• Sonuç bulunamadı

Leyla Neyzi, "Küçük hanım'dan rubu asırlık adam"a adlı kitabında bir dönemi ve İstanbullu bir eski Osmanlı ailesini anlatıyor:Mektuplarla bir dönemin aynası...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Leyla Neyzi, "Küçük hanım'dan rubu asırlık adam"a adlı kitabında bir dönemi ve İstanbullu bir eski Osmanlı ailesini anlatıyor:Mektuplarla bir dönemin aynası..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Leyla Neyzl, 'Küçük Hanım'dan Rubu Asırlık Adam'a' adlı kitabında bir dönemi ve İstanbullu bir eski OsmanlI ailesini anlatıyor

Mektuplarla bir dönemin aynası...

-•ny

Ni

Nezih Neyzi

Kültür Servisi- Antropolog Dr. Leyla Neyzi’nin Sel Yayınları’nm

Tarihe Tanıklık Dizisi’nden çı­ kan “ Küçük Hanım’dan Rnbu

Asırlık Adam’a” adlı kitabı, bir

dönemin ve ailenin öyküsünü an­ latıyor. İkinci Dünya Savaşı son­ rası İstanbullu bir eski Osmanlı ailesinin Cumhuriyet dönemin­ deki yaşam biçimini anlatan bir

anılar demeti olan kitap, Ley­ la Neyzi’nin babaannesi Ne­ zihe Neyzi’nin Amerika’da okuyan oğlu Nezih Neyzi’ye yazdığı kırk dokuz mektup­

tan oluşuyor. Mektupların yazıldığı dönem, hem dün­ yada hem Türkiye’de, hem de sözü edilen ailede önem­ li bir geçiş dönemidir. İkin­ ci Dünya Savaşı sona ermiş, Avrupa yıkılmış, Amerika'nın dünyaya egemen olacağı soğuk savaş kapıdadır. Ailede Osman­

lI dönemini temsil eden yaşlı ku­

şak kaybedilmiş, yeni kuşak ise Avrupa ve Amerika’ya dağılmış­ tır. Bir annenin gözünden yazılan mektuplar o dönemin günlük ya­ şantısına, aile ilişkilerine dair ipuçları vererek okurları geçmi­ şe doğru bir yolculuğa davet edi­ yor.

Leyla Neyzi,“Resmi tarihimiz­

le özel tarihimiz arasındaki ilişki ve bunun biyografiyle buluşma noktası nedir? Toplumun tarihi­

ni, bireyin tarihini anlamadan ya­ zabilir miyiz” gibi sorulara yanıt

arıyor. Toplumu incelerken ken­ di konumumuzun farkında olma­ mız gerektiğini vurgulayan Ney­ zi, bireyle toplum arasındaki bağ­ lantıları kendi yaşamımızda ir­ delemeden toplumsal kimlik so­ runlarımızı anlayıp anlatmamı­ zın zor olduğunu düşünüyor.

- Siz Sözlü Tarih Araştırmala­ rı da yaptınız. Tanımadığınız in­ sanlarla çalıştınız. Kitapta ise ken­ di kişisel tarihinize yönelik bir in­ celeme var. Böyle bir kitap yazma­ ya nasıl karar verdiniz?

LEYLA NEYZİ - İstanbul Ta­

rih Vakfı’ndan çıkan ‘İstanbul’da

Hatırlanmak ve Unutmak’ adlı

kitapta tanımadığım (artık tanıdı­ ğım) otuz yedi kişinin yaşam öy­ küsü var. Yaptıklarımı sosyolo­ jik ve antropolojik araştırmalar

olarak görüyorum. Birbirinden ayrı görünse de bu projeler iç içe.

Benim söylemek istediğim bi­ reysel tarihimizle toplumsal tari­

himizin birbirinden ayırt edile­ meyeceği. Nezihe Hanım’m mek­ tuplarına da bir sosyal bilimci gö­ züyle baktım. Ama kişisel tarihi­ mi ve kendimi tanımamda vesile oldu.

- Geçmişe ait fotoğraflar, eğitim ve iş yaşantısıyla ilgili belgeler de yer alıyor kitapta. Bir anlamda belgesel de diyebilir miyiz bu ça­ lışmaya?

NEYZİ - Gayet tabii. Bizim

için yazılı tarihten gelen öğeler­ le görsel ve kişiler malzemeler birbirinden ayrı şeyler değil. Bun­ ları harmanlayarak birbiriyle ko­ nuşturmamız gerekiyor.

İki dünya arasında seçim

- Modernleşmeyle birlikte mek­ tuplar yerini başka üetişim ola­ naklarına bıraktı. Bizim geçmişi­ mizi neler belgeleyecek?'

NEYZİ - Kayıt mekanizmala­

rımız sürekli değişiyor. Teknolo­ ji ilerliyor. Birbirimize mektup yazmıyoruz ama Intemet’i kulla­

/

nıyoruz. Mesela benim üstün­ de çalıştığım bir müzisyen grubu var. Onları dinleyen yaş grubu çok genç. Müzis­ yenlerin web sitesine e-ma- ¡ il atıyorlar. Ben bunlara ba­ karak onları kimlerin dinle- | diğini öğreniyorum. Demek ki bütün mesele bunun yolu­ nu bulmak. Çünkü insanlar geride sürekli bir şeyler bıra­ kıyorlar. Sadece bunun formla­ rı değişiyor.

-Nezihe Neyzi’nin mektupları­ na balonca nasıl bir kadın port­ resiyle karşılaştınız?

NEYZİ - O dönemin belli bir

sosyal çevresinden gelen bir ka­ dın. Batılılaşmadan çok etkile­ nirken, aynı zamanda bir Osman­

lI geleneğini de sürdürüyor. Bir

Osmanlı kadım, bir Cumhuriyet çocuğu, bir ‘Küçük Kadın’, aynı zamanda bir anne Nezihe Neyzi. Mesele kendi olduğu ve başkala­ rı tarafından öldürüldüğü anı ya­ kalamak. Bu iki ilişki çerçeve­

Nezihe Neyzi

sinde onun yaşamına baktığımız vakit böyle bir çevreden geldiği için çok özgür. Eğitimli, öğret­ menlik yapmış bir dönem ve ken­ di isteğiyle bırakmış. Ama kurban olduğu noktalar da var. iki dün­ ya arasında, yaptığı seçimlerin arasında kalmış. Bir yandan on­ ları kendi bünyesinde bağdaştır­ mayı başarırken mektuplarda bir yalnızlık da seziyoruz.

T a h a T o ro s Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Leyla Neyzi, Ben kimim?: Türkiye'de sözlü tarih, kimlik ve öznellik, İletişim Yayınları, 2007.. Eser Köker, Kitapta Kurutulmuş Çiçekler ya da Sözlü Kültür

Özgür Canel’le yaptığımız sözlü tarih görüşmesi, işçi kökenli göçmen aileler üzerine yapılan çalışmalarda vurgulanan kuşaklararası çatışmadan çok, göçmen

 Neyzi ve arkadaşları (1973) (9-19 yaş) ile Güray ve Tümerdem (1978) (7-12 yaş)’in Istanbul’da gerçekleştirdikleri iki çalışma büyük kentlerde farklı sosyal

İzzet Molla’nın Sivas’a müşir olmasının müstezatlı tarihi ve şehzadelerin sünnet töreni tarihi sade (noktasız) harflerle yazıldığı görülmektedir. İlk

Gürsey ile, ödü­ lü kazandığı açıklandıktan sonra, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Teorik Fizik B ö lü m ü ’nde bilimsel araştırmaları ve kişiliğiyle

Türkiye’de bugün bir şehre isim olan Muş’un ne anlama geldiği ve ne zamandan beri Muş isminin kullanıldığını tespite yönelik yaptığımız bu çalışmada, öncelikle Muş

Şu muhakkaktır ki dünya sosyo­ loji tarihinin en önemli merkezi ve şark edebiyatının en engin kaynağı sayılan Konyada, Mevlânâ gibi yal ııız Türkün ve

In this study, thermal comfort condition compliance of classrooms in a faculty building at temperate-humid climate conditions was determined with objective