rT 7 '~ $ o
NAZIM HİKMET'İN SON YILLARI
B
EN Nâzım Hik- met'i Türkiye' den ayrılıp Ro manya'ya ayak bastığı günden ölümüne kadar adım adım izledim... Yakın bir arkadaşı o- larak hayatının birçok kısımlarına katıldım, birçok çalışmalarına tanık oldum. Geçirdi ği bunalımları, deği şiklikleri yakından iz ledim. Nerede olursa olsun, onunla ilişkimi hiç yitirmedim. Çok zamanlar onun dert ortağı oldum. Sosya list memleketlerde o- nun en candan arkada şı bendim. Bütün dert lerini ve düşüncelerini bana açar, benden hiç bir şey gizlemeye lü zum görmezdi. Zaten Sovy etler Birliği'nde dertleşebileceği başka yakın bir dostu da yoktu. Dost olarak ya nına sokulanların ço ğu, gizli emniyetin a- damlarıydı... Bildiğim hiç bir şeyi gizlemeye ceğim. Türk halkı ve dünya okuyucuları Nâzim'ı olduğu gibi tanımalıdırlar. Bu be nim tarihi bir ödevim dir. "Nâzım Hikmet'in M ü h ü r d a r B a h ç e s l ’ n d e . . . S o l d a n s a ğ a : M ü n e v v e r , M ü - z e h t ı e r V a - N u , N â z ı m , Z e k e r i y a S e r t e l . . . Ç o c u k a r a b a s ı n d a N â z ı m ' ı n o ğ l u M e m e t . . . Son Yılları"nın önsö zünde Zekeriya Sertel bunları yazıyor. "Mil liyet" gazetesinde ya yımlandığı zaman büyük tartışmalara yol a- çan anıların bütününü şimdi kitap olarak da okuyabi le çeksiniz...
( 5 0 l i r a )
Nâzım şaşırmıştı. Bir defa olan olmuş tu. PolonyalI dostlarına, "Ben sizin uy ruğunuzdan çıkıyorum, Sovyet uyru ğunda olacağım," diyemezdi. PolonyalI lar da, "Nâzım bizim şairimizdir, biz o- nu kimseye vermeyiz," diyorlardı. Baş kalarının paylaşamadığı bu büyük şairi yalnız biz istemiyorduk. Oysa o her şey den çok şerefle Türk pasaportunu taşı
mak isterdi...
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a T o ro s Arşivi