YAPI ve KREDİ
B A N K A S I
Kültür ve Sanat Hizm etlerinden :S e rg i
İ Myaban hayvanlan
8
Nisan
R E SİM S E R G İS İ
M
9
scallh acar
yaban hayvanları
Özgün sanatçılığının yanı sıra, son yıllarda Türkiye'de doğayı koru ma alanındaki çalışmalarıyla da büyük bir üne kavuşan Salih Acar, bu sergisinde çok değişik ve şaşır tıcı bir kimlikle karşımıza çıkıyor. Onbeş yıldır tablolarında sadece kuş konusunu işleyişi nedeniyle «kuş ressamı» olarak tanımlanan Salih Acar, bu yıl ilk kez tür de ğiştirip, yaban hayvanlarını aldı tuvallerine. Artık gerilerde kalan binlerce kuş tablosunun yerini, şimdi doğanın yaban yaratıkları, karacalar, alageyikler, dağkeçileri, susamurları, foklar, kurtlar, tilki ler almış. Sanat evrenini bıktırma dan tam onbeş yıl aynı çizgiyi inat la sürdürmeyi başarmış bir sanat çı için yeni bir uğraşa yönelmek, meslek yaşamında çok önemli bir aşama sayılmalıdır. Kuşları özgür lüğün simgesi saydığı, insanlara daha yakın bulduğu için yıllar bo yu yapıtlarına konu yapan Salih Acar'ın doğayı koruma çalışmala rına yöneldikten sonra, sanata ba kış açısında da değişiklik olmuş, böylece doğa hayvanlarını sanatı na ortak etme yoluna giderek uzun süredir düşündüğü bir işlemi de gerçekleştirmiştir. Salih Acar, an
lamı geniş de olsa, yıllardır içinde sıkışıp kaldığı dar çemberi sonun da aşıp, çok boyutlu bir alana ge lip dayanmıştır. Yaban hayvanları nın ardından ne geleceği, bugün den kesinlikle belli değildir. Gele cek sergisinde belki böcekler, bel ki kelebekler, belki de balıklar iz- liyecek, belki bir gün sıra bitkilere gelecektir. Hangisi gelirse gelsin, hepsi de doğa ile sımsıkı kenetli, doğanın bir bölümünün sanata yansıması olacaktır. Salih Acar'ın yolu budur. Bu yol bir kez çizil miştir ve değişmez.
Salih Acar'ın doğa tutkusu, sevisi çocukluk dönemine dek uzar gi der. Çocukluğu doğanın içinde, do ğa ile kucak kucağa yaşanmış, son radan sanatına ortak ettiği kuşla- n ve şimdi de yaban hayvanları, anımsadığı o doğanın içinden bu lup çıkarmıştır. Sanatçı Sofya Gü zel Sanatlar Akademisi'nin Fresk- Duvar Resmi bölümünü bitirdikten sonra 1951'de Türkiye'ye göçetti. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Aka demisi'nin de resim bölümünü bi tirip iki yıl da Heykel bölümünde okudu. Uzun süren öğrenim yaşa mından sonra, ilk yıllarda köylü
ler ve balıkçıları tablolarına konu edindi bir süre. Bir ördek avına katıldıktan sonra, çocukluğundaki doğa sevisi yeniden canlandı. O günden bu yana tablolarında inat la yalnız kuşları konu edindi. Do ğanın uzak kaldığımız, unuttuğu muz, çoğunlukla görsek bile fark- edemediğimiz bir bölümünü, bu arada kuşları, mimariye soktu, en düstriye kattı, kent yaşamına ilet ti. İstanbul, Ankara, İzmir gibi bü yük kentlerin resmî yapı, otel, banka ve villâlarının statik eşya ları arasında Salih Acar'ın buram
buram tüten doğa tutkusu, yaşa ma sevinci bol bol yansımaktadır. Hem sanat, hem de özel yaşamın da doğa ile kucak kucağa olan Acar, 1968'den bu yana, doğaya verilen zararları yerinde görerek, doğal yaşamı koruma çalışmalarıy la ilgilenmeğe başladı. Manyas Gö- lü'ndeki Kuş Cenneti'nde başlattı ğı «kuşları markalama» uğraşının ardından, eşi Belkıs Acar'la birlik te doğasever arkadaşlarını da ya nına alarak 1975 yılında «Doğal Hayatı Koruma Derneği» adında,
daha çok doğayı koruma konusun da eğitsel çalışmalar yapmayı amaçlayan bir dernek kurdu. Der neğin amblemi bile, nesli tüken mekte olan kuşlardan Kelaynak'tı. Salih Acar, yeni uğraşı yaban hay vanlarının renk ve boya cümbüşü içinde, yeryüzündeki milyonlarca canlı türüne bugüne dek sanatçı nın eğilmeyişinden yakınarak «Yer yüzünde 1 milyona yakın böcek tü
rü, toplam olarak 3 milyon canlı türü var iken, neden pek çok res sam, yazar, bilim adamı hâlâ bu 3 milyon içindeki bir tek canlı tü rü olan insanı incelemekte, neden pek çok canlı türünün kuşağı tü kenip yokolurken bunlarla igilen- mek gereğini duymamakta?» diye sormakta.
Turhan GÜRKAN
Gelecek Sergi : Orta Okullar Arası Resim Yarışması 10 Mayıs — 10 Haziran 1977