• Sonuç bulunamadı

Başlık: Medya Politikaları KonferansıYazar(lar):Cilt: 1 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Iltaras_0000000019 Yayın Tarihi: 2003 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: Medya Politikaları KonferansıYazar(lar):Cilt: 1 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Iltaras_0000000019 Yayın Tarihi: 2003 PDF"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

M e d y a P o l i t i k a l a r ı K o n f e r a n s ı

Emek Çaylı

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon Sinema Bölümü 15 Ka-sım 2002 Cuma günü "Medya Politikaları" isimli bir konferans gerçekleştirdi. Konfe-ransın sabah oturumu, İLEF Gazetecilik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Oya Tokgöz'ün açılış konuşmasıyla başladı. Leicester Üniversitesi Centre For Mass

Communicati-on Research (Kitle İletişim Araştırmaları

Merkezi) Direktörü Dr. Ralph Negrine'in "National Policies in the Global Context" (Küresel Bağlamda Ulusal Politikalar) ko-nulu sunumunun ardından, konferansın öğleden sonraki oturumunda İLEF Radyo Televizyon Sinema Bölümü öğretim üye-leri Prof. Dr. Bülent Çaplı ve Yrd. Doç. Dr. Beybin Kejanlıoğlu, Türkiye'de medya politikaları ve son dönemde yapılan dü-zenlemelere ilişkin birer giriş konuşması yaptılar. Konferans, yeni Radyo Televiz-yon Yasası'ndaki başlıca düzenleme ko-nulan göz önüne alınarak oluşturulan ça-lışma gruplarının temsilcilerinin

sunum-larından oluşan "forum" bölümü ile son buldu. "Forum"da "içerik çalışma grubu" sözcüsü İLEF Gazetecilik Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Mine Gencel Bek; "in-ternet çalışma grubu" sözcüsü Radyo Te-levizyon Sinema Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Nilüfer Timisi ve "yöndeşme çalışma grubu" sözcüsü aynı bölümden öğretim görevlisi Hakan Tuncel hazırla-dıkları raporları sundular.

"National Policies in the Global Con-text" başlıklı konuşmasında Ralph Negri-ne, ülkelerin günümüzde, iletişim alanın-da kendi içlerine kapalı değil, uluslararası düzeyde çözümler üreten kurumlar yara-tabilmesi gerektiğini vurgulamış, bu alan-da yapılmak istenen düzenlemelerde ya-şanan iç sorunların, ülkelerin ulusal politi-kaları üzerindeki tartışmaları da kaçınıl-maz hale getirdiğini belirtmiştir. Negrine, BBC'deki düzenlemelerin ağırlıklı olarak model alınmasının ötesine geçilerek, her ülkenin kendi iç dinamiklerinin

(2)

ci olduğu düzenlemelere ihtiyaç duyuldu-ğunun altını çizmiştir.

Negrine, İngiltere'de medya alanında yapılan düzenlemelere değindiği konuş-masının ilk bölümünde gazete, radyo ve televizyonla ilgili genel bir perspektif sun-muş, gazete yayıncılığı alanındaki düzen-lemelerin, medyada mülkiyet dağılımını dengeleyen çapraz mülkiyet yasalarına rağmen, yetersiz olduğundan söz etmiştir. Negrine'in konuşmasında özellikle üze-rinde durduğu alan televizyondur. İngil-tere'de 2002 yılı öncesine kadar televiz-yon yayıncılığının dahil olduğu düzenle-yici sistemler olarak Office of

Telecommuni-cations (OFTEL), RadiocommuniTelecommuni-cations Agency, Radio Regulatory Authority ve Bro-adcasting Standards Commissioriın yerini,

tüm bu sistemleri ve yeni oluşumları bir-leştiren OFCOM'un (Office of Communi-cations) aldığını söyleyen Negrine OF-COM hakkında ayrıntılı bilgi vererek, bu kurumun özellikle kamu yayıncılığı ya-pan BBC üzerinde yeni düzenlemeler ger-çekleştirme çabasından söz etmiştir. Dü-zenlemelerde kamu hizmeti veren yayın kuruluşlarının yanı sıra tecimsel örnekle-rin de göz önünde bulundurulmasının ka-çınılmaz olduğunu vurgulayan Negrine, BBC'nin halen yayıncılık alanında baskın konumda olduğunu ve BBC üzerine yapı-lan düzenlemelerin Department for Culture,

Media and Sport üzerinden yürütüldüğünü

belirtmiştir.

Negrine, İngiltere'de medya üzerine genel bir değerlendirmenin ardından medyayı düzenleyen yasaları ayrıntılarıy-la ele almıştır. Yasaayrıntılarıy-ların düzenlenmesinde esas alman kriterler teknolojik değişimler ve sayısal yayıncılık alanındaki gelişme-lerdir. Bunlara paralel olarak İngiltere'de hükümet, mülkiyet konusunda endüstri-nin taleplerine karşılık verebilecek esnek düzenlemeler üzerinde durmaktadır. Negrine, Communications White Paper'da OFCOM'un temel görevinin, çoğulcu bir anlayışla çeşitliliklere yer veren yüksek kaliteli radyo ve televizyon yayın içeriği-nin yanı sıra, sayısal teknolojilerle uyum-lu uuyum-lusal yerel ve bölgesel iletişim pazarı-nı destekleyen bir yayıncılık anlayışıpazarı-nı yerleştirmek olarak belirlendiğinden söz etmiştir.

OFCOM'un varlığı, İngiltere'de BBC'nin tekelinde olan kaliteli yayın, eri-şilebilirlik farklı ilgi ve zevklere hitap ede-bilme gibi özelliklerin artık yayıncılık ala-nının vazgeçilmezleri olmasını sağlamış-tır. Negrine'e göre, bu İngiltere için yayın-cılık alanında yaşanan önemli bir değiş-medir. İngiltere'de "iyi yayıncılık" denin-ce akla gelen ilk ve tek isim olan BBC, ar-tık "öteki kanallar"ın benzer iddialarla or-taya çıkmasıyla "kamu hizmeti" yapan bir yayın kurumu olma ayrıcalığını yitiriyor gözükmektedir. Negrine'e göre yayıncılık alanının kamusal-tecimsel ikiliğinin öte-sinde düşünülmesi bu genel tablonun bir uzantısıdır. Kamu hizmeti yayıncılığı

(3)

an-layışını benimseyen ITV ve Channel Fo-ur'un başarıları, "terimsel" yayın kuruluş-larının da kamuya hizmet amacı taşıdığı-nı iddia etmelerine yol açmıştır. Dolayı-sıyla söz konusu yayıncılık anlayışı çerçe-vesinde yeni bir rekabet ortamının doğ-ması kaçınılmaz olmuştur.

2002 yılında çıkan Communications

Bili'de söz konusu yeni rekabet piyasasına

ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. Ku-ralların kaldırılması (deregülasyon) yö-nünde kararlar alındığı görülürken, öte yandan pazarın sınırlarının belirlenmesi, çoğulculuk ve çapraz mülkiyet konusun-daki hassasiyetin göz önünde bulundu-rulması Negrine'e göre aslında var olan yasalardan çok farklı kararlar alınmadığı anlamına gelmektedir. Ancak Negrine, Avrupa Birliği üyesi olmayan ülkelerin medya mülkiyetlerini engelleyen yasada-ki değişiklikle Amerikan şirketlerine İn-giltere'de basın kuruluşlarını satın alabil-me olanağı doğduğunu belirtmiştir. Av-rupa Birliği üyesi olmayan ülkelerin mül-kiyetini engelleyen yasanın değişmesine gerekçe ise çapraz mülkiyet ve genel an-lamda mülkiyete ilişkin yasaların yeterin-ce koruyucu olduğu düşünyeterin-cesidir.

Mülkiyet konusunda Communications

Bill'den yola çıkarak değerlendirmeler

yaptıktan sonra Negrine içerik düzenle-mesi hakkında da genel bir çerçeve sun-muştur. 2002 yılında çıkan

Communicati-ons Bili'de içeriğe ilişkin üç alandan söz

edilmektedir. Birincisi televizyon yayınları reklam standartları ve program standartla-rıyla ilgilidir. Diğer iki alan ise kamu hiz-meti yayıncılığı ve bu yayıncılık anlayışı-nın gereklilikleri üzerinedir. Bağımsız ya-pımlara uygulanacak kota ve kamu hizme-ti yayıncılığının gerekhizme-tirdiği sınırlamalar belirtilmiştir. Negrine'e göre yeni düzenle-meler öncekilerden çok farklı alternatifler sunmamaktadır. Communications Bili daha çok yerel ve iç sorunlara odaklanmıştır. Yerel konulara öncelik verilerek küresel bağlamın ikinci planda tutulmasının nede-ni ise yayıncılıkta her ülkenede-nin kendi iç di-namiklerinin ön planda olması gereğidir.

Negrine'in konuşmasını tamamladığı birinci bölümün ardından Türkiye'de medyanın çeşitli alanlarına ilişkin düzen-lemeler ve uygulanan politikalara ilişkin genel bir çerçeve sunmayı amaçlayan, konferansın forum bölümüne geçilmiştir. Forum bölümünde Bülent Çaplı ve Beybin Kejanlıoğlu'nun konuşmalarının ardın-dan internet çalışma gruplarını temsilen, sırasıyla Mine Gencel Bek, Nilüfer Timisi ve Hakan Tuncel çalışma metinlerini sun-muşlardır.

Bülent Çaplı, Negrine'in konuşması-nın sonunda ilettiği küresel stratejilerin yanında iç düzenlemelerin de önemli ol-duğu fikrine katıldığını belirterek her iki-sinin de karşılıklı etkileşim içerisinde işle-diğinden söz etmiştir. İngiltere'de iç dü-zenlemelerin baskınlığına karşın

(4)

Türki-ye'de düzenlemelerin özellikle 1990'lar-dan soma yetersiz kaldığının altım çizen Çaplı, medya alanında çok sayıda aktör-den söz edilebileceğini, ancak uygulanan politikaların sadece var olan koşullara bir cevap niteliğinde olduğunu söylemiştir. Düzenlemelerin belirleyici olması gerekti-ği halde politika yapıcıların sonuçlara ba-karak harekete geçmesinin Türkiye'de dü-zenleme alanında yaşanan karmaşanın te-mel nedeni olduğunu belirten Çaplı, Ko-penhag Kriterleri'nin Türkiye'de yapılan düzenlemelerde önemsendiğini vurgula-mıştır. TRT'nin BBC'den yapısal anlamda oldukça farklı olduğunu hatırlatarak, dü-zenlemelerde BBC örneğinden hareket edilmesinin birçok noktayı açıkta bıraktı-ğını söyleyen Çaplı, Türkiye'de son dö-nemde sayısallaşma ve kamu hizmeti ya-yıncılığı konularının gündemde olduğun-dan söz ederek konuşmasını bitirmiştir.

Beybin Kejanlıoğlu konferans organi-zasyonunda hangi noktalar üzerinde du-rulduğunu ve internet çalışma gruplarının konferans ve sonrası için önemini belirt-tikten sonra Radyo Televizyon Üst Kuru-lu'nun (RTÜK), "3984 Sayılı Radyo ve Te-levizyonların Kuruluş ve Yayınları Hak-kındaki Kanun"unda yapılan değişiklikle-rin önemli tartışmaları berabedeğişiklikle-rinde getir-diğini, özellikle akademinin tavrının bu noktada belirleyici olduğunu söylemiştir. Sözü edilen değişiklerin medya mülkiyeti, içerik, internet yayıncılığı alanında düzen-lemeler içerdiğini söyleyen Kejanlıoğlu,

özellikle düzenlemeler bazında yöndeş-ine konusunun önemli olduğunun altmı çizerek sözü internet çalışma gruplarının sözcülerine bırakmıştır.

Başta Nurçay Türkoğlu, Ahmet Talim-ciler, Cem Pekman, Sevilay Çelenk, Çiler Dursun ve Serpil Kırel olmak üzere geniş bir katılımın olduğu "içerik internet çalış-ma grubü'nu temsilen yaptığı konuşçalış-mada Mine Gencel Bek, siyasal ve toplumsal ik-tidar ilişkileri ve yayıncılık etiğinin içerik çalışmalarında iki önemli nokta olduğun-dan söz etmiştir. Türkiye'de içerik alanın-da yapılan çalışmaların alanın-daha çok haber metinleri üzerinde durduğunu vurgula-yan Bek, son zamanlarda haber metinleri-nin yanı sıra magazinelleşme, şiddet ve kadının temsili konularının ön plana çıktı-ğını belirtmiştir. Milliyetçi ve cinsiyetçi söylemin, sporu sadece futbol olarak ka-bul eden bir medya kültüründen beslendi-ğinin altmı çizen Bek, televizyon endüstri-sinin, diziler ve filmler dahil olmak üzere, % 80'inin yerli yapımlara yer verdiğini söylemiştir. Ancak yerli yapımlar; "Biri Bi-zi Gözetliyor" ve benzeri yarışma prog-ramları ve "sitcom"larda görüldüğü gibi, daha çok yabancı formatlardan uyarlama-dır. İktidarın neoliberal söylemi, islami ve milliyetçi söylemin romantikleşmesi, po-pülistleşmesi gibi noktaların Türkiye'de televizyon metinlerinin içeriğini belirledi-ğini dile getiren Bek, içerik analizlerinin yetersiz olduğunu, söylem analizlerindeki bağlamsal eksiklikleri göz ardı etmemek

(5)

gerektiğini belirtse de akademik alanda yapılan içerik analizi çalışmalarının önemli veriler sunduğunu belirtmiştir. Bek, RTÜK'te içeriğin düzenlenmesine ilişkin maddelerin çok sınırlı olduğunu, yeni ve açık bir düzenlemenin söz konusu olmadığını hatırlatarak konuşmasını ta-mamlamıştır.

"İnternet çalışma grubu" sözcüsü Nilü-fer Timisi, Türkiye'de ve dünyada inter-net kullanım oranlarından söz ettikten soma Türkiye'de 80 sonrası başlayan ve 90'larda etkisini gösteren telekomünikas-yon alanındaki yeniliklere değinmiştir. İn-ternet ile ilgili düzenlemelerde rekabetin desteklenmesi, sınırların kaldırılması, ye-rel pazarın düzenlenmesi ve de evrensel hizmet anlayışının esas alındığını belirten Timisi, pazarın özel sektöre açılması ile, Ulaştırma Bakanlığı, özel sektörün inter-net servis sağlayıcıları, sivil toplum örgüt-leri başta olmak üzere çok sayıda aktör-den söz edilmeye başlandığını söylemiş-tir. Türk Telekom'un PTT'den ayrılması ve 2000 yılında Telekomünikasyon Kuru-munun kurulması Timisi'ye göre internet alanındaki düzenlemelerde önemli birer dönüm noktasıdır. RTÜK yasa değişikliği ve internet yayıncılığının basın yasası esa-sına tabi tutulması, Basın Kanunun inter-nete uygulanması ve Haberleşme Yüksek Kurulu'nun belirleyiciliği Türkiye'de in-ternetin sıkı bir devlet kontrolüne tabi tu-tulduğunu göstermektedir. Timisi, Türki-ye'nin sadece internet değil medyayı

kap-sayan tüm alanlarda düzenlemeler konu-sunda yolun başında olduğunu söyleye-rek konuşmasını bitirmiştir.

Hakan Tuncel "yöndeşme çalışma gru-bü'nu temsilen yaptığı konuşmada önce-likle "yöndeşme"nin aslında kendi içeri-sinde karmaşık bir konu olduğunu belirt-miştir. Yöndeşmenin teknolojik ve en-düstriyel olmak üzere farklı iki boyutu ol-duğunu söyleyen Tuncel'e göre, yöndeş-me dendiğinde telekomünikasyon, yöndeş-medya ve bilgisayarın bu iki farklı boyutta bir araya gelmesi anlaşılmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri'nde America Online ve

Time Warne/m birleşmesi yöndeşmeye

ör-nektir. Türkiye'de ise Çukurova Grubu bünyesinde bulundurduğu Tv, gazete, in-ternet yayıncılığı ve cep telefonu operatör-lüğü hizmetleriyle, yöndeşmenin Türki-ye'deki boyutlarını görmek açısından ör-nek gösterilmiştir. Endüstrinin yöndeşme-si gibi gözükse de aslında yöndeşme aynı zamanda içeriklerin ve iletişim araçlarının yöndeşmesi olarak alınmalıdır. Tuncel ar-tık medyada sayısallaşmayla birlikte, ya-yıncılığın "doğrusal" (linear) olmaktan çı-kıp; kontrol edilemeyen, izleyicinin kendi televizyon programlarını ve yayın akışını belirlediği bir alan haline geldiğinden söz etmiştir. Yöndeşme dendiğinde akla gelen üç endüstrinin internet, cep telefonu ve sayısal Tv olduğunu belirten Tuncel, Tv yayınlarının internetten, hatta cep telefon-larından izlenmeye başlamasını yöndeş-menin bir ürünü olarak açıklamıştır.

(6)

Tun-cel son olarak İngiltere'de düzenleyici ku-rumları tek çatı altında toplayan OFCOM örneğinin Türkiye'de olmasının mümkün görünmediğini söyleyerek, düzenleyici kurumların yöndeşmesinin Türkiye'de sorunlu ve tartışmaya açık bir konu oldu-ğunu belirtmiştir.

Türkiye'de medya politikaları üzerine bir tartışma zemini oluşturma, düzenle-meler konusundaki eksikleri akademik çerçevede ele alma, medya politikaları ko-nusunda ileriye dönük çalışmalarda bir

platform oluşturabilme amacıyla çok sayı-da akademisyeni çalışma gruplarınsayı-da bir araya getiren ve siyasal iletişim alanında-ki çalışmalarıyla alanın önde gelen isim-lerinden Ralph Negrine'in İngiltere'deki gelişmeler hakkındaki ayrıntılı çözüm-lemelerinden yola çıkarak bir Türkiye perspektifi oluşturmayı hedefleyen "Medya Politikaları Konferansı", Hakan Tuncel'in konuşmasının ardından son bulmuştur.

Referanslar

Benzer Belgeler

Sonuç olarak; hem çalışanların hem velilerin kurumsal itibar ve iletişim algılarının düşük olduğu, bununla birlikte çalışanların örgütsel iletişim seviyelerinin

Günümüzde artık bir insan hakkı olarak genel kabul gören çevre hakkının öznesinin ise yaşayan ve gelecek kuşakta yaşayacak olan insanların tümü

Tamada and Baba 2 first identified Beet necrotic yellow vein virus (BNYVV) as the cause of rhizomania when they isolated the virus from infected plants of sugar beet fields in

Thus, we expect that sensitivity of FPI to information and asymmetric information advantage of FDI by its nature would cause capital liberalization in emerging

Haloscope searches [10], originally proposed in the context of axion dark matter, are based on using the possible abundance of Dark Matter composed of WISPs all around us and to

33 (a) Institute of High Energy Physics, Chinese Academy of Sciences, Beijing, China; (b) Department of Modern Physics, University of Science and Technology of China, Anhui, China;

Institute of High Energy Physics, Chinese Academy of Sciences, Beijing; (b) Department of Modern Physics, University of Science and Technology of China, Anhui; (c) Department