• Sonuç bulunamadı

Kandiller ve Mevlid

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kandiller ve Mevlid"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

r*

B U R H A N

FELEK

KANDİLLER VE MEVLİD

M

EVLÜD kelimesinin manası malûm, fakat halk arasındaki telâffuz şekli yanlıştır. Arapça olan bu kelimenin doğrusu “ Mevlid” olmalıdır. Ama halk buna Mevlûd demiştir ve böyle gidecektir.

Bu küçük lügat izahından sonra Regaip Kandili münasebetiyle Ankara’dan televizyona naklen okutu­ lan Mevlûd’ a geliyorum. Güzel sesli hafızlar vardı. Hatta bir tanesi kurrâ hafızı idi, istifade ettik. Mevlûd okuyanlar da âdâbıyla ve her “ bakr” in makamıyla okudular. Allah razı olsun ve dualarımızı kabul etsin!

Dünyanın hilkatinden Hazreti Muhammed’ in doğu­ muna, Mir’ ac’a, Peygamber’in ölümüne kadar bütün Islâm dininin,Kitab-ı Mukaddes’in mühim olay ve nakil- ni pek güzel bir hikâyeyle manzum olarak yazmış olan Mevlûd şâiri Süleyman Çelebi, bilindiğine göre Yıldırım Beyazıt’ın imamı idi. Edebiyata ve musikiye bu kadar vukufu olan ve son derece kıymetli bir eser olan Mevlûd metnini yazmış bulunan bu imam efendinin başka bir eseri olmayışı, daima araştırıcıları hayrete düşürmüştür.

Ne ise, işin o tarafını bırakalım ve Mevlûd’un bir büyük şiir ve musiki şaheseri olduğunu kabul edelim.

Mevlûd deyip geçiyoruz ama, hele genç nesiller Mevlûd okumanın ayrı bir sanat olduğunu bilmezler. Evvelâ Mevlûd'un kısımları vardır. Bunlara mevlûdhan (Mevlûd okuyanlar) dilinde bahir denir. Neden böyle denmiştir, bilmem. Her bahrin musikisi, makamı ayrıdır. En mühim kısım ise Hazreti Muhammed'in doğuşuna ait olan ve Âmine Hâtûn diye başlayan bahirdir.

Mevlûd, hilkat âlemini ve Âdem’ i anlatan kısımla başlar. Sonra Hazreti Muhammed’in doğumuna geçer. Daha sonra Mi’rac bahsine geçer. Bir de Merhaba bahri vardır ki “ Münacat” tır. Bunların hepsi ayn makamlarla ve edâlarla okunur. Mevlûd okunurken onu âdâb ile dinlemek zaruridir. Regaip Gecesi Ankara’da bir büyük cami-i şerifte okunan Mevlûd sırasında “ Allah” diye naralar atan kimseleri işittik ve cami-i şerifte Mevlûd okunurken, hattâ Kur’an-ı Kerim tilâvet edilirken nara atıldığına şahid olduk. Bunun kadar İslâm’ a ve din âdâbına aykırı bir hareket olamaz. Bu bir günahtır. Bunu yapanlar güya din ve İslâm gayretiyle yapıyoruz sanıyorlarsa, tamamen aksine hareket ettiklerini bilmelidirler. Cami-i şerifin bir adı da "Tanrı evi” dir. Allah'ın evinde, O’ nun huzurunda, levha levha yazılmış ism-i Celâller ve ayet-i kerîmelerin karşısında nara atılmaz. Nara atmak, günahkârların meyhanelerde yaptıkları şeylerdir. Bunu bütün Müslümanlara burada hatırlat \rım.

Bu fırsatla bir mühim meseleye daha parmak basmak istiyorum. Mekteplerde eskiden ihtiyari olan din dersleri şimdi mecburi hale getirildi ve isabet edildi. Ayrıca genç imam-hatip lisesi talebelerinin de Mevlûd-u Şerif okunması sırasında bazı İlâhilere katılmalarını pek yerinde buldum. Ama asıl dava din derslerinin mecburî hale getirilmesindeki isabettir. Çünkü yeni nesil ve hattâ onların babalan İslâm dininin en basit bilgilerine bile sahip değildirler. Umumiyetle sanılır ki, İslâm dini namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek ve hacca gitmek için gelmiştir. Bunun içindir ki, din dersi almayan yeni nesiller bu dini sadece bir ibadet merasiminden ibaret sanmışlar, İslâm dininin en basit ilkelerinden gafil olarak kara bir cehalet içinde kalmış, bu dini öğrenmek ve çocuğuna öğretmek ihtiyacını hissedenler ise, bizim yobaz dediğimiz cahil ve İslâm’ın hakikatinden tamamen gafil kimselerin elinde kalmış­ lardır. Bu gibiler hâlâ fırsat buldukça, dünyanın yuvarlak olduğuna inanmanın ve radyoda Kur’ an dinlemenin büyük günah olduğunu söylerlerken,

minareye çıkmamak için aşağıdan hoparlöre ezan okumakta hiçbir mahzur görmezler.

Din dersi öğretilmeli ve bu suretle Islâm’ ın bir ahlâk dini olduğuna, ibadetin halkı boş bırakmamak ve dedikoduyu vakit bulamamak için konulduğunu, yoksa Cenab-ı Hakkın buna hiçbir ihtiyacı olmadığını çocuklarımıza ve büyüklerimize anlatmalıyız. Peygam­ berimiz, bir hadis-i şeriflerinde meâlen, iyi ahlâkı daha da mükemmel hale getirmek için Peygamber olduğunu ifade buyurmuşlardır. İslâm, hüsn-i ahlâk dinidir ve Müslümanların ilk ibadeti, ahlâkını düzeltmek olma­ lıdır.

Yani haram yememeli, kimsenin malına, canına, ırzına göz koymamak, kimseyi aldatmamak, yalan söylememeli, devlete ve millete kötülük etmemeli, bire alıp beşe satarak halkı soymam alı ve bu dünyaya gelişinin sebeplerinden birinin de, birbirine yardım ederek toplumu mutlu kılmaya çalışmak olduğunu idrak etmelidir.

Allah cümlemize doğru yolu göstersin, âmin!

Referanslar

Benzer Belgeler

◦ Tabiatta tanrının etkinliğini her an gördüğümüz için Spinoza’ya göre Tanrı ispata gerek duymadan varlığı kesinkes ortaya konan bir tözdür, varlıktır.. ◦

alimlerin yaptıkları genellemelerde olduğu gibi, mezkur hadislerin İbn Abdilberr tarafından tahric edildiğini ve hepsinin sahih olduğunu söylemekle yetinmeyeceğiz ve az sonra

Model (Performance Expectancy, Effort Expectancy, Social Influence, Facilitating Conditions, Hedonic Motivation, Price Value, Habit And Content) Of Waze Application

Bu çalışmada etraflıca ele alınan Osmanlı eğitim sistemi ve müesseseleri konusu, özellikle İslam tarihi ve coğrafyasının meydana getirip geliştirdiği ortak ve

6 Bu ayette ifade edilen “nazar” eyleminin eğitsel açıdan taşıdığı değere dair ayrıntılı bilgi için bkz.. peygamber haricindeki kişilerin söz

Yüzyılda Kaşgarlı Mahmud tarafından yazılmış olan Türkçe’nin ilk bilinen sözlüğü “Divanü Lügati’t- Türk” ve “Piri Reis’in Haritası”nın Dünya

MEVLÛD-İ SEYDÎ’NİN VESÎLETÜ’N-NECÂT İLE MUKÂYESESİ Süleyman Çelebi’nin Vesîletü’n-Necât’ı çok sevilmiş, kendisinden sonra yazılan mevlid metinlerine de

12 Atik, Bilal, Kral ve Peygamber Olarak Davud (as) ve Süleyman (as) Kıssalarıyla Verilmek İstenen Mesajlar, (Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi), Ankara Üniversitesi, SBE,