• Sonuç bulunamadı

Muharrir ve ev

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Muharrir ve ev"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

PAZARTESİ KONUŞMALARI:

Muharrir ve Ev

Son haftanın frenkçe mecmuaları­ nı karıştırıyordum. François Mau- riac’ın Bordo’da, doğduğu memleke­ tin tiyatrosunda oynanan Asmodee isimli piyesini görmeğe giden muhar­ rir, büyük romancının orada, büyük babadan kalma evini gösteriyor. Önündeki anaç bir ağacın gölgesi düz cephesine vurmuş, tahta kepenkleri- nin kanadları iki tarafa açık duran bu ev, muharririn eser ve şahsiyeti içinde, kim bilir, hangi unsurların özünü taşıyor?

Sonra edib Marie Noel’in Okser’de- ki evi. Şeytan evi diye anılan bu ocak, meğer başlı başına bir tarihçe imiş. Orada doğmuş bayan şairi ziyarete gi­ den muharrir, güzel bir makale ile bu­ nu anlatıyor. Okser ve bu evle alâkalı büyük adamlara telmihler var. O hatı­ ralarla ilgisi olanlar için bu yazı ne ne çekici, ne güzel ve bilhassa ne ehemmiyetli?

Muharririn biri de Floransada İtal­ yan mütefekkir ve edibi Papini’nin evine gidiyor, onunla bir mülakat yap­ mak için. Yazmakta olduğu ve yaz­ mayı düşündüğü eserlerinden konu­ şuluyor. Muharrir, bu güzel villânın içini ve duvarlarım biraz boşça gördü­ ğü için, her zaman burada çalışıp ça­ lışmadığını ev sahibine soruyor. A l­ dığı cevaptan öğreniyoruz ki, buraya az zaman önce, yalnız olarak gelmiş­ tir. En çok kırlık yerlerde çalışmayı severmiş; Apeninlerde, Tiber nehirle- inin membaı yakınında, Bulciano’da...

Çünkü çalışırken sükûn ve inziva is­ termiş.

Son zamanlarda ölen D'Annunzio: Danunçiyo’nun malikânesi. İkamet­ gâhı biraz ev, biraz kilise, bahçesi biraz da kabristan olan bu inziva kö­ şesi, çılgın mizaçlı şair için İlâhî bir bimarhane idi. Şöhretinin yanında nokta kalan edjb, Fiyume’de ölenlerle beraber yaşıyordu. Bu ev ve bu ev sa­ hibi, mektep çocuklarından meşhur sinema yıldızlaıına kadar birçok me­ raklıların ziyaret yeri olmuştu.

Gene bir mecmua, evini bulamamış, yahut sağlığında kendisi bir ev bula­ mamış olduğu için Verlaine: Verlen’in îngiltereye gittiği zaman oturduğu evin resmini koymuş. Onun hakkın­ da bir İngiliz muharririnin, yazdığı büyük bir biyografiden bahsediyor. Oturduğu yeri «Şu sokaktan gider, sola sapar, karşınıza gelen çeşmenin .on adım ötesindeki kapıyı çalarsınız; orası filânın evidir» diye tarif eder gi­ bi anlatıyor.

Bütün bunları gözden geçirirken bizimkiler de birer birer gönlümden geçtiler.

Beşiktaşa yakın bir hânei viranım ız

. vardır

Diyen Nedim, sanırım, yalnız ken­ dinin değil, hemen hemen bütün mes­ lektaşlarının haline tercüman olmuş­ tu. Füzuliye üç pulu çok görmüşler,

selâmını bile rüşvet olmadığı için al­ mamışlardı. Şeyh Galibin nerede ya­ şadığını, tekke şeyhi olduğu için bili­ yoruz; nasıl yaşadığını gene bilme­ mekle beraber... Nerede^svleri, hatı£ ralaıınm bile izi yok. Daha eskiye g i­ derseniz mezarlarını bulamazsınız. Bulduğunuz zaman da, Yunusun ol­ duğu gibi, dört beş tanedir; doğrusu­ nun hangisi olduğunu anlamak müm­ kün olamaz.

Şinasi’nin hem evi, hem matbaası olan binayı kaçımız tanırız? Yakın za­ manlara kadar mevcud olan mezarı- ' nıfı yerini, bari üstüne apartıman yap­

tıranlar varislerine söyleseler, de büs­ bütün unutulmasa! Bütün meşruti­ yet devrinde hürriyet nebisi olarak takdis edilen Namık Kemalin Magose kalesinde oturduğu odayı kim merak etti, kim gördü, kim yazdı? Hâmidin çoğu dışarıda geçmiş olan hayatı, onu memlekette devamlı oturduğu bir evin hatırasına bağlamış sayılabilir mi? Büyük edibin ölümünden sonra, be­ reket versin, İstanbul belediyesi son oturduğu odayı eşyasile beraber İn- kılâb müzesinde olduğu gibi muha­ faza ediyor.

Evi bilinen ediplerden biri de Ah­ met Mitat efendi idi. Muharrir olduğu kadar iş ve hayat adamı olan merhum üstad, Beykoza küçük bir malikâne hediye etmişti. Abdülhamid devrinin kupkuru irfan havasına bir imbat ka­ dar nefes aldırıcı eserler getirmiş olan bu mühim, çalışkan, verimli insanın evini bir türlü edebiyatımıza sokama­ dık. Onu söyliyemedik, yazamadık, anlatamadık. O Ahmed M itat efendi ki, hendese muallimlerimizden evvel, romanlarının bir köşesine, vesile bu­ lup, bir tarlanın, bir arsanın nasıl öl­ çüleceğini yazmış ve bize, mukabilin­ de hiçbir şey beklemeden bu pratik işi bile öğretmişti.

Sonra Hüseyin Rahmi. Eski İstan- bulun her köşe, bucağına, usuletle gi­ rip çıkmış, bütün duyup işittiklerini bir harf bile kaybetmeden nakletmiş olan büyük romancının Heybelideki evi... Şahsını ve eserini çok ehemmi­ yetli bulan ve her ikisine saygı duyan biri olmakla beraber, ben de burayı henüz ziyaret etmemiş olmanın gü­ nahkârıyım. Yarım asır, Türk edebiya tına durmadan eser vermiş, en acı za­ manlarımızda bize tebessümler hedi­ ye etmiş olan bu ihtiyar sanatkârı, evile, eşyasile ve bütün hayatile ede­ biyatımıza getirmeli değil miyiz?

Bundan sonraki ve daha sonrakiler arasında, evi, hattâ güzel evi olanlar bulunabildi. Fakat ancak biri var ki yaşadığı mekânı, ister istemez edebi­ yatımızın tarihine maletmiştir: Tev- fik Fikret. (Âşiyan), sadece Rumeli- hisarında, bir ev değil; meşrutiyet ta­ rihinin sahifelerinden birinde siyah çizgilerle yapılmış bir başlıktır. Bu ev.

(Devam 10 uncu sahifede)

Haşan - Âli YÜCEL

Referanslar

Benzer Belgeler

Fakat böyle hareket edersek hedefe yakınlaşmak şöyle dur­ sun, bundan gittikçe uzakalşmz.. «Lonca yapalım/,

anlaşamayacağımızı, daha doğrusu beni -ve daha pek çok kişiyi- anlayamayacağım düşündüğüm, ama zamanla onu yaşlı ve dalgın görenlerin tavır ve sözlerini,

Kanunen bu eski yazılı mektubu kabul etmemeleri gereken posts memurları, kolaylıkla yerini bulması için zarfın üzerine yeni yazı ile “ Hürriyet Gazetesi,,

Şeker Ahmet Paşa’nıo Pa­ ris ’ten döndüğü yıl olan 1871'de İzlenimci ressamların birliği dağılmıştı, ama ressamı­ mız hocaları Léon Gérome’dan ve

Yunanistan’ la P ortekiz’den sonra, NATO üyesi dahi olmadığı halde liberalleşme zo­ runda kalan Ispanya’nın arkasından, Türkiye’nin yeniden dikta rejimine

Sistemde belirlenen 6 adet düğüm noktasından elde edilen verilere bağlı olarak yapılan enerji ve maliyet analizinde kurutma havası giriş sıcaklığı, ısıtıcı giriş

The aim of the present study was to evaluate the effects of cryopreservation at different dilution rates on ram sperm motility, acrosome and plasma membrane

Urfa yakınlarındaki Göbekli Tepe’de yapılan kazılarla, yalnızca dünyanın bilinen en eski ve en büyük kutsal alanı gün yüzüne çıkarılmış olmadı.. Aynı zamanda,