• Sonuç bulunamadı

Farklı tipteki ortodontik yapıştırıcı materyal ve bonding sistemlerinin braketler üzerindeki sıyırma kuvvetlerine karşı dirençlerinin invitro ortamda karşılıklı değerlendirilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Farklı tipteki ortodontik yapıştırıcı materyal ve bonding sistemlerinin braketler üzerindeki sıyırma kuvvetlerine karşı dirençlerinin invitro ortamda karşılıklı değerlendirilmesi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

DİCLE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

FARKLI TİPTEKİ ORTODONTİK YAPIŞTIRICI

MATERYAL VE BONDİNG SİSTEMLERİNİN

BRAKETLER ÜZERİNDEKİ SIYIRMA

KUVVETLERİNE KARŞI DİRENÇLERİNİN İNVİTRO

ORTAMDA KARŞILIKLI DEĞERLENDİRİLMESİ

(DOKTORA TEZİ) Dt. Güvenç BAŞARAN ORTODONTİ ANABİLİM DALI

DANIŞMAN

Prof. Dr. Orhan HAMAMCI

DİYARBAKIR 2005

(2)

BU TEZ DİCLE ÜNÜVERSİTESİ ARAŞTIRMA FONUNCA

DESTEKLENMİŞTİR

(3)

İÇİNDEKİLER

-ÖNSÖZ III

-SİMGELER VE KISALTMALAR IV

-GRAFİK, TABLO VE RESİMLER V-VI

-ÖZET VII-VIII

-SUMMARY IX

-GİRİŞ 1-3

-GENEL BİLGİLER

1.Test İçin Kullanılan Materyal 4

2.Materyali Saklama Koşulları 4

3.Yapıştırma İşlemi Öncesi Diş Yüzey Hazırlıkları 5

4.Test İçin Hazırlanan Örneklerin Saklanması 5

5.Hazırlanan Örneklerin Test Cihazına Aktarılması 5

6.Uygulanan Kuvvetin Yönü 6

7.Deney İçin Kullanılan Test Cihazı ve Deney Hızı 6

8.Deney Sonucu Kullanılan Ölçüm Birimi 6

-Literatür Bilgisi 7-29 -GEREÇ VE YÖNTEM 1.Dişler 30 2.Braketler 30 3.Yapıştırıcılar 31 4.Işık Kaynağı 31

(4)

-YÖNTEM

1. Denek Grubunun Hazırlanması 32

1.1. Dişlerin Hazırlanması 32

1.2. Braketlerin Yapıştırılması 33

1.3. Dişlerin Bloklanması 34

2.Sıyırma ve Çekme Kuvvetinin Uygulanması 34

2.1. Cihaza Monte Edilen Adaptörün Hazırlanması 35

2.2. Sıyırma Kuvvetlerinin Yüklenmesi ve Kopma Değerlerinin Ölçülmesi 35

3.İstatistiksel Değerlendirme 36

-BULGULAR

1.Sıyırma Deneyleri ile İlgili Bulgular 39

1.1 Braket- Yapıştırıcı Kombinasyonlarının Ayrı Ayrı Sıyırma Kuvvetlerine

Karşı Tutuculuklarının Karşılaştırmalı Olarak Değerlendirilmesi 39 1.1.1.Rely A Bond ile Yapıştırılan Metal ve Seramik Braket Kombinasyonu 39 1.1.2. Transbond XT ile Yapıştırılan Metal ve Seramik Braket Kombinasyonu 39 1.1.3. İdeal 1 İle Yapıştırılan Metal ve Seramik Braket Kombinasyonu 40 1.1.4. Kurasper F İle Yapıştırılan Metal ve Seramik Braket Kombinasyonu 40 -TARTIŞMA

1.Amacın ve Yöntemin Tartışılması 47

2.Bulguların Tartışması 52

2.1.Braket-Yapıştırıcı Kombinasyonlarının Ayrı Ayrı Sıyırma Kuvvetlerine Karşı Gösterdikleri Tutuculuk Değerlerinin Karşılaştırmalı Olarak Değerlendirilmesi 52 2.1.1. Rely A Bond ile Yapıştırılan Metal ve Seramik Braketler 52 2.1.2. Transbond XT ile Yapıştırılan Metal ve Seramik Braketler 54 2.1.3. İdeal 1 ile Yapıştırılan Metal ve Seramik Braketler 56 2.1.4. Kurasper F ile Yapıştırılan Metal ve Seramik Braketler 57

-SONUÇ 60

-RESİMLER 61-69

-KAYNAKLAR 70-78

(5)

ÖNSÖZ

Doktora tezimin hazırlanmasındaki katkılarından dolayı başta tez hocam Prof.Dr. Orhan HAMAMCI’ya ve birim hocalarıma, tez çalışmamın istatistik değerlendirmesini yapan Dicle Üniversitesi Meslek Yüksek okulu öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ersin UYSAL’a, deney aşamalarının gerçekleşmesindeki yardımlarından dolayı Çukurova Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim dalı öğretim üyesi Doç.Dr. Serdar TOROĞLU’na ,

Tüm eğitimim ve çalışmalarım boyunca bana yardımcı ve yol gösterici olan aileme ve sürekli desteğiyle yanımda olan eşime teşekkür ederim.

(6)

SİMGELER VE KISALTMALAR

ARI : Adhesive Remnant Index

APC : Adheziv procoated brackets BisGMA : Bisfenol Glisidil Metakrilat

C0 : Santigrat Derece

Dk : Dakika

DBS : Direk Bonding Sistem

F : Varyans Analizi Fisher Değeri

H3PO4 : Fosforik Asit İnch/Min : İnch / Dakika Kg/mm : Kilogram / Milimetre Kg/cm : Kilogram / Santimetre Kg : Kilogram Mm/Dk : Milimetre / Dakika Mpa : Megapaskal Mm : Milimetre N : Newton n : Denek Sayısı N.S. : Non-Significant

Nacl : Sodyom Klorür

N/mm2: Newton / Milimetrekare

P : Anlamlılık Değeri

Sd : Standart Sapma

SEM : Scanning Electron Microscope

Sn : Saniye

t : İkili Karşılaştırmalardaki Student t Değeri

X: Ortalama Değer

µM : Mikrometre

* : P<0.05

** : P<0.01

(7)

GRAFİK, TABLO VE RESİMLER

Grafik 1: Metal braketlerde kullanılan yapıştırıcıların sıyırma deneylerinin sonuçlarının Megapaskal olarak grafik değerlerinin görülmesi

Grafik 2: Seramik braketlerde kullanılan yapıştırıcıların sıyırma deneylerinin sonuçlarının Megapaskal olarak grafik değerlerinin görülmesi

Tablo 1: Araştırmada Kullanılan Tüm Dişlerin Diş Kavislerine Göre Dağılımı

Tablo 2: Rely a Bond ile Yapıştırılan Metal Braketlerin Diş Kavislerine Göre Dağılımı Tablo 3: Rely a Bond ile Yapıştırılan Seramik Braketlerin Diş Kavislerine Göre Dağılımı Tablo 4: Kurasper-F ile Yapıştırılan Metal Braketlerin Diş Kavislerine Göre Dağılımı Tablo 5: Kurasper-F ile Yapıştırılan Seramik Braketlerin Diş Kavislerine Göre Dağılımı Tablo 6: Transbond XT ile Yapıştırılan Metal Braketlerin Diş Kavislerine Göre Dağılımı Tablo 7: Transbond XT ile Yapıştırılan Seramik Braketlerin Diş Kavislerine Göre Dağılımı Tablo 8: İdeal 1 ile Yapıştırılan Metal Braketlerin Diş Kavislerine Göre Dağılımı

Tablo 9: İdeal 1 ile Yapıştırılan Seramik Braketlerin Diş Kavislerine Göre Dağılımı

Tablo 10: Tüm kombinasyon gruplarının (n=120) sıyırma deneyleri sonuçlarının elde edilen ortalama, minimum, maksimum tutuculuk değerleri (Megapaskal) , standart sapmaları, F ve P değerleri

Tablo 11: Metal ve seramik braket cinsine göre tutuculuk değerlerinin karşılaştırılması

Tablo 12: Metal braket kullanılan deneklerde kompozit türlerinin tutuculuk değerlerinin karşılaştırılması

Tablo 13: Seramik braket kullanılan deneklerde kompozit türlerinin tutuculuk değerlerinin karşılaştırılması

Tablo 14: Kurasper-F ile yapıştırılan metal ve seramik braketlerin sıyırma kuvvetlerine karşı tutuculuk değerlerinin Megapaskal olarak karşılaştırılması

Tablo 15: Rely a Bond ile yapıştırılan metal ve seramik braketlerin sıyırma kuvvetlerine karşı tutuculuk değerlerinin Megapaskal olarak karşılaştırılması

Tablo 16: Transbond XT ile yapıştırılan metal ve seramik braketlerin sıyırma kuvvetlerine karşı tutuculuk değerlerinin Megapaskal olarak karşılaştırılması

Tablo 17: İdeal 1 ile yapıştırılan metal ve seramik braketlerin sıyırma kuvvetlerine karşı tutuculuk değerlerinin Megapaskal olarak karşılaştırılması

(8)

Tablo 18: Sıyırma kuvveti uygulanan tüm braket ve yapıştırıcı kombinasyonlarının tutuculuk değerlerinin Megapaskal olarak çoklu karşılaştırılması

Resim 1: Çalışmamızda kullanılan metal ve polikristalin yapıda oluk kaideli seramik braketlerin taban yüzeyleri

Resim 2: Total etching sistemde kullanılan % 37’lik ortofosforik asit Resim 3: Çalışmamızda kullanılan ışınla etkileşen self etch primer

Resim 4: Çalışmamızda kullanılan kimyasal olarak sertleşen total etching no-mix yapıştırıcı Resim 5: Çalışmamızda kullanılan ışınla sertleşen total etching no-mix yapıştırıcı

Resim 6: Çalışmamızda kullanılan ışınla sertleşen self-etching yapıştırıcı Resim 7: Çalışmamızda kullanılan ışınla sertleşen yapıştırıcı

Resim 8: Çalışmamızda kullanılan braket yapıştırılmış olan dişlerin akrilik bloklar içine gömülmüş hali

Resim 9: Çalışmamızda kullanılan alt çeneye ait dişlerde braket yapıştırılmasında rehber olarak kullanılan düzenek

Resim 10: Çalışmamızda kullanılan üst çeneye ait dişlerde braket yapıştırılmasında rehber olarak kullanılan düzenek

Resim 11: Çalışmamızda ışınla polimerize olan adeziv sistemler için kullanılan ışık kaynağı Resim 12: Sıyırma ve çekme deneylerinin uygulandığı instron evrensel test cihazı M500-25kN Resim 13: Çalışmamızda instron evrensel test cihazına bağlı bulunan ve sıyırma değerlerini elektronik olarak kaydeden testometric AX kayıt cihazı

Resim 14: Sıyırma deneyi uygulanmak üzere instron testometric test cihazına bağlanmış seramik braket örneği

(9)

ÖZET

Günümüzde ortodontik tedavi süresini azaltmaya yönelik çalışmalar hekim ve hasta avantajları açısından vazgeçilmez öneme sahiptir. Bilindiği gibi ortodontik sabit tedavi tekniklerinde temel unsur ark tellerinin yerleştirileceği braketlerdir. 1970 li yılların başlarına kadar braketler lehimledikleri bantların yardımı ile dişlerin üzerine simante edilerek yerleştiriliyordu. 1955 yılında Buonocore diş yüzeyine 30 sn boyunca % 85 lik fosforik asit uygulayarak akrilik esaslı dolgu maddelerinin dişler üzerine daha iyi tutunmasını sağladığı bir çalışma yapmıştır. Günümüzde kompozitler polimerizasyon şekillerine bağlı olarak kendiliğinden ve ışıkla sertleşen olarak ikiye ayrılmaktadır. Kimyasal olarak sertleşen kompozitler kendi aralarında çift patlı ve no-mix olmak üzere olarak ayrılırlar. Her iki sistemde de primerlerin görevinin; mine yüzeyinin daha iyi ıslanmasının, yapıştırıcı patın daha kolay tutunmasının, asitlenen mine yüzeyinin nemden korunmasını sağlamak ve braket kaidesiyle mine yüzeyi arasında bir bağlantı kurmak olduğu bilinmektedir. Primerler doldurucu içermeyen kompozitler olarakta isimlendirilirler. Günümüzde asit ve primerin beraber olarak uygulandığı self etching sistem olarak bilinen sistemler yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu sistemin iki aşamayı birleştirmesi, hasta başında geçirilen zamanın azaltması düşüncesi bir avantajı olarak söylenebilir.

Bu çalışmanın amacı, son dönemlerde tanıtılan farklı türdeki ortodontik yapıştırıcı materyal, bonding sistemlerinin ve braket çeşitlerinin birbirlerine göre karşılıklı olarak sıyırma dirençlerine karşı dayanıklılık değerlerini bulmaktır. Böylece, ortodontik tedavi sırasında zaman kaybını telafi etmek için en uygun olan yapıştırıcı ve braket seçimi hakkında hekimlere fikir sunulmasıdır.

Gruplar total etching no-mix Rely a Bond, total etching ışınla polimerize olan flor salınımı yapan Kurasper F, self etching ışınla polimerize olan Transbond XT ve self etching ışınla polimerize olan İdeal 1’den oluşmaktadır. Sıyırma deneylerinin dirençleri Çukurova Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi bünyesinde yer alan Testometrik 25 KN-500 test cihazıyla ölçüldü.

Elde edilen veriler istatistiksel olarak tek yönlü varyans analizi ile değerlendirildi. Metal braketlerde sıyırma dirençleri Rely a Bond için 14.90 ± 3.87 MPa, Kurasper F için 10.62 ± 3.02 MPa, Transbond XT için 11.02 ± 5.06 MPa ve İdeal 1 için 5.15 ± 1.48 MPa olarak bulunmuştur. Seramik braketler için Rely a Bond için 7.46 ± 2.20 MPa, Kurasper F

(10)

için 11.36 ± 3.25 MPa, Transbond XT için 8.23 ± 3.18 MPa ve İdeal 1 için 3.11 ± 0.67 MPa olarak bulunmuştur. Kullanılan dört tip yapıştırıcı madde sıyırma dirençleri olarak değerlendirildiğinde;

Metal braketler için; Rely a Bond > Transbond XT > Kurasper F> İdeal 1

Seramik braketler için; Kurasper F >Transbond XT >Rely a Bond> İdeal 1 olarak bulunmuştur.

(11)

SUMMARY

Today the studies on orthodontic treatment time reduction has primary importance for practitioner and the patients’ advantages. As known in orthodontic treatment techniques the main factor is the braces for arch wires to put on. Until the early 70’s braces were put on teeth by soldering on bands. In 1955 Buonocore has made a study including the application of % 85 phosphoric acid on enamel surface for 30 seconds to get better adherement of acrylic based filling material on tooth surface. Today composite resins are divided into two according to their polimerization types as light cure or self cure. Self cure composites are divided in itself as two paste and no-mix. In both systems it’s known that function of primer is to establish a connection between enamel surface and brace base, to protect the acidated enamel surface from moisture, to get better adherement of adhesive path and to lubricate enamel surface better. Nowadays systems using acids and primers together are known as self etching systems and has wide range of clinical application. Combination of two steps in this system can be tought as an adventage on chair time.

The aim of this study is to find the rezistance values of bonding systems and brace types’ tear off strengths against each other. And to give an opinion about bracket and bonding selection in order to reduce the chair time for practitioners.

Groups are as follows no-mix Rely a Bond, total etching light cure fluor releasing Kurasper F, self etching light cure Transbond XT and self etching light cure Ideal 1. Rezistance of peel off studies are measured with Testometric 25 KN-500 machine in Çukurova University Dentistry Faculty.

Obtained values are evaluated statistically with one way variance analysis. Tear off rezistances are for Rely a Bond 14.90 ± 3.87 MPa, for Kurasper F 10.62 ± 3.02 MPa, for Transbond XT 11.02 ± 5.06 MPa and for Ideal 1 5.15 ± 1.48 MPa found. For ceramic brackets for Rely a Bond 7.46 ± 2.20 MPa,for Kurasper F 11.36 ± 3.25 MPa,for Transbond XT 8.23 ± 3.18 MPa andfor Ideal 1 3.11 ± 0.67 MPa found. When these four pastes are evaluated according to their tear off rezistances ;

For metal brackets ; Rely a Bond > Transbond XT > Kurasper F> İdeal 1

For ceramic brackets ; Kurasper F >Transbond XT >Rely a Bond> İdeal1is found. Key words : bracket, pastes, self etching, tear off rezistance

(12)

GİRİŞ

Bütün bilim dallarında olduğu gibi ortodontide de tedavi teknikleri gün geçtikçe büyük aşamalar kaydetmekte, yeni yöntemler ortaya konmaktadır. Bu yeniliklerden birisi de “Direkt Bonding” olarak isimlendirilen ve üzerinde sürekli araştırmalar yapılan, dişlere doğrudan braket yapıştırılması işlemidir.

Ortodontik tedavide temel unsur ark tellerinin yerleştirileceği braketlerdir. Direk bonding sisteminden önce braketler, dişlere, bant üzerine lehimlenen braketlerin simantasyonu ile yerleştirilmekteydi. Bu yönteme “ Banding Bantlama “ yöntemi denilmekteydi.

Direkt Bonding Sistemi (DBS); dişler arasında separasyona gereksinim duyulmaması, braket seviyelerinin kolayca ve doğru olarak ayarlanabilmesi, çok sayıda envantere gereksinim olmaması, tedavi sonucu bantlardan dolayı kapatılması gereken diastemaların olmaması, ağız hijyeninin kolayca sağlanması, bantların diş etlerini irrite etmemesi, estetik açıdan daha rahat ve konforlu olması, tedavi sırasında oluşabilecek çürüklerin engellenmesi banding bantlamaya göre üstünlükleri olarak sayılabilir (89).

Banding Bantlama Yöntemi ise; tutuculuklarının daha fazla olması, yapıştırıcıya bağlı diş yüzeyinde oluşan bakteri plağı birikimi olmaması, düşmesini takiben yapıştırma süresi kısalığı, sökülme işleminin daha kısa sürmesi, direk bondingteki yapıştırıcıların çoğunun akril esaslı olması nedeniyle yumuşak dokuda irritasyon ve alerjik reaksiyon oluşması, direk bondingteki yapıştırıcı yüzey temizliğinde dişin flor açısından en zengin tabakasının zarar görmesi, banding bantlama yönteminin üstünlükleri olarak sayılabilir (3,31,34,90).

Ortodontik tedavide braket yapıştırma esnasında tutuculuk değerinin yüksekliği ve debonding işlemi esnasında daha kolay uzaklaşması nedeniyle metal braketler tercih edilmiştir (12,69,89). Swart (99), seramik braketlerin klinik kullanıma girmesini, seramiğe daha kolay şekil verilmesini sağlayan teknolojiye bağlamıştır.

Kullanılan braketler mono yada polikristalin yapıda olabilirler. Renkleşmeye karşı dirençlidirler ve fiziksel olarak bozulmazlar (37,100). Seramik braketler kaidedeki girinti ve çıkıntılarla mekanik olarak , kaidedeki silan yardımıyla kimyasal olarak, ya da her ikisinin

(13)

kombinasyonu ile tutuculuğu sağlayabilirler (38,39,52,100,108,111). Kanal tedavisi görmüş ya da aşırı karies nedeniyle restorasyonu yapılan dişlerde minede kopma ve çatlak oluşturma riski nedeniyle seramik braketler dikkatli bir şekilde kullanılmalıdır (35,49,100).

Direkt bonding işleminde ağız ortamındaki nem, sürekli değişen ve büyük farklılıklar gösteren ısı, çiğneme kuvvetlerinin yarattığı farklı yönlerden oluşan baskı ve çekme gibi bazı mekanik, fiziksel ve kimyasal özelliklerin bir arada olması adeziv materyallerden beklenir. Çevre dokular için iritan olmaması, sistemik ve lokal toksik etki göstermemesi ve doku uyumu gibi özellikler, aranan önemli özelliklerdir (47,48,69).

Asit etching işlemi olarak Buonocore (16), % 85 konsantrasyonda fosforik asit, Reiferis ve arkadaşları (88), % 10 maleik asit, Retief (87), % 50 konsantrasyonda fosforik asit içeren çalışmalar yapmışlardır. Chow ve Brown (24), fosforik asidin % 27’den yüksek konsantrasyonda kullanılması halinde çözülebilen bir türü olan ”monokalsiyum fosfat monohidratın”nin yıkama ile kolayca uzaklaştırıldığını, % 27 konsantrasyondan daha az kullanıldığında ise “ dikalsiyum fosfat dihidrat” oluştuğunu ve bununda yıkamayla daha zor uzaklaştırıldığı belirtilmiştir. Bu nedenle % 37 lik ortofosforik asit daha yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.

Kompozitler, polimerizasyon şekillerine bağlı olarak kimyasal yolla veya ışınla polimerize olanlar olmak üzere ikiye ayrılır. Kimyasal yolla sertleşen kompozitleri de kendi arasında çift patlı ve no-mix sistemler olarak ayırmak mümkündür (25,89,114). Işınla polimerize olan kompozitler önceden plastik ya da delikli metal braketlerde ultraviole ışını ile kullanılmaktaydı (89,105). 1979 yılında Tavas (103), ilk defa görünebilir ışınla polimerize olan yapıştırıcıların braketlerin diş yüzeyine yapıştırılabileceğini bildirmişlerdir. Çalışma sürelerinin ayarlanabilir olması, polimerizasyonun tamamen bitmesi halinde iç kopmalarının azalması, ışınlama süresi sonunda polimerizasyonun tamamlanması, ark telinin hemen tatbiki, polimerizasyon öncesi braket kaidesi etrafından taşan tüm kompozit artıklarının temizlenmesi ve dolayısıyla plak birikiminin az olması ve demineralizasyonun azalması avantaj olabilir (29,30,49,53,59). Her iki sistemde de yer alan sealentların görevinin; mine yüzeyinin daha iyi ıslanması, asitlenen mine yüzeyinin nemden korunması ve braket kaidesiyle mine yüzeyi arasında bir bağlantı kurmak olduğu bilinmektedir (89). Son dönemlerde sealeant ve mine etchinglemesi için kullanılan asitler birleştirilerek self etching yöntemi ismiyle kullanılmaktadır.

(14)

Ortodontik tedavi öncesi, süresi ve sonrasında ağız hijyeninin korunmasının yanı sıra çürük ve dekalsifiye alanın azalması için flüorür bileşiklerinin kullanılması önerilmiştir. Son yıllarda flor salınımı gerçekleşen kompozitlerin kullanılması ile flor dekalsifikasyonunun önüne geçilmeye çalışılmıştır.

Bu çalışmada; döküm foil mesh tabanlı metal (Strait-line G&H, USA) ve monopolikristalin yapıda mekanik tutuculu seramik (Strait-line G&H, USA) braketlerin kimyasal yolla sertleşen total etching no-mix Rely a Bond (Reliance Ortodontic Product, USA), total etching ışınla sertleşen flor salınımı yapan Kurasper F (Kuraray medical International, Japan), self etching Adper Prompt L- Pop (Espe 3M, Germany) kullanılarak ışınla sertleşen Transbond XT (Unitek 3M, Germany) ve ışınla polimerize olan self etching İdeal 1 (GAC International, USA) yapıştırıcılar kullanılarak, in vitro ortamda, braket yapıştırıcı kombinasyonlarının sıyırma kuvvetlerine karşı gösterdikleri tutuculuk değerlerinin araştırılması amaçlanmaktadır.

(15)

GENEL BİLGİLER 1-Test İçin Kullanılan Materyal

Braketlerin sıyırma ve çekme dirençlerini değerlendirmek için in vitro ortamda yapılan çalışmalarda araştırıcıların büyük bir çoğunluğu (1,4,5,11,20,28,31,36,38,39,44,45,56,57, 61, 64,65,67,71,72,75,79,80,81,87,91,95,99,109) insan premolar dişlerini kullanmıştır. Araştırıcılardan bir grup (13,22,51) premolar diş yerine molar dişi kullanırken , bazıları orta keser (14,17,19,27,32,35,41,46) ve kanin dişlerini (15,49,50) kullanarak bu deneyleri gerçekleştirmişlerdir.

Yapılan çalışmalarda diş gruplarının birbiriyle orantılı bir şekilde dağılım gösterdiği araştırıcılar tarafından belirtilmiştir. Bazı araştırıcılar ise (42,83), kullandıkları dişlerin hangi çeneleri içerdiğini belirtmemişlerdir. Araştırıcıların bazıları (12,33,48,51,53,58,66,73,74,77, 78,97) insan dişi mine yapısıyla sığır dişi mine yapısının büyük farklılıklar göstermemesine dayanarak, çalışmalarında sığır dişleri kullanmışlardır.

Bir grup araştırmacı ise (17,27) braketleri, insan dişleri yerine plastik yüzeylere yapıştırarak deney ortamını hazırlamışlardır. Retief ve arkadaşları (87) plastik silindir bloklar hazırlayarak bunlara delikler açmış ve bloklara ışınla polimerize olan kompozitler doldurarak kompozit malzemenin üzerine yapıştırmıştır.

2-Materyalin Saklanma Koşulları

Minenin yapısının bozulmaması, bakteri üremesine sebep olmaması, kimyasal bir farklılaşma oluşmaması ve saklama koşulları, kullanılan solüsyon seçiminde etkili olan faktörlerdir. Araştırıcılardan bazıları (11,13,14,19,22,64,65,99,106), çekilen dişleri distile su içinde muhafaza ederek, bazıları ise (1,5,38) % 0.1 lik timol solüsyonunda saklamışlardır. Bazı araştırıcılar ise (20,30,48,56,57,67,75,95,108), serum fizyolojik solüsyonu içinde bekleterek saklamışlardır. % 1 ile % 5 arasında değişen oranlarda chloramin T solüsyonunda çekilen dişleri bekleten araştırıcılar mevcuttur (4,28,92). Formolsalin solüsyonu dişlerin saklanmasında kullanılan diğer bir solüsyondur (34,53,72). Araştırıcıların büyük bir çoğunluğu (4,6,18,19,34,38,42,47,55,66,77,82,92,94,101,102,109) çekilen dişlerin saklama koşulunu 37 C0 olarak uygulamışlardır. Araştırıcıların bazıları (12,25,26,29,35,49,57,89,103) çekilen dişleri 37 C0 ilaveten % 100 nemli ortamda muhafaza ederken, saklama koşulları hakkında bilgi vermeyen araştırıcılarda mevcuttur(17,27,32,33,35, 39,41,45,58,61,71,97,109).

(16)

3-Yapıştırma İşlemi Öncesi Diş Yüzey Hazırlıkları

Yapıştırma işlemi öncesinde diş yüzeyinde hiçbir organik veya mekanik artık olmaması önemlidir. Literatürler değerlendirildiğinde büyük bir çoğunluk (4, 5, 11, 12, 20, 34,36, 46, 49, 51, 53, 54,56, 61, 72, 74, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 86, 87, 91, 95, 96, 99, 106,111) flor içermeyen sulandırılmış pomzanın mikromotor ucuna takılan düşük devirli plastik veya kıl fırça yardımıyla uygulama yaptıklarını belirtilmişlerdir. Delport (26), 600 gritli silikon karpit frezden faydalanarak dişin gömülü olduğu akrilik blokla eşit yüksekliğe gelene kadar frezin kullanıldığını belirtmiştir. Bazı araştırıcılar (14,22,32,33,39,42,43,76), tam bir düzgün yüzey elde edebilmek için özel bir cila makinesi yardımıyla silikon karpit frezi uygulamışlardır. Erbay (31), zirkonyum oksit içeren patı düşük devirdeki mikromotorla diş üzerindeki artıkların uzaklaştırılmasında kullanmıştır.

4-Test İçin Hazırlanan Örneklerin Saklanması

Araştırıcıların büyük bir çoğunluğu (4,11,17,19,31,35,46,49,50,64,65,67,91,101,106) elde ettikleri numuneleri distile su içinde muhafaza etmişlerdir. Bazı araştırıcılar (33,72) saklama koşullarında fusiyama tükürüğü veya suni tükürük kullanarak muhafazasını sağlamışlardır. Diğer saklama koşulları olarak % 0.1 ile % 0.5 arasında değişen oranlarda timol solüsyonu (4,6,28), serum fizyolojik (20,30,48,56, 57,67, 75,95,108), formol (34,53,72) ve % 70 lik etil alkol (15,26,31,44,46,49,50,86) kullanılması şeklinde muhafaza edenler olmuştur. Mevcut materyallerin saklanmasındaki ısı, büyük oranda 37 C0 olarak belirlenmiştir (4,6,18,19,34,38,42,47,55,66,77,82,92,94,101,102,109). Bazı araştırıcılar (32, 61, 85) deneklerde % 100 nemli ortama bu derecenin ilavesini önermişlerdir. Jason (46), ısı banyosunun deney üzerine bir etkisinin olup olmadığını anlamak için örnekleri termosiklus cihazına tabi tutmuştur.

5-Hazırlanan Örneklerin Test Cihazına Aktarılması

Deney materyallerinin standart bir koşulda deney cihazına aktarılması için birçok araştırmacı aktarım yöntemleri geliştirmiştir. Bunlardan birisi ve en çok kullanılanı, otopolimerizan soğuk akrilik kullanılarak hazırlanan blokların içine gömülen dişlerin standart bir şekilde test cihazına aktarılmasıdır (14,15,17,20,30,31,32,35,36,39,41,45,46,49,50,53,56, 62,71,75,77,78,82,95,108,110). Araştırıcılardan bazıları (13,33,38,42,54,61,72,85,86,87) diş

(17)

hekimliğinde kullanılan alçılardan faydalanmışlardır. McSherry (64), ise dişleri hazırladığı PVC kalıplara yerleştirerek deney cihazına aktarmıştır.

6-Uygulanan Kuvvetin Yönü

Yapılan literatür değerlendirmelerinde 3 farklı kuvvet uygulamasının yapıldığı görülmüştür. Yapılan deneylerde yalnızca sıyırma kuvvetlerinin uygulandığı (1,5,11,19, 21,22,39,44,45,50,54,58,61,62,71,72,81,85,91,99,112,113), sadece çekme kuvvetlerine bakıldığı (12,14,20,30,65,83,99) ve bu hareketlerin kombinasyonunu içeren flextural torsiyon hareketi uygulandığı görülmüştür (28,31,41,46,53,66,70,84,87).

7- Deney İçin Kullanılan Test Cihazı ve Deney Hızı

İn vitro ortamdaki deneylerde test cihazı olarak araştırıcılar İnstron Evrensel Test cihazını kullanmışlardır (1,10,14,15,17,20,21,22,28,32,33,35,39,41,45,46,48,49,50,51,53,54, 56,58,61,62,64,67,71,82,86,87,108,109,110,111). Araştırıcılar, test cihazında 0.5 mm/dk (13,66,82,116), 1 mm/dk (17,27,32,45,47,94,102,107,109,110), 2 mm/dk (84,34,109) ve 5 mm/dk (9,41,42,61,86,87,109) arasında değişen hızlarda sıyırma ve çekme kuvvetlerini araştırmışlardır. Araştırıcılardan bazıları 0.05 inch/min (14,15,22,46,48,82) ile 0.08 inch/min (69,73) arasındaki değerleri, kullanım aralığı olarak belirlemişlerdir. Bazı araştırıcılar ise deney hızını belirtmemişlerdir (33,49,78,108).

8-Deney Sonucu Kullanılan Ölçüm Birimleri

Sıyırma ve çekme kuvvetleri sonucu oluşan veriler araştırmalarda birçok farklı şekilde ifade edilmiştir. Bu değerlerdeki farklılıklar kilogram ve pound gibi kuvvet birimlerinden kaynaklanmaktadır. Araştırıcıların büyük bir çoğunluğu çalışmalarını Megapaskal cinsinden değerlendirmiştir. (10,13,14,15,22,42,46,49,50,51,64,67,72,77,78,82, 85). Megapaskal’ın uygun olmasının nedeni, birim alana gelen kuvvetin derecesiyle orantılanarak bulunmasıdır. Araştırıcıların bir kısmı ise değerlendirmeyi; Kg/mm (17,27,32, 109) veya Kg/cm (20,53,54) şeklinde yapmışlardır. Braket kaide alanının hesaplanamadığı durumda Newton veya kilogram olarak bildirilen araştırmalar da mevcuttur (36,61,87,10).

(18)

Literatür Bilgisi

Ryan ve Edward (93) ın yaptığı çalışmanın amacı, paslanmaz çelik braketlerin sıyırma kuvvetlerine karşı direncinin biri konvansiyonel yöntem, diğeri self etching yöntem ile karşılaştırmalı olarak incelemektir. Bu çalışmada 48 adet insan dişi 4 gruba ayrılıp akrilik bloklar içine gömülerek mesh tabanlı paslanmaz çelik braketler (Victory series twin braket; 3M Unitek) 2 grup total etching 3M Scotchbond (3M Espe Dental Product) ile 2 grup ise self etching Transbond Plus Self Etching Primer (3M, Unitek) ile asitleme işleme tabi tutulmuştur. Her iki gruptada Transbond XT light cure adhesiv sistemi (3M Espe Dental Product) kullanılarak braketler yapıştırılmıştır. Materyaller 37 C0 24 saat bekletilmiştir. Sıyırma deneyleri instron evrensel test cihazında 1 mm/dk hızında gerçekleştirilmiştir. Deneyler sonucunda Anova testi kullanılmıştır. Yapılan değerlendirmede istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamıştır.

Stephan ve Rose (101)’nın yaptıkları çalışmanın amacı, in vivo ve in vitro ortamdaki braketlerin tutuculuklarını karşılaştırmalı olarak değerlendirmekti. 20 çıkarılabilir alt apareyin lingual kısımları akrilik bloklar ile kaplanmıştır. Braketler olarak foil mesh tabanlı paslanmaz çelik premolar braketler (Andrews, Ormco “A” Conpany) kullanılmıştır. Her bir apareyin yarım arkına 3 braket Transbond 3M ile (3M Unitek; U.K.), diğer arka ise 3 Braket Heliosit (Ivoclar –Vivadent U.K.) ile yapıştırılmıştır. Kontrol grubunda ise 37 C0 steril suda bekletilen premolar dişler 3 lü gruplar halinde Transbond (3M Unitek; U.K.) ve Heliosit (Ivoclar – Vivadent U.K.) ile yapıştırılmıştır. Örnekler deney zamanına kadar standart koşullarda saklanmıştır. Örneklere 4., 8. ve 12. haftalarda Hobson ve arkadaşlarının belirttiği koşullarda Instron evrensel test cihazında 1 mm/dk hız uygulanmıştır. Her iki grupta da yapılan kontrollerde 4. haftada anlamlı bir farklılık bulunmuştur (İn vivo 9.78 MPa, in vitro 14.34 MPa ). 8. haftadaki deneylerde de anlamlı bir farklılık bulunmuştur (İn vivo 9.96 MPa, in vitro 13.61 MPa).

Bishara ve arkadaşlarının (6) yaptıkları çalışma, siyanoakrilat grubu bir adeziv uygulamasının termosiklus cihazı uygulanan grup ile karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesini içermektedir. Çalışma için 20 adet insan molar dişleri kullanılmıştır. Çekilen dişler % 0.1 lik Timol solüsyonu içerisinde bekletilmiştir. Denekler 10 arlı iki gruba

(19)

ayrılmıştır. Çalışmada maksiler keser diş braketleri (Victory serisi, 3M Unitek) kullanılmıştır. Adeziv sistem olarak etil siyanoakrilat içerikli Smartbond adeziv sistemi (Gestenco Internationel, Sweden) kullanılmıştır. Örneklerde % 35 ortofosforik asit kullanılarak mine yüzeyi pürüzlendirilmiş ve braketlere adeziv uygulanıp 300 gr kuvvet veren paraskop cihazına (Correx Switzerland) alınmıştır. I. grup 37 C0 suda bekletilmiştir. II. grup ise 5-55 C0 arasında 24 saat süre ile 500 siklusa tabi tutulmuştur. Daha sonra iki grubun instron evrensel test cihazında sıyırma kuvvetlerine bakılmıştır. Çalışmanın sonucu termosiklus cihazı uygulanan grubun sıyırma kuvvetlerinde anlamlı bir farklılık olduğunu göstermiştir.

Selim ve Nursel (100), yapmış oldukları çalışmada resinle modifiye, kimyasal olarak sertleşen ve cam iyonomer siman içerikli ortodontik bonding ajanlarının termosiklus cihazı ile etkinliklerini karşılaştırmalı olarak incelemişlerdir. Çalışmada ortodontik amaçlı çekimi yapılan 90 insan premolar dişi distile su içinde saklanarak kullanılmıştır. Araştırmada foil mesh tabanlı (Midi Diagonal, Leone Sesto, Italy) paslanmaz çelik braketler tercih edilmişitir. Adeziv sistemler olarak resinle modifiye cam iyonomer siman (Fuji Orto, GC Corporation, Japan), no-mix ortodontik yapıştırıcı resin (Leone Sesto, Italy) kullanılmıştır. I. grup 45 premolar dişi içermiştir. % 37 lik ortofosforik asit kullanılarak braket no-mix kompozit ile yapıştırılmıştır. II. grup iki alt gruba ayrılmıştır. % 10 luk poliakrilik asit kullanılarak braketler Fuji Orto likid sistemi ile yapıştırılmıştır. I. grup 37 C0 24 saat bekletilmiştir. II. grubun I. subgrubu 37 C0 24 sat bekletildikten sonra 5-55 C0 200 siklusa tabi tutulmuştur. II. grubun II. subgrubu 37 C0 24 saat bekletildikten sonra 5-55 C0 20000 siklusa tabi tutulmuştur. Örnekler Lloyd test makinesinde (Lloyd Instruman Hamsshire, U.K.) sıyırma kuvvetlerine tabi tutulmuştur. Çalışmanın istatistiksel olarak analizinde gruplar arasında anlamlı bir farklılık gözlenmiştir (F=14.73, P<0,001). Arı indeksine göre kopmalar braket ve diş yüzeylerinde eşit olarak gözlemlenmiştir.

Rognvald ve Peter (91), farklı tipteki dişler arasındaki sıyırma dirençlerini araştırmışlardır. 120 adet çekilen insan dişi % 0.1 lik Kloramin T içeren solüsyonda oda ısısında tutulmuştur. Dişler, Fox ve arkadaşlarının önerdiği şekilde akrilik bloklar içine uygun konumda yerleştirilmiştir. Dişler 6 alt gruba ayrılmıştır. Braket olarak paslanmaz çelikten imal edilen foil mesh tabanlı 0.022 inc slotlu Ovation (GAC International Inc., USA) braketler kullanılmıştır. Ortodontik adeziv olarak no-mix adeziv Right-On (TP Orthodontic)

(20)

tercih edilmişitir. Materyaller 24 saat 37 C0 distile suda bekletilmiştir. Örnekler instron evrensel test cihazına alınarak 1mm/dk hızında deneye tabi tutulmuştur. Sonuçlar MPa cinsinden değerlendirildiğinde keser dişlerde kanin dişlerine göre daha az bir stres oluştuğu görüldü. En büyük stres üst kanin dişlerinde görülmüştür. Yapılan deneylerde üst ve alt kesici dişlerde oluşan streslerle üst kanin ve premolar dişler ile alt premolar dişler arasında anlamlı bir farklılık elde etmişlerdir. Diğer gruplar arasında ise anlamlı bir fark bulunmamıştır.

Clark ve arkadaşları (18), asit etching yöntemi ve aliminyum oksit tozu ile pürüzlendirilen dişleri iki farklı ortodontik yapıştırıcı ile yapıştırarak sıyırma kuvvetlerini karşılaştırmıştır. Çalışma için 80 adet insan premolar dişi kullanılmıştır. Çekilen dişler % 0.5 Kloramin T içeren solüsyonda saklanmıştır. Ortodontik yapıştırıcı olarak no-mix otopolimerizan kompozit resin Right-On (TP Orthodontics) ve otopolimerizan doldurulmamış polimetilmetakrilat resin içeren % 5 oranında 4-META prometer içeren MCP Bond (Sun Medical Company) kullanılmıştır. Braket olarak foil mesh tabanlı paslanmaz çelik premolar diş braketi Ovaition (GAC İnternational, USA) kullanılmıştır. Asitleme işlemi; I. grup için % 37’lik ortofosforik asit ile 10 sn, II. grup için 50 mikronluk aliminyum oksit tozu ile 80 psi de 3 sn yapılmıştır. Materyaller, işlemi takiben 37 C0 distile suda 24 saat bekletilmişlerdir. Daha sonra test için instron evrensel test cihazında 0.8 mm paslanmaz çelik telden yapılan lopla 1 mm/dk hızında sıyırma deneyine tabi tutulmuştur. MPC bond da yapılan değerlendirmede aliminyum oksit tozu ile yapılan pürüzlendirmede normal olarak asitlemeye göre istatistiksel olarak anlamlı bir fark görülmüştür. No-mix adezivde etching ile aliminyun oksit tozu arasında stres bakımında 1/5 oranında bir değer oluşmuştur. Arı indeksine göre kopmaların daha çok mine yüzeyinde gerçekleştiği ve kompozitin braket tabanında kaldığı gözlemlenmiştir.

Sunna ve Rock (102), yaptıkları çalışmada farklı tipteki braketler ile farklı ortodontik adezivlerin sıyırma kuvvetlerine karşı dirençlerini karşılıklı olarak incelemişlerdir. Her grupta 10 diş olmak üzere 7 grup oluşturulmuştur. Çalışmada braket olarak, Adheziv Procoated Brackets (APC) braket dizaynının iki tipi olan paslanmaz çelik torklu Dyna-lock ve mesh tabanlı paslanmaz çelik Twin braket Strait-Wire kullanılmıştır. Ortodontik yapıştırıcı olarak no-mix otopolimerizan kompozit resin Right-On (TP Orthodontics) ve ışınla polimerize olan Transbond XT kullanılmıştır. Işınlama işlemi 10, 20 ve 40 sn olarak uygulanmıştır. Elde edilen numuneler 24 saat distile su içerisinde saklanmıştır. Örnekler Instron evrensel test

(21)

cihazına aktarılmıştır. 0.018 * 0.025 inc lik paslanmaz çelik telden loop hazırlanarak 5 mm/dk hızıyla deney yapılmıştır. Sonuçlar MPa değerleri ile kaydedilmiştir. Strait wire braketler Dyna lock braketlere göre sıyırma dirençleri daha dayanıklı bulunmuştur. Transbond XT ortodontik yapıştırıcı Right-on ortodontik yapıştırıcıya göre daha dayanıklı bulunmuştur. ARI indeksine göre ortodontik yapıştırıcılar diş ve braket yüzeyinde benzer miktarlarda bulunmuştur.

Larmour ve Stırrups (54), yaptıkları çalışmada resinle modifiye cam iyonomer siman kullanımının farklı bonding teknikleri ile kompositin tutuculuk değerlerini karşılıklı olarak değerlendirmeyi amaçlamışlardır. Çalışma için 80 adet insan premolar dişi kullanılmıştır. Çalışmada kullanılacak dişler 20 adet diş içeren 4 alt gruba ayrılmıştır. Braket olarak 3M Minitwin braket kullanılmıştır. Ortodontik yapıştırıcı olarak resinle modifiye cam iyonomer adheziv Fuji Ortho LC (GAC, Japan) ve konvansiyonel komposit adeziv grup Transbond (3M, USA) kullanılmıştır. I. grup konvansiyonel yöntemle asit etchinglemesi yapılan transbond kompozit, II. grup ıslak mine yüzeyine etching prosedürü olmaksızın Fuji ortho LC , III. grup kuru mine yüzeyine etching prosedürü olmaksızın Fuji ortho LC ve IV.grup konvansiyonel yöntemle asit etchinglemesi yapılan Fuji ortho LC kompozit içermektedir. Işınlama süresi 60 sn olarak yapılmıştır. Materyaller 37 C0 1 hafta süreyle bekletilmiştir. Deney için materyaller Fox ve ark. belirttiği şekilde instron evrensel test cihazına nakledilmiştir. Sonuçlar istatistiksel olarak değerlendirildiğinde konvansiyonel Transbond XT de maksimum derecede debond değerleri belirlenmiştir. I. grup her 3 gruba göre de anlamlı derecede üstünlük göstermiştir. IV. Grup ise II. ve III. gruba göre daha anlamlı değerler içermiştir.

Mavropoulos ve arkadaşlarının (62), yaptığı çalışma, iki yeni ortodontik adeziv sistemin in vivo ortamda kopma insidansını değerlendirmek amacı ile yapılan bir çalışmadır. Ortodontik tedavide kullanılan adezivler no-mix kimyasal olarak polimerize olan (Unite 3M Unitek, USA), primer olarak Transbond MPI (3M Unitek, USA) ve ışınla polimerize olan neme dirençli kompomer içerikli flor salınımı yapan Assure (Reliance orthodontics product Inc. USA) kullanılmıştır. Paslanmaz çelik mesh tabanlı twin braket (Mini Frostadent, Germany) kullanılmıştır. Tüm örnekler % 37 lik ortofosforik asit ile 30 sn asitlenmiştir. Tüm yüzeylere neme dayanıklı primer uygulanmış ve 2-5 sn hava tatbik edilmiştir. Böylece primer

(22)

tüm yüzeye yayılmıştır. Daha sonra 3M kompozit yapıştırılmıştır. Assure üründe ise 50 sn lik ışınlama süresi uygulanmıştır. 20 sn insizalden, 10 ar sn mesial, distal ve servikal bölgeden uygulanmıştır. 9 aylık kontrol periyodu boyunca hastaların tedavisi strait wire tekniği ile yapılmıştır. Bond başarısızlıkları 3-4 haftalık kontrol periyodunda takip edilmiştir. 9 aylık periotda 46 başarısızlık görülürken, bunların 16 tanesi Transbond MPI’da oluşurken, 30 tanesi Assure de gözlemlenmiştir. Uzun takip periyodunda Transbond MPI da, Assure’ye göre istatistiksel olarak anlamlı bir başarı görülmüştür. Premolar dişlerdeki başarısızlık keser ve kanin dişlere göre istatistiksel olarak daha fazladır. Başarısızlıkların % 50 yakını 2 aylık periyotta oluşmuştur.

Öztosun (83) bir ışınla sertleşen kompozit (Transbond) ve diğer ikisi ışınla sertleşen cam iyonomer simanın (Unitek, Multi Cure Unitek ve Fuji Ortho LC) sıyırma ve çekme kuvvetlerine karşı tutuculuklarını ve bu yapıştırıcıların mineden uzaklaştırılma yöntemlerini karşılaştırdığı çalışmasında, 1. ve 2. küçük azı dişleri üzerine döküm integral pürüzlendirilmiş kaide yapısına sahip metal Dyna Lock braketlerin % 38 ortofosforik asit ile 15 saniye asitlenen mine yüzeyine yapıştırdığını bildirmiştir. Deneyleri, uygulanacak örneklerin bioplast bir taşıyıcı içine yerleştirildikten sonra ortoakril ile sabitlediğini, basınçlı tencerede pişirildiğini belirtmiştir. Sıyırma ve çekme deneyleri uygulanacak örneklerin instron evrensel test cihazında 2 mm/dk deney hızında gerçekleştirdiğini bildirmiştir. Kopma bölgelerinin stereo ışın mikroskobunda ARI indeksi ile skorlandırılarak incelendiği bildirilmiştir. Çalışmanın sıyırma ve çekme kuvvetleri ile ilgili bölümünde elde edilen sonuçlarda, Transbond'un 13.94 ± 4.45 MPa sıyırma kuvvetleri ile en yüksek tutuculuk değerini verdiği ve bu farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu, çekme kuvvetleri açısından Transbond'un tutuculuk değerinin 6.66 ± 1.96 MPa olduğu, 3M Multi Cure ile elde edilen 10.10 ± 2.82’lık tutuculuk değerinden istatistiksel olarak anlamlı derecede az olduğu ve diğer yapıştırıcıların tutuculuk değerleri ile arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı bildirilmiştir. Kopma bölgeleri ile ilgili elde edilen bulgularda ise sıyırma kuvveti uygulanan tüm gruplarda, çekme kuvveti uygulanan gruplara göre yapıştırıcının daha azının mine yüzeyinde kaldığı ve Transbond kullanılan ve sıyırma kuvveti uygulanan grupta deney örneklerinin % 60'ında, yapıştırıcının % 50'sinden azının mine yüzeyinde kaldığı, % 20'sinde minede hiç yapıştırıcı kalmadığı, % 10'unda yapıştırıcının % 50'den fazlasının ve % 10'unda da tüm yapıştırıcının mine yüzeyinde kaldığı bildirilmiştir.

(23)

Evrenol (34), ışınla sertleşen iki kompozit (Transbond ve Sequence) ve yine ışınla sertleşen iki cam iyonomer simanın (Fuji Ortho LC ve 3M) flor salınımlarını ve sıyırma kuvvetlerine karşı tutuculuklarını incelediği doktora tez çalışmasında, kopma bölgelerini de stereo ışın mikroskobu ile incelediğini bildirmiştir. Çalışmada 40 adet 1.ve 2. küçük azı dişlerine % 37'lik ortofosforik asit 15 saniye uygulanmış ve daha sonra integral kaideli metal medium Dyna Lock braketler yapıştırılarak dişlerin özel bir taşıyıcı yardımı ile soğuk akril bloklar içine alındığı bildirilmiştir. Hazırlanan örneklerin, 37 ± 1 C0 etüvde sıyırma testleri gerçekleştirilene kadar bekletildikleri belirtilmiştir. Sıyırma deneylerinin 2 mm/dk hızda instron evrensel test cihazında ve daha sonra kopma bölgelerinin x 25 büyütmeli stereo ışın mikroskobunda gerçekleştirildiği bildirilmiştir. Çalışmanın sıyırma kuvvetleri ile ilgili bölümünden eldeedilen sonuçlara göre Transbond'un 17.57 ± 5.61 MPa ile en yüksek tutuculuk değerini verdiği ve tutuculuk değerlerinin diğer gruplardan istatistiksel olarak anlamlı derecede fazla olduğu, ayrıca bu deney grubunda örneklerin % 60'ında yapıştırıcının % 50'den azının mine yüzeyinde kaldığı, % 20'sinde mine yüzeyinde hiç yapıştırıcı kalmadığı, % 10'unda tüm yapıştırıcının mine yüzeyinde kaldığı ve % 10'unda da % 50'den fazla yapıştırıcının mine yüzeyinde kaldığı bildirilmiştir.

Rock ve arkadaşlarının (90) yaptıkları çalışmanın amacı, biri ortodontik amaçlı (Transbond, Unitek) diğeri restoratif tedavide kullanılan bir dolgu maddesinin ortodontik kullanım amacı ile modifiye edilmiş bir kompomer reçine olan (Dyract Orthodontic, De Trey Dentsply) iki farklı yapıştırıcının iki farklı ışınlama süresi ve iki braket kaide tipiyle kombine edilerek sıyırma kuvvetlerine karşı tutuculuklarını belirlemektir. Çalışmada ortodontik amaçla çekilmiş 100 adet insan birinci premolar dişi kullanılmıştır. Dişler deney süresine kadar formal salin solüsyonunda bekletilmişlerdir. Çalışmada kullanılan braketlerden birinin kaidesi foil mesh (A Company) diğerinin kaidesi ise makineyle açılmış integral (DynaLock, Unitek) tiptedir. Çalışmada kullanılan yapıştırıcılar, 30 ve 60 saniye olmak üzere iki farklı süre ile ışınlanmışlardır. Örnekler hazırlandıktan sonra akril bloklar içine alınmış ve oda ısısındaki distile su içinde bekletilmişlerdir. Sıyırma deneyleri; bir grupta ışın verilmesini takiben ilk 15 dakika içinde, diğer grupta ise 24 saat sonunda gerçekleştirilmiştir. Deneyler 0.5 mm/dk hızda instron evrensel test cihazında yapılmış, kuvvetler braket kaide alanlarına bölünerek MPa

(24)

cinsinden verilmiştir. Daha sonra diş ve braket yüzeyleri x l0 büyütmeli iki okülerli mikroskopla incelenmiş ve kopma bölgeleri belirlenmiştir. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre Transbond Dyract Orthodontic'e göre daha fazla tutuculuk verdiği, 60 saniye ışın verilen Transbond'un tutuculuğunun Dyract'ın tüm zamanlardaki tutuculuğundan fazla olduğu ve 30 saniye ışın verilen Transbond'dan daha fazla tutuculuk gösterdiği bildirilmiştir. Her iki yapıştırıcının da 24 saat sonunda 15 dakikalık test dönemine göre daha fazla tutuculuk verdiği, Transbond'un her iki zaman aralığında da Dyract'dan daha iyi bir tutuculuk gösterdiği bildirilmiştir.

Lindauer ve arkadaşlarının (56) yaptıkları çalışmanın amacı, asidleme işleminden önce pomza ile yapılan diş yüzeyi hazırlama işleminin sıyırma kuvveti üzerine etkisini incelemektir. Bu amaca uygun olarak üç farklı yol izlenen çalışmada ilk olarak çalışmanın laboratuar kısmında 45 adet çekilmiş insan premolar dişinden 24 adedine diş yüzeyleri pomzalandıktan sonra üretici firmanın talimatlarına göre asidleme işlemi yapılmış ve mesh kaideli metal braketler (Ultratrim Dentaurum), ışınla sertleşen (Transbond) ve çift patlı kimyasal yolla sertleşen (Accubond GAC) iki farklı yapıştırıcı ile yapıştırılmışlardır. Diğer 21 dişe ise aynı braketler aynı yapıştırıcılarla yapıştırılırken diş yüzeylerine pomza ile proflaksi işlemi yapılmamıştır. Çalışmaya üst premolar ve alt 2. premolar dişlerin vestibül ve lingual yüzeyleri dahil edilmiştir. Hazırlanan örnekler 7 gün boyunca normal salinde bekletildikten sonra kalıplara yerleştirilmişler ve instron evrensel test cihazında sıyırma kuvvetlerine karşı tutuculukları ölçülmüştür. Çalışmanın ikinci bölümünde ortodontik amaçlı çekilen 30 adet premolar diş, % 2'lik gluteraldehit 0. l kakodilat solüsyonu ile fikse edilmişlerdir. Daha sonra bu dişlerin 15 tanesinin vestibül yüzeyleri pomza ile proflaksi işleminden geçirilmiştir. Kalan 15 dişe ise pomzalama yapılmamıştır. Bu şekilde hazırlanan tüm diş yüzeyleri 150-1000 büyütme ile SEM'de (Scanning Electron Microscope) incelenmiştir. Çalışmanın üçüncü ve son bölümünde klinikte 85 hastanın ağızlarının rastgele seçilen sağ veya sol yarım çenelerinden birine pomza ile proflaksi yapılmış diğer yarım çeneye ise yapılmamıştır. Çalışmanın bu bölümünde tek basamaklı kimyasal sertleşen bir yapıştırıcı (Rely a bond, Reliance) kullanılmıştır. Ortalama 18 aylık bir dönemde gözlenen braket kopmaları kayıt edilmiştir. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre test edilen hiçbir grup arasında sıyırma kuvvetlerine karşı tutuculuk açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadığı ve tüm gruplarda kopmanın sıklıkla braket-yapıştırıcı

(25)

arasında olduğu belirtilmiştir. Çalışmanın klinik bölümünden elde edilen sonuçlarda ise yine pomza ile proflaksi yapılan ve yapılmayan gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı bildirilmiştir.

Artun'un (2) çalışmasının amacı, silanlanmış kaideli kimyasal yolla tutunan (Transcend, Unitek, 3 M) ve mikrokristalin kaideli mekanik yolla tutunan (Transcend 2000, Unitek, 3 M) iki farklı seramik braketin klinik ortamdaki performanslarını incelemektir. Bu amaçla çalışmaya dahil edilen hastaların ağızlarında rasgele seçilen ve sağ veya sol bölgeden birine uygulanan braketler, kimyasal yolla sertleşen çift pat bir yapıştırıcı (Concise, Unitek, 3M) ve ışınla sertleşen bir yapıştırıcı (Transbond, Unitek,3 M) kullanılarak yapıştırılmışlardır. Tedavinin sonunda Transcend braketlerin sökülme işlemi üretici firmanın tavsiyesine göre özel söküm pensi ile burma kuvveti uygulanarak yapılırken, Transcend 2000 braketler yine özel söküm pensleri ile çekme kuvveti uygulanarak yapılmıştır. Braketlerin sökülmesi sırasında kırılan braketlerin diş yüzeyinden uzaklaştırılması yüksek devirli dönen bir alet ve elmas bir frez yardımı ile yapılırken, diş yüzeyinde kalan yapıştırıcı artıkları ise tungsten karbid bir frez ve düşük devirli bir alet yardımıyla gerçekleştirilmiştir. Tedavi boyunca tüm braket kopmaları ve kırılmaları kaydedilmiş, diş yüzeyinde kalan yapıştırıcı ise ARI (Adhesive Remnant Index) indeksi kullanılarak değerlendirilmiştir. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre braket düşme oranı kimyasal yolla tutunan Transcend braketler için % 1.7 ve mekanik yolla tutunan mikrokristalin kaideli Transcend 2000 braketler için % 3.2 olarak belirlenmiş ve aradaki farkın istatistiksel olarak önemli olmadığı belirtilmiştir. Ayrıca kimyasal yolla sertleşen yapıştırıcı Concise ve ışınla sertleşen yapıştırıcı Transbond ile yapıştırılan braketlerin düşme oranları arasında da istatistiksel olarak önemli bir fark olmadığı belirtilmiştir.

Chamda ve arkadaşlarının (19) yaptıkları in vitro çalışmanın amacı, ışınla sertleşen yapıştırıcı Transbond'un yapıştırıldıktan hemen sonra çekme kuvvetlerine karşı tutuculuğunu belirlemek ve 24 saatlik bir dönemde bu yapıştırıcının tutuculuğunu kimyasal yolla sertleşen çift patlı yapıştırıcı Concise ile karşılaştırmalı olarak incelemektir. Çalışmada 110 adet insan üst orta kesici dişi kullanılmıştır. 250 mg sabit yük altında yapıştırıldığı belirtilen braketlerin türü ile ilgili bilgi verilmemiştir. Hazırlanan örnekler yapıştırma işleminden 2 dakika sonra 37 C0 su içinde test zamanına kadar bekletilmişlerdir. Sıyırma deneyleri İnstron Evrensel test cihazında 5 mm/dk hızda yapılmış ve yapıştırıcıların

(26)

(Bu test grubunda Concise ile hazırlanan örnek olmayıp deney sadece Transbond ile yapılmıştır) 2., 5.,10. ve 60. dakikalardaki tutuculuğu ölçülmüştür. Deneylerde elde edilen kuvvetler braket kaide alanına bölünmüş ve N/mm2 olarak değerlendirilmiştir. Çalışmanın sonuçlarına göre yapıştırıcılar arasında sadece 2. ve 5. dakikalarda istatistiksel açıdan önemli bir fark bulunmuş olup, bu dönemde ışınla sertleşen yapıştırıcı Transbond'un tutuculuğunun Concise'a göre daha fazla olduğu bildirilmiştir. Daha sonra aralarındaki fark ortadan kalkmış ve araştırıcılar Transbond'un ilk andaki tutuculuğunun da klinik uygulamada kullanım için yeterli olduğunu belirtmişlerdir.

Bearn ve arkadaşlarının (4) yaptıkları çalışmanın amacı, seramik ve metal APC braketlerin tutuculuklarını, ışınla sertleşen yapıştırıcı Transbond kullanarak yapıştırılmış aynı tür braketlerin tutuculukları ile karşılaştırmalı olarak in vitro ortamda incelemek ve kopma bölgelerini belirlemektir. Çalışmada mesh kaideli metal (Mini Uni-Twin) ve mekanik yolla tutunan seramik (Transcend 2000) braketler kullanılmıştır. Çalışmada kullanılan 120 adet insan premolar dişi, çekilmelerini takiben önce 4 C0 deki % 0.5'lik sulandırılmış Kloramine-T solüsyonunda ve sonra 4 C0 deki distile su içinde 12-20 hafta bekletmişlerdir. Hazırlanan örnekler sıyırma deneyleri yapılmadan önce 24 saat boyunca 37 C0 de distile su içinde bekletmişlerdir. Sıyırma deneyleri 1 mm/dk hızda Instron Evrensel test cihazında gerçekleştirilmiştir. Bütün örneklerin kopma bölgeleri x 40 büyütmeli stereo mikroskopta belirlenmiştir. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre APC metal (68.9 N) ve Transbond ile yapıştırılan metal (65.8 N) braketlerin tutuculuğu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı, fakat Transbond ile yapıştırılan Transcend 2000 seramik braketlerin tutuculuklarının (86.3 N) APC seramik braketlere (73.8 N) göre istatistiksel olarak anlamlı derecede fazla olduğu bildirilmiştir. Ayrıca Transbond ile yapıştırılan Transcend 2000 braketlerin tutuculuğunun, Transbond'la yapıştırılan metal ve APC metal braketlere oranla istatistiksel olarak anlamlı derecede fazla bulunduğu ve seramik APC braketler’in tutuculuğunun da her iki grup metal braketten de fazla olduğu bildirilmiştir. Kopma bölgeleri incelendiğinde ise Transbond ile yapıştırılan seramik braketlerde kopma bölgesinin anlamlı derecede kompozit mine bölgesinde yer aldığı belirlenmiştir.

Bordeaux ve arkadaşlarının (12) yaptıkları çalışmanın amacı, dört seramik ve bir foil mesh kaideli metal braketin sıyırma ve çekme kuvvetlerine karşı tutuculukları incelemek, braketlerin sökülmesinden sonra kopma bölgelerini belirlemek ve sonuçta

(27)

braketlerin kaide ve kanat dizaynları ile ilişkisini değerlendirmektir. Çalışmada kullanılan seramik braketlerden Allure IV (GAC International) ve Intrigue (Lance Orthodontics) kimyasal+mekanik tutuculuğa, Ceramaflex (TP Orthodontics) kimyasal ve Transcend 2000 de mekanik bir tutuculuğa sahiptirler. Çekilmiş 100 adet sığır alt kesici dişi akril bloklar içine gömüldükten sonra timol ihtiva eden distile su içinde bekletilmişlerdir. Braketler dişler üzerine 250 gr sabit basınç altında yapıştırılmış ve örneklerin 60 dakika sertleşmeleri beklendikten sonra 24 saat boyunca ısı banyosu işlemi uygulanmıştır. Sıyırma ve çekme deneyleri 0.05 cm/min hızda doğrudan Instron Evrensel test cihazında, çekme kuvvetleri ise Transcend 2000 braketlerin özel söküm pensi Instron test cihazının üst parçasına bağlanarak uygulanmıştır. Kopma bölgeleri ışın mikroskobu ile değerlendirilirken, mikroskoba bağlanan Bioquant digitizer yardımı ile braketlerin de kaide alanlarının ölçüldüğü bildirilmiştir. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre Transcend 2000 braketlerin en yüksek sıyırma kuvvetini (228.0 ± 66.3 kg/cm) Ceramaflex braketlerin ise (71.0 ± 31.4 kg/cm) en düşük kuvveti gösterdiği, Allure IV (174.0 ± 57.1 kg/cm), Intrigue (189.0 ± 74.6 kg/cm), Dynabond II (160.0 ± 31.8 kg/cm) ve Transcend 2000 braketlerin sıyırma kuvvetlerine karşı tutuculukları arasında istatistiksel olarak fark olmadığı belirtilmişlerdir. Çekme kuvvetleri açısından sonuçlar değerlendirildiğinde yine Transcend 2000 braketlerin (56.5 ± 18.6 kg/cm) en yüksek tutuculuğu ve Allure IV (27.0 ± 9.1 kg/cm) ve Ceramaflex (26.7 ± 11.5 kg/cm) braketlerin ise en düşük tutuculuğu gösterdikleri ve aralarında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı bildirilmiştir. Çekme kuvvetleri açısından Intrigue (51.3 ± 13.4kg/cm), Dynabond II (48.6 ± 15.6 kg/cm) ve Transcend 2000'in tutuculuğu arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark olmadığı belirtilmiştir. Kopma bölgeleri incelendiğinde, sıyırma ve çekme kuvveti uygulanan deney örneklerinde minede kırığa rastlanmadığı ve braket kırığının sadece Intrigue'de görüldüğü belirtilmiştir. ARI indeksi sonuçları incelendiğinde, sıyırma deneylerinde Allure IV braketlerde % 80, Ceramaflex'de % 100, Intrigue'de % 10, Dynabond H braketlerde % 90 ve Transcend 2000 braketlerde % 60 oranında yapıştırıcı-braket düzeyinde kopma görüldüğü, çekme deneylerinde Allure IV braketlerde % 100, Ceramaflex'de % 90, Intrigue'de % 60, Dynabond II ve Transcend 2000 braketlerde % 90 oranında yapıştıncı-braket düzeyinde kopma görüldüğü bildirilmiştir.

(28)

Regan ve arkadaşlarının (86) yaptıkları in vitro çalışmanın amacı, yeni ve kullanılmış braketlerle kombine olarak kullanılan farklı tipte yapıştırıcıların braket kaide tipi ve mine yüzeyinin hazırlanması gibi değişkenler karşısında çekme kuvvetlerine karşı gösterdikleri tutuculuğu araştırmaktır. Çalışmada kullanılan çekilmiş insan premolar dişleri % 70'lik etil alkol içinde saklanmıştır. Foil mesh (A Company), photo-etched (Edgeway, Ortho Orgaruzer) ve döküm integral kaideli (Microlok, GAC) üç farklı metal braketi, biri kimyasal yolla sertleşen çift patlı ve doldurucu oranı yüksek (Maximum, Ortho Organizer) , diğeri ışınla sertleşen ve doldurucu oranı yüksek (Transbond, Unitek) iki farklı yapıştırıcı kullanarak yapıştırmışlardır. Hazırlanan örnekler 5 dakika kuru ortamda ve 24 saat boyunca 37 C0' deki su içinde bekletilmişlerdir. Çekme deneyleri Lloyd MK 5 test cihazında 2 mm/dk hızda gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın ilk bölümünde en yüksek tutuculuğu foil-mesh kaideli braketin (113.6 N) ve en az tutuculuğu da döküm integral kaideli braketin (60.4 N) verdiği belirtilmiştir. ARI skorlarının değerlendirilmesine göre foil mesh (% 51.2) ve döküm integral (% 46.8) braketlerde yapıştırıcının genellikle tümüyle diş yüzeyinde kaldığı, photo-etched braketlerde ise yapıştırıcının yansından fazlasının diş yüzeyinde kaldığı (% 48.2) belirtilmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde, kullanılmamış photo-etched kaideli braket, düşük devirli dönen bir alete takılan tungsten karbid frezle veya keskin bir scaler yardımıyla temizlenen iki farklı tipteki diş yüzeyine iki farklı yapıştırıcı ile yapıştırılmış ve yeniden çekme deneyleri uygulanmıştır. Çalışmanın bu bölümünden elde edilen sonuçlara göre photo-etched kaideli braketin tutuculuğunda ikinci defa yapıştırma sırasında istatistiksel olarak anlamlı bir azalma olduğu, fakat iki farklı yüzey hazırlama metodu arasında anlamlı bir fark olmadığı ve bu nedenle çalışmanın son bölümünde diş yüzeyinde kalan yapıştırıcı artıklarının scaler ile temizlendiği belirtilmiştir. Çalışmanın üçüncü ve son bölümünde kullanılan tüm braketlerin kaidelerinde kalan yapıştırıcı artıkları, ya düşük devirli bir el aletine takılan yeşil bir taş ile veya üç saniye yaklaşık 1200 C0 alevde yakılmanın ardından ve kalan inorganik partiküller kumlama aygıtında arındırılarak iki farklı metotla temizlenmiş ve bu yollarla yeniden hazırlanan kullanılmış braketler keskin bir scaler ile yapıştırıcı artıklarının uzaklaştırıldığı diş yüzeyine iki farklı yapıştırıcı ile yapıştırılmışlardır. Çalışmanın bu bölümünde kullanılan yapıştırıcı, braket tipi ve yüzey hazırlama yöntemlerinin tutuculuk üzerinde etkisi olmadığı, yalnızca kullanılmış braketlerin

(29)

tutuculuklarının kullanılmamış braketlere göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde az tutuculuk gösterdikleri bildirilmiştir.

Wang ve Meng'in (108) yaptıkları çalışmanın amacı, ışınla sertleşen bir yapıştırıcının farklı ışınlama süreleri ile polimerizasyonu sonucunda elde edilen tutuculuk değerlerini, kimyasal yolla sertleşen çift patlı bir yapıştırıcı ile karşılaştırmalı olarak incelemektir. Çalışmada 9-16 yaş arasındaki hastalardan ortodontik tedavi amacıyla çekilmiş 100 adet premolar dişe; metal braketler (DynaLock, Unitek), ışınla sertleşen yapıştırıcı Transbond (3 M) ile 20, 40, 60 saniye üç farklı yüzeyden ışınlanarak ve kimyasal yolla sertleşen çift patlı yapıştırıcı (Concise 3M) kullanılarak yapıştırılmışlardır. Hazırlanan tüm örnekler 37 C0'deki su içinde bekletilmiş ve çekme deneyleri 2 mm/dk sabit deney hızında İnstron Evrensel test cihazında yapılmış, kg olarak ölçülen kuvvetler braketlerin kaide alanlarına bölünerek yük kg/mm2 cinsinden hesap edilmiştir. Tüm braket kaideleri ve diş yüzeyleri SEM'de incelenmiş ve diş yüzeyinde kalan yapıştırıcının alanı spektrometre ile hesaplanmıştır. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre, 60 saniye (1.05 kg/mm) ve 40 saniye (0.92 kg/mm) süre ile ışınlanan Transbond'un tutuculuğunun 20 saniye ışınlanan (0.61 kg/mm) Transbond ve kimyasal yolla sertleşen yapıştırıcı Concise'ın (0.71 kg/mm) tutuculuğundan istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha fazla olduğu, bu iki grubun tutuculukları arasındaki farkın anlamlı olmadığı belirtilmiştir. Kopma bölgelerinin incelenmesi sonucunda ise kopmanın % 43-50 oranında yapıştırıcı ile braket kaidesi arasında olduğu bildirilmiştir.

Forsberg ve Hagberg'in (38) çalışmalarında amaç, polikristalin yapıdaki iki farklı seramik braketin sıyırma kuvvetlerine karşı tutuculuğunu, bir metal braketin tutuculuğu ile karşılaştırmalı olarak incelemektir. Çalışmada kullanılan 51 adet diş fosfata doyurulmuş salin solüsyonunda bekletilmiştir. Seramik braketlerden birinin kaidesi silanla kaplı olup kimyasal tutunma gösterirken (Transcend, Unitek), diğer seramik braketin kaidesi mikrokristalin yapıdadır ve mekanik tutuculuk göstermektedir (Transcend 2000, Unitek). Kontrol grubunda ise mesh kaideli metal braketler (Ormesh, Ormco) kullanılmıştır. Tüm braketler no-mix bir yapıştırıcı (Unite 3M, Unitek) ile yapıştırılmışlardır. Yapıştırma işleminden sonra dişler 10 dakika kuru ortamda ve sonra da bir hafta 37 C0 deki fosfata doyurulmuş salin solüsyonunda bekletilmişlerdir. Bu şekilde hazırlanan dişler l mm/dk deney hızında sıyırma testlerinin uygulanacağı Instron test cihazına yerleştirilmek üzere sert

(30)

alçı içine gömülmüşlerdir. Deneylerden sonra kopma bölgelerinin belirlenmesi için x 20 büyütmeli 3D mikroskop kullanılmış, ayrıca braketlerin sökülmesi sırasında mine kırılması gibi defektlerin oluştuğu dişler SEM ile incelenmişlerdir. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre kimyasal tutunan Transcend (22.3 MPa) sıyırma kuvvetlerine karşı en fazla tutuculuğu göstermiş, her iki seramik braketin tutuculuğunun da metal brakete (8 .4 MPa) göre anlamlı derecede fazla olduğu bildirilmiştir. Tüm braketlerde kopmanın braket yapıştırıcı bileşiminde görüldüğü ve kimyasal tutunan seramik braketlerden 5 tanesi ve metal braketlerden de 2 tanesinin diş yüzeyinde hiç yapıştırıcı kalmayacak şekilde mine-yapıştırıcı düzeyinde kopma gösterdiği ve yapılan SEM incelemelerinde kimyasal tutunma gösteren seramik braketlerin sökülmesinden sonra 2 dişte minede çatlak ve bir dişte de mine kopması görüldüğü bildirilmiştir.

Bradburn ve Pender (13), çalışmalarında, 30 adet insan molar dişinin 4 farklı yüzeyine metal Begg braketleri kimyasal yolla sertleşen no-mix (Right-on) ve iki ışınla sertleşen yapıştırıcı (Heliosit ve Transbond) kullanarak yapıştırmışlardır. Bu çalışmada araştırıcılar ışınla sertleşen yapıştırıcıları bir defa üreticinin talimatlarına göre uyguladıktan sonra, çalışmanın ikinci bölümünde yapıştırıcının bir miktarını braket kaidesine uygulayıp kısa bir süre ön ışınlama yapmışlar ve ardından bu sertleştirilen yapıştırıcı üzerine bir miktar daha yapıştırıcı koyup diş yüzeyine bu şekilde uygulayıp yeniden ışınla polimerize etmişlerdir. Sadece Heliosit'in dahil edildiği çalışmanın üçüncü bölümünde ise braket kaidesine yapıştırıcı patın uygulanmasından önce ince bir doldurucusuz reçine sürülmüştür. Örnekler yukarıda anlatılan şekilde hazırlandıktan sonra 24 saat boyunca kuru ortamda bekletilmişlerdir. Sıyırma deneyleri 0.5 mm/dk hızda MK tensile tester cihazında yapılmış ve kopma yüzeyleri ARI indeksi kullanılarak değerlendirilmiştir. Sıyırma deneylerinin sonuçlarına göre yapıştırıcının iki aşamada sertleştirildiği Heliosit'in (9.95 MPa) no-mix yapıştırıcı Right-on'dan (8.45 MPa) fazla tutuculuk gösterdiği ve doldurucusuz reçine ile kullanılan ışınla sertleşen yapıştırıcı Heliosit'in (8.87 MPa) Right-on'la aynı miktarda tutuculuk gösterdiği bildirilmiştir. Çalışmada kullanılan ikinci ışınla sertleşen yapıştırıcı Transbond'un ön hazırlıksız uygulandığında (8.74 MPa) no-mix yapıştırıcı Right-on ile aynı oranda tutuculuk gösterdiği, yapıştırıcıya da bir ön ışınlama işlemi uygulandığında (13.5 MPa) tutuculuğunun Heliosit'in ön ışınlama işlemi uygulanmış grubuna oranla istatistiksel olarak anlamlı derecede daha fazla olduğu belirtilmiştir. ARI indeksinin sonuçlarına göre hem

(31)

Right-on hem de hiçbir işlem uygulanmayan Heliosit ve Transbond'da kopma bölgeleri braket-yapıştırıcı arasında iken Heliosit'e ön ışınlama işlemi yapıldığında kopma bölgesinin mine-yapıştırıcı arasına, Transbond'da ise yapıştırıcı içine taşındığı bildirilmiştir.

Ostertag ve arkadaşlarının (82) yaptıkları çalışmanın amacı, biri kimyasal yolla tutunan monokristalin (Starfire, A Company), biri mekanik yolla tutunan polikristalin (Transcend 2000, Unitek) ve biri kimyasal+mekanik yolla tutunan (Allure II, GAC) 3 farklı seramik braketi, doldurucu yüzdeleri farklı 3 yapıştırıcı ile kombine ederek sıyırma ve torsion kuvvetlerine karşı tutuculuklarını belirlemektir. Mekanik yolla tutunan seramik braketin ayrıca çekme kuvvetine karşı tutuculuğu da incelenmiştir. Çalışmada kullanılan 110 adet çekilmiş sığır dişi braketler yapıştırılana kadar geçen sürede oda ısısında distile suda bekletilmişlerdir. Araştırmada kullanılan ve doldurucu oranları % 30, 55 ve 80 olan çift pat otopolimerizan yapıştırıcıların inorganik partikül büyüklüklerinin 5 ve 15 µm arasında değiştiği ve tüm yapıştırıcıların bu araştırma için özel olarak Reliance Orthodontic Products tarafından hazırlandığı bildirilmiştir. Hazırlanan örnekler 20 dakika oda ısısında ve deneylere kadar da 48 saat boyunca 37 C0 deki distile su içinde bekletilmişlerdir. Sıyırma ve çekme deneyleri 0.5 mm/dk deney hızında instron evrensel test cihazında yapılırken torsion kuvvetleri ise Tohnichi torque gauge test aygıtı ile gerçekleştirilmiştir. Sıyırma kuvvetlerine karşı tutuculuklar incelendiğinde Transcend 2000 braketlerin Allure II ve Starfire braketlere oranla istatistiksel olarak anlamlı derecede fazla bir tutuculuk gösterdiği, % 80 oranında doldurucu içeren yapıştırıcının diğer iki yapıştırıcıya oranla daha iyi bir tutuculuğa sahip olduğu, sıyırma kuvvetleri için yapıştırıcı braket kombinasyonları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamadığı bildirilmiştir. Torsion kuvvetlerine karşı Transcend 2000 ve Starfire'ın tutuculuklarının Allure’ye göre anlamlı şekilde fazla olduğu ve % 80 doldurucu ihtiva eden yapıştırıcının tutuculuğunun diğer iki yapıştırıcıya göre anlamlı şekilde fazla olduğu bildirilmiştir. Kopma bölgelerine ait bulgularda sıyırma ve torsion kuvvetlerinde kopma bölgesini braket tipinin belirlediği, yapıştırıcının önemli olmadığı, Transcend 2000 ve Allure II braketlerde her bölgede kopma gözlenirken Starfire braketlerin genellikle braket yapıştırıcı bölgesinde kopma gösterdiği bildirilmiştir. Çekme kuvveti uygulanan Transcend 2000 braketlerle doldurucu oranı ile tutuculuğun doğru orantılı arttığı ve kopmaların braket-yapıştırıcı içinde gerçekleştiği bildirilmiştir. Ayrıca çalışmada Starfire braketin % 55 dolduruculu pat ile yapıştırıldığı bir dişte minede kopma görüldüğü ve dördü Transcend 2000, ikisi Starfire olmak üzere toplam 6 braketin kırıldığı bildirilmiştir.

Şekil

Tablo 11: Metal ve seramik braket cinsine göre tutuculuk değerlerinin karşılaştırılması
Tablo 14:Kurasper F ile yapıştırılan metal ve seramik braketlerin sıyırma kuvvetlerine karşı  tutuculuk değerlerinin Megapaskal olarak karşılaştırılması
Tablo 16: Transbond XT ile yapıştırılan metal ve seramik braketlerin sıyırma kuvvetlerine karşı tutuculuk değerlerinin Megapaskal olarak karşılaştırılması
Tablo 18: Sıyırma kuvveti uygulanan tüm braket ve yapıştırıcı kombinasyonlarının tutuculuk değerlerinin Megapaskal olarak çoklu  karşılaştırılması

Referanslar

Benzer Belgeler

Yüzellibir olgudan 128'inde HSG tanısı laparos- kopi ile uyum içinde iken, HSG'de geçiş olma- yan 18 olguda laparoskopide tubaJ geçiş vardı. HSG'nin normal olduğu

[r]

Çalışmamızda oklüzal ve servikal bölgeden ayrı ayrı 5 ayrı derinlikte ve 3 ayrı bölgeden alınan mikrosertlik değerlerinin ortalamasına göz

14 Restoratif materyallerin ve adeziv sistem- lerin klinik performanslar di lerde retansiyon ve dayan kl l k için kavite geni letilmesi yerine modifiye küçük konservatif yakla

'*+,-./01230405,6577879 : ;?@ABCD?>D@BEFGGHIJBKLKT@O@B@TBLMQ?U?@?BD@MDA>VW T@O@B]\TMMO^MTZO@QT@B[OZOKO@OB_KD[OAMOPB

[r]

91.3 ile 25 arasına aritmetik dizi oluşturacak şekilde 43 tane terim yerleştirilirse oluşan yeni dizinin tüm terimler toplamı

Koltuğun sportif tasarımı yeni rekorların peşinde koşmakla kalmayıp aynı zamanda bir yarış koltuğu için harika bir ikame görevi görür ve her oyun odasına şık ve modern