• Sonuç bulunamadı

Alternatif toprak işleme uygulamalarının CO2 emisyonu üzerindeki etkileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Alternatif toprak işleme uygulamalarının CO2 emisyonu üzerindeki etkileri"

Copied!
45
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

ALTERNATĠF TOPRAK ĠġLEME UYGULAMALARININ CO2 EMĠSYONU

ÜZERĠNDEKĠ ETKĠLERĠ Veysel TALANTĠMUR YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

TARIM MAKĠNALARI Anabilim Dalı

Eylül-2014 KONYA Her Hakkı Saklıdır

(2)
(3)

TEZ BĠLDĠRĠMĠ

Bu tezdeki bütün bilgilerin etik davranıĢ ve akademik kurallar çerçevesinde elde edildiğini ve tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalıĢmada bana ait olmayan her türlü ifade ve bilginin kaynağına eksiksiz atıf yapıldığını bildiririm.

DECLARATION PAGE

I hereby declare that all information in this document has been obtained and presented in accordance with academic rules and ethical conduct. I also declare that, as required by these rules and conduct, I have fully cited and referenced all material and results that are not original to this work.

Öğrencinin Adı SOYADI Veysel TALANTĠMUR Tarih:23.10.2014

(4)

i ÖZET

YÜKSEK LĠSANS

ALTERNATĠF TOPRAK ĠġLEME UYGULAMALARININ CO2 EMĠSYONU ÜZERĠNDEKĠ ETKĠLERĠ

Veysel TALANTĠMUR

Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarım Makineleri Anabilim Dalı DanıĢman: Prof.Dr. Kazım ÇARMAN

2014, 43 Sayfa Jüri

DanıĢmanın Prof.Dr. Kazım ÇARMAN Prof.Dr. Mustafa Konak

Prof.Dr. Refik Uyanöz

Özet: Bu çalıĢmada, geleneksel ve azaltılmıĢ toprak iĢlemenin CO2 emisyonu üzerindeki etkileri

incelenmiĢtir. ÇalıĢmada geleneksel toprak iĢleme uygulamasında; kulaklı pulluk - kültivatör+döner tırmık kombinasyonu, azaltılmıĢ toprak iĢleme uygulamalarında; yatay milli "L" tipi, yatay milli "I" tipi ve düĢey milli rotatiller kullanılmıĢtır. Deneme sonucunda toprağın ağırlıklı ortalama çapı 6,53 - 9,54 mm, anızın gömülme oranı % 52,78 - 70,37, sezon sonu atmosfere dolaylı olarak salınan CO2 emisyonu

değerleri 2149 -2301 kg/da ve yakıt tüketiminden kaynaklanan CO2 emisyonu değerleri 2,52 - 10,52

kg/da aralığında değiĢmektedir. Toprak iĢleme derinliği ve CO2 emisyonu arasındaki iliĢki önemli bulunmuĢtur. Sonuç olarak uygulamalar CO2 bakımından değerlendirildiğinde, YMIT (yatay milli "I" tipi

rotatiller) uygulaması en uygun olduğu söylenebilir.

Anahtar Kelimeler: AzaltılmıĢ toprak iĢleme, Doğrudan CO2 emisyonu, Dolaylı CO2

(5)

ii ABSTRACT

MS THESIS

EFFECTS OF DIFFERENT TILLAGE APPLICATIONS ON SOIL CO2 EMISSIONS

Veysel TALANTĠMUR

THE GRADUATE SCHOOL OF NATURAL AND APPLIED SCIENCE OF SELÇUK UNIVERSITY

THE DEGREE OF MASTER OF SCIENCE OF PHILOSOPHY IN MECHANICAL ENGINEERING

Advisor: Prof. Dr. Kazım ÇARMAN 2014, 43 Pages

Jury

Advisor: Prof.Dr. Kazım ÇARMAN Prof.Dr. Mustafa Konak Prof.Dr. Refik Uyanöz

In this study, the effects on CO2 emission of conventional and reduced tillage were investigated.

Conventional tillage (moldboard plow-cultivator+rotary harrow combination) and reduced tillage (horizontal shaft "L" type, horizontal shaft "I" type and vertical shaft rotory tiller) are used. At the end of the expriments, the mean weight diameter of soil, the stubble burying rate, seasonal total emission and emissions from fuel comsumption varied from 6.53 to 9.54 mm, 52.78 to 70.37%, 2149 to 2301 kg/da and 2,52 - 10.52 kg/da respectively. Relationship between tillage depth to CO2 emission was found

significantly (P<0.01). When evaluated in terms of CO2 emission of applications, the horizontal shaft rotary tiller (I type) application can be found to be more suitable.

(6)

iii ÖNSÖZ

Yıllar içerisinde endüstriyel iĢlemlerin çoğalması, sanayileĢmenin gün geçtikçe artması, motorlu araçlarda kullanılan fosil yakıtların ve tarımsal faaliyetlerin sebep olduğu CO2 emisyonunun, iklim değiĢikliğine yol açtığı göz ardı edilmemelidir. Ġklim değiĢimleri doğal dengenin bozulmasına ve çevre kirliliğine sebep olmaktadır. Bunu engellemek için öncelikle dünya ülkelerinin daha duyarlı davranması ve CO2 emisyonunun azaltılması için birtakım önlemlerin alınması gerekmektedir.

Toprak iĢleme uygulamaları dolaylı olarak CO2 emisyonuna sebebiyet vermekte ve aĢırı toprak iĢleme uygulamaları topraktaki solunumu daha da arttırmaktadır. Koruyucu toprak iĢleme uygulamaları hem toprağı daha az iĢleyerek toprak salınımını azaltmakta hem de daha az yakıt tüketimi ile fosil yakıtların yanması sonucu oluĢan CO2 emisyon miktarının azalmasını sağlamaktadır.

Bu çalıĢmada konu seçiminde, deneme çalıĢmalarında, planlamada ve sonuçların değerlendirilmesinde bana yardımcı olana danıĢman hocam Prof. Dr. Kazım ÇARMAN ‘a teĢekkürlerimi sunarım.

Denemeler yapılırken yardımlarını gördüğüm Doç. Dr. Tamer MARAKOĞLU ‗na, DR. Osman ÖZBEK ‗e, Öğr. Gör. Ergün ÇITIL‘a teĢekkürlerimi sunarım

Bu çalıĢmada ve eğitim hayatımda bana yardımlarını esirgemeyen Fevzi DUMAN ‗a ve Hasan KIRILMAZ ‘a teĢekkürlerimi sunarım.

Benden maddi ve manevi yardımlarını esirgemeyen aileme verdikleri destekten ötürü teĢekkür ederim.

Bu tez TUBĠTAK 1001 Programı tarafından 111O182 nolu projeyle desteklenmiĢtir.

Öğrencinin Adı SOYADI Veysel TALANTĠMUR KONYA-2014

(7)

iv ġekil Listesi

ġekil No Sayfa No

1.1. Türkiye‘de 1990-2010 Yılları Arası Sektörlere Göre Emisyon Değerleri...1

1.2. Organik Maddesinin Parçalanması Ve AyrıĢması……….2

3.1. Kullanılan Kulaklı Pulluk GörünüĢü……….………9

3.2. Kullanılan Kültivatör + Döner Tırmık Kombinasyonu GörünüĢü………9

3.3. Kullanılan Yatay Milli L Tipi Rototiller GörünüĢü…….……….…10

3.4. Kullanılan Yatay Milli I Tipi Rototiller GörünüĢü………...10

3.5. Kullanılan DüĢey Milli Rototiller GörünüĢü………11

3.6. CO2 Emisyon Cihazı GörünüĢü………12

3.7. Hız Ölçüm Cihazı GörünüĢü……….13

3.8. Hız Ölçüm Cihazı GörünüĢü……….13

4.1. Uygulamalara Bağlı Olarak Toprağın Ağırlıklı Ortalama Çap Değerleri…….17

4.2. Uygulamaların Topraktaki Penetrasyon Direnci Değerleri………...18

4.3. Uygulamaların Topraktaki Kesilme Direnci Değerleri……….18

4.4. Toprak ĠĢleme Sonrası Uygulamalara Bağlı Olarak Anız Miktarı ve Gömülme Oranındaki DeğiĢim………..…..….19

4.5. Uygulamada Kullanılan Makinelerin Yakıt Tüketim Değerleri……….19

4.6. Toprak iĢlemeden sonra atmosfere salınan CO2 emisyonu………20

4.7. Aylara bağlı olarak aylık ortalma CO2 Emisyonundaki değiĢim………....21

4.8. Aylara Bağlı Olarak Sırasıyla Sıcaklık Ve YağıĢ Miktarındaki DeğiĢim……...22

4.9. Aylara bağlı olarak toprak Organik Madde miktarındaki değiĢim…..………...22

4.10. Sezonluk CO2 Emisyonu Değerleri……….…..23

4.11. Penetrasyon Direnci ve Emisyon Arasındaki DeğiĢim Değerleri…………...24

4.12Toprak ĠĢleme Derinliği ve Emisyon Arasındaki DeğiĢim Değerleri………….25

(8)

v Tablo Listesi

Liste No: Sayfa No: 1.1. Ülkemizdeki Önemli Tarım Ürünlerinin Üretiminde Ortalama Yakıt

Tüketim Değerlerine Bağlı Sera Gazı Emisyonlar…...………..……….3

1.2. Bazı Toprak ĠĢleme Aleti Uygulamalarında Yakıt Tüketimine Bağlı Olarak EĢdeğer C Emisyonları………...………4

3.1. Denemenin Yapıldığı Toprağın Bazı Fiziksel Özellikleri………8

3.2. Denemede Kullanılan Makinelerin Bazı Teknik Özellikleri………8

4.1. Makinelerin ÇalıĢma KoĢullarına Ait bazı Değerler………..…17

4.2. Toprak ĠĢleme Sonrası Emisyon Değerleri Üzerinde Yapılan Varyans Analizi Ve LSD Değerleri………...20

4.3. Sezonluk Toplam Emisyon Değerleri Üzerinde Yapılan Varyans Analizi Ve Lsd Değerleri………23

(9)

vi ĠÇĠNDEKĠLER ÖZET ... i ABSTRACT ... ii ÖNSÖZ ... iii ĠÇĠNDEKĠLER ... vi

SĠMGELER VE KISALTMALAR ... vii

1. GĠRĠġ ... 1

2. KAYNAK ARAġTIRMASI ... 5

3. MATERYAL VE METOT ... 8

3.1.Materyal ... 8

3.1.1.Deneme Yeri ... 8

3.1.2. AraĢtırmada Kullanılan Toprak ĠĢleme Makineleri ………...8

3.1.3. AraĢtırmada Kullanılan Araç ve Ölçme Cihazları……….12

3.1.3.1. CO2 Ölçüm Cihazı………...12

3.1.3.2. Hız ve Yakıt tüketimi Ölçüm Cihazı………..12

3.1.3.3. Penetrometre………...…13

3.1.3.4. Kanatlı Kesme Aleti………...13

3.2. Metot……….……..14

3.2.1. Toprağın Ağırlıklı Ortalama Çapının Belirlenmesi………...14

3.2.2. Anız Gömülme Oranı ve Anız miktarının Belirlenmesi………14

3.2.3. Yakıt Tüketiminin Belirlenmesi……...………..…………15

3.2.4. CO2 Emisyonunun Belirlenmesi.……...……….……15

3.2.5. Topraktaki Organik Maddenin Belirlenmesi……...………….15

3.2.6. Toprak Penetrasyon Direncinin Belirlenmesi………...…….…..16

3.2.7. Toprak Kesilme Direncinin Belirlenmesi………...…….…16

4. ARAġTIRMA SONUÇLARI ... 17

4.1.Uygulamaların Toprağın Ağırlıklı Ortalama Çapına Etkisi ... 17

4.2. Uygulamaların Toprağın Penetrasyon Direncine etkisi……….……….………..18

4.3. Uygulamaların Toprağın Kesilme Direncine Etkisi..……….…………..18

4.4. Uygulamaların Anız Miktarı ve Gömülme Oranına Etkisi...19

4.5. Uygulamalarım Yakıt Tüketimine Etkisi.………19

4.6. Uygulamaların CO2 Emisyonuna Etkisi..……….20

5. TARTIġMA………...26 6. SONUÇLAR VE ÖNERĠLER ... 29 6.1. Sonuçlar ... 29 6.2. Öneriler ... 30 KAYNAKLAR ... 31 ÖZGEÇMĠġ ... 35

(10)

vii

SĠMGELER VE KISALTMALAR

Simgeler

A: Toprak iĢlemeden önceki sap miktarı (g), B: Toprak iĢlemeden sonraki sap miktarı (g)'dır. CE: Karbon EĢdeğeri

d: Kanatlı kesici aletin çapı (cm) F: Anız gömme oranı (%) HFC: Hidroflorokarbon PFC: Perflorokarbon SF6: Kükürtheksaflorür

T: Toprağın kesilme direnci (N/cm2) T: Maksimum dönme momenti (Nm) h: Kanat yüksekliği (cm)

Wi: Analiz edilen toplam kuru ağırlığın i. boyut grubundaki agregatların ağırlığı (g). Xi: Elek tarafından ayrılan i. agregatların her hangibir parçacık boyut grubunun ortalama çapı (mm).

Kısaltmalar

AOÇ: Ağırlıklı ortalama çap (mm)

BMĠDÇS: BirleĢmiĢ Milletler Ġklim DeğiĢikliği Çerçeve SözleĢmesi DM: DüĢey milli toprak frezesi

GT: Geleneksel toprak iĢleme

IPCC: Hükümetler Arası Ġklim DeğiĢikliği Paneli Mton: Milyon ton

YMIT: Yatay milli I tipi toprak frezesi YMLT: Yatay milli L tipi toprak frezesi

(11)

1. GĠRĠġ

Emisyon; fosil yakıtların yanması sonucu oluĢan gazların atmosfere karıĢmasıyla meydana gelir. Atmosfere yayılan gazlar sera etkisi oluĢtururlar. Sera gazları dünyadan yansıyan güneĢ ıĢınları tutup sıcaklığın artmasına neden olurlar.

BirleĢmiĢ Milletler Ġklim DeğiĢikliği Çerçeve SözleĢmesinde (BMĠDÇS) sera gazları:  CO2 (karbondioksit)  CH4 (metan)  N2O (nitrozoksit)  HFC (hidroflorokarbon)  PFC (perflorokarbon)

 SF6 (kükürtheksaflorür) , olarak belirtilmiĢtir (anonim, 2006).

Bir sera gazı olan CO2 gazının, dünyada ve ülkemizde atmosfere yayılımı artmaktadır. Hükümetler arası iklim değiĢikliği paneli raporuna göre sanayi devriminden önce dünyada mevcut CO2 konsantrasyonu 280 ppm iken 2005 yılı verilerinde bu değer 379 ppm olarak belirtilmiĢtir(IPCC, 2001).

Ülkemizde CO2 emisyonu; ulaĢım, endüstriyel faaliyetler, enerji üretimi, atıklar, tarımsal faaliyetler vb. gibi nedenlerden kaynaklanmaktadır. Türkiye‘de 2012 yılında toplam sera gazı emisyonlarının CO2(eĢdeğeri) değerleri yaklaĢık olarak %70,2‘si enerji üretiminden, %14,3‘ü endüstriyel iĢlemlerden ve %7,3‘ü tarımsal faaliyetlerden kaynaklanmaktadır (TÜĠK, 2014). Türkiye‘deki sektörlere göre CO2(eĢdeğer) emisyon değerleri Ģekilde 1.1‘de gösterilmektedir.

ġekil 1.1. Türkiye‘de 1990-2012 Yılları Arası Sektörlere Göre Emisyon Değerlerindeki DeğiĢim (TÜĠK, 2014).

(12)

ġekil 1.1‘ de incelendiğinde 1990‘ dan 2012 yılına kadar ülkemizde CO2(eĢdeğer) emisyon değeri giderek artmaktadır. Tarım sektöründe 1990 yılında 30,4 milyon ton olan CO2(eĢdeğeri) salımı 2012 yılında 32,3 milyon ton değerine ulaĢmıĢtır.

Tarım toprakları ve tarımsal üretim, toprakta organik madde olarak C tutumunda ya da depolamasında önemli rol oynamaktadır. Toprak C dinamiği hem sürdürülebilirlik açısından hem de dolaylı bir Ģekilde iklim değiĢimini etkilemesi açısından önemlidir. Toprakta standart bir solunum daima vardır. Bitki kökleri ve organizmalar solunum için O2 harcayıp CO2 üretirler. Bu solunum normal tarla toprağında CO2 m-2 gündür (Haktanır ve Arcak, 1997).

Tarımsal üretim faaliyetleri içerisinde yer alan toprak iĢleme uygulamaları, doğrudan ya da dolaylı olarak CO2 salınımlarına neden olmaktadır. Doğrudan emisyonlar toprak iĢleme uygulaması esnasında tüketilen fosil yakıtlardan kaynaklanırken, dolaylı emisyonlar ise toprak iĢleme sonrasında topraktan atmosfere salınan CO2 gazından kaynaklanmaktadır. Bu bağlamda CO2 salınımı toprak organik maddesinin atmosfere yayılan son bozulma ürünü olup, toprak iĢleme uygulamalarından önemli derecede etkilenmektedir.

Toprakta bulunan mikroorganizma faaliyetlerinin etkisiyle toprak organik maddesinin parçalanması veya ayrıĢması sonucunda CO2 meydana gelmektedir. Tarımsal faaliyetler içerisinde yer alan toprak iĢleme uygulamaları organik maddenin parçalanma veya ayrıĢma sürecini hızlandırmaktadır. Toprak organik maddesinin ayrıĢması Ģekil 1.2‘de gösterilmektedir.

ġekil.1.2. Organik Maddesinin Parçalanması Ve AyrıĢması (BaĢyiyiğit, 2014).

ġekil 1.2 incelendiğinde organik madde parçalanması ve ayrıĢması görülmektedir. Organik madde mineralizasyon sonucu CO2, H2O ve BBE‘lere dönüĢürler. Organik maddenin ayrıĢmasını sonucu ara organik bileĢiklere;

(13)

 Organik asitler,  Polisakkaritler,  Ligninler,

 Aromatik Ve Alifatik Hidrokarbonlar,  ġekerler,  Alkoller,  Amino Asitler,  Pürinler,  Primidinler,  Proteinler,

 Yağ Ve nükleik asitler‘e

dönüĢür ve bir veya birden fazla mikroorganizma popülasyonunun etkisi ile temel bileĢenlere kadar ayrıĢırlar (Namlı, 2014).

Teknolojinin geliĢmesiyle tarımsal faaliyetlerde kullanımı artan mekanizasyon uygulamaları sonucu, toprak iĢleme, uygun tohum yatağı oluĢturma, gübreleme, tarımsal mücadele, hasat harman gibi birçok alanda traktör kullanılmaktadır. Traktörün tarımsal faaliyetlerde yoğun olarak kullanılması fosil kaynaklı bir yakıt olan motorininde tüketimini arttırmıĢ buna bağlı olarak atmosfere doğrudan salınan CO2 emisyonunun da artmasına neden olmuĢtur. Bir litre motorinin yanması sonucu ortaya çıkan CO2 eĢdeğer emisyon miktarı 2.688 kg olarak belirtilmiĢtir (Murphy et al.,2004).

Baran ve Eren (2008) çalıĢmalarında, ülkemizdeki bazı tarım ürünlerinin 2006 yılı geçici ekim alanı büyüklüklerini, bu ürünlerin yetiĢtirilmesinde ekim öncesi toprak iĢleme uygulamaları, ekim süreçleri dahil ortalama motorin tüketim miktarlarını ve buna bağlı olarak ortaya çıkan sera gazı emisyonlarını CO2 eĢdeğer emisyon miktarı olarak belirtmiĢlerdir (Çizelge 1.1).

Çizelge 1.1. Ülkemizdeki Önemli Tarım Ürünlerinin Üretiminde Ortalama Yakıt Tüketim Değerlerine Bağlı Sera Gazı Emisyonları(YaĢar ve Eren, 2008).

Ürün Ekili Alan (da) Yakıt Tüketimi (l/da) Motorin (MTon CO2 eĢdeğer)

Buğday Arpa Pamuk Ayçiçeği Mısır ġekerpancarı Patates 84.900.000 36.498.000 5.907.000 5.854.000 5.360.000 3.256.995 1.593.480 6.54 4.98 20.76 7.50 11.88 12.18 23.28 1.493 0.489 0.330 0.118 0.171 0.107 0.100

(14)

Çizelge 1.2.‘de bazı toprak iĢleme aleti uygulamalarında yakıt tüketimine bağlı eĢdeğer C emisyonları görülmektedir (Lal, 2004). Çizelge incelendiğinde en yüksek eĢdeğer C emisyon miktarı ortalama 15.2 kg CE/ha ile kulaklı pullukla toprak iĢleme sonucu ortaya çıkarken, en düĢük eĢdeğer C emisyon miktarı ortalama 2.0 kg CE/ha ile rototiller uygulamasında ortaya çıkmaktadır.

Çizelge 1.2. Bazı Toprak ĠĢleme Aleti Uygulamalarında Yakıt Tüketimine Bağlı Olarak EĢdeğer C Emisyonları (Lal,2004).

Toprak ĠĢleme Uygulamalısı EĢdeğer Karbon Emisyonu (kg CE/ha) Sınır Değer Ortalama Değer Kulaklı Pulluk

Çizel Ağır Tandem disk Standart Tandem Disk

Rototiller 13.4 – 20.1 4.5 – 11.1 4.6 – 11.2 4 – 7.1 1.2 – 2.9 15.2 7.9 8.3 5.8 2

Toprak iĢleme uygulamalarında traktör tarafından tüketilen yakıt miktarı iĢleme derinliğine ve toprağın yapısına bağlı olarak değiĢmektedir. Toprak iĢlemesiz ekim ve azaltılmıĢ toprak iĢleme uygulamaları, daha az yakıt tüketimi ihtiyacı ile hem enerji tasarrufuna hem de CO2 salınımın azaltılmasına olumlu yönde katkıda bulunmaktadır.

Bu çalıĢmada farklı toprak iĢleme uygulamalarının CO2 emisyonu üzerindeki etkileri araĢtırılmıĢtır. Geleneksel toprak iĢleme uygulaması yerine, CO2 emisyonunu azaltarak sürdürülebilir tarımsal üretim için alternatif bir toprak iĢleme uygulamasının belirlenmesi amaçlanmıĢtır. Denemeler tarla koĢullarında gerçekleĢtirilmiĢ olup, araĢtırmada alternatif toprak iĢleme uygulamalarının doğrudan ve dolaylı emisyon üzerindeki etkisi ile toprağın penetrasyon direnci, ağırlıklı ortalama çapı ve kesme gerilmesi belirlenmiĢtir.

(15)

2. KAYNAK ARAġTIRMASI

Freye (1984), çalıĢmasında kulaklı pulluğun kullanıldığı geleneksel toprak iĢleme uygulamasından toprak iĢlemesiz yönteme geçilmesiyle yılda 20 kg/ha‘lık bir C salınımının engellenebildiğini belirtmiĢtir.

Yapılan bir çalıĢmada; geleneksel sürüm sisteminden sürümsüz tarıma geçmekle, toprağın ilk 8 cm kısmında önemli miktarda karbon depolandığını ve 8-15 cm de ise depolanan karbon miktarındaki artıĢın daha az olduğu tespit edilmiĢtir (Kern and Johnson 1993).

Toprakta organik karbonun depolanması toprağın verimliliğini olumlu yönde etkileyerek sürdürülebilir üretim için bir anahtar görevi görür (Bauer ve Black, 1994; Lal et al., 1997).

Yapılan bir araĢtırmada; kulaklı pulluk kullanılarak yapılan toprak iĢleme uygulaması sonrasında ortalama kısa dönem CO2 salımının koruyucu toprak iĢleme uygulamasına göre %30 daha fazla olduğu belirlenmiĢtir. Aynı çalıĢmada toprak iĢlemesiz yönteme göre kulaklı pulluk uygulaması 13.8 kat daha fazla CO2 salımının gerçekleĢtiği görülmüĢtür (Reicosky,1997).

So ve ark (1999), araĢtırmalarında Avustralya‘da her yıl iĢlenen yaklaĢık 47 milyon ha arazinin %50‘sinde bile koruyucu toprak iĢleme sistemine geçiĢin yıllık ortalama 9.4 Mton olan CO2 salım miktarını 4.3 Mton değere çekebileceğini hesaplamıĢlardır. Buna ek olarak koruyucu toprak iĢleme sistemine geçilecek her % 5‘lik alanda ise 0.43 Mton değerde ek bir CO2 salımı azalması olacağını belirtmiĢlerdir.

Uygun arazi yönetim sistemleriyle karbonun toprakta korunması ve muhafazası ile yılda yaklaĢık 1 ila 3 Gt C depolanabilir (DOE 2000).

Atmosferdeki CO2 konsantrasyonundaki bu hızlı artıĢın engellenerek tekrar eski durumuna getirilmesi lokal ölçekli bir planlamadan ziyade, bölgesel ölçekli küresel arazi kullanım planlamasını gerektirir (Jacobs ve Graham 2000).

Toprak yönetim sistemindeki değiĢme toprakta depolanan organik C miktarını artırıp azaltabilir. Optimum tarımsal yönetim sistemleri organik karbonun depolanmasını sağlayarak atmosferdeki yüksek CO2‘nin yeniden dengelenmesini sağlar (Sampson ve Scholes, 2000).

Amerika da yapılan bir çalıĢmada minimum toprak iĢleme ve hasat atıklarının yönetimiyle yılda yaklaĢık 30 ila 105 milyon m3, münavebe ve kıĢlık örtü bitkisi kullanımıyla 14 ila 29 milyon m3

, uygun gübreleme ve sulamayla 11 ila 30 milyon m3 karbonun depolanabileceği tahmin edilmektedir (Follett, 2001).

(16)

Yapılan araĢtırmalar tarımsal ekosistemde karbon depolanmasıyla atmosferdeki CO2 konsantrasyonunun % 20 ve daha fazla azalacağını ortaya koymaktadır (Follett, 2001).

Koruyucu toprak iĢleme ile bitki artıkları daha doğal bir Ģekilde toprak üzerine bırakıldığında, artıklardaki C toprak yüzeyinde kalarak yavaĢça toprak organik maddesine dönüĢmektedir. Karbonun toprakta tutulmasını arttırmak; infiltrasyonu arttırır, rüzgar ve su erozyonunu azaltır, sıkıĢmayı minimize eder, toprak kalitesini geliĢtirir, C emisyonunu azaltır ve çevresel kaliteyi artırır (Reicosky, 2001).

Topraklar yaklaĢık 1500 Gt. karbonla karasal ekosistemin en büyük karbon deposunu oluĢturur. Bu dinamik depo ile atmosfer arasındaki yıllık CO2 değiĢimi, fosil yakıtlar tarafından atmosfere salınan karbonun yaklaĢık on katıdır (Schlesinger, 2003).

Sperow (2003), çalıĢmasında A.B.D ‘de her yıl iĢlenen 129 milyon ha arazide toprak iĢlemesiz tarım uygulandığı takdirde 47 Mton‘luk C‘un toprakta tutulabileceğini belirtmiĢtir. Aynı çalıĢmada iĢlenen alanların %50‘sinde toprak iĢlemesiz yöntem, % 50‘sinde de azaltılmıĢ toprak iĢleme yöntemi uygulanırsa toprakta tutulabilecek C miktarının 37 Mton olacağı hesaplanmıĢtır.

Freibauer ve ark (2004), AB-15 ülkelerinde tarımsal üretimde toprak iĢlemesiz tarım tekniğinin uygulanabileceği 63 milyon ha arazide 89.28 Mton‘luk CO2 salımının engellenebileceğini hesaplamıĢlardır.

Tarım toprakları baĢlangıç karbonunun %50-66 kaybetmiĢ durumda olup bu da 42 - 78 Gt. C‗a eĢdeğerdir (Lal, 2004).

Al-Kaisi ve Yin (2005) toprak iĢleme yöntemlerinin toprak organik C miktarı ve CO2 emisyonu üzerindeki etkisini araĢtırmak amacıyla 1998 ve 2001 yılları arasında, mısır, soya fasulyesi rotasyonunda anızlı ve anızsız arazide toprak iĢlemsiz yöntem, bant ekim, çizel ve pullukla sürüm uygulamalarını araĢtırmıĢlardır. ÇalıĢma sonucunda; anızlı toprak iĢlemesiz yöntemin toprağın ilk 0-10 cm derinliğinde toprak organik C‘ unu önemli derecede artırdığı belirlenmiĢlerdir. CO2 emisyonu ise pullukla iĢlemeye göre az yoğun toprak iĢleme yönteminde % 19-40 oranında daha az ve anızlı toprak iĢlemesiz yöntemde de anızsız toprak iĢleme yöntemine göre %24 daha az çıkmıĢtır.

Brye ve ark (2006), buğday-soya fasulyesi üretimde toprak iĢleme ve anız yakmanın CO2 salımına etkilerini Doğu Arkansas‘ ın Mississippi nehir deltasında araĢtırmıĢlardır. AraĢtırma sonuçlarına göre atmosfere salınan CO2 miktarı, geleneksel toprak iĢlemede koruyucu toprak iĢlemeye göre % 37.6 daha fazla bulunmuĢtur.

(17)

Uygun toprak iĢlemenin yanında, münavebe sisteminin kullanılması da toprakta depolanan karbon miktarında önemli artıĢa sebep olur (Machado et al., 2006).

Kuru tarım yapılan alanlarda minimum sürüm sistemiyle birlikte uygun münavebe sisteminin kullanılması toprakta depolanan karbon miktarını artırmaktadır (Sainju et al., 2006).

Yan ve ark (2007), çalıĢmalarında Çin‘de tarımsal üretimin yapıldığı alanlarda iyi bir toprak iĢleme yöntemi uygulandığı takdirde topraktaki C tutumunun yaklaĢık %61 oranında olabileceğini belirtmiĢlerdir. ÇalıĢmada, ülkede tarımsal üretimin yapıldığı alanlarda bitki artıklarıyla kaplı toprak yüzeyi alanı %25‘ten %50‘ye çıkarılması ve iĢlenen alanların %50‘sinde toprak iĢlemesiz yönteme geçilmesi halinde yaklaĢık 2.4 milyar ton C‘un toprakta tutulabileceği vurgulanmıĢtır.

Uzun dönemi kapsayan çalıĢmalar inceliğinde, yoğun toprak iĢleme faaliyetlerinde (özellikle pullukla sürüm) toprağın gevĢemesi ve artan biyolojik oksidasyon sonucu atmosfere daha çok CO2‗ in yayıldığı görülmektedir (reicosky, 2001; Alluvionea ve ark., 2009).

(18)

3. MATERYAL VE YÖNTEM 3.1. Materyal

3.1.1. Deneme Yeri

ÇalıĢma, Karaaslan Toprak ve Su Kaynakları AraĢtırma Enstitüsü‘nde yürütülmüĢtür. Denemenin yapıldığı toprağın bünyesi killi – tınlı, sınıfı CL‘dir. Toprak analizleri Karaaslan Toprak ve Su Kaynakları AraĢtırma Enstitüsü‘nde yapılmıĢtır. Çizelge 3.1. Denemenin Yapıldığı Toprağın Bazı Fiziksel Özellikleri.

Tekstür Kil % 43 Kum % 37 Tın % 20 PH 8,20 Organik Madde (%) 1,31 Hacim Ağırlığı (g/cm3) 0-15 cm 15-30 cm 1,15 1,32

3.1.2. AraĢtırmada Kullanılan Toprak ĠĢleme Makineleri

ÇalıĢmada iki yatay milli, bir düĢey milli rotatiller ve bir adet kulaklı pulluk + kültivatör döner tırmık kombinasyonu kullanılmıĢtır. Makinalara ait bazı teknik özellikler Çizelge 3.2‘de verilmiĢtir.

Çizelge 3.2. Denemede Kullanılan Makinelerin Bazı Teknik Özellikleri. Uygulamalar Makineler Askı

Sistemi Konst ĠĢ GeniĢliği (m) Ayak sayısı/Gövde sayısı (Adet) Çevre hızı (m/s) Geleneksel

Kulaklı Pulluk Asılır Tip 1,2 4 - Kültüvatör

+

Döner Tırmık Asılır Tip

2,6 11 -

AzaltılmıĢ Toprak ĠĢleme

YMLT Asılır Tip 1,5 16 5,3

YMIT Asılır Tip 1.9 45 5,5

DM Asılır Tip 1,38 36 4,5

Traktör: New Holland td/90

Deneme parselleri aĢağıdaki uygulamaları içerecek Ģekilde oluĢturulmuĢtur. P1: Kulaklı pulluk + kültivatör- döner tırmık kombinasyonu (2 kez)

P2: Yatay milli rototiller L- tipi P3: Yatay milli rototiller I- tipi P4: DüĢey milli rototiller

AraĢtırmada kullanılan toprak iĢleme alet ve makineler Ģekil 3.1 – 3.5‘de verilmiĢtir.

(19)

ġekil 3.1. ÇalıĢmada Kullanılan Kulaklı Pulluk GörünüĢü.

(20)

ġekil 3.3. ÇalıĢmada Kullanılan Yatay Milli L Tipi Rotatiller GörünüĢü.

(21)
(22)

3.1.3. AraĢtırmada Kullanılan Araç ve Ölçme Cihazları 3.1.3.1. CO2 emisyonu ölçüm cihazı

Topraktan atmosfere salınan CO2 gazını ölçüp verileri g(CO2)/m2

h1 olarak veren PP System marka emisyon cihazı kullanılmıĢtır. Cihaz 0 – 1000 ppm aralığından 0 – 10000 ppm aralıklarında manuel olarak ayarlanıp ölçüm yapabilmektedir. Cihazın hava akıĢ debisi 350 ml/min‘dir. Cihazın ölçüm süresi 1 – 125 dakika arasında değiĢmekte olup istenilen aralıkta manuel olarak ayarlanabilmektedir. Cihazım yapmıĢ olduğu ölçümler dijital ekran üzerinde gösterilir ve cihaz 100 veriyi kaydedilebilir. CO2 emisyonu cihazı ġekil 3.6‘da gösterilmiĢtir(EGM4).

ġekil 3.6. ÇalıĢmada Kullanılan CO2 Emisyon Cihazı GörünüĢü.

3.1.3.2. Hız ölçüm ve Yakıt tüketimi ölçüm cihazı

ÇalıĢma hızlarının belirlenmesinde John Deer marka hız ölçme radarı kullanılmıĢtır(ġekil 3.7).

(23)

ġekil 3. 7. ÇalıĢmada Kullanılan Hız Ölçüm Cihazı GörünüĢü.

Makinelerin yakıt tüketiminin belirlenmesinde 1ml hassasiyetle ölçüm yapabilen Aqua metro marka yakıt tüketimi ölçüm cihazı kullanılmıĢtır(Ģekil 3.8).

ġekil 3. 8. ÇalıĢmada Kullanılan Yakıt Ölçüm Cihazı GörünüĢü.

3.1.3.3. Penetrometre

Toprağın penetrasyon direncini belirlemek amacıyla koni taban çapı 12,83 mm, açısı 30º ve ölçüm aralığı 0 – 250 N/cm2

olan Eijkelkamp marka penetrometre kullanılmıĢtır.

3.1.3.4. Kanatlı Kesme Aleti

Toprağın kesilme direncini belirlemek için çapı 10 cm ve yüksekliği 12 cm olan, kanatlı kesme aleti kullanılmıĢtır. Kanatlı kesme aletinin ucuna takılan tork kolu 0 – 80 Nm aralığına sahiptir.

(24)

3.2. METOD

3.2.1. Ağırlıklı Ortalama Çapın Belirlenmesi

Toprak ağırlıklı ortalama çapının belirlenmesi amacıyla, her uygulamada toprağın 0-20 cm ‘lik derinliğinden ayrı ayrı alınan örnekler 40, 20, 16, 8, 4 ve 2 mm ‘lik eleklerden geçirilerek 7 ayrı fraksiyon elde edilmiĢtir. Fraksiyonlar ayrı ayrı tartılarak % değerleri bulunmuĢtur. Ağırlıklı ortalama çapın (AOÇ) bulunmasında aĢağıdaki eĢitlikler kullanılmıĢtır (Black, 1965).

AOÇ = ∑ Xi Wi Burada;

Xi: Elek tarafından ayrılan i. agregatların her hangibir parçacık boyut grubunun ortalama çapı (mm).

Wi: Analiz edilen toplam kuru ağırlığın i. boyut grubundaki agregatların ağırlığı (g).

3.2.2. Anız Gömülme Oranı ve Tarla Üzerinde Kalan Anız Miktarının Belirlenmesi

Farklı toprak iĢleme uygulamalarına bağlı olarak buğday saplarının toprağa gömülme oranlarını belirlemek için toprak iĢleme öncesi her bir uygulama parseline 1 m2 ölçülerindeki çerçeve atılmıĢ, çerçeve içerisindeki anız toprak seviyesinden biçilerek toplanıp tartılmıĢtır. Her uygulama parselinde tartım üç tekerrürlü olarak yürütülerek anız miktarı (g/m²) olarak saptanmıĢtır. Toprak iĢlemeden sonra aynı yöntemle toprak üzerinde kalmıĢ olan buğday sapları her deneme parseli için belirlenerek buğday sapının gömülme oranları aĢağıdaki eĢitlik yardımıyla belirlenmiĢtir (Göknur ve Özarslan, 1995).

F = [(A — B) / A]*100 Burada;

F: Anız gömme oranı (%),

A: Toprak iĢlemeden önceki sap miktarı (g), B: Toprak iĢlemeden sonraki sap miktarı (g)'dır.

(25)

3.2.3. Yakıt Tüketiminin Belirlenmesi

ÇalıĢmada yakıt tüketiminin belirlenmesinde 1ml hassasiyetle ölçüm yapabilen Aqua metro marka yakıt tüketimi ölçüm cihazı kullanılmıĢtır. Her parsel toprak iĢleme sırasında her gidiĢ ve dönüĢlerde yakıt tüketimi ölçümleri alınmıĢtır. Parsel uzunluğu ve makine iĢ geniĢliğinden alan hesaplanmıĢtır. Bulunan sonuçlar l/da olarak hesaplanmıĢtır.

3.2.4. CO2 Emisyonunun Belirlenmesi

Toprak iĢleme uygulamalarında doğrudan ve dolaylı olarak CO2 emisyonu salınımı gerçekleĢmektedir.

Dolaylı CO2 emisyon ölçümleri PP System marka emisyon ölçüm cihazıyla yapılmıĢtır. Toprak iĢleme sonrası her uygulama parselinden beĢ tekerrürlü ölçümler alınmaya baĢlanmıĢ ve bu iĢlem sezon sonuna kadar gün aĢırı devam etmiĢtir. Elde edilen veriler aylara göre ayırılıp aylık ortalama değerler bulunmuĢtur. Sezonluk veriler ise elde edilen aylık ortalama verilerin zamanla çarpılıp toplanmasıyla elde edilmiĢtir. Emisyon hesaplamaları yapılırken günlük ortalama toprak sıcaklık değeri 5 °C‘nin altında olan günler, emisyon hesaplamalarına dahil edilmemiĢtir. Kabul edilebilir bir organik madde ayrıĢması 5 °C veya biraz daha düĢük sıcaklıklarda olabilirse de, bitki dokularının ayrıĢması artan sıcaklık ile hızlanır (Haktanır ve Arcak, 1997).

Doğrudan atmosfere salınan emisyonlar uygulamaların yakıt tüketimine bağlıdır. Toprak iĢleme sonrası uygulamaların yakıt tüketim değerleri belirlenmiĢtir. Yakıt tüketiminden kaynaklanan emisyon değerleri ise 1 litre motorin yanması sonucu ortaya çıkan CO2(eĢdeğer) emisyonu 2.688 kg olarak alınmıĢtır ve bulunan yakıt tüketim değerleri ile çarpılmıĢtır. Aylık sıcaklık verileri Karaaslan Toprak ve Su Kaynakları AraĢtırma Enstitüsü‘nden elde edilmiĢtir.

3.2.5. Topraktaki Organik Maddenin Belirlenmesi

Organik madde ölçümlerinde Smith weldon yöntemi kullanılmıĢtır(Smith Weldon 1941). Ölçümler toprak iĢleme öncesi ve toprak iĢlemeden hasada kadar geçen süre içerisinde her ay belirlenmiĢtir.

(26)

3.2.6. Toprağın Penetrasyon Direncinin Belirlenmesi

Toprağın penetrasyon direncini belirlemek amacıyla EIJELKAMP marka penetrometre kullanılmıĢtır. Ölçümlerde tepe açısı 30° ve koni taban alanı 1 cm2

olan koni kullanılmıĢtır. Ölçümler toprağın 0 – 20 cm ‘lik derinliğinde MPa olarak ölçülmüĢtür. Değerlendirmeye alınan her parselde tesadüfi beĢer adet ölçüm yapılmıĢtır.

3.2.7. Toprağın Kesilme Direncinin Belirlenmesi

Toprak iĢlemeden önce ve her bir uygulama ile toprak iĢlendikten sonra ölçme aletinin 0 – 20 cm ‘lik toprak profiline çakılarak, kanatlı kesicilerin bir silindir yüzeyi boyunca uyguladığı dönme momenti torkmetre kolu üzerine grafik olarak çizdirilmiĢtir. Buradan elde edilen maksimum dönme momenti aĢağıdaki eĢitlik yardımıyla kesilme direnci olarak elde edilmiĢtir (Okello, 1991).

T = T/[π.d2

(h/2 + d/6)]

T: Toprağın kesilme direnci (N/cm2) T: Maksimum dönme momenti (Ncm) d: Kanatlı kesici aletin çapı (cm) h: Kanat yüksekliği (cm)

(27)

4. ARAġTIRMA SONUÇLARI

Toprak iĢleme sonrası toprak iĢleme uygulamalarının iĢletme özellikleri üzerine etkileri gösterilmiĢtir (Çizelge 4.1).

Çizelge 4.1. Makinelerin ÇalıĢma KoĢullarına Ait Bazı Teknik Özellikler. Uygulamalar Makineler ĠĢ derinliği

(cm) ĠĢ geniĢliği (m) Yakıt tüketimi (l/da) Ortalama hız (km/h) Geleneksel

Toprak ĠĢleme Kulaklı pulluk

22 1,2 2,2 5,5 kültivatör-2‘li döner tırmık kom. 12 2,6 0,857 7 AzaltılmıĢ Toprak ĠĢleme Yatay milli rototiller L-tipi 13 1,6 1,2 2,6 Yatay milli rototiller I-tipi 11 2,1 0,94 2,65 DüĢey milli rototiller 18 1,4 1,6 3,2

4.1. Uygulamaların Toprağın Ağırlıklı Ortalama Çapına Etkisi

Farklı toprak iĢleyici organların toprağın parçalanma derecesi (ağırlıklı ortalama çap) üzerindeki etkileri ġekil 4.1 ‘de gösterilmiĢtir. ĠĢleyici organa bağlı olarak toprağın ağırlıklı çap değerleri 6,53 – 9,54 mm aralığında değiĢmektedir. Uygulamalar içerisinde toprağın en düĢük ağırlıklı ortalama çap değeri DM toprak iĢleme uygulamasında olduğu saptanmıĢtır. En yüksek ağırlıklı ortalama çap değeri ise YMIT toprak iĢleme uygulamasında olduğu görülmüĢtür.

(28)

4.2. Uygulamaların Toprağın Penetrasyon Direncine Etkisi

AraĢtırmada, toprak iĢleme uygulamalarının toprak penetrasyon dirençleri 0,866 – 1,32 MPa değerleri aralığında değiĢmektedir. ġekil 4.2 ‘de penetrasyon direnci değerleri verilmiĢtir. Uygulamalar içerisinde en yüksek penetrasyon direnci değeri YMLT toprak iĢleme uygulamasında görülmüĢtür. Uygulamalar içerisinde penetrasyon direncinin en düĢük olduğu değer ise DM toprak iĢleme uygulamasında görülmüĢtür.

ġekil 4.2. Uygulamalara Bağlı Olarak Topraktaki Penetrasyon Direncindeki DeğiĢim. 4.3. Uygulamaların Toprağın Kesilme Direncine Etkisi

Toprak iĢleme uygulamalarından sonra alınan kesilme gerilmeri 0,446 – 1,042 N/cm2 aralığında değiĢmektedir. ġekil 4.3‘de toprağın kesilme direnci değerleri verilmiĢtir. Elde edilen sonuçlara göre uygulamlar içerisinde toprak iĢleme derinliği diğer toprak iĢleme uygulamalarına göre daha az olan YMLT ve YMIT toprak iĢleme uygulamaların toprak kesilme direnci değerleri diğer uygulamalara göre yüksek çıktığı belirlenmiĢtir.

(29)

4.4. Uygulamaların Toprağın Üzerinde Kalan Anız Miktarı Ve Gömülme Oranına Etkisi

Uygulamada kullanılan makinelerin toprak iĢlemeden sonra tarlada kalan anız miktarları ve gömülme oranları ġekil 4.4 ‘de gösterilmiĢtir. Uygulamalara bağlı olarak iĢleme sonrası anız miktarı 68 - 42,67 g/m2

ve gömülme oranları ise %52.78-70.37 aralığında değiĢmektedir. Toprak iĢleme sonrası tarla üzerindeki anız miktarı %70.37‘lik azalma ya da gömme oranıyla geleneksel toprak iĢlemede en büyük olmuĢtur.

ġekil 4.4. Toprak ĠĢleme Sonrası Uygulamalara Bağlı Olarak Anız Miktarı ve Gömülme Oranındaki DeğiĢim.

4.5. Uygulamaların Yakıt Tüketimine Etkisi

Uygulamalarda kullanılan makinelerin yakıt tüketimi ġekil 4.5 ‘te verilmiĢtir. Makinelerin yakıt tüketimleri 0,94 - 3,914 l/da aralığında değiĢmektedir. Uygulamalar içerisinde en yüksek yakıt tüketimi değeri geleneksel toprak iĢleme uygulamasında görülmüĢtür. Geleneksel toprak iĢleme uygulaması YMIT toprak iĢleme uygulamasına göre yaklaĢık %316 daha fazla yakıt tüketilmiĢtir.

(30)

4.6. Uygulamaların CO2 Emisyonuna Etkisi

Toprak iĢleme sonrası emisyon değerleri 0,42 – 0,84 g(CO2)/m2h aralığında değiĢmektedir (ġekil 4.6). En yüksek değer geleneksel toprak iĢleme uygulamasında görülmüĢtür. Geleneksel toprak iĢleme uygulamasını DM toprak iĢleme uygulaması takip etmektedir. En düĢük emisyon değeri ise YMIT toprak iĢleme uygulamasında saptanmıĢtır. Toprak iĢleme sonrası emisyon değerleri üzerinde yapılan varyans analizi, uygulamalar arasındaki farklılığın önemli olduğunu ortaya koymuĢtur (P<0.01) (Çizelge 4.1). Ortalamalar üzerinde yapılan LSD testinde ise her bir uygulama arasındaki farkın önemli olduğu görülmüĢtür.

ġekil 4.6. Uygulamalara Bağlı Olarak Toprak ĠĢlemeden Sonraki Doğrudan Atmosfere Salınan CO2 Emisyonundaki DeğiĢim.

Çizelge 4.2. Toprak ĠĢleme Sonrası Emisyon Değerleri Üzerinde Yapılan Varyans Analizi Ve LSD Değerleri. V.K. S.D. K.T. K.O. F Faktör 3 0.316 0.105 263.5** Hata 8 0.003 0.000 Genel 11 0.319 0.029 Uygulamalar Ortalama GT YMLT YMIT DM 0.84a 0.67b 0.42c 0.79d LSD (0.05) = 0.038

(31)

Aylık ortalama emisyon değerleri 0,21 – 0,54 g (CO2)/m2h arasında değiĢmektedir (ġekil 4.7). Geleneksel toprak iĢleme uygulamasında genel olarak bütün aylarda en yüksek değerde seyretmiĢtir. KıĢ sezonunda (Aralık, Ocak ve ġubat) tüm uygulamalarda azalma görülmüĢtür. Mart ayından haziran ayına kadar uygulamaların emisyon değerlerinde artıĢ gözlemlenmiĢtir. Temmuz ayında uygulamaların emisyon değerlerinde düĢüĢ görülmektedir.

ġekil 4.7. Aylara Bağlı Olarak Aylık Ortalama CO2 Emisyonundaki DeğiĢim.

ÇalıĢmada sezon boyunca toprağın aylık ortalama sıcaklık değerleri -1,9 – 23,4 °C aralığında değiĢmektedir (ġekil 4.8). KıĢ aylarında (Aralık, Ocak, ġubat) sıcaklığın , -5 ve -1,9 °C‘ye kadar düĢtüğü görülmüĢtür. Bahar aylarında (Mart, Nisan Mayıs) sıcaklık değerleri kıĢ aylarına göre artıĢ göstermiĢtir. Yaz aylarında (Haziran, Temmuz) sıcaklık en yüksek değere ulaĢmıĢtır (ortalama 23,4 °C). YağıĢ miktarı kasım ayında artıĢ göstermiĢtir. Mart ayında ve yaz aylarında (Haziran, Temmuz) yağıĢ miktarı minimum seviyelere inmiĢtir.

(32)

-10 0 10 20 30 40 50 60 70 80 Aylar

Sıcaklık (oC) Yağış (mm)

ġekil 4.8. Aylara Bağlı Olarak Toprak Sıcaklığı ve YağıĢ Miktarındaki DeğiĢim.

Organik Madde değerleri 1,08 – 1,86 % aralığında değiĢmektedir (ġekil 4.9). YMLT toprak iĢleme uygulamasının toprak organik madde miktarı değerleri diğer uygulamalara göre ilk altı ay boyunca en yüksek değerler göstermesine rağmen sonraki aylarda uygulamalar içerisinde en düĢük seviyelerde ilerlemiĢtir. Geleneksel toprak iĢleme uygulaması Mart ayından sonra uygulamalar içerisinde en yüksek değere ulaĢtığı Haziran ve Temmuz aylarında tekrar azaldığı görülmektedir.

ġekil 4.9. Aylara Bağlı Olarak Organik Madde Miktarındaki DeğiĢim.

(33)

Sezonluk toplam CO2 emisyonu 2149 – 2301 kg/da aralığında değiĢmektedir (ġekil 4.10). Uygulamalar içerisinde sezonluk toplam emisyon değeri en yüksek olan uygulama geleneksel toprak iĢleme uygulaması olduğu görülmüĢtür. Geleneksel toprak iĢleme uygulamasını DM toprak iĢleme uygulaması takip etmektedir. Uygulamalar içerisinde en düĢük emisyon değeri YMIT uygulamasında görülmektedir. Toplam emisyon değerleri üzerinde yapılan varyans analizi, uygulamalar arasındaki farklılığın önemli olduğunu ortaya koymuĢtur (P<0.01) (Çizelge 4.3). Ortalamalar üzerinde yapılan LSD testinde ise YMLT ve DM uygulamaların ortalamaları arasındaki farklılığın önemsiz olduğu saptanmıĢtır.

ġekil 4.10. Uygulamalara Bağlı Olarak Sezonluk CO2 Emisyonundaki DeğiĢim.

Çizelge 4.3. Sezonluk Toplam Emisyon Değerleri Üzerinde Yapılan Varyans Analizi Ve Lsd Değerleri. V.K. S.D. K.T. K.O. F Faktör 3 37203 12401 124.01** Hata 8 800 100 Genel 11 38003 3454.8 Uygulamalar Ortalama GT YMLT YMIT DM 2301a 2194b 2149c 2198b LSD (0.05) = 18.83

(34)

ÇalıĢmada toprak iĢleme sonrası bulunan ağırlıklı ortalama çap, penetrasyon direnci ve iĢ derinlikleriyle toprak iĢleme sonrası atmosfere salınan emisyon arasındaki iliĢkiler grafiksel olarak gösterilmiĢtir (ġekil 4.10-11).Ağırlıklı ortalama çap ile toprak iĢleme sonrası atmosfere salınan CO2 emisyonu arasındaki iliĢkinin determinasyon katsayısı küçük bulunmuĢtur (R2

=0.39).

Penetrasyon direnci ile toprak iĢleme sonrası atmosfere salınan CO2 emisyonu arasında önemli bir iliĢki bulunmuĢtur (P<0.01) (ġekil 4.11). Her iki değiĢken arasında doğrusal bir iliĢki saptanmıĢtır. Penetrasyon direnci arttıkça emisyon değeri azalmaktadır. Penetrasyon direncinde %43‘lük bir artıĢ olduğunda emisyon değerinde % 50‘lik bir azalıĢ görülmektedir.

ġekil 4.11. Penetrasyon Direnci ile Emisyon Arasındaki iliĢki.

Toprak iĢleme derinliği ile toprak iĢleme sonrası atmosfere salınan CO2 emisyonu arasında polinomial bir iliĢki bulunmuĢtur (ġekil 4.12). Toprak iĢleme derinliği arttıkça emisyon değeri de artmaktadır. Toprak iĢleme derinliğinde %100‘lük bir artıĢ olduğunda emisyon değerinde %100‘lük bir artıĢ olduğu saptanmıĢtır.

(35)

ġekil 4.12. Toprak ĠĢleme Derinliği Ġle Emisyon Arasındaki ĠliĢki.

Toprak iĢleme uygulamalarında traktörün tükettiği yakıt nedeniyle doğrudan atmosfere salınan CO2 emisyonları ġekil 4.13 ‘de gösterilmiĢtir. Makinelerin yakıt tüketimlerine bağlı olarak emisyon miktarları 2,52 - 10,52 kg/da aralığında değiĢmektedir. En yüksek yakıt tüketimine sahip olan geleneksel toprak iĢleme uygulamasının, doğrudan atmosfere salınan emisyon değeri de en yüksek değer olarak bulunmuĢtur.

ġekil 4.13. Uygulamalara Bağlı Olarak Yakıt Tüketimi Sonucu Doğrudan Atmosfere Salınan CO2

Emisyonundaki DeğiĢim.

(36)

5. TartıĢma

Toprak iĢleme derinliği ve toprak iĢleme sonrası doğrudan atmosfere salınan emisyon değeri arasındaki iliĢki (ġekil 4.10), toprak iĢleme derinliğinin emisyon değerini önemli derecede etkilediğini göstermektedir. Toprak iĢleme esnasında toprak içerisinde muhafaza edilen CO2 toprağın iĢlenmesi sonucu atmosfere karıĢmaktadır. Toprağın daha derinden iĢlenmesi ise bu miktarı arttırmaktadır. Sezon boyunca toprak iĢleme derinliği diğerlerine göre yüksek olan uygulamaların emisyon değerleri de yüksek bulunmuĢtur. ÇalıĢma derinliği traktör yakıt tüketimini etkilediği için atmosfere doğrudan salınan emisyon miktarını da arttırmaktadır.

ġekil 4.1 ‘e bakıldığında uygulamaların ağırlıklı ortalama çapında farklı değerler elde edildiği görülmektedir. Bu farklılığın, makinelerin toprağı parçalama kabiliyetinden kaynaklandığı söylenebilir. Çarman ve ark. ,(2011) buna benzer bir çalıĢmada, kuyruk milinden hareketli bazı makinelerle yaptıkları çalıĢmada toprağın ağırlıklı ortalama çap değerinde (7,28 – 11,76 mm) benzer sonuçlar bulmuĢlardır. Uygulamaların penetrayon direncinde görülen farklılıklar farklı toprak iĢleme derinliğinden kaynaklandığı söylenebilir(ġekil 4.2). Penetrasyon direnci ve toprak iĢleme sonrası alınan emisyon değeri ile arasında ters orantılı bir iliĢki bulunmuĢtur (ġekil 4.8). Aralarında bulunan bu orantı emisyonun toprağın sıkıĢma miktarına bağlı olarak azaldığını göstermektedir. Toprak sıkıĢması sonucu atmosfere salınacak olan CO2 gazının toprak bünyesinde tutulmasının, emisyonun azalmasına neden olduğu söylenebilir.

Uygulamalar içerisinde kesme direnci en yüksek uygulama, YMLT uygulaması olduğu saptanmıĢtır (1,042 N/cm2). YMLT uygulamasında çalıĢma derinliğinin az olması, kesme direncinin yüksek bulunmasına sebep olduğu söylenebilir.

Tarla üzerinde kalan veya toprağa gömülen anız CO2 emisyonu bakımından önemlidir. Çünkü; tarla üzerinde kalan anızdaki C toprak yüzeyinde kalarak yavaĢça organik maddeye dönüĢmektedir. Karbonun toprakta tutulmasını arttırmak; atmosfere salınan CO2 miktarını azaltmaktadır. ġekil 4.4 incelendiğinde, uygulamalar arasında anız gömülme oranının Geleneksel toprak iĢleme uygulamasında en yüksek değere ulaĢtığı görülmektedir. Anızın toprağa karıĢması sonucu topraktaki mevcut solunumun artıĢ gösterdiği söylenebilir. Çünkü; geleneksel toprak iĢlemenin uygulamalar içerisinde anız gömme oranı ve buna bağlı olarak dolaylı emisyon değeri en yüksek uygulama olduğu görülmektedir.

(37)

ġekil 4.6 incelendiğinde uygulamaların toprak iĢleme sonrası emisyon değerlerinde artıĢ olduğu görülmektedir. Geleneksel toprak iĢleme uygulamasının toprak iĢleme sonrası emisyon değeri 0,84 g(CO2)/m2h olarak belirlenmiĢtir. Buna benzer bir çalıĢmada Reicosky (2002), batı Minnesota‘ da üç aylık bir süre içerisinde pullukla sürümün topraktan CO2 salımı üzerindeki etkisini araĢtırmıĢtır. Alınan değerler incelendiğinde ilk sürüm sonrası CO2 salımı pullukla sürülmüĢ parsellerde saatte 100 g/m2 olarak ölçülmüĢtür.

Toprak iĢleme sonrası Eylül ayında emisyon değerleri artıĢ olduğu görülmektedir (ġekil 4.7). Kasım ayında yağıĢların baĢlaması ve uygun sıcaklık değeri sonucu uygulamaların emisyon değerleri pik noktasına ulaĢmıĢtır. ġekil 4.8‘de aylık sıcaklık değerlerine bakıldığında Aralık ve Ocak ayları düĢük sıcaklıklar göstermektedir. Bunun sonucu olarak aynı aylarda CO2 emisyon değerlerinin de düĢük olduğu gözlenmektedir. Toprak bünyesindeki mikro organizmalar toprak sıcaklığından doğrudan etkilenmektedirler. DüĢük sıcaklıklarda mikro organizma faaliyetlerindeki azalma topraktan atmosfere CO2 salınımı azalmakta ve belirli bir sıcaklık değerinden sonra durmaktadır. Bu nedenle topraktaki organik madde Ocak ve ġubat aylarında artıĢ göstermiĢtir.

KıĢ sezonundan sonra gelen ilkbahar aylarında sıcaklığın artmasıyla atmosfere salınan emisyon miktarında da artıĢ görülmüĢtür. Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında artan sıcaklık sonucu emisyon değerlerinde artıĢ görülürken aynı aylarda organik madde miktarında azalma görülmektedir. Temmuz ayında sıcaklığın yüksek olmasına karĢın emisyon değerlerinde azalma görülmektedir. Temmuz ayında emisyon değerinin düĢmesinin sebebi olarak yağıĢ miktarının düĢük olmasından kaynaklandığı söylenebilir. Topraktan atmosfere salınan CO2 emisyonunu etkileyen parametrelerden birinin de yağıĢ yani toprak nem miktarını olduğunu göstermektedir.

ġekil 4.10 incelendiğinde uygulamalar içerisinde en yüksek emisyon değerinin Geleneksel toprak iĢleme uygulamasında olduğu görülmektedir. Yıl içerisinde emisyon değerleri arasında farklılıklar görülmektedir. Bu farklılıklar, toprak sıcaklığı, nem ve mikroorganizma faaliyetleri gibi parametrelerden kaynaklanmaktadır. Ahmad ve ark, (2009) geleneksel toprak iĢleme ve doğrudan ekim uygulamalarının emisyon üzerindeki etkilerini araĢtırmak için yaptıkları bir çalıĢmada geleneksel toprak iĢlemeden kaynaklanan sezonluk emisyon değerini 26011,58 kg CO2 ha-1ve doğrudan ekim uygulamasından kaynaklanan emisyon değerini 23361,3 kg CO2 ha-1

olarak bulmuĢlardır.

(38)

Yakıt tüketimi tarla trafiği ve toprak iĢleme derinliğine bağlı olarak artmaktadır. Geleneksel toprak iĢleme uygulamasında iĢ derinliğinin fazla olması ve düzgün tohum yatağı hazırlamak için tarlanın tekrar ikileme yoluyla sürülmesi, yakıt tüketim değerinin diğer uygulamalara göre daha yüksek çıkmasına neden olmuĢtur. Uygulamaların yakıt tüketim değerleri 0,94 – 3,914 l/da aralığında değiĢmektedir. 3,914 l/da değeriyle uygulamalar içerisinde en yüksek değer geleneksel toprak iĢleme uygulamasında görülmektedir (ġekil 4.5). Yakıt tüketimi atmosfere salınan doğrudan emisyonu etkilediği için en yüksek emisyon değeri de geleneksel toprak iĢleme uygulamasında (10,52 kg/da) görülmektedir (ġekil 4.7). DM toprak iĢleme uygulaması geleneksel toprak iĢleme uygulamasında sonra yakıt tüketimi değeri en yüksek olan uygulama olduğu belirlenmiĢtir (1,6 l/da). Buna bağlı olarak doğrudan atmosfere salınan emisyon değeri en yüksek olan ikinci uygulama DM toprak iĢleme uygulaması olduğu görülmektedir. Buna benzer bir çalıĢmada Lal, (2004) bazı toprak iĢleme makinelerinin yakıt tüketimine bağlı eĢdeğer C emisyonlarını araĢtırmıĢ ve sonuç olarak en yüksek eĢdeğer C emisyon miktarı ortalama 15,2 kg CE/ha ile kulaklı pulluk çıkarken en düĢük eĢdeğer C emisyon miktarı ortalama 2 kg CE/ha ile rototiller uygulamasında bulmuĢtur.

(39)

6. SONUÇLAR VE ÖNERĠLER

6.1. Sonuçlar

- ÇalıĢma derinliği yüksek olan geleneksel ve DM toprak iĢleme uygulamalarının doğrudan ve dolaylı emisyon değerlerinin de yüksek olduğu saptanmıĢtır. ÇalıĢma derinliği ile emisyon arasında polinomial olarak artan bir orantının olduğu belirlenmiĢtir.

- Toprak iĢleme uygulamalarının Ağırlıklı ortalama çap değerleri tespit edilmiĢtir. Ağırlıklı ortalama çap ve emisyon arasında bir iliĢki bulunamamıĢtır.

- Penetrasyon direnci yüksek olan YMLT ve YMIT toprak iĢleme uygulamalarının doğrudan ve dolaylı emisyon değerlerinin diğer uygulamalara göre düĢük olduğu saptanmıĢtır. Penetrasyon direnci ile emisyon arasında ters orantılı bir iliĢki olduğu belirlenmiĢtir.

- Toprağın kesilme direncinin en yüksek değeri YMLT toprak iĢleme uygulamasında olduğu görülmüĢtür.

- Tarla üzerinde kalan anız miktarının emisyon miktarını olumlu yön de etkilediği görülmüĢtür.

- Toprak iĢleme sonrası atmosfere salınan CO2 emisyonun arttığı saptanmıĢtır. Uygulamalar içerisinde en yüksek emisyon değeri Geleneksel toprak iĢleme uygulamasın da olduğu görülmüĢtür.

- AzaltılmıĢ toprak iĢleme uygulamalarında YMIT toprak iĢleme uygulamasının emisyon açısında uygun olduğu belirlenmiĢtir.

- Mevsim sıcaklıklarının değiĢmesi sonucu emisyon değerlerinde farklılık meydana geldiği gözlemlenmiĢtir. Sıcaklığın atmosfere salınan emisyon değerini etkilediği belirlenmiĢtir. Atmosfere salınan emisyon miktarının toprak organik maddesini azalttığı saptanmıĢtır.

- Doğrudan atmosfere salınan sezonluk toplam emisyonun en yüksek değeri Geleneksel toprak iĢleme uygulamasında olduğu saptanmıĢtır.

- Yakıt tüketimi yüksek olan geleneksel ve DM toprak iĢleme uygulamalarının doğrudan emisyon değerlerinin de yüksek olduğu saptanmıĢtır.

(40)

6.2. Öneriler

Sürdürülebilir tarım ve organik madde bakımından zengin toprak için çiftçilerin daha uygun toprak iĢleme uygulamaları seçimi yapmaları gerekir. Toprak iĢleme seçimi; geçmiĢten gelen alıĢkanlıklardan ziyade daha verimli ürün elde etmenin yanı sıra toprak yapısı korunmalı ve çevreyi olumsuz yönde etkilemeyecek seçimler yapılmalıdır. Bu yüzden geleneksel toprak iĢleme yerine alternatif olarak koruyucu toprak iĢleme yöntemleri kullanılmalıdır

Geleneksel toprak iĢleme atmosfere daha fazla CO2 salınımına sebebiyet vermesi ve tarla trafiğinden kaynaklanan yakıt tüketiminin fazla olması sürdürülebilir tarımsal üretim için alternatif toprak iĢleme uygulamalarını zorunlu hale getirmektedir.

Bu çalıĢmada atmosfere salınan CO2 emisyonu ve düĢük yakıt tüketimi göz önüne alındığında YMIT toprak iĢleme uygulaması geleneksel toprak iĢlemeye alternatif olarak kullanılabilir.

(41)

KAYNAKLAR

Ahmad, S. , C. Li, G. Dai, M. Zhan, J. Wang, S. Pan, C. Cao, 2009. Greenhouse Gas Emission From Direct Seeding Paddy Field Under Different Rice Tillage Systems Ġn Central China. Soil & Tillage Research 106, 54-61.

Al-Kaisi, M.M., Yin, 2005. Tillage and Crop Residue Effects on Soil Carbon and Carbon Dioxide Emission in Corn-Soybean Rotations. Journal of Environmental Quality, 34, 347-445.

Alluvionea, F., A.D. Halvorsonb, S.J.D. Grossob, 2009. Nitrogen, Tillage, and Crop Rotation Effects on Carbon Dioxide and Methane Fluxes from Irrigated Cropping Systems. J Environ Qual 38:2023-2033.

Anonim, 2006. BirleĢmiĢ Milletler Ġklim DeğiĢikliği Çerçeve SözleĢmesi Ve Kyoto Protokolü. Türkiye Teknoloji GeliĢtirme Vakfı web sayfası.

http://www.ttgv.org.tr/UserFiles/File/REC.pdf, EriĢim: Eylül, 2014.

Bauer, A. and Black, A.L., 1994. Quantification of the effect of soil organic matter content on soil productivity. Soil Scie. Soc. Am. J. 58,185-193.

BaĢyiğit, L. TopraklaĢma. 1. ULUSAL HELAL VE SAĞLIKLI SAĞLIKLI GIDA KONGRESĠ.http://helalvesaglikli.org/docs/kongre/1/sozlu_bildiriler/5_topraklasma _doc_dr_levent_basyigit.pdf, EriĢim: Ekim, 2014.

Black, C. A. 1965. Methods of soil analysis. Part I. American Society of Agronomy, Agronomy, 9.

Baran, Y., Eren, O., 2008. Türkiye‘de Tarım Sektöründe Kullanılan Petrodizelin Çevresel Etkileri ve biyodizel Alternatifiyle KarĢılaĢtırılması. 7. Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu Bildiri Kitabı. S:83-90, Ġstanbul

Brye, K.R., D.E. Longer, and E.E. Gbur 2006. Impact of Tillage and Reside Burning on CO2 Flux in a Wheat-Soybean Production System. Soil Sci. Soc. Am. J. 70:1145-1154.

Çarman, K., Marakoğlu, T., Çıtıl, E., Gür, K., 2012.Kuyruk Milinden Hareketli Bazı Toprak ĠĢleme Makinelerininkoruyucu Toprak ĠĢleme Açısından Değerlendirmeleri. Tarım Makinaları Bilimi Dergisi. 345-352. Konya.

DOE (U.S. Department of Energy). 2000. Carbon Sequestration Research and Development, DOE/SC/FE-1, Washington, D.C

(42)

EGM4., Environmental Gas Analyzer for CO2 - PP Systems.

https://www.google.com.tr/url?sa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=1

&ved=0CB0QFjAA&url=http%3A%2F%2Fppsystems.com%2Fwp-content%2Fuploads%2FEDSEGM41.pdf&ei=s7ZHVKynMIWY7ga60ICY

Aw&usg=AFQjCNF45jR61b_eny5pTY-7FxO--vdMWA. Erişim: Ekim,

2014.

Follett, R.F., 2001. Soil management concepts and carbon sequestration in cropland soils. Soil Till. Res., 61,77-91.

Frebauer, A., Rounsevell, M., Smith, P., Verhagen, A., 2004. Carbon Sequestration in European Agricultural Soils . Geoderma.

Frye W.W., 1984 Energy Requirements In No Tillage. In: R.E., Phillips, S.H. Phillips, (Eds.), No-tillage Agricultural Principles and Practices. Van Nostrand Reinhold, pp.127-151.

Göknur, Ġ., ve Özarslan, C., 1995. Yerli yapım bazı kulaklı pulluklarla çalıĢmada traktör ilerleme hızının yüzey artıklarının gömülme oranına etkisi. Tarımsal Mekanizasyon 16. Ulusal Kongresi, pp: 362-369, Bursa.

Haktanır,k., Arcak, s.,1997. Toprak Biyolojisi(Toprak Ekosistemine GiriĢ). Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi. Yayın No: 1846, Ders Kitabı.

IPCC (Intergovernmental Panel on Climate Change) 2001. Climate Change 2001: The scientific basis. Cambridge University Press, Cambridge, England

Jacobs, G. K. and Graham, R.L., 2000. Carbon sequestration and bioenergy feedstock production seminar, Oak Ridge National Laboratory, Oak Ridge, TN.

Kern, J.S., and Johnson, M.G., 1993. Conservation tillage impact on national soil and atmospheric carbon levels. Soil Sci. Soc. Am. J., 57,200-210.

Lal, R., Kimble, J., and Follett, R., 1997. Soil quality management for carbon sequestration. In: Soil properties and their management for carbon sequestration. Edited R. Lal et al., United States Department of Agriculture, Natural Resources Conservation Services, National Soil Survey Center, Lincoln, NE

Lal, R., 2004. Soil Carbon Sequestration Impacts on Global Climate Change and Food Security. Science., 304,1623-1627

Lal, R., 2004. Carbon Emission from Farm Operatios. Environment international, 30,P: 981-990

Machado, S., Rhinhart, K., and Petrie, S. 2006. Long-term cropping system effects on carbon sequestration in eastern Oregon. J. Environ. Qual. 35, 1548-1553.

(43)

Murphy, J.D., Mckeogh, E.,Kiely, G., 2004. Technical /Economic/Enviromental Analysis of Biogas Utilisation. Applied Energy, 77, 407-427.

Namlı, A., Madde Döngüleri-1 C Bio-Jeo-Kimyasal Döngüler.

http://www.agri.ankara.edu.tr/soil_sciences/1250__toprak_biyolojisi_madde_don

guleri_1.ppt EriĢim: Ekim, 2014.

OKELLO, J. A., 1991. A Review of Soil Strength Measurement Techniques for Pre-diction of Terrain Vehicle Performance. Journal of Agriculture Enginering rescarch, 50, 129 – 155.

Reicosky, D.C., 1997. Tillage-induced CO2 Emissions from Soil. Nutrient Cycling in Agrosystems, 49. 273-285.

Reicosky, D.C., 2001. No-till and Carbon Sequestration. No-till on the Plains 2001 Speakers.

Reicosky, D.C., 2002. Long-Term Effect of Moldboard Plowing on Tillage-Induced CO2 Loss. In: Kimball, J.M., Lal, R., Follett, R.F. (Eds.), Agricultural Practices and Policies for Carbon Sequestration in Soil. CRC Press, Boca Raton, FL, pp. 87–97.

Sainju, U.M., Lenssen, A., Caesar-Thonthat, T., and Waddell, J., 2006. Carbon sequestration in dryland soils and plant residue as influenced by tillage and crop rotation. J. Environ. Qual. 35: 1342-1347.

Sampson, R.N. and Scholes, R.J., 2000. Additional human-induced activities. In: Land use, land-use change, and forestry: A special report of the Intergovermental Panal on Climate Change. Edited R.T. Watson et al. IPCC

Schlesinger, W., 2003. The Carbon Cycle: Human perturbations and potential management options. In: Global Climate Change: The Science, Economics and Politics. Edited J.M. Griffin, Edward Elgar, Cheltenham, UK.

Smith, H. W. ve Weldon, M. D., 1941. A Comparison of Some Methods for The Determination of Soil Organic Matter. Soils Sci. Soc. Amer., Proc., 5:177-182. So, H.B., R.C. Dalal, K.Y. Chan, N.M. Menzies, D.M.Frebairn, 1999. Potential of

Conservation Tillage to Reduce Carbon Dioxide Emission in Austrlian Soils. Sustaining the Global Farm. P: 821-826

Sperow, M., M. Eve, K. Paustian, 2003. Potential soil C Sequestration on US Agricultural Soils. Climatic Change 57, 319-339

TÜĠK, 2014., Türkiye Ġstatistik Kurumu web sayfası www.tuik.gov.tr , EriĢim: Eylül Ağustos, 2014

(44)

Yan, H., Cao, M., Liu, J., Tao, B., 2007. Potential and Sustainability for Carbon Sequetration with Improved Soil of China. Agriculture, Ecosystems & Environment. Volume 121, Issue 4, P: 325-335.

(45)

ÖZGEÇMĠġ

KĠġĠSEL BĠLGĠLER

Adı Soyadı : Veysel TALANTĠMUR

Uyruğu : T.C.

Doğum Yeri ve Tarihi : Siverek 1989 Telefon : 05073595604

Faks :

e-mail : veysel_talan@hotmail.com EĞĠTĠM

Derece Adı, Ġlçe, Ġl Bitirme Yılı

Lise : Mustafa Kemal, Siverek, ġanlıurfa 2006

Üniversite : Selçuk Ün. Merkez, Konya 2011

Yüksek Lisans : Selçuk Ün. Merkez, Konya Doktora :

Şekil

ġekil 1.1. Türkiye‘de 1990-2012 Yılları Arası Sektörlere Göre Emisyon Değerlerindeki DeğiĢim   (TÜĠK, 2014)
ġekil 1.1‘ de incelendiğinde 1990‘ dan 2012 yılına kadar ülkemizde CO 2(eĢdeğer)
Çizelge  1.1.  Ülkemizdeki  Önemli  Tarım  Ürünlerinin  Üretiminde  Ortalama  Yakıt  Tüketim  Değerlerine Bağlı Sera Gazı Emisyonları(YaĢar ve Eren, 2008)
Çizelge 1.2.‘de bazı toprak iĢleme aleti uygulamalarında yakıt tüketimine bağlı  eĢdeğer  C  emisyonları  görülmektedir  (Lal,  2004)
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

 Akdeniz iklim bölgelerinde kızılçamların tahribiyle oluşan çalı formasyonuna maki denir .( )  Soğuk ve kurak bölgelerde fiziksel çözülme etkilidir.( )?.

Mahkeme, Raposa Serra do Sol adlı Kızılderililere ayrılmış bölgenin bölünmemiş bir toprak parçası olarak kalıp kalmayacağına hükmedecek.. Bölgedeki yerli olmayan

Psikiyatri, Nöroloji ve Davran›fl Bilimleri Dergisi A Journal of Psychiatry, Neurology and Behavioral Sciences. ISSN 1300-8773 •

 Kış budaması: Kış ve erken ilkbahar döneminde 1 yaşlı dallar (ürün budaması) ve yaşlı kollar (gençleştirme budaması) yapılan

işleme makinaları ise daha çok birinci sınıf toprak işleme makinalarından sonra devreye girer ve nihai olarak bir sonraki ekim işlemine uygun bir tohum yatağı

Bitkilerin ve toprak üzerinde ve içinde yaşayan çeşitli canlılar ve onların artıklarının mikroorganizmalar tarafından parçalanması sonucu oluşan katı maddelerdir.

Bu nedenle kuru tarım alanlarında, su kaybı olmaması için toprak işlemenin, toprağın kısa süre içerisinde işleme derinliğine kadar kuruması nedeniyle 10 cm’den daha

Özellikle mısır gibi bitkilerde toprak işleme yapılmaksızın anıza direk ekim yapıldığında, diğer şekillerde toprak işleyerek yetiştirilen mısıra göre