• Sonuç bulunamadı

NedenLER‹NARAYIfiISÜRÜYOR OT‹ZM

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "NedenLER‹NARAYIfiISÜRÜYOR OT‹ZM"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

“Minicik bir be-bekken oldukça uy-sal ve nefleliydi. 6 ay-l›kken normal bebek-lerin yapt›¤› gibi dik oturabiliyor ve emek-leyebiliyordu. 10 ay-l›kken yürümeye, 13 ayl›kken saymaya bafllad›. Günün birin-de, 18. ay›n›n için-deyken onu mutfak-ta tek bafl›na oturur-ken bulduk. Elektrik süpürgesinin teker-leklerini saplant›l› bir flekilde, durmak-s›z›n çeviriyor, kendi-sine seslenildi¤inde herhangi bir tepki vermiyordu. O gün-den sonra sanki dün-yayla aras›na bir per-de çekilmifl gibiydi. Konuflmay› ve bizler-le her türlü ibizler-letiflimi tümüyle kesti, evin içinde bir fleytan gibi

koflturarak elektrik dü¤melerini sü-rekli aç›p kapamak d›fl›nda da uzunca bir süre pek birfley yapmad›. Durdu-ruldu¤unda k›yameti kopar›yor, önü-ne geleni eflya, insan ay›rdetmeksizin tekmelemeye bafll›yordu. Herhangi birfley giymek, onun için iflkenceydi. Kumafl›n ona hafifçe dokunmas›yla birlikte 盤l›klar atmaya bafllard›.”

“Düzen saplant›s› her zaman vard›. Küçücükken herfleyi s›raya dizer, san-dalyeleri düzeltir, difl f›rças›n› banyo-daki raf›n hep ayn› noktas›na b›rak›r ve birfley yerinden oynat›ld›¤›nda deli-ye dönerdi. Çok ani sinirlenebilir ve bu s›rada eline geçen herhangi bir nesneyi f›rlat›p camlar› k›rabilirdi. Gü-rültü ve kargafla ona fazla geldi¤inde, kendi elini kolunu ›s›r›r, kanatana ka-dar t›rnaklar›n› yerdi...”

Ailelerinin bu flekilde betimledikle-ri bu çocuklar “hasta” m›yd›? Normal olanla anormal olan aras›ndaki s›n›r›n çok inceldi¤i, ya da s›n›r›n ay›rd›¤› alanlar›n birinden di¤erine farketme-den ad›m at›vermenin çok kolay oldu-¤u durumlar vard›r. Günlük yaflant›-n›n ak›fl›nda bu s›n›rlar›n iki yakas›n-da defalarca ileri-geri at›labilen ad›m-lar›n ço¤u farkedilmez bile. Ama s›n›r-lar beyin gibi inan›lmaz karmafl›kl›kta-ki bir yap›n›n içinde olup bitenleri bir-birinden ay›rmak için “çizilmeye” çal›-fl›ld›¤›nda, ortaya ç›kan tablo iyice bu-lan›k olabiliyor. Sinir hücreleri aras›n-da iletiflim sa¤layan bir kimyasal›n, ge-re¤inden biraz fazla veya az miktarda sal›nmas›, bir insan›n “hasta” ya da “sa¤l›kl›” olarak nitelendirilmesini sa¤layan özelliklerin kazanç ya da

kayb›yla sonuçlana-biliyor. Ama bazen neden-sonuç iliflki-lerinin yetersizli¤in-de bile apaç›k “so-nuçlar” ortaya ç›k›-yor, bu sonuçlara adlar da verilebili-yor. Otizm gibi.

Yaflam›n genel-likle ilk üç y›l›nda, kimi beyinsel ifllev-lerde oluflan bozuk-luklar sonucu orta-ya ç›kan otizmin te-mel belirteçleri ge-nel bir kay›ts›zl›k ve “uzak” olma duru-mu, di¤er insanla-r›n düflünce, duygu ve gereksinimlerini anlama ve hissetme yetersizli¤i, duygu-sal ba¤lar kurama-ma; k›saca iletiflim ve sosyal iliflkilerin neredeyse bütünüy-le yoklu¤u. Ola¤a-nüstü karmafl›kl›ktaki bir düzenek-te¤in nedeni tam olarak bilinmeyen “ar›zalar›n›n” ortaya ç›karaca¤› tablo-nun bu kadarla kalmas› beklenemez elbet. Kifliden kifliye de¤iflebilen, an-cak yine de genel say›lan baflka özel-likler de var. Otizm tan›s› konmufl bir-çok çocukta dilsel ifllevler ve zeka ifl-levleri, ayr›cal›klar olmakla birlikte ye-terince geliflmemifl oluyor. Belirli bir eylemin b›k›p usanmadan tekrarlan-mas› (elektrik dü¤melerini saatler bo-yunca sürekli aç›p kapamak gibi), ile-ri-geri sallanma, duvarlara vurulan bafllar, yürüme ve hareketlerde tutuk-luk, özellikle de seslere ve dokunul-maya -bazen de kokuya, tada- gösteri-len afl›r› duyarl›k ve verigösteri-len afl›r› tepki-ler, otizmde s›kl›kla görülen durum-lardan.

OT‹ZM

(2)

Küçücük bir bebekle konufltu¤u-nuzda, gözlerini yüzünüze dikip sizi ilgiyle dinledi¤ine mutlaka tan›k ol-muflsunuzdur. “Normal” bebekler için çok tipik olan bu tepki, otistik bebek-ler için pek söz konusu de¤il; yüzbebek-leri- yüzleri-ne k›zg›nl›k veya sevecenlikle bakma-n›z onlar için birfley ifade etmiyor. Ay-r›nt›lara düflkünlük de bir baflka özel-lik. Bu özellik, birçok otistik çocuk için nesnelerin gerçek ifllevlerini kav-ramay› geciktiriyorsa da, otizm tan›s› konmufl ‹ngiliz ressam Stephen Wilts-hire gibi, ola¤anüstü güzellikte ayr›n-t›larla döflenmifl bir tablonun ortaya ç›kmas›na da zemin haz›rlayabiliyor.

Otistik olduklar› belirlenmifl çocuk-lar, birbirinden çok farkl› özellikler gösterebiliyorlar. Yaklafl›k % 75'inin zeka düzeyleri düflükken, kimi de ola-¤anüstü matematiksel ve sanatsal be-ceriler sergileyebiliyor. Ac›ya karfl› du-yars›z olan kimileri, kendilerine zarar verme e¤ilimi gösterirken, koluna do-kunan incecik bir kumafl parças›na büyük tepki verenler de var. Belirtile-rin hafif seyretti¤i çocuklarda dil bece-rileri geliflmiflken, hiç konuflmayanlar› da var. Asl›nda bütün bu davran›flsal farkl›l›klar›n temelinde, ortak bir so-run yat›yor: Sosyal iletiflim ve etkilefli-min yerini, bireylerin belirli konulara gösterdikleri afl›r› ilgi ya da “saplant›”n›n almas›.

Bebe¤ime Neler

Oluyor?

1970'lerin ortalar›nda otizm, on bin çocukta ancak iki-dört oran›nda görülen, ender bir durum olarak nite-lendirilirken, günümüz verileri otizm vakalar›nda % 40'l›k bir art›fla iflaret

ediyor. Otizmin art›k olduça genifl bir yelpazedeki belirtilerle iliflkilendiril-mifl olmas›, psikiyatristlerin, otizm ta-n›m›nda baz› de¤iflikliklere gitmeleri-ne, daha önce otizmden ayr› ele al›nan baflka durumlar›n da ona dahil edilme-sine neden olmufl. Korkunç görünen bu % 40’l›k art›fl, dolay›s›yla biraz da otizm tan›m›n›n zaman içinde geçirdi-¤i evrime ba¤l›. Ancak bu “mazeret”, çocuklar›n›n beyninde olup bitenleri anlamak için ç›rp›n›p duran, kliniklere kofluflturan anne-babalar› rahatlat-maktan uzak. Gerçi umutlar da hiç ol-mad›¤› kadar yak›n görünüyor. Yeni teknolojiler, otistik çocuklar›n beyin-sel ifllevleriyle ilgili yeni pencereler açarken, moleküler biyolojideki ilerle-meler, bozuklu¤un genetik kaynakla-r›na iniyor. E¤itimciler ve terapistler-se, gelifltirilen yeni yöntemlerle, tan›-n›n zamatan›-n›nda konmas› kofluluyla, 30 y›l önce hastanede tedaviden baflka flans› olmad›¤› düflünülen birçok çocu-¤un art›k aileleriyle birlikte yaflay›p normal okullara devam edebildiklerini söylüyorlar.

Beyinde Neler Olup

Bitiyor?

Bir sorunun çözümü, en basit flek-liyle, do¤ru tan›m›n›n yap›lmas›, ne-densel etkenlerin belirlenerek bunla-r›n ortadan kald›r›lmas› sürecini içe-rir. Nedenleri bilinmeden çözülebilen sorunlar da var; bunlarda genel-geçer yöntem, kayna¤› bilinmeyen bir düze-ne¤in iflleyifline müdahale ederek bu iflleyifli bozmak veya durdurmak. T›p alan›nda nedeni tam olarak bilinme-yen sorunlar›n çözümüne yönelik bir-çok çal›flma bu grupta örne¤in. An-cak konu insan beyni olunca, tan›m aflamas›ndan nedenlere, nedenlerden çözüme kadar çarp›lacak çok duvar var.

Beyindeki geliflimsel ifllev bozuk-luklar›n›n belki de en çarp›c›lar›ndan biri otizm. Böyle bir nitelendirmeyi hak etmesinin nedenleri, bir çocu¤un çevresindeki dünyay› alg›lay›fl ve onunla iletiflimiyle ilgili neredeyse bütün mekanizmalara darbe vurmas›, birbirleriyle iletiflim içindeki beyin sistemlerinin oluflturdu¤u karmakar›-fl›k, anlafl›lmaz bütün.

Do¤umdan önce beynin belli böl-gelerine “göç ederek” belirli ifllevler üstlenen sinir hücreleri, yerlerine yer-lefltikten sonra, di¤er sinir hücreleriy-le ihücreleriy-letiflim kurmaya yarayan uzant›lar (akson) gelifltirirler. Uyar› alan bir si-nir hücresi, “sisi-nirsel iletici” kimyasal-lar (neurotransmitter) sakimyasal-larak uyar›y› bir sonraki hücreye iletir. Ancak be-yin geliflimi do¤umla bitmez. Yafla-m›n ilk birkaç y›l› boyunca de¤iflmeyi sürdüren beyinde yeni sinirsel

iletici-B‹L‹M TEKN‹K

Beyin araflt›rmalar›, otistik çocuklar›n bilgiyi nas›l ifllediklerine dair yeni veriler ortaya koyuyor.

Otizmde ifllevlerinin de¤iflikli¤e u¤rad›¤› düflünülen baz› beyin bölgeleri:

.

H

Hiippppooccaammppuuss: Yak›n haf›za ve yeni bilgilerin depolanmas›.

A

Ammyyggddaallaa: Duygusal tepkilerin yönlendiril-mesi.

Ö

Önn lloobbllaarr: Analitik düflünce, planlama, kifli-lik özelkifli-likleri, konuflma.

Y

Yaann lloobbllaarr: ‹flitme, konuflma ve baflka dilsel ifllevler.

B

Beeyyiinncciikk: Denge, vücut haraketlerinin koor-dinasyonu.

C

Coorrppuuss ccaalllloossuumm: Beynin bir taraf›ndan di-¤erine bilgi aktar›m›.

Corpus callosum Yan lob

Ön lob Hippocampus

(flakak lobunun alt›nda) Beyincik Amygdala

(3)

ler etkin hale gelir, yeni iletim hatlar› ve onlarla birlikte hareket, dilsel ifl-levler, duygu ve düflünce gibi temel etkinliklere taban oluflturacak sinir-sel a¤lar geliflir. Normal beyin gelifli-mine müdahale edebilecek sorunlar›n varl›¤› art›k biliniyor. Hücreler, “yan-l›fl” yerlere göç edebiliyor; ya da sinir-sel ileticiler veya iletim yollar›ndaki sorunlara ba¤l› olarak a¤›n baz› bö-lümleri ifllev görmeyebiliyor. Bu du-rumda da, söz gelifli duyusal bilgi, dü-flünce, duygu veya hareketlerin gene-linde sorunlar ortaya ç›kabiliyor.

Otizme nedensel yaklafl›mlar›nda kimi bilimadam› beyin geliflimindeki ilk aflamalarda olabilecek aksakl›kla-r›, kimiyse otizm tan›s› konmufl kifli-lerdeki beyinsel “ar›za”lar› saptama-ya yöneliyor. Anatomik incelemelerse özellikle “limbik sistem” ad› verilen ve çok genel olarak duygular, öfke, haf›za, duyusal girdiler ve ö¤renmey-le ilgili oldu¤u belirö¤renmey-lenmifl sistemin baz› bileflenlerine dikkat çekiyor. Davran›fl›n toplumsal ve duygusal yönlerinin ayarlanmas›na yard›mc› ol-du¤u bilinen “amygdala”n›n, ya da yak›n haf›za ve yeni bilgilerin depo-lanmas›ndan sorumlu “hippocam-pus”un hasarl› oldu¤u vakalar bildi-rilmifl durumda. Bir çal›flmadaysa amygdala’s› hasarl› maymunlar›n, otizm tan›l› çocuklarda oldu¤u gibi içlerine kapand›klar› ve sosyal iletifli-mi reddettikleri görülmüfl. Serotonin ad› verilen ve ve uykunun düzenlen-mesi yan›s›ra baz› davran›flsal düzen-lemelerde de etkili olan sinirsel ileti-cinin otizmde yüksek düzeylerde bu-lundu¤u da iddialar aras›nda. Manye-tik rezonans görüntüleme teknikleri-nin devreye girdi¤i baz› çal›flmalarsa bu kiflilerde analitik ifllevler ve ko-nuflmadan sorumlu beyin ön lobun-da, ayr›ca flakak loblar› ve yan lobla-r›n dilsel ifllevlerle ilgili bölgelerinde düflük enerji düzeyleri ortaya ç›kar-m›fl.

Araflt›rmac›lar›n, otizmle ilgili ola-rak üzerinde oldukça fazla durdukla-r› bir bölge de beyincik. 1980’li y›lla-r›n çal›flmalar›, beyinci¤e özgü Pur-kinje hücrelerinin otizm vakalar›nda % 30 - % 40 kadar az oldu¤una dikkat çekiyor. Otistik kiflilerin hareketlerin-de görülen tutuklu¤un da beyincikte-ki sorunlardan kaynaklanabilece¤i düflünülüyor.

K›zam›k Afl›s› m›!?

Araflt›rmalar süredursun, ad›mlar at›ladursun, Londra, Royal Free Has-tanesi’nden Dr. Andrew Wakefield ve ekibinin 1998 fiubat›nda tan›nm›fl t›p dergisi Lancet’te yay›mlad›klar› maka-le, otizm “gündemine” bomba gibi düfltü! Kan›tlam›fl olmasalar da ilan et-mekte sak›nca görmedikleri tüyler ür-pertici görüflleri, art›k neredeyse bü-tün çocuklara rutin olarak yap›lan kombine k›zam›k+k›zam›kç›k+kaba-kulak afl›s›n›n, yap›ld›ktan k›sa süre sonra baz› çocuklarda otizmin de da-hil oldu¤u davran›flsal bozukluklara, bunun yan›s›ra ince ba¤›rsakta hasta-l›¤a yol aç›yor olabilece¤iydi. Wakefi-eld, böyle bir ba¤lant›n›n kan›tlanma-m›fl oldu¤unu makalesinde aç›kça dile getiriyor, bunun için birçok virolojik çal›flmaya gerek oldu¤unu

söylüyor-du. Çal›flma, yafllar› 3-10 aras›nda de-¤iflen, kar›n a¤r›s› ve ishalin yan›s›ra ani geliflimsel gerilemeler gösterip hastaneye getirilen 12 çocuk üzerinde yürütülmüfltü. Araflt›rmac›lar, bu ba-¤›nt›n›n varl›¤› ya da yoklu¤u kan›tla-nana kadar üç afl›n›n ayr› ayr› yap›l-mas›n›n daha do¤ru olaca¤› önerisini de getirmifllerdi.

Makalenin yay›mland›¤› zamandan günümüze geçen 3 y›l, hem t›p, hem de bas›n dünyas›n› aya¤a kald›ran, ai-leleri panik içinde b›rakan bu iddian›n ortaya ç›kard›¤› kargafla etkisinin din-mesi için oldukça k›sa bir süre. Ancak söz konusu kombine afl›y› yapt›rmak bir yana, afl›lar› ayr› ayr› yapt›rmaktan bile çekinen aile say›s›n›n, dolay›s›yla da çocuklar›n girdikleri riskin h›zla artmas›, karfl› görüfllerin ve araflt›rma sonuçlar›n›n da yine h›zla ortaya kon-mas›n› gerektirmiflti. Afl›n›n aleyhine iki durum oldu¤u aç›kt›: Otizm belirti-lerinin genelde ortaya ç›kt›¤› dönemle kombine afl›n›n yap›ld›¤› dönemin (9. ayla 15. ay aras›) çak›flabilmesi; sözko-nusu afl›n›n yayg›nlaflmaya bafllad›¤› 1980’li y›llarda, otizm vakalar›nda da art›fl görülmüfl olmas›.

Neyse ki birçok Avrupa ülkesinde h›zla ele al›nan yeni çal›flmalar saye-sinde, bu afl›yla otizm aras›nda her-hangi bir ba¤›n olmad›¤› sonucuna va-r›ld›. Dünyan›n de¤iflik bölgelerinden al›nan verilerse, otizm vakalar›ndaki

Otistik ve Normal Bebeklerde Davran›flsal Özellikler

N

NOORRMMAALL BBEEBBEEKK OOTT‹‹SSTT‹‹KK BBEEBBEEKK

Kombine k›zam›k, k›zamakç›k, kabakulak afl›s› art›k otizm san›¤› olmaktan ç›km›fl durumda.

‹‹lleettiiflfliimm

m Annenin yüzünü inceler.

m Seslere kolayl›kla tepki verir.

m Ö¤renilen sözcükler ve gramatik kullan›m giderek artar. S

Soossyyaall ‹‹lliiflflkkiilleerr

m Anne oday› terkedince a¤lar, yabanc›lar›n varl›¤›na tepki gösterir.

m Tan›d›¤› ve sevdi¤i insanlara gülümser.

m Ac›kt›¤› veya birfleye gereksinim duydu¤un-da öfkelenip tepki gösterir.

Ç

Çeevvrreenniinn ‹‹nncceelleennmmeessii

m Bir etkinlikten di¤erine kolayl›kla atlar.

m Nesnelere uzanmak için vücudunu bilinçli fle-kilde kullan›r.

m Oyuncaklar› inceler ve onlarla oynar.

m Kendisini mutlu etmeye, ac›y› önlemeye yö-nelik bir tutum içindedir.

m Göz göze gelmemeye çal›fl›r.

m Sa¤›r gibi davran›r.

m Dilsel beceriler geliflmeye bafllam›flken ko-nuflma aniden durur.

m Di¤er insanlar›n fark›nda de¤ilmifl gibi dav-ran›r.

m Bir kabu¤un içindeymifl gibi ulafl›lmazd›r.

m Neden olmaks›z›n baflkalar›na sald›r›p zarar verebilir.

m Tek bir nesne veya etkinli¤e saplan›r.

m ‹leri-geri sallanmak veya ellerini yukar›-afla¤› sallamak gibi amaçs›z hareketler yapar.

m Oyuncaklar› koklar veya yalar.

m Yara veya yan›klara duyarl›k göstermez, ken-disine zarar vermeye çal›fl›r.

(4)

yükseliflin, afl›dan önce gerçekleflti¤ini ortaya koymufltu. ‹ngiltere’deki Halk Sa¤l›¤› Laboratuvar Hizmetleri biri-minden Dr. Elizabeth Miller, de¤iflik gruplarca yap›lan birçok araflt›rman›n sonucu olarak, afl›n›n güvenilirli¤inin kesinleflti¤ini, afl›y› vurdurmakta çe-kince gösterenlerin, çocuklar›n› çok daha büyük bir tehlikeye att›klar›n› aç›kça ilan etti.

Olas› Nedenler

Afl›lar›n, otizmin ortaya ç›kmas›n-daki etkileri konusunç›kmas›n-daki korkular büyük ölçüde dinmifl bulunuyor. Bir-çok araflt›rmac›ysa, otizmin nedeninin genlerde yatt›¤› görüflünde. Yak›nlar-da yap›lan bir çal›flma, tek yumurta ikizlerinden birinin otistik olmas› du-rumunda, di¤erinde de % 60 olas›l›kla otizmin, % 92 olas›l›kla da ba¤l› sendromlar›n ortaya ç›kabilece¤ine iflaret ediyor. Çift yumurta ikizlerin-deyse bu oran % 10 civar›nda.

Otizmin kal›tsal özellikleri konu-sunda yap›lan çal›flmalar, tahminen 3 ila 10 genin devreye girdi¤ini gösteri-yor. Bu genlerde belirli say›n›n üzerin-de gerçekleflen mutasyonlarla otizmin ortaya ç›kabilece¤i, daha düflük say›-daki mutasyonlar›n da utangaçl›k, çe-kingenlik ve gecikmifl dilsel becerilere neden olabilece¤i düflünülüyor. “Otizm genleri”ni arama çal›flmalar›, flimdiden sonuçlar vermifl gibi. Kromo-zom 7 ve 15’te saptanm›fl baz› anor-mal özellikler, bu durumla iliflkilendi-rilebiliyor. Araflt›rmac›lar, önümüzde-ki 5 y›l içinde otizmle ilgili en az bir genin bulunaca¤›ndan eminler.

Ancak otizmin, tek yumurta ikizle-rinden birinde görüldü¤ü halde

di¤e-rinde görülmeme olas›l›¤›n›n varl›¤›, çevresel etkenlerin de iflin içine girebi-lece¤inin göstergesi. Senaryo flöyle: Bir veya daha fazla say›daki otizm ge-ninin geçirdi¤i bir mutasyon, çocu¤u, anne karn›nda veya erken bebeklik döneminde karfl›laflt›¤› çevresel bir et-kene karfl› daha duyarl› hale getirebi-lir.

Otizm araflt›rmac›lar› taraf›ndan bi-raz temkinle karfl›lansa da, belki bir-çok kad›n taraf›ndan hemen benimse-nebilecek (!) ilginç bir görüfl de Camb-ridge Üniversitesi’nden Simon Baron-Cohen taraf›ndan ortaya at›lm›fl. Ba-ron-Cohen’in kuram›, otizmle ilgili bir-çok belirtinin, “erkek beyni”nin orta-ya ç›kard›¤› özelliklerin abart›l› flekli oldu¤unu öne sürüyor. Araflt›rmac›, kuram›n otizm araflt›rmac›lar› aras›n-da oldukça ilgi çekti¤ini, ancak kesin bir de¤erlendirme için henüz erken ol-du¤unu söylüyor.

Yeni Bir Soru:

Sorumlu, Metaller mi?

Amerika Psikiyatri Derne¤i’nin bu y›lki toplant›s›nda, otizme iliflkin yine çarp›c› bulgular öne sürüldü. Bunlara göre otizm, beyin geliflmesini olumsuz etkileyen ve zehirli çevresel maddele-re afl›r› duyarl›kla sonuçlanan, metal metabolizmas›ndaki bir aksakl›ktan ortaya ç›k›yor olabilirdi. Otizm tan›s› konmufl 503 kiflinin % 99’undan elde edilen veriler, bu metabolik aksakl›¤a iflaret ediyordu. Kan ve idrar analizle-ri, bu kiflilerin tümünde metalotione-ine (MT) iliflkin sorunlar oldu¤unu or-taya koyuyordu. Çal›flmay› yürüten araflt›rmac›lar MT’nin, vücutta gerçek-leflen birçok süreçte önemli ifllevler üstlenen bir protein grubu oldu¤unu ve sistemdeki bir aksakl›¤›n, otizmde görülen birçok belirtiye neden olabile-ce¤ini; söz gelifli beyin sinir hücreleri-nin geliflimini etkileyebilece¤ini ileri sürdüler. Aksakl›¤›n kendisiyse gene-tik kaynakl› bir MT eksikli¤i, ya da MT proteinlerinin etkinli¤ini yok eden bi-yokimyasal bir anormallik olabilirdi.

Geçti¤imiz May›s ay›nda silahlar yi-ne afl›lara do¤rultuldu. Bu sefer gün-deme gelen görüfl, MT araflt›rmalar›y-la hiç de çeliflkili say›araflt›rmalar›y-lamayacak yeni bir duruma iflaret ediyordu. Yeni so-rumlu, birçok afl›da kullan›lan ve % 50’ye yak›n oranda c›va içeren bir ko-ruyucuydu: tiomersal. Tiomersalin, çok küçük bebeklerde, geliflmekte olan beyine olumsuz etkileri biliniyor.

B‹L‹M TEKN‹K

9 yafl›ndaki otistik bir çocu¤un yapt›¤› resimler Geliflen birçok yeni terapi yöntemiyle otizm art›k baflaç›k›lmaz bir durum olarak görülmüyor.

(5)

Belirtilerse, otistik çocuklarda görü-lenlere benzer nitelikte. Birçok arafl-t›rmac› tiomersalin, otizmin ortaya ç›-k›fl›nda etkili oldu¤una dair kuflku besliyorsa da, yeni bir afl› pani¤i dal-gas› ortaya ç›kmadan konunun bir an önce ayd›nlanmas›ndan yana.

Umut Var m›?

“3,5 yafl›mla ilgili çok fley hat›rl›yo-rum. Konuflamaman›n hissettirdi¤i öf-keyi de. Ne söylemek istedi¤imin ga-yet iyi fark›ndayd›m, ama sözcükler bir türlü a¤z›mdan ç›kmak bilmiyor-du. Ben de 盤l›k atmaya bafll›yor-dum. Çok iyi hat›rlad›¤›m birfley bu.... Anaokulundayken kat›ld›¤›m konufl-ma terapisi program›nda, ö¤retmen tahtada birfley göstermek için kullan-d›¤› çubu¤u bana her do¤rultup bir-fley söyledi¤inde (bizden birine birbir-fley söylemek istedi¤i zaman, parma¤›yla o kifliye iflaret etmek yerine bu çubu-¤u kullan›rd›) avaz›m ç›kt›¤› kadar ba¤›r›rd›m. Çünkü evde sivri fleyleri kimseye do¤rultmamam gerekti¤i söylenmiflti ve bunu ö¤retmene aç›k-layam›yordum...”

“...fiimdi de resimlerle düflünüyo-rum. Sözcükler benim için ikinci bir lisan›n parçalar›. Hem konuflulan, hem de yaz›l› sözcükleri, sesiyle, ren-giyle, görüntüsüyle beynimde oynatt›-¤›m bir video filmine çeviriyorum. Düflünce süreci içinde sözcüklerden yararlanan insanlar bunu anlamakta genellikle güçlük çekiyorlar, ama ben, özellikle de iflimde olmak üzere her alanda bundan yararlan›yorum... Görsel düflünce, hayal gücümle kos-koca sistemler yaratmam› sa¤lad›. Kü-çükken, herkesin benim gibi resimler-le düflündü¤ünü zannederdim; düflü-nürken geçti¤im yolun herkesinkin-den farkl› olabilece¤i akl›m›n ucun-dan geçmezdi. Otistik oldu¤um için, bilgiyi flimdi bile, insanlar›n do¤al ola-rak ald›klar› flekilde alm›yorum; bir CD-ROM'a depolar gibi beynimde de-poluyor, hat›rlamak istedi¤imde de görüntüler yard›m›yla, yine video iz-lercesine bilgiyi yerinden ç›kar›yo-rum...”

Yukar›daki paragraflardan ilki, flu s›ralarda Colorado Eyalet Üniversite-si Hayvan Bilimleri bölümünde ö¤re-tim üyeli¤i yapmakta olan ve hayvan-c›l›k konusunda tasarlad›¤› gereçler

dünya çap›nda kullan›lan Dr. Temple Grandin'le 1996 y›l›nda gerçeklefltiril-mifl bir röportajdan, ikincisiyse Gran-din'in “Thinking in Pictures” (Resim-lerle Düflünmek - 1995) kitab›ndan al›nt›lar.

Normal olanla olmayan aras›ndaki s›n›rlar meselesine geri dönersek, ilk paragraftaki çocu¤un, ikinci paragraf-taki annenin “anormal” oldu¤u iddia edilebilir mi? Ancak fluras› kesin ki “normal” yaflam sürdürenlerle k›yas-land›¤›nda, t›pk› benzerleri gibi, ken-disi de ailesi de büyük s›k›nt›lar çek-mifl. Dr. Temple Grandin'in öyküsü, umudun varl›¤›n›n en iyi kan›tlar›n-dan biri!

Uzmanlar, otizm tan›s› konmufl ço-cuklara uygulanan en baflar›l› terapile-rin, onlar›n davran›fl ve iletiflim sorun-lar›n› çözmeye yard›mc› terapiler ol-duklar› görüflünde. California Üniver-sitesi'nden araflt›rmac› Robert Koeg-le'in gelifltirdi¤i program›n amac› da bu. Program kapsam›nda çocuklara, söz gelifli dikkat çekmek için 盤l›k at-mak yerine soru sormalar›, bir nesne-nin ikincil ayr›nt›lar› yerine göze çar-p›c› temel özelliklerine tepki vermele-ri ö¤retiliyor. Çocuklar› güdülemek amac›yla Koegel, dersleri onlar›n ilgi-lerine uygun flekilde iflliyor; hayvanla-ra karfl› saplant› gelifltirmifl bir çocu¤a “büyük” ve “küçük” kavramlar›n› ö¤-retmek için onu hayvanat bahçesine götürüp bir tavflanla fili karfl›laflt›rma-s›n› istiyor örne¤in. Koegel, bu flekilde birçok çocu¤un en az›ndan büyük so-runlar›n›n üstesinden gelmeyi baflard›-¤›n› söylüyor.

Otizme, otizm dünyas›n›n içinden tan›kl›k etmifl olan Dr. Grandin'in gö-rüflleri, bu konuda da belki en gerçek-çi aç›klamay› sa¤layacak:

“Erken müdahalenin yararlar›na kuvvetle inan›yorum. Otistik çocuklar› dünyayla iliflki içinde tutmak zorunda-s›n›z; onlar› d›fllanmaya b›rakamazs›-n›z. Böyle bir dönemimi hat›rl›yorum. Yaln›zca oturur, ileri-geri sallan›r ve kumun avucumun içinden kay›fl›n› iz-lerdim. Dünyay› kendi d›fl›ma bir yere al›r, orada kilitli tutard›m. Çocu¤un bunu yapmas›na izin verirseniz, gelifl-meyecektir. Birçok erken müdahale program›n›n kuramsal temelleri farkl›; ancak görüflüm flu ki iyi e¤iticiler, ku-ramsal temellerden ba¤›ms›z olarak birbirleriyle ayn› fleyi uyguluyorlar. Çocuk, ister terapist, ister e¤itici, ister anne-babas›yla haftada en az 20 saat flu veya bu etkinli¤i gerçeklefltirdi¤i sürece, hangi program›n seçildi¤i ben-ce çok önemli de¤il.

Unutmamak gerekir ki bir çocu¤a uygulanan bir yöntem, bir di¤eri için geçerli olmayabilir. Duyulara farkl› tepkiler gösteren çocuklara farkl› fle-kilde yaklaflmak gerekebilir. Biri sese, di¤eri dokunmaya karfl› afl›r› duyarl› olabilir örne¤in. S›ras›nda otururken iç çamafl›rlar›n› z›mpara ka¤›d› gibi hisseden bir çocu¤a (ki ben böyley-dim) hiç birfley yapt›ramazs›n›z.

Büyüme dönemimde bana yard›mc› olan birçok fley vard›. 2,5 yafl›nda ya-p›lan erken müdahale aç›s›ndan çok flansl›yd›m bir kere. Annemin, baflta okumay› ö¤retmek olmak üzere çok büyük katk›lar› oldu e¤itimimde. Ayr›-ca, iyi bir ö¤retmenin önemini ne ka-dar vurgulasam yeterli olmaz. Harika ö¤retmenlerim oldu. Kimi, sorunlar›n üstesinden kolayl›kla geliyordu; çün-kü ben ve benim gibilerle iletiflim kur-ma yetenekleri, do¤al olarak kendile-rinde vard›. Kimi de ne kadar ç›rp›nsa ifle yaram›yordu. Ancak bu tür sorun-lar› çözmede insanlar genellikle, her-fleyi tek bir vuruflla de¤ifltirebilecek si-hirli bir de¤ne¤in aray›fl›na giriyorlar. Böyle birfley yok...”

Z e y n e p T o z a r

Kaynaklar

Belmonte, M., Carper, R. "Neuroanatomical and Neurophysiological Clues to the Nature of Autism" (böl) Springer-Verlag, 1998 Grandin, T. "Thinking in Pictures" Vintage Books, 1995 Wakefield, A.J. "Ileal-lymphoid nodular hyperplasia, non-spesific

co-litis, and pervasive developmental disorder in children" Lancet, Vol. 351, 1998

Wong, Kathleen, "The search for autism's roots" Nature, Vol. 411, 2001

"New Research Suggests Cause of Autism" http://www.mind-fully.org/Health/Autism-Cause.htm

NIMH "Autism" http://www.nimh.nih.gov/publicat/autism.cfm "Child vaccine linked to autism"

Referanslar

Benzer Belgeler

Akkuş Gayrimenkul , kalitesiyle adından söz ettiren Alya Residence, Alya Trio, Alya Penta ve Alya Grandis projelerini hayata geçirmiştir. 1993 yılında kurulan Lübnan’lı

Eitim düzeyi düük olan ve çalımayan (ev hanımı) grupta en önemli küretaj nedeni ekonomik artlar iken, çalıan ve eitim düzeyi yüksek olan dier grupta en önemli

kurulu$lar BGNET (Business cooperation Network], ERE [Bureau de Rapprechment des Enterprises] gibi ulus- lareras~ KOBl'lerin isbirligi yapmelar~nl emaclayan pmg- remlarm

Ankara ili merkez ve ta úra ilçelerinde ilkö ÷retim ve liselerde görev yapan ö ÷retmenlerin görüúlerine iliúkin ortalama puanlar aras ı fark için ba÷ımsız gruplar t

konular hakkındaki ihtiyaç duyulan bilgiler ve makinenin bağlantı şekilleri ile ilgili ayrıntılar kullanıcı firmanın ilgili personeline ( makine teknisyeni,

konular hakkındaki ihtiyaç duyulan bilgiler ve makinenin bağlantı şekilleri ile ilgili ayrıntılar kullanıcı firmanın ilgili personeline ( makine teknisyeni,

 Teslim aldığınız ve işletmenize kabul ettiğiniz vincin kullanım kılavuzunu okumadan, garanti kapsamalarını öğrenmeden kullanıma başlamayınız. Vinç üzerinde

öncülüğünde yapılan iş bırakma eylemleri 17-18 Şubat ve 14-15-16 Mart tarihlerinde ülke genelinde geniş katılımla gerçekleşti. Sağlık sisteminde.. yaşanan sorunlara ve