• Sonuç bulunamadı

İş arkadaşıydılar, hayat arkadaşı oldular:eleştirmekten çekinmeyiz

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İş arkadaşıydılar, hayat arkadaşı oldular:eleştirmekten çekinmeyiz"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

@ 4 Şubat 1983 Cuma

N id a Tüfekçi

N erim an

Tüfekçi

İŞ arkadaşıydılar HAYAT arkadaşı oldular

Eleştirmekten çekinmeyiz

II

N

İDA Tüfekçi ve Neriman Tü­ fekçi, halkın, uzun yıllar sazlarıyla ve sesleriyle tanıdığı, sev­ diği iki sanatçı... Onlar da birbir­ lerini, önce sazlarıyla ve sesleriyle tanımışlar, beğenmişler... Önce müzik birleştirmiş onları, sonra da gün gelmiş, zaman ermiş evlenmiş­ ler...

Karşımda şimdi. 26 yıllık evli, meslektaş, sanatçı bir çift var... Ama. onların meslektaşlıkları, sa­ dece. biri çalan öteki söyleyen iki sanatçı olmalarına dayanmıyor... Nida Tüfekçi ile Neriman Tüfekçi’ nin meslektaşlığı, asıl gönül ver­ dikleri. ömür verdikleri Türk Halk Müziği üzerindeki çalışmalarından uğraşılarından kaynaklanıyor...

Neriman Tüfekçi, bu meslektaş evliliğini şöyle özetliyor:

“Ben uzun süredir çalıştığım Ankara'dan ayrılarak İstanbul Radyosuna geldim. Nida Tüfekçi ile mesleki tanışıklığımız vardı. Halk müziğine hizmet ikimizin de amacı ve idealimizdi. Yani önce, bizi birbirimize bağlayan müzik çalışmalarımız oldu. 1957 yılında da evlendik. Evliliğimiz 26 yılını tamamladı. Gamze, tek kızımız... O da, Konservatuar Türk Halk Müziği asistanı... Babası gibi o da saz çalıyor...”

Neriman Tüfekçi, bir süredir radyodan emekli. Sadece televiz­ yon için program yapıyor. Asıl işi: Devlet Konservatuarında Danışma Birimi ve Öğretim Üyeliği. Nida Tüfekçi, Yurttan Sesler Korosu Şefi. Devlet Konservatuarı Danış­ ma Birimi Başkanı Yardımcısı, bağlama ve halk müziği öğretim üyesi.

Evlilikte anlaşmada, aynı mes­ lekten gelmenin, ne gibi yararlan

şinin evdeki karşılaşması, nasıl oluyor?..

“ Öncelikle Neriman’ın feragat sahibi ve fedakar bir ahlâki ol­ duğunu belirtmeliyim. Aynca eşim mesleki çalışmalarının yanısıra ev işlerinin çoğunluğunu da omuz­ layarak yürüttü... Karşılıklı yor­ gun ve sinirli iki insanın karşılaş­ masının formülünü biz şöyle bul­ duk: Birisi sinirli olur, diğeri de bunu farkederse, ötekini yalnız bı­ rakıp bir tarafa gider. Yorgun ve sinirli kişi karşısında muhatap bu­ lamayınca, zamanla dinlenir ve sü­ kunet bulur. Biz bu usulü uygula­ rız ve ikimiz arasında sonradan pişman olup, üzüleceğimiz tatsız sözlerin geçmemesini sağlarız...”

Eşinin açıklamasını onaylaya­ rak dinleyen Neriman Hanım, Tü­ fekçi ailesinin, evde birlikte baş­ layan dinlenme ve çalışmasını şöyle özetliyor:

“ Dışarda geçen yoğun çalışmak günümüzden sonra evde biraraya geliriz. Gamze'den başka bizim bir oğlumuz da var. Avukatlık yapan oğlum Memil Sarısözen’le birlikte dört kişilik aile, sohbet eder, mü­ zik çalışır, dinleniriz...”

Böyle bir çalışmanın, dinlenme­ nin nasıl olabileceğini, küçük bir “gösteri” ile anlatıyorlar. Nida ve Gamze Tüfekçi sazlarım alıp Neri­ man Tüfekçinin iki yanına oturu­ yor ve başlıyorlar çalmaya,..

"Sonatta eleştiri

sanatta kalır"

Meslektaş evliliklerinde en me­ rak edilen husus; meslek rekabe­ tinin, meslek tartışmasının evlilik yaşamını nasıl etkilediği. Üstelik

• Türk Halk Müziğinin iki ünlü ismi 26 yıldır mutlu bir evlilik

sürdürüyor. Gam ze anne ve babasının izinde.

i * * ”

T ü C C i r r i A i l ECi M Ü 7 İ V 1 E n i k l l [ U i V f t D Baba-kız.Nida ve Gamze Tüfekçi, sazlarını alıp

lUrtlM'.l AİLESİ InUlIRLt I/INLENIT

v

JK

Neriman Tüfekçi’nin iki yanma oturuyorlar. Ve daha sonra Neriman Tüfekçi’nin türküsü katıbyor onlara... Küçük konserden sonra Neriman Tüfekçi, “ Prensiplerinin Türk Halk Müziğini aslına en uygun ve güzel şekilde icra etmek olduğunu” söylüyor.

mmm

i t 1 i

1 O C 7 V I I I t i r i A C i f i C U f l i l f Neriman Tüfekçi ile Nida Tüfek- I ' 5 / » I L I N U fl E V L E N U m çj, halk müziğine hizmet amaç ve ideallerini 1957 yılında evlilikle birleştirdiler. Tüfekçi çifti, aynı m -k-kten olmanın evliliklerini daha da mutlu kıldığını belirtiyorlar. oldut Tüfekçi çiftine de sor­

dum. e Neriman Hanım, sonra

Nida l .'evapisdi bu sorumu: “ B aynı meslekte olmamız, daim» oeraber olmamızı gerektiri­ yor. 3h da fikri beraberliğimizi, görü beraberliğimizi sağlıyor. Esa bizim meslekte, yani halk mü de daima çalışmak ve te­ per geliştirmede, ortak çalışma ger r. Bu nedenle biz evde, bir çalışıyoruz. Nida nota yazı­ yor de söylüyorum.”

Bey de, aynı soruyu kendi

l Te şöyle cevaplandırıyor: filikle, mesleğin önemli et­ li srdır. Biz bugüne kadar

kar-anlayışı ve saygıyı ön planda ... ficimiz de ayrı ayn sanat- . / t i . Neriman kendi dalında ön­ cülük etmiş, gerek solist olarak, koro şefi olarak, korist olarak, ge­ rekse repertuar öğretmeni olarak büyük aşama yapmış, başarılı bir insan. Bu benim idealimdeki sa­ natçı tipini oluşturuyor. Ben de bir saz sanatçısı olarak İşin teori tara­ fını ele atarak biryerlere geldim. Sanatın bilimse! ve akademik ça­ lışmasını yaptım, yapıyorum. Bu surette bir mesleğin iki ana dab, karşılıklı yardımlaşma İle bütün­ leşti. Benzetirsek: Bir madalyonun bir yüzü Neriman, bir yüzü ben oluyorum, özetlemek gerekirse; aynı meslekten olmanın bizim ev­ liliğimize, doğrudan doğruya müs- bet bir etkisi olmuştur, olmakta­ d ır...”

Çalışm a 9e dinlenme

bir arada yapılıyor

Çalışan karı-kocaların, gün biti­ miyle ilgili ortak bir sorunları olu­ yor. ikisi de biraz yorgun, günlük yaşamdan kaynaklanan bir geri­ limle eve dönüyorlar. Böyle iki

kı-evli çift hem meslektaş, hem de sanatçı olunca... Mesleğin bu yan­ larıyla, evliliğin ilişkilerini önce Neriman Tüfekçi cevaplandırıyor:

“ Biz, iki meslektaş iki sanatçı olarak birbirimizi eleştirmekten hiç çekinmeyiz. Belki de en Uginç yanımız birbirimizi eleştirmektir. Ama bunu, çalışmalarımızdan olumlu sonuç almak için yapanz ve sonuç alırız. Hem sazdan, hem de sözden anlayınca, bu eleştiriler çok yararlı oluyor. Ancak, mesleği­ miz ve sanatımızla vaptığımız eleş­ tiri orada kalır. Evlilik ilişkilerimi­ ze ve evimize yansımaz...”

Nida Tüfekçi, böyle bir olayı anımsıyor ve bir örnek olarak anla­ tıyor:

“İstanbul Radyosunda Müzik Şubesi Müdür Yardımcısıydım. Halk Müziğine bakıyordum. Eşim de, kadınlar korosu şefi idi ve ben bu koroda saz sanatçısı olarak ça­ lıyordum. Bir türkünün nasıl oku­ nacağı konusunda bazı görüşler söylenirken, ben orada saz sanat­ çısı olarak bulunduğumu unutarak Şube Müdür Yardımcısı sıfatımla “orası öyle değil, şöyle olması ge­ rekir” dedim... O zaman eşimin, bu sözlerime şöyle karşılık verdiği­ ni hâlâ hatırlarım: “ Nida Bey, bu koronun şefi benim. Ben nasd ola­ cak dediysem, öyle olması gerekir...” Bu söz üzerine ne denir? Ayağa kalktım, önümü İlikleyerek, “ Çok haklısınız, sizin emrettiğiniz gibi ve sizin istediğiniz gibi sazımı çala­ cağım,” dedim ve yerime otur­ dum...”

_________ YARIN:___________

Hakim Lemi Özakatan -

Muallâ özakatan

Prof. Turhan Akyol - Prof.

Tüıfcân Akyol

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Ta h a T o ro s Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Cevdet Paşa (Tanınmış tarihçi) ithaf ve imzalı fotoğrafı, Hüseyin Avni Paşa'nm fotoğrafı (*bdiilazlz'in seraskeri), Zaptiye N a z ı n Nazım Paşa'nm fotoğrafı (Şair

Sirius B’nin d›fl katmanlar›n› uzaya sal›p beyaz cüce haline gelmeden önce anakol ve karars›zlafl›p fliflti¤i “k›rm›z› dev” evrelerinde toplam 101 ya da

Grousset et qui, par dessus le marché, se déclare ami des Turks, produise la fâcheuse impression de partager l’opinion des Pirenne - père et fils -, ces

The following four background contributions are estimated by using data: W + jets and tt production, which are the dominant components for the single-muon search; ( Z → νν ) +

Neşredilen Meb’ us ve S yan isimleri; memlekette bü t»r unsurların Meb’ usan ve Ayan Meclislerinde geniş bir şekilde temsil edildiğini belli ediyor Bütün

Bu nedenle, klinik ve laboratuvar ola- rak KKKA açısından şüpheli olgularda kene tutunması veya keneyle temas öyküsünün olmaması, KKKA

Örne¤in, sistemdeki yetersiz bellek mikta- r›, bilgisayarlardaki en h›zl› veri depolama alan› olan bel- leklerde tutulabilecek kullan›ma haz›r veri miktar›n› azalta-

Amerikanın Yale Üniversite­ si tiyatro bölümünden geçen yıl mezun olan Şirin Devrin ile Tunç Yalman ve yine bu bö­ lümde öğrenci olarak bulunan Haldun