• Sonuç bulunamadı

Fikret-Filiz Otyam çifti, Ankara sergilerini açtı:Otyamlar'ın 'yıllık hesap verme' sergisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Fikret-Filiz Otyam çifti, Ankara sergilerini açtı:Otyamlar'ın 'yıllık hesap verme' sergisi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Fikret-Filiz Otyam çifti, Ankara sergilerini açtı

O tyam lar in ‘yıllık hesap verm e’ sergisi

Ankara’da, resim-camaltı resim ve özgün

dokuma sergilerini açan Otyam çifti,

çalışmalarını Antalya’da sürdürüyor. Filiz

Otyam, ürünlerini ‘tam bir malzeme koalisyonu’

diye tanımlarken, Fikret Otyam da, camaltı

resimleri için ‘Eli makas tutan, biraz da renk

seçen herkes yapmalı’ diyor.

JÜLİDE GULİZAR

ANKARA — Antalya, Gazi­

paşa’daki köy evlerinde tavukla­ rı, horozları, köpekleri, çiçekle­ ri, böcekleri, yılanları ve yolları düştükçe uğrayan dostları arasın­ da yaşayan, bu arada her biri kendi alanındaki çalışmalarını sürdüren Otyamlar, yılda bir kez Ankara’da, bir kez de İstanbul’­ da kendilerini sevenlere “ürünle­

riyle hesap verirler.” Filiz-Fikret Otyam çiftinin Ankara’daki he­

sapları, gösterilen yakın ilgi ara­ sında, başarıyla sürüyor. Öyle ki, pek çok sanatçının, sanatseverin yanı sıra Alman Kültür Merke­ zindeki “Resim-Camaltı Resim

ve Özgün Dokuma Sergisi”ni

çok sayıda çocuk da geziyor.

Fikret Otyam’ın kocaman, kapkara gözlü kadınları, acılı acılı bakan erkekleri, keskin renkleri, özellikle de türlü tonda­ ki sarıları gene resimlerin çoğu­ na egemen. Ama bir kısım resim­ lerde de alabildiğine bir beyazlık almış başını gidiyor. Bembeyaz bir fonda, bembeyaz kepenekli, önüne bembeyaz koyunları kat­ mış “Doğulu Çoban” bunun en güzel örneği. Tablodaki beyazın zıddı, yalnızca iki kara keçi. Son­ ra yine bembeyaz fondaki kirli beyaz kediler. Traktöre doluşmuş bembeyaz ve bembeyazlı ka­ dınlar.

Bir başka tabloda acılı bir ha­ pishane öyküsü. Hani şu bazı dolmuşlarda minibüslerde asılı boncuklu salıncaklar vardır. Sa­

lıncağa tünemiş iki tane kuş. Ha­ pishane işidir bunlar. Tablodaki kadın, belli ki içerdeki adamının gönderdiği bu kuşlara bakıyor. Hüzünle, acıyla ve beklenti içinde.

Alman Kültür Merkezi’nin bir duvarı boydan boya Fikret Ot- yam’ın camaltı resimleriyle dolu. Şu şahmeran resimleri geleneği- ni'sürdüren, sürdürmekle kalma­ yıp, geliştiren resimler bunlar.

“Altın varak, folyo, cam boyası ve ışık veren ne kâğıt bulursam onlarla yapıyorum” diyor Fikret

Otyam ve eli makas tutan gözü biraz renk seçen herkesin bu re­ simlerden mutlaka yapmasını öneriyor. Çünkü evlere neşe, ay­ dınlık, canlılık getirdiğine inanı­ yor, günün her saatinde ışıklar­ da ayrı ayrı renkler veren bu re­ simlerin. “Çıldıran ve çıldırtan

renkler” diyor bu farklı renkle­

re de.

— Bu resimlerin çoğunda ef­ sane yaratıkları işlenmiş değil mi?

— Evet eski ustaların çalışma- \

larından yararlanıyorum ve bun- /

ları kendi anlayışıma göre bir kompozisyonda topluyorum. Bir de kendi resimlerimden bazıları­ nı camaltı resmine çeviriyorum. Tuttu bu çalışmam. Herkese de anlatıyorum, öğretiyorum, sır değil ki bu resimler. Ayrıca İslam yazı sanatından da yararla­ nıyorum.

Fikret Otyam, bu resimlere

“aklını sarınca” tutmuş Çayıro-

va Cam İşletmesi’ne başvurmuş ve “eski bir sanatı canlandırmak

istediğini, kendisine özel cam ge­ rektiğini filan” anlatmış. İlgiyle

karşılamışlar bu isteği ve 15 gün sonra camları Gazipaşa’ya geti­ rip teslim etmişler. Şimdi bu camlarla çalışıyor.

Filiz Otyam özgün dokuma çalışmalarında tam bir koalisyon anlayışı içinde. “Tiftiği Ankara’­

dan, ipleri Gaziantep’ten, ipeği Bursa’dan, yünü Maiatya- Duruluova köyünden.. Bunlar Gazipaşa’da toplanıyor ve eme­ ği benden olmak üzere, gördüğü­ nüz ürünler ortaya çıkıyor” di­

ye anlatıyor.

FilizOtyam yünleri önce suya batırıyorm uş. Birkaç gün - suyunu değiştirerek- onları ağar­ maya bırakıyormuş. Deterjan kullanmamaya özen gösterdiği­ ni ve çok çok gerekirse bu yola başvurduğunu söylüyor. Beyazın dışındaki özgün dokumalar ise, yünün doğal rengiyle kalıyor. Yalnızca kuşlarda ve yastıklarda tekstil boyalarından bazılarını kullanmış bu kez.

— Bu dokumalarda ana mal­ zeme nedir?

— Pamuk, yün ve ipek. Bu üç malzemeyi tek tek, ikili ya da üç­ lü olarak kullanıp, çeşitli biçim­ ler deneyerek, aynı malzemeden doku farklılıkları elde ediyorum.

Elde ediyor ve yılda iki kez, Ankara’nın ve İstanbul’un çeşit­ li galerilerinin duvarlarına onla­ rı, kilim, yastık, minder, yelek, perde, elbise, manto olarak ası­ yor. Boy boy ve çeşit çeşit. Kar beyazı tiftiklerin, ipeklerin, yün­ lerin kirlenmemesi için, tüm bu ürünler, koca koca çarşaflara sa­ rılıp kaldırılıyor. “Kirlenmeleri

dert değil de onları güvelerden korumak büyük sorun oluyor”

diye yakınıyor, Filiz Otyam. Gü­ velere karşı, bilimsel ve kulaktan duyma bütün yolları denediği bir savaş açmış, sürdürüyor. “Yoru­

cu bir çalışma dokumayla uğraş­ mak değil mi?” sorusunu ise “Yorucu elbet ama üretmenin ve bu ürettiğini ilmek ilmek gözünle görmenin zevki de bambaşka”

diyerek yanıtlıyor.

Otyamlar’ın sergisi 18 aralığa kadar açık.

OTYAMLARAntalya Gazipaşa'daki köy evlerinde her biri kendi alanında çalışmalarını sürdüren

Fikret-Filiz Otyam çifti, yılda bir kez Ankara ve İstanbul’da sergi açıyorlar.

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Birinci Haçlı ordusu iki yıllık kanlı yolda dövü­ şe dövüşe ve doğrana doğrana iler­ lerken İmparator boyuna, Kılıcas- lan tarafından boş bırakılan

Şimdi size, hayatımı değiştirip bana herşeyi sağlayan sim açıklı­ yorum: O gün (11-12-1989 tarihin­ de) medyum olan arkadaşım bu sır­ rı bana verirken basit

İzlenimci estetiği görüş ve beğeni kalıpları içinde oluşturduğu resimleri, Türkiye’de asker ressamlarla, özellikle Halil Paşa ve arkadaşlarıyla başlamış ve

Bir nisan öğleden sonra Ekrem Şerife giderken karşılaştı­ ğım bir dostum, Hâzımın öldüğünü söy­ leyince (soğuk şakayı sevmem, zaten bugün bir

Önce, faktöriyel konusuna yabancı olanlar için, neden faktöriyel diye bir işlem tanımlıyoruz, kısaca bahsedelim: Diyelim ki elimizde 3 rakam var: 4, 7 ve 9?. Acaba bu üç

Aslında klâsik bir musiki terbiyesi gördüğü, klâsik musikiyi pek iyi bildiği ve ona hayranlıkla bağlı olduğu halde yüzlerce şarkısından birisinde bile

etmek için bir oyuncak bulmaca tasarlayacaksınız, sonra bu oyuncak Dünya tarihinin en çok satan oyuncağı olacak, bulmacanızı en kısa sürede çözmek için

Yazının başında da belirttiğimiz üzere Nurcan Örtügen Gök’ün projesinin tamam- lanması için 81 ilin tamamının birer telesko- ba kavuşması gerekiyor.. Proje