• Sonuç bulunamadı

Bir devrin kültür yıldızı Şair Nigar Hanım

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir devrin kültür yıldızı Şair Nigar Hanım"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

¡ i

ívc

4'wÍ

- ir devrin kültür yıldızı Ş A I R N I G A R K A N I M (x)

2 . 3 ^ * TAKA TOROS

Türk milletinin nfidir yetiştirdiği kedınlardan ölen ÎTlGÂR Hanım 6 dil bilirdi.Avrupa ülkelerinde en çok tanınan bir kadın şairimizdi.2 Padişah, 5 Hükümdar,3 kraliçe ile görüştü.Sultan Abdulhamidden Hişan aldı.Sultan Reşat ile Bohbet etti.O’na bir kitabını sundu.Padişah,kendi yazdığı bir şairiyle bir fotoğrafını imzalayarak NÎGAR Hanıma verdi.Son PAdişah Sultan

Vahidettin de Nigar Kanımın bir manzumesini besteledi.

Oamanlı imparatorluğunun son tutucu döneminde,OSMANBEY*deki konağı ile RUMELİHİSARI1 ndaki salonlarını, yeri i ve yabancı Edebiyat ve Sanat {.damları­ na açtı.Batı'da yüksek düzeyde uygulanan kültür toplantılarını,Türkiyede

ilk defa NÎGAR Hanım başlattı.

0*nun ilginç yaşamını ve yürekler sızlatan,acılarla dolu anılarını yıllarca önce bir belgesele dönüştürme ç a l ı ş m e l a n m ı z - B u konuda heveskfir olan genç bir yardımcımın ölümü tizerine-yenm kaldı.

Gelecek kuşaklara,NlGAR Hanım gibi,dört dörtlük bir öncü kadını tanıtmak amaçlarımız arasında bulunuyor.

50 yıldanberi-biri yabancı olmak üzere-4 araştırmacıya,şair Nigara dair arşivimizden gerekli bilgi ve belgeler verilmek suretiyle yardımlar yapıldı. Bunlar lisanns üstü veya doktora hazırlıkları içerisindeydiler.

Son olarak,bu konuda çalışacaklara ışık tutmak ve kültür dünyasına bu ünlü şairinizi daha yakından tanıtmak erzusu ile-bol fotoğraflarla-blr özet yazı hazırlamayı,çok zevkli bir görev saydım.

KÖKLÜ B l R SOYDAN GELEN BABA i MA C A R OSMAN PAŞA

I 9 . a s n n ortasına doğru, orta Avrupada ihtilaller başladı .Macaristan ile Polonyada 1848 yılında başlayan ayaklanmalar başarıya ulaşamadı.Kanlı bir biçimde bastırıldı.Hürriyetleri uğruna başlarını koyarak ayaklananlar - dönemin güvenilen devletine-Osmanlı topraklarına sığındılar.Bu kahramanla­ ra devletimiz sıçak kucağını a ç t ı .Bunları ezmek için-sert notalarla-

iadesini isteyen Hükümdarlara,dönemin genç ve batı görüşlü Padişahı Abdulmecit şu karşılığı verdi s

-Tficımı veririm,başımı veririm,Ama milletime sığınanları asla vermemi Padişahın b u cesur sözü,Avrupada hayranlık uyandırdı.

Macar kökenli genç (SANDOR IAEKAi ),Türkiyeye sığınanlar arasındaydı.0 ressamdı,müzisyendi ve 4 yabancı dil bilen bir filologdu.Türk ordusuna yüzbaşı olarak k a t ı l d ı ğ ı n a S a v a ş a n d a Serdar-I Ikrem(Başkumandan)ÖMER P a ş a ’nın yaverliğini yaptı.İslam dinini kabul ederek(OSMAN NÎHALİ)adını aldı.OsmanlI döneminde-yönetim görevlerinden olan-KUTASARRIFLIK hizmetinde bulunan ve Sadrazam Keçeci luat Paşanın I ühürdarlığını yapan İzmirli Nuri Beyi^ kızı IMllIE RlF'ATÎ Hanımla evlendi.34 yıl süren mutlu bir yaşamı oldu*

Niğar Hanım bu evliliğin ilk çocuğudur.İkincisi,9 yaşındayken,Fatih*te iil Yokuşunda,bir kaza sonucu ö l e n (ALI)dir.

Jzun süre İ m a n c a hocalığı

yaptığı

(Harbiye Mektebi)nden emekliye a y n l d ı

(x) B u makaledeki bilgi ve belgelerden,kaynak gösterilmek koşuluyla, yararlanılabilir.

(2)

Osman Paşa »eşinden 2 yıl kadar sonra, felç geçirerek öldü.Üzüntülerini Mandolin ve Kitarla nağmeler içerisinde dile getirerek,gözlerini kapadı.

ressamlığı yanında bestekfirlığı da bulunan eserleri arasında,7 sayfalık (Macaristan Hatıraları)valsı ile,(Marş-ı Osmanî)kn±$mıcxki en tanınmış

olanıdır. Döneminin en zengin pipo ve nargile koleksiyonuna sahipti.

Macar Osman Paşa'nın iki çocuğunun ilki-1862 yılında doğan-UlGAR ile, 9 yaşındayken,iatİh*te Pil kokuşunda bir kaza sonucu ölen A l î ’dir.

PIRIL PIRIL ZEKALI BÎR KIZ

îfİGAR Hanım, 5 yaşındayken babası ve özel Öğretmenler tarafından eğitil­ meye başlandı.7 yaşındayken (KU*AK)okumasını öğrendi. Aynı yıl .Kadıköyde Madam GAROS'un özel okuluna,yatılı olarak verildi.Bu okulda,Pransızca, Piyano,resim,dikiş,bale ve dans öğretilirdi.Küçük Nigar,bunların tümünde başarılı,hatta üstün başarılı bir öğrenciydi .Öte yandan,bu yatılı fransız okulundaki zengin ve tanınmış azınlık ailelerinin kızlarından İtalyanca, Ermenice,Kumca da öğrendi. Babasından da Macarca ve Almanca dersler aldı.

Prensızcayı Letamsier*den,Piyanoyu Dikran ve Borei'den,resimi Simon'dan öğrenen Nigar,haftada iki defa özel ders aldığı ŞÜKRÜ Hocadan-îransızcadan başka-.trapça ile Parsça öğrendi.Aynı Hocadan Din dersleri de aldı.İÎİGAR hanımın yetişmişinde b u Şükrü Efendi'nin büyük rolü oldu.Döneminin sarıklı

bir aydını olan b u şükrü Hoca 7 dil bilirdi.Bu nedenledir ki,kendisine (EBÜLLİSAN ŞÜKRÜ HOCA)denilirdi.1 fini(dil babası)olarak tanınırdı.Sultan Abdulaziz'in Iransayı ziyaretine karşılık olarak 3.Napolyonun karısı, ibe împaratoriçe OJENİ'nin Istanbula geldiğinde,Ebüllisan Şükrü Hoca, Padişahla,aralarında tercümanlık yapmıştı.

13 YAŞINDA BAŞLAYAN MUTSUZ EVLİLİK

Hayret edilecek bir olay ama,tümüyle gerçek. .Nigfir Hanım 13 yaşında bir aşk izdivacı yaptıî Olay şöyle başladı i

Nigfir,Kadıköydeki yatılı okuldan,bazen haftada »bfizan on beş günde bir, evine çıkardı.Istanbulun sayğın kişilerinden olan Hacı Salih Efendi'nin, İhsan adında bir oğlu vardı, özel olarak okutulmuş-ailenin tek oğlu olarak- nazlı büyütülmüştü.

îhsan,Nigâr*ın okul çıkışında,Çengelköy iskelesinde gördü.Görür görmez fişık olduIHafta sonlarını sabırsızlıkla bekleyerek o'nu izliyordu.İhsan,bu küçük kızla evlenmek istediğini-kendisinden 10 yaş kader büyük-ablasına açtı.Bu abla,Hacı Salih Efendi'nin konağına hfikimdi.İstanbulda Divanyolun- daki-şimdiki-sağlık Müzesinin bulunduğu bina Hacı Salih Efendi'nin konağıy­ dı.

Nazlı ve biraz da şımarıkça büyütülen çocuğun b u erken arzusuna aile karşı koyamadı.Nigfir Hanımın ailesiyle temasa geçtiler.Nigfir henüz 12 y a ­ şındaydı! Babası Mo c a r Osman Paşa-kendi ülkesinde hiç rastlanmayan bu yaştaki evliliğe karşı çıktı.İhsan*ın ailesine,bir kaç yıl beklemelerini

önerdi.Karşı taraf ısrarlıydı.Yanıp tutuşan İhsanın beklemeye tahammülü yoktu.Higfinn annesi,bfizı ailelerde,böyle çocuk yaşta evlilikler yapıldı­

(3)

Higfir Banım, Sultanahmette, Di vanyolunda?şimdiki (Sağlık LIüzesi)olan konağın gelini oldu.

B u bina,IstarBulun tanınmış ve sevilen kişilerinden-Evkaf Dairesinde Senedat liüdürü-Hacı Salih Efendinindi .Higfir Hanım, kayınpeder i Hacı Salih Efendi'yi anlatırken, dünyanın en şefkatli,kimseleri incitmemiş bir adam olarak niteler.îTe var ki Hacı Salih Efendinin-oğlu İhsan*dan on yaş kadar büyük olan-tek kızı ve Higfir Hanımın görümcesi b u konağa hakimdir!0 her dediğini gerçekleştiren bir kadındır.Kardeşi İhsan Bey de ablasının avucu­ nun içindedir.

Higfir Hanımın ilk evlilik yılları normal sayılırsa da,kocasının dışa­ rıdaki gece s a f a l a r m a ve kumara eğilimli yaşamı,yuvalarına huzursuzluk getirdi.Aile düzeni bozuldu.Koneğın yüksek tavanlı odaları Higfir Hanımın yürekler sızlatan acılarını dindiremedi. / $

Higfir Hanım, İhsan Beyle ilk boşandığında y a ş m d a y d ı . A n a baba ayrı­ lığı küçük yavrularr üzerinde olumsuzluklara neden oluyordu. Çocuklarına ana şefkatini tattırabilmek için,tekrar evlendiler.Bu birleşmede çccukla- r m m ve İhsan Beyin ricası yanında,kayınpederi Hacı Salih Efendinin ricası etken oldu.

He var k i , "Huylu huyundan vaz geçmez"sÖzü çok zaman gerçeği yansıtmış­ tır. İhsan Bey,eski alışkanlığını sürdürdü ve babasının servetini,gece âlemlerinde yemeğe başladı.

İhsan Beyin bu tutumunun düzeltilmesi için,babası Hacı Salih Efendi her çareye başvurdu.Belki orada uslanır ve durulur ümidiyle,oğlunu bir dış

göreve tayin ettirdi.Viyana elçimiz SADÜLLAH Paşa,-kızı

dolayısıyla-a k r dolayısıyla-a b dolayısıyla-a l dolayısıyla-a n n d dolayısıyla-a n d ı . B u ydolayısıyla-akınlıktdolayısıyla-an ydolayısıyla-ardolayısıyla-arldolayısıyla-andolayısıyla-ardolayısıyla-ak İhsdolayısıyla-an Bey, Viyana ve Derlinde Hariciye hizmetlerinde bulundu. İhsan Beyin özel yaşamın­ da hiç bir değişiklik olmadı.İhsan Bey Istanbula döndü ve eski yaşamını sürdürdü.

Sırf çocuklarını düşünerek İhsan Beyle tekrar evlenen Higfir hanım,tam bir hayal kırıklığına uğradı.Yuvaları ikinci defa bozuldu.Bu boşanma hem çocuklarını hem Iîigar Banımı çok üzdü.İhsan Beyin ailesi,küçük çocuğunu vermediler.Iîigfir Benim günlerce gözyaşı döktü.O*na b u zulmü,görümcesi yapı­ yordu.

3 DEĞERLİ EVLAT

İhsan Beyle Higfir Hanımın 3 oğlu oldu.Her üçü de Sultan Abdulhamid*in emriyle liekteb-i Sultanî(Galatasaray)de,parasız yatılı okutuldular.Annele­ rinin şefkat ve duygulu tutumlarıyla eğitilen bu çocuklar, ilerisi için Türk kültür hayatının tanınmış kişileri arasında yeraldılar.Çair Higfir Hanımın eserlerinden sözeden ünlü bir edebiyatçımız(O'nun en değerle eserleri üç oğludur.)demişti.Bu söz,döneminde,dillerden düşmeyen bir ta­ nımlama oldu.

i^air Higfir Hanımın çocukları Salih Mü n i r Higfir(I88o-I94-0), Salih Feri­ dun IFigfir(1882-1969),Salih Keramet Higfir(1885-1987)dir.k* Io2 yaşında ölen Keramet Higfir hariç,diğerlerinin.devam edegelmektedir.Higfir ailesinin

genel olarak,belirgin niteliği,kültür ve sanat konularındaki ağırlığıdır.

(4)

EDEBİYATA GÎRİŞ

Osman Paşa kazının kendisi gibi yabancı dil bitlenmesini,müzisyen olmasını,resim yapmasını arzuluyordu.Nigfir Hanım,resim hariç kendisini çeşitli diller öğrenmeye,müziğe ve edebiyata verdi.Son aylarında bile her gün 2 saat piyano çaldığı olurdu.

Edebiyat dünyasına küçük yaşta adımını attı.İlk manzumesini 14 yaşında yazdı.Bu bir mersiye idi.Kardeşi A l i ’nin Fatihte Fil Yokuşunda kazaya kur­ ban gidişi o ’nun kalbinde derin bir yara açtı.îlk şiiri bir mersiye oldu. Ne acı bir rastlantıdır ki Nigfir Hanımın son manzumesi de bir mersiye oldu.

Döneminin ünlü bir edebiyatçısı,editörü il.Rauf Bey-35 yaşında-tifüsten öldü.Nigar Hanımın son yazısı,bu gence ait mersiyesidir.Yine ne acı bir rastlantıdır ki,Nigfir hanım da-bu mersiyesinden-20 gün sonra tifüsten I nisan 1918 günü,Etfal hastahanesinde gözlerini kapadı.

Edebiyata 14 yaşınde bir mersiye ile giren Nigfir Hanımın yeteneğini ana ve babası çok etkiledi.Onlardan büyük teşvik gördü.Anılarında bu konuya özetle,şöyle değinir :

(...Benim şiire merakım yaratılışımdan kaynaklanır.İlk şiirimi üzüntülü bir sarsıntının etkisiyle yazdım.Şiir yazmakta yaratılışımın elverişliliği yanında annemin etkisi oldu.Annem çok şiir bilen bir kadındı.Bana ilk şiir zevkini o aşıladı.Babamın b u konudaki teşviki de beni güçlendirdi.)

Nigar Hanımın ilk yayınlanan kitabıEFSUS)tur.1886 yılında yayınlandı. Bundan sonra(Neyran7 1896 da,(Aksi seda)I900 de neşredildi.Manzumelerinde bol miktarda arapça ve farsçe kelimeler kullanmıştır.Şiirlerinde bfizan Re- caî Zade*nin,bfizen Abdulhok Hamidin etkisi görünür.Ne var ki konularını,

eski kadın şairleri gibi.erkek gibi seçmemiştir.Kadın ıztırabı ağırlıkta­ dır. Batılı bir hava da sezilir.Bu yüzden Tanzimattan sonraki edebiyatımızın ilk kadın şairi olarak,haklı bir şöhret yapmıştır.Abduyham H a m i d ( A v r u p a n m en uygar ülkelerinde bile böyle bir kadına az rastlanır.)demektedir.

Eserlerinde ıztıbını işlemekle beraber,vatanının güneşine,baharına, mehtabına,semasına doyamaz.Denize hayrandır.]oğaziçine aşıktır.$Piyade)adı- nı verdiği sandalıyla Boğaziçinin sefasını sürmüş olan tek kadındır.Süley­ m a n Nazif şöyle der s

(..Boğaziçi,o'nun güzel yüzünü,görkemli görünümünü ve özellikle ruh­ ları etkileyen gözlerinin çekici bakışlarını hiç bir zaman unutamaz...)

B e b e k t e ;sandaliyle geziye çıkan Nigar Hanıma rastlayan büyük şairimiz yahya K e m a l , o ’nun kişiliğinde Istanbulun ruhunu gördüğünü,söylerdi.

NİGAR KANILIN ÖLÜMÜ

I Nisan 1918 günü Şişli Etfal Hastahanesinde Tifüs*ten ölen Şair Nigar Hanım,Istanbulu yasa boğdu.Hayattan ayrılan hiç bir edebiyatçının ardından böylesine yoğun bir yayın yapılmadı.Nigar Hanımın,her ortamdan d o s t l a n ve hayranları vardı.Edebiyatçılar,Müzisyenler,diplomatlar,salonu­ na sohbetlerine devam eden aydınlar,o*nun ardından g ö z y e ş l a n döktüler.

(5)

NlGJtR HANIMI. SALI TOPLANTILARI

Batının büyük merkezlerinde,tanınmış kişilerin evlerinde gelenek hale getirdikleri sanat ve edebiyat toplantıları,Tükiyede Niğfir Hanımla başlatıl- dı.Bu açıdan da Niğar Hanım,bizde batı anlamında litere toplantıların öncü­ südür • Oemanbeydeki konağı ile B u m e l i h i s a n n d a k i yalısının salonları,salı günleri dolar taşardı.Buraya dönemin kalburüstü kişileri»edebiyat ve sanat m e n s u p l a n gelirler sohbet ederlerdi.Bunlar arasında Maarif Hfizırı

litinif

Paşa,Süleyman Nazif,Ahmet Mithat Efendi,Abdulhak Kamit,Cenap Sahabettin, Paik filî,kadın edebiyatçılardan Şair ve Bestekâr Leyle Planım,Hihrinnisa ve Bahriye Atıf Hanımlarla,ünlü tarihçi Cevdet Paşanın k ı z l a n Fatma Aliye ile linine Semiye Hanımlar gelirlerdi.Baha nice aydın kişiler bu s a l o n l a n m devamlı konuğu idiler.

B u salonun k o n u k l a n arasında Pierre Loti,Süllü Prodom,Pol bur;je,Barmen silva gibi yabancılar da bulunmuşlardır.

B u salona ünlü virtiyözler ve m zisyenler,yakınlarıyla,gelirler ve gece y a n l a r ı n a kadar müzik icra ederlerdi.Nigar Hanımla bunlarlar, bSzen kitar, genellikle piyano çalarak,zevkli saatler geçiririerdi.Pencerelerden Osmanbey bahçesine kadar yayılan nağmeleri oradan geçenler,hayranlıkla dinlerlerdi.

Müzisyenlerin şöhretleri yaygındı.(List;in ekolünden yetişip onun cazi­ besiyle Istanbula gelip yerleşen virtiyöz Hegge,yine List*in öğrencilerinden iken çocuk yaşta Türkiyeye gelen Venedikli Tevfik Bey-ki müslüman olmadan önceki adı(Alexandro Voltam)dı.Bunlar Osmanlı sarayında şehzadelerle sultan­ lara müzik dersleri vermişlerdi.Devletyen Efendi de Niğfir Kanımın musiki d o s t l a n n d a n d ı •

musiki yönü de güçlü olan Niğfir Hanım,sıksık saraya da dfivet edilirdi, Oradaki musiki fasıllarına katılırdı.Sultan Abdulhemidin hanımları ve müzis­ yen, bestekfir oğulları ve kızlarıyla dozttu.Sultan Eeşat ile karşılıkla soh­ betlerde bulunmuş tu. M i m e * nin Bulgarlardan geri alınması üzerine Niğfir H a ­ nımın yazdığı coşkulu manzume,Sultan Vahidettin tarafından bestelenmişti.

AVHÜPAYI TEK BAŞINA DOLAŞAN KADIN

O dönemde hiç bi» Türk kadınının yapamadığı yabancı ülkeleri gezme olanağını Niğfir Hanım gerçekleştirdi. 2 defa Avrupayı bir kere de M ı s ı n dolaştı.Bütün gezilerini tek başına gerçekleştirdi.Yabancı dillere vukufu dolayısiyle gzilerini kolaylıkla yaptı.Bu seyahatlerinde bfizı Kral ve Kra- çelerle g ö r ü ş t ü . O n l a r m dfivetlerine katıldı.Hepsini şaşırtan k ültür biriki­ miyle değişik »yepyeni bir Türk kadını imajı yarattı.

<

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Protokolü, daha sonra hemen bütün bürokratların inkar ettikleri anlaşılan tutanaklara göre, döne­ min Başbakanı Turgut Özal hayali ihra­ catla ilgili

Benim gibi günde en aşağı on büyük fincan kahve içenler bu değişikliğe henüz zevklerini a- lıştıramamışken ortaya bir de kahve pişi­ ren makine

yatroları dahil) çok daha sığır, çok daha açık, cinsiyet hayatım doğrudan doğruya ilgilendiren kinayeler, hareketler ve sözlerle dolu başka oyunları da bu

Sonra tabii ki söz dönüp dolaşıp Resim ve Heykel Müzesi’ne geliyor; Belkıs Mut- lu’ya, “Peki müzenizi nasıl koruyorsu­ nuz.. Müze hakkında çok şey

In several zones o f Azerbaijan (especially in central Aran regions) geological, ecological process that happen in environment and ground waters rise to the surface

Here, we report the case of a 40-year-old male with episodes of paroxysmal non-kinesigenic dystonia (PNKD) as the first manifestation of multiple sclerosis (MS), secondary to an

Yaşar Kemal’le birlikte — (Soldan sağa) Amerikalı yazar Elie Wiesel, Hollandall belgesel ustası Joris Ivens, Italyan film yönetmeni Federico Fellini ve ünlü

ıııııııi!ii!imtimyii!iı «Maaşımız artarsa devletin tatil köylerinde onbeş gün tatil yapabileceğiz. Bunu vermemize şimdilik imkân yok.» «Bizi sık sık