YANIK, DONUK VE ELEKTRİK ÇARPMALARINDA İLK
YARDIM VE ACİL MÜDAHALE
Doç.Dr. A. Hande ARPACI
Ağız, Diş, Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Anabilim Dalı
DONMA
Donma (soğuk ısırığı) vücut dokularının (küçük damarlar, hücreler, sinirler ve cilt) soğuğa maruz kalmasıyla oluşan bir
durumdur.
En sık donan bölgeler eller, ayaklar,
kulaklar ve özellikle burun uçlarıdır. Çünkü
vital organların ısısını korumak için diğer
bölgelere olan dolaşım neredeyse durma
derecesinde kısıtlanabilir.
Dolaşım azaldıkça dokular donmaya başlar.
Hücreler arasında su kristalleşmeye başlar, hücre içindeki suyu emerek büyür.
Donmadan kaynaklanan asıl zarar endotel hücrelerinin zarar görmesidir.
Dokular tekrar ısıtıldığında bu bölgeye giden
kan pıhtılaşır ve buradaki dolaşımı tamamen
durdurur. Bunun sonucunda da o bölgedeki
hücreler ölür.
ÖNLENMESİ
Donuklar havanın donma noktasının altında olduğu her sıcaklıkta olabilir.
Hareketsizlik dolaşımın yavaşlamasına katkıda bulunur.
Dolaşımı engelleyen giysiler de (örnek: dar ayakkabı) donuğa neden olur.
Bazı durumlarda donma metallere ya da
sıvı yakıtlara temasla da ortaya çıkabilir.
Vücudu sıcak tutarak dolaşımın azalmasını
önleyen giysiler vücudun uç noktalarını da sıcak tutar.
Sigara içmek yüzey dolaşımını azaltır ve bu yüzden lokal donmaları kolaylaştırır.
Dolaşımı devam ettirmek için el ve ayak parmakları hareket ettirmek ve kolları hızla
çevirmek dolaşımı hızlandıran iyi bir yöntemdir.
Donukları
önlemek için onu ortaya çıkaran
etkenleri, özellikle de hipotermiyi
ortadan kaldırmak
gerekir.
Donuklarda derecelendirme
Birinci derece donuk
En hafif şeklidir. Erken müdahale edilirse hızla iyileşir.
Deride solukluk, soğukluk hissi
Uyuşukluk ve halsizlik Daha sonra kızarıklık ve iğnelenme hissi oluşur.
İLK YARDIM VE TEDAVİ
En etkin ilk müdahale donmuş organın sıcak bir vücutla temas ettirilerek (koltukaltı veya karın bölgesi) ısıtılmasıdır.
Bölgenin ovulmaması ve daha fazla donmasının önlenmesi gereklidir.
Bu şekilde ısıtılan bölge kısa sürede bir
karıncalanma hissiyle birlikte eski haline
gelecektir.
İkinci derece donuk
Soğuğun sürekli olması, belirtilerin artmasıyla oluşur
Zarar gören bölgede gerginlik hissi olur.
Ödem, şişkinlik, ağrı ve içi su dolu kabarcıklar (bül) meydana gelir
Büller iyileşirken siyah kabuklara dönüşür
Üçüncü derece donuk Dokuların geriye
dönülmez biçimde hasara uğramasıdır Canlı ve sağlıklı
deriden kesin hatları
ile ayrılan siyah bir
bölge oluşur
İLK YARDIM VE TEDAVİ
Donmuş bölümü eritmeyin.
Etkilenmemiş dokuların donmasını önleyerek zararın artmasını engelleyin.
Eğer doku erimişse tekrar donmasını ve baskı altında kalmasını önleyin.
Kişiye bol sıvı verin.
Hastayı en kısa zamanda hastaneye ulaştırın
Su toplamış bölgeleri patlatmayın, bu bölgelerin
üstünü örtün.
Eritme işlemi sadece tekrar donma olasılığı yoksa ve vücudun eritilmiş bölümü tamamen steril koşullarda korunabilecekse yapılmalıdır. Bu doğa şartlarında neredeyse imkansızdır.
Donmuş bir bölümü eritmek için donmuş organ 38°C ile 43°C arasında sıcaklıkta suya sokulmalıdır. Suyun ısısı sürekli kontrol edilmeli ve gerekirse su ekleyerek aynı sıcaklıkta tutulmalıdır.
Eritme işlemi organ tamamen eriyip pembe bir görünüm kazanana kadar devam etmelidir. Pembe renk dolaşımın başladığının göstergesidir.
Çok zarar görmüş bir organın dolaşımı geri dönmeyebilir.
Eritme işlemi sırasında ve sonrasında kişinin organı hareket ettirmesini sağlayın.
Eridikten sonra organ steril bir pedle korunmalı ve parmaklar arasına steril pedler konulmalıdır.
Geniş spektrumlu bir antibiyotik başlanmalıdır.
Eritildikten sonra ekstremite kuru, üzeri açık ve
mümkün olduğunca steril tutulmalıdır.
HİPOTERMİ
Organizma normal vücut ısısını devam ettiremez ve vücut ısısı düşerse hipotermi adı verilir.
Hipotermi; letarji, mental konfüzyon, irritabilite,
hallüsinasyon, solunumun yavaşlaması veya
durması, yavaş veya düzensiz nabız ve en sonunda da kalbin
durmasına neden olur.
Donmaya maruz
kalan ve kalbi duran kişi ısıtılana kadar ölmüş kabul
edilmemelidir.
Vücut ısısı 26 C olan kişilerde bile sekelsiz iyileşme mümkündür.
Hipotermide ilkyardım nasıl olmalıdır?
Kazazede ılık bir ortama alınarak soğukla teması kesilir.
Sakinleştirilir ve hareket ettirilmez.
Kuru giysiler giydirilir.
Şuuru açıksa sıcak içecekler verilir.
Titreme durmuş ve letarji semptomları ortaya çıkmışsa acil durum söz konusudur.
Nabız alınamıyorsa KPR başlatılmalıdır,
hastanın normal sinüs ritmine dönmesi güç
olabilir.
YANIK
Isı, elektrik, kimyasal maddeler, kaynar su, alev gibi etkenlerle meydana gelen doku tahribatına yanık denir.
Yanığın tek etkilediği yer cilt değildir.
Yanık tüm organizmayı etkileyen bir travmadır.
Yanık sonucunda oluşan doku tahribatının
ölçüsü, yanık alanının büyüklüğüne ve yanığın
oluşmasına neden olan etkenin devamlılığına
bağlı olarak değişmektedir.
Sekiz yaş altındaki çocuklarda haşlanma yanıklarına sık rastlanırken, daha büyük
çocuklarda ve erişkinlerde alev yanıklarının sıklığı artmaktadır.
Yanıkların %90’nından fazlasının dikkatli ve tedbirli davranmakla önlenebileceği
tahmin edilmektedir.
Yanıklar, genişliklerine göre; küçük, orta ve büyük yanıklar olmak üç grupta incelenirler.
Yanık yaraları derinliklerine bağlı olarak ise;
birinci, ikinci ve üçüncü derece yanık olmak
üzere üç grupta incelenebilirler.
Birinci derece yanıklar
Derinin 1.katı (epidermis) etkilenmiştir.
Yanık alanı başlangıçta kırmızı görünür.
Kurudur, ağrılı olabilir.
Bül denilen içi sıvı dolu kabarcıklar yoktur, çok az ödem görülebilir.
7 gün içinde iz bırakmadan tam iyileşme olur.
Yüzeyel ikinci derece yanıklar
Derinin 1.katı (epidermis) ve 2.katı (dermis) etkilenmiştir.
Deride kabarcıklar (büller) oluşmuştur.
Derideki canlı sinir uçlarının açığa
çıkmasına bağlı olarak çok ağrılıdır. Rengi pembedir.
2-3 haftada iyilesir, hafif iz kalabilir.
Derin ikinci derece yanıklar
Rengi kirli beyazdır.
Benekli
görünümdedir.
Sinir uçları yandığı için ağrı yoktur. Bül olabilir.
İyileşme 4-6 hafta
sürebilir. Belirgin yara
izi birakir.
Üçüncü derece yanıklar
Deride kuru, skarlı, sert bir yapı oluşmuştur.
Deri dokusu, adaleler, hatta kemiğe kadar yanmalar oluşabilir.
Kahverengi, beyaz veya siyah görünümdedir.
Yüzey kuru ve serttir.
Sinir uçları da yandığından ağrı yoktur.
Kendiliğinden iyileşme olmaz.
YANIKTA İLKYARDIM VE TEDAVİ
Yanık tedavisi yanığın genişliği,
derinliği, yanan vücut bölümünün özelliği ile yanan kişinin yaşı ve genel beden
sağlığına göre olay yerinde (ev, işyeri), acil serviste, polikliniklerde ya da hastanede
yatarak yapılır.
Kazazede yanık etkenlerinden hemen uzaklaştırılmalıdır.
Giysiler tutuşmuşsa hemen yere yatırılıp üzerine bir çarşaf atılarak oksijenle teması kesilerek
alevler söndürülmelidir.
Yanan elbiseler soyularak değil makasla kesilerek çıkarılmalıdır.
Yanığın derinliğini artırmamak ve ağrıyı azaltmak için çeşme suyuna batırılmış
(ıslatılmış) bezler tatbik edilmelidir. Kesinlikle
buz veya buzlu su tatbik edilmemelidir.
Soğutma, ılık su ile ve yanmayı takiben 15-20 dakika süreyle yapılmalıdır. Sonra yanan
bölge üzerine temiz bir bez ya da havlu sarılır ve hava ile teması kesilerek ağrısı azaltılır.
Hastanın üzerinde bulunan yüzük, saat,
bilezik çıkarılmalıdır. Bunlar parmaklarda ve
bilekte hem kan akımını azaltır, hem de ısınmış
metaller olarak yanığın derinleşmesine neden
olurlar.
Yanık eğer kimyasal maddeler ile oluşmuşsa bol su ile yıkanarak madde ortamdan
uzaklaştırılmalıdır.
Ağır yanıklarda ağızdan gıda sınırlanmalıdır.
Yanan hastaya yapılacak bu ilk işlemlerden
sonra en yakın özel veya resmi sağlık kurumuna başvurularak oradan alınacak görüşe göre
hareket edilmelidir
Yanıklı hastada ilk yapılması gereken yanık yüzdesinin hesaplanmasıdır.
Bunun için genellikle Wallace’a ait “9'lar kuralı”
yöntemi kullanılabilir.
Üst ekstremitelerin her biri %9, Alt ekstremitelerin her biri %18, Gövdenin ön bölgesi %18,
Gövdenin arka bölgesi %18, Baş %9,
Perine %1 olarak kabul edilir.
2 derece yanıklarda, çocuklarda %10 erişkinlerde %20'nin üzerinde yanıklar hastanede yatırılarak tedavi edilmelidir.
Yanık yüzeysel alanı ne olursa olsun 3 derece yanıklar mutlaka yanık
merkezlerine götürülmelidir.
Elektrik yanıkları ve solunum yolu
yanıklarında (baş-boyun bölgesi) da
hastane tedavisi gerekir.
Birinci derece yanık alanlarına herhangi bir
pansuman yapılmaz. Sadece deriyi nemli tutan kremler sürülebilir.
İkinci derece yanıklar kapalı pansuman ile tedavi edilirler.
Hastanın ağrısı için parasetamol veya benzeri ağrı kesiciler verilebilir.
Tetanoz aşısı yoksa aşı yapılmalıdır.
Ödemi azaltmak icin yanan kol veya bacak kalp
seviyesinin üzerinde tutulmalıdır.
Tüm yanıklarda ya doğrudan kapiller endotelyal hasara bağlı ya da dolaylı
yoldan kininlerin salınımı ile ilgili kapiller geçirgenlik bozulur.
Hasarlanmış kapiller sistem aşırı
miktarda sıvı kaçağına neden olur. Yanık alanından anormal sıvı kaybı, yanık
alanından buharlaşma ile daha da artar.
Yanık tedavisinde erken dönemde 2 önemli klinik sorun ile karşılaşılır
Şok
Enfeksiyon
ELEKTRİK ÇARPMALARI
Elektrik çarpması,yüksek veya düşük voltajlı elektrik ile temas sonucu veya yıldırım
çarpmaları ile oluşabilir.
Günlük hayatta evlerimizdeki prizler ve elektrikli ev aletleri elektrik çarpmalarının sebebi olabilirler.
Ev için kullanılan elektrik akımı 220 voltluktur
yine de ölümcül sonuçlara yol açabilir.
Elektrikle çarpılmak için akımın vücuttan geçerek (+) ve (-) kutuplar arasındaki devreyi tamamlaması gerekir.
Pil, batarya, ve
akümülatörler doğru akım üretirler. Doğru akım 20-30 volt
arasında çarpılma hissi vermekte ancak
tahribat
yapmamaktadır. Pil ve oto aküsü ile çarpılmak olası değildir. 30 volt üstü doğru akım (DC) kaynakları tehlikelidir.
Elektrik çarpmalarında elektriğin vücuda
girdiği ve çıktığı noktalarda her zaman birer yara (yanık) vardır.
Giriş yarası oldukça küçük olabilir ama çıkış yarası genellikle geniş ve derindir.
Ayrıca elektrik çarpmalarında ciltteki yaranın görüntüsü ile iç organlardaki hasarın miktarı arasında doğru bir orantı yoktur.
Ciltteki yanık yarası küçük bir alanda olsa bile
daha derin dokudaki hasar çok şiddetli olabilir.
Evde kullanılan elektrik alternatif akım (AC) tipindedir.
Alternatif akım, 15 volt civarında çarpılma hissi verir, tahribat yapmaz. 20 volt üstü tehlikeli
sayılır.
Alternatif akım, kalp üzerinden geçecek olursa, kalbin sinirsel ileti sistemini bozar, kalp durur.
Tüm elektrik çarpması olguları, hastanede
daha ileri tedavi gerektiren, hayati tehlikesi
çok yüksek olgulardır.
YILDIRIM NASIL MEYDANA GELİR ?
1. Eksi yüklü
elektronlar aşağı doğru zigzag
yapmaya başlar.
2. Artı yüklü
parçacıklar da yerde bulut tabanın altında toplanır.
3. Bulut yer yüzüne iyice yaklaşınca öncü eksi yükler yere
inerek bir yol açarlar.
Sonra da yerden
buluta doğru elektrik akımı başlar.
4. Artı yükler
saniyede 100 000 km yi aşan bir hızla
buluta akar.
Üzerine yıldırım düşen herkes ölmez.
Yıldırım çarpmasında başta sinir sistemi ve kardiyovasküler sistem olmak üzere pek çok sistem etkilenir.
Yıldırım,karakteristik bir yüzeysel cilt yanığı oluşturur ama nadiren derin yanıklar olur.
Asıl problem sinir sistemi hasarı ve kalp
ritm bozukluklarıdır.
Kazazedede uyuşma, karıncalanma, kısmi
veya tam felç, körlük, duyma kaybı, konuşma güçlüğü veya konuşamama gibi semptomlar olabilir ancak bunlar genellikle geçicidir.
En önemli sorun kalp ritminde bozukluklar ve kalp durmasıdır.
Bu kazazedeler genellikle başarı ile geri
döndürülebilirler.
Yıldırım çarpmış bir kazazedeye dokunmak
tehlikeli değildir,kazazedeye dokununca çarpılma tehlikesi yoktur.
Yıldırım çarpması durumlarında çeşitli kırıklar özellikle de omurga kırıkları sık görülür.
Bu nedenle tüm kazazedeler tespit edilmeli
ve omurga tahtası ile taşınmalıdır.
ELEKTRİK ÇARPMALARINDA YAPILMASI GEREKENLER
Elektriği kesmek için sigortaları kullanın.
Lastik tabanlı ayakkabı giyin, kuru bir lastik eldiven takın.
Elektrik akımını iletmeyecek kuru bir cismin üzerine çıkın.
Elektrik çarpan kişinin yakınındaki kablo gibi iletkenleri, yalıtkan bir çubukla
uzaklaştırın.
Hastayı giysilerinden çekerek bölgeden uzaklaştırın.
Hasta nefes alıp vermiyorsa ve nabzı yoksa KPR’a başlayın.
Eğer bir trafik kazasında kopmuş bir
elektrik kablosu arabanın üzerine düşmüş ve arabada da insan varsa elektrik kurumu
tarafından akım kesilene kadar kazazedelere arabada kalmaları söylenmelidir.
Kazazedeler arabada kaldıkları sürece
güvenliktedir,arabanın lastikleri yalıtkan görevi görecektir.
ELEKTRİK ÇARPMALARINDA YAPILMAMASI GEREKENLER
Elektrik çarpan kişiye kalın lastik tabanlı ayakkabınız yoksa dokunmayın.
Sigortaları kapatmadan yaralıya temas etmeyin.
Çıplak elle çarpılmış kişiye dokunmayın.
Çocukları olay yerinden uzak tutun.
Dokunmak için iletken cisimler
kullanmayın.
Kazazedenin elektrik akımıyla teması tamamen kesildikten sonra hemen ABC kontrolü yapılmalıdır.
Gerekiyorsa suni solunum ve kalp masajına derhal başlanmalıdır.
Bilinç kaybı var ve ABC yerinde ise koma pozisyonu verilir.
Yanıklar kuru ve mümkünse steril pansuman malzemesi ile örtülür.
Kırık varsa tespit yapılır.