Dr. Gökhan Atik
Etkin dinleme
Etkili soru sorma
Asgari düzeyde teşvik
İçerik yansıtma
Duygu yansıtma
Empati
Özetleme
Dinlemenin iletişimde, kişilerarası iletişimde hayati bir önemi bulunmaktadır.
◦ Şöyle bir etrafınıza göz atın. Kimlerden daha çok
hoşlanırsınız? Kimlerin etrafınızda olmasını daha çok istersiniz? Dertlerinizi kimlerle paylaşmak istersiniz?
Kuşkusuz sizi dinleyen, iyi dinleyici olan
kişileri olan kişileri tercih edersiniz.
İnsanın iyi bir dinleyiciye ihtiyacı vardır. Bu kişinin benlik saygısını geliştirmesi ve sağlam bir ilişki
kurabilmesi açısından önemlidir.
İki tür dinlemeden bahsedilebilir:
◦ Edilgin Dinleme
◦ Etkin Dinleme
Edilgin Dinleme
◦ Sözel tepki vermeden, mesajı yollayan kişiyi dinlemektir.
◦ Baş sallayarak karşıdaki kişiye seni dinliyorum mesajı gidebilir, ancak mesajı yollayan kişi, mesajı alan kişinin onu anlayıp anlayamadığını kestiremez.
◦ İletişimde devamlı sessiz kalmak iyi değildir. İletişim tek düze hale gelebilir.
Etkin Dinleme
◦ Etkin dinleme empatik anlayışla aynı şeydir. Empatik anlayışla dinlenirse, kişi kendi sorununu çözebilir. Kişi böyle kendisi ve durum hakkında daha olumlu bir
duyguya sahip olur.
◦ Etkin dinlemede dinleyici sözcükleri emmez,
duyduklarında saklı olan duygu ve gerçekleri etkin olarak elde etmeye çalışır.
◦ Etkin dinleme empatinin ön koşuludur.
◦ Etkin dinlemenin amacı, karşıdaki kişiye derin anlayış ve kabul duygusunu iletmektir.
Etkin Dinleme Örneği:
Öğrenci: Okuldan nefret ediyorum. Keşke, okula gitmek zorunda olmasaydım.
Öğretmen: İşlerin yolunda gitmediği görülüyor, başka şeyler yapmak istiyorsun. (Etkin Dinleme)
Öğrenci: Evet, yapmamız gereken tüm ödevlerden nefret ediyorum.
Öğretmen: Çok ödevin var. Bundan dolayı bunalmışsın.
(Etkin Dinleme)
Öğrenci: Evet. İşe koyulsam daha iyi olur.
Soru sormak herşeyden önce belli bir konuda bilgi istenen kimsenin verebileceği olanaklı yanıtlar
arasından veya bir içerik evreninden örnek almak demektir.
Sorular içeriklerine, dile getirilişlerine ya da
biçimlerine göre sınıflanabilmektedir. Bu sunumda
soru sorma biçimlerine göre ele alınacaktır.
Biçime göre sınıflandırma:
Kapalı uçlu ya da sistemleştirilmiş sorular
Açık uçlu ya da özgür yanıtlı sorular
Kişinin ne tür soru biçimi kullanacağı, görüşmenin
amacına bağlı olarak değişebilmektedir.
Bu tür sorular kesin bir biçime sahiptir.
Kişi olanaklı yanıtlar içerisinden bir tercih yapmaktadır.
Örneğin, anket uygulamaları, kamuoyu yoklama genellikle birkaç soru dışında tüm sorular ayrıntılı bir şekilde sistemleştirilmiştir.
Evet/Hayır’lı sorular bu tür sorular kapsamında ele
alınmaktadır.
Bu tür sorular kişinin duygu ve düşüncelerini açıklamasını, bunlar üzerinde düşünmesini sağlayan sorulardır.
Bu tür soruları soran kişi, cevap verecek kişinin söyleyeceklerini sınırlama ihtiyacı içine girmez.
Bu tür sorularla yanıtların derinliğine inmek
mümkündür. Kişi hakkında daha çok ve ayrıntılı
bilgi edinilmesini sağlar.
Bu tür sorular ile öğretmen;
◦ Konuştuğu kişinin yaşadıklarına daha çok odaklanabilir.
◦ Karşı tarafın daha çok konuşmasını sağlayabilir.
◦ Karşı tarafta duygusal bir rahatlama sağlayabilir.
◦ Karşı tarafın duygu, düşünce ve davranışlarına daha çok odaklanmasını ve bunlara ilişkin netlik kazanmasını
sağlayabilir.
Açık Uçlu sorular kendi içerisinde de sınıflanabilmektedir. Bunlar;
◦ Kişinin sorununu araştırmasına yönelik sorular
“Son günlerde hayat senin için nasıl gidiyor?”
◦ Sorunun farklı yönlerini araştırma yönelik sorular
“Bu yaşadığın sorun senin diğerleri ile olan ilişkini nasıl etkiliyor?”
◦ Kişinin sorunu ile ilgili daha çok araştırma yapmasına yönelik istek soruları
“Bununla ilgili bana daha fazla bilgi verir misin?”
Kişinin duygularını araştırmasını sağlayan sorular
“Şu anda kendini nasıl hissediyorsun?”
Kişinin düşüncelerini araştırmasını sağlayan sorular
“Bununla ilgili olarak ne düşündün?”
“Ona nasıl bir mesaj vermek istedin?”
Kişinin davranışlarını araştırmasını sağlayan sorular
“Anlaşılmadığını hissettiğinde ona nasıl davrandın?”
“Yoğun kaygı yaşamam senin davranışlarını nasıl etkiliyor?”
Görüşmeyi yapan kişinin en az düzeyde konuşup, karşı tarafı daha çok konuşmaya teşvik etmesidir.
Öğretmenler, öğrencileri ile yapacakları
görüşmelerde, öğrencilerin kendileri hakkında daha çok ve daha rahat konuşabilmelerinde bu beceri etkili olacaktır.
Öğrenci söylediklerini açıklamaya başladığında,
öğretmenin görevi, karşı tarafın konuşmasının
devamını sağlamaktır.
Bu beceri diğer yardım becerileri (örneğin içerik yansıtması, duygu yansıtması) ile birlikte
kullanılması gerekmektedir.
Asgari düzeyde teşvik farklı yollarla yapılabilmektedir:
I. Anahtar Sözcüklerin Tekrarı
Öğrenci: “O beni çok rahatsız ediyor.”
Öğretmen: “Rahatsız ediyor.”
Öğrenci: “İnsanlardan bıktım.”
Öğretmen: “Bıktın.”
II. Tek Kelimeli Pekiştireçler
Kişi uzun konuştuğunda, öğretmen, kişinin devam etmesini sağlamak için “sonra”, “evet”, “nasıl”, “ve” gibi
sözcükleri kullanır.
III. Kısa Cümleler
Kişinin anlatmaya devamını sağlamak için, öğretmen,
“Daha anlat”, “Örnek ver” diyebilir.
İçerik yansıtması kısaca;
◦ Anlamı yansıtılması, anlamın yeniden ifade edilmesi,
◦ Kişinin düşüncelerinin, öğretmen tarafından doğru anlaşılıp anlaşılmadığının gösterilmesi,
◦ Fikirlerin daha belirgin bir şekilde ifade edilerek kristalleştirilmesi,
◦ Öğretmenin öğrencilerin düşüncelerini anlamaya çalıştığını iletmesidir.
İçerik yansıtması kişinin söylediklerinin içerik açısından açıklığa kavuşturulmasıdır.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta, kişinin söylediklerinin aynen tekrar edilmemesidir.
Söylenenleri aynen tekrar etmek kişiyi rahatsız
eder.
İçerik yansıtmasına örnekler:
Öğrenci: “Yatakhanede kimse birbirini tanımıyor. Dostluk yok.”
Öğretmen: “Yurttakiler kim kime, dumduma.”
Öğrenci: “Okul rezil, ulaşım kötü, kaloriferler yanmıyor.”
Öğretmen: “Kötü bir okulda okuyorsun.”
Öğretmenin sadece içerik yansıtması yapmak yeterli değildir. Bu içeriğe öğrencini duygusu
eklendiği zaman, daha üst düzeyde bir empatik
tepki verilmiş olur.
Duyguların yansıtılması, kişinin duygularının açıklığa kavuşturulmasına ilişkindir.
Bu beceri kişinin duygularını belirginleştirmeye,
öğretmenin öğrencinin duygularını doğru algılayıp
algılamadığını denetlemeye yarar.
Duyguların yansıtılması, kişinin duygularının belirginleştirilmesine yardımcı olur.
Örneğin, öğrenci kızdığını söylüyor, ancak
gözlerinde ateş saçıyorsa, “Kızdın, tepenin tası
attı” denebilir.
Duygu yansıtılmasına örnekler:
Öğrenci: “Hiçbir şey tutarlı değil, sanki birkaç kişi gibiyim. Bir bakıyorum neşeli bir bakıyorum çok üzgünüm.”
Öğretmen: “Son zamanlarda epey rahatsızlık hissediyorsun.
Karmakarışık duygular içindesin, sanki bazen kim olduğun konusunda kuşkuya düşüyorsun.”
Öğrenci: “Ali’ye çok bozuldum, beni aramadı. Onu yalnız yakalarsam nasıl bir oyun oynadığını soracağım.”
Öğretmen: “İlişkiniz konusunda bıkmış gibisin, ya kendine çeki düzen vermesini ya da senden uzak durmasını istiyorsun.”
Özetleme duyguların ve içeriğin yansıtılmasının bir arada kullanılmasıdır. Ancak, onlardan daha uzun bir zaman dilimini kapsaması açısından farklıdır.
Özetleme yapılırken, kişinin konuştukları, tüm
görüşme ya da görüşmenin bir kısmı özetlenir.
Özetleme neden gereklidir?
◦ Öğretmenin öğrenciyi ilgiyle dinleyip, onunla ilgilendiğini göstermek için,
◦ Kişinin kendisine ilişkin birçok gerçek ve duygunun ayırdında olabilmesi için,
◦ Görüşmede nasıl bir gelişme görüldüğünü anlamak için gereklidir.