rf ti
Vogue Dergisi’nde S ir k e c iE S S
l-riyle objektiflere poz veren Fransız manken Eric Sacha’nın kulaklarında Mısır Çarşısı’nın uğultusu vardı. F*ek çok değişik ülkede satışa sunulan dünyanın en ünlü moda dergileri arasında yer alan Vogue için yapılan fotoğraf çekimlerinde, bu kez mekân olarak İstanbul seçilmiş, Tahtakale ve M ısır Çarşısfnın günlük karmaşası Tarlazzi’nin modellerine “fon" oluşturmuştu. Çekimler için Türkiye'ye gelen 6 kişilik ekip, Dolmabahçe Sarayı'nın içini kullanmak için gerekli izni alamayınca meydan Sirkeci’nin ara sokaklarına kalmıştı. (Fotoğraf: Yıldız Llçok)
F esharıe’d e seretorıirı sergisi
Haliç’te sanat kokusu
Foto ğra fın üçüncü boyutu — Çağatay Karaçizmeli'nin “ikinci boyut sıkıntısından üçüncü boyuta ulaşmaya çalışan” dev fotoğraf araştırmaları siyah-beyaz negatiften renkli kâğıda basılı olarak sergileniyor.
topraklan meslektaşı Gürel Yontan'ın üzerine atıyor. Trompetten çıkan ‘hüzünlü müzik’ Feshane’nin içini çınlatırken, Yontan’ın boynu toprağa gömülene kadar Güleryüz gösterisini sürdürüyor. (Fotoğraflar: Muharrem Aydın)
Feshane’de seretonin
sergisi kapsamında Atilla
Özdemiroğlu ’nun
doğaçlama müziği
eşliğinde Arhan Kayar,
Cana Dölay, Çağatay
Karaçizmeli, Gürel
Yontan, Kornet, Korhan,
H.F. Gümüş, Tan Oral,
Türkel Minibaş yapıtlarını
sergiliyor.
LALE FİLOĞLU
~
150 yılın kokusu üstüne sinen Haliç kıyısındaki Feshane binası dün, günümüz sanatçılarının ya- pıtlanylayeni bir soluk aldı. 1836 yılında II. Sultan Mahmut tara fından küçük bir fes imalathane si olarak kurulan Feshane, daha sonra Türkiye’nin en büyük men sucat fabrikalarından biri haline getirildi. Türkiye’de kadın işçile rin çalıştığı ilk fabrikalardan biri ve aynı zamanda ilk grevlerin de başlatıldığı Feshane, uzun bir sü redir ¿sessiz sedasız “ el atılma” yı bekliyordu. İstanbul Belediyesi bu binayı restore ettirmeden önce sa natçılar 15 gün süreyle Feshane binasına kendileri yerleştiler.
Sergiyi gezenler ve bu arada
Atilla Özdemiroğlu’nun yapıtlar
dan ve mekândan yola çıkarak gerçekleştirdiği doğaçlama müzi ğini dinleyenler izbe, kırık dökük, loş fabrika binasında kıpırdayan
“Slikon Canlılar’Ta, TRT televiz yonu için hazırlanan mezarlıkla,
fotoğraftan çıkıp kırmızı ayak iz lerini bırakarak, dolaşan “foto-
kadınlar'la, mekânın değişik kö
şelerinde yanıp sönen ateşlerle, Feshane’nin kendi fotoğraflarıy la, “ pembe bulut” sertifikalarıy la, Mehmet Akif Ersoy’un “ Res
sam Haklı” şiiriyle, 1940 model
Mercedes’le, süpürülmüş bir yü ze sahip bir kadın mankeniyle ve Feshane çalışanlarının fotoğrafla rıyla karşılaştılar.
“ Feshane’de Seretonin” sergi
sini düzenleyen dokuz sanatçıdan biri olan Cana Dölay, sergiye ilk
atılan adımın Çağatay Karaçizme- li’nin “Feshane” fotoğraflarıyla
gerçekleştirdiğini belirtti. Dölay, bir süre sponsor aradıklarını ve başta İstanbul Belediyesi Kültür Danışmanı Hilmi Yavuz olmak üzere çeşitli kuruluşlardan destek gördüklerini de sözlerine ekledi.
Çalışmalarım yurtdışında sür düren ressam Kornet, sergiye ka tılışının öyküsünü sorduğumuzda şunları anlattı: “ Gürel Yontan, ‘Seni bir yere götüreceğim’ dedi.
O, ‘Cehenneme gidelim’ dese ka bul ederim. Bana bu yapıyı gös terdiklerinde büyülendim. Bura da çalışanların, yaşanmışlığın iz leri beni çok etkiledi.” Kornet, bu sergiye Mehmet Akif Ersoy’un,
döneminin modern ressamlarına alaylı yaklaşan “ Ressam Haklı” adlı şiiriyle katılıyor. “ İfade Öz
gürlüğünün Eleştirisine Katkı”
¿zuz.
---
m
---adlı bölümde de çeşitli kişilere ve kuruluşlara “ dokunmalar”da bu lunan Komet’in bayraklı, ışıklı
“Hoşgeldin Daniel Buren” köşesi
de aynca ilgi çekiyor. Bu bölü mün II. Uluslararası İstanbul Bi- enali’ne bir eleştiri getirip getirme diğini sorduğumuzda (Buren’in yapıtları bienal kapsamında ser gileniyor) sanatçının yapıtı şu ol du: “ Bienale bir eleştiri değil bu,
sadee figür resmi yapabilme öz gürlüğümü korumaya çalışıyo rum. Daniel Buren, şimdiye kadar sadece çizgilerle uğraştı. Bunu
Bu-ren’e bizzat söylediğimde birlik te çok güldük. Benim istediğim, modern resim yaptıklarını söyle yenlerin, .figüratif resme yönelt tiklerini tutucu açılarını gözler önüne sermek.”
Sergide Gürel Yontan, “ Kız
Kulesi’nin üzerinde pembe bir bulut” görebilmek için tanesi 100
bin liradan noter tasdikli, imzalı sertifikalar satıyor. Gürel Yon- tan’ın sürekli hayalinde taşıdığı ve yazar Latife Tekin’e de sık sık an lattığı bu projesini gerçekleştir mek için daha hayli para toplama
sı gerekiyor. Çünkü, kendisinin de söylediği gibi lazerlerle oluştu rulacak, kıpırdamayan pembe bu lutlar milyonlarca liraya mal ola cak.
Bu arada sergiye konuk olarak katüan İsviçreli Nemricb Lüber de dün sanatseverlere bin kâğıttan oluşan bir happening sundu. Lü ber, bu işinde fabrikasyon çalışan sanatçılara ve sanat piyasasına | eleştiriler getirirken, Feshane’nin tozlu tabanım da değişik yüz mo-1 delleri çizilmiş sayısız kâğıtla d o l-. durdu. (
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi