• Sonuç bulunamadı

Farklı tipteki II. sınıf kavite dizaynı kullanılan dişlerin kırılma dirençlerinin değerlendirilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Farklı tipteki II. sınıf kavite dizaynı kullanılan dişlerin kırılma dirençlerinin değerlendirilmesi"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÖZET

Bu çal man n amac ; farkl yöntemlerle haz rlanan II. s n f kavitelere uygulanan posterior restoratif materyallerin k r lma dayan kl l klar n n de8erlendirilmesidir.

Bu çal mada 40 adet çürüksüz yeni çekilmi insan premolar di i kullan ld . Di ler her bir grupta 10 adet di olacak ekilde rastgele dört gruba ayr ld . Grup 1 kontrol grubu olarak ayr ld ve herhangi bir i lem uygulanmad . Grup 2, 3 ve 4 teki di lerde s ras yla klasik s n f II kavite, modifiye s n f II kavite ve tünel kaviteler haz rland . Kavite preparasyonlar haz rland ktan sonra di ler posterior kompozit (Dentsply, Kontstanz, Germany) ile restore edildi.

Örnekler Instron test cihaz na ba8land ve okluzal yüzeyleri k r lma görülene kadar 1mm/dk h zla s k t rma kuvvetlerine maruz b rak ld . Örneklerin k r lmas için gerekli olan s k t rma kuvvetleri Newton olarak kaydedildi. Elde edilen veriler tek yönlü varyans analizi ve Tukey testleri kullan larak istatistiksel olarak analiz edildi. Her gruptaki örneklerin k r lmas için gerekli ortalama kuvvetler u ekilde belirlendi.

Grup 1: 828.23±118.21, Grup 2:

779.32±139.99, Grup 3: 799.82±117.26, Grup 4:

805.39±108.68. Gruplar aras nda istatistiksel olarak önemli bir farkl l k bulunamad (p>0.05).

Sonuç olarak di lerin restorasyonunda farkl kavite dizaynlar n n kullan lmas n n di lerin k r lma dayan m nda etkili olmad 8 bulundu.

Anahtar Sözcükler: K r lma Dayan m , Posterior kompozit, tünel restorasyon, klasik s n f II kavite, modifiye s n f II kavite (Saucer-shaped kavite)

ABSTRACT

The aim of this study was to evaluate the fracture resistance of posterior restorative materials applied to class II cavities prepared by different methods.

Forty freshly extracted caries free human maxillary premolar teeth were used in this study. The teeth were randomly divided into 4 groups of each including 10 premolars. Group 1 was served as control and any treatment procedure was applied. The teeth in groups 2, 3 and 4 were respectively prepared as classical class II cavity, modified class II cavity and tunnel cavity. After completion of prepared cavities, the teeth were restored using a posterior composite resin (Dentsply, Kontstanz, Germany). All teeth were placed an Instron testing machine and the compressive force was applied at a crosshead speed of 1 mm/min until the fracture was occurred. The forces required to fracture the specimens were recorded as Newton. The obtained data was statistically evaluated by using one-way ANOVA and Tukey tests.

The mean load necessary to fracture the samples in each group was (in N): Group 1:

828.23±118.21, Group 2: 779.32±139.99, Group 3:

799.82±117.26, Group 4: 805.39±108.68. There was no statistically significant difference between the groups (p>0.05).

In the conclusion, it was found that use of different cavity design in restoration of the teeth was not affected the fracture resistance of the teeth.

Key words: Fracture resistance, posterior composite, tunnel restoration, conventional class II cavity, modified class II cavity (Saucer-shaped cavity)

FARKLI T!PTEK! II. SINIF KAV!TE D!ZAYNI KULLANILAN D!)LER!N KIRILMA D!RENÇLER!N!N DE,ERLEND!R!LMES!

EVALUATION OF THE FRACTURE RESISTANCE OF TEETH USED DIFFERENT CLASS II CAVITY DESIGN

Yrd. Doç. Dr. Ertu2rul ERCAN * Doç. Dr. Ali ERDEM!R **

Yrd. Doç. Dr. Yahya Orçun ZORBA** Dt. Mehmet DALLI****

* K.Ü. Di Hekimli8i Fakültesi, Di Hastal klar ve Tedavisi AD, K r kkale

** K.Ü. Di Hekimli8i Fakültesi, Endodonti AD, K r kkale

***D.Ü Di Hekimli8i Fakültesi Di Hastal klar ve Tedavisi AD, Diyarbak r

(2)

G!R!)

Restorasyonun klinik ba ar s yada ba ar s zl 8 kavitenin dizayn , restorasyon ekli, bonding seçimi ve adeziv uygulamalar gibi faktörlere ba8l d r. Uygun olmayan kavite dizayn direkt olarak mekanik yap y etkiler, adeziv tabakada olumsuz stres da8 l m n art - rarak ba ar s zl 8a yol açabilmektedir.1 Kavite prepa- rasyonu di in okluzal kuvvetlere kar direncinde önemli faktörlerdendir. Kavite ekli yada uygunsuz restorasyon mikro çatlaklara, di in zay flamas na, bakteriyel kontaminasyona, marjinal mikros z nt ya ve bunun sonucunda pulpada enflamasyona neden olabilir.2,3

Restoratif kavite dizayn hem kalan di doku- sunun biyolojik yap s hem de kullan lan restorasyon materyalinin tipi bak m ndan önemlidir.4 Günümüz di hekimli8inde, rezin esasl restoratif materyallerin h zla geli mesi, restoratif tedavi seçeneklerinde birçok yeni- li8i de beraberinde getirmi tir. Son y llarda geli tirilen bu materyaller, gerek di hekimlerine gerekse hasta- lara cinsiyet ve ya ayr m gözetmeksizin do8al di lere benzer bir estetik ve fonksiyon seçene8i sunmak- tad r.5-8 Adeziv dental materyallerdeki geli meler, çürü- 8ün temizlenmesi s ras nda daha az miktarda di doku- sunun kald r lmas na olanak sa8layan konservatif kavite preparasyon tekniklerinin geli mesine ve daha çok tercih edilmesine neden olmu tur.8,9,10 Özellikle minenin hiçbir ekilde desteklenmedi8i amalgam resto- rasyonlar kar s nda, di duvarlar na mekano-kimyasal olarak ba8lanan kompozit, kompomer gibi adeziv dental materyaller, yüksek ba8lant kuvvetlerinin yan nda restorasyon kenar ndaki bütünlü8ü sayesinde geli ebilecek potansiyel mikros z nt ve buna ba8l ikin- cil çürüklerin engellenmesinde önemli bir avantaj sa8lamaktad r.3,10,11 Ancak, kla polimerizasyon sonu- cunda büzülme gösteren bu maddelerin yaratt 8 internal stres birikimi, zaman içerisinde restorasyonun k r lmas ve marjinal bütünlü8ün bozulmas gibi komplikasyonlara da yol açmaktad r.11-13

Günümüzde adeziv tekniklerin ve materyal- lerin h zla geli mesi ile hastan n fonksiyon ve estetik ihtiyac modifiye kavite dizaynlar ile sa8lanabilmek- tedir.14,15 Kompozit rezin ve adeziv materyallerdeki olumlu geli melerle di hekimli8indeki yakla m di yap s n n korunarak minimal preparasyon ile en iyi restorasyonu elde etme yönünde de8i ikliliklere sebep olmu tur.5,16 Modifiye kavitelerin retansiyon ve klinik ba ar s n n de8erlendirildi8i çal malarda ba ar l sonuçlar elde edilmi tir.

Geleneksel kavite yakla mlar nda retansiyonu art rmak amac ile di dokusundan daha fazla madde uzakla t r l rken günümüzde daha çok modifiye kavite- ler tercih edilerek minimal seviyede di dokusu uzak- la t r lmaktad r.10 Modifiye s n f II kavite dizayn (saucershaped cavity design) adeziv tekniklerin kulla- n lmas yla sa8lam di dokusunun korundu8u ça8da bir yakla md r.16 Bu kavite ekli posterior di lerde uygulanan fissürleri kavite s n rlar na dahil etmeden sadece ara yüzeyde olu an çürüklerde uygulanan koruyucu minimal preparasyon eklidir.17,18,19 Bu kavite dizayn ile yap lan 3 ve 10 y ll k klinik takip çal ma- lar nda %70’lik bir ba ar elde edilmi tir.16,20 Bu sonuçlara ba8l olarak bu kavite dizayn n n posterior di lerin küçük aproksimal lezyonlar nda rutin olarak kullan labilece8i tavsiye edilmi tir.

&kinci s n f kavitelere alternatif olarak 1963 y l nda Jinks taraf ndan geli tirilen bir di8er kavite ekli ise, di in mesial veya distal marjinal s rtlar na dokunul- maks z n okluzal bölgeden ara yüzeye ula lan tünel kavitelerdir.21 Bu kavite dizayn &skandinav ülkelerinde marjinal kenar n lezyondan etkilenmedi8i posterior di lerde oldukça popüler ekilde uygulanan bir yön- temdir. Norveçli 640 di hekimi aras nda yap lan bir çal mada di hekimlerinin %47 sinin tünel resto- rasyonlar , % 28’inin geleneksel s n f II kaviteleri ve % 24’ünün ise modifiye kaviteleri (modifiye soucer- shaped) tercih ettikleri bildirilmi tir.22 &sveçli 651 di hekimi aras nda yap lan bir di8er ara t rmada ise bu oran n s ras yla %48, %20 ve %32 oldu8u saptanm t r.23

Genellikle endodontik tedavi sonras di lerin k r lmas yla ilgili birçok çal ma olmas na ra8men, daha küçük lezyonlara sahip di lerin tedavisi için kullan lan kavite tipleri ve bunlar n restorasyonlar n takiben k r lma dirençleri üzerine herhangi bir ara t rmaya literatürde rastlanmam t r. Bu nedenle bu ara t r- man n amac premolar di lerde haz rlanan farkl kavite dizayn ve bunlar n restorasyonunun di lerin k r lma direnci üzerine etkilerini incelemektir.

GEREÇ VE YÖNTEM

Bu çal mada 40 adet ortodontik veya perio- dontal nedenle yeni çekilmi tek köklü üst ikinci premolar di kullan ld . Di lerde çürük, restorasyon, çatlak ve abrazyon olmamas na dikkat edildi. Ayr ca di lerin benzer okluzal anatomiye sahip olmas na ve mümkün oldu8u kadar birbirine yak n boyutta di ler kullan lmas na önem gösterildi. Di ler üzerindeki tüm

(3)

yumu ak doku ve debrisler bir kretuar yard m yla te- mizlenerek çal ma için gerekli tüm di ler toplan ncaya kadar oda s cakl 8 nda distile su içinde sakland .

Di ler, bukkal yüzeydeki mine-sement birle i- minin 1 mm gerisine kadar kendi kendine sertle en polimetakrilat rezin (Vertex, Dentimex Dental, Zeist, Netherlands) içerisine gömüldü ve rastgele 10’ar di ten olu an 4 gruba ayr ld .

1.Grup (Kontrol grubu): Bu gruptaki di lere herhangi bir kavite aç lmad ve restorasyon uygulanmad .

2. Grup: Bu gruptaki her bir di e, okluzal ve aproksimal duvar derinli8i 2 mm olan ve aproksimalde mine-sement s n r n n 1 mm üzerinde sonlanan standart s n f II mesiokluzal kaviteler su so8utmal elmas fissür frezler (NTI-Kahla GmbH Rotary Dental instruments, Diamond instruments, Germany) kullan larak aç ld .

3. Grup: Bu gruptaki 10 adet di te ise modifiye II. s n f kavite (Saucer-shaped kavite) preparasyonu aç ld ()ekil 1). Aproksimal duvar derinli8inin yine 2 mm olmas na ve mine-sement s n r n n 1 mm üzerinde kavitenin sonlanmas na dikkat edildi. Kavite preparasyonu s ras nda elmas 5 numaral rond frez (NTI-Kahla GmbH Rotary Dental instruments, Diamond instruments, Germany) kullan ld .

4. Grup: Bu gruptaki di lerde ise tünel kavite preparasyonu tercih edildi. Öncelikle rond frezle mar- jinal kenardan 1.5–2 mm b rakacak ekilde okluzaldan kavite aç ld . Frez minede dikey ekilde aç land r ld fakat dentine ula ld 8 nda fissür frez ile aproksimala do8ru aç land r ld ve mesial aproksimalde sonlanacak

ekilde tünel kavite aç ld ()ekil 2).

)ekil 1: Grup 3’te kullan lan modifiye s n f 2 (Saucer- shaped) kavite eklinin aproksimaldan ve oklüzalden görünümü

)ekil 2: Grup 4’te kullan lan Tünel kavite preparasyonunun oklüzalden ve aproksimalden görünümü.

Di lerin kavite preparasyonlar tamamland ktan sonra, üretici firman n önerileri do8rultusunda mine ve dentine jel eklinde % 37’lik ortofosforik asit (Dentsply DeTrey, Germany) 30 sn kalacak ekilde uyguland . Uygulanan asidin di üzerinden uzakla t r lmas için 15 sn hava-su spreyi ile bas nçl su alt nda y kand ve hava bas nc ile hafifçe nemli kalacak ekilde kurutul- du. Kurutulan dentin yüzeyine ba8lay c ajan (Prime &

Bond NT, Dentsply, Germany) bir bonding f rças kullan larak uyguland ve 20 sn boyunca beklenildi.

Hava spreyi yard m yla çözücünün fazlas uzakla t r ld ve 10 sn. süre ile 1000 mW/cm2 gücünde LED (Light Emitting Diode -Elipar Freelight, 3M ESPE, Germany) k kayna8 kullan larak polimerize edildi. Kavite aç lan di lere yengeç matrix uyguland ve kaviteler üretici firman n önerisi do8rultusunda Quxfill posterior kompozit (Dentsply, Kontstanz, Germany) ile tabaka- lama tekni8i kullan larak restore edildi. Her bir ta- bakaya 20’ er saniye süre ile LED k uyguland . Restorasyonlar tamamland ktan sonra ince grenli el- mas frezler ve alüminyum oksit kapl diskler (Sof-Lex, 3M ESPE, St. Paul, MN, USA) yard m yla su so8utmal olarak bitirme ve polisaj i lemleri tamamland .

Haz rlanan örnekler bir gün boyunca %100 nemli ortamda 37 oC deki etüvde (Nüve, EN 025 Ankara, Türkiye) bekletildikten sonra Micro 500 Universal Test Cihaz na (Testometric Co Ltd., U.K.) ba8land ve cihaz n h z 1 mm/dk’ya ayarlanarak 5 mm çapl paslanmaz çelik barla s k t rma kuvveti uygu- land . Di lerin k r ld 8 andaki kuvvet Newton olarak kaydedildi. Elde edilen veriler istatistiksel olarak tek yönlü varyans analizi ve Tukey testleri kullan larak analiz edildi.

(4)

BULGULAR

Bu çal man n sonucunda elde edilen gruplara ait ortalama, standart sapma, minimum ve maksimum k r lma dayan m de8erleri Tablo 1’de sunulmaktad r.

Kontrol grubu olarak ayr lan Grup 1’deki di ler en yüksek k r lma dayan m gösterirken, Grup 2 ve 3’te s ras yla klasik s n f II kavite ve modifiye s n f II kavite aç lan di ler ise en dü ük k r lma dayan m göstermi - lerdir. Bu çal man n sonucunda kontrol grubu ve farkl kavite dizaynlar aç larak posterior kompozit restoras- yon ile restore edilen deneysel gruplar aras nda k r lma dayan m aç s ndan istatistiksel olarak önemli bir farkl l k olmad 8 saptanm t r (p>0.05).

Tablo 1: Çal ma sonucunda elde edilen Ortalama, standart sapma, minimum ve maksimum k r lma dayan m de8erleri (N).

Ayn harfi ta yan ortalamalar aras nda istatistiksel olarak fark yoktur (p>0.05).

TARTI)MA

Restoratif kavite preparasyonunda geli tirilen yeni ekipmanlar ve teknikler, restoratif maddelerdeki geli meler modern di hekimli8inde sa8lam di doku- sunun korunmas nda önemli bir e8ilim olu tur- maktad r.14 Restoratif materyallerin ve adeziv sistem- lerin klinik performanslar di lerde retansiyon ve dayan kl l k için kavite geni letilmesi yerine modifiye küçük konservatif yakla mlar sa8lamaktad r. Bu yüz- den, Almquist ve arkada lar , Black’in “extension for prevention” gibi korumak için geni letme yöntemi yerine oklüzal fissürleri kavite s n rlar na dahil etmeden kavite dizayn nda modifikasyonlar önermi lerdir.14,15 Geleneksel tedavi yakla m ndaki koruma için geni - letme ve çürü8e yatk n bölgelerinde kavite içerisine dahil edilmesi gibi yakla mlar di i yap sal ve biyolojik olarak zay flatmaktad r.4,16 Bundan dolay günümüzde konservatif yakla mlarda daha çok çürü8ün etkiledi8i bölgelerin uzakla t r ld 8 ve sa8lam di yap s n n korundu8u kaviteler tavsiye edilmektedir.

Sa8lam di lerin normal çi8neme kuvvetleri alt ndaki k r lma ihtimalleri çok nadirdir ve sa8lam di - lerin restore edilmi di lerden okluzal kuvvetlere kar daha dayanakl oldu8u ifade edilmektedir.17,18 Ellis ve arkada lar n n yapt klar çal mada kasp k r lmas nda en önemli faktörün çürük ve desteksiz büyük koronal restorasyondan dolay di yap s n n zay flamas oldu8unu belirtmi lerdir.17

Endodontik tedavi görmü di lerin k r lmaya kar daha dü ük direnç gösterebildikleriyle ilgili genel bir fikir birli8i vard r. Endodontik tedavi s ras nda hem çürük lezyonunun temizlenmesi ve giri kavitesi aç lmas i lemi hem de kök kanal preparasyonu s ra- s nda di yap s ndan önemli miktarda koronal ve radi- küler dentin kald r lmas sonucu di lerin k r lma ihtimali artabilir.24 Endodontik tedavi görmü di lerde görülen direnç kayb n n as l nedeni, koronal di yap s ndaki kay pt r. Bu konuda yap lan bir çal mada Reeh ve arkada lar25 premolar di lerde k r lmaya kar direnci, endodontik i lemlerin %5, bir okluzal kavite preparas- yonunun %20 ve bir MOD kavite preparasyonunun ise

%63 oran nda azaltt 8 n bildirmi lerdir. Endodontik giri kavitesi, pulpa tavan ndaki koronal dentin taraf ndan sa8lanan yap sal devaml l 8 bozar ve di in fonksiyon alt nda daha çok esnemesine neden olur.26 Çürük lezyonunun uzakla t r lmas ve endodontik tedavi için aç lan giri kavitesinin bir sonucu olarak marjinal s rtlar n ve pulpa odas tavan n n kaybedilmesi di lerin yüksek k r lma potansiyeline sahip olmas na neden olabilir.27 Endodontik tedavili di lerin k r lma dayan m ile ilgili literatürde bir çok çal maya rastla- mak mümkündür.25,28,29 Bu çal mada endodontik giri kavitesi aç lmadan ya da bir ba ka ifadeyle pulpa odas tavan kald r lmas na gerek olmayan daha küçük çürük lezyonlar n n tedavisi için kullan lan geleneksel, modi- fiye ve tünel kavite tiplerinin di lerin k r lma dayan m- lar üzerindeki etkilerinin incelenmesi amaçlanm t r.

Geleneksel s n f II restorasyon yakla mlar nda kavite derinli8inin ve geni li8inin artmas postoperatif k r lma direncinde önemli bir etkendir.18,30 Bununla birlikte Nordbo ve arkada lar Saucer-shaped s n f II kavite preparasyonu gibi di yap s n n korunmas n n amaçland 8 kavite preparasyonu kullan lmas ve restorasyonunu takiben 3 ve 10 y l sonunda ba ar l sonuçlar al nd 8 n bildirmi lerdir16,20 Restoratif tedavi- lerde tünel restorasyonun seçilmesinde en önemli sebep s n f 2 kavitelere göre marjinal kenar n sa8lam kalmas , di in sa8l kl dokusunun korunmas ve özellikle kontak noktas n n sa8lam kalmas d r14. Svaödström tünel restorasyonlar n klasik II. s n f kavite restorasyonlara oranla uygulanmas n n daha basit ve

n Ortalama ± Standart

Sapma (N) Minimum

(N) Maksimum (N) Grup 1 10 828.23 ± 118.21a 687,65 1035,47

Grup 2 10 779.32 ± 139.99a 627,34 953,12 Grup 3 10 799.82 ± 117.26a 632,81 958,91

Grup 4 10 805.39 ± 108.68a 648,75 965,94

(5)

daha k sa zaman ald 8 n belirtmi ve 80 tünel restorasyonun 4 y ll k takip çal mas nda sadece iki restorasyonun ba ar s z oldu8unu tespit etmi tir.31 Bundan dolay bu çal mada geleneksel s n f 2 kavitelere alternatif olarak modifiye Saucer-shaped s n f II ve tünel kavite preparasyonlar kullan lm t r.

Kinomoto ve arkada lar yapt klar klinik çal - mada aproksimal çürük lezyonlar nda tünel restoras- yonlar ile konservatif yakla mla aç lan s n f 2 kavite restorasyonlar n 1. ve 2. y l nda kar la t rm lar ve her iki restorasyon eklinin de klinik olarak ba ar l sonuçlar verdi8ini bildirmi lerdir.32 Hiçbir restoras- yonda sekonder çürük görülmedi8i tespit edilirken sadece bir tünel restorasyon marjinal kenar k r lmas n- dan dolay yenilendi8ini bildirmi lerdir.32 Yine benzer olarak tünel ve modifiye s n f 2 kavitelerin kar la - t r ld 8 4 y ll k bir çal mada ise modifiye s n f iki kavitelerin %76 ile daha ba ar l oldu8u tünel resto- rasyonlarda bu oran n %46 oldu8u tespit edilmi tir.33 Ercan ve arkada lar34 ise tünel restorasyonlar n 2 y ll k klinik ba ar s n de8erlendirdikleri çal man n sonu- cunda restorasyonlar n %72.7 oran nda ba ar l oldu8unu tespit etmi lerdir.

Denehy ve Torney35, di in yap s n güçlen- dirmek ve zay flam mineyi desteklemek için adeziv materyallerin kullan lmas n önermi lerdir. Bu konuyla ilgili yap lan di8er çal malarda da, kavite preparasyo- nunun di dokusunu zay flatt 8 ancak kullan lan adeziv materyallerin ise destekledi8i sonucuna var lm t r.36,37

Bu çal man n sonucunda klasik 2.s n f kavi- telerin tercih edildi8i gruptaki di lerin k r lma direncinin daha dü ük oldu8u bunu s ras yla daha az madde kayb na neden olan modifiye 2.s n f kavite ve tünel kavite preparasyonlar n n takip etti8i tespit edilmi tir.

En yüksek k r lma dayan m n ise kontrol grubu olarak ayr lan ve kavite aç lmayan di lerin gösterdi8i bulun- mu tur. Ama sonuç olarak as l önemlisi bu çal mada kullan lan 4 grup aras nda istatistiksel olarak anlaml bir fark bulunamamas d r. Elde edilen bu sonuçlar n

8 nda bu çal madan iki önemli sonuç ç kartabiliriz.

Herhangi bir kavite aç lmayan kontrol grubundaki di lerle kar la t r ld 8 nda, pulpa odas tavan n n kald r lmas n gerektirmeyen ve çok derin olmayan çürük lezyonlar n n tedavisinde kullan lan kavitelerin di lerin k r lma dayan mlar üzerinde olumsuz etkilerinin olmad 8 bulunmu tur. Ayr ca klasik II. S n f kavitelere göre daha konservatif bir yakla m sa8layan ve daha az madde kald r lmas na olanak sa8layan modifiye veya tünel kavitelerin kullan lmas n n di lerin okluzal kuvvetler kar s ndaki dirençleri aç s ndan herhangi bir avantaj n n olmad 8 sonucuna var labilir.

KAYNAKLAR

1-Kitty MY, Stephen HY. Clinical evaluation of compomer in primary teeth: 1-year results. JADA 1997; 128: 1088-96.

2- Irie M, Suzuki K, Watts DC. Marginal and flexural integrity of three classes of luting cement, with early finishing and water storage. Dent Mater 2004;20:3–11.

3- Fonseca RB, Correr-Sobrinho L, Fernandes-Neto AJ, Quagliatto PS, Soares CJ. The influence of the cavity preparation design on marginal accuracy of laboratory-processed resin composite restorations.

Clin Oral Investig. 2007,Bas mda

4- Kahler B, Kotousov A, Borkowski K. On fracture resistance of restored teeth. Key Engineering Materials Vol. 2005;245-51.

5- Y lmaz EÖ, Ulusoy N. Farkl yöntemlerle haz rlanan s n f 2 kavitelerde estetik restorasyonlar n mikros z nt s n n de8erlendirilmesi. A.Ü. Di Hek.

Fak. Derg. 2005;32;171-80.

6- Nalçac A, Ulusoy N. Farkl polimerizasyon zamanlar n n kondanse edilebilir kompozit rezinlerin yüzey sertli8i üzerine etkileri. A.Ü. Di Hek. Fak. Derg. 2005;32; 79-84 ,

7- Manhart W, Chen HY, Hickel R. The suitable of packable resin-based composites for posterior restorations. J Am Dent Assoc 2001;132: 639-45.

8- Altun C, Kabalay U, Güven G, Ba ak F, Akbulut E, pediatrik di hekimli8inde foto-aktivasyon yöntemlerinin restoratif materyalin polimerizasyon büzülmesi üzerine etkileri. Gülhane T p Derg 2005;

47: 127-31.

9- Hood JA. Biomechanics of the intact, prepared and restored tooth: some clinical implications. Int Dent J 1991;41:25–32.

10- Ritter AV. Posterior resin-based composite restorations: clinical recommendations for optimal success. J Esthet Restor Dent 2001; 13:88–99.

11- Cho L, Song H, Koak J, Heo S. Marginal accuracy and fracture strength of ceromer/fiber-reinforced composite crowns: effect of variations in preparation design. J Prosthet Dent 2002;88:388–

95.

12- Thordrup M, Isidor F, Horsted-Bindslev P.

Comparison of marginal fit and microleakage of ceramic and composite inlays: an in vitro study. J Dent 1994;22:147–53.

(6)

13- Koran P, Kürschner R. Effect of sequential versus continuous irradiation of a light-cured resin composite on shrinkage, viscosity, adhesion, and degree of polymerization. Am J Dent 1998;10: 17- 22.

14- Pyk N, Méjare I, Tunnel restorations in general practice. Influence of some clinical variables on the success rate, Acta Odontol Scand 1999;57: 195–

200.

15-Almqusit TC, Cowan RD, Lambert RL. Conservative amalgam restorations. J Prosthet Dent 1973;29:524-8.

16-Nordbo H, Leirskar J, van der Fehr FR. Saucer- shaped cavity preparations for posterior approximal resin composite restorations:

Observations up to 10 years. Quintessence Int 1998;29:5-11.

17-Ellis SG, McCord JF, Burke FJ. Predisposing and contributing factor for complete and incomplete tooth fractures. Dent Update 1999;26: 150-2 18- Mondelli J, Steagall L, Ishikiriama A. Fracture

strength of human teeth with cavity preparations.J Prosthet Dent 1980;43: 419-22.

19- Houpt M, Fuks A, Eidelman E. Direct bonded Class I restorations and sealants: Six options Quintessence Int 1994;25:155-9.

20- Nordbo H, Leirskar J, von der Fehr FR. Saucer- shaped cavity preparation for composite resin restorations in class II carious lesions: three-year results.1: J Prosthet Dent. 1993;69:155-9.

21- Jinks GM. Fluoride-impregnated cements and their effect on the activity of interproximal caries. J Dent Child 1963;30: 87-92.

22- Tveit AB, Espelid I, Skodje F. Restorative treatment decisions on approximal caries in Norway. Int Dent J 1999;49:165–72.

23- Sundberg H, Mejare I, Espelid I, Tveit AB. Swedish dentists’ decisions on preparation techniques and restorative materials. Acta Odontol Scand 2000;58:135–41

24- Wagnild GW, Mueller KI. Restoration of the endodontically treated teeth. Pathways of the Pulp 8th ed. Mosby Inc. St Louis, USA, 2002: 765-795.

25- Reeh ES, Douglass WH, Messer HH. Stiffness of endodontically-treated teeth related to restoration technique. J Dent Res 1989; 68: 1540-4.

26- Gutmann JL The dentin-root complex: Anatomic and biologic coniderations in restoring endodontically treated teeth. J Prosthet Dent 1992;

67: 458-67.

27- Potashnick SR, Weine FS, Strauss S. Restoration of the endodontically treated tooth. Endodontic Therapy 4th ed. Mosby Inc, St Louis, USA, 1989:

653-98.

28- Hernandez R, Bader S, Boston D, Trope M.

Resistance to fracture of endodontically treated premolars restored with new generation dentine bonding systems. Int Endod J 1994; 27: 281-4.

29- Erdemir A, Eldeniz AU, Belli S. Farkl restorasyon materyalleri ile restore edilmi endodontik tedavili di lerin k r lma dirençlerinin in vitro incelenmesi. A.

Ü. Di Hek Fak Derg 2004;14: 41-9.

30- Lin CL, Chang CH, Ko CC. Multifactorial analysis of an MOD restored human premolar using auto- mesh finite element approach. J Oral Rehabil 2001;28:576–85.

31- Svaördström G. Mini preparationer for dagens kariessituation och material utbud. Odontologi 91.

Copenhagen: Munksgaard; 1991.p. 67-79.

32- Kinomoto Y, Inoue Y, Ebisu S. A two-year comparison of resin-based composite tunnel and Class II restorations in a randomized controlled trial. Am J Dent. 2004;17:253-6.

33- Horsted-Bindslev P, Heyde-Petersen B, Simonsen P, Baelum V. Tunnel or saucer-shaped restorations: a survival analysis. Clin Oral Investig.

2005;9:233-8.

34- Ercan E, Dülgergil ÇT, Y ld r m I, Dall M. Tünel restorasyonlar n daimi di lerdeki ba ar s : 3 y ll k takip çal mas . ADO Klinik Bilimleri Derg. Bas mda 35- Denehy GE, Torney DL. Internal enamel

reinforcement through micromechanical bonding. J Prosthet Dent 1976;36:171–5.

36- Eakle WS, Staninec M. Effect of bonded gold inlays on fracture resistance of teeth. Quintessence Int 1992;23:421-5.

37- Jagadish S, Yogesh BG. Fracture resistance of teeth with class 2 silver amalgam, posterior composite, and glass cermet restorations. Oper Dent 1990;15:42-7.

Yaz?@ma Adresi:

Ertu8rul ERCAN K r kkale Üniversitesi Di Hekimli8i Fakültesi Di Hastal klar ve Tedavisi AD 71200, K r kkale.

Tel: 0 3182244927 Faks: 0 3182243618 e-mail: ertugrulercan@hotmail.com

Referanslar

Benzer Belgeler

Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı Açık Ders Malzemeleri. Çalışma Planı (Çalışma

Daha çok adheziv restoratif materyaller için geliştirilmiş olsa da komşu diş ile kontakt olan kenar bölgenin altındaki çürük bölge temizlendikten sonra, kalan mine dokusu

Çürük bir dişte, çürüğü temizleyerek dişteki madde kaybını karşılamak, çürüğün ilerlemesine ve yeniden başlamasına engel olmak, dişe eski anatomik formunu

Bu çalışmada, CAD/CAM restoratif materyallerinden bağımsız olarak, 2 mm kavite derinliğine sahip endokron gruplarının (1890 N) 3 mm gruplara (1720 N) göre daha yüksek

primer ile kaldırılarak dentinin yüzeysel deminerilizasyonu sonucunda açığa çıkan kollagen fibrillerin, uygulanan primer ile ıslatılması ve daha sonra adeziv reçinenin

Derin kavitelerde ve yüksek C faktörüne sahibolan olan Sınıf I ve Sınıf II kompozit restorasyonlar altında RMCI liner uygulanması birçok nedenden dolayı

Ancak ilk seçilen renk her ne kadar doğru olsa da, estetik restoratif materyallerde polimerizasyon sonrasında ortaya çıkan renk değişimi klinik olarak handikap

Örne¤in, ayn› boyda, ayn› kiloda olan ve ayn› antrenman› yapan iki tak›m, dakikada 30 kürek çekerek parkuru tamamlad›¤›nda tak›m- lardan birinin ortalama kol