• Sonuç bulunamadı

Nazım Hikmet gerçeği...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Nazım Hikmet gerçeği..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Nâzım Hikmet Gerçeği...

Ahmet ARPA D

S

evgili okurlar, aşağıda okuyaca­ğınız yazı geçenlerde babam Bur­

han Arpad’m belgeliğinde (arşi­

vinde) elime geçti. 6 Mayıs 1980 günü Cumhuriyet’teki Hesaplaşma köşe­ sinde çıkmış olan yazmın, Nâzım Hik­

met’in 100. doğum gününü kutladığımız

şu günlerde ilginizi çekeceğini düşünüyo­ rum. Ne de olsa Burhan Arpad, yazısın­ da sözünü ettiği çok şeyi yaşamış bir kim­ se idi. İşte Burhan A rpad’m yazısı: Nâ­ zım Hikmet şu topraklar insanı için her şe­ yini verdi. Rahat yaşayabilmek olanakla­ rım, sağlığını ve canım... Gizli polis ör­ gütü, faşist bürokratlar hep onu kovaladı, düzme suçlamalar ve öldüıülmek tedirgin­ liği yakasını bırakmadı. Sınırlar dışında, yurt topraklarının ve insanlarının özle­ miyle kan ağladı. Varna’da Karadeniz’i gö­ rünce, o suların İstanbul’a ulaşacağmı düşledi, yakınlarına ve sevdiklerine dal­ galarla selam yolladı.

Köklü ve soylu bir Osmanlı bürokrat ai­ lenin çocuğu olarak dünyaya geldi ama, yaşadığı toplumun çürümüş ve yalancı yanlarını görüp “yepyeni bir dünya için” verilen o savaşa katilli. Yürekli ve namus­ lu bir Türk aydım olarak. Nâzım Hikmet pek çok şiir yayınladı. İlk şiirlerini genç Ekim Devrimi’nin heyecanlan ve çekici­ liği ile yazdı. En insancıl, en olgun ürün­ lerini de yıllarca zindanda, sonra da sınır­ lar dışmda yurt özlemiyle verdi. ‘Mem­

leketimden İnsan Manzaralan’ ve ‘Kuvâ- yı Milliye Destanı” son yüzyılların en güç­

lü Türk şairini yüceliğin doruğuna ulaş­ tırmıştır.

Nâzım Hikmet’in kişiliğini, yürekli ay­ dın savaşçı yanım devleştiren bir başka ya­ nı vardır. Dizeler dünyasının dar çembe­ rini aşamayıp, kendini dev aynasında gö­ ren kimi genç şairlerin kavrayamadığı bir

‘Nâzım Hikmet gerçeği’ vardır. Çevresin­

de yaşayan insanların günlük kaygılarını, tasalarını ve sıkıntılarını paylaşan, onla­ ra yardım için şiir dışı küçük küçük ay­ rıntılarla boğuşan yürekli insan Nâzım Hikmet vardır. Ölümünden sonra pek çok kitap yayınlandı. Daha da yayınlanacak. Yayınlanmalıda. KemalTahir’e, Vâ-Nû’la- ra, Memet Fuat’a Bursa Cezaevi’nden yazdığı mektupları da çok ilginçtir.

İkinci Dünya Savaşı yıllarında, Bursa Cezaevi’ndetutsakN âzım Hikmet, saba­ hın erken saatlerinden gece yanlarına dek durmadan çalışmaktadır. Kendi girişimiy­ le kurduğu ve çalıştırdığı tezgâhlarda per­ delik dokunur. İstanbul’dan bin güçlükle - ...- İ !

---sağladığı ipliklerle. Bu perdelikler İstan­ bul’a gönderilip satışa sunulur. Gelen pa­ rayla yine iplik alır, arttırabildiği ile ya­ kınlarına ve Kemal Tahir’e para yollar. Ona pek hoşlandığı bir çift siyah çizme­ yi armağan eder. Kemal Tahir’in Sinop Ce- zaevi’nde yatan kardeşi N uri’nin gönder­ diği mapushane işi öteberiyi satar, para­ sıyla onlara tutkal ve gomalak (reçine) sağlar. Bu arada kimi idamlıkların ‘tem­

yiz lahivası’m yazar. Hepsi bu kadar de­

ğil. Orhan Kemal'e Fransızca ders verir,

Balaban'a resim yapmayı öğretir. Kemal

Tahir’ in gönderdiği roman ve öykü dene­ melerini bir edebiyat öğretmeni ciddiye­ tiyle okur, aydınlatıcı notlar yazar, düzelt­ meler yapar. Bütün bunlar bittikten son­ ra da hücresine çıkar, şiirler yazar. ‘Mem­

leketimden İnsan Manzaraları’ bu koşul­

lar altında yıllarca yazılmıştır. Ne var ki, bütün gününü şunun bunun şiir dışı işle­ rine cömertçe harcayan Nâzım, içtenlik­ li bir alçakgönüllülükle: “Dün akşam şu

kadar dize yazdım” demekle yetinir.

Nâzım Hikmet kendinden öncelerin Türk yazar ve şairlerini ilgiyle izlemiş, gü­ nünün genç şair ve yazarlarına yakınlık göstermiştir. Ancak benzeri yakınlık ve in­ sancı) anlayışı bulamamıştır. Onu aş m öğretici, nutukçu göstermek isteyen kalem­ lere özellikle şairler arasında rastlanmış­ tır. Bursa Cezaevi’nden Müzehher Vâ- Nû’ya yazdığı mektuplardan birinde o şa­ irlerin birinin adını vererek: “Benim ne­

yimi kıskanıyor?” diye hayret eder. Nâzım’ı

1938’de zindana atan tek parti yönetimi, sanat kişiliğini ve şiir yüceliğini de unut­ turmak için zorlama akımlar denedi. Çar­ pıcı eleştiriler, yadırgatıcı biçimlerde. Bir süre başarır gibi de oldular. Hele 1950’den sonra yeni bir baskı dönemi başlayınca, daha başka biçimde oyunlar, gerçekten kaçmalar, söz oyuncuklanna başvurmalar. Ancak toplumcu gerçekçilik adına pek çok şeyin konuşulduğu şu son yıllarda da, Nâzım gerçeğini kavrayamamış genç şair­ lere rastlanıyor.

Nâzım Hikmet’in ‘Kuvâyı Milliye Des­

tanı’ şöyle başlar:

“Onlar ki toprakta karınca, suda balık, havada kuş kadar çokturlar;

Korkak, cesur, cahil, hakim ve çocuktur­ lar

ve kahreden, yaratan İd onlardır, Destanımızda yalnız onların maceraları vardır.”

Nâzım böylesine güçlü ve açık yürek­ lidir.

( O

«

( •

2

Referanslar

Benzer Belgeler

Nine apansızın ölüp varı yo ğu ka­ panım elinde kalınca baskısız kalan Sadi, K avuklu H am dinin orta oyun­ larında, Şevkinin tiyatrosunda aktör lüğe

A number of independent practice tasks can be suggested for the client following the first consultation, for example, collection of stuttering severity scores during everyday talking

BEN DE FOTOĞRAFINI ÇEKİYORUM — Sami Güner’e göre Yunus Emre’den Tlırgut Uyar’a şairler, insanın ve doğanın şiirini yazıyor, kendisi de fotoğrafını

SEVSAY: Türkiye’de, merhum Cemal Reşit Rey ile 9-10 yıl süren çalışmala­ rımdan sonra uzun bir süre Viyana Mü­ zik Akademisi’nde Kompozisyon ve Or­ kestra

sürekli olarak Köln de oturuyor Iş için Münih'e geldiğinde acı kahvemi içmesinde garipsenecek bir taraf görmüyorum" diyor MEHMET AKTAN.. M ÜNIH’ten

Tablo 8: "Türk iĢletmeleri yabancı sözcük içeren marka adını dıĢ pazara açılırken tercih etmemelidir." Fikrine Katılma Düzeyi Türk işletmeleri yabancı sözcük içeren

Kassing ve Avtgis [11], içsel kontrol odağına sahip çalışanların orta derece ya da dışsal kontrol odağına sahip çalışanlardan daha fazla açık muhalefet

İnsanlığın başlangıcından bugüne değişime uğrayan doğada görülen farklılıklar, değişen toplumsal değerler ve doğa insan ilişkisi ve sanat- sal