• Sonuç bulunamadı

Suat Derviş

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Suat Derviş"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

23 OCAK 1996 SALI

YAZI ODASI

SELİM İLERÎ

____________

Suat Derviş

Bir buçuk ay kadar oluyor, Cumhuriyet’ten arka­ daşımız Hüseyin Kıvanç telefon etti. Suat Der- viş’in çoktan unutulmuş iki romanını, 1939 tarihli

Hiç’le 1945 tarihli Çılgın G ibi’y\ yeni basımlarla oku­

ra sunmak istediğini söyledi. Buruk bir sevinç duydum.

Suat Derviş, unutulmuş bir yazar. Yaşarken unu­ tulmuş. Bütün romanları, yazılan, edebiyatımıza kat­ kısı, emeği unutulmuş. Romanlarının bir bölüğü ye­ ni yazıya aktarılmamış, bir bölüğü zaten tefrika ha­ linde kalmış.

Necatigil, Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü’nde,

edebiyatımıza katkısını şöyle açıklar:

“ 1941’de çıkardığı Yeni Edebiyat isimli 15 gün­ lük sanat-edebiyat ve fikir gazetesinde (5 Ekim

1940 -1 5 Kasım 1941,26 sayı) hemen her sayı fık­ ralar, günün romanları üzerine eleştirmeler yazdığı gibi gerçekçi ve toplumcu edebiyatın gelişmesi için gençlere önderlik etti: Bugünün ünlü romancı ve şairleri (Orhan Kemal, Mehmet Şeyda, Ilhan Ta-

rus, H. I. Dinamo, A. Kadir) ilk hikâye ve şiirlerini

bu gazetede yayımladılar. ”

Hepi topu yirmi altı sayı çıkabilmiş, olanaklardan herhalde yoksun bir gazetede, edebiyatımızın böy- lesi ünlenmiş yazarlarının ilk yayıncısı olmak şaşır­ tıcı başarı değil midir?

Bununla birlikte bizim kuşak, yaşı elliye yakla­ şanlar, Suat Derviş’le ancak 1965 sonrasında tanı­ şabildik. Romancının Fosforlu Çevriye, Ankara

Mahpusu adlı eserleri arka arkaya yayımlanmış; kı­

sa bir süre için Suat Derviş popüler olmuştu. Daha çok sol çevrelerde tanınıyordu. Uzun yıllar yurtdı- şında yaşamıştı. Bazı romanlarının yabancı dillere çevrildiği söyleniyordu.

Fosforlu Cevriye’yle Ankara Mahpusu’nun dalga- lanışı -dediğim gibi- kısa sürecek Suat Derviş yine unutulacaktı. Ölümü de (1972) pek bir yankı yarat­ madı.

Çılgın Gibi’yi yeniyetmeliğimde Semih Lütfi Kita- bevi’nin tozlu raflarında bulmuştum. Sarı kapaklı, yazıları lacivert bir kitaptı. Kapak yazılarının bu la­ civert rengi, sarı zeminde hem ağırbaşlı, hem eda­ lıydı. Doğrusu romana da çok uyuyor, denk düşü­ yordu.

Çünkü Çılgın Gibi, 1940’larda saltanatını koruyan aşk romanlarına bir yanıyla hem benzer hem de içeriksel tavrıyla onlardan ayrılır. Uçucu bir sevda ro­ manı gibi sürüp giden eser, ince tahlilleri, üslupçu tutumu, en önemlisi, dünyaya bakışıyla birdenbire ağırlık kazanır, okurda derin iz bırakır.

Bir aşk üçgeni çevresinde dönenir görünen Çıl­ gın Gibi, gerçekte, insan ilişkileri ardındaki çıkar or­ tamını, para egemenliğini, bireyin düzen karşısın­ daki eli kolu bağlılığını anlatıyordu. Kısacası aşkın maddeci bir tahliline yönelmişti.

Okuyabildiklerim arasında Suat Derviş’in bence en güzel romanıdır._________________________

Anılardaki kadın_________

Demin yazarın ölümünün pek yankı yaratmadığı­ nı söyledim. İsmet Kür, Yarısı Roman’da “Ölümün­

den sonra Suat Derviş için yazan sadece ben ol­ dum sanırım’’ diyor. Ve bize, çok özlü bir Suat Der­

viş portresi çiziyor.

5 Mayıs 1972, gece, Deniz Gezmiş’le arkadaş­ larının asılacağı gece. İsmet Kür, Celâl Sılay geç sa­ at Suat Derviş’e gidiyorlar. Suat Derviş, Beyoğ- lu’nda “anı kumkuması apartmanlardan birinde" oturuyor. Sağlığı artık çok bozuk, gözleri hasta. “Ne

ki, dipdiri bir kadındı. Bir ara, ‘Çocuklar 'dedi, ‘ba­

na izin verin biraz, makyaj yapmak istiyorum. Kar­ şınızda böyle oturup göz zevkinizi bozmaya hakkım yok ve de kendimi bu yüzden tedirgin

hissetme-__

5 »

fT16 ...

ilk okuyuşta irkiliyor insan. Öylesine alışılmışın dı­ şında bir davranış ki, madalyonun öteki yüzünü kav- rayıncaya kadar kalakalıyorsunuz. Sonra -deyiş ye­ rindeyse- bir “grande dame”la karşılaştığınızı niha­ yet algılıyorsunuz.

Döküntü bir ev, yarısı satılmış eski eşya, yaşlı Su­ at Derviş ve makyaj. Bu müthiş sahneyi sinemaya aktarabilseydim defalarca yakın plan çalışırdım.

ismet Kür’ün anılarındaki Suat Derviş, zaten baş­ lı başına bir sinema kişisi. Birkaç sayfada konuş­ ması, davranışı, serüveni ve ölümü, cenaze töreniy­ le göz kamaştırıcı bir beyazperde olayı olup çıkıyor. Senaryoyu yazacak yazara acı bir mutluluk verecek, yönetmen için söylenecek sözü olabilecek bir film ve Suat Derviş’i canlandıracak kadın oyuncuya bü­ yük virtüözite imkânı...

Neyse ki günümüz Türk sineması böylesi konu­ larla ilgilenmiyor; ya ilgilenecek olsaydı...

İşte size bir “eskici dükkânı” yazısı daha. Acaba gerçekten öyle mi?

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Rahmi Oruç Güvenç explains that his clinical studies o f music therapy have been a valuable experience, proving its benefits in the field ofper­ sonality development,

Bu çalışmada yaygın ve etkin olarak kullanılan jeoteknik parametreler olarak zemin türü, SPT darbe sayısı, kesme dalgası hızı ve yeraltı su seviyesi kriterleri

In this study, we will combine drug abuse information system and digital e-learning technology to implement an internet-based learning model for preventing abuse of club drugs..

American queer theoretician, Judith (Jack) Halberstam, describes those alternative temporalities which don’t conform to prevalent culture and gender order, as ‘Queer

[r]

AraĢtırma sonuçlarına göre, ilköğretim okullarında görev yapan öğretmenler örgütsel desteği en yüksek düzeyde öğretimsel destek boyutunda, en düĢük düzeyde

operations were performed by two senior gynecologists and their colleagues, and the following parameters were recorded: the distribution of LH by years, surgery indications,

İki ecnebi dilini çok iyi bilen ho­ cam temiz üslûbu ve çok veciz tak­ rirlerini dinliyen talebelerini büyük bir vecd içinde sürükler götürür, onlara