• Sonuç bulunamadı

Protein—Enerji Denge İlişkileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Protein—Enerji Denge İlişkileri"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

PROTEİ N — ENERJİ DENGE İ L İ Ş K İ L E R İ

Uz. Dyt. G ülden K o k s a l’" Giriş

Beslenme, insanın temel gereksinm elerinin b a şm d a gelir. İyi beslenme deyince akla besin öğelerinin dengeli ve yeterli olarak tüketilmesi gelmektedir. Bugün bütün yeryüzünde m ily o n la rca in­ san açlık ve yetersiz beslenm enin sonucu olan hastalıklarla sava­ şırken diğer bazıları aşırı ve- yanlış beslenm e nedeniyle yaşam larını erken yitirmekte veya çalışamaz durum a düşm ek tedirler. Y etersiz ve dengesiz beslenme sorunlarının nedenlerinden b iri beslen m e bilgisinden yoksunluktur. Yeterli ve dengeli b eslen m ek için gerekli koşulların başmda yeterli m iktarda besin üretim i ve ü retilen b e ­ sinlerin dengeli dağılımı gelir. Besin dağılım ının dengeli olm a sı ve yeterli tüketilmesi yanmda besin öğelerinin de dengeli alınm ası sağlıklı bir yaşam açısından önem lidir.

Protein Enerji İlişkileri

Protein metabolizması ile enerji alım m ı arasında ya kın bir ilişki vardır.

Protein metabolizması besin ile alm an en erji kaynaklarıyla yalnız ilişkili değil son analizde ona bağım lıdır.

Kabaca proteinin iki görevi olduğu söylenir : 1 — Vücut dokularının yapım ı için gereklidir. 2 — Enerji kaynağıdır.

Bununla birlikte besin proetinlerindeki am ino asitler doku

sentezinde kullanılıyorsa, m etabolik süreçlerde en erji kaynağı gö­ revlerini görmüyorlar demektir. Aynı şekilde en erji kaynağı o la ­ rak kullanıldıkları zaman da doku sentezine yararlı olam azla r.

Vücudun esas gereksinimi enerji içindir. E n erjin in protein sentezine kıyasla daha ön plânda olacağı kabul ed ilm elidir, çünkü sentez enerjiye gereksinim gösteren b ir süreçtir. P rotein in b irin cü görevi, yani doku sentezi, ancak organizm anın en erji gereksinim i karşılanmışsa olasıdır. Buna ek olarak, uygun p rotein alan ve o lu m ­

(2)

BESLENME VE DİYET DERGİSİ 135

lu n itrojen dengesindeki bir erişkinin proteini kullanma tarzı, di­ yetindeki enerji kaynaklarına göre olacaktır.

Eğer diyetin enerji değeri düşerse, enerji için proteinin kulla­ nılışı hakkmdaki veriler, artmış nitrojen atımı ile belirlenecektir. Buna karşılık eğer enerji alımı artmışsa, nitrojen birikim ide artar ve bu da evvelce enerjiye yöneltilen proteinin artık protein sen­ tezinde kullanıldığını gösterir. Protein yeterli m iktarda verilip enerjinin gereksinimden çok verilmeside kişiyi şişmanlığa götü­ receğinden enerji ve protein arasında bir denge kurulması gerekir. Buna b ir örnek verecek olursak, anne sütü alan bir bebekte 1.7 gm p r o te in /100 kal. şeklinde açıklanabilir ve bu esaslara dayanarak

enerji — protein dengesi kurulur ve diyet düzenlenir.

Protein kullanılmasında : 1 — Protein aliminin sabit kalıp enerji alım ınm arttığı, 2 — Enerji aliminin sabit kalıp protein alim inin arttığı durum ların etkileri aşağıdaki şekilde gösterilmiş­

tir. (Şekil 1).

Protein alımı sabit kalıp enerji alımı artığında, karkas ana­ lizi ile ölçülen proteinin kullanılması en yüksek düzeye yükselir. Bunun ötesinde bir protein kullanımı olanaksızdır. Enerji alı­ m ı sabit kalırken protein alımı artarsa, proteinin kullanılışı keskin bir şekilde en u ç hıza kadar yükselir ve bundan sonraki artış gi­ derek azalır.

Diyetle alman enerjinin protein esirgeyen etkisi b irçok araştırı- cılarca gösterilm iştir. Bu etki, yetişkinlerde, 1500 Kal. (6.2 MJ) üze­ rinde gözlenir, fakat ço k düşük enerji aılmlarında gözlenmez. Ener­ jiler kısıtlandıkça kritik bir düzeye erişilene dek kullanım sabit ka­ lır. Bu kritik düzeyin üzerinde yapılan kısıtlama protein tutulmasın­ daki etkinliği hızla düşürür. Böylece enerjisi az besinlerle beslenm e

koşullarında protein kullanımı, gözle görülür biçim de kötü­

leşir. Düşük protein alımı sabit tutularak enerji arttırılırsa protein kullanım ı iyileşir fakat enerji alımmdaki artış daha ço k proteinli besinlerden sağlanmışsa o zaman protein vücutça daha büyük ö l­ çüde yakılacaktır. Diyette karbonhidrat, yağ ve alkol gibi enerji veren besnilerin olması, proteinin enerji gereksinmesini karşıla­ mak için kullanılmasını önler.

(3)

P ro te in k u ll a n ım ı (g m / kg ’/g u n )

136 PROTEİN — ENERJİ DENGE İLİŞKİLERİ

^ S a b i t , P ro t ei n " al ım T ( ör t a l a m a- 8 , Ş g m / k g )

E n e r j i ' a l ı m ı ( Ka l / r r î Vgün)

Şekil — 1. a ) E n e rji alim inin p ro te in k u llan ım ın a etkisi, 2 .. *

babit k a l o r i alımı ( o r t 630 k a l / m / g u n )

b ) P rotein alım d ü zeyin in , p r o ­ tein k u llan ım ın a etkisi.

Protein alımı ( g m / k g / g ün) c ) P r o te in in eş z a m a n lı d e ğ i­

şim d u ru m u n d a e n e r ji a li­ m in in p r o te in k u lla n ım ın a etk isi.

(4)

BESLENME VE DİYET DERGİSİ 137

Karbonhidratların Protein Metabolizmasına Etkileri

Diyet karbonhidratlarının özgül olmayan, protein esirgeyen et­ kilerinden ayrı olarak, bu besinlerin, protein metabolizm ası üze­ rinde öteki diyet öğelerinde bulunmayan etkilen vardır. Bu etkile­ rin belki de en önemlisi karbonhidrat — endokrin ilişkisi olarak adlandırılabilir. M unro’ya. göre, insülin salgısı ve etkenliği en önem ­ lisidir. Çünkü bu horm on çevre dokulardan yalnızca glikozun de­ ğil, amino asitlerin de alınmasını sağlar. İnsülin, hem karbonhid­ rat, hem de protein metabolizmasını etkiliyen hormonlardan yal­ nızca biridir. Aç durmaya bağlı hipoglisemi, plazma da büyüme horm onu düzeylerinde yükselmeye yol açar. Yeterli karbonhidrat ve protein sağlayan bir yemek sırasında, insülinin açığa çıkması sağlanır ve büyüme hormonunun salgılanması azalır. Emilme dev­

resinde, glukozun alınması uyarılır, fakat emilme sonrasında, insü­ lin düzeyi hâla yüksekken, büyüme hormonu salgısı artar. Bu horm onal denge, amino asitlerin, protein sentezinin yapıldığı hüc­

reye alınmasını sağlar. Şekil 2 de de görüleceği gibi, yemek­ ten sonra insülin düzeyi azalır ve plazmadaki büyüme horm o­ nu yükselmeye devam eder. Sonunda glukozun kas tarafından alın­ masına ve kas dışı glukozun başka metabolik görevler ve sinir do­ kularının gereksinmeleri için kullanılması sağlanır. Kandaki hor­ m on düzeylerinin kan glukozuna göre değişmesinin anlaşılması, glukozun protein metaboilzması üzerindeki özel etkisindendir (2).

Karbonhidratların protein metabolizması üzerindeki etkileri sindirilen karbonhidrata göre değişebilir, çünkü sindirim ve emilim oranları değişik olabilir ve böylece hormonal ilişkiler de değişe­ bilir. Endokrin bezlerinin karbonhidrat ve protein sindirimine duyarlılığındaki bireysel ayrıcalıklar (Pankreas ve tükrük bezi) b e­ sin em ilim ini de etkileyebilir.

M alnutrisyon durumlarında, karbonhidrat bir protein israfı etkisi yapabilir. Aşırı karbonhidrat verildiğinde ve protein alımı kabaca sınırlandığında, nitrojen emiliminin kötüleştiği bilinm ek­ tedir. Bu etkinin, karbonhidratın bağırsak mukozası em ici yüzeyi üzerinde doğrudan etkisine mi yoksa protein azalması yönünden insülin ve büyüme horm onu sentezinin kötüleşmesi sonucunda am ino asit aliminin azalmasına mı bağlı olduğu yeterince açık­ lanmamıştır.

(5)

138 PROTEİN — ENERJİ DENGE İLİŞK İLERİ

Ne olursa olsun, bebeklerin ve çocu k la rın p ro te in e n e rji m al- nutrisyonunda «dengeli açlığın» yani p rotein yağ ve k a rb on h id ra t bakımından uyumsuz diyetlerin verilm esinden d oğ a n açlığın , y e ­

Pl asma Büy üme H o r m o n u ('H G H ) ( m / m i l ) .

N > 2 > z ın a o P la z m a insülir» Ş ek il 2 — A çlık ve tok lu k d u ru m la rın ın k a n g lu k o z , p la z m a , in s u lin v e b ü y ü m e h orm on la rın a etkileri

(6)

BESLEN M E VE D İY E T DERGİSİ 139

terli p r o te in yok lu ğu n d a protein dışı enerji kaynaklarının özellikle k a rb on h id ra tla rın verildiği dengesiz açlıktan daha az metabolizma düzensizliğine yol açtığı bilinm ektedir. Birinci durum marasmus a yol açar, ik in ci d u ru m ise, kuvaşiokor olarak tanımlanan klinik sen d rom u n n eden idir.

P rotein en erji m alnutrisyonunda (PEM ) diyet tedavisinde es­ k iden b e ri u ygulan m akta olan usul, enerji ve yeterince proteinle b eslem ektir. Çünkü çocu k la rın ağırlık kazanma hızlarına sahip ola b ilm eleri için en erjiy e gereksinim leri vardır. Büyüme ve enerji alım ı arasın da doğrusal bir ilişki vardır. Enerji kullanımı herkes için değişiktir. B M H , bü yü m en in devamına ve vücuttaki görevleri­ ne g ö r e d eğişik lik gösterir. E nerjinin bir kısmında yeni doku sentezi v.e dep ola n m a sı içm kullanılır. Bu nedenlerle çocuklarda total en erji den gesin i doğru lu kla ölçm ek zordur.

Ö lçm eler z o r olm ak la beraber malnutrisyonun hızlı iyileşme d evresin d e 200 K a l/K g /g ü n verildiğinde, günde 30 gm ağırlık ka­ zanılm ası izlenebilir. Zaten b u hız aynı yaşta normal çocuğa kıyasla 10 20 kez daha fa z la d ır . M a ln u trisy o n d a da BHM, idrar ve gaita ile e n e rji kayıpları ve gereksinmeleri ölçülmüştür, ancak tam anlam ı ile saptanam am ıştır. Asworth malnutrisyondan iyile­ şen ço cu k la rın 1 6 0 /K a l/K g aldıklarında, bunun 60/K al/kg BMH için çık a rılm a sı gerektiğini diğerlerinin ağırlık kazanmak içm h arcan dığın ı belirtm iştir.

P E M ’lu 11 Jam aika’lı ço cu k üzerinde bir araştırma yapılmış­ tır. E n e rji h arcan ım ı kalp atım hızı ve 02 kullanımı ile ilişkili ol­ duğu ndan b u araştırm ada PE M ’dan iyileşmekte olan çocukların iyi­ leşm e sırasındaki en erji harcam aları araştırılmıştır. Çocuklardan 8’i m aln u trisyon u n hızlı iyileşm e aşamasında, 3 ü halâ malnutris- yonluym uş. 1 ç o c u k h em m a ln u trisy o n lu döneminde, hem iyileşme d ön em in de bu lu n u yorm u ş. İlk 4 — 5 gün yağsız süttozu ve glukoz verilm iş. 91 K a l/k g . 0.6 gm p r o t/k g sağlanmış. Ayrıca ç o ­ cu kla r M g, vitam in ve Fe almışlar. Daha sonra iyileşme di­ yetinde süte ek olarak hindistan cevizi yağı 1350 Kal her 1000 mit ve 31 g m /g ü n protein sağlayacak şekilde diyet düzenlenmiş ve saat aralıklarla beslenm e yapılmıştır. İyileşme devresinin en iyi b elirtisi ağırlık kazanm ası olm uş ve çocuklara bu dönemde yük­ sek en erjili diyetle yeterli protein verilerek negatif nitrojen den­ geleri düzeltilm iştir (3).

İyileşm e devresinde verilen diyet tipleri ile ağırlık kazanma

(7)

140 P R O T E İN — E N E R J İ D E N G E İ L İ Ş K İ L E R İ da bir çalışma yapılmıştır. M alnutrisyonlu b eb e k le r ikiye a y rılm ış­ lar ve grup P ve O diye adlandırılm ışlardır. G rup P ’de 23 b eb ek , grup O’da da 24 bebek incelenm iştir. B u b eb ek lerin yaş orta la m a ­ ları 11 ve 13 ay olarak saptanmıştır. Bu iki gru p arasın dak i esas fark tedavi esnasında ve iyileşm e devresinde verilen d iyetin enerji içeriğindeki farklılıktır. Diyetler, kusm a, diyare ve ö d e m den etim altına alındıktan sonra verilm ektedir. 20 günlük a ra ştırm a sü resin ­ ce bebekler hergtin tartılmıştır. Çocukların diyeti ve a ğırlık k a ­ zanmaları tablo 1 de gösterilmiştir.

Tablo 1

Ortalama Enerji vc Portein Alımı ve Ağırlık Kazanm a

Kalori Ağırlık

Grup K j/kg/gü n K a l/k g/gü n Protein g r /k g /g ü n k azan ­ m a k g /

gün

O 607 145/1İ2 - 182 3.8 7.65

P 737 176 (146 - 238) 4.1 10.6

Grup P’deki çocuklar yüksek düzeyde en erji a lm ışlar ve b ü y ü ­ me hızlarında artış olmuştur (4 ).

Protein Enerji Oranı

Bir diyetin genel niteliğini incelerken besin leri en erji b ir im ­ leri ile ifade etmek yararlı olur. Verilm iş bir diyette p ro te in e n e r­ ji oranı şöyle hesaplanır :

diyet p rotein i w o p r o te in in g r b a şın a gr cinsinden ö z g ü l e n e r ji d e ğ e r i

T o p la m d iyetin e n e rji içe r iğ i

Protein için gm /başına 4 kal. değeri kullanılır ve o ra n % o la ­ rak verilir. Böyle bir oran besin karışım larının hazırlan m asın da kabaca bir kılavuz olarak kullanılır. P rotein en erji ora n ı b ir ç o k değişik yollardan hesaplanabilir. «Güvenli» p ro te in e n e rji o ra n ı o la ­ rak burada incelenecek yöntem hemen bütün b ireylerin g e re k si­ nimlerinin karşılandığı beklenen orandır. Şekil 3 d e de g ö r ü l­ düğü gibi ortalama protein gereksinm esini gösteren E n o k ­ tası uygun değildir, çünkü bireylerin en az yarısı gerek sin d ik leri protein miktarını alamıyacaklardır. En yüksek p ro te in

(8)

gereksin-B E S L E N M E V E D İ Y E T D E R G İS İ 141

m esi ile en düşük en erji gereksinm esini karşılayan C noktasının herkesin durum una uygun düşeceği açıktır. Bununla birlikte p ro­ tein ve en erji gereksinm eleri arasında herhangi bir ilişki bulun­ m am asına karşın, b u özel durum daki bireylerin sayısı çok dü­ şüktür.

B eslenm e kon u su ile ilgili tartışmalar ve bu konular hakkında sü­ rekli ön eriler belirli beslenm e uzmanları komitelerince yapılmakta­ dır. N itekim 1971’de p rotein enerji hakkında görüşler ileri süren bir k om iten in ön erilerin e uygun olarak Beaton ve Swiss (5) adlı iki araştırm acı p ro te in ve enerji gereksinmelerindeki değişimlerle bun­ lar arasm daki ilişkileri göz önünde tutarak «güvenli» oran tahmin­ lerinde bulundular. Buna göre bireylerin % 2,5 dışında hepsinin

E N E R İ A L I M I ( k j / g ü n )

100 3 00 400 S00 6 0 0

E n e r j a lın ım ı , K K a l / g ü n / kg v ü c u t ağır.

(9)

142 P R O T E İN — E N E R J İ D E N G E İ L İ Ş K İ L E R İ

gereksinmelerinin aşağıda diyet enerji % ’si ola ra k b elirtilen y u ­ murta ve süt protein düzeyleri ile karşılanacağını ö n g ö rm ü ş le r ­ dir. 2 — 7 yaş arası için % 5.1, 6 — 8 yaş arası için °/o 4.9, 12 — 14 yaş arası için % 5. ve yetişkinler için % 5.4.

Şekil 3 de, ortadaki düşey çizgi 1 — 3 yaş ço cu k la rın orta la m a enerji gereksinmelerini gösterm ektedir. --- O rtadaki eğri belirli bir enerji akımında ortalam a bir p rotein gereksinim ini k arşılam ak üzere diyet protein konstrasyon (yoğu n lu ğu n u ) gö ste rm e k te d ir. Kesik çizgili eğriler — .— .— .— . --- F 2 SD (sta n d a rt d e ğ i­ şim) sınırlarını gösterir, üstteki C eğrisi güvenli p r o te in alım düzeyidir.

Bu durum kronik düşük enerji alınm m a karşın en erji dengesi sağlanan bir ortamda beslenen çocu klard a da g örü leb ilir. Ç o c u k ­ ların az enerji alman ortam da daha düşük b ir etkenlik d ü zeyi g ö s ­ terdikleri ve büyümelerinin etkilenm ediğini işaret etm iştir. Fakat enerji alımı daha önemli ölçüde düşerse o zam an b ü y ü m e ü z e rin ­ de olumsuz etki beklenmelidir. Bu çocu klard ak i fiziksel etken lik düşük enerji alımı yüzünden azaldığına göre a rtırılm ış e n e r ji alı- mında da daha çok etkenlik ve enerji harcam asına y o l a çm a sı beklenir. Bununla birlikte bunun böyle oldu ğu n u n ispa tla n m asın ı bekleyene dek güvenli protein enerji oranının ku llan ılm ası d o ğ ru olur.

FAO/WHO tarafından 1971 de toplanan beslen m e k om itesin in , yalnızca normal beden fonksiyonlarını desteklem ek, yık an m ak , g i­ yinmek gibi hafif etkenlikleri sağlamak için gereksenen en az e n e r­ ji miktarlarını içeren enerji gereksinm esini yaklaşık 1.5 x B M H olarak önermiştir. Komite, çocuklarda norm al b ü yü m eyi d e ste k ­ lemek için gerekli enerji m iktarı konusunda da ta h m in lerd e b u ­ lunmuştur. Yaşama + büyüme gereksinm esi b ireye g ö r e d e d e ğ iş ­ kenlik gösterir. (BMH için olduğu gibi) E n erji gerek sin m esi d ü ­ şük düzeyde olan, aynı zamanda protein gereksinm esi ü st sın ırd a olan bir çocuk için (Şekil 3 C noktası) p rotein en erji ora n ı % 6.9 olabilir.

1973'te FAO/W H O ’nun salık verdiği «güvenli» p ro te in d ü ze y i­ ne göre (0.57 g m /p r o t/k g ’la) beslenen 4 genç erkekte en erji alm ı- m ı ve yumurta proteininin em ilim indeki verim liliği arasın dak i ilgi uzun süreli m etabolik denge deneyleri ile tekrar in celen m iştir. Aynı zam anda diyetteki protein kalitesi ve azot m eta b olizm a sın ın

(10)

B E S L E N M E V E D İY E T D E R G İS İ 143

önerilen enerji almımmdan az veya çok verilmekle değiştiği sap­ tanm ıştır (6 ).

Diyete enerji eklenmesinin veya çıkarılmasının azot dengesine olan önem li etkisi sayısız çalışmalarla gösterilmiştir. Hayvanlar­ daki çalışm alardan elde edilen sonuçlar, azot dengesinin enerjinin norm al veya yüksek düzeylerde alınması ile oluşan değişikliklerle aynı düzey de olduğunu veya değişikliklere uyduğunu gösterm iş­ tir. Denek olarak kullanılan 4 kişi 3 — 8 gün süreyle değişik dü­ zeylerde protein tüketmişlerdir. Diyette yeterli miktarda protein

alınırsa diyete eklenen her 100 kal. karşılığı azot dengesinin 0.1 — 0.3 gm azot arttığı iddia edilmiştir. Bu görüş tam tutmamak­ la b eraber çoğunlukla azot denge çalışmaları protein kalitesini değerlendirm ek, protein ve amino asit gereksinimini tahmin etmek am acına yöneliktir. Bu da özellikle sindirilmiş proteinin tam emi- limi için gereketn fazla enerjinin alınımmı sağlamakla ilgilidir. S cn u ç olarak 4 erkekte yapılan çalışmada kg başına 47 — 50 Kal verildiğinde azot dengesinin olumlu olacağı kanısına varılmıştır.

Özet ve Sonuç

B eslenm e insanın temel gereksinimlerinin başında gelmekte­ dir. Sağlıklı b ir yaşam için besinlerin dengeli ve yeterli tüketilme­ si gerekir.

V ü cu du n esas gereksinimi enerji içindir. Çünkü bütün metabo- lik sentezler enerjiye gereksinim gösteren süreçlerdir. Protein m e­ tabolizm ası besin ile alınan enerji kaynaklarıyla yalnız ilişkili de- ğü, son analizde ona bağımlıdır.

Diyet enerjisinin protein esirgeyen etkisi birçok araştırmalar­ la gösterilm iştir. Bu etki yetişkinlerde 1500 kal. üzerinde gözlenir. E n erjiler kısıtlandıkça kritik bir düzeye erişilene dek kullanım sabit kalır. B öylece enerjisi az besinlerle beslenme koşullarında p rotein kullanım ı verim i gözle görülür biçimde kötüleşir.

K arbonhidratların protein metabolizması üzerindeki etkileri sindirilen karbonhidrata göre değişebilir, çünkü sindirim ve emi- lim oranları değişik olabilir ve böylece horm onal ilişkilerde deği­

(11)

144 P R O T E İN — E N E R J Î D E N G E İ L İ Ş K İ L E R İ ( gm ) diyet prot x prot. özgül en erji değeri - o/o o la ra k p ro te in

Toplam diyet enerjisi e n e rji o ra n ı

(Protein özgül enerji değeri = 4)

Protein enerji oranının hesaplanm asındaki am a ç h em en b ü tü n bireylerin (protein— en erji) gereksinim lerinin k a rşıla n m a sıd ır. İ s ­ tenen protein yüzdeleri yum urta ve süt p ro te in d ü zeylerin e g ö re hesaplanmıştır. 2— 7 yaş için 5.1, 6— 8 yaş için 4.9, 12— 14 yaş için 5 ve yetişkinler için 5.4’dür.

Sum m ary

N utrition is on e o f th e m o s t im p o r ta n t n e e d s o f th e h u m a n b e in g . Survival and g o od health is o n ly p o s s ib le v/ith a b a la n c e d d ie t.

E nergy is the m o st im p o rta n t fa c t o r f o r a b o d y t o w o r k w e ll, b e c a u s e ali the m etabolic synthesis n eed e n e rg y as a fu e l.

T he diet en ergy sp are p ro te in s, b e c a u se th ey h a v e m a n y o t h e r fu n c t io n s besides giving energy to the b o d y . F irst o f ali b o d y u s e s p r o t e in s t o m a k e new tissues and to sythesize n ew a m in o a cid s.

For a given diet, p ro te in en erg y ra tıo is c a lc u la te d as fo llo v v s : Diet p ro t X p rot. s p e c ific en erg y v a lu e

T otal d iet en ergy

The p u rp ose in calcu latin g the p r o te in e n e rg y r a tio is t o f u lf ill th e individuals exact requ irem en ts o f b o d y p r o te in a n d e n e rg y .

(12)

B E S L E N M E V E D İY E T D E R G İS İ 145

KA Y N A K L A R

1 — Pike, L.R., B row n , L.M., N u trition : An In tegra ted A p p roa ch , D eterm i-n a tioi-n o f N utriei-nt N eeds, Johi-n W iley S oi-n s, N ew Y o rk , S , 376, S. 434, 1967.

2 — G ood h a rt, S.R., D ietary Interrelation sh ips, M o d e m N u trition in H eath and Disease, Lea and F ebiger, P hiladelphia C op y w rig h t S. 436— 439, 1790. 3 — S pady, D.W., Payne, R.P., P icou , D., E nergy B a la n ce D u ring R e co v ery fr o m M aln u trition , T h e A m erican Journal o f C linical N utr. S. 29 : 1073— 1088, 1976.

4 — Ashvvorth, A., B ell, R., James, W.P.F., and W a terloo C alorie R equire-m en ts o f C hildren R ecoverin g froequire-m. Protein— C alorie M aln u trition , Lan- c e t 2, 600— 1968.

5 — E n ergy and P rotein R equirem ents R ecom m en d ation s b y a jo in t F A O / W H O In fo rm a l gathering o f experts, PAG B ulletin, V o lü m e V , N o . 3. 1975.

6 — G arza, C., S, C rim shaw , N.S., Y oun g, V.R., H um an P rotein R eq u irem en ts the e ffe c ts o f V ariations in energy intake w ithin the m aintenance range, T h e A m erican Jour. o f Clinical N utr V olü m e 29, N. 3, S. 280— 287, 1976.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ohno, 4 notalık bu zincirinin yeterli olmadığına karar vererek her DNA monomerine 2 müzik değeri verdi bu da müzik alanını genişletti.. Fare immunoglobulin DNA dizilimi,

 ÜREOTELİK: ÜREOTELİK: Karada yaşayan hayvanların çoðu amonyağı Karada yaşayan hayvanların çoðu amonyağı bol suda çözünen üre şekline çevirirler. bol

Düşük kiloluluk Yaşa göre ağırlık <2 SD veya

Mitoz bölünmeden farklı olarak homolog kromozomlar hücrenin ortasında üst üste gelecek şekilde iki sıra halinde dizilir1. Bu diziliş şekli sayesinde mayoz I de kardeş

Yalnız dişleri ilgilendiren sendromlar: Coffin-Lowry sendromu Hurler-Pfeaundler sendromu EEC sendromu KBG sendromu Ekman-Lobstein sendromu 000 sendromu Gorlin-Chaudhry-Moss

Central View When you use Co-Ontology concept, Robinviz will display you a Cen- tral View with Central nodes each corresponding to the GO Categories you selected in the wizard

Diğer hasat kriterlerinin uygun olması yanında, kuşburnunda meyve eti oranı dikkate alındığında, genel olarak meyvelerin türüne göre değişmekle beraber koyu

Boy açısından hafif-orta PEM ve hafif PEM- kontrol grubu açı- sından anlamlı fark bulunmazken (p>0,05), diğer gruplar arasında fark anlamlı idi (p<0,001)