• Sonuç bulunamadı

İletişimsel yöntem aracılığıyla sözlü becerilerin kazandırılması: Almanca ders kitabı "Wie bitte" örneğinde bir inceleme

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İletişimsel yöntem aracılığıyla sözlü becerilerin kazandırılması: Almanca ders kitabı "Wie bitte" örneğinde bir inceleme"

Copied!
100
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ALMAN DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

İLETİŞİMSEL YÖNTEM ARACILIĞIYLA SÖZLÜ BECERİLERİN

KAZANDIRILMASI: ALMANCA DERS KİTABI “ WIE BITTE” ÖRNEĞİNDE BİR İNCELEME

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Elveda ÇALI 134206001003

Tez danışmanı

Dr. Öğr. Üy. Ayşe UYANIK

(2)

ii T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Bilimsel Etik Sayfası

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Elveda ÇALI

Numarası 134206001003

Ana Bilim / Bilim Dalı Alman Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı/ Alman Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tezin Adı İletişimsel Yöntem Aracılığıyla Sözlü Becerilerin Kazandırılması: Almanca Ders Kitabı “ Wie Bitte” Örneğinde Bir İnceleme

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

Öğrencinin imzası (İmza)

(3)

iii T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Elveda ÇALI

Numarası 134206001003

Ana Bilim / Bilim Dalı Alman Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı/ Alman Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Dr. Öğr. Üy. Ayşe UYANIK

Tezin Adı

İletişimsel Yöntem Aracılığıyla Sözlü Becerilerin Kazandırılması: Almanca Ders Kitabı “ Wie Bitte” Örneğinde Bir İnceleme

Yukarıda adı geçen öğrenci tarafından hazırlanan “İletişimsel Yöntem Aracılığıyla Sözlü Becerilerin Kazandırılması: Almanca Ders Kitabı “ Wie Bitte” Örneğinde Bir İnceleme” başlıklı bu çalışma 25/06/2019 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği ile başarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

(4)

iv

İÇİNDEKİLER

İÇİNDEKİLER ... iv

ÖZET ... vi

SUMMARY... vii

ŞEKİL LİSTESİ ... viii

TABLO LİSTESİ ... x

ÖNSÖZ ... xi

1.GİRİŞ... 1

1.BÖLÜM ... 4

1.İLETİŞİM ... 4

1.1. İletişim Kavramına Genel Bir Bakış ... 4

1.2.İletişimsel Yöntem ... 6

1.3. Sözlü İletişim Becerileri ... 11

1..3.1.Telaffuz ve Tonlama Öğretimi:... 15

1.3.2.Aktif Dinleme ... 16

1.3.3.Karşılıklı Diyalog oluşturma ... 16

1.3.4.Akıcı ve Doğru İfadelerin Kullanımı ... 16

1.3.5. Fonetik ... 17

1.4.İletişimsel Yöntemde, Öğretmen ... 19

1.5.Sınıf İçi İletişim ... 21

1.6. İletişimsel Dil Öğretiminde Öğrenenlerdeki Temel İşlevler ... 23

1.7. İletişimsel Yöntemde Aktiviteler ve Teknikler ... 26

2. BÖLÜM ... 29

2. İKİNCİ YABANCI DİL OLARAK ALMANCA DERSİNDE SÖZLÜ DİL BECERİLERİNİN GELİŞİMİ ... 29

2.1. Sözel Dil Becerilerinin öğretimi ... 30

2.1.1. Sözlü Dil Becerilerinin Aktarımına Yardımcı Bileşenler ... 30

2.2. Türkiye’de Orta Öğretim Müfredatında Almanca Dersinde İletişimsel Yöntemin Yeri ... 33

(5)

v

3. BÖLÜM ... 40

3. WIE BITTE ( A1. 1. ) KİTABININ İNCELENMESİ ... 40

3.1.Wie Bitte (A1.1.) Kitabının 9. Sınıf Ünitelendirilmiş Yıllık Planındaki Konuşma Kazanımlarının İncelenmesi ve Kitap hakkında Genel bir Bilgi Verilmesi ... 42

3.2. Sözlü İletişimdeki Bileşenler ile Wie Bitte( A1.1.) Kitap Alıştırmaları ... 45

3.2.1.Dilbilgisi ... 46

3.2.2.Fonetik ... 52

3.2.3.Kelimelerin Kullanımı ve Cümle Kalıpları ... 58

3.2.4.Görseller ... 67

3.2.5.Otantik ( Özgün) Konular ... 71

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME ... 80

(6)

vi T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğ renci ni n

Adı Soyadı Elveda ÇALI

Numarası 134206001003

Ana Bilim / Bilim Dalı Alman Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı/ Alman Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Dr. Öğr. Üy. Ayşe UYANIK

Tezin Adı

İletişimsel Yöntem Aracılığıyla Sözlü Becerilerin Kazandırılması: Almanca Ders Kitabı “ Wie Bitte” Örneğinde Bir İnceleme

ÖZET

Günümüz toplumlarında yabancı dile olan ihtiyaç, yabancı dili en hızlı ve en doğru öğrenebilme yöntemlerini araştırmaya yönlendirmiştir. Yabancı dil öğretiminde birçok yöntem kullanılabilir. Bunlardan iletişimsel yöntem, konuşma becerisini geliştirerek sözel iletişim yoluyla dili öğreten bir yöntemdir. Bu tezde, Wie Bitte kitabının iletişimsel yöntemle öğrencilerin sözlü becerilerini geliştirip geliştiremediği ele alınılmıştır. Öğrenenlerin, yabancı dilde sözlü becerileri kullanma isteği, sözlü becerilere uygun kaynak zorunluluğunu da beraberinde getirmiştir. Çalışmanın uygulama bölümünde (3. Bölümde) öğrencilerin, kaynak kitap olarak kullandığı Wie Bitte (A1. 1.) kitabı sözlü dil becerilerini geliştirmesi açısından incelenilmiştir. Sözlü dil becerilerini etkileyen fonetik, görsel, dilbilgisi, otantik, kelime hazinesi gibi başlıklarla dil becerilerinin gelişimine değinilmiştir. Wie Bitte (A1. 1.) kitabındaki alıştırma ve etkinlikler, sözlü dil becerileri maddeleriyle incelenmeye çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: İletişimsel Yöntem, iletişim, Sözlü Dil becerileri, Eğitim, Fonetik.

(7)

vii T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğ renci ni n

Adı Soyadı Elveda ÇALI

Numarası 134206001003

Ana Bilim / Bilim Dalı Alman Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı/ Alman Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Dr. Öğr. Üy. Ayşe UYANIK

Tezin İngilizce Adı

Gaining Oral Skills Through Communıcative Method: An analysis using the example of the German textbook “ Wie Bitte”

SUMMARY

The needs of today’ s societies for foreign language, has led the research methods to learn the fastest and most accurate language. Many methods can be used in foreign language teaching. Of these, the communicative method is a method that teaches language through verbal communication by improving speaking skills. In this thesis, it is discussed whether The book Wie Bitte can improve students’ oral skills by communicative method. The desire of the learners to use oral skills in foreign language brought about the necessity of appropriate source of oral skills. In the application part of the study (Chapter 3), Wie Bitte (A1. 1.), which is used as a reference book by the students, is examined in terms of developing oral language skills. Topics such as phonetic, visual, grammar, authentic, vocabulary that affect verbal language skills are discussed. The activities in the Wie Bitte( A1. 1.) continent were examined with verbal language skills.

Keywords: Communicative Method, Communication, Oral Language Skills, Education, Phonetics.

(8)

viii

ŞEKİL LİSTESİ

Şekil 1: Dil ve İletişim (Sever, S. , 1998: 52) ... 15 Şekil 2: Dil Bilgisi Kurallarının Verilişi (MEB, Wie Bitte, Lehrbuch, 2017: 92) ... 47 Şekil 3: Possessivpronomen Kalıplarının Verilişi (MEB, Wie Bitte, Lehrbuch, 2017: 23) 48 Şekil 4: Dürfen Yardımcı fiilinin Trafik işaretleriyle verilmesi (MEB, Wie Bitte, Lehrbuch, 2017: 83) ... 50 Şekil 5: Almanca Alfabe (MEB, Wie Bitte, Lehrbuch, 2017: 17) ... 52 Şekil 6: Okul Dersleri Kavramlarının Verilmesi (MEB, Wie Bitte, Lehrbuch, 2017: 24) .. 53 Şekil 7: Konuşma Bölümlerinin Verilişi (MEB, Wie Bitte, Lehrbuch, 2017: 18) ... 54 Şekil 8: Kavramların Tablolar Halinde Verilmesi (MEB, Wie Bitte, Lehrbuch, 2017: 33) ... 55 Şekil 9: Sayıların Telaffuzu (MEB, Wie Bitte, Lehrbuch, 2017: 34) ... 56 Şekil 10: Meyve ve Sebzelerle ilgili Çalışma (MEB, Wie Bitte, Lehrbuch, 2017: 52) ... 57 Şekil 11: Almanca Selamlaşma ve Vedalaşma Kalıplarının Verilmesi (MEB, Wie Bitte, Lehrbuch, 2017: 12) ... 58 Şekil 12: Karşılıklı Konuşma Örneği (MEB, Wie Bitte, Lehrbuch, 2017: 13) ... 60 Şekil 13: Almanca Mesleklerin Tanıtımı ( MEB, Wie Bitte, Lehrbuch, 2017: 35) ... 61 Şekil 14: Boş zaman Aktivite Kelimelerinin Almanca Karşılıkları (MEB, Wie Bitte, Lehrbuch, 2017: 72) ... 63 Şekil 15. Sosyal Aktivite Planlarının Verilmesi (MEB, Wie Bitte, Lehrbuch, 2017: 78). . 64 Şekil 16: Wie Bitte (A1. 1.) Almanca Kitabındaki kelime Listeleri (MEB, Wie Bitte, Lehrbuch, 2017: 96) ... 66 Şekil 17: ‘ Müssen’ Kalıbının Verilmesi (MEB, Wie Bitte, Lehrbuch, 2017: 48) ... 68 Şekil 18: Kutlama Günlerinin Almanca Verilişi (MEB, Wie Bitte, Lehrbuch, 2017: 63) ... 69 Şekil 19: Kıyafetlerin Almanca Tanıtımı (MEB, Wie Bitte, Lehrbuch, 2017: 84) ... 71

(9)

ix

Şekil 20:Boşluk Doldurma Çalışmalarına Örnek (MEB, Wie Bitte, Lehrbuch, 2017: 17) .. 72 Şekil 21: Sınıfta Kullanılan Araçların Almanca Verilmesi (MEB, Wie Bitte, Lehrbuch, 2017: 23) ... 74 Şekil 22: Ders Planı Örneği (MEB, Wie Bitte, Lehrbuch, 2017: 25) ... 76 Şekil 23: Vücudun Bölümlerinin Almanca Verilmesi (MEB, Wie Bitte, Lehrbuch, 2017: 36) ... 77 Şekil 24: Bir Günde Yapılan Aktivitelerin Verilmesi (MEB, Wie Bitte, Lehrbuch, 2017: 42) ... 78

(10)

x

TABLO LİSTESİ

Tablo 1. İletişimsel Yaklaşım İlkeleri ve İlgili Kategoriler (kaynak Soğuksu, 2018: 468- 492) ... 8 Tablo 2. Fonetiğin Alt dalları ... 17 Tablo 3. Deutsch als 2. Fremdsprache an Schulen ohne Vorbereitungsklasse, (kaynak: T.C. Almanca Ortaöğretim Programı, 2018: 23) ... 38 Tablo 4. Deutsch als 2. Fremdsprache an Schulen mit Vorbereitungsklasse (kaynak: T.C. Almanca Ortaöğretim Programı, 2018: 23) ... 38 Tablo 5. Ders Kitabının Özellikleri (kaynak: Kast / Neuner 1994: 8) ... 40 Tablo 6. Rahmenplan Deutsch als Fremdsprache Niveaustufe (Konuşma becerileri için Almanca dersi A1 seviyesi için Almanca Orta Öğretim programından uyarlanmıştır, 2018: 27- 30) ... 44

(11)

xi

ÖNSÖZ

Selçuk Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümünde lisans eğitimini tamamladıktan sonra aynı üniversitede başladığım yüksek lisans tez çalışmalarımda her zaman yardım ve destekleriyle yanımda bulunan Danışman hocam Dr. Öğr. Üy. Ayşe UYANIK’ a ve dilbilimi üzerine yaptığı çalışmalarla bana yol gösteren Prof. Dr. Zeki USLU’ ya teşekkürlerimi borç bilirim.

Çalışmamın ve gayretimin devamının sağlanmasında, desteğiyle her an yanımda olduğunu hissettiğim değerli Prof. Dr. Yılmaz KOÇ’ a ve bana kaynak temininde yardımcı olan Dr. Öğr. Üy. Elif ERDOĞAN’ a teşekkürlerimi sunarım.

Çalışmam boyunca, maddi ve manevi desteğiyle yanımda olan aileme, özellikle babam Hüseyin ÇALI ‘ ya ve arkadaşlarıma tüm içtenlikle teşekkür ederim.

(12)

1

1.GİRİŞ

Geçmişten günümüze insanoğlunun sahip olduğu ve bireylerin gelişimine etken olan iletişim; yaşadığımız çağda, son dönem teknolojisi ve toplumsal değişimler bağlamında daha da önem kazanmaktadır. Çünkü iletişim bireylerin birbirini anlama ve kendilerini anlatma çabası içerisindeki nihai sonuçtur. Bu sonuç, “Duygu, düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılması, bildirişim, haberleşme, komünikasyon” gibi durumların oluşmasından doğar (TDK, 2011). TDK’ nin yaptığı tanımdan hareketle iletişim, canlıların arasında oluşan sözlü, sözsüz ve yazılı olarak gerçekleştirilen fikir, duygu ve bilgi alışverişi olarak tanımlanabilir. Bu alışverişin en önemli araçlarından birisi de dildir.

Genel kapsamda ana dili, Günther& Günther (2004) “ Bireyin annesinin konuştuğu dili, çocukluğundan itibaren doğal yolla edinip geliştirdiği dil ” olarak tanımlamıştır. ( Günther & Günther, 2004: 56). İkinci Yabancı dil ise yabancı dilden sonra “ Edinilen temel dil ya da ardışık olarak ilave edinilen dil” (Bausch & Kasper, 1979: 3) olarak tanımlanır. Her iki dilde de iletişime geçebilmek, belirli bir yöntemi beraberinde getirir. Bu amaçla, yabancı dili iletişim boyutunda öğretmeyi ve öğrenmeyi hedefleyen İletişimsel Yöntem dikkat çeker. “İletişimsel faydacı yaklaşım dil eğitiminde halen güncelliğini koruyabilen, tartışmasız ve oldukça farklı öğretim yöntem ve teknikleri bünyesinde barındıran bir paradigmadır” (Akpınar Dellal ve Çınar, 2011: 21). Bu tekniklerin çeşitliliği ve yabancı dilin iletişimde kullanılabilmesi, beceri ve yeteneklere de bağlı olmaktadır. Bu beceri ve yetenekler, ders sürecinde gerekli aktivitelerle öğrenciye öğretilerek geliştirilebilmektedir. Ayrıca bireyin iletişime geçebilmesinde doğal olarak konuşma becerisi dışında okuma, yazma ve özellikle dinleme becerisine de ihtiyaç duyulmaktadır. Fakat İletişimsel Yöntem için öncelikli olan, dilin iletişimde kullanılması yani konuşma becerisinin ön planda tutulmasıdır. Bu kullanımda İletişimsel Yöntem, diğer becerilerden de yardım alabilmektedir. Çünkü beceriler arasında güçlü bir bağ ve ilişki bulunur. Yani, İletişimsel Yöntem, konuşma becerisini temel alan bir yöntem olarak diğer yöntemlerin kullanımını yok saymaz, fakat beceri olarak konuşmayı merkeze alır. Yabancı dil öğretiminde; dinleme, konuşma, okuma ve yazma becerileri bulunmaktadır. Bu becerilerin varlığı iletişime sözel açıdan zenginlik

(13)

2

kazandırır ve yabancı dili hayata daha da yaklaştırarak sadece okul dersi olmaktan kurtarır.

“Konuşma bir iletişim ve aktarım yönetimidir” (Göçer, 2015: 23). Bir diğer açıdan İletişimsel Yöntemin hedefi ve bireylerin zihinsel- fiziksel sürecinin sonucudur. Bu sonuca gidilirken, iletişimsel yöntemde dinleme, okuma ve yazma becerilerinden de faydalanılır. Fakat asıl amaç konuşma becerisini daha iyi bir aşamaya ulaştırmaktır. Konuşma eylemi, İletişimsel Yöntemde araç değil, amaç olarak kabul edilmektedir. “ Bir dile hâkim olmak, o dilin fonolojisini (Alm. Phonologie), sözcük bilgisini (Alm. Lexis), biçim dizimini (Alm. Morphosyntax) vs. bilmek değildir, bir dile hâkim olmak, bireyin konuştuğu dilde kendisini ifade edebilmesi ve kendisini yansıtabilme bilincine sahip olmasıdır” ( Oksaar, 1987: 103; Luchtenberg, 1999: 107). Bu bilincin oluşumu İletişimsel Yöntemde sözlü dil becerileriyle ortaya konulmaktadır.

Bu tez çalışmasının amacı, İletişimsel Yöntemde sözlü dil becerilerini ortaya koyarak Wie Bitte (A1. 1.) Almanca ders kitabındaki alıştırma ve konu anlatımlarının, öğrenciler üzerindeki iletişim becerilerini geliştirme ve desteklemede ne ölçüde etkili olduğu ve konuşma becerilerini arttırmaya dönük etkinliklerin kullanım sıklığı ve bunun öğrenci üzerindeki etkisini ele almaktır.

Tezin birinci bölümünde iletişim, İletişimsel Yöntem ve buna bağlı kavramlar üzerinde durulmuştur. Bu kavramlardan özellikle sözlü iletişim becerileri, tezin asıl konusu olan yabancı dildeki konuşma becerisini desteklemekte ve kapsamaktadır. Bu kısımda yabancı dilde iletişime geçebilmek için sözlü iletişim tanımları ve açıklamaları başlıklar halinde verilmiş ve konuşma becerisini geliştirecek aktivitelerden bahsedilmiştir.

Sınıf içerisinde öğretmen ve öğrenci rolleri iletişimsel yönteme göre belirlenmiştir. Öğrenci aktiviteleriyle ve öğretmen davranışlarıyla, yöntemde sözlü becerilerin geliştirilebilinmesi için sınıf içi bir düzenleme gerekmektedir. Bu sebeple bu bölümde İletişimsel Yöntemde aktiviteler ve tekniklere yer verilmiştir.

Tezin ikinci bölümünde, tezle ilgili kavramların MEB bünyesinde Wie Bitte (A1. 1.) kitabının ve müfredatın incelenmesi, kazanımların konuşma becerisi üzerindeki etkilerine değinilmesi yer almaktadır. İkinci yabancı dil dersi olarak Almanca dersinde sözlü becerileri geliştirme çalışmalarının ve Türkiye’de Almanca dersindeki

(14)

3

konuşma becerisinin üzerinde durulmuştur. Müfredat içerikli incelenen bu bölüm, müfredatın Almanca dersinde konuşma becerisini nasıl etkilediğinden bahsedilmiştir. Tezin üçüncü bölümü, birinci ve ikinci bölümünde yer alan teorik kısımların daha çok inceleme amaçlı olması için Wie Bitte (A1. 1.) kitabından örneklerle anlatılmaya çalışılmıştır. Bu kısımda ilk olarak kitabın içeriği hakkında bilgi verilmiştir. Diğer kısımda ise kitaptan alıntılanan resimlerle alıştırmalara eleştirel bir bakış açısıyla değinilmeye çalışılmıştır. Bu alıştırmalarla Wie Bitte (A1. 1.) kitabının İletişimsel Yöntem bakımından konuşma becerisine uygun olup olmayışı ortaya konulmaya çalışılmıştır. Wie Bitte (A1. 1.) kitabındaki alıştırmaların ve metinlerin, konuşma becerisi açısından incelenmesi yapılmıştır. Bu metinlerin daha çok yazma ve okuma metinleri olduğu, sözlü becerilerin aktarılmasında eksik kaldığı, konuşmayı destekler metinlerin kitapta yer almadığı belirlenmiştir.

Tezin genelinde; yabancı dil öğretiminde iletişimin ön planda tutulmasının konuşma becerisine faydaları, yabancı dil öğrenenlerin, ders kitabındaki alıştırma ve etkinliklerin, hem dil bilgisi hem de kelime bilgisi yardımıyla konuşma becerisinde kullanılıp kullanılmadığı üzerinde durulmuştur.

Sonuç ve değerlendirme kısmında, öğrencilerin İletişimsel Yöntemi kullanarak sözlü becerilerden, konuşma becerisi için Wie Bitte (A1. 1.) kitabının yetersiz kaldığı dile getirilmiştir. Kitaptaki alıştırmaların daha çok okuma ve yazma becerisine dönük olduğu ve kitabın konuşma becerisini merkeze almadığı ortaya konulmuştur. Konuşma becerisini geliştirmek için öğrenci kaynak kitabının kullanılmaktadır. Wie Bitte (A1. 1.) kitabında bulunan konuşma odaklı alıştırmaların, açıklayıcı ve anlatıma dönük diyalogların daha fazla yer alması gerektiği anlaşılmıştır.

(15)

4

1.BÖLÜM

1.İLETİŞİM

1.1. İletişim Kavramına Genel Bir Bakış

“Dil bir anda düşünemeyeceğimiz kadar çok yönlü, değişik açılardan bakınca başka başka nitelikleri belirme, kimi sırlarını bugünde çözemediğimiz büyülü bir varlıktır. O, gerek insan gerek toplum gerekse insan ve toplumdan ayrı düşünülemeyecek olan bilim, sanat, teknik gibi alanlarla ilgili bulunan, aynı zamanda onları oluşturan bir kurumdur” (Aksan, 1995: 11). Bu şekilde dil, bir araç olarak birçok alana girip buralarda aktif olabilmektedir. Bu aktifliği de konuşma olgusuyla gerçekleştirmektedir.

“ Konuşma, bireyin kendini sözlü olarak ifade etmesidir” (Dağ, 2017: 12). Sözlü ifadelerde bireyler konuşma becerilerini ön planda tutar. “Konuşma becerisi, doğuştan getirilir fakat doğru ve etkili konuşma eğitimi ile elde edilen bir beceridir” (Özbay, 2005: 178). Konuşma olgusunun insanların anlama ve anlatma çabalarından oluştuğu varsayılırsa, konuşmanın temelindeki becerinin ve konuşmanın, gelişimsel bir sürece sahip olduğu anlaşılmaktadır. Bu süreçte bireyler, Türkçe güncel sözlükteki anlamı, “ Duygu, düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılması, bildirişim, haberleşme, komünikasyon ” (Türkçe Sözlük, 2018: 573) şeklinde tanımlanan iletişim aşamasına geçerler. İletişim, “ Dilimize Fransızcadan gelen ‘communication’ sözcüğü Latincedeki ‘commuticatio’ sözcüğünün karşılığıdır. Bunun kökündeki ‘communis’ kavramı birçok kişiye ya da nesneye ait olan ve ortaklaşa yapılan anlamı taşımaktadır” (Kuzu, 2003: 158).

Demirel (2003), tarafından ise iletişim; “ Bir düşüncenin bir duygunun yüz anlatımı, el, kol, baş hareketleri, konuşma ya da yazı, telefon, radyo, televizyon gibi bildirişim araç ve gereçlerinden yararlanarak bir kimseden başka bir kimseye iletimi” (Demirel, 2003: 64) şeklinde tanımlanmıştır. İletişimin tek boyutlu olmadığı, çeşitli aşama ve araçlarının var olduğu anlaşılmaktadır.

Genel manasıyla iletişim, nitelikleri ne olursa olsun en az iki kişi arasındaki duygu, düşünce, tasarım, izlenim, bilgi, beceri ve haber paylaşımıdır şeklinde ifade edebilir. Bu paylaşımda “Asıl amacı, alan ve veren arasında bilgi, düşünce ve tutum

(16)

5

ortaklığını meydana getirmektir” (Açıkgöz, 2003: 154). Böylece, bilginin tek yönlü olmaması ve çift yönlü iletişime geçmesi sağlanılır.

Cherry (1993: 11) iletişimi, paylaşmak olarak tanımlar. İnsanların anlayabileceği ve anlatabileceği bir paylaşım oluşturması dilin aktif olarak kullanmasını gerektirir. Doğru tonlama, seslerin çıkarılışı, iletilerin oluşumu ve vurguyla gerçekleştirilen karmaşık ve bir o kadar sistematik bir süreç, dilin aktifliğini oluşturur. Bu sistematik süreç, bir dili konuşmayı özellikle iletişimde kullanmayı yani sosyal bir etkileşim alanını gerektirir. Faßler (1997) iletişimi, bireyin kişisel çabasıyla gerçekleştirdiğini, fakat sosyal bir ortamda ya da koşullarda oluşturduğunu, vurgulamaktadır.

İletişimde bilgi ve duygu aktarımı, çeşitli şekillerde gerçekleştirilebilir. Bu çeşitlilik iletişimin, “ Sözlü İletişim, sözsüz iletişim, yazılı iletişim ve kitle iletişimi ” (Gökçe, 2006: 45) şeklinde sınıflandırılmasını sağlar. İletişim, insanların kendini ifade ederken kullandıkları araç olarak kabul edildiğinde; iletişimin, nasıl ve hangi yöntemle sunulacağı durumu ortaya çıkar. Bu da iletişimin konuşma becerisiyle bağlantılı olmasını sağlar ve iletişimin uygulanabilirliği ve dilin aktifliği üzerinde yardımcı olur.

“Vor diesem Hintergrund sind Gespäche grundsätzlich ein Miteinanderhandeln, eine soziale Interaktion, die immer das Resultat aller daran Beteiligter sind. Sprecher wie Hörer nehmen gleichermaßen Einfluß auf den Gesprächsverlauf; der Hörer u.a. dadurch, dass er dem Sprecher fortlaufend sein Verstehen signalisiert, sei es durch Interjektionen wie ein eingeworfenes “ Hm?” oder Mimik und Gestik wie ein Stirnrunzeln oder eine abweisende Handbewegung(. …. In dieser unmittelbaren und unhintergehbaren Interaktivität unterscheiden sich Gespräche von Texten, die alleine produziert und rezipiert werden können (Becker, 2009: 4).

Sözlü ya da sözsüz iletişim kendi içerisinde ayrılsalar da birbirlerini destekleyen bir iletişim yöntemidir. Bu yüzden her iki iletişim çeşidi, birbiriyle bağlantılıdır. Sözlü iletişim, sözsüz iletişimden konuşma esnasında faydalanabilmektedir. İşte bu kelimelerin anlamlarının zenginleşmesine sebep olmaktadır. Dinlenilen kelimelerde ve konuşmalarda sözsüz iletişim yoluyla anlam pekişmesi olur. Sözsüz iletişim, sözlü iletişimi destekler ve kolaylaştırır.

Finnochiaro ve Brumfit, (1983: 91- 93) dilin, bireysel kimlikten ve sosyal davranışlardan uzak tutulamayacağını vurgulayarak, günlük aktivitelerden hareketle,

(17)

6

iş hayatı, arkadaşlarla olan ilişkiler, hatta kendimizle olan iletişim şeklinde iletişimin, çeşitli geniş bir kapsamının olduğunu da vurgulamaktadır. İletişimin çok yönlülüğü, bu unsurun yabancı dil derslerinde de kullanılmasını tetiklemiştir.

Günlük hayatımızda iletişimin önemi bilinmektedir. Bu şekilde iletişimin hayatın her yerinde kullanılabilmesi, İletişimsel Yöntemin yabancı dil hedefiyle de örtüşmektedir. Yabancı dil eğitimi ve öğretimi boyutunda düşünüldüğünde, ikinci yabancı dil ya da yabancı dil derslerinde, Taylor (1987: 45), öğrencilerin dili, dil bilgisi kuralları ya da çalışmalarıyla öğrenimi yerine dili kullanarak öğreniminin gerekliliğinden bahseder. Çünkü Lightbown ve Spada (1999: 172) da ele aldığı gibi, başarılı bir dil öğrenimi sadece dil bilgisi yapısı değil aynı zamanda iletişimsel durumlarda dilin sunduğu amaçları da içerdiği gözden kaçırılmamalıdır.

Dilin iletişimde özellikle de sözel iletişimde kullanımını temel alan İletişimsel yöntem ,“ ( …) sadece sınıf içi aktiviteleri açıkça tanımlanmış bir yöntem değil, aksine kendinden sonra doğan tüm yöntemleri de içine alabilecek kadar güçlü ve geniş bir akım olarak nitelendirilebilir ” (akt. Akpınar Dellal ve Çınar. Richards Rodgers 2001: 172). Bu akımın yabancı dil için öğretimde ve öğrenimde, hayatın içinde hayata hazırlaması, esas hedeftir.

1.2. İletişimsel Yöntem

İletişimsel Yöntem kullanımı, 1970’ li yıllarda Avrupa ve Amerika’ da hızlı işçi göçünden dolayı gündeme gelmiştir. Avrupa Ekonomik Topluluğunun ( Avrupa Birliği) oluşturulmasıyla yurt dışında yeni talep alanları açılmış ayrıca göçler alınmaya başlanmıştır. Bu göçmen işçilere, dili aktif ve hızlı öğretme, dilse- işitsel yönteme tepki olarak ortaya çıkan İletişimsel Yöntemle mümkün olduğu anlaşılmıştır. Bu şekilde oluşan göçler ve dil öğrenme problemleri, dilin aktif öğrenimini de fark ettirmiştir. Durumsal bir yaklaşımın yerine tümcelerin hatta kelimelerin bile bir anlam taşıdığı anlaşılmıştır. Dili kullananların amacının ve diğer insanlara kolaylıkla aktarımının nasıl yapılacağı üzerinde durulmuştur. 1970’ li yıllar; durumsal gerçekçiliğin dil öğreniminde eksik kaldığının farkına varılan yıllar olmuştur. Tarihsel olarak incelendiğinde İletişimsel Yöntem, İşitsel- Dilsel Yönteme tepki olarak ortaya çıktığı ve aynı zamanda Kavramsal – İşlevsel Yaklaşımın daha da geliştirilmiş bir uzantısı olduğu görülmektedir. İletişimsel Yöntem, “ Anlama ve kullanmayı merkeze alarak kabul eden, yaklaşıma doğru yapılan bir değişim

(18)

7

çabasının ürünüdür” (Han, 2002: 2). Bu değişimde iletişimi ön planda tutarak iletişimi kurma niyetini, alıcıya aktarma söz konusudur. “ Eine Sprache lernen heisst: ein System und seine konventionelle Zuordnung erschliessen” (Wode, 1988: 37). Dil bir sistem olduğu ve bu sistemin varlığının tek başına yeterli olmadığı yani dil sisteminin uygulanma aşamasının da önemli olduğu anlaşılmaktadır. Wode, bu şekilde dilin kurallarını değil, dilin kullanımına dikkat çeker. Yani sistem olarak kullanılan dilin, iletişimde araç olarak kullanılmasını öne sürer.

Kavram karmaşasına yer vermemek için bu yöntem “ seçilen yaklaşımı temel alan, kendi içinde tutarlılığı olan, dersin düzenlenişi ve ilgilenişini belli bir düzene oturtan, kullanılacak öğretim tekniklerini belirleyen genel bir yoldur. Yöntem hangi yaklaşımdan doğmuşsa o yaklaşımın ilkelerini uygulamaya koyma yolu olarak da tanımlanabilir ” (Güneş, 2014: 32).

Fakat “ yaklaşım, dilin doğasına ait dil kuramını ve dil öğrenme kuramını içerir. Dilin nasıl öğrenildiği sorusuna cevap arar ” (2014: 32 ). İletişimsel Yöntem kapsayıcılığı açısından yöntem olarak adlandırılırken, dilin iletişim yoluyla öğrenildiği için İletişimsel Yaklaşım şeklinde de adlandırılmaktadır.

İletişimsel yöntem, dil kullanımının durağan olmadığı düşüncesindedir. Fakat bu yöntemin dile karşı tutumunda “ gerekli olan şey, dili daha yakından incelemek ve tümcelerin kendi başlarına bir anlam taşıdıkları ve onları oluşturan, konuşan ve yazan kişilerin anlamlarını ve amaçlarını, varsayımlarını sorgulamaya başlamaktır” (Howatt, 1984: 280). Bu sorgulama ünlü dilbilimci Chomsky’nin de kaleme aldığı ve hala günümüzde bilinen ve gündemde olan Syntactic Structures (1957) adlı kitabındaki eleştirilerle örtüşmektedir. Klasikleşen bu eser, günümüzde yapısalcılıktan ziyade dilin kullanımının ve faydalarının neler olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. İletişimsel Yöntemde amaç olarak, dilin iletişimde kullanılması Chomsky’ nin dile karşı tutumuyla örtüşmektedir. Bu amaçla dil özelliğinin ayrımı iyi yapılmalıdır. ”dilin yapısını iki şekilde tartışabiliriz. Birincisi bir Markov süreci olarak İletişimsel Yöntem, diğeri ise dilin yapısıdır” (Chomsky, 1957: 5). Chomsky’nin dil süreci üzerine eleştirilerinde, dil bilgisinin ve kelimelerin dile aktarımının birbirinden farklı olduğu, dili aktif, sözlü olarak kullanırken önemli olanın dil bilgisi değil, niyetin karşı tarafa aktarımı olduğu anlaşılmaktadır. Bu aktarım Chomsky’e göre Markov süreci olarak aktarılır. Bu da iletişimsel yöntemin asıl amacı olan aktif kullanım çerçevesine girmektedir. Aktif kullanım konu olarak;

(19)

8

duygu, düşünce ve fikirlerin alıcıya aktarılmasının iletişimsel yolla oluşmasını kapsar.

Kategoriler İletişimsel Yaklaşım İlkeleri

İletişimsel Yeterliliğin Geliştirilmesi Öğrencilere İletişimsel Yeterlilik (yapı, işlev, söylem ve toplum dilbilim) kazandırarak onların yabancı dilde iletişim kurmalarını sağlamak amaçlanır. Dil Becerilerinin Bütünleşik Öğretimi Temel Dil becerileri (dinleme, konuşma,

okuma ve yazma) bütünleşik biçimde öğretilir.

Anlam Odaklılık Yabancı dilin yapısı ve doğru

kullanımından çok, anlam ve akıcılığa önem verilir.

Düşünme Becerilerinin Geliştirilmesi Öğrencilerin neden- sonuç ilişkisi kurma, sorun çözme karar alma gibi düşünme becerileri geliştirilir.

Öğrenci- Öğrenci Etkileşimi ve İşbirlikli Öğrenme

Öğrenme Ortamı, öğrenci- öğrenci etkileşimini ve işbirlikli öğrenmeyi sağlayacak biçimde düzenlenir.

Özgün ve Çeşitli Öğretim Araçlarının Kullanımı

Öğrenme ortamında, özgün ve çeşitli (yazılı, işitsel, görsel, işitsel- görsel) öğretim araçları kullanılır.

Gerçek Yaşam Durumlarını Yansıtan Öğrenme Ortamı

Öğrenme ortamı, doğal iletişim ortamını gerçek yaşamı yansıtır.

Öğretmen ve Öğrenci Rolleri Öğretmen Öğrenme sürecini kolaylaştırır ve öğrencilere kılavuzluk eder. Öğrenci öğrenme süreçlerine etkin biçimde katılır ve kendi öğrenmelerinin sorumluluğunu üstlenir.

Tablo.1. İletişimsel Yöntem ilkeleri ve İlgili Kategoriler (kaynak: Soğuksu, 2018: 468- 492).

(20)

9

İletişimsel yöntem yukarıdaki tabloda farklı maddelerle ele alınmıştır. Burada dilin iletişimsel yeterliliği ve dil becerilerinin bütünleşik öğretimi, İletişimsel Yöntemin uygulanılışına yardımcı olmaktadır. İletişimsel Yöntem temelde bireyin sadece konuşmasını alsa da birey, duymadan yani dinleme becerisi yardımı olmadan duruma göre nasıl ifade edebileceğini ve nasıl ifadeler kullanması gerektiği konusunda eksik bilgiye sahip olur.

Yabancı dil öğretiminde iletişimsel yöntemde yabancı dilde iletişime geçmek için dinleme ve konuşma becerileri önem taşımaktadır. Bu yöntemde konuşma dilinin kullanımı ve günlük dil olarak adlandırılan ifadelerin kullanımı, iletişimsel yöntemde sözel becerilere aktarmada öğrenenlere yardımcı olur. “ Bu yöntemin öğrenme kuramı ‘ davranışçılık’ ve dilbilimsel dayanağı ‘yapısalcılık’ tır” (Neuner ve Hunfeld, 1993: 84).

İletişimsel Yöntemde, konu çeşitliliğinin ve fikirlerinin aktarımı Finnochiaro ve Brumfit (1983: 91- 93) ‘ e göre şöyle açıklanmaktadır;

a) Anlamsal ifadeler her şeyden önce kullanılır ve önemlidir.

b) Ezber yapılmamalı ve kullanılan ifadelerde iletişimsel işlevler yer almalıdır. c) Konu içerisinde bağlam yani ilişkilendirme bulunmalıdır.

d) Dil, öğrenimi ve öğretimi iletişim kurmayı hedeflemektir. e) Telaffuzların anlaşılır olması beklenilir.

f) Öğrenmenin başında iletişime geçilmeye gayret gösterilir.

g) Yabancı dil ya da İkinci yabancı dilde dil, süreç içerisinde öğrenilir. h) Öğretmenin ve öğrencinin sınıf içerisinde rolleri bulunmaktadır i) Öğretmen sınıf içerisinde öğrencisini motive eder.

İletişimsel Yöntemin, anlamsal ifadeler kullanması, iletişimde dili öğretmesi ve öğretmenlerin rehber konumunda olması; dilin kullanımını kolaylaştırmaktadır. Richards ve Rodgers (2001: 91- 96) )’ a göre İletişimsel Yöntemde dikkat edilmesi gereken özellikler vardır. İletişimsel Yöntemde, ezber ve klasik tekrar yerine iletişimi destekleyen bir süreç takip edilir. İletişimsel Yöntemde ezberlerin kullanıma aktarımı değil, kavramların kullanımı ve sürekliliği mevcuttur.

 Seçilen metinlerde bağlam önemlidir. Konuşma içerisinde akışın sağlanması için kurallara bağlı kalınmaz. Bunun yerine kuralların bağlam içerisinde konuşmanın sürekliliğini sağlamak için verilmesi uygun olur.

(21)

10

 Yoğun bir dil bilgisinin açıklanması yerine etkili ve aktif bir iletişime yoğunlaşılır. Bu şekilde konuşmaya geçiş, öğrenmenin ilk anından itibaren başlar.

 Salt bir çeviri yapılmaz. Fakat İletişimsel Yöntemde kontrollü çeviriden de yardım alınılabilir.

 İletişimin kullanım süreci içerisinde öğretmen, yardımcı ve rehber olarak bulunur. Bilginin kaynağı ya da bilgiyi kullanan olarak görev almaz. Burada öğrencinin bilgiyi kullanması ve iletişimin devamlılığı için bilgiyi, kendisinin fark etmesi sağlanılır.

 İletişimsel Yöntemde hatalar kaçınılmazdır. Bu hataların varlığı iletişimi sekteye uğratmaz. Onun yerine iletişimsel yöntemde sürecin içerisinde hataların düzeltilmesi sağlanılır.

 İletişimsel Yöntemde konuların çeşitliliği ve farklılığı, dilin günlük kullanımından kaynaklanmaktadır. “ İletişimsel Yaklaşım, gerçek hayattan örnekler, gerçek hayattan materyal seçimi ve bu yaklaşımla düzenlenen sınıf ortamı ve aktivite tiplerinin öğrenmenin kalıcılığını pekiştireceğini savunur” (Akpınar Dellal ve Çınar, 2011: 24). Bu durum, yabancı dil eğitiminde, iletişimsel yöntemin konu zenginliğiyle bağdaştığını ve hatta dilin çevreye göre zenginleştiğini de belirtmektedir. Seçilen konun güncel konulardan olması, iletişimsel yöntemde iletişimi kolaylaştırmakta ve süreklilik sağlamaktadır. Fakat “ Öğrenme, yaratıcı bir yapı sürecidir ve bu süreç içerisinde deneme ve hatalar vardır” (Richards ve Rodgers, 2001: 172). Yani bir bakıma anlama ve anlatmayı kolaylaştıran şey hatalara takılmadan, öğrenenlerin konuşmada sürekliliği sağlamasıdır.

Searle (1969: 30) kelimelerin anlamlarının tek başına faydalı olmadığı, niyete bağlı olarak sözdizimsel yapı içerisinde önemli olduğunu vurgular. Böylece kelimelerin, cümle içerisinde aktarılmasını sağlanılır. İletişimsel Yöntemde de yapı ve kelimeler, konuşturmayı pekiştirecek ve devamını getirecek cümle kalıplarıyla verilir.

Yabancı dil öğrenen öğrenciler, “Bu sosyalleşme sürecinde dil ile duygu, düşünce ve isteklerini belli toplumsal kurallar içinde ifade etmeyi öğrenirler” (Uslu, 2005: 38). Bu şekilde yabancı dil öğrenenler, yaşamın içerisinde yapılan konuşmaları; yabancı dilde nasıl yapılacağını değil, uygulayarak nasıl gerçekleştirildiğini kavrarlar.

(22)

11

İletişimsel Yöntemin amacı, dilin iletişim sürecinde öğrenilmesidir. Özellikle de salt bir ezber ve yanlış telaffuzlarla iletişimi sekteye uğratmak değildir. “ Bu yaklaşımda öğrenenler sadece ( bilgiyle) yüklenmesi gereken “ Boş bir materyal” değil, kendi ihtiyaçlarını ve isteklerini dile getiren bireylerdir ” (Roche, 2005: 25). Bu yüzden doğru telaffuzla, doğru iletişim kurma hedeflenir. Öğrencilerin dili öğrenirken duygu, düşünce ve bilgi aktarımını sözel bir şekilde nasıl gerçekleştirdiğine bakılır. Ayrıca dili hatasız ya da tek düze kullanmaktan ziyade kelimeleri, konu içerisinde uygun ve akıcı olarak kullanmayı tercih eder (Richards, 2006: 14). Tüm bunları gerçekleştirirken; dinleme ve anlatabilme becerisinden de yararlanır. “ Dil becerilerinin her biri, bir bütünün parçası olarak düşünülmekte ve hepsinin dengeli gelişimi için çalışmalar yürütülmektedir” (Doğan, 2009: 186). Bir bütünün sağlanması için dinleme ve anlatma becerilerinin de iletişimin kurulmasında önemli bir yeri vardır. Fakat iletişimsel yöntemde dili sözlü olarak aktaran, sözel iletişim becerisinin etkisinin daha fazla olduğu görülmektedir.

“Sözel iletişim, iletişimin alt birimlerinden biridir. Konuşma, düşünce, duygu ve bilgilerin seslerden oluşan ve aracılığıyla karşı tarafa aktarılmasıdır” (Demirel, 1999: 40). İfadelerin sözlü şekilde aktarılması, bilgileri ve konuşmaların daha anlamlı ve sürekli olmasını sağlar.

Altıntaş (2004: 17) ‘ e göre sözsüz iletişim; Sözsüz iletişim (beden dili) , yüz ifadeleri (gülümseyen veya çatık gibi) ile kombine edilen eylemleri, hareketleri ve diğer fiziksel görünümlerini, iletileri içerirken, sözlü iletişimi destekler ve sözlü iletişimde akıcı olmayı sağlar. Beden dilini ve jest, mimikleri kullanan bireyler, sözlü iletişimde kendilerini daha iyi ifade edebilmektedirler. “ Kişilerarası iletişimde konuşma dili duyguları dile getirmede genellikle yetersiz kalır. Çünkü sözler konuşmanın içeriğini oluşturur, oysa sözsüz iletişim duygusal bilgiyi aktarır” (Cangil, 2004: 70). Kısacası sözsüz iletişim sözlü iletişimi destekler ve tamamlar. 1.3. Sözlü İletişim Becerileri

Sillars (1997)’ de sözlü iletişimi şöyle ifade etmiştir: Sözlü iletişim, konuşma eylemi yapılarak vuku bulan iletişim şeklidir. Bu iletişim şekli, kişilerin karşılıklı konuşarak gerçekleştirdikleri gibi doğrudan ya da dolaylı olarak da gerçekleştirilebildikleri bir iletişimdir. Bir diğer ifadeyle sözlü iletişim, günlük hayatımızda içinde bulunduğumuz her an gerçekleşebilmektedir. Kısacası; insanın duygu, düşünce,

(23)

12

izlenim ve tasarımlarını sözle aktarması, durumuna sözlü iletişim denilmektedir. Sözlü iletişim, konuşma becerisinin kullanıldığı iletişim türüdür. Bu açıdan, “ Konuşma becerisi de diğer dil becerileri gibi eğitim yoluyla geliştirilir. Bu gelişim ve düzeltme informal eğitimden formal eğitime geçişle mümkündür ” (Kurudayıoğulu, 2003: 295). Eğitim yoluyla geliştirilen sözlü beceriler; öğrencilere, yabancı dil konuşmasında da rahatlık sağlar. Gündelik hayatta öğrenilen dil becerisi, formal eğitim ile daha etkili bir şekilde gelişme gösterir. Bu da İletişimsel Yöntemin formal eğitimde yer almasının, öğrencilerin dil becerisine katkısının ne kadar önemli olduğunu ortaya koyar.

Hayatın içerisinden seçilen konular, İletişimsel Yöntemde sözlü olarak aktarılırken“ Yaparak yaşayarak öğrenme modelinin verimli olduğu düşünülerek eğitim sürecinde oyun ve uygulamalara ağırlık verilir ” (Kurudayıoğlu, 2003: 296 ). Öğrencilerin uygulama üzerine ağırlık vermesi, salt kuralların öğretilmesinin önüne geçer. Burada yabancı dil öğrenenler, günlük hayatta karşılaşacakları diyalogların bir benzerini gerçekleştirirken, aslında dilin güncel kullanımına da yer vermiş olur. Yabancı dil öğrenenlerin konu bulma aşamasında sıkıntı yaşamayacakları, dilin yaşadığı toplumun içinden doğması ve bunları ifade edebilme gücünün olmasından kaynaklanmaktadır. “ Konuşmada amaç duygu ve düşüncelerin aktarılması olduğu için, konuşma ve sosyalleşme arasındaki ilişki göz önünde bulundurulmalıdır” (Kurudayıoğlu, 2003: 296). Bu sosyalleşme dilde konu zenginliğini ve akıcı konuşmayı sağlar.

Sözlü iletişim için dört önemli şey gereklidir. Bunlar Ehlich (2005: 12) tarafından değinilen temel nitelikler; “Alıcı ve Üretici Ses yeterliliği, vurgu ve tek heceli kelimeler dâhil tüm alanlarda ses üretimi ve farklılıkları için yeterlilik anlamına gelir” (Ehlich, 2005: 5). Seslerin vurgulanması kadar dilde söylenilmesi, üretilmesi de sözlü dil becerisini etkilemektedir. Hatta dil becerisinin oluşum özelliklerinden kabul edilmektedir. Burada ses üretiminin çeşitliliği konuşmada sürekliliği sağlamakta ve durağanlığın önüne geçmektedir.

Bireyler arasındaki iletişim, sadece bir bilgi alışverişi değil, duygu alışverişi olarak kabul edilmektedir. Sözlü dil becerilerinin birey gelişimine katkı sunarken, içerisinde bulunduğu sosyal düşünce ve bakış açısını da dinleyiciye aktarılmasını sağlar. Bu aktarım duygu ve düşüncelerin aktarımı şeklindedir. “ Pragmatik yeterlilik, yetenek, dil kullanımındaki diğer amaçlar; amaçlar için dil kullanımını tanımlar, ölçer ya da

(24)

13

şekillendirir. Bunun adına dilsel ifade yoluyla kendi niyetlerini başkalarına aktarabilme denir” (Ehlich, 2005: 5). Dilsel ifadeler ya da konuşma eylemi, amaç doğrultusunda kullanıldığında anlam taşımaktadır. Bu amaçlar öğrencide dilin aktif kullanımına heves uyandırmaktadır. Öğrencinin konuya ilgisinin olması, konunun karşı tarafa aktarılma isteği, öğrencilerin konuya karşı yaklaşımlarının duygusal aktarımları, iletişime geçilmesindeki amaçlardan olabilir. Bu amaçların aktarımı, sözlü iletişim becerilerinin kullanımıyla mümkündür.

Sözlü iletişim becerileri, kelimelerin anlamlı kullanımı ve cümle içerisinde aktarımını da içermektedir. “ Semantik yeterlilik, dilsel ifadeleri gerçeklik ve hayal gücünün unsurlarına çevirme yeteneğini içerir. Yani alıcı ve üretici için kendi kombinasyonlarını oluşturur, başka bir deyişle anlam kavramlarıyla kendi sözlüğünü oluşturabilme ve kullanma” (2005: 5). Çünkü öğrenci sözel becerilerini kullanırken kelimelerin cümle içerisinde aktarımını öğretmenden öğrenmez. İletişimsel Yöntemin yabancı dil öğretiminde öğrencilerin kavrama ve anlama yeteneğinin kullanılması ve öğrencinin durumunun farkına varması söz konusudur. Bu şekilde kurallar ve anlamlar verilmeden, öğrenci cümlelerden yapı ve kuralları kendisi çıkarım yapar. Yabancı dil öğretiminde sözlü becerilerin kullanımında, cümlelerin oluşturulması ve sürekli kullanımı bu durumu kolaylaştırır.

Sözlü iletişim becerileri gelişmiş olan birisinde, bulunması gereken başlıca nitelikler vardır. Sözlü iletişim, sesleri doğru şekilde çıkartma ve sesleri gelişi güzel konuşmamadır (Öztürk, 1997: 25-33) . Sözlü iletişimin, alıcıya sözlü olarak aktarılmasında, seslerin doğru çıkışı, anlama ve anlatma becerisini desteklemektedir. Telaffuzun doğru yapılması alıcının konuya hâkim olmasını sağlamaktadır.

Yabancı dilde, sözel ifadelerde cümleleri uzatmak, gereksiz ayrıntılara girmek bağlantıdan kopmaya neden olabilmektedir. Bu da sözlü iletişimde problemlere neden olabilmektedir. Gereksiz tekrar yapmak ve bu tekrarlarda gereksiz tonlama konuşmayı sıkıcı hale getirebilmektedir. Doğru bir sözlü iletişim, “ Gereksiz ayrıntılara girmeme, işitilebilir bir sesle konuşma” (Sever, 1998: 56) dır. Konuşma esnasında her iki konuşmacının yabancı kelimelerle iletişime geçmesinde seslerin işitilememesi, konuşmada konunun tam anlaşılmamamsına sebep olmaktadır. Bu sebeple iletişimin sağlanmasında kelimelerin doğru ses ayarlarıyla telaffuzunun yapılması gerekmektedir.

(25)

14

Yabancı dilde iletişimin sağlanmasında telaffuzun önemli olduğu gibi cümlelerin birbiriyle bağlantısı da önemlidir. Cümledeki kelimelerin sırası ve cümlenin anlaşılması için mantık çerçevesinde yer alması, İletişimsel Yöntemde iletişimi akıcı hale getiren etkenlerdendir. Yabancı dilde konuşulurken kelimelerin hangi anlamlara geldiğini ve kullanım yerlerini bilmek özellikle de konuşma esnasında doğru şekilde aktarım sağlamak, iletişimin sürekliliğini gerçekleştirir.

Sözlü dil becerilerinin kişisel özelliklere göre seviyelerinin değişmesi söz konusudur. Bu yüzden “Konuşma eğitim sürecinde bireysel farklılıklara, hazır bulunuşluk durumuna kesinlikle dikkat edilmelidir ” (Kurudayıoğlu, 2003: 95). Dili, öğrencinin sözlü olarak ifade etmesinde hazır bulunuşluk etkilemektedir. Bu yüzden sözlü ifadeler kolaydan zora doğru kullanılıp iletişimdeki tutukluğun önüne geçilebilir. Sözlü dil becerilerinin kullanımı esnasında, rahat bir sınıf ortamı, dile karşı oluşan stresin azaltılmasına yardımcı olur. Bu amaçla “ Konu seçiminde serbest konularla başlanması öğrenciyi rahatlatacak daha sonra ise belli bir konu üzerinde konuşma yapılmasının istenmesi hedefe ilerleme konusunda yardımcı olacaktır” (Ehlich, 2005: 17). Öğrenciler yabancı dildeki sözlü dil becerilerini, daha rahat bir şekilde ortaya koyabileceklerdir.

“Fakat etkili bir sözlü iletişim için konuşanın anlatmayı arzuladığı ve paylaşmak istediği duygu, düşünce, tasarım ve izlenimlerini en iyi, en etkili şekilde aktarabileceği simgelerin tümünü seçme ve bunları uygun kanallarla alıcıya iletme sorumluluğu varken; dinleyicinin de bu simgelerin neyi anlattığını kavraması ve bu simgeleri vericinin kafasındaki anlama uygun biçimde anlamlandırma sorumluluğu vardır” (Sever, 1998: 51). Buradan hareketle iletişim kazaları olmaması için konuşmacı gibi vericilerin, dinleyici gibi alıcıların, belirli bir yetkinliğe ulaşılması gerekmektedir. Bu durum İletişimsel Yöntemde, iletişim becerisinin kullanımı önceden öğrenilen durum değil iletişim esnasında yaparak yaşayarak kavranılan bir durumdur.

(26)

15

Şekil 1. Dil ve İletişim (Sever, S. , 1998: 52).

İletişim becerileri aktarılırken yazılı ve sözlü ifadeler kullanılabilmektedir. Sever (1998: 52) ‘ in verici olarak adlandırdığı, bilgileri aktaran yani konuşan kişi, iletişimsel yöntemdeki sözlü ifadeleri kullanan kişidir. Alıcı ise bu ifadeleri dinleme ve okuma becerileriyle alıp fikir sahibi olur. Bu fikirler, konuşma becerisiyle tekrar ifade edilebilir. Bu şekilde iletişimsel yöntemin sözlü dil becerileri kullanılmış olunur.

Brown, Teaching by Principles: An Interactive Approach to Language Pedagogy (2001: 267- 270 ) çalışmasında sözlü iletişim becerilerini şu şekilde maddeleştirmiştir:

1.3.1. Telaffuz ve Tonlama Öğretimi:

Telaffuz karşılıklı konuşma becerilerinin en hassas noktalarındandır (Brown, 2001: 267- 269). İletişimsel Yöntem, yabancı dil öğretiminde kelimelerin konuşmanın doğru ve tam ilerlemesi için doğru telaffuz edilmesiyle ilgilenir. İletişimsel yöntemdeki sözlü becerilerin doğru telaffuzu doğru bir iletişimin kurulmasına yardımcı olur. Öğrencilerin sesbilgisi, telaffuz ve tonlamasında mükemmellik aranmaz (Richards ve Rodgers, 2001: 269 ). Sözlü iletişim kullanırken, kişinin sesi, tonunu ve hızı farkında olması gerekir. Alaycılık ve öfkeli ses tonlarından kaçınılmalıdır aksi takdirde iletişim kurulan kişi savunmaya geçecektir. Ekip karşısında veya bir grup insana konuşma yapılırken, herkesin söylenileni anlayabilmesi için yüksek sesle ve açık konuşma yapıldığından emin olunması gerekmektedir. Sözlü iletişimin, bir şeyin ayrıntılı olarak tartışılması gerektiğinde veya birisinin iltifat edilmesi veya kınanması durumunda en iyi şekilde kullanıldığı da görülmektedir. Educba (2016)’ a göre, Sözlü iletişim düşüncelerin daha hızlı ve

VERİCİ

KONUŞAN

YAZAN

ALICI

DİNLEYEN

OKUYAN

ORTAK YAŞAM ALANI

(27)

16

kolay iletilmesini sağlar ve en başarılı iletişim yöntemidir. Ancak, tüm insan iletişiminin sadece % 7'sini oluşturmaktadır

1.3.2. Aktif Dinleme

Aktif dinleme, cümlelerdeki örtük ya da gizli anlamların ortaya çıkarılmasına yardımcı olur. Bir kişiyi iyi tanımamıza yardımcı olur (Cüceloğlu, 2000: 189- 190 ). Dinleme, duyulan şeyleri mantık süzgecinden geçirerek almayı sağlamakta ve gelen ses uyarılarını hatırlamayı kolaylaştırmaktadır. Etkili dinleme, sözlü iletişimin yabancı dilde kullanılması için elzemdir. Çünkü iletişimdeki bireylerin konuşmaları anlayabilmesi için etkili bir dinleme yapması gerekir. Yabancı dilde konuşmada anlatıcının ne söylediğini anlamak için de aktif bir şekilde dinlemek, cümlenin devamında yabancı dil konuşabilmeyi kolaylaştırmaktadır. Konuşma becerisinin sözlü iletişimde kullanılması, konuşulan konunun bağlam içerisinde sürekliliğinin sağlanmasıyla mümkündür.

1.3.3. Karşılıklı Diyalog oluşturma

Brown (2001: 267)’ e göre diyalog karşılıklı değişen ve gelişen bir durumdur. Yabancı dilde diyalogların kullanılması, ifadelerin sözlü olarak sıkıcı olmadan aktarılmasını sağlar. Karşılıklı konuşmanın, bir düzen içerisinde devam etmesi ve bireylerin istekleri doğrultusunda ilerlemesi, yabancı dilin pragmatik olarak kullanılmasını da sağlar. İletişimsel Yöntemin bu pragmatik kullanımı, sözlü ifadelerde diyalogların devamlılığından kaynaklanmaktadır. Avrupa Ortak Öneriler Çerçevesine (AOÖÇ) göre yabancı dil öğrenenlerinin konuşma eylemini gerçekleştirirken; 1. Bir iletiyi planlayabilmesi ve düzenleyebilmesi gerekir. 2. Bir dilsel anlatımı ifade edebilmesi gerekir. 3. İfadeyi telaffuz edebilmesi gerekir. (Europat, 2001: 93; Telc, 2013: 91).

1.3.4. Akıcı ve Doğru İfadelerin Kullanımı

İletişimsel yöntem, sözlü becerilerin kullanımında dil bilgisi kurallarından ziyade ifadelerin sürekliliğine dikkat çeker. “ İletişimsel Alıştırmalar, bunlar dilin kullanımına ilişkin alıştırmaları içerir. Diyaloglar, Tartışmalar, Rol Oynama ya da Okuma Tiyatrosu, Söylev, Doğaçlama, Öykü Anlatma, Oyunlar (Demirel, 2002 akt. Bergil, 2010: 39). Bu alıştırmalar ifadelerin kullanım yerleriyle birlikte akıcı kullanımını da sağlayabilmektedir. Bu şekilde bir kullanım, yabancı dilde konuşmanın yeri ve zamanıyla ilgili ön bilgiler de verir. Ayrıca “İletişimsel dil öğretim

(28)

17

programlarında, konuşma becerilerinin geliştirilmesi amacıyla kontrollü konuşma etkinliklerinin içerildiği tekniklerin ( sesbilgisi, dil bilgisi, söz varlığına ilişkin alıştırmalar) yanı sıra, öğrencinin kişisel olarak kendini anlatmasına; üretmesine olanak tanıyan etkinliklerin bulunduğu tekniklere yönelik uygulamalara da yer verilmektedir” (Bergil, 2010: 37 ). Bu tanıtım teknikleri bir bütün içerisinde oluşturulur ve bu oluşumda akıcı, doğru bir yabancı dil ile iletişime geçilmesi hedeflenilir.

1.3.5. Fonetik

Fonetik “ eine Teildisziplin der Linguistik, die sich mit akustischen, auditiven und aritikulatorischen Eigenschaften der Laute beschäftigt…” (Pilarsky, 1996: 9). Sesbilgisi; kullanılan dilin, fonetik özellikleriyle ilgilenir. Bu, iletişimde kullanılan kelimelerin anlamlı olmasını ya da doğru ifade edilmesini sağlar. Bu yüzden, İletişimsel Yöntem seslerin doğru telaffuzunun yapılması için fonetik kavramına sık sık başvurur. Ayrıca seslerin çıkarılışında vurgu ve tonlamaya dikkat edilir.

“Fonetiğe ses bilgisi denir. Görevi, dilsel ifadelerin maddi analizidir. Fonetik

çalışmanın amacı konuşulan dildir” (Selen, 1984: 41). Fonetik seslerin aktarılmasını

inceleyen bir alandır.

Güzel ve etkili konuşmada diksiyon (söyleniş- telaffuz) yani seslerin doğru çıkarılması son derece önem arz etmektedir. “ Phonetik ist ein Zweig, der sich mit der lautlichen Seite der menschlichen Sprache, d. h. der Lautmaterie befasst” (Sileikate, 2015: 22). Fonetik bilgisi seslerin çıkarılışlarını da incelemektedir. Özellikle diksiyon seslerin çıkış özelliklerini etkilediği gibi ifadelerin de vurgulu olmasını sağlamaktadır. Fonetik, seslerin çıkış özelliklerini içeren üst başlık olarak kabul edilirse seslenim özellikleri fonetiğin konu kapsamına girmektedir.

Fonetik kavramı kendi içerinde üç alanda incelenebilir:

SPRECHER SCHALLSIGNAL HÖRER

Artikulatorische Phonetik Akustische Phonetik Auditive Phonetik

Tablo 2. Fonetiğin Alt dalları

1. Artikulatorische Phonetik :

Fonetiğin alt başlığındaki bu kavram, seslerin fiziksel özelliğini inceler. Bu seslerin, konuşma sürecindeki yapı ve işlevleri üzerinde durur. “ Untersucht

(29)

18

und beschreibt die physiologischen Prozess der Lautbildung, d.h. den Aufbau und die Funktion des Sprechapparats ( der Atmungsorgane, der Stimmorgane, Artikulationsorgane und Artikulationsstellen” (Sileikaite, 2015: 25). Seslerin çıkarılışında kullanılan organlara göre farklılık gösterdiğinin üzerinde durur. Bu İletişimsel Yöntemdeki sözlü becerilerin aktarımında, bireylerin anlama ve anlatma durumunu kolaylaştırır. Seslerin çıkarılmasındaki farklılıklar ve vurgular, iletişimde kelimelere duygu ve anlam yüklemeyi kolaylaştırır. 2. Akustische Phonetik: “ Sie erforscht die Struktur der Schallsignale mithilfe

spezieller Geräte (z.B. des Oszillographen, des Spektographen), misst die Schalleigenschaften.... “ (2015: 26). Kelime ve seslerin işitsel olarak ölçülebilir özellikleriyle ilgilenir. Yabancı Dil olarak Almancanın, sözlü iletişim becerileriyle aktarımı sırasında doğru telaffuz ve doğru dinleme önemlidir. Sözlü becerilerin doğru kullanımı, konu ve kelimelerin tam anlaşılmasıyla mümkün olmaktadır

3. Die Auditive (Perzeptive) Phonetik: “ beschreibt den Aufbau und die Funktion des Hörorgans sowie die anatomischen und neurophysiologischen Vorgänge bei der Wahrnehmung und Dekodierung der Sprachlaute” (2015: 26). Algılama ve beyinde kodlama, seslerin nörofizyolojik geçişleri üzerinde durur. Sözlü beceriler kullanılarak ifade edilen kelimeler, tekrar kullanım için beyinde kodlanılır. Fakat doğru kodlama, işitsel olarak seslerin doğru çıkarılmasıyla mümkündür. İletişimsel Yöntemde doğru telaffuzun yapılabilmesi için öğrenenlerin kelime ve sesleri beyinde doğru kodlamalarla geri çağırmasıyla mümkündür. Bu kodlamalar sayesinde sözlü beceriler, iletişimde doğru telaffuzla yabancı dilde konuşmayı düzgün hale getirir. İyi bir konuşmacının konuya hâkim olabilmesi için iyi bir şekilde konuyu dinleyebilmesi de gerekmektedir. Dinleme becerisi ise kendi içerisinde alanlara ayrılmaktadır.

1. Das verstehende ( semantische) Hören: “Amaç, duyulan şeyi anlamaktır. Öğrenciler konunun içeriğine odaklanmaktadır” (Dieling, 1992: 32). İletişimsel yöntemde konunun anlaşılması, iletişimin aktarılmasına yani konunun sözlü ifade edilmesini kolaylaştırmaktadır. Sözlü ifadeler kelimelerin yani düşüncelerin aktarımı olarak kabul edilir. Konunun bütünlüğü ve içeriği de ifadesi kadar önemli görülür.

(30)

19

2. Das intonematische Hören: “ İçsel dinleme denilen şey; melodi, ritim ve duraklamalara dikkat ederek dinlemedir ” (Dieling, 1996: 32). Bu dinleme şekli, daha çok konuşulan ifadelerin ritimleriyle ilgilenmektedir. İletişim esnasında bireylerin duygu ve düşüncelerini de konuya dâhil edilerek sözlü ifadeler ünlemlere dönüşebilmektedir. Ünlemler ve diğer tonlama ifadeleri iletişimde konuşmayı monotonluktan kurtarmaktadır.

3. Das Intonatorische Hören: “ Öğrenci, tonlamanın bireysel özelliklerine dikkat eder. Hangi kelimenin aksan taşıdığı üzerinde durur” (1996: 32). Cümlelerde ritim nasıl oluşur? gibi sorularının üzerinde durur. Bu dinleme şekli, ifadelerin arka planındaki kullanılış sebebini, anlamaya çalışır. Bu düşünce aktarımı, alıcı ve verici arasında oluşan doğru bir iletişimle mümkündür.

Diksiyonun temel faktörleri ses ve sözden oluşmaktadır. Bu yüzden “ Die Verwendung einer bestimmten Varietät des Deutschen kann aber nicht nur regional, sondern auch sozial beginnt sein ” (Sleikaite, 2015: 31). Sesin etkin kullanılması, sözcüklerin doğru yerde, doğru zamanda, doğru şekilde kullanımları; meslek hayatı, özel hayat ve sosyal hayat içinde sağlıklı iletişim kurulabilmesine olanak tanımaktadır. Böylece dilin her alanda kullanılan sosyal bir varlık olduğu anlaşılmaktadır.

Sözlü İletişim yöntemlerinin doğru ve etkin şekilde kullanımı, kişilerin gerek kendi özelliklerini, gerekse konuştuğu dilin özelliklerini fark etmesiyle mümkündür. Burada sözel dil becerilerinin aktif kullanımı; anlatılmak istenen düşüncelerin ve duyguların ifadesinde yardımcı olur. Bu ifadelerin sınıf ortamında kullanılmasına destek olan, rehber konumundaki öğretmenlerdir. İletişimsel Yöntemde öğretmenler, öğrencilerin yabancı dilde sözlü becerileri kullanmasında yol gösterici konumdadır. 1.4. İletişimsel Yöntemde Öğretmen

Eğitim öğretim ortamı olan okulların, en önemli sosyal paylaşım alanlarından biri sınıf ortamlarıdır. Bu sosyal paylaşım ortamı, rehber olan öğretmen ve iletişimi aktif kullanan öğrencinin ortak alanıdır. Bu alan için etkili bir sınıf yöntemine ihtiyaç duyulur. “ Sınıf Yönetimi, bir öğretmenin tüm özelliklerinin odak noktasında yer almaktadır. Ve etkili bir öğretimin olmazsa olmazıdır” (Okutan, 2006: 5). Öğretmenin etkili bir eğitime önderlik edebilmesi için İletişimsel Yönteme göre sınıf

(31)

20

yönetiminde öğrenci odaklı olması gerekmektedir. “…günümüzde, öğrencilere ders anlatmak, öğrencilerle ders anlatma boyutuna dönüşmüştür ” (2006: 2). Bu boyutu gerçekleştirebilmek için ise sınıf yönetiminde öğretmen ve öğrenci rollerini belirlemek gerekmektedir.

İletişimsel Yöntemde öğretmen sınıf içerisinde farklı rollere bürünebilmektedir. Harmer ( 1991)’ a göre öğretmen; denetleyici, düzenleyici, değerlendirici, teşvik edici, katılımcı, başvurulacak kaynak, ders veren ve gözlemcidir. (Harmer, 1991: 236). Bu rollerin çeşitliliği, öğretmenlerin sınıf içerisinde öğrencilere karşı farklı sorumluluklarının olduğunu kanıtlar.

a) Denetleyici

Öğretmen, sınıf içerisinde dersin akışını kontrol eden, gerektiğinde müdehale eden denetleyici bir role bürünebilmektedir. Bu denetleyici özellik, geleneksel ve katı ders işleyişi modelindeki gibi değil, daha az ön planda olup durumu bilge bir şekilde

gerektiğinde kontrol altında tutmak için kullanılır.

b) Düzenleyici

İletişimsel Yöntem, dilin sistemli olmasını prensip edinerek iletişimde bir kural ve düzeni sağlayacak durumları belirlemiştir. Öğretmeni sınıfı ve dersin bölümlerini düzenleyen kişi olarak değerlendirmiştir.

c) Değerlendirici

Öğretmenin sınıf içerisinde öğrenenlerle sözel iletişim kurarak değerlendirme yapması öğrenciye geri dönüt vererek öğrenmenin gerçekleşmesini sağlar.

d) Teşvik Edici

İletişimsel Yöntemde sınıf içi öğretmen ve öğrenci rolleri ve materyaller, yabancı dilde sözel dil becerilerini geliştirecek şekilde seçilmeli ve kullanılmalıdır. Bu yöntem, düz ve durağan bir yaklaşım olmaktan ziyade öğretmen öğrencilere rehberlik eder. Asıl amaç, öğrencinin o dilde konuşabilmesi için teşvik edici öğretmen rolünü de benimsetmektedir. Burada öğretmenlerin; yabancı dilde kendini ifade edebilmeleri için gerekli olan yerlerde öğrenciyi yönlendirmeleri, bir öğretmen için etkin rol olarak kabul edilmiştir. Fakat bu uygulama aşamasında hem öğretmen

hem de öğrenci iletişimsel yeteneği ortaya çıkaracak materyaller kullanmalıdır.

(32)

21

sevmedikleri, anladıkları ve anlamadıkları, kuvvetli ve zayıf yönlerini, ders kitabına ihtiyaç duydukları yönlerini bilirler. Öğretmenin öğrencilerini derse ve konuya teşvik etmesi, anlaşılmayan yerler üzerinde durması kaçınılmazdır.

e) Katılımcı

İletişimsel Yöntemde ( yaklaşımda) “ Dil kullanımını ön planda tutan bu yaklaşıma göre öğrencilerin sınıftaki pozisyonlarında da değişiklik olmuştur. Daha önce öğreticinin mutlak etkinliği ile yürütülen dersler, artık öğrencilerin katılımını ve dersi yönlendirmesi sonucunu doğurmuştur” (Uslu, 2005: 39 ).

f) Başvurulacak Kaynak

Öğrencilerin dil öğreniminin, iletişimsel olması gerektiğini savunan İletişimsel Yöntem, ders içi ve kaynak seçimlerinde öğretmene büyük bir sorumluluk yüklemektedir. Öğrenciler sadece yazılı kaynaklardan değil, sözel becerileri geliştirebilecekleri kaynaklara da yönlendirilmelidir. Skinner (1996)‘e göre öğretmenler, ders kitaplarına aşırı bağlı hale gelmemeleri gerektiğini vurgulamıştır. Ders kitaplarının analiz edilmesi ve öğretmenin ön bilgileri, hayal gücüyle öğrencileri yabancı dile karşı motive etmesi beklenilir. Öğretmenin gerektiğinde kaynak olabildiği ve kaynakları düzenleyebildiği anlaşılmaktadır.

g) Ders Veren

Öğrencilerin dil öğreniminde yeni bir konuya başlayan öğretmen sözel olarak açıklamalarını yapar ve öğrencileri konu üzerinde çalışmalar yapmaya yönlendirir. Böylece öğrenci konuya hâkim olur ve sözel olarak kendini ifade etmekte zorlanmaz. h) Gözlemci

Öğretmenler, gözlemci rolleriyle öğrencilerin sözlü iletişim aktivitelerini takip eder. Bu öğretmenler, çalışmalar sırasında oluşan hata ve eksikliklere geri dönüt vererek İletişimsel Yöntemde konuşma becerisi için yönlendirme yapmaktadırlar.

1.5. Sınıf İçi İletişim

Yabancı dil öğretiminde İletişimsel Yöntemin sınıf içerisinde uygulanmasında öğretmenin; sınıf ve koşullarını tanıması, tanıdığı bu koşulları öğrencilere öğretici şekilde gösterilmesi ve en önemlisi öğrencilerin bu koşulları kullanarak yabancı dilde iletişime geçmeleri beklenmektedir. Bu yüzden öğretmen merkezli bir sınıf yönetimi değil, öğrencinin aktif olduğu öğrenci merkezli bir sınıf yönetimi tercih edilir.

(33)

22

“ İnsanlar arasında iletişim kurulmasını sağlayan en önemli unsur, hiç kuşkusuz adına dil dediğimiz sihirli varlıktır. Bu varlık sözlü iletişim için “konuşma –dinleme” ve dinlediğini “anlama” becerilerinin, yazılı iletişimler için de “ yazma- okuma” ve okuduğunu “ anlama” becerilerinin öğrenilmesini gerekli kılmaktadır. Bu becerileri kazanmak kendi ana dilimizi öğrenmede ne denli ön koşul ise herhangi bir yabancı dili öğrenmede de o denli ön koşuldur” (Aktaş, 2005: 94). Bu ön koşullar sözel beceri sayesinde gerçek ve anlamlı iletişime geçmede yardımcı olabilmektedir. Fakat öğretmenlerin, sınıf içerisindeki öğrenci durumlarını ve ön bilgilerini bilmesi, iletişimi kolaylaştırarak iletişimin ilerlemesini sağlar. Ayrıca bir sınıfta öğretmen davranışları, tutumları, konuşmaları ve hareketleriyle öğrencilerine karşı her zaman örnek teşkil etmektedir. İletişimsel yöntemde, öğretmenin sadece bir konuşmacı değil aynı zamanda iyi bir dinleyici olmaktadır.

İletişimsel Yöntem, konuşmayı sağlarken gerçeklik olgusu arar. Konunun günlük yaşamda karşılaşılan konulardan seçilmesi, İletişimsel Yöntemde sözel becerileri uyandırmada etkili görülmektedir. Günlük yaşamda karşılaşılan konular, yabancı dilde ifade edebilme gücünü de arttırmaktadır. Bu anlamda sınıf içerisinde gerçeklik olgusunun katılması yabancı dilde iletişime kolay geçilmesine katkı sağlamaktadır. Bu durum bir nevi Chomsky’ nin Dönüşümlü dil bilgisi kuramındaki Performance kavramıyla da o dilin günlük hayatta nasıl uygulanacağının farkına varma, dil becerilerinin yardımıyla sözlü dil becerilerini geliştirme teorisiyle örtüşmektedir. Öğretmen ders esnasında iletişim kurmaya çalışan öğrencinin, iletişimdeki sürekliliğini sağlamak için gözlem ve dinleme yapmaktadır. İletişimsel Yöntemin sınıfta uygulanılışında öğretmen, öğrencilerin takıldığı yerlerde müdahale etmek yerine onu cesaretlendirici kelime yardımları yapar. Ayrıca, bu öğretmenler, dilbilgisi kurallarına takılmadan yabancı dilde günlük kullanımlarda kendini ifade edebilen bireylerin yetişmesine yardımcı olur.

Dilsel yaratıcılıkla öğrencilerin iletişimsel yetenekleri, sınıf içinde teknik ve yöntemlerle ön plana çıkarılmaya çalışılmaktadır. Öğrencilerin sınıf içi video, grup çalışması aktif drama yöntemi uygulanması dilde yaratıcılıklarını geliştirip daha çok olayın içine dâhil olabilmesini sağlamaktadır. Bu durum sınıf içerisindeki iletişimde dilde akıcılığı ve sürekliliği gerçekleştirmektedir.

“ Öğrenme, yaratıcı bir yapı sürecidir ve bu süreç içerisinde deneme ve hatalar vardır” (Richards, 2001: 172). İletişimsel Yöntem hatasız bir iletişimi

(34)

23

hedeflememektedir. Öğrenenlerin akıcı bir iletişimde bulunurken iletişimi sekteye uğratacak birçok engel çıkabilmektedir. Sınıf içerisinde öğretime uygun düzenlenmiş araç gereç ve materyaller iletişimin kaldığı yerden devam etmesini sağlayabilmektedir.

Bireylerde bulunan dil öğrenimindeki yeterlilik alanları şöyledir: “ Dilsel yeterlilik, Sosyo- dilsel yeterlilik, Anlamlı iletişim modelleri içindeki farklı tümcelerin uyumunu anlama yeterliliği, Uygun İletişim stratejisi seçme yeterliliği, Sosyo- kültürel Yeterlilik” (Budak, 1992: 68 ). Yeterlilik alanları bir nevi yabancı dilde öğrencinin ön bilgisiyle oluşur. Öğrenci, bu ön bilgiyle, iletişim esnasında daha çok kelime ve konuşmayı devam ettirecek daha çok öğrenim durumlarını sağlar. Öğretmenin ise öğrencinin hakkında bilgiye sahip olması, öğrencilerin iletişimdeki ilerlemesini kolaylaştırmaktadır. Öğrenci merkezli öğretmen yardımlı iletişimsel dil yöntemi, yabancı dili, ana merkeze alarak öğrencinin o dilde tüm imkânlarını kullanmasına fırsat vermektedir. Sınıf içi İletişimin gerçekleşmesi öğrencilerin sürekli iletişimde olmasıyla bağlantılı olduğunu savunmaktadır.

İletişimsel yararcı yaklaşım; bir bütünlüğü savunan faydacı dilin ve amaç dilinin işlevselliği üzerinde duran bir yaklaşımdır “ Dili, ana dili gibi edinmesi değil, aksine onların anlamlı cümleler kurabilmesi, içeriği anlaması ve dili kullanabilmesi yetisinin geliştirilmesidir ” (Nunan, 1988: 25). Dilde detayların öğrenilerek ya da dil bilgisi temel alınarak ilerlenmesine karşı çıkılan bir yaklaşımdır. Daha çok öğrenenlerin yabancı dildeki iletişim ihtiyaçları üzerinde durulmaktadır. İhtiyaç analizi yapmak ve ihtiyaca göre dil öğrenim konularını belirlemek öğretmen ve öğrencilerin ortak çalışmasıyla mümkündür. Sınıf içerisinde öğretmen ve öğrenci, iletişimin sürekliliği için birbirine yardımcı olmaktadır.

Bireyler, hayatında çoğu zaman iletişimin birçok boyutunu kullanarak konuşma olgusunu oluştururlar. İletişimsel Yöntem kullanılan yabancı dil dersleri; günlük hayatta bireylere, karşılaşabilecekleri durumlar için yol gösterir. Bu yüzden sözel iletişimi yabancı dil derslerinde sınıf ortamında kullanmak gerekmektedir.

1.6. İletişimsel Dil Öğretiminde Öğrenenlerdeki Temel İşlevler

İletişimsel Yöntem, öğrenci merkezli bir yaklaşımdır. Öğrencilerin, özellikle sözlü becerileri geliştirmede sınıf içerisinde uygulamalar yapmaları beklenmektedir. Bu

Şekil

Şekil 20:Boşluk Doldurma Çalışmalarına Örnek (MEB, Wie Bitte, Lehrbuch, 2017: 17) .. 72  Şekil  21:  Sınıfta  Kullanılan  Araçların  Almanca  Verilmesi    (MEB,  Wie  Bitte,  Lehrbuch,  2017: 23) ............................................................
Şekil 2. Dil Bilgisi Kurallarının Verilişi ( MEB, Wie Bitte, Lehrbuch, 2017, S.92)
Şekil 3. Possessivpronomen Kalıplarının Verilişi (MEB, Wie Bitte, Lehrbuch, 2017,  23)
Şekil  4.  Dürfen  Yardımcı  fiilinin  Trafik  işaretleriyle  verilmesi    (MEB,  Wie  Bitte,  Lehrbuch, 2017: 83)
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

İyi bir dinleyici olabilmek ve etkili bir dinleme gerçekleştirebilmek için soru sorma teknikleri kadar dinleme türlerinden özellikle seçerek

Aykut Polatoğlu, “Büyükşehir Belediye Modeli ve Türkiye’de Uygulanması Üzerine Düşünceler”YDÜ Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt VIII, Sayı 1, Nisan 2015..

gereksinimli öğrencilerin okuma-yazma sorunları; Erken okuryazarlık bilgi, becerileri değerlendirilmesi ve desteklenmesi; okuma-yazma hazırlık programlarıyla ilgili

 Öğrenci cevap vermezse, öğretmen öğrencinin sözcüğü tekrar etmesi için model olur..  Başlangıçta, öğrencinin

Ders İçeriği İngiliz dilinin fonetiğinin ve konuşmada bunların uygulanmalarının öğretildiği bir derstir. Amaç ve Hedefler Konuşma anatomisi ve nöroloji gibi

Serbest şiiri de deneyen Nasir, en çok dörtlük nazım birimiyle şiirler yazmıştır.. Dörtlüklerden sonra yoğun olarak beşlik ve üçlük nazım birimini kullanan

okuduğunu anlama,basit şekillerin çizilmesiidi. Bütün bireylerde minimal azalma gösteren yazma,çizme ve okuma fonksiyonları: Spontan yazma süresinde konu

Araştırmada, yükseköğretimde öğrenenlere kazandırılması beklenen insani beceriler, öz yönelimli öğrenme modeli ve bu modelin insani becerilerin yükseköğ-