Sahife 10
/-/
' s ’i l a k ş a m
Abdülmecidin oğullarının sünnet
düğünü, sarayda kız orkestrası
Abdülmecid oğulları Reşad, Kemaleddin, Bürhaneddin, Nu- reddin efendilerin sünnet düğü
nünde Dolmabahçe sırtlarında
kurulan çadırlarda ziyafetler ve riyor, meydanlarda eğlenceler, şehriâyinler tertip ettiriyordu.
Vükelâ, vüzera ve devlet ricali ile beraber sefaret heyetleri de bu eğlencelere davet olunuyordu.
Ziyafetler esnasında muzıkai hümayun seçme parçalar çalıyor du.
Bu sıiru hümayun frenkler ara sında Fête des tentes - çadırlar eğlencesi - diye yadedilerek şöh ret bulmuştu.
Bu suru hümayunda Fransız Soulié cambaz trupu on iki gün sıraya bütün marifetlerini göster mişti.
Abdülmecid bu trup oyuncula rının gösterdiği hünerlere hay ran oluyordu.
Avrupada bunların envamı ve en mükemmellerini görmüş olan diplomatlar ise bu oyunlarda bir fevkalâdelik bulmuyorlardı. An cak onlar da padişahın takdirle rine iştirak etmeği diplomatlık ödevi görüyorlardı.
Abdülmecid Souliénin kızının oyunlarına karşı gösterdiği bu takdirler bu kızı haremine ge tirtmek derecesine kadar yüksel mişti!
Ancak bu beğenme padişah için gelip geçici bir hevesten ileri gitmedi!
Soulié at cambazlığı talimle rinde gösterdiği meharetten do layı Abdülmecid tarafından dör
düncü Mecidî niş.aniîe taltif
olundu.
Bazi diplomatlar bugünlerde çadırlarda çok gördükleri padi şaha karşı biraz lâübalilik göste riyorlardı.
Bir defa Avusturya elçisi
Prokesch ile Hollanda elçisi
VVildenbrück, padişahla araların da iki adım kalacak derecede yaklaşmışlar ve ancak yanma pek yaklaştıktan sonra şapkaları nı çıkarıp selâmlamak gibi res mî adap ile telif edilemiyecek bir harekette bulunmuşlardı.
O gün diplomatlar davet üzeri ne padişahın çadırında yirmi dakika kadar kalmışlardı. Bütün bu müddet zarfında padişaha te mas edebilecek derecede yanaş mış olan Wildenbrück mendili ne- tükürüyor, başkalarını kendi sine güldürecek bir şekilde süm- kürüyordu!
Hazır bulunan paşalar da el çinin bu hallerine karşı mütehay- yir ve mephiıt duruyorlardı!
Suru hümayunda oyunların, eğlencelerin, tertibinde muzıka kumandanı Necip paşanın faali yeti görülüyordu.
Fransız sefaret heyetinin hu- susî olarak davet edildiği bir gün bir orta oyunu verilmişti.
Oyunda bir haremde kadınla rın baş kaldırdıkları tasvir edi- ’îyordu. Fakat haremin efendisi kalkan bu başları tuhaf durum lar arasında salladığı kılıcile dü şürüyor gibiydi!
Seyircilerden frenklere:
— Millî komedimizi nasıl bu- ! luyorsunuz?
Diye soranlar oluyordu. Frenk ler de ne tuhaflıklarını, ne saf
halarını anlayamadıkları bu
«komedyaya» karşı nezaketen sabır ve tahammül gösteriyor lardı!
Davetli arabalarının bulundu ğu yerde kadın kalplerini hasi yetle dolduracak bir yükseklik te gerilmiş iplerde cambazlar oy nuyorlardı.
Abdülmecid büyük meharetler gösteren bir Çerkeş cambaza mi ralaylık rütbesini tevcih eyle mişti. (1)
Suru hümayundan biraz za man sonra Abdülmecid muzıka kumandanı Necip paşaya tıbbi ye ve Harbiye mektepleri talebe sinden yirmi kadar genci mabe yin hizmetlerine seçmesini em retti.
Necip paşa talebeyi gözden ge çirerek padişahın istediği genç leri seçti. Talebe velilerinin, ho caların itirazlarına kulak veril medi.
On altı güzel genç mabeyin hizmetlerine alındı. (2)
Liva rütbesinde bulunan Necip paş,a da ferikliğe terfi etti. (1858) Abdülmecid Kıbnslı Mehmed paşanın iki aylık ikinci sadaretin de (H. 21 rebiüelvvel 1276 - 29 cemaziyelevvel 1276) bir gece ti yatroda bir müsamereye sefaret ler erkânım davet etmişti.
Kıbnslı sadrazam Mehmed pa şa padişahın locasına muttasıl kendi locasında bazı elçileri mi safir etmişti.
İki loca arasında bir kapı var dı. Bu kapı padişahın kolayca gelip sadrazam locasındaki el çilerle konuşabilmesi için açık durmak lâzım geliyordu .
Kıbnslı Mehmed paşa hava ce reyanını kesmek için kapıyı ka padı. Abdülmecidin buna canı sıkıldı. Kuru ve sert bir sesle sadrazam paşaya haykırdı:
— Paşa! Kapı!
Kapı açıldı. Ertesi günü Kıb- rıslı şiddetli tekdirlere uğradı. İnfisal etti. Bu gece padişahın ağır muamelesini görmüş olan el çiler infisalin bu sebebe müste nit olduğuna hükmettiler. (3)
Kız orkestrası
Yavaş, yavaş eski âdetleri kal dırarak yeni sosyal bir hayat ha zırlamak emeli Abdülmecidi sa ray kadınlarından, kendi gözde
lerinden istidatlılarına ecnebi
dili ve a|afranga muzıka öğret meğe, bunları Avrupalı kadınlar ile görüştürerek inkişaflarına hiz met etmeğe sevk etmişti.
Şerefine Fransız elçisi tarafın dan verilen bir baloya bizzat gi derek yeni sosyal hayatın şart larına uygun hareketlere imtisal etmeğe devlet ricalini teşvik et mek istemişti. Ecnebilerin
kadın-(1) L. Thouvenel : Trois années ds la question d’orient. (Bu canbaz büyhlc
Yaver bey olacak.) (2) Keza.
(3) L. Thouvenel ; Trois années de la question d’orient.
larla karışık sosyetesini beğe nirdi .
Fakat bunu kabul ve tatbik et mek kendisi için mümkün ola mazdı. Saray kadınları kendisi gibi Beyoğlu tiyatrolarına da gi demezlerdi. Fakat o bunları da yeni hayatın zevklerinden uzak ve mahrum bırakmağı istemiyor du. Mümkün olan eğlence araç larını bunların da gözleri önün de bulundurmalyıdı!
Beğendiği Avrupa musikisine, Avrupa danslarına ve oyunları na sarayında, haremindeki ka dınları da iştirâk ettirmek hoş olacaktı! Sarayda kızlara alatur ka musiki meşkedilirdi .
İkinci sultan Mahmud devri nin Sadullah ağa ve Dede efen di gibi meşhur musiki üstadları Abdülmecid zamanında da ha yatta idiler.
O senelerde Yağlıkçı zade Ah- med, Dellâl İsmail efendiler, meşhur musiki mecmuası sahibi Haşim bey gibi musikişinaslar bu büyük üstadlar yanında gölgede kalıyorlardı.
Dede efendi: (Pek genç!)
Diye Haşim beye bile önem vermezdi.
Bütün üstadlar muzıkai hüma yunun ve haremi hümayunun fasıl takımlarına muallimlik eder lerdi.
Dellâl zade İsmail efendi biraz Kamburdu. Guatelli bey Dellâl zadenin beğendiği eserlerinden bazılarını armonize etmişti.
Yarım yamalak türkçesile: — Bu kambur çok iyi... Çok iyi...
Derdi.
(Arkası var)
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi