• Sonuç bulunamadı

Başlık: YERLİ TİFTİK KEÇİSİ İLE KARAMAN KOYUNUNDA KARIN LEGEN VE ARD BACAK LENF SİSTEMİNİN MAKRO-ANATOMİK (KOMPARATİF-TOPOGRAFİK) VE SUB-GROSS ARAŞTIRMASIYazar(lar):ÖZGÜDEN, Turgut;DOĞUER, SabriCilt: 14 Sayı: 3 DOI: 10.1501/Vetfak_0000002061 Yayın Tarih

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: YERLİ TİFTİK KEÇİSİ İLE KARAMAN KOYUNUNDA KARIN LEGEN VE ARD BACAK LENF SİSTEMİNİN MAKRO-ANATOMİK (KOMPARATİF-TOPOGRAFİK) VE SUB-GROSS ARAŞTIRMASIYazar(lar):ÖZGÜDEN, Turgut;DOĞUER, SabriCilt: 14 Sayı: 3 DOI: 10.1501/Vetfak_0000002061 Yayın Tarih"

Copied!
27
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A. (). Veteriner Fakültesi Anatomi Kürsüsü Pr~f Dr. S. Doğuer

YERLİ TİFTİK KEÇiSi İLE KARAMAN KOYUNUNDA KARıN

LEGEN VE ARD BACAK LENF SİSTEMİNİN

MAKRO-ANATOMİK (KOMPARATİF-TOPOGRAFİK) VE

SUB-GROSS ARAŞTffiMASI*

Turgut Özgüden

*

Giriş

Bu çalı~mamız önceden yapmı~ olduğumuz "Yerli tiftik keçisi ile karaman koyununun ba~, hoyun, ön bacak ve göğüs lenf yumru-larının anatomik (komparatif - topografik) ara~tırması ve bu yumru-ların kolay bulunma teknikleri" adlı ara~tırmamızın daha detaylı bir devamı v(~ sonucudur. Bu ~ekilck yerli tiftik keçisi ile karaman koyununun lenf yumrularının incelenmesi tamamlanmı~ olmaktadır. Önceki çalı~mamızda lenf yumruları sadece morfolojik ve topoğ-rafik olarak iııcelenmiş, bunlara lenf kanalları (affcrent ve efferent) eklenmemi~ti. Bu çalı~mamızda adı geçen bölgelerin bütün lenf kanal-ları da muhtelif boyama teknikleri kullanılarcı.k etüd edilmişlerdir. Konumuz oları karaman koyununun ve özellikle tiftik keçisinin lenf sistemi üzerinete hiç denecek kadar az literatür bilgisi mevcuttur. Ellenberger - Baum (5), Sommers (ı8) koyüna dair pek az bilgi vermekte, Ma)' (I 3) ise bütün yumrulardan bahsetmekte fakat bun-ların ve özellik kanallarının üzerinde detaya inmernektedir. Keçinin lenf sistemi hakkmda ise halihazırda hu bölgelere ait bilgimiz mevcut değildir. Bu n'Jktadan hareket edildiğinde, keçi ve koyunun lenf sistemini kapsayan böyle bir çalışmanın nekadar luzumlu olacağı kendiliğinden helirmektedir.

Lenf kanalları ile yumrularından meydana gelen bu sistemin kanal kısmı embriyoda muhtelif yerlerde oluşmuş bağımsız

kese-•• Bu çalışma IS63 yılında Fakülte araştırma enstitüsüne sunulan plan gereğince ya-pılmıştır .

(2)

388 Turgut özgürlen

selerden Maskar (ı ı), kollagen bağ dokudan Ellenberger - Baum(s), Karpf - Taher (9), mezenşimden Arey (ı), Erkoçak) (6) oluşur. Yum-rular ise kanalları saran mezenşim hücrelerinin bir yığıntısından Maskar (ı ı), lenforetikuler dokudan Erkoçak (6) Maximow (ı 2), Schaeffer (ı6) , Sisson - Grossman (ı7), Trautmann - Fiebiger (20) meydana gelir.

Mat e r y a

ı

ve Me t o t

Bu araştırmada yirmi adeti keçi, yirmi adeti koyun olmak üzere ceman kırkbaş muhtelif cinsten, hastalıksız ve Ankara civarındaki pazarlardan temin edilmiş keçi ve koyun kullanılmıştır. Bunların yarısı kadavra halinde, yarısıda taze piyes şeklinde diseke edilerek etüd edilmişlerdir. Gurup halinde diseke edilen hayvanların mümkün olduğu kadar birbirine uygun yaş, kilo ve vücut ölçülerinde olmalarına dikkat edilmiştir. Kadavra haline getirilen hayvanların damarları topoğrafik incelemeyi kolaylaştırmak amacı ile renklendirilmiş nişas-ta ile boyanmıştır. Len yumrularının bulunması ve ayrımı hiçbir teşhis metoduna luzum bırakmayacak kadar kolay ve belirlidir. Fakat lenf kanallarının demonstrasyonu çok uğraştırıcı ve sabır isteyen uzun sü-reli bir çalışmadır. Bunda ilk şart el alışkanlığıdır. Lenf kanalları iki cins (afferent-efferent) olduğundan bunların demonstrasyon metod-larıda değişiktir. Metod tatbiki yönünden afferentleri, deri, kas, eklem afferenleri ile subseröz afferentler olarak ikiye ayırmak mümkündür. Organ parankimlerinin içerisindeki lenf kanallarının etüdü mikros-kopik olduğundan konu dışı bırakıımışlardır. Birinci gurubun de-monstrasyonunda muhtelif yazarların Baum (2) , Egehoj (3-4), Miot-ti(ı4), Saar ((5), Taher (ı9) tavsiye ettikleri intrakutan, subkutan, intramuskuler, intraartikuler cnjeksiyonlar yapılmışdır, Hayvana senyeden bir ila iki saat önce (Şekil: ı) de noktalarla işaretlenen yer-lere yukarıda adı geçen yazarların tavsiye ettikleri şekilde fakat ı

/2

oranında serum fizyolojikle sulandırılmış olan siyah çini mürekkebi solusyonundan 0.5 cc. enjekte edildi. Eklem efferentlerinin tesbit için bir tarafın bacağı bu gaye ilc kullanıldı ve intraartikuler olarak 'ı - 2

cc. sol. enjekte cdildi (Şekil: ı, daire içinde nokta). Enjeksiyonla senye arasındaki devre uzatıldığında, renkli maddenin lenf yumrularından onun efferentlerine gcçtiği tesbit edildi. Fakat bu durumda afferent-lerde hiç boyalı l11fldde kalmamaktadır. Subseröz afferentlerin tes-bitinde gene çini mürekkebi Baum (2) , yahut

%

3 hidrojenper-oksit solusyonu kullanılmıştır Kraus (10), Wesley (22). Ancak lup altında ve uygulamadan yirmi dört saat sonra lenf yollarının tesbiti

(3)

Keçi ile Koyunua Karın, Leğen, Arubacak lenf Sistemi 389

mümkündür. Efferentlerin demonstrasyonu için. muhtelif teknikler kullanılml~tl r. Anestezi ediimi~ hayvana senye tatbikinden bir saat önce sağ göğüs bo~luğuna sekizinci spatium intercostale'den 15 cm. lik bir ensizyonla deri interkostal kaslar ve pluera kesilerek girilmi~ ve ductus th:>racicus ligatüre cdilmi~tir Trevor (21). Bu ~ckilde bütün karın, leğen vc ard bacak efferentlerinde bir lenf sıtazı meydana geti" rilerek bunLırın fazlaca ~i~meleri sonucu kolaylıkla izlenmeleri ve diseksiyonları mümkün olmu~tur. Bu usulden ayrı olarak Baum (2) ve Grau (7) ın kullandığı renkli maddeler in enjeksiyonları yapılmı~-tır. Fakat bu usullerle yapılan boyalamalarda renkli maddenin kanal-lardan dı~arı ta~arak etrafı boyadığı tesbit edilmi~tir. Bu dezavantaj-dan ötürü daha iyi bir renkli madde ara~tırılmı~ vç sonunda krem halindı~ki siyah baskı mürekkebinin (Kast und Ehinger Enc-re typo Noir ')00

i

o Special) yapılan muhtelif deneyler sonucu bu i~ için en uygun bir vasıta olduğu kanısına varılml~tlr. io gr. baskı

rekkebi 100 ~T. Xylol'de eritildikten sonra her an enjeksiyona hazır bir durumda cam kapaklı ~i~elerde muhafaza edilebilir. Viskozite ve ve nufuz yeteneği bakımından bu orandaki eriyiğin tam kullanılacak nitelikte oldu!~u deneylerimizle tesbit edilmi~tir. Enjeksiyon için 2 CC. lik rekor ~ırıngası ile 12 numaralı madeni ince iğneler kullanılml~tır. Enjeksiyonda, önce lenf yumrusunun kapsülü yatay olarak delinmi~ sonra nisbeten dik vaziyette parankimin içerisine girilerek yerine göre 0.5 ila 2 cc. sol. yava~ yava~ enjekte edilmi~tir. Şırınga çekildikten

son-ra reu'kli maddenin dı~arı sızmaması için delik yere ufak' bir pamuk tampon konmll~tur. Takriben beş dakika bekledikten sonra yumruya iki parmak arasında hafif hafif masaj yaparak içerideki renkli madde-nin efferent'kanallara geçmesi sağlanmıştır. Bu çok kolay usulle bütün efferentler, ara yumrular, cisterna chyli ve dahi ductus thoraeicus boyanabilmektı~dir. Burada en çok dikkat edilecek özellik enjeksiyo-nun çok yava~ yapılmasıdır. Renkli madde kanallardan dı~arı sız-madığı gibi zamanla xyl6lun uçası ile renkli madde kanalların içeri-sinde pıhtıla~m ıkta ve koyu siyah renginden ötürü kanalların daha kolay ve tehlikesizce diseksiyonu mümkün olmaktadır. Literatürlerin bildirdikleri usu llerle yapılan boyamalarda, diseksiyon esnasında lenf kanalının patlaması ve renkli maddenin etraftaki oluşumları çalı-~ılmaz hale getirmesi mümkündür.

Yumrularır. büyüklükleri metrik ölçülerle (cm. ve mm.) boy, en ve kalınlık olarak ifade edilmi~tir. Ölçüye gelemeyecek durumda ve büyüklükteki yumrular da tahıl tanelerine (darı - mercimek -nohut) benzetilerek tecessüm ettirilmeğe çalı~ılml~tlr.

(4)

390 Turgut Özgüden

Et muayenesi yönünden faydalı olur kanı sı ile et lenf yumruları-nın ağırlıkları tesbit cdilmi~tir.

Yumruların muhtelif etkenlerle nisbeten deği~ebilen renkleri üzerinde durulmamı~, sadece her iki türde de bunların kadavrada açık kahve veya gri renkli taze piyeslerde ise sarımtırak gri renkli olduk-ları tesbit edilmiştir.

Sonuçlar

Le. Lumbale

Lnn. lumbales aortici:

Keçide ve koyunda lumbal omurlar boyunca, sağ taraftakiler ve-na cava caudalis'in dorsal'i, aorta abdominalis'in sağ - dorsolateral yüzü ve bel kasları arasında, aa. lumbaleslerin kökenlerinin lateral'-inde, sol taraftakiler, aorta abdominalis'in sol - dorsolateral yüzü ile bcl kasları arasında, bol yağ içerisinde ve aa. lumbales'lerin lateral'-inde bulunurlar. Her iki türde de yumruların hilusları medi~l düz-leme dönük yüzlerinde yarık, oluk veya nokta şeklindedir. Keçide darı tanesinden nohut tanesine kadar deği~en büyüklükte olan yum-rular kaidesiz olarak yukarıda belirtilen sahalarda yerleşmişlerdir. Sayıları genellikle be~ tanedir. Koytında darı tanesinden, mercimek, nohut tanesine ve 22 x io x 8 mm. ebada kadar büyüklük.

göste-rirler. Büyük olarılar çoğunlukla aorta abdominalis'in ayrım yerine yakın olanlardır. Sayıları 3 - 5 dir. Afferentleri, bel kasları, sağrı kas-larının ön parçaları, periton, adren'lerden gelir. Efferentleri, yumruyu alttan bazende üstten dola~arak pelvis'ten gelen büyük lenf kanalına yahut cranial'de bulunanlar ince kanallar halinde doğrudan doğruya cistema chyli'ye açılırlar.

Lnn. lumbalcs proprii:

Bunlara hiçbir vakada tesadüf edilememiştir. Muhtemelen gö-revlerini önceki yumrular üzerlerine almışlardır.

Lnn. renales:

Her iki türde genellikle A,V. renalis'in , aorta abdominalis ve vena cava caudalis'den çıktıkları yerler çevresinde bulunurlar. Bol yağ ile sarılmı~lardır. Soldakiler aorta abdominalis ile A. renalis arasındaki açının cranial'inde, sağdakiler ise vena cava caudalis ilc

A, V. renal is arasındaki açın ın caudal'inde yer almı~lardır. Keçide büyüklükleri, nohut tanesinden 25 x ıo x 3 mm. yekadar deği~ir. Şekilleri yuvarlak silindirik veya uzunca ~erit manzarasındadır.

(5)

Sayıları genellikle herbir'tarafa birer tane olmakİa' beraber i

i

io

oranında sait tarafta iki adet tesbit edilmiştir. Koyunda büyüklükleri, darı, nohut tanesinden 26 x 10 x x 7 mm. ebadın,da kadar değişir.

Şekilleri, yuvarlak, silindirik, virgüL. iğ gibidir. Sayıları, herbir tarafta bir tane olmakla beraber i

i

io oranında sol tarafta iki adet ve gene

i

o oranınca fakat başka bir vakada sağ tarafta iki adet tesbit

edil-miştir. Affercnt damarları, böbreklerden ve adren'lerden gelir. Effe-rentleri 1/4 ,)ranında pelvis kanallarına, i14 oranında da cisterna

cisterna chyli'ye açılırlar. Le. ilicum,

Lnn. ilici mediales (Şekil: io - b):

Bunlar lEr iki türde de 5/10 oranında Lnn. ilici lateralcs ile bir-leşmiş durumdadırlar. Ayrı bulundukları zaman A. V. ilica externa ile aorta abdominalis arasındaki açı içerisinde veya birincinin üzerinde bulunurlar. Hilus dorsal yüzün medial kenarı yakınında oluk şeklindedir. Keçide sağdakiler, nohut tanesinden ı8 x ıg x 5 mm. kadar, soldakijer, 14 x 8 x 5 mm. den 21 x ı ı x 7 mm. e kadar

değişik büyüklüktedirler. Şekilleri yuvarlak veya ovaldir. Sayıları sağda ı - 2 , sclda ı - g arasındadır. Koyunda sağdakiler, ı 6 x igXg

mm. den ı8 x ı ı x7mm. e, soldakiler nohut tanesinden ı7 x ıo xg mm. e kadar değişik büyüklüktedirler. Şekilleri yuvarlak oval veya iğ manzarasındadır. Sayıları sağda 2, solda i -3 arasındadır.

Afferent-leri , pelvis or~;an ve kasları ilc genellikle Ln. popliteus ve Ln, isc-hiadicus'dan gelir. Efferenderi, bir veya iki kanal halinde Lnn. ilici laterales' e giderler.

Lnn. ilici hteralcs (Şekil: 2 - b, ıo - a):

Karnın, özdlikle leğen ve ard bacağın en önemli lenf yumrusu-dur. Her iki türde de çok büyüktür ve değişik ölçüler gösterir. Lnn. iliei mediales ile 5/1 o oranında birleşmişlerelir. Büyüklükleri, şekilleri . ve sayıları kural:nz olarak değişiklik arz~der. Bu çok fazla gelişme her iki türdede 5 110 oranında yukarıda adı geçen yumrunun görevini yüklenmelerinin delilidir. Genellikle yerleriaorta abdominalis ve vena cava caudalis'in ayrım yerleri, onlardan A. V. ilica externa'nın çıktığı yer merkez alınarak, A. V. eircumflexa ilium profunda'nın ö-nünden p~lvis'in içine kadar olan bir alanı kapsar. Vakaların 5 110

nunda tek bir yumru bu sahada bulunur. Buna karşılık orta büyük-lükteki yumrular 2/10 oranında bulunurlar. Ayni bölgede gLıo

ora-nında birkaç tane yumru bulunabilir. Hilus dorsomedial yüzdedir. Keçide, sağ taraftakiler sola nazaran daha çok sayıda ve daha büyük ebattadırlar. Büyüklükleri, nohut yanesinden 58 x 26 x 5 mm. ye

(6)

392 Turgut Üzgüden

kadar değişir. Şekilleri, yuvarlak, oval, şerit, silindirik ve virgül man-zarasındadır. Sayıları ı - 4 arasındadır. Sol taraftakiler, ı2 x 5 x 4 mm. den 45 x 20 x 5 mm. ye kadar değişirler. Şekilleri ovaı,. silindirik, iğ veZ harfi gibidir. Sayıları ı - 3 arasındadır. Koyunda, sağ taraf-takiler .ı8 x ı4 x 7 mm. den 72 x ı8 x 8 mm. ye kadar değişik bü-yüklüktedirler. Şekilleri, yuvarlak, oval, silindirik ve V harfi manza-rasındadırlar.Sayıları ı. - 3 arasındadır. Sol taraftakiler sağdakilerden daha az sayıda olmalarına rağmen büyüklükleri onlardan daha faz-ladır. Büyüklükleri, ı8 x ı ı x 3 mm. den 78 x io x 8 mm. ye

kadar.-dır. Şekilleri, yuvarlak, oval , silindirik veya şerit manzarasındadır. Sayıları ı - 2 arasındadır. Afferentleri, bütün pclvis organları ve kas-larından, ard bacağin kas ve eklemlerinden ki. bunların distal ve caudal olanları araya Ln. popliteus, Ln. ischiadicus ve Lnn. ilici medi-les'in girmesiyle endirekt olarak bu yumruya gelirler (Şekil : 2 d-e) Efferenletleri, leğen kanalını teşkil ederek cisterna chyli'ye dökülür-ler. Bunların leğeri lenf kanalını şekillendiriş tarzı da farklıdır. Keçide sağ ve sol taraf yumrularından gelen kökler vena cava caudalis'in sağ yüzünde birleşerek leğen lenf kökünü meydana getirirler ve biı da cisterna chyli'ye dökülür. Koyunda önce sağ ve sol kollar bclin ortasına kadar vena cava caudalis'in sağ yüzünde birleşik olarak gelirler. Sonra ayrılarak biri dorsal diğeri ventral iki kol halinde cisterna chyli'ye açıhrlar. Bundan farklı olarak da sağ ve sol yumrulardan gelen kökler ayrı ayrı iki kordon halinde cranial'e doğru uzanırlar. Bu arada bir-birlerine 2 - 5 adet bağlantı kolu verirler. Cisterna chyli'ye yaklaş-tıkları anda sağ, sol kala eklenerek kısa fakat kalın bir leğen kökünü meydana getirerek cisterna chyli'ye açılırlar.

Ln. epigastricus:

Her iki türde de tesbit edilememiştir. Lc. subilicum.

Ln. subilicus (Şekil: 2 - a, 3 - a, ıı - b):

Bu yumru her iki türdede M. obliquus abdominus externus'un karın kirişinin ard bacağın öri kenarı altında gözden kaybolduğu yerde, M. tensor facia latae'nın edi kısmının cranial kenarının M. re c-tus femoris üzerinde sonlandığı yerin önünde, A. V. circumflexa ili-um prof. 'nın ventral kolu ile N. ilioinguinalis'in derin kol,:! üzerinde bulunur. Kavram derisinin altında ve bol bir yağ kitlesi ile sarılmış-vaziyettedir. Hilus medial yüzün caudal kenarında bazen oluk bazen çukurluk şeklinde bulunur. Keçide sağ taraftakiler umumiyetle bir-birinin altında olmak üzere çift bulunurlar. Büyüklükleri, i2x io x8

(7)

Sayı-ları herbir tarafta ikişer tanedir . i

i

io oranında da tek olarak

bulu-nabilirler. Ağırlıkları takriben 2950 mgr. dır. Sol taraftakiler,

i4 x 14 x 5 mm. den 42 x i6 x 9 mm ye kadar değişirler. Şekilleri,

yuvarlak veya ovaldir. 8

i

io oranında çift olarak bulunurlar.

Ağır-lıkları takriben 2400 mgr. dır. Koyunda sağ taraftakiler, 26 x Lo x 6

32 X i i X 7 mm. ye kadar büyüklük gösterirler. Şekilleri, oval veya

silindiriktir. Tek bulunurlar. Ağırlıkları takriben 1700 mgr. dır. ,Sol-dakiler, 20 x i i X 9 mm. ile 3i x 12 x7 mm. arasındadırlar.Şekilleri

genellikle ovaldir. Tek bulunurlar. Ağırlıkları takriben 1650 mgr. dır. Afferentleri, karın, pelvis, R. perinei, R. inguinalis ve bacak deri-sinden gelir (Şclil: i i - a) Efferentleri, genellikle tek kanal , ender

olarak çift kanal halinde çıkarak (şekil:- i i -c) M. tensor fascia

latae'-nın medial yüzünün cranial yarımında tuber coxae'ye kadar gelir. Oradan karın duvarını A,V. circumflexa ilium prof. ile birlikte delerek pelvis boşluğıına girer ve Lnn. ilici laterales'in lateral kenarının "ön kısmına açılır (Şekil: 2 - d).

Keçi ile Koyundu Kurın, Leğen, Ardbucuk Lenf Sistemi 393

Ln. mi tensoris fasciae latae. Her iki türdede tesbit edilememiştir. Ln. 'coxa, is:

Her iki t:irdede tesbit edilememiştir. Lnn. fossGe ilicae:

Her iki türdede tesbit edilememiştir. Le. inguinale superficiale,

Lnn. inguinales superficiales (Şekil : 2 - b, 4 - a, 12 - a): Her iki türün erkeklerinde bulunan bu yumrular inguinal böl-gede yerleşmişlerdir. Duruşları sagittal eksene diktir. Pecten ossis pubis 'ten 2 - 4 cm. cranioventral'dedirler. M. gracilis'in medial'inde, karnın ventral duvarında, [uniculus spermaticus'un caudal'inde, penis'in flexura sigmoidea'sının proximal kıvrımının cranial'inde veya craniolateral'inde onu aralarına alacak şekilde alt uçları birbir-lerinden ayrılm'ş, üst uçları birbirine yaklaşık olarak bulunurlar. Medial yüzlerinden A. V. pudendalis extema geçer. Bol yağ kitlesi içerisindedirler. Hilus craniomedial veya bazen cranial olarak bulunan uzunca bir çuku:luk halindedir. Keçide sağ taraftakiler, 22 x i3 x 8

den 28 x i4 x io mm. ye kadar değişik büyüklüktedirler. Şekilleri,

ova i veya silindiriktir. Bir tanedirler. Ağırlıkları takriben 1750 mgr. dır. Soltaraftakikr, 22 x io x 8 mm. den 34 x 14x 8 mm.ye kadar

değişik büyüklüktedirler. Şekilleri silindirik veya ovaldir. Tekdirler. Ağrılığı takri ben ~!500 mgr. dır. Koyu nda sağakiler, 2I, X i8 x io mm.

(8)

394 Tur/lul (}zl!üden

veya kalp manzarasındadırlar. Sayıları bir tanedir. Ağırlıkları takri-ben 2ıoo mgr. dır. Sol taraftakiler, 23 x 15 x 5 mm. den 4° x 18 xıo mm. ye kadar değişirler. Şekillcı'i yuvarlak veya ovaıdır. Sayıları bir tanedir. Ağırlıkları takriben ı800 mgr. dır. Afferenderi, dış genital organlar ve bunların derileri ile bu bölgeye komşu olan bacak ve karın derisinden ayrıca Art. genus ve tarsi'den gelirler. Effnenti, A,V. pudendalis externa'yı takiben karın boşluğu na girer. A.V.ilica ex-terna'nın dış kenarını izleyerek Lnn. hypogastrici veya Lnn. ilici laterales açılır (Şekil : '2 - e).

Lnn. supramammarii:

Her iki türdede memenin caudal kenarı ile karın derisi arasındaki geniş açıda, orta eksenin iki yanında birer tane olmak üzere yağ doku-su ile çevrilmiş olarak bulunurlar. Keçide sağdakiler, i8 x i i X 7

mm. ile '25 x i7 x 8 mm. büyüklüğündedirler: Şekilleri yuvarlak veya

ovaldir. Bir tanedir. Ağırlığı takriben 800 mgr. kadardır. Soldakiler,

i9 x 8 x 8 mm. den '28 x i i x8 mm. ye kadar değişirler. Şekli,

oval-dir. Sayısı biroval-dir. Ağırlığı takriben 1'200mgr. dır. Koyunda, sağdakiler, 15 x LO x 6 mm. den '27 x I5x 8 mm. arasındadırlar. Şekil, yuvarlak

veya ovaldir. Bir tanedir. Ağırlığı takriben ı350 mgr. dır. Soldakiler, 17 x LO x 6 mm. den '23 x io x 8 mm. ye kadar değişiklik gösterirler.

Şekil yuvarlak veya ovaldir. Bir tanedirler. Ağırlıkları, takriben 1250 mgr. dır. Afferenderi, meme, meme derisi ve çevredeki bacak derisi ile Art. genus ve tarsi'den gelirler. Efferenderi, A.V. pudendalis externayı takiben karın boşluğuna girerler ve A. ilicia externa'nın altından geçerek Lnn. hypogastrici veya Lnn. ilici lateralis'de son-lanırlar.

Lc. sacrale,

Lnn. sacrales hypogastrici (Şekil : io - c).

Genellikle heriki türdede yerleri A. hypogastrica'ların ayrım açısı içerisi isede burayı ileriye, geriye ve yanlara doğru taşmış olmaları her zaman için mümkündür. Hatta yalnız bir tarafta da bulunabilir-ler. Hilus craniodorsalde veya dorsomedial'de ufak bir oluk şek-lindedir. Keçide, mercimek - nohut tanesinden '26 x 18 x 5 mm. ebada kadar büyüklük gösterirler. Şekilleri, yuvarlak, oval, silindirik, veya armut gibidir. Sayılan i -4 arasındadır. Koyunda, mercimek

-nohut tanesinden 33 x 12X 8 mm. ye kadar değişen büyüklüktedirler.

Şekilleri, oval, yuvarlak veya fasulye biçimindedirler. Sayıları- i - 3

arasındadır. Afferenderi, sağrı kasları, bel kaslarının caudal bölüm-leri, pelvis organları ve kuyruktan gelirler. Efferenti, Lnn. ilici medi-ales'e gider. Bu bağlanış yumru sayısı çok ise ayrı olabileceği gibi iki.. şer yumrudan oluşan köklerin birleşmesi ilc de olabilir.

(9)

.','

Bu yumru gurubu didaktik yönden iki bölümde etüd edilir.

Birisi Lnn. ~acrales interni eraniales'dii. İkincisi Lnn. sacrales interni caudales'dir Genellikle yerleri, Lig. sacrospinotuberosum'in iç yüzü, onunla reetıım arası, 1'\. pudendalis ile A. V. pudendalis interna'nın çevresidir. Eirineiler incİsura ischiadica major'un cranial bölümü ile ala sacrale'nin caudal kenarı hiiasında, ikinciler incisura ischia-dica minor hizasında M. levator ani üzerinde bulunurlar. Hilus medial yüzün üst kenarına yakın bir çukurluk şeklindedir. Keçide, Lnn.sac-ral es interni' craniales hiç bulunmaz. 1.nn. sacrales interni caudales

ise umumiyetle bulunur. Aneak bu da bazen bir tarafta bazen diğer

tarafta bulunmayabilir vakaların 2/ IO nunda. Sağdakiler, mercimek tanesi büyüklüğündedirler. Sayıları çoğunlukla birdir.

i/

IO oranında

3 - 4 tane olabilirler. Koyunda, Lnn. saerales interni craniales 3 /10

oranında bu;unabilir (Şekil: 'lO - d, 13 - c). Büyüklükleri çoğunlukla

nohut tanesinden nadir olarak 31 x i7 x 9 mm. ye kadar değişir.

Şekilleri yuvarlak veya ovaldir. Sayıları herbir tarafta birer tane olmak-la beraber 2,'io oranında bir tarafta bulunmayabilirler de. Lnn. sac-rales interni caudales'ler her zaman bulunurlar. Büyüklükleri nohut tanesinden 2~)x i6 x 7 mm. ye kadar değişebilir. Şekilleri yuvarlak veya ovaldir. Sayıları i -3 arasındadır. Afferentleri, pelvis organları ile

kuyruk kaslaından gelir. Efferenti, Lnn. sacrales hypogastrici'ye gider.

Lnn. sacrales externi (Şekil: 9 - b, 13 - b, 17 - h):

Bu gurubun da önceki gurup gibi iki bölümü vardır. Ancak

bun-lardan her ik: türde de yalnız eaudal'de olanı mevcuttur. Topografik

ilgisinden ötürü Baum (2) , Ellenberger - Baum (S) ve Grau (8)

gibi buna Ln. ischiadicus demenin daha doğru olacağı kanısına var

dık. Yeri her iki türde de Lig. sacrospinotuberosum'un ard bölümünün dış yüzünde, incisura ischiadica minor hizasında, Mm. gemelli ve glu-teus prof. ilc ı\. V. glutea caudalis'in üzerinde. N. isehiadieus' bacağa

doğru kıvrıkığı yerin caudodorsal'inde, üzerini M. gluteobieeps

örtmüş vaziyette yağ içerisinde bulunur. Hilus medial yüzün cranial yarımında derince bir çukur şeklinde görülür. Keçide, sağdakiler, nohut tanesin :len 2 i X 7 x 4 mm. ye kadar, soldakiler, 14 x 9 x 5 mm. den 26 x i2 X 8 mm. ye kadar değişen büyüklüktedilrler.

Şekil-leri, yuvarlak oval ve silindiriktir. Sayıları, herbir tarafta birer tanedir. Ağırlıkları takriben sağdakiler 1200 mgr. soldakiler 600 mgr. kadardır.

Koyunda, sağdakiler nohut tanesinden 35 x 20 x ıi mm. ye kadar,

soldakiler, 20 x ı8 x lO mm. den 36 x 20 x lOmm ye kadar değişik

büyüklüktedirler. Şekilleri, yuvarlak, oval ve üçgendir. Sayıları,

Keçi ile Koyunaa Karın, Leğen, ArdbacakLenf Sistemi

Lnn .. sacrales interni:

(10)

396 Turgut Üzgiidcn

J

herbir tarafa birer tanedir i / 10vakada sağ tarafta iki tane olduklan

görülmü~tür. Ağırıkları, sağdakiler 87° mgr. soldakiler 890 mgr. ka-kadardır. Afferentleri, sağrı derisi ve kaslarının caudal kısımları, Art. coxae, kuyruk derisi ve kasları ve anus çevresinden gelir. Efferenti, geni~ pclvis bagının dı~ yüzünde seyrederek onun cranial kenarından pelvis boşluğuna girer. A. V. hypogastrica'nın iç kenarını takibederek Lnn. sac ral es hypogastrici'de sonlanır.

Ln. tuberosus:

Her iki. türde de tesbit edilememi~tir. Lc. coeliaeum,

Lnn. coeliaei et mesentriei craniales:

Her iki türde de hemen daima bulunmazlar. i /10 vakada tesbit edilebilmişlerdir. Damarların birbirinin peşinde yer almalarından veya birle~mi~ olmalarından ötürü bu iki gurubu birbirinden ayırd etmek imkansızdır. Bunlar, her iki damarın veya ortak kökü n aorta'dan çıktıkları yerin sağ yüzünde ve gerisinde bulunurlar. Büyüklükleri darı tanesi ile mercimek tanesi arasındadır. 3 - 5 adettirler. Çevre organları ve plexus solearis'in kolları ilc örtülmüş olduklarından bu-lunmaları çok zordur. Hilus genellikle medial yüzde ufak bir çukur halindedir. Türler arasında fark tesbit olunarnamıştır. Afferentleri, çevre organları, dalak, bel kasları ve diaphragma cruslarından gelir. Çok ince olan efferent, ya doğrudan doğruya eisterna chyli'ye yahut midelerden gelen kanala (Şekil: 7 - b) açılır.

Lnn. gastriei.

Lnn. atriales (Şekil: 6 - b, i4 - b):

Her iki türde de bu yumrular gurubu, mide bölümlerine ait diğer yumruların efferentlerinin toplandığı bir merkez olması yönün-den önem taşır. Burada toplanan efferent kanallar, ortak bir büyük-efferent kanal meydana getirerek genellikle eisterna chyli'ye veya 4/10 oranında da barsaklarda toplanan kanala açılır. Yumrular atrium

ventrieuli'nin 'sağ yüzünde, ona öesophagus'un açildığı bölgede, dala-ğın sağ eaudal veya eranial'inde, panereas'ın sol ucunun altında, A. lienalis, A. gas~riea sinistra ve A. ruminalis dextra'nın kökleri arasında, yağ içerisinde bulunurlar. Yerleri konstant değildir. Yukarıda belir-.tilen bölgelerin birinde veya birkaçında birden bulunabilirler. Hilus sol dorsalde oluk veya oyuk şeklindedir. Koyunda keçi ye oranla hem daha çok ve hem de daha fazla büyüktürler. Keçide, mercimek tane-sinden 30 x i 2 X 5 mm. kadardırlar. Şekilleri, yuvarlak, oval, uzunca

(11)

tanesinden 45 x 28 x ı 3 min~ ye kadar değişirler. Şekilleri, yuvarlak, oval, iğ wya at nalı manzarasındadır. Sayılan, 2 - 9 aras\ndadır. Afferentler" bulunduğu bölgenin yani rumen'nin, reticulum'un rumen'e b:ı.ğlandığı kısmın, dalağın, pancreas'ın lenfini getirir. Ef-ferc:;ntleri, her yumrudan ayn ayn çıkan kanallar ya birleşerek cistema chyli'ye veya ayn ayn barsak lenf kanalına (Şekil : 7 - c) açılırlar.

Lnn. ruminales dextrii (Şekil : 14 - c, ı 5 - c):

Her iki türde de rumen'nin sağ uzun oluğunun başlangıç kısmı ile onun cranicil yanmında, A. V. ruminalis dextra üzerinde, yağ içerisinde bulunurlar. Vak<i.ların 2/ ı o nunda mevcutturlar. Hilus sol yüzün cranial'inde oluk şeklindedir. Keçide ı8 x ı4 x 5 mm. den 20 x ı 5 x ~,mm. ye kadar çeşitli büyüklüktedirer. Şekilleri, yuvarlak veya ovalCir. Bir tanedirler. Koyunda nohut tanesinden i7 x 14 x4

mm. ye kadar değişiktirler. Şekilleri yuvarlak veya ovaldir. Sayılan

i - 2 arasındadır. Afferentleri, bulunduklan rumen yüzünden gelir.

Efferenti, Lnn. atriales'den buraya en yakın olana gider. Lnn. ruminales dextri accessorii:

Her iki türde de tesbit edilememişlerdir. Lnn. ruminales sinitrii:

Keçi ile Koyunda Karın, Leğen, Ardbucak len( Sistemi 397

Her iki türde de sol rumen oluğunun cranial yanmında bulu-nurlar. Hilus sağ yüzün caudal'inde derin bir çukurluktur. i /10

vaka-'da görülmüşler9ir. Keçide, nohut tanesinden ı5 x 8 x 4 mm. kadar-dır. Şekill~ri, yuvarlak veya ovaldir. Bir tanedirier. Koyunda, daha büyüktürkr. Nohut tanesinden 24 x 14 x 8 mm. kadardırlar. Şekilleri, yuvarlak \Teya uzunca ovaldir. Bir tanedirler. Afferent'leri, sol rumen yüzünden gelir. Efferent'i Lnn. reticulares'e dökülür.

Lnn. ruminales craniales:

Heriki türde de tesbit edilememi~tir. Lnn. retieulares:

Her iki türde de sulcus ruminoreticularis'i saran yağ tabakası içerisinde bulunurlar. Keçide, dan tanesinden 1.5 x io x 5 mm. ye

kadar deitişirler. Şekilleri, yuvarlak, oval veya silindiriktir. Sayılan

i -2 arasındadır. Koy~nda, mercimek tanesinden 25 x i5 x' 7 mm.

ye kadar değişirler. Şekilleri, yuvarlak veya ovaldir. Sayıları ı - 3 arasındadır. Afferentleri, reticulum ve rumenin ön kısmından gelir. Efferent'ı:~ri, Lnn. atrailes'in bunlara en yakın olan yumru gurubuna gider.

(12)

'I'ur~t Özgüdeıı

Lnn. orriasici (Şekil: i - b):

.

'

Her iki türde de bu yumrular öncelikle omasus'un sağ yüzün~e, .sonra curvatma mojor'da, bazen proximal bazen distal distal uca

yakın bulunurlar. Hilus viseeral yüzde craniodorsal bir oluktur. A. gastrica sinistra bunların ar2.sından geçer. Keçide, büyüklükleri mercimek tanesinden 29 x 24 x 5 mm. ye kadar değişir. Şekil-leri, yuvarlak, oval silindirik veya fasulya gibidir. Sayıları um'ımi-yetle iki tanedir. Koyunda, darı tanesinden 35x20Xio mm.ye kadar

değiş~ktirler:' Şekilleri', yuvarlak, oval veya üçgendir. Sayıları 2 - 6 arasındadır., Af(erent'leri, omasus ve ona kemju mide kısımlarından gelir. Eff~i'cnt'leri, genellikle Lnn. atriales'e açılırlar. i I, Lo ora-nında bazen kanallar cisterna elıyli'ye açılırlar.

Lnn, ruminoabomasici:

Her iki türde de ayrı bir yumru grubu olarak tesbit edilememiş-lerdir.' Atrium vent~iculi ve omasus yumruları bunların ödevlerini üzerlerine almışlardır.

Lnn, reticuloabomasici:

Bunların durumu dayukarıdaki gurub gibidir. ,Lnn. abomasici dorsales (Şekil: 6 - a, 15 - a):

, Her iki türde de abomasus'un curvatura minor'unda, yağ içeri-,ş!nde, bazen omasus'a yakın olanlar bunun ön yüzüne, pyloris'e yakın ola~lar ise arka yüzüne kaymışlardır. Hilus cranial'de çukurcuk ha-lindedir. .Keçide, nohut tanesinden 30 x 25 x IS mm. ebadına kadar

büyüklük gösterirler. Şekill~ri yuvarlak, oval veya silindiriktir. Sayı-ları 2 - 5 arasındadır. Koyunda, mercimek, tanesinden 27 x i6 x 6

mm. kadar değişirler. Bir vakada S harfi şeklinde ve 85 x 18 x 8 mm ebadında bir yumruya rastlanıimıştır. Şekilleri, yuvarlak, veya S harfi gibidir. Sayıları 2 - 6 arasındadır. Afferent'leri, abomasus'dan ve duodenum'un başlangıç kısmli:dap gelir. Efferent'leri Lnn. atria1cs'e giderler.

Lnn. abomasici ventrales:

Keçide i

i

io oranında ender bulunan, koyunda hiç bulunmayan

bir yumru gurubudur. Curvatura mijor'un pyloris'e yakın ucunda mercimek tanesi kadar bir veya iki adettirler.

Lnn. hepatici (Şekil : 5 - C" 15 - d):

Her iki türde de mevcutturlar. Genellikle yerleri, porta hepatis, lobus 'cauclatus ile ptoc; papillaris arası, porta'nınventral'i ve A. hepatica'nın üstüdür. Yumrular birbirlerine çok yakın

(13)

bulundukla-rından bunları guruplamak' mümkün değildir. Yumruların hepar'a

dönük yüzleri düz, barsaklara dönük yüzleri kubbelidir. Hilusları

hepar tara'ında uzunca bir oluk ~eklindedir. Keçide, i i X 6 x 5.

mm. den "5 x i7 x 8 mm. ye kadar değişirler. Şekilleri, yuvarlak,

oval veya iğ manzarasındadır. Sayıları i -

:3

arasında değişir.

Koyun-da nohut tanesinden 36 x i5 x 8 mm. e kadar değişirler. Şekilleri,

yuvarlak, (ıva] , silindirik veya arm,H manzarasındadır. Sayıları i' - 4

arasındadır. Affcrent'leri hepar'dan bilhassa onun viseeral yüzünden gelir. Efferent'leri, ayrı bir ~anal halinde ya vakaların 8 / ıo nunda olduğu gibi midelerden gelen köke açılırlar veyalıutta 2 / !o oranında

cisterna clıyli'ye açılırlar. Lnn. hepatici aceessorii:

Vena eava caudalis üzerinde ve hepar'ın dorsaPinde bulunan bu

yumrulara keçide tesadüf edilememiştir. Koyunda is(~yalnız bir vaka-da vaka-darı tanesi kadar iki tane yağ dokusu içerisinde bulunmuştur.

Le. nıesentericum cranialc. Lnn. pancreaticointestinales:

Her iki türde de, pancreas'ın altında, doudenum'un son kısmı

ile colon'ım ansa distalis'i arasında, pancreas'ın içine gömülmüş gibi görünen ufak yumrulardır Hilus ventral yüzde kısa oluk gibidir. Keçide nohut tanesinden i4 x 6 x 1- mm. e kad;,r de!~i~en büyüklük-tedirler. Şekilleri, yuvarlak veya ovaıdır. Sayıları, 2 - 4. arasındadır.

Koyunda, mercimek tanesinden 18 x 7 x 6 mm. e kadu değişirler.

Şekilleri, :ıuvarlak veyaovaldir. Sayılan 2, 3 arasındadır.

Affcrcnt'-leri, pancreas'dan, c:uodenum'dan, jejul1üm'un b<ı~ıangıcından, calan asc,~ndens'in distal kısmı, calan descep.dens'in başlangıç kıs-mından gelirler. Effcrent'1eri, ayrı kollar halinde barsak kanalına yahutta ~!akınlarındaki Lnn. colicj'lcrin kanallarına bağlanırlar.

•. : .''';~"\:'1."!' • "

Keçi ile Koyunda Karın, Leğen, Ardbacak Lenf Sistemi 399

Lnn. jejunales (şekil: 5 - b, 16 - b):

Her iki türde de bulunan bu yumrular, JeJunum halkaları ve

centrifugal calan'nun en dış parçası ile eentripetal colon kısmının en dı~ p,Lrçasl arasında bulunurlar. Sağ taraflarını, üst ve alt kenar-larını, m<:sojejunum'un dış yaprağı, adeta bunlar için birer cep ya-parmışcasına sarmı~tır. İç yaprak sadece sol yüzlerinin üzerini

ört-mü~dür.3u vaziyette yumrular mesodan sağa doğru çıkın tı

yapmış-lar gibi görünürler. Hiluslar kuralsız olarak değişik ~ckil ve yerlerde

bulunurla. Umumiyetle Aa. jujenales'c dönük gayri muııtazam

çu-kurluklar halindedirler. Keçide,

2/

Lo oranında bölümsüz bir kordon

(14)

tesa-400 Turgut Özgüden

dül' edilmiştir. Geri kalan vakalarda yumrular nohut tanesinden

iıo x 15 x 8 mm. e kadar değişik büyüklük gösterirler. Şekilleri

genel-likle gayrimuntazam oval veya silindirdir. Sayıları, i - i2 arasında-dır Koyunda i

i

io oranında yekpare kalın bir kordon veya halat

şek-linde ve 27 cm. x IS x Lo mm. ebadında büyük bir yumru tesbit edilmiştir. Diğer vakalarda yumrular, nohut tanesinden 140x ı3 x Lo mm ye kadar değişen büyüklüktedirler. Şekilleri yuvarlak fakat ço-çoğunlukla silindiriktir. Sayıları, i - i5 arasındadır. Afferet'leri,

ilgili barsak kısımlarından, caecum ve iieum'un başlangıç kısmından gelir. Efferent'leri, her iki türde de iki türlü oluşurlar, ya her bir yum-dan çıkan kol ayrı ayrı proximal'e doğru giderler ve orada yani karın tavanı yakınında birleşerek bir kök teşkil çderler. Bu durum yumru-ların büyük ebatta olduklarında görülür. Yahutta ana bir kanala herbir yumru ayrıayrı efferent'ini verir ki bu da yumruların ufak ol-dukları durumlarda şekillenir.

Lnn. caecales:

Her iki türde de görülmemişlcrdir. Bunların görevini kısmen Lnn. jejunares kısmen de ve çoklukla Lnn. colici'ler üzerlerine almışlardır.

Çünkü ilgili organlardan gelen efferent'lerin bu yumrulara açıl-dıkları müşahede edilmiştir.

Lnn. colici (Şekil: 5 - a, 6 -c, 16 - a):

Her iki türde de bulunan bu yumrular, colon labirintinin sağ yü-zünde, onun proximal ucunda, A. ileocaecocolica, dolayısiyle trun-cus colitrun-cus üzerinde, bir kısmı caecum'un başlangıç kısmına doğru kayrruş, bir kısmı centripetal ve centrifugal ilk gyrus'lar arasında yer almışlardır. Hulis sol yüzün craniodorsal'inde ufak bir çukurcuktan, uzun gayrimentazam bir oluğa kadar değişen şekillerdedir. Keçide, nohut tanesinden 41'X 20 x Lo mm. ye kadar değişirler. Şekilleri,

yuvarlak, oval ve yarım aydır. Sayıları, 2 - 6 arasındadır. Koyunda

mercimek tanesinden 40 x i3 x 8 mm. ye kadar değişik

büyüklük-tedirler. Şekilleri, yuvarlak ve ovaldir. Sayıları, 2 - 8 arasındadır.

Afferent'leri, colon labirinti, caecum, ileum, pancreas ve birkaç kol halinde jcjunum'un son kısımlarından gelir. Efferent'leri, yumrular-dan gelen kanallar birleşerek colon kanalını meydana getirirler. Bu da A. ileocaecolocolica'nın çıktığı yer yakınında jejunum'dan gelen kanallarla birlqerek müşterek barsak kanalını oluşturur. Bu da mide ve karaciğerden gelenlerle birlikte cistemi chyli'ye açılır.

Lc. mesentericum caudale, Lnn. mesenterici caudales:

(15)

Her iki türde de ender rastlanırlar. Keçide 2 /iO, koyunda, 3/IO oranında, mesorectum'un origosu çevresinde .bulunurlar. Hilus dorsal kenarda ufak bir oluktur. Keçide nohut tanesi büyüklüğünde, yuvarlak ve i - 2 adettirler. Koyunda, mercimek veya nohut tanesi büyüklüğünde, yuvarlak ve i - 2 adettirler. Afferent'leri ilgili barsak-tan gelir. Efferent'leri, Lnn. hypogastrici'ye giderler.

Lnn. anorectales:

Keçide hiç bulunmazlar. Koyunda yalnız bir vakada, oda sa-dece sol tarafta iki adet mercimek tanesi kadar yumru, rectum'un retroperitoneal kısmının caudal yarımının sol yüzünde tesbit edil-mişlerdir.

Le. popliteum.

Ln. popliteus (Şekil: 9 - a, 17 - b):

Her iki türde de bulunan yumrulardır. Art. genus'un caudodor-sal'inde, M. gastrocnemius'un iki vastus'u arasındaki oluğun üstünde, craniomedialden M. semimembranaccus, caudomedial'den

M. semikndineus, lateral'den M. gluteobiceps ile çevrilmişlerdir. N. tibialis ve fibularis'in caudodorsal'inde yağ içerisinde bulunurlar. Hilus mc dial yüzün orta yerinde kısa bir oluk ~cklidedir. Keçide, sağ-dakiler,: 2 x 7 x 5 mm. den 20 x i5 x 8 mm., soldakiler, IO x i X 8 mm. den 24 x i5 x io mm. ye kadar deği~ik büyüklüktedirler.

Şekil-leri genellikle yuvarlak veya ovaldir. Her bir tarafta birer tane bulu-nurlar. ~;ağdaki ortalama olarak 1200 mgr., sol daki, i180 mgr. ağır lığındadır. Koyunda, sağdakiler, 13 x 12 5 mm. den 25 x 15 x 5 mm. ye kadar, soldakiler, mercimek tanesinden 24 x i7 x io mm.

ye kada: değişik büyüklüktedirler. Şekilleri, yuvarlak, oval ve üçgen-dir. Herbir tarafta birer tane olmasına rağmen bir vakada yalnız sol tarafta:necimek tanesi kadar bir ikinci yumru daha tesbit edilmiştir. Ortalama olarak sağdakiler, 1380 mgr., soldakiler, 119° mgr. gelmek-tedirler. Afferent'leri, deri dahil, bacağın distaloluşumlarının tümün-den gelir. Efferent'ler, ise, A. prof. femoris'in kollarını takibederek, A. ilica externa ile pelvis boşluğun'a girer ve Lnn. ilici mediales'de ve vakaların

41

ionunda Lnn. ilici laterales'in caudomedial kısmında

sonlanı~lar .

Keçi ilc Koynnda Karın, Leğen, Ardbacak Lenf Si.temi 401

Ci,terna chyli:

Birinci lumbal'omur hizasında, diaphragma'nın sağ crus'u üzerin-de, ya:~ içerisinde bulunan ve dikkat edilmezse kolayca parçalana-bilen çok ince cidarlı bir oluşumdur. Kendine açılan kanalların çeperlerinden biraz daha fazla bir çapa maliktir. Bu çap keçide, 12

(16)

402 Turgut özı;üden

mm., koyunda i {~mm. kadardır. Şekilolarak belirli bir form

arzet-memekle beraber umumiyetle genişlemi~ bir kanal parçasına benze-tilebilir. Buraya kanalların açılışı, keçide, hepar ve midelerden gelen kanallar, cistcrna'nm ductus thoracicus'a geçtiği yerdeki açının vent-ral' ine açılırlar. Koyunda bu kanallar 4/io oranında birleşerek açıdan

evvel cisterna'ya açılırlar. 6/ ıo oranında ise keçidc ki gibidir. Barsak-lardan gelen kanal her iki türde de sanki genişleyecek cisterna'yı teşkil ediyormuş hissini verecek şekilde ona açılırlar. Gene her iki tür-de pelvisten gelen kanal veya kanallar, cisterna'nın caudal kenarına dik olarak açılırlar. Bu kanalların oluşumu üzerinde yeterli bilgi, ilgili yumrular bölümünde vcrilmiştir.

Tartışma

Subseröz lenf kanalları ile efferent lenf kanallarını'n boyanarak demonstrasyonu, Baum (2), Grau (7) ve Miotti (I 2) nin yapmış ol-duklarından çok daha basit ve kolayca hazırlanan bir boya so!usyonu

(krem halindeki siyah baskı mürekkebinin

1/

ıo xylol'deki eriyiği) ile gayet mükemmel bir şekilde yapılmıştır. Bu karışım ile yapılan boyamalarda, kanallar dışına renk sızıntısı olmadığı gibi bir iki gün sonra kanalların içerisindeki renkli madde katılaşmakta ve onları çok kolaylıkla diseke edilebilir hale getirmektedir. Eriyiğin içerisinde vital tatbikatta tahriş edici olan xylol

bulunduğun-dan canlıdaki enjeksiyonlarınbulunduğun-dan kaçınılmıştıy. Subukutan, intramus-kuler, intraartikuler enjeksiyonlar için Saar (I 5) in tavsiye et-tiği yerler ilc gene (lyni araştırıcının kullandığı solusyon kullanıl-mıştır. Ancak bu solusyonun renkli maddesi temin edilemediğinden yerine siyah çini rnürekkehi fakat değişik bir oranda, i

/2

oranında

kullanılmıştır. Ayrıca subseröz lenf kanallarının daha kolay demons-rasyanuiçin Kraus (ıo) ve Wesley ('22) nin tavsiye ettikleri % 3 lük hidr~jen peroksit solusyonunda bırakma metodu denenerek çok olumlu sonuçlar alınmıştır. (Şekil: 8 - a, b, c).

Keçinin, özellikle tiftik keçisinin karın, leğcn vc ard bacaklenf sistemi hakkında herhangi bir literatür bilgimiz mevcut değildir. Ko-yun lenf sistemi üzerinde Ellcn berger - Baum (5), May (I 3) ve Somers

(18) bilgi vermekte iselerde bunlar konumuzu tam aydınlatacak bir derinliğe inmemişlerdir. Hiç birinde koyunu başlı başına ilgilen-diren detaylı bir bilgi yoktur. Ancak didaktik amaç ve et muayenesi yönünden icabeden kısa bilgiler verilmiştir. Bu bakımdan özellikle keçide ve koyunda sadece bu türleri ilgilendiren, tarafımızdan evvelce yapılmış olan hariç, dünya literatüründe herhangi bir araştırma yok-tur.

(17)

• ~.-"- . t' ,

Keçi ile Koyunda Karın, Leğen. Arılbacak Lenf Sistemi

Özet

403

Bu ar:\ştırmada kadavra lenf kanallarının demonstrasyonu için krem halir deki siyah baskı mürekkebinin i

i

Lo oranında xylol'deki

eriyiği kullanılmıştır. Ayrıca subseröz afferent kanallar için

%

3 hidrojenperoksit eriyiği ilc canlıda afferent ve efferent lenf kanalları-nın boyaLmasında siyah çini ınürekkebi solusyonu kullaı:ıılmışt~r. Bu usuller dışında yani boya, hidrojenperoksid, kullanıJmadan,. karın,,

leğen ve aı d bacak lenf kanallarını kolayca izlemek ve disekeedebilmek amacı ile canlıda operasyon yaparak, ductus thoracicus ligatüre e-dilmiş ve gerekli lenf sıtazı sağlanarak gayeye ulaşılmİştır. " " Yerli tiftik keçisi ve karaman koyununda karın, leğeh ve ard bacak lenf sistenıi detaylı olarak incelenmiştir. Etmuayenesi yönünden lü-zumlu yumruların her iki' türde .de tartıları yapılmıştır.' Genellikle denilebilir ki; bı,ı iki tür arasında tam ,bir diferansiycl diagnozu sağ-layacak ı~üyük ayrımlar mevcut değildir. Türler arasında tesbit edilen b"zı ufak ayrımlar sonuçlar bölümünde beliı;tilmişlerdir.

Summary .

The lymphatic system of abdamen, pelvisand hi'nd limb of the native Angora go at and Karaman sheep.

tt

has been used the i

o. sol. of creamy printing ink and xylol

to demonstrate the' lymphatics in cadavers. For the den'lonstration of subserous lymphatics

%,

3 sol. of hydrogcnperoxyde has been used. To demonstrate all of the other afferents and efferents in living animal, black india ink solution has been injected subcutaneously, intramus'-culary and inra~rticülarly. Without;using colored' stuff and hydro-genperoxyde, to showand disscct the lymhatics by stasis method, the tharacic duct has has been ligated in living animaL.

The lymphatic system of abdoinen, pelvis andhind limb' (Jf the native .\ngora goat and Karaman sheep has been studied in detail. From (:ıe standpoint of meat inspection some of lymph glands have been wdghed. Between these twb species, it has been found n'o worth-while c.ifferences. But there are so~elittle diffrences whiçh have been mentiorıed in the onginal section.

(18)

404 Turgut Özgüden

Literatür

1- Arey, L. B. (i956): Developmental Anatomy. W. B. Saunders

Co. Philadelphia and London.

2- Baum, H. (I 9i2): Das Lymphgifassystem des Rindes. Verlag von

August Hirsehwald. Berlin.

3- Egehoj,

J.

(1934): Weitere Untersuchungen über die Verteilung der Lymphe beim .Rind. Deutsehen Tierarztliehen Woehensehrift.

Nr. 5.

4- Egehoj,

J.

(1936): Untersuchungen über das Verhalten einiger Lymph-knoten am Kopf und am HaIse des des Schweines. Duetsehen Tierarzt-liehen Woehcnsehrift. Nr. 8

5- Ellenberger, W. und Baum, H. (1943): Handbuch der

Verg-leichenden Anatomie der Haustiere. Springer Verlag. Berlin. 6- Erkoçak, A. (I 965): Dzel Histoloji. Ajanstürk Matbaası. Ankara. 7- Gr;u,

H.

(I 935): Die Lymphgifasse der Schultergliedmassen

Mus-keln des Schafes (Ovis aries): Jahresbericht 57.

8- Grau, H. (1942): Z,ur Benennung der Lymppknoten, hier die Lympk-noten der Beckenwand und des Brusteinganges. Berliner und Müehcner Tierarztliehe Woehensehrift, Nr. 23

i

24.

9- Karpf, A. und Taher, E. S. (I 965): Untersuchungen über das innere Lymphgifassystem des Hodens , des Ovars, der Lunge und des Pacsreas. Zbl. Vet. Med. R. A. Bd. 12. Hft. 6.

10- Kraus, H. (I957): Z,ur Morphologie, Systematik und Funktion der Lymphgejasse. Zcitsehrift für Zellforsehung. Bd. 46.

i1- Maskar, Ü. (1956): Ebmriyoloji. Sermct matbaası. İstanbuL. i2-Maximow, A. and Bloom, W. (I 953): A Texbook ~'iJfhistology,

W. B. Saundc[s Co. Philadclphia and London.

13~ May, N. D. S. (1964): The anatomy of the sheep. University of Gueensland press.

14- Miotti, R. (1961): Die Lymphknoten und Lymphgefasse des Syrichen Goldhamsters. Aeta Anat. Vol. 46. Br. 3.

15- Saar,

ı.

L. and Getty, R. (I 964): The interrelationship of the

lymph vessel connections of lymphnodes of the head neck and shoulder region of swine. Am J. Vet. Res. 25 - 106.

16-,-Schaeffer,

J.

P. (1953): Morris Human Ana,tomy. Mc Graw - Hill Book Co. İne. New York.

(19)

17- SissoJl, S. and Grossnıan,

J.

D. (1958): The anatomy of domestic

animalı. W. B. Saunders Co. Philadelphia and London.

18- Sonırners ,R. K. (I 95i ): The lymphglands

~f

cattle, hogs and

sheep. 'Cireular No: 866. U . 'S. pept. of Agre. '

i9- Taher, E. S. (I 965): <ur Technik der 'Lymphgefassdarstellung.

Zbl. Vet. Med.

R.

A. Bd. 12, Hft. 5.

20- Trautnıann, A. and Fiebiger,

J.

(1952): Fundamentals of histolcgyof domestic animals. Comstoek P. Ass. İthaea; ~ ew York. 21- Trevor, H. (1964): Pathw.~vs

~f

intestinal lymph drainage in normal

sheep and sheep following thoracic duct occlusion. Am .

.J.

Anat. i15.

" '

22- Wesley, W. and Michels, A. N. (1963): A methodfor

demonst-ratind sohserous lymphatics with hydrogeneı peroxyde. Anat. Ree. 14.6. Nr. 2.

Keçi ile Koyundu Karın, Leğcn, Ardbncak Lenf Sistemi 105

Yazı "Dergi Yazı Kuruluna" 14. 8. i967 günü gelmiştir.

Şekil: 1. Subkutan, inlramuskuler enjeksiyon yerleri noktalar ile, intraartikuler enjeksiyon yerleri etrafı daireli nokta ile gösterilmiş ,

Fig. 1: The subeutaneuos and intramuseufarly injection points have been shown b'y dots. The intraarticularly injecıion points doı in circle

(20)

406 Turgut Özgüncn

Şekil: 2. Keçide, Ln. slIbilicus, b - Lım, inguinales superlicialcs, c-Ln. ilicus lateralis, . d- eırcrent kanal, e- efferent kanal

Fig. 2: İn goat, a-Ln.subilicus, b-Lnn. inguinalcs superficiales, c-Lıı, ilicııs lateralis d-effe-rent canal, e- enereııt cana i

Şekil: 3. Keçide, a-Lnn. subilici çift Fig. 3: tn goat, Lnn. subilici paired

(21)

"~

Keçi ilc Koyunda Karııı, Leğeıı, Ardlıacak Lcnf Sislemi

0l":''ı'

Şekil: 4 Keçide, a-tnn. inguinales supff., b-Penis, c- Funiculus sperınaıicus Fig. 4. In goat, a-Lıın. inguinales supff., b- Penis, c- Funiculus

sperınaıicus

~ckil: 5. Keçide, a-Lnn. calici, bo. Lnn. jejum!les, c- Lnn. hepatici Fig. 5. tn goat, ;ı-Lnn. colici, b-Lnn. jcjunales, c-Lnn. hepaıici

(22)

406 Turgut Özgüden

,

..

Şekİl, 6. Keçide, a- Lnn, abomasİci dorss., b- Lnn. atrİales, c- Lnn. calİcİ calİcİ

Fig. 6: tn goat, a- Lım. abomasicİ dorss., b- Lnn. atriales, c- Lnn. colİci

'\

Şekil, 7: Keçide, a-Hepar'dan gelen efferent kanal, b-MidcIerden gelen efferent kanal, c-Barsaklardan gelen efferent kanal

Fig. 7: tn goat, a - Tbe hepatİc efferent canal, b-The gastric efferent canal, c - The intestinal efferent canal

(23)

.J{eçi ile Koyuııoa Karın, Leğen, Ardbacak Lenf Sistemi

,...t

409

Şc:,il: 8. Keçide, a, b, c-Rectum'da subseroz a/Tereııter (hydrogeııeperoxyde metodu ilc)

Fig. 8: tn goaı, a, b, c-The subserous Iymphatics 011 rcctum (using

hydrogeıı peroxyde ~ethOd)

Şekil: 9. Keçide, a-Lıı. popliıcus, b-Lıın. ischia.dicus, c-N. ischiadicus Fig. 9: tn goat, a-Ln. popliıeus, b-Lıı. ischiadicus, c-N. ischiadicus

(24)

4.10 Turgut Özgüde~

Şekil: LO. Koyunda, a- Lnn. iliei latl., b- Lnn. ilici medd., c-Lnıı. sacrales hypogastrici, d- Ln~. sacralesinterni crann

Fig. 10: In slıcep, a~Lnn. ilici latt., b-Lnn. Ilici medd .. c-o Lnn. sacrales hypogastrici, d- Lnn. sacralcs interni craıın,

Şekil: iı.Koyuncla, a.- Efferent kanal, b-Ln. subilinıs, c- Affereııt kanallar, d- Boyalı D1:ıddenin enjeksiyon noktası

Fig. II: tn sheep, a- Effercnt canal, b- Ln. subilicus, , c- Affcrcnt canaı" d-The point of injection of the colored stuff.

(25)

Keçi ile KoyulHill Karın, Leğen, Ardbacak Lenf Sistemi

t:."

Şekil: 12. Koyunda, a-Lı1l\. inguinales supff. b- "enis, c-Funİculus sper-maticus

Fig. 12: İn slıeep, a- Lnn. inguinales supl'/:, b- Penis, c- Funiculus spcrmaticus

411

• Şekil: i3. Koyunda, a-Lnn. sacrales interni crann., b - Ln. ischiadicııs. c-N.

ischiadicus, d-Lig. sacraspinotubcrosum

Fig. ı3: İn slıecp, a.-Lnn. sanales interni crann. b- Ln. ischiadicus, c- N. ischiadicus, d-Lig. sacrospinotııberosum

(26)

412 Turırul Ozıriiden

Şekil: 14- Koyunda, a-b-Lnn. aıriales, c-Ln, rumunales dextrii Fig.14: tn sheep, a- 1:>-Lnn. aıriales, c-Ln. ruminales dexlrii

Şekil: 15. Koyunda, a- Lnn. abomasici dorss., b- Lnn. omasici,c- Lnn. ruminales dexırii, d-ı..nn. hepaıici

Fig. 15. tn sheep, a-Lnn. abomasici dorss., b-Lnn. amacisi, c- Lnn. ruminales dextrii, d-Lnn. hepaıici

(27)

Keçi ile Koyundu Karın, Leğcn, Ardbucak Lenf Sistem

Şekil: i6. Koyunda, a-Lnn. coloici, b-Lnn. jejunales Fig. 16: tn sheep. a. Lnn. colici, b-Lnn. jejunales

Şekil: i7. Koyunda, a-Ln. ischiadicus, b-Ln. popliteus, c-N. ischiadicus Fig. 1'7: tn sheep, a-Ln. ischiadicııs, b-Ln. popliteus. c-N. ischiadicus

Şekil

Fig. 1: The subeutaneuos and intramuseufarly injection points have been shown b'y dots
Fig. 2: İn goat, a-Ln.subilicus, b-Lnn. inguinalcs superficiales, c-Lıı, ilicııs lateralis d-effe- d-effe-rent canal, e- enereııt cana i
Fig. 6: tn goat, a- Lım. abomasicİ dorss., b- Lnn. atriales, c- Lnn. colİci
Fig. 8: tn goaı, a, b, c-The subserous Iymphatics 011 rcctum (using
+4

Referanslar

Benzer Belgeler

Katılımcıların %45.4’ü sürekli tıp eğitimi etkinliklerine katıldıklarını bildirmişti ve sürekli meslek gelişimi etkinliklerine katılamama nedeni olarak en çok

Ultrasonographically, parenchymal lesions in 17, biliary system abnorınalities in 8 and both biliary and pa- renchymal abnormalities in 23 animals were detected.. In these 48 goats

kıkırdak uçlar hir- leştikten sonra entoglossal kıkırdağın ventralinde yer aldığı (Şekil 3A. M) ve incelerek dilin uç kısmına kadar devam ettiği gözlendi, Dilin

Mit becndeter Ausseheidung des östwgenhedingı gespeicherten Wassers aus dem Gewebe iiher die :---.ıiere erhöhten sieh die Parameter des roten Hiimogrammes ab dem zweiten Tag post

Devekuşu civcivleri için elde edilen canlı ağırlık. canlı ağırlık kazancı. yemden yararlanma değeri ve yaşama gücüne ait istatistik değerler Tahlo I. de

Hastalık biliĢ anketi çaresizlik alt ölçeği ile HAD Anketi anksiyete (p=0,00, r=0,39) ve depresyon (p=0,00, r=0,39) alt boyutları ve Kısa Hastalık Algı Ölçeği (p=0,00, r=0,51)

Biz bu çalışmamızda, hayat kaliteleri zaten bozuk olan hemodiyaliz hastalarında, HCV enfeksiyonunun hastaların hayat kalitelerinin daha da fazla bozup bozmadığını ve

In conclusion, this study presents a high prevalence of obesity, including severe obesity in patients with type 2 diabetes, and suggests that obesity worsens glycemic control and