• Sonuç bulunamadı

Prurigo Pigmentoza: Türkiye’de San›landan Daha S›k m›?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Prurigo Pigmentoza: Türkiye’de San›landan Daha S›k m›?"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Araflt›rma

Study

Prurigo Pigmentoza: Türkiye’de

San›landan Daha S›k m›?

Asl› Altaykan*, Gonca Boztepe*, Sedef fiahin*, Deniz Duman**,

Özay Akkaya***, Gül Erkin*

Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi *Dermatoloji, ***Patoloji Anabilim Dallar› **Bak›rköy Ac›badem Hastanesi

56

Yaz›flma Adresi: Yrd.Doç.Dr. Gonca Boztepe, Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi, Dermatoloji Anabilim Dal›, S›hhiye, 06100, Ankara Tel: 0 321 310 4127, Fax: 0 312 309 7265, e-posta: gboztepe@hacettepe.edu.tr Al›nd›¤› tarih: 08.06.2005 Kabul tarihi: 30.09.2005

Not: Bu çal›flma 20. Ulusal Dermatoloji Kongresinde ve 13. EADV kongresinde poster olarak sunulmufltuur.

www.turkderm

Özet

Prurigo pigmentoza (PP) Japonya'da s›k rastlanan ve etyolojisi bilinmeyen bir hastal›kt›r. Japonya d›fl›ndaki vakalar›n ço¤u Ak-deniz ülkelerinden bildirilmifltir. Bu çal›flmada prurigo pigmentozan›n klinik ve histopatolojik baz› özelliklerinin belirlenmesi amaçland›. Bu amaçla Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi ve Ac›badem Hastanesi Dermatoloji Poliklinikleri'ne baflvuran klinik ve histopatolojik olarak prurigo pigmentoza tan›s› alm›fl, yafllar› 18-41 yafl aras›nda de¤iflen 7 hastan›n verileri retrospektif ola-rak de¤erlendirildi. Histopatolojik örnekler Böer ve arkadafllar›n›n tariflerine göre evrelendirildi. Tümü yo¤un kafl›nt› ve leke-ler b›rakan döküntü yak›nmas›yla baflvuran hastalar›n dermatolojik incelemeleke-lerinde gövde ön yüz, s›rt ve boyunda yerleflen eritemli papüller ve retiküler hiperpigmentasyon saptand›. Hastalar›n tümünde birden fazla evreye ait histopatolojik özellik-ler bir arada izlendi. PP halen nadir rastlanan bir hastal›k olarak kabul edilmektedir, ancak vakalar›m›z, flimdiye kadar Türki-ye'den bildirilen di¤er vakalar ile birlikte de¤erlendirildi¤inde, prurigo pigmentozan›n Türkiye'de san›landan daha s›k gözlen-di¤ini düflündürmektedir. Histopatolojik bulgular hastal›¤›n oldukça dinamik bir süreç oldu¤unu desteklemektedir.

Anahtar Kelimeler: Prurigo pigmentoza, pigmentasyon bozukluklar›, patoloji

Altaykan A, Boztepe G, fiahin S, Duman D, Özkaya Ö, Erkin G. Prurigo pigmentoza: Türkiye’de san›landan daha s›k m›? Türkderm 2006;40(2):56-59

Summary

Background and Design: Prurigo pigmentosa (PP) is a common disease in Japan. Most reports other than those from Japan

include Mediterranean countries. The aim of this report was to determine clinical and histopathologic features of seven cases seen in our outpatient clinics.

Materials and Methods: Data that belong to 7 patients (6 female, 1 male), age range 18-41, who had been administered to

outpatient clinics of Hacettepe University Faculty of Medicine Deparment of Dermatology, and Ac›badem Hospital between 1998-2003, and had been diagnosed as PP clinically and histologically was retrospectively evaluated. Histopathologic findings were classified as suggested by Böer et al.

Results: All patients complained about intense pruritus and pigmentation, and presented clinically with erythematous papules

and reticular hyperpigmentation on the chest, back, and neck. Histopathological findings in all patients included features that belong to more than one stage.

Conclusion: Although PP is accepted as a rare disease, when the patients presented here, and those previously reported from

Turkey are taken into consideration, we suggest that PP might be more common than its supposed frequency in Turkey. The histopathological findings support that the disease has a quite dynamic process.

Key Words: Prurigo pigmentosa, disorders of pigmentation, pathology

Altaykan A, Boztepe G, fiahin S, Duman D, Özkaya Ö, Erkin G. Prurigo pigmentosa: could it be more common than it is thought

in Turkey? Türkderm 2006;40(2):56-59

Prurigo pigmentoza (PP) ilk olarak Nagashima ve arka-dafllar› taraf›ndan 1971 y›l›nda tan›mlanm›flt›r1.

Japon-ya'da daha s›k rastlanan ve etyolojisi tam olarak a盤a kavuflmam›fl inflamatuvar bir hastal›kt›r. Karakteristik

lezyonlar, kafl›nt›l› k›rm›z› papüller, papüloveziküller ve vezikülleri takiben geliflen retiküler hiperpigmentas-yondur. Klinik görünümü kronik ekzema veya tekrarla-yan fungal enfeksiyonlara benzerlik

(2)

gösterebildi¤in-den ço¤unlukla yanl›fl tan› alabilmektedir2. Gebelik,

ketoasi-doz ve diabetes mellitusa3,4efllik edebilen PP'n›n fiziksel

trav-ma, akapunktur ve kontakt dermatit5-7 ile tetiklenebildi¤i de

bildirilmifltir. Tedavide tetrasiklin grubu antibiyotikler, dapson, topikal steroidler ve antihistaminler kullan›lmaktad›r4,5.

Bu çal›flmada, 1998- 2003 y›llar› aras›nda Hacettepe Üniversi-tesi T›p FakülÜniversi-tesi Dermatoloji Anabilim Dal› ve Ac›badem Has-tanesi Dermatoloji Bölümü'ne baflvuran klinik ve histopatolo-jik olarak PP tan›s› alm›fl hastalar›n özelliklerinin belirlenmesi ve tedaviye yan›tlar›n›n de¤erlendirilmesi amaçland›.

Gereç ve Yöntem

1998- 2003 y›llar› aras›nda Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dal›'nda (n=6) ve Ac›badem Hastanesi Dermatoloji Bölümü'nde (n=1) klinik ve histopatolojik olarak PP tan›s› alm›fl 7 hastan›n demografik, klinik, histopatolojik özellik-leri ve tedaviye ait veriözellik-leri retrospektif olarak de¤erlendirildi. Her hastadan tek bir biyopsi al›nd›. Hastalara ait histopatolojik veriler Böer ve arkadafllar›n›n8tarifledi¤i lezyon evrelerine göre

s›n›fland›r›ld›. Uygulanan tedavi sonras›nda elde edilen yan›tlar parsiyel ve tam yan›t olarak s›n›fland›r›ld›. Semptomlarda ve de-ri lezyonlar›nda %50 ila %95 aras›ndaki gede-rileme parsiyel yan›t olarak kabul edilirken; semptomlar ve deri lezyonlar›nda %95'den fazla gerileme tam yan›t olarak kabul edildi.

Bulgular

Yedi hastan›n 6's› (% 85.7 ) kad›n, sadece 1'i (% 14.3) erkekti. Hastalar›n yafl ortalamas› 27.4±8.9 idi. Hastalar›n tümünde der-matolojik incelemede eritemli papüller ve retiküler hiperpig-mentasyon izlendi (fiekil 1). Lezyonlar›n yerleflim yerleri ve has-talara ait baz› demografik özellikler Tablo I'de özetlenmifltir. Tablo II'de izlendi¤i gibi hastalara ait histopatolojik veriler Bö-er ve arkadafllar›n›n tarifledi¤i lezyon evrelBö-erine göre s›n›flan-d›r›ld›. Bu s›n›fland›rmaya göre hastalar›n tümünde (7/7), bir-den fazla evreye (erken, geliflmifl ve geç) ait histopatolojik özellikler bir arada izlendi. Yedi hastan›n 5'inde her üç evreye, 2'sinde ise iki farkl› evreye ait histopatolojik özellikler bir ara-dayd›. Tedavide kullan›lan ajanlar, tedavi süreleri ve elde edi-len yan›tlar Tablo III'de özetedi-lenmifltir. Kullan›lan tedavilerin hiçbiri ile tam yan›t elde edilemedi. Önerilen tedavilerden ba-¤›ms›z olarak hastalar›n 6's›nda parsiyel yan›t izlendi, önerilen tedaviyi düzensiz kullanan bir hastada ise yan›t yoktu.

Tart›flma

PP ço¤unlukla genç Japon kad›nlarda görülen, beyaz ›rkta na-dir rastlanan bir hastal›kt›r. fiimdiye kadar Japonya'dan bildi-rilen vakalar›n say›s› göz önüne al›nd›¤›nda PP için Japon-ya'da etnik bir predispozisyon oldu¤u aç›kça görülmektedir. Ulaflabildi¤imiz kaynaklara göre Japonya d›fl›ndaki vakalar›n büyük ço¤unlu¤u Türkiye (9 vaka)9-13, Sicilya (5 vaka)2, ‹talya (2

vaka)14, ‹spanya (1 vaka)15 gibi Akdeniz ülkelerinden

bildiril-mifltir. Bu nedenle PP için benzer bir etnik predispozisyonun Türkiye ve di¤er Akdeniz ülkeleri için de söz konusu oldu¤u-nu düflünmekteyiz.

Hasta grubumuzda sar› ›rktakine benzer flekilde 7 hastan›n 6's›, yafllar› 18-30 yafl aras›nda de¤iflen kad›nlard›. PP'nin klinik seyrinde ço¤unlukla s›rt, gövde ön yüz, boyun ve omuz bölge-sinde yerleflen kafl›nt›l› papüller zamanla yerlerinde kafl›nt›s›z

Altaykan ve ark. Prurigo Pigmentoza: Türkiye’de San›landan Daha S›k m›? Türkderm

2006;40(2):56-59

57

www.turkderm

Tablo I: Demografik ve klinik veriler

Eritemli papüller ve retiküler Baflvuru s›ras›nda hiperpigmentasyonun yerleflim yeri

Hasta No Yafl/Cinsiiyet hastal›k süresi (ay) Boyun Gövde ön yüz S›rt Omuzlar

I 37/K 1 + + II 30/K 72 + III 18/K 24 + IV 20/K 24 + + V 20/K 3 + + + VI 26/K 24 + + VII 41/E 12 + + + K: Kad›n, E: Erkek

fiekil 1: S›rtta eritemli papüller ve retiküler

(3)

retiküler bir hiperpigmentasyon b›rakarak iyileflmektedir5,6. Bu

bilgiyle uyumlu olarak hastalar›m›z›n tümünde lezyonlar PP için tipik alanlar olan s›rt, gövde ön yüz, boyun ve omuz böl-gesinde yerleflmiflti. Dermatolojik incelemede tutulan alanlar-da kafl›nt›l›, eritemli papüller ve yer yer retiküler hiperpig-mentasyon görülmekteydi.

PP etyolojisi tam olarak aç›klanamam›fl bir hastal›kt›r. Ancak flimdiye kadar olgular›n ço¤unun Japonya'dan bildirilmesi bu hastal›k için o bölgede çevresel faktörlerin etyolojide rol oy-nayabilece¤ini düflündürmektedir2.

fiimdiye kadar yap›lan çal›flmalarda PP histopatolojisinin ka-rakteristik özelliklere sahip olmad›¤› belirlenmifltir1,2,9. Ancak

Böer ve arkadafllar› taraf›ndan yap›lan bir çal›flmada PP his-topatolojisi lezyon evresine göre erken, geliflmifl ve geç lez-yon olmak üzere 3 grupta incelenmifltir. Bu çal›flman›n ›fl›¤›n-da araflt›rmac›lar PP'nin sonra›fl›¤›n-dan dermal papillalara ve epi-dermise yay›lacak olan nötrofilden zengin perivasküler ve interstisyel nötrofilik bir infiltrasyon ile bafllad›¤›n›, ard›n-dan nötrofillerin epidermise göçü s›ras›nda apse oluflumu, spongiozis ve nekrotik keratinositlerin izlendi¤ini belirtmifl-lerdir. Sonras›nda dermisteki nötrofillerin yerini eozinofiller ve lenfositlerden oluflan likenoid bir infiltrasyona b›rakt›¤›n› ve spongiozisi vakuoler de¤iflikliklerin izleyebilece¤ini bildir-mifllerdir. Epidermisin hiperplastik, parakeratotik olmas›yla birlikte melanofajlar›n dermisin üst tabakalar›na yerleflti¤ini izlemifllerdir8,16. Çal›flmam›zda hastalar›n histopatolojik

özel-likleri Böer ve arkadafllar›n›n da önerdikleri flekilde erken,

geliflmifl ve geç evre özelliklerine göre s›n›fland›r›lm›flt›r. An-cak Böer ve arkadafllar› taraf›ndan tariflenenin aksine PP his-topatolojisinin ayn› hastada, ayn› zamanda hem erken, hem geliflmifl, hem de geç evre özellikleri tafl›yabildi¤i görülmüfl-tür. Kan›m›zca bu veri yine de PP histopatolojisinin Böer ve arkadafllar› taraf›ndan bildirildi¤i gibi çok dinamik bir süreç oldu¤u fikrini desteklemektedir16.

PP tedavisinde en çok kullan›lan ajanlar topikal steroidler ve antihistaminlerdir. Sulfonamid grubu ilaçlar denenmifl ve etki-li bulunmufltur. Tedavide etkinetki-li¤i gösterilmifl di¤er bir ajan ise tetrasiklin grubu antibiyotiklerdir1. Norihiti ve arkadafllar›

taraf›ndan yap›lan bir çal›flmada ise hem antiinflamatuvar, hem de antibakteriyel etkinlikleri olan makrolid grubu antibi-yotikler kullan›lm›fl, 2 hastada roksitromisin ve 2 hastada da klaritromisin ile baflar›l› sonuçlar al›nm›flt›r17. Çal›flmam›zda

da-ha önce PP tedavisinde kullan›lan ajanlar›n yan› s›ra oksijen radikallerinin oluflumunu inhibe etti¤i bilinen benzoil perok-sit18de kullan›lm›flt›r, ancak uygulanan tedavi ne olursa olsun

hastalar›n hiçbirinde tam iyileflme sa¤lanamam›flt›r.

PP Türkiye'de beklenenden daha s›k görülse de nadir bir has-tal›kt›r. Bu nadir hastal›¤a tan› koymak, ancak PP ay›r›c› tan›-da akla geldi¤inde mümkün olabilmektedir. Hastal›¤›n etyo-patogenezi halen ayd›nlat›lamam›flt›r. Histopatolojik özellik-ler kesin tan› için yeterli olmamakla birlikte hastal›¤›n dina-mik bir süreç oldu¤unu desteklemektedir. Günümüzde teda-vide önerilen ajanlar›n etkinli¤i oldukça s›n›rl›d›r. PP tüm bu özellikleriyle dermatologlar için halen merak uyand›ran bir hastal›k olma özelli¤ini korumaktad›r.

Altaykan ve ark.

Prurigo Pigmentoza: Türkiye’de San›landan Daha S›k m›?

Türkderm 2006;40(2):56-59

58

www.turkderm.org.tr

Tablo II: Hastalara ait biyopsilerin histopatolojik incelemelerinden elde edilen veriler

Hasta Hasta Hasta Hasta Hasta Hasta Hasta

Lezyon No No No No No No No

özellikleri Histopatolojik Özellikler I II III IIV V VI VII

Perivasküler ve/veya interstisyel nötrofilik infiltrasyon + + +

Erken Papillalarda ödem ve spongiozis + + + +

Nekrotik keratinositler + + +

Vakuoler de¤ifliklikler + + +

Geliflmifl Dermoepidermal bileflkede vezikülasyon + + +

Lenfosit ve eozinofilden zengin likenoid infiltrasyon + +

Geç Epidermiste hiperkeratoz ve parakeratoz + +

Melanofajlar + + + + +

Tablo III: Çal›flma grubunun tedaviye ait verileri

Tedaviye Yan›t›n

Tedavi De¤erlendirilmesi

süresi Semptomlardaki Deri lezyonlar›ndaki Genel

Hasta No. Tedavi (ay) gerileme gerileme Yan›t

I Topikal steroid, antihistamin 1 PY PY PY

II Benzoil peroksit jel %10 3 PY PY PY

III Topikal steroid, antihistamin - Hasta takip edilemedi

IV Antihistamin düzensiz YY YY YY

V Minosiklin (200mg/gün) 2 PY TY PY

VI Doksisiklin (200 mg/gün) 1 PY PY PY

VII Tetrasiklin (1000mg/gün) 4 PY PY PY

(4)

Kaynaklar

1. Burton JL, Holden CA: Eczema, Lichenification and prurigo.Text-book of Dermatology. Ed. Champion RH, Burton JL, Burns DA, Breathnach SM. 6. bask›. Londra, Blackwell science, 1998, 629-678.

2. Schepis C, Siragusa M, Palazzo R, Cavallari V.: Prurigo pigmento-sa: a misdiagnosed dermatitis in Sicily. Cutis 1999; 63: 99-102. 3. Yokozeki M, Watanabe C, Hotsubo T.: Prurigo pigmentosa

disap-peared following improvement of diabetic ketosis by insulin. J Dermatol 2003; 30: 257-58.

4. Teraki Y, Teraki E, Kawashima M, Nagashima M, Shiohara T.: Ke-tosis is involved in the origin of prurigo pigmentosa. J Am Acad Dermatol 1996; 34: 509-11.

5. Kim MH, Choi YW, Choi HY, Myung KB.: Prurigo pigmentosa from contact allergy to chrome in detergent. Contact Dermatitis 2001; 44: 289-92.

6. Nakada T, Sueki H, Iijima M.: Prurigo pigmentosa associated with anorexia nervosa. Clin Exp Dermatol 1998; 23: 25-7.

7. Ohnishi T, Kisa H, Ogata H, Watanabe S.: Prurigo pigmentosa as-sociated with diabetic ketoacidosis. Acta Derm Venereol 2000; 80: 447-48.

8. Böer A, Misago N, Wolter M, Kiryu H, Wang XD, Ackerman AB.: Prurigo pigmentosa : a distinctive inflammatory disease of the skin. Prurigo pigmentosa. Am J Dermatopathol 2003; 25:117-29. 9. Gür-Toy G, Güngör E, Artüz F, Aksoy F, All› N.: Prurigo

pigmen-tosa. Int J Dermatol 2002; 41: 288-91.

10. Erba¤c› Z.: Prurigo pigmentosa in association with Helicobacter pylori infection in a Caucasian Turkish woman. Acta Derm Venereol 2002; 82: 302-3.

11. Gürses L, Gürbüz O, Demirçay Z, Kotilo¤lu E.: Prurigo pigmen-tosa. Int J Dermatol 1999; 38: 924-25.

12. Do¤an G, Özcan A, fienol M, Ayd›n A, fiaflmaz S, Kar›ncao¤lu Y.: Prurigo pigmentoza T Klin J Dermatol 1999; 9: 232-34.

13. Dervifl E, Hiçdönmez B, Barut G, Karao¤lu A, Ersoy L.: Prurigo pig-mentoza. Türkderm 2001; 35:141-43.

14. Schepis C, Siragusa M, Palazzo R, Ussia AF, Cavallari V.: Prurigo pigmentosa treated with minocycline. Br J Dermatol 1996; 135: 158-59.

15. Yanguas I, Goday JJ, Gonzalez-Guemes M, Berridi D, Lozano M, Soloeta R.: Prurigo pigmentoza in a white woman. J Am Acad Dermatol 1996; 35 : 473-75.

16. Böer A, Ackerman AB.: Prurigo pigmentosa is distinctive his-topathologically. Int J Dermatol. 2003; 42: 417-18.

17. Yazawa N, Ihn H, Yamane K, Etoh T, Tamaki K.: The successful treatment of prurigo pigmentosa with macrolide antibiotics. Dermatology 2001; 202: 67-9.

18. Hegemann L, Toso S.M, K›tay K, Webster G.F.: Anti-inflammatory actions of benzoyl peroxide: effects on the generation of reac-tive oxygen species by leukocytes and the activity of protein kinase C and calmodulin. Br J Dermatol 1994;130: 569-75.

Altaykan ve ark. Prurigo Pigmentoza: Türkiye’de San›landan Daha S›k m›? Türkderm

2006;40(2):56-59

59

Referanslar

Benzer Belgeler

I. X noktasına, odak uzaklığı f olan çukur ayna yerleştiri- lirse A noktasındaki aydınlanma 5E olur. X noktasına, odak uzaklığı 0,5f olan çukur ayna yer- leştirilirse

Epidermiste hiperkeratoz, bazal tabakada pigment artýþý, orta ve derin dermiste perivasküler ve deri ekleri etrafýn- da granüllü mast hücrelerinden oluþan yoðun

IRS (ABDde vergi takibinden sorumlu kurum) senaryonun ve yapım maliyetlerinin 3 senede sıfır değere düz amortisman yapılmasına izin veriyor. Şirket bu maliyetleri 3 sene

In the machine imbalance detection problem, XGBoost with discrete Fourier transform as feature extraction strategy offers the best performance with the shortest length of input

Okul birincileri, genel kontenjan (öncelikle) ve okul birincisi kontenjanı göz önünde tutularak merkezî yerleştirme ile yerleştirme puanlarının yeterli olduğu en üst

Adayların 26 Ekim 2020 Tarihi itibari ile kendilerine verilen randevu saatinde sınav yerinde hazır olmaları gerekmektedir.. Adaylar randevu saatlerini

Bulgular: Grup I'de Ameliyat sonrasý karýn içi apse, yara infeksiyonu, barsak yapýþýklýklarý ve insizyonel herni görülme sýklýðý sýrasýyla açýk apendektomi grubunda

Özellikle son zamanlarda yapılan araştırmalarda,' yok olma olayı sonucunda Permiyen sonunda Triyas'a geçemeyen konodont cins ve türleri ile, biyolojik krizi başarıyla