saat 14.00 sıralarında olay yerine gelerek re’sen ceza soruĢturması baĢlatmıĢtır.

20. Savcının talimatları üzerine, Gaziantep Ġl Jandarma Komutanlığı Olay Yeri Ekibi de olay yerine gitmiĢtir.

21. BilirkiĢi ekibi, olayın hudut karakolunun kapalı park yerinde park edilmiĢ vaziyette duran askeri aracın içinde meydana geldiğini tespit etmiĢtir.

22. Ġbrahim YeĢilyurt’un sürücü koltuğunda olduğu; vücudunun sağ tarafa eğik vaziyette durduğu; cesedin yanında bulunan G-3 tipi tüfeğin üzerinde Ģarjör takılı olduğu ve tek atıĢ pozisyonunda bulunduğu belirlenmiĢtir.

(5)

23. Araçta bir adet boĢ kovan bulunmuĢ; müteveffanın baĢındaki yaradan akan kanın, aracın tabanından yere doğru aktığı; aracın sol tarafında ve parkı kapatan sac levha üzerinde birer mermi izi bulunduğu tespit edilmiĢtir. Bu deliklerin Ģekli, aracın içinden ateĢ edildiğini ve atıĢın muhtemelen saat 13.10 sıralarında yapıldığını göstermekteydi.

24. Müteveffanın ceplerinden birinde veda notu içeren bir not defteri bulunmuĢtur.

25. Olay yeri tespit tutanağı düzenlenmiĢtir.

26. Olay yeri krokisi çizilmiĢtir.

27. Olay yerinde fotoğraflar çekilmiĢtir.

28. Savcı nezaretinde ölü harici muayenesi yapılmıĢtır.

29. Gaziantep Devlet Hastanesinde, askeri savcı nezaretinde klasik otopsi de yapılmıĢtır.

30. Yapılan klasik otopsi neticesinde, Ġbrahim YeĢilyurt’un bitiĢik atıĢ mesafesi neticesinde meydana gelen ateĢli silah yaralanması sonucu hayatını kaybettiği sonucuna varılmıĢtır. Otopsi raporuna göre, mermi sağ frontal bölgeden girmiĢ ve serebral dokuya zarar vermesi sonucu kanamaya neden olarak sol Ģakaktan çıkmıĢtır.

31. Adli tabipler, Ġbrahim YeĢilyurt’un vücudunda herhangi bir Ģiddet izi tespit etmemiĢlerdir.

32. Balistik bilirkiĢi incelemesi yapılmıĢtır.

33. BilirkiĢiler, Ġbrahim YeĢilyurt’un ölümüne neden olan G-3 tipi tüfeği incelemiĢ ve söz konusu silahın çalıĢır durumda olduğu sonucuna varmıĢlardır.

34. Adana Kriminal Polis Laboratuvarı tarafından düzenlenen bilirkiĢi raporunda, araçta bulunan boĢ kovanın, müteveffanın yanında bulunan silahtan çıktığı ve bu tüfeğin Ġbrahim YeĢilyurt’a geçici olarak emanet edilen silah olduğu belirtilmiĢtir.

(6)

35. Kriminal raporda, müteveffanın el ve yüzünden alınan numunelerin incelendiği; tespit edilen atıĢ kalıntılarından, silahın Ġbrahim YeĢilyurt tarafından tutulduğu ve kullanıldığı sonucuna varılmıĢtır.

36. Grafolojik bilirkiĢi incelemesi yapılması talimatı verilmiĢtir.

37. Yapılan grafoloji incelemesi neticesinde, müteveffanın not defterindeki yazının Ġbrahim YeĢilyurt’un el yazısı olduğu tespit edilmiĢtir.

38. Savcı, Ġbrahim YeĢilyurt’un Gaziemir’de acemi birliğine ve daha sonra Gaziantep’te usta birliğine katıldığında yaptığı danıĢmanlık görüĢmeleri ile ilgili raporlarda, Ġbrahim YeĢilyurt’un, bu görüĢmelerde, herhangi bir ailevi problemi olmadığını, marangozluk yaptığını, ekonomik durumunun normal olduğunu, fiziksel ya da psikolojik sorununu bulunmadığını ayrıca intihar eğilimi de olmadığını ifade ettiğini tespit etmiĢtir.

39. Ġbrahim YeĢilyurt acemi birliğindeyken, beĢ defa viziteye çıkmıĢ;

bunların hiçbirinde herhangi bir psikolojik sorunu olduğundan söz etmemiĢtir.

40. Usta birliğine katıldıktan sonra, biri zorunlu periyodik vizite, diğeri ise görme Ģikâyetiyle ilgili olmak üzere iki defa viziteye çıkmıĢtır.

41. 23 Mart 2007 tarihinde, göz muayenesi için Gaziantep Devlet Hastanesine götürülmüĢtür. Konsültasyon sonunda, gözlük reçete edilmiĢtir.

Gözlükleri satın almıĢ ancak görüĢünü yeterli derecede düzeltmediği kanaatiyle hiç takmamıĢtır.

42. Savcı, hudut karakolu nöbet defterine yer alan bilgilerden, Ġbrahim YeĢilyurt’un 2 Nisan 2007 tarihinden itibaren görevlendirildiğini ve karakolda geçirdiği dört gün boyunca kendisine nöbet yazılmadığını tespit etmiĢtir.

43. Erlerin tanık ifadeleri alınmıĢtır.

44. Ġbrahim YeĢilyurt’a Ģoförlük görevi veren BaĢçavuĢ E.A.’nın ifadesine göre, Ġbrahim YeĢilyurt 3 Nisan 2007 tarihinde bölük

(7)

karargâhındaki bürosuna gelerek, bilhassa araç kullanırken gözüne perde inmesi nedeniyle görme sorunu yaĢadığından söz etmiĢtir. E.A., belli bir mesafeden bir kitabın sayfasını okutmayı denemiĢ; Ġbrahim YeĢilyurt da bu yazıları okuyabilmiĢtir. E.A. bunun üzerine durumun acil olmadığı ve Ġbrahim YeĢilyurt’un birkaç gün sonra, karakoldaki geçici görevi sona erdiğinde tekrar viziteye çıkması gerektiği kanaatine varmıĢtır.

45. ÇavuĢ M.G. ifadesinde, aynı gün hudut karakoluna döndüklerinde, Ġbrahim YeĢilyurt’un, kendisine, daha iyi görmek için gözlüğe ihtiyacı olduğunu ve araç kullandığında bazen gözüne perde indiğini söylediğini belirtmiĢtir. M.G. de bunun üzerine göz tansiyonu sorunu olabileceğini ve birkaç gün sonra bölük karargâhına katılacağını; ancak o zamana kadar aracı dikkatli biçimde kullanması gerektiğini söylemiĢtir. Ġbrahim YeĢilyurt aynı zamanda, askerliğe baĢlamadan önce, bir göz doktorunun kendisine çok kalın camlı ve çok çirkin bir gözlük verdiğinden ve bunu hiç takmadığından da bahsetmiĢtir. M.G., kendisine revire muayene kaydı yaptırmasını tavsiye etmiĢtir. Ertesi gün, Ġbrahim YeĢilyurt’a revire kayıt yaptırıp yaptırmadığını sorduğunu, Ġbrahim’in yaptırmadığını söylediğini ve “Komutanım, her halükarda hiçbir Ģey yapmayacaklar.” dediğini ifade etmiĢtir.

46. Olaydan bir önceki gün hudut karakolundaki askerlerden biri olan ġ.T.’nin ifadesine göre Ġbrahim YeĢilyurt, yanına gelerek silahının dolu olup olmadığını sormuĢtur.

ġ.T. ona neden böyle bir soru sorduğunu sormuĢ; Ġbrahim YeĢilyurt

“Onu bana ver, kafama kurĢun sıkacağım.” diye cevap vermiĢtir.

ġ.T., Ġbrahim YeĢilyurt’un bu sözleri söylerken ciddi olmadığı düĢüncesiyle, bu konuĢmadan üstlerine bahsetmediğini de eklemiĢtir.

47. Erlerin tamamı verdikleri ifadelerde, bildikleriyle kadarıyla, Ġbrahim YeĢilyurt’un bilinen herhangi bir psikolojik sorunu bulunmadığını ve normal davrandığını belirtmiĢlerdir. Erler, Ġbrahim YeĢilyurt’u üçüncü bir kiĢi tarafından intihara sürükleyecek herhangi bir olay ya da kine tanık

(8)

olmadıklarını ifade etmiĢlerdir. Erler, askeri hayatın kendilerine uygun olduğunu ve iyi muamele gördüklerini eklemiĢlerdir.

48. Ġbrahim YeĢilyurt’la yakın iliĢkisi olan bazı askerler, kendisinin sürekli görme sorunundan yakındığını hatta kör olmaktan korktuğunu belirtmiĢlerdir. 23 Mart 2007 tarihinde Ġbrahim YeĢilyurt’u muayene eden göz doktorunun reçetesine göre düĢük derecede miyop (sağ göz -0,5 diyoptri astigmatla -1,5 diyoptri ve sol göz -1,0 diyoptri astigmatla -1,5 diyoptri) olmasına rağmen, kendisi ileri derecede miyop (ifadelere göre -4,5 diyoptri) olduğunu düĢünmekteydi. Ġbrahim YeĢilyurt ayrıca, Ģoförlük görevini çok yorucu bulduğunu da dile getirmiĢti.

49. Erler, savcının kendilerine sorduğu soru üzerine, elektrik kesintisi nedeniyle çalıĢan jeneratör ile kantinde çalıĢan televizyon sesinin silah sesini kapattığını; bu nedenle ölüme sebep olan silah sesini duymadıklarını söylemiĢlerdir.

50. Savcı aynı zamanda Ġbrahim YeĢilyurt’un annesini de dinlemiĢtir.

Ġfadesinde, oğlunun psikolojik sorunu olmadığını; ancak hafif bir görme sorunu olduğunu belirtmiĢtir. Beyanlarına göre, Ġbrahim YeĢilyurt, ölümünden bir önceki gün babasıyla telefonda konuĢmuĢ ve yeni görevinde her gün sekiz saat nöbet tuttuğunu, yeterince uyumadığını, zaman zaman uyuyakaldığı için yemekleri kaçırdığını ayrıca kantinde temizlik yapmak zorunda olduğunu anlatmıĢtır.

51. Savcı, Ġbrahim YeĢilyurt’un telefonunun temin edilmesini talep etmiĢtir. Savcı, Ġbrahim YeĢilyurt’un ölümünden bir hafta önce, halen Gaziantep’te tabur karargâhında olduğu sırada, anne ve babasıyla telefonda görüĢtüğünü tespit etmiĢtir. Savcılığa göre, ilgilinin telefonda babasına bahsettiği uzun nöbet görevleri Ģüphesiz bu dönemle ilgiliydi.

52. Savcı, karargâhın nöbet defterini incelemiĢ; Ġbrahim YeĢilyurt’un karargâhta iki saatten fazla nöbet tutmadığını ve anlatılanların yanlıĢ olduğunu kaydetmiĢtir. Ayrıca, Ġbrahim YeĢilyurt’un hafta sonu [çıkıĢ]

izinlerine çıkabildiğini eklemiĢtir.

(9)

53. YaĢanan olay sonrasında hudut karakolunda yapılan cephane sayımı esnasında, stokun dolu olduğu; fakat yüz on üç Ģarjörden birinde yirmi yerine on dokuz mermi bulunduğu tespit edilmiĢtir. Bu merminin kaybolma nedeni kesin Ģekilde açıklanamamıĢtır.

54. Konuyla ilgili olarak, Bölük Komutanı Üsteğmen A.Ö.’nün ifadesi alınmıĢtır. Ġfadesinde, 6 Nisan 2007 tarihinde yapılan aramalar sırasında acil müdahale timine ait olan Ģarjörlerden birinde bir merminin eksik olduğunun tespit edildiğini ifade etmiĢtir. A.Ö. bu merminin olmadığının neden fark edilmediğini ve olayda kullanılan merminin bu olup olmadığını bilmediğini belirtmiĢtir. A.Ö., aynı zamanda, verdiği emirlere göre, Ġbrahim YeĢilyurt’un aracında sakladığı silahın normalde silahlıkta tutulması ve yalnızca görev sırasında araçta bulunması gerektiğini ifade etmiĢtir. Öte yandan, askerlere sınırdaki en önemli görevlerinin nöbet tutmak olduğunu ve yeterli personel olmaması halinde, kanunla öngörüldüğü üzere, günde sekiz saate kadar nöbet tutmalarının da mümkün olduğunu açıkladığını belirtmiĢtir. Ayrıca, askerlerin, kaçakçılığa karĢı pusu yöntemiyle mücadele ve denetim faaliyetlerine katılmaları nedeniyle bazen yeterince uyuyamadıklarını ve Ġbrahim YeĢilyurt’un askeri hayata bağlı olarak yaĢanan bu koĢullar karĢısında bunalıma girerek, aĢırı uzun nöbetlerden Ģikâyet etmiĢ olması gerektiğini ifade etmiĢtir. Oysa A.Ö., Ġbrahim YeĢilyurt’un hiçbir zaman ne kendisine ne de bir baĢka subaya herhangi bir sorunu olduğundan bahsetmediğini de eklemiĢtir.

55. Subaylar, Ġbrahim YeĢilyurt’un muhtemelen atıĢ eğitimleri sırasında bir mermiyi almıĢ olabileceği kanaatine varmıĢlardır.

56. Ceza soruĢturması sonunda, Gaziantep Askeri Savcılığı, Ġbrahim YeĢilyurt’un askerlik hizmetini yerine getirdiği sırada yaĢadığı depresyon neticesinde intihar ettiği sonucuna varmıĢtır.

57. Savcı, Ġbrahim YeĢilyurt’un, hudut karakolunda birkaç günlük Ģoförlük görevinde karĢılaĢtığı zorluklar, tek Ģoför olarak devamlı çalıĢmaya

(10)

zorlanması, tıbbi muayenelerden geçmesine rağmen çözüme kavuĢturulamayan görme sorunu nedeniyle intihar ettiği kanısına varmıĢtır.

58. Savcı, üçüncü kiĢilerin Ġbrahim YeĢilyurt’u intihar etmeye kıĢkırttığını ifade etmeye neden olabilecek herhangi bir delil unsuru bulunmadığını kaydetmiĢtir. Savcı ayrıca, bu olayın gerçekleĢmesinde üçüncü Ģahıslara atfedilebilecek herhangi bir hata, ihmalkârlık, kıĢkırtma veya suç ortaklığının bulunmadığını belirtmiĢtir.

59. Savcı, öte yandan Ġbrahim YeĢilyurt’un babasına anlattığından farklı olarak, ilgilinin hudut karakolunda ortalama sadece iki saat nöbet tuttuğunun altını çizmiĢtir.

60. Savcı, ne Ġbrahim YeĢilyurt’a geçici süreyle Ģoförlük görevinin verilmesi ne de sağlık sorunlarına iliĢkin tedaviler hususunda herhangi bir ihmalkârlık saptanmadığını eklemiĢtir.

61. Savcı, Ġbrahim YeĢilyurt’un atıĢ eğitimleri sırasında bir mermi bulmuĢ ve bunu saklamıĢ olabileceği kanaatine varmıĢtır. Savcıya göre, mühimmat deposuna eriĢimde askeri yetkililerin ihmali bulunmamaktaydı.

62. Bu itibarla, askeri savcı 11 Kasım 2008 tarihinde kovuĢturmaya yer olmadığına dair karar vermiĢtir.

63. Savcı, bu kararı vermek için, bilhassa olay yeri inceleme raporu, olay yeri krokisi ve fotoğrafları, tıbbi raporlar, otopsi raporu, balistik bilirkiĢi raporu, grafolojik bilirkiĢi raporu ve tanık ifadelerine dayanmıĢtır.

64. Söz konusu karar baĢvuranlara tebliğ edilmiĢtir. BaĢvuranlar 17 Haziran 2008 tarihinde avukatları aracılığıyla soruĢturmaya katılma talebinde bulunmuĢlardır.

65. BaĢvuranlar, avukatları aracılığıyla 3 Aralık 2008 tarihinde kovuĢturmaya yer olmadığına dair karara itiraz etmiĢlerdir. SoruĢturma sonucunda intihar varsayımının hemen kabul edildiğini ve cinayet olasılığının dikkate alınmadığını iddia ederek, farklı tanıkların ifadelerinde çeliĢkiler bulunduğunu belirtmiĢlerdir. Özellikle, elektrik kesintisi nedeniyle çalıĢan jeneratörün çıkardığı aĢırı gürültünün, kantindeki televizyon sesiyle

(11)

birlikte yakınlarındaki silah sesini kapatması gibi ölüm esnasındaki koĢulların birbiriyle uyumlu olmasını Ģüpheli bulduklarını dile getirmiĢlerdir. BaĢvuranlar ayrıca, bilirkiĢi raporlarına itiraz etme imkânına sahip olamadıklarından ve olay yerinde incelemeler yapıldığı sırada orada bulunamadıklarından yakınmıĢlardır. Öte yandan, askeri sorumluların, Ġbrahim YeĢilyurt’un sağlık sorunlarını önemsemediklerini iddia etmiĢlerdir. Bununla beraber, bütün delillerin toplanmadığını ve mevcut delillerin askeri yetkilileri koruma kaygısıyla taraflı biçimde değerlendirildiğini ileri sürmüĢlerdir.

66. Malatya 2. Ordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi 26 Ocak 2009 tarihinde, soruĢturmada herhangi bir eksiklik tespit edilmediği gerekçesiyle yapılan itirazı reddetmiĢtir. Dosyada, cinayet iddiasını destekleyebilecek herhangi bir delil unsuru bulunmadığı ve tanık beyanlarında çeliĢkiler olmadığı kanaatine varmıĢtır. Bu bağlamda bilhassa, yürütülen soruĢturmanın ölüm koĢullarının aydınlatılmasına imkân verdiğini hatırlatmıĢtır: Ġbrahim YeĢilyurt’un cesedinde herhangi bir boğuĢma ya da Ģiddet izi bulunmadığı; atıĢın bitiĢik mesafeden yapıldığı; müteveffanın ellerinde atıĢ kalıntıları olduğu ve hayatına son vermeden önce veda mektubu yazdığı tespit edilmiĢtir. Askeri Mahkeme, soruĢturmanın gizliliğine riayet edilerek yürütüldüğünü ve baĢvuranların avukatının bilirkiĢi raporlarının tebliğ edilmesini istemediğini kaydetmiĢtir. Aynı zamanda, itiraz baĢvurusunda, bilirkiĢi raporları sonuçlarına itiraz etme nedenini de belirtmediğini gözlemlemektedir. Ġbrahim YeĢilyurt’un vizitelere çıktığını; ancak bu vizitelerin hiçbirinin psikolojik rahatsızlık ile ilgili olmadığını tespit etmiĢtir. Askeri Mahkeme, ilgilinin görme sorununun ciddiye alındığını ve göz doktoruna muayene olduğunu, bunun yanı sıra, görme sorununu iyileĢtirme amacıyla gözlük reçete edildiğini de eklemiĢtir.

(12)

B. İdari yargıda açılan tazminat davası

67. BaĢvuranlar eĢ zamanlı olarak 8 ġubat 2008 tarihli baĢvuruyla, avukatları aracılığıyla Milli Savunma Bakanlığına karĢı Askeri Yüksek Ġdare Mahkemesi’nde tazminat davası açmıĢlardır.

68. Askeri Yüksek Ġdare Mahkemesi 19 Kasım 2008 tarihinde oy çokluğuyla bu talebi reddetmiĢtir. Ġbrahim YeĢilyurt’un intihar etmesinin askeri yetkililere yüklenemeyeceği kanaatine varmıĢtır. Hâkimlere göre, ilgilinin intiharı ile askeri idarenin herhangi bir eylem, kusur ya da ihmalkârlığı arasında nedensellik bağı bulunmadığı kanaatine varmıĢtır.

69. Bir hâkim, ayrık oy görüĢünde, erin zorunlu askerlik görevini yaptığı sırada hayatını kaybetmesi nedeniyle, kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca Ġdareyi tazminat ödemeye mahkûm etmenin uygun olacağı kanaatine varmıĢtır.

ġĠKÂYETLER

70. BaĢvuranlar, SözleĢme’nin 2. maddesine dayanarak, Ġbrahim YeĢilyurt’un askerlik hizmetini yaptığı sırada açıklanamayan koĢullarda hayatını kaybettiğini iddia ederek, yaĢam hakkının korunmadığından yakınmaktadırlar.

71. BaĢvuranlar ayrıca, yakınlarının hayatını kaybetmesiyle ilgili olarak etkin bir soruĢturma yürütülmediğini ve askeri yargı makamlarınca askeri sorumluların korunduğunu iddia etmektedirler.

72. BaĢvuranlar aynı zamanda, SözleĢme’nin 6. maddesine dayanarak, askeri yargı makamlarının taraflı ve hakkaniyetten yoksun Ģekilde karar verdiklerini iddia etmektedirler.

73. BaĢvuranlar, SözleĢme’nin 13. maddesine dayanarak, SözleĢme’nin 2 ve 6. maddeleri bağlamındaki Ģikâyetlerini sunmak için etkili bir baĢvuru yoluna sahip olmadıklarından yakınmaktadırlar.

(13)

HUKUKĠ DEĞERLENDĠRME

74. BaĢvuranlar, yakınlarının yaĢam haklarının ve bu bağlamda etkin bir ceza soruĢturması haklarının ihlal edildiğini ileri sürmektedirler.

75. Hükümete göre, Ġbrahim YeĢilyurt’un intiharının sorumluluğu askeri yetkililere yüklenemez: Hükümete göre, söz konusu er, psikolojik olarak normal bir tavır sergilemiĢ ve intihar giriĢiminde bulunacağına dair herhangi bir emare göstermemiĢtir. Öte yandan, üstlerini bu anlamda herhangi bir sorundan da bahsetmemiĢtir. Hükümet, olayın ardından derhal soruĢturma açıldığını ve ölüm koĢullarını açığa kavuĢturacak bütün soruĢturma iĢlemlerinin yerine getirildiğini belirtmektedir. Hükümete göre, Ġbrahim YeĢilyurt’un ölüm koĢullarının kesin Ģekilde ortaya konulduğunu; bunun yanı sıra baĢvuranların soruĢturmaya katılma, kovuĢturmaya yer olmadığına dair karara Askeri Mahkeme önünde itiraz etme ve Askeri Yüksek Ġdare Mahkemesi önünde haklarını ileri sürme imkânı bulduklarını da eklemektedir.

76. BaĢvuranlar, Hükümet’in iddiasına karĢı çıkmakta ve iddialarını yinelemektedirler. Özellikle, yetkililerin, cinayet ihtimalini ciddi bir Ģekilde değerlendirmediklerini ileri sürmektedirler. Her halükarda, yakınlarının gerçekten hayatına son verdiği varsayıldığında, baĢvuranlar, askeri yetkililerin, önleyici düzeydeki eksiklikleri nedeniyle, yaĢam hakkını korumaya yönelik pozitif yükümlülüklerini, yerine getirmedikleri kanaatine varmaktadırlar.

77. Bununla birlikte, davaya iliĢkin olay ve olguların hukuki tavsifi konusunda tek yetkili olan ve baĢvuranlar ya da Hükümetler tarafından bunlara atfedilen nitelendirmelere bağlı olmayan Mahkeme, baĢvuranlar tarafından dile getirilen iddiaların, SözleĢme’nin yalnızca 2. maddesi kapsamında incelenmesinin uygun olacağı kanısındadır (Guerra ve diğerleri / İtalya, 19 ġubat 1998, § 44, 1998-I Karar ve Hüküm Derlemesi). Söz konusu maddenin, somut olayla ilgili bölümü Ģu Ģekildedir:

(14)

“1. Herkesin yaĢam hakkı yasayla korunur. (…)”

A. Sözleşme’nin 2. maddesinin esas yönü

1. Bir başkasının davranışlarına karşı İbrahim Yeşilyurt’un hayatını koruma yükümlülüğü hakkında

78. Mahkeme, SözleĢme’nin 2. maddesinde, yetkililerin sorumluluğu altında bulunduğu sırada, yaĢamı bir baĢka bireyin suç niteliğindeki eylemleri ya da kendi eylemleri nedeniyle risk altında olan bireyi korumak amacıyla gerekli tüm önleyici tedbirleri almaları hususunda Devletlere pozitif yükümlülük yüklendiğini hatırlatmaktadır (Osman/Birleşik Krallık [BD], 28 Ekim 1998, § 115, Karar ve Hüküm Derlemesi 1998-VIII).

79. Mahkeme, mevcut davada, ölüm koĢulları, toplanan delil unsurları ve olayı çevreleyen koĢulların bütününü göz önünde bulundurarak, Ġbrahim YeĢilyurt’un yaĢamının diğer Ģahıslar tarafından tehdit edildiğini düĢündürecek hiçbir sebep bulunmadığı kanaatine varmaktadır.

80. Dolayısıyla, baĢvuranların yakınının bir cinayete kurban gittiği yönündeki iddialar spekülasyondan ibarettir.

81. Esasen, Mahkeme, yetkililerin, olay yeri inceleme tutanağına, balistik raporuna, otopsi raporuna ve tanık dinleme tutanaklarına dayanarak, yürütülen ceza soruĢturması sonunda Ġbrahim YeĢilyurt’un intihar ettiği sonucuna vardıklarını gözlemlemektedir.

82. Yetkililer tarafından kabul edilen iddia inandırıcılıktan uzak olmayıp, kuĢkusuz nesnel unsurlara dayanmaktadır.

83. Bu iddianın uyumsuz ve mantık dıĢı olduğunu kanıtlayabilecek veya güvenilirliğine ciddi anlamda zarar verebilecek nitelikte herhangi bir unsurun bulunmamasını dikkate alan Mahkeme, ulusal makamların vardığı sonuçlardan uzaklaĢmak için yeterli ve ikna edici herhangi bir gerekçe bulunmadığı kanaatindedir.

(15)

84. Dolayısıyla, Mahkeme, baĢvuranların yakınının ölümü konusunda ulusal yetkililerce sunulan açıklamaların tamamen makul ve güvenilir olduğu kanısına varmaktadır.

2. İbrahim Yeşilyurt’un hayatını bizzat kendisine karşı koruma yükümlülüğü hakkında

85. Mahkeme daha sonra, SözleĢme’nin 2. maddesinde, yetkililerin sorumluluğu altında bulunduğu sırada yaĢamı kendi eylemlerinden dolayı risk altında olan bireyi korumak amacıyla gerekli tüm önleyici tedbirleri almaları hususunda Devletlere pozitif yükümlülük yüklendiğini hatırlatmaktadır (Keenan/Birleşik Krallık, No. 27229/95, §§ 89-93, AĠHM 2001-III).

86. Esas sorun, askeri mercilerin Ġbrahim YeĢilyurt’un yakın ve gerçek bir intihar tehlikesi arz ettiğini bilip bilmediklerini ya da bilmeleri gerekip gerekmediğini ve bu durumu bilmeleri halinde, askeri yetkililerin bu riski önlemek için kendilerinden makul olarak beklenebilecek her Ģeyi yerine getirip getirmediklerinin tespit edilmesidir (Tanrıbilir/Türkiye, No.

21422/93, § 72, 16 Kasım 2000, yukarıda anılan Keenan, § 93 ve Kılınç ve diğerleri/Türkiye, No. 40145/98, § 43, 7 Haziran 2005).

87. Mahkeme’nin bu bağlamda yapacağı inceleme sırasında, yetkililere atfedilebilir hatanın, basit bir değerlendirme hatasının veya tedbirsizliğin ötesine geçip geçmediğini araĢtırması gerekmektedir (Abdullah Yılmaz/Türkiye, No. 21899/02, § 57, 17 Haziran 2008).

88. Esasen, benzer davada, insan davranıĢının öngörülemezliğini göz ardı etmemek ve Devletin pozitif yükümlülüğünü, Devlete aĢırı veya dayanılmaz bir yük getirmeyecek Ģekilde yorumlamak gerekmektedir (yukarıda anılan Keenan kararı, § 90).

89. Mahkeme, somut olayda baĢvuranların yakınının orduya katılmadan önce intihara eğilimi olduğunu düĢündürebilecek ruhsal bozuklukları olduğunu gösteren hiçbir unsur bulunmadığını kaydetmektedir.

(16)

90. Mahkeme ayrıca, Ġbrahim YeĢilyurt’un askerlik hizmetini yerine getirmeye yönelik olarak ruhsal durumunun baĢvuranlar tarafından hiçbir zaman konu edilmediğini tespit etmektedir.

91. Mahkeme’ye göre tüm unsurlar, baĢvuranların yakınının, olayın yaĢanmasına kadar, askeri hayatın zorluklarından Ģikâyet etmesi dıĢında, yakın ve gerçek intihar riski olarak kabul edilebilecek anormal bir davranıĢ sergilemediğini düĢündürmektedir.

92. Mahkeme’ye göre, Ġbrahim YeĢilyurt’un askeri hayatın koĢullarına alıĢma konusunda yaĢadığı güçlükler ve buna bağlı Ģikâyetleri, üstlerinin fark etmesi gereken yakın bir intihar riskinin öncü emareleri olarak değerlendirilemez.

93. Esasen, Ġbrahim YeĢilyurt’un görme sorununa iliĢkin olarak, yetkililer uygun tedbirleri almıĢlardır; ilgili göz doktoruna sevk edilmiĢ;

muayene eden doktor tarafından gözlük reçete edilmiĢtir. Yetkililer, Ġbrahim YeĢilyurt’un ıstıraba neden olacak derecede görme sorunu yaĢadığını tahmin edemezlerdi. ġ.T., Ġbrahim YeĢilyurt’un olaydan bir önceki gün sözleri (bk. yukarıdaki 46. paragraf) söylerken ciddi olmadığı düĢüncesiyle üstlerini bu konuĢmadan haberdar etmemiĢtir.

94. Hudut karakolundaki görevinin zorluğuyla ilgili olarak ise, er, sorunlarının, basit bir yorgunluğun ötesinde bir boyut kazandığını düĢündürecek nitelikte davranıĢ bozukluğu sergilememiĢtir.

95. Bununla birlikte, yetkililer, Ġbrahim YeĢilyurt’un hayatına son verme riski bulunduğunu farkına varma fırsatı bulamamıĢlardır.

96. Mahkeme ayrıca, olayı önleyememiĢ olmaları nedeniyle askeri yetkilileri suçlamanın, SözleĢme’nin 2. maddesinden doğan yükümlülükleri bakımından kendilerine aĢırı bir yük yükleneceği anlamına geleceği kanısındadır.

(17)

B. Sözleşme’nin 2. maddesinin usul yönü

97. SözleĢme’nin 2. maddesinin usuli yönüyle ilgili olarak, Mahkeme, mevcut davaya benzer davalarda, yaĢam hakkının korunması usulünün Devlete, ölüm koĢullarını ve konuyla ilgili sorumluları tespit etmek üzere bağımsız bir soruĢturma yürütme yükümlülüğü getirdiğini de hatırlatmaktadır (Çiçek/Türkiye (kabul edilebilirlik hakkında karar), No.

67124/01, 18 Ocak 2005). SözleĢme’nin 2. maddesi anlamında soruĢturmanın etkinliği konusuyla ilgili ilkeler Mustafa Tunç ve Fecire Tunç/Türkiye ([BD], No. 24014/05, §§ 169-182, 14 Nisan 2015) kararında yer almaktadır.

98. SoruĢturmanın öncelikle etkili ve eksiksiz olarak yürütülmesi gerekmektedir (Ramsahai ve diğerleri/Hollanda [BD], No. 52391/99, § 324, AĠHM 2007-II). Bu da soruĢturmanın, olayların nasıl meydana geldiğinin ortaya çıkarılması ve gerekirse sorumluların kimliklerinin tespit edilmesi ve cezalandırılmalarını sağlama yönünde elveriĢli olması anlamına gelmektedir.

99. Her durumda, yetkililerin, görgü tanıklarının ifadeleri, bilirkiĢi incelemeleri veya gerektiğinde yaralanmalar ile ilgili eksiksiz ve detaylı bir rapor hazırlanmasına imkân verecek otopsinin yapılması ve klinik bulguların, özellikle de ölüm sebebinin objektif analizi dâhil olmak üzere, söz konusu olaylarla ilgili kanıtların elde edilmesi için imkânları dâhilindeki makul tedbirleri almıĢ olmaları gerekmektedir. Ölüm sebebinin veya olası sorumlulukların tespit edilmesini olumsuz yönde etkileyecek nitelikte soruĢturmaya iliĢkin her türlü eksiklik, bu kurala uygun olması konusunda risk teĢkil edecektir (Giuliani ve Gaggio/İtalya [BD], No. 23458/02, § 301, AĠHM 2011(özetler)).

100. Özellikle, soruĢturma sonuçları, konuyla ilgili tüm unsurların titiz, objektif ve tarafsız bir incelemesine dayanmalıdır. Açıkça yürütülmesi gereken bir soruĢturma iĢleminin reddedilmesi, soruĢturmanın, davanın

(18)

koĢullarını ve gerektiğinde sorumluların kimliklerini belirleme gücünü tehlikeye atacaktır (Kolevi/Bulgaristan, No. 1108/02, § 201, 5 Kasım 2009).

101. SoruĢturmanın beklenen asgari etkinliğe ulaĢabilmesi için gerekli incelemelerin niteliği ve kapsamı somut olayın koĢullarına bağlıdır. Bu koĢullar, davayla ilgili bütün olayların ıĢığında ve soruĢturma iĢleminin uygulamaya iliĢkin gerçeklikleri dikkate alınarak değerlendirilmektedir.

Meydana gelebilecek çok çeĢitli durumları, yalnızca soruĢturmaya iliĢkin iĢlemler listesine veya diğer basit kıstaslar düzeyine indirgemek mümkün değildir (Velcea ve Mazǎre/Romanya, No. 64301/01, § 105, 1 Aralık 2009).

102. Ayrıca, soruĢturma, mağdurun ailesinin meĢru çıkarlarının korunması için gerekli olduğu ölçüde kendilerine eriĢebilir olmalıdır.

Kamunun da, duruma göre değiĢen bir derecede soruĢturmayı inceleme hakkını kullanabilmesi gerekmektedir (Hugh Jordan/Birleşik Krallık, No.

24746/94, § 109, AĠHM 2001-III). Bununla birlikte, kamunun ve mağdurun yakınlarının soruĢturmaya eriĢim izni, yargılamanın baĢka safhaları için verilebilir. (bk. diğerleri arasında, McKerr/Birleşik Krallık, No. 28883/95, § 129, AĠHM 2001-III).

103. Son olarak, SözleĢmenin 2. maddesi, yetkili makamlara, soruĢturma esnasında mağdurun bir yakını tarafından yapılabilecek her soruĢturma tedbiri talebini yerine getirme zorunluluğu getirmemektedir (bk., yukarıda anılan, Ramsahai ve diğerleri kararı, § 348 ve Velcea ve Mazăre/Romanya, No. 64301/01, § 113, 1 Aralık 2009).

104. Mahkeme, somut olayda öncelikle, baĢvuranların yakınının hayatını kaybetmesine neden olan hadisenin 6 Nisan 2007 tarihinde meydana geldiğini, ilk soruĢturma tedbirlerinin aynı gün alındığını ve savcılığın soruĢturmaları sona erdirerek 11 Kasım 2008 tarihinde kovuĢturmaya yer olmadığına dair karar verdiğini tespit etmektedir. Söz konusu kararın bir örneği baĢvuranlara gönderilmiĢ ve baĢvuranlar, avukatları aracılığıyla Askeri Mahkeme önünde bu karara itiraz etmiĢlerdir.

Askeri Mahkeme, soruĢturmada herhangi bir eksiklik tespit edilmediği

(19)

gerekçesiyle 26 Ocak 2009 tarihinde baĢvuranların itirazını reddetmiĢtir.

Mahkeme bu koĢullar altında, söz konusu soruĢturmaların gereken özenle yürütüldüğü ve herhangi bir aĢırı gecikmenin soruĢturmayı olumsuz yönde etkilemediği kanaatine varmaktadır.

105. Mahkeme ayrıca, yetkililerin söz konusu olay ve olgulara iliĢkin delil unsurlarını toplamak ve muhafaza etmek amacıyla uygun tedbirleri aldıklarını kaydetmektedir.

106. Askeri savcı nezaretinde klasik otopsi yapılmıĢtır. Yapılan klasik otopsi sonucunda, ölüm nedeni ile muhtemel atıĢ mesafesine iliĢkin klinik tespitlerin nesnel bir incelemesiyle birlikte yaralanmaya iliĢkin bir rapor düzenlenmiĢtir.

107. Savcılık aynı zamanda, balistik inceleme yapılması talimatı vermiĢtir. Olay yerinde bulunan silah ve kovan üzerinde de bilimsel incelemeler yapılmıĢtır. Olay yeri bilirkiĢiler tarafından incelenmiĢ ve fotoğraflanmıĢtır.

108. Ayrıca, kaligrafik bilirkiĢi incelemesi yapılmıĢtır. Yapılan inceleme neticesinde, veda notunu Ġbrahim YeĢilyurt’un intihar etmeden önce yazdığı tespit edilmiĢtir.

109. Bununla beraber, yetkililer, olaylardan hemen sonra çok sayıda kiĢinin ifadesini almıĢtır. Hiçbir unsur, yetkililerce kilit tanıkların sorgulanmadıklarına veya ifadelerin usulüne uygun olmayan biçimde alındığına iĢaret etmemektedir. Mahkeme bununla birlikte, ifadeler arasında çeliĢkiler görmemekte ve bunların birbirleriyle tutarlı olduğunu tespit etmektedir.

110. Dolayısıyla, savcılığın son olarak kabul ettiği varsayımdan baĢka herhangi bir varsayım üzerinde durmadığı iddia edilemez.

111. Mahkeme, dosyada bulunan unsurlar dikkate alındığında, soruĢturma makamlarının olayları aydınlatma isteklerinden Ģüphe duymaya yönelik hiçbir unsur bulunmadığı kanaatine varmaktadır. Mahkeme, baĢvuranların yakınının ölümü sonrasında yürütülen soruĢturmanın,

(20)

koĢulların kesin bir Ģekilde belirlenmesine imkân verdiği kanısındadır.

BaĢka bir ifadeyle, Mahkeme, yerel yargılama makamları tarafından soruĢturmanın uygun biçimde ve ivedilikle yürütülmesi konusunda itiraz etmeye imkân verecek nitelikte herhangi bir eksikliğin bulunmadığını belirtmektedir.

112. Dolayısıyla, baĢvuranın Ģikâyetleri açıkça dayanaktan yoksundur ve SözleĢme’nin 35. maddesinin 3. fıkrasının a) bendi ve 4. fıkrası uyarınca reddedilmelidir.

Bu gerekçelerle, Mahkeme, oybirliğiyle,

BaĢvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir.

ĠĢbu karar Fransızca dilinde tanzim edilerek, 25 Haziran 2015 tarihinde yazılı olarak tebliğ edilmiĢtir.

Stanley Naismith András Sajó

Yazı ĠĢleri Müdürü BaĢkan

Referanslar

Benzer Belgeler

Diğer taraftan, özellikle bir askerin hayatına bağlı bir olayın söz konusu olmasına ve soruĢturmanın yeni baĢlamıĢ olmasına rağmen, ilgilinin hiyerarĢik üstlerinin

a) Müteveffaların evinin 20 Kasım 2004 akĢamından itibaren gözetim altına alındığı tespit edilmektedir. Operasyona hazırlık sırasında, silahlı çatıĢma

BaĢvuranlar özellikle, Hükümetin görüĢlerinin ekinde bulunan, A.S.’nin tutuklanmasının baĢlangıcında doldurulan “intihar riski bulunan tutuklu kiĢilerin

Tutanağa göre, tanık, 21 Mayıs 2009 tarihinde Tunceli’ye vardığını ve DTP (Demokratik Toplum Partisi) binasına geldiğini belirtmiĢtir. Harun isimli bir kiĢi

46. Mahkeme, SözleĢme’nin 35. maddesinde yer alan iç hukuk yollarının tüketilmesi kuralının, Mahkeme önünde Devlete karĢı dava açmayı amaçlayan kiĢilerin ilk

Mahkeme, DanıĢtay kararında, somut olayda sağlık hizmetlerinin yerine getirilmesinde ağır hizmet kusuru bulunduğunun özellikle vurgulandığını ve bu sonuca

Dolayısıyla Mahkeme, Hükümet’in iç hukuk yollarının tüketilmemesine iliĢkin itirazını reddetmiĢ ve baĢvuranın Kumkapı Geri Gönderme Merkezi’ndeki yetersiz

Fridrik Kjølbro ve Bölüm Yazı ĠĢleri Müdür Yardımcısı Abel Campos’un katılımıyla 19 Mayıs 2015 tarihinde Komite halinde toplanan Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi