• Sonuç bulunamadı

Elit Sporcularda Vücut Kompozisyonu İle Maksimal Oksijen Kapasitesi Arasındaki İlişki = The Relation Between the Body Composition and Maximal Oxygen Capacity in Elite Sportsmen

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Elit Sporcularda Vücut Kompozisyonu İle Maksimal Oksijen Kapasitesi Arasındaki İlişki = The Relation Between the Body Composition and Maximal Oxygen Capacity in Elite Sportsmen"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Elit Sporcularda Vücut Kompozisyonu İle Maksimal Oksijen Kapasitesi Arasındaki

İlişki *

The Relation Between the Body Composition and Maximal Oxygen Capacity in Elite Sportsmen

Gökhan SINIRKAVAK **, Uğur DAL***, Öge ÇETİNKAYA****

* Bu çalışma C. Ü. Sağlık Bilimleri Enstitüsü Beden Eğitimi ve Spor Ad.’nda yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir. ** Yüksek Lisans Öğrencisi, C. Ü. Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Sivas

*** Uzm. Dr., C. Ü. Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı, Sivas **** Prof. Dr., C. Ü, Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı, Sivas

ÖZET

Bu çalışmada, sporcuların vücut yağ yüzdeleri belirlenmiş ve bu değerlerle kardiyorespiratuvar dayanıklılık bakımından önemli bir parametre olan maksimal oksijen tüketimi arasındaki ilişki incelenmiştir.

Çalışmada 40 erkek (%72.7) ve 15 bayan (%27.3) sporcu yer almıştır. Elde edilen sonuçlar bayan sporcuların yağ yüzde değerlerinin erkeklerin yağ yüzde değerlerinden daha yüksek olduğunu göstermiştir. Erkek sporcularda yağ yüzdesi ile kilogram başına tüketilen maksimal oksijen değerleri arasında negatif korelasyon (r= -0.52) bulunmuştur. Benzer şekilde bayan sporcularda da bu değerler arasında negatif korelasyon (r= -0.92) vardır. Maksimal oksijen tüketimi ile yağ yüzdesi arasında zıt yönlü korelasyon vardır. Cinsiyete bakmaksızın bu iki değişken incelendiğinde, istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki (r= - 0.62; p<0.05) bulunmuştur.

Sonuçta elde edilen bulgular maksimal oksijen kapasitesi ile yağ yüzdesi arasında negatif bir ilişki (zıt yönlü) olduğunu ortaya koymaktadır.

Anahtar kelimeler: VO2 maks, BMİ, yağ kitlesi, vücut

kompozisyonu, performans .

SUMMARY

In this study, body fat percentages of sportsmen were estimated. The relations between these values and maximum oxygen consumption as an important parameter in terms of cardiorespiratory resistance, were examined.

Forty individuals were males (72.7%) and fifteen were females (27.3%). In this study, our results revealed that the fat percentage values of the females were higher than the values of male sportsmen. Among the male athletes a negative correlation (r= -0.52) was obtained between the fat percentage and maximum oxygen consumption per kilogram. Similarly, a negative correlation (r= -0.92) was found between the fat percentage and maximum oxygen consumption of the female athletes. It was found that there is a negative correlation between maximum oxygen capacity and body fat percentage. When the relation between these two variables was examined, without considering gender, a statistically significant association was found (r = -0.62 ; p < 0.05).

In conclusion, our results suggest that there is a negative correlation between maximum oxygen capacity and body fat percentage.

Key words: VO2 max, BMI, fat mass, body composition,

performance.

C. Ü. Tıp Fakültesi Dergisi 26 (4):171 – 176, 2004 GİRİŞ

Maksimum oksijen tüketimi (VO2 maks)

kardiyorespiratuvar gelişimin bir kriteri olan maksimal aerobik kapasitenin tayini için kullanılan en güvenilir testtir. Kişinin birim zamanda kullanabildiği oksijen miktarı ne kadar fazla ise kişinin aerobik kapasitesi de o oranda yüksek demektir. Aerobik güç dayanıklılık

(2)

sporlarında performansa etkili en önemli faktördür. Maksimal aerobik kapasite ile şiddetli bir eforu sürdürebilme yeteneği arasında yüksek bir bağımlılık vardır. Bir sporcu yüksek bir oksijen tüketimi değerine sahip olmaksızın mukavemet sporlarında yüksek bir performans gösteremez. Maksimal aerobik kapasite kardiyorespiratuvar dayanıklılık kapasitesinin veya kondisyonunun en iyi kriteri olarak kabul edilir. Burada solunum-dolaşım sisteminin elele çalıştığı bir gerçektir. Düzenli ve giderek artan kontrollü antremanlarla kişinin maksimum oksijen tüketimi belirgin derecede artar. Ayrıca kişinin maksimal solunum dakika volümü ve maksimal kalp dakika volümü de artar (1).

Yüksek yoğunluktaki egzersiz süresince yağlar mobilize olarak hidrolize olur ve enerji sağlarlar.

Yapılan çalışmalar VO2 maks’ın % 85’i düzeyinde yapılan

egzersiz süresince yağ oksidasyonunun belirgin derecede arttığını göstermektedir (2, 3). Düzenli egzersiz programları vücut kompozisyonlarını değiştirir. Kardiyorespiratuvar antremanlar ve ağırlık antremanları vücut ağırlığını düşürür. Aerobik dayanıklılık antremanlarının vücut kompozisyonlarını belirleyici etkisi üzerine birçok çalışma bulunmaktadır (4-7).

Biyoelektriksel impedans analizi (BİA) tekniği günümüzde vücut kompozisyonunu değerlendirmek için kullanılan en gelişmiş tekniklerden biridir. Diğer vücut kompozisyon ölçüm metodlarına göre daha ucuzdur ve kullanımı daha kolaydır (8-10). Bu nedenle çalışmamızda BİA tekniği ile sporcularımızın vücut yağı değerlerini ortaya koyarak, kardiyorespiratuvar

dayanıklılıkta önemli bir parametre olan VO2 maks ile

ilişkisini incelemeyi amaçladık.

GEREÇ VE YÖNTEM

Çalışmamıza Cumhuriyet Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu atletizm, hentbol, kayak kros takımlarından 30 erkek sporcuyla, Sivas Spor futbol takımından 10 futbolcu ve Sivas bölgesi bayan atletizm takımından 15 bayan atlet olmak üzere toplam 55 gönüllü sporcu katıldı. Kesitsel bir araştırma planlandı. Kendilerine test hakkında ve testin nasıl yapılacağı konusunda bilgi verildi. Çalışmaya alınanlara testle ilgili olarak;

1. Testten önceki 48 saat boyunca alkol

alınmaması,

2. Testten önceki 12 saat boyunca şiddetli egzersiz yapılmaması,

3. Testten önceki 4 saat boyunca aç kalınması, 4. Testten 30 dakika önce mesanelerinin boşaltılması istendi.

Test Düzeneği

Çalışmaya katılanların öncelikle vücut kompozisyon analizatörü kullanılarak (Tanita TBF-300, Japonya); vücut kitle endeksi (BMİ), vücut yağ kitlesi, vücut yağ yüz-desi, yağsız vücut kitlesi (FFM) ölçümleri yapıldı. Ölçümler alınırken kıyafet ağırlığı düşüldü. Ölçüm yapmadan önce ayakların konduğu çelik skala nemli bir bezle silinerek iletkenliği arttırıldı.

Sporcularımızın maksimal oksijen tüketimini tayin etmek için Astrand Ryming yöntemini kullandık. Erkek sporcular ergometri bisikletinde (Monark 824 E, İsviçre ) yapılan ilk testte direnç 900 kgm/dk, bayan sporcular ise 750 kgm/dk olacak şekilde (5 dakika, 50 devir/dk) bisikleti çevirdiler. Bu dirençte sporcuların kalp atımları 170’ in üzerine çıktığı için yapılan diğer testlerde uygun kalp atım hızı bulununcaya kadar direnç düşürüldü. Erkek denekler ergometri bisikletini 5 dakika süresince dakikada 50 devir ve direnç 600 kgm/dk. olacak şekilde çevirdiler. Bayan denekler ergometri bisikletini 5 dk. süresince dakikada 50 devir ve direnç 300 kgm/dk olacak şekilde çevirdiler. Beş dakika sonucundaki kalp atım sayısı yüklemeye göre Astrand nomogramına

koyularak maksimal O2 tüketimi bulundu (lt\dk). Beş

dakika süresince kalp atım sayıları kalp hızı monitörü (Polar, Finlandiya) ile kontrol edilerek değerlerin 120 ile 170 arasında olmasına dikkat edildi (1, 11, 12).

İstatistiksel Analiz

Çalışmamızın verileri SPSS (ver. 9.05) programına yüklenerek verilerin değerlendirilmesinde Mann - Whitney U testi, Kruskal – Wallis testi ve korelasyon analizi kullanılmıştır. Değişkenlere ait değerler tablolarda ortalama ± standart hata olarak belirtilmiştir. İstatistiksel anlamlılık için p<0.05 kabul edilmiştir.

BULGULAR

Çalışmamız Mayıs-Eylül 2003 tarihleri arasında Cumhuriyet Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu fizyoloji laboratuvarında gerçekleştirilmiştir. Çalışmamıza aldığımız toplam 55 bireyin 40’ı (%72.7) erkek, 15’i (%27.3) bayandı. Erkek sporcuların yaş ortalaması 21.5±0.4 yıl bayan sporcuların yaş ortalaması 20.1±0.7 yıl olarak bulundu. Yaş ortalamaları bakımından cinsiyetler arası fark istatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur ( p>0.05).

Erkek sporcuların 10’u (%25.0) futbol, 10’u (%25.0) hentbol, 10’u (%25.0) atletizm, 10’u (%25.0) kayak kros branşıyla, bayan sporcuların hepsi atletizm branşıyla uğraşmaktadır. Erkeklerin spor yapma süresi 5.50±0.4 yıl bayanların spor yapma süresi 7.6±0.4 yıl olarak bulunmuştur. Spor yapma süresi yönünden fark

(3)

istatistiksel olarak anlamlı değildir (p>0.05). Erkek ve bayan sporculara ait incelenen parametreler Tablo 1’de

verilmiştir. Tablo 1’deki parametrelerden VO2

(ml/dk/kg)’ nin sayısal olarak oldukça farklı olduğu

izlenimi doğmakla birlikte bayan sporcu sayısının az olması ve değerlerinin birbirlerinden çok farklı olması nedeniyle iki grup arasındaki fark istatistiksel olarak anlamsız çıkmıştır (p> 0.0.5).

Tablo 1: İncelenen değişkenler yönünden erkek ve bayan sporcuların karşılaştırılması.

Erkek

x

+

SE

Bayan

x

+

SE

Test Sonucu

Boy (kg) 175,55 ± 1,08 162,06 ± 1,62 p<0.05 Kilo (cm) 69,13 ± 1,64 52,13 ± 1,16 p<0.05 Nabız (atım/dk) 139,95 ± 2,06 133,73 ± 1,72 p>0.05 VO2 maks (lt/dk) 2,67 ± 0,07 2,00 ± 0,06 p<0.05 VO2 maks (ml/dk/kg) 40 ± 1 30 ± 2 p>0.05 BMİ (kg/m2) 22,35 ± 0,38 19,84 ± 0,49 p<0.05 Yağ Kitlesi(kg) 8,46 ± 0,58 8,12 ± 0,90 p>0.05 Yağ Yüzdesi 11,80 ± 0,55 15,11 ± 1,47 p<0.05 Yağsız Kitle(kg) 60,66 ± 1,12 44,01 ± 0,39 p<0.05

Erkek ve bayan sporcuların incelenen değişkenler

yönünden karşılaştırılması yapıldığında boy, kilo, VO2

maks, BMİ, vücut yağ yüzdesi, vücut yağ kitlesi, yağsız vücut kitlesi yönünden farklılık istatistiksel olarak önemli bulunurken (p<0.05); test sırasındaki maksimal nabız, kilogram başına düşen maksimal oksijen tüketimi (ml/kg/dk) ve yağ kitlesi yönünden farklılık önemsiz bulunmuştur (p>0.05). Boy, kilo, test sırasındaki

maksimal nabız, VO2 maks, kilogram başına düşen

maksimal oksijen tüketimi, BMİ, FFM ortalamaları erkeklerde bayanlara göre daha fazla tespit edilmişken

bayan sporcuların yağ yüzdesi ortalaması erkek sporculardan daha fazla bulunmuştur. Kilogram başına düşen maksimal oksijen tüketimi ile yağ yüzdesi arasında erkek sporcularda (r= -0.52) ve bayan sporcularda (r=-0.92) korelasyon analizi ile istatistiksel olarak anlamlı ilişki tespit edilmiştir (p<0.05). Cinsiyet göz önüne alınmadan bu iki değişken arasındaki ilişki incelendiğinde negatif yönlü korelasyon (r= -0.62) bulunmuştur. Branşlara göre erkek sporcuların parametreleri Tablo 2’de yer almaktadır.

Tablo 2: Branşlara Göre Erkek Sporcuların Parametrelerinin Değerlendirilmesi. Futbol n=10 Hentbol n=10 Atletizm n=10 Kayak Kros n=10 Sonuç VO2 maks (lt/dk) 3.20±0.09 2.77±0.06 2.65±0.14 2.56±0.07 χ2=21.25 p<0.05 VO2 maks (ml/dk/kg) 42.84±1.38 32.41±1.87 39.99±1.41 39.79±2.28 χ2=11.60 p<0.05 Nabız (atım/dk) 125.80±1.99 152.10±2.75 140.50±4.44 141.40±1.99 χ2=21.45 p<0.05 Yağ Yüzdesi 12.88±0.69 12.89±1.35 10.49±1.10 10.95±1.10 χ2=2.38 p<0.05 Yağ Kitlesi (kg) 9.69±0.70 9.74±1.65 6.94±0.94 7.49±1.05 χ2=3.41 p<0.05 Yağsız Kitle (kg) 65.23±1.42 62.11±2.62 57.01±1.96 58.32±2.13 χ2=8.24 p<0.05

Farklı branşlardaki erkek sporcuların VO2 maks

değerleri karşılaştırıldığında gruplar arası farklılık istatistiksel olarak önemli bulunmuştur (p<0.05).

Branşlara ait VO2 maks değerleri ikişerli

karşılaştırıldığında; futbol oynayanlarla hentbol, atletizm, kayak yapanlar arasındaki farklılık istatistiksel

olarak anlamlı bulunurken (p<0.05), diğer branşlar arasında anlamlı fark saptanmadı (p>0.05).

Farklı branşlardaki erkek sporcuların kilogram başına düşen maksimal oksijen kapasitesi değerleri karşılaştırıldığında gruplar arası fark istatistiksel olarak önemli bulunmuştur (p<0.05). Branşlara ait kilogram başına düşen maksimal oksijen tüketimi değeri ikişerli

(4)

karşılaştırıldığında; futbol oynayanlarla hentbol oynayanlar arasındaki farklılık ve hentbol oynayanlarla atletizm yapanlar arasındaki farklılık istatistiksel olarak önemli bulunmuştur (p<0.05). Diğer branşlar arasındaki farklılık istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p>0.05).

TARTIŞMA

Organizmanın fizyolojik aktivitesi ile yakın olarak ilişkili olarak ilişkili oll antropometrik özellikler sporda başarıyı belirleyici faktörler arasında düşünülebilir. Bu nedenle biz de sporcularımızın vücut kompozisyonu parametrelerinden vücut yağına ait değerleri ortaya koyarak aerobik performans değerlendirmesinde önemli bir parametre olan VO2 maks ile ilişkisini inceledik.

Japonya’da kolej şampiyonasını kazanan bayan basketbol ve voleybol takımlarının dahil edildiği bir araştırmada, Tsunawake ve ark. (13) basketbolcuların maksimal oksijen tüketimlerinin %22 daha fazla olduğunu, her iki takımında büyük oranda yağsız kitle ve mükemmel aerobik kapasite ile şampiyonayı kazanmayı gerektirecek fiziksel özelliklere sahip olduklarını belirtmişlerdir. Yine benzer şekilde Williford ve ark. (14) “Başarılı Kolej Futbolcularının Fiziksel ve Performans Özellikleri” başlıklı çalışmalarında futbolcunun mücadele

düzeyi yükseldikçe VO2 maks’ ın ve yağsız vücut

kitlesinin arttığını bildirmişlerdir.

Asma ve ark. (15) tarafından uygulanan testlerin

sonuçlarına göre sporcu öğrencilerin ortalama VO2 maks

değerlerinin 49.06±1.16 ml/kg/dk olduğu, bu değerin spor yapmayanlardan yüksek, elit düzeyde spor yapanlardan düşük olduğu görülmüştür. Maksimal oksijen tüketimi branşlara göre değerlendirildiğinde en yüksek maksimal oksijen kapasitesi futbol grubunda (50.77±1.60 ml/kg/dk), en düşük ortalama değer hentbol grubunda (46.52±2.68 ml/kg/dk) bulunmuştur. Ölçüm sonuçlarımıza göre futbolcuların maksimal oksijen kapasitesi 42.84±1.38 ml/kg/dk, hentbolcularda ise 32.41±1.87 ml/kg/dk olarak bulunmuştur. Diğer sonuçlarla karşılaştırıldığında çalışmamızdaki maksimal oksijen kapasitesi değerleri daha düşüktür.

Açıkada ve ark. (16) erkek ve bayan atletler ile yaptıkları araştırmada bayan atletlerin maksimal oksijen kapasitesi 44.86±11.52 ml/kg/dk, erkek atletlerinki ise 50.79±10.46 ml/kg/dk bulunmuştur. Yağ yüzdeleri bayan sporcularda %19.34±3.72 erkek sporcularda ise %9.10±3.43 ml/kg/dk olarak saptanmıştır. Değerler çalışmamızdaki verilerle karşılaştırıldığında, erkek ve

bayan sporcularımızın maksimal oksijen kapasiteleri daha düşük çıkmıştır. İki çalışmanın verileri vücut yağ yüzdeleri bakımından karşılaştırıldığında, bayan atletlerimizin yağ yüzdeleri daha düşük seviyede çıkmasına rağmen erkek atletlerimizin yağ yüzdesi daha fazladır. Maksimal oksijen kapasitesinin sporcularımızda daha düşük seviyede çıkmasını, antrenmanların sıklığından ve şiddetinden kaynaklandığını düşünmekteyiz.

Çalışmamızda bayan ve erkek sporcular arasındaki

VO2 maks (lt/dk) ortalaması farkı istatistiksel olarak

anlamlıdır (p<0.05). İki grup arasındaki bu fark erkekler lehine performansın daha iyi olduğunu göstermektedir. Bu durumun vücut ağırlığı farkından (erkekler lehine)

kaynaklandığını düşünmekteyiz. Bir kişinin VO2 maks

değeri lt/dk cinsinden total miktar olarak ifade edildiği gibi daha fizyolojik ve karşılaştırabilir bir ifadede bulunmak için kişinin vücut ağırlığının kilogram başına

düşen VO2 maks miktarı da hesaplanabilir. Zira VO2

maks vücut ağırlığı ile direk olarak ilgilidir. Örneğin 60

ve 80 kg. ağırlığındaki iki kişinin VO2 maks değeri 41

lt/dk. olursa bu her ikisinde de benzer bir maksimal aerobik güce sahip olduğunu gösterir. Fakat total miktarı vücut ağırlığına böldüğümüz zaman kişilerden

ağırlığı az olanın kilogram başına düşen VO2 maks

miktarı diğerinden fazladır, yani daha büyük bir aerobik güce sahiptir (1, 17). Bu bilgilere göre çalışmamıza katılan sporcularımızın kilogram başına düşen maksimal oksijen tüketimi hesaplandı. Erkek ve bayan sporcular arasında kilogram başına düşen maksimal oksijen tüketimi ortalaması bakımından, iki grup arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı değildi (p>0.05).

Egzersiz programları performans arttırmanın yanında fazla kiloların tedavisinde bozulan enerji dengesini düzeltebilmek için de kullanılmaktadır. Bu amaçla egzersiz ya da diyet veya ikisi birlikte uygulanır. Bazı araştırıcılar yalnız başına diyetle elde edilen kilo kaybında yalnız yağ değil aynı zamanda yağsız vücut kitlesinde de bir kayıp olduğunu saptamışlardır. Fakat egzersiz, diyet ile birlikte veya yalnız başına kulla-nıldığında meydana gelen kilo kaybı yalnız yağ kitlesinde olmuştur (1). Pavlou ve ark. (18) 72 fazla kilolu erkeğe diyet ve egzersiz ile birlikte diyet gruplarına ayırıp 8 hafta uyguladıkları program sonucunda egzersiz grubunda yağsız vücut kitlesinde bir değişme olmadığı halde diyet grubunda yağsız vücut kitlesinde anlamlı bir kayıp olduğu görülmüştür. Egzersiz grubunda yağ kitlesindeki kayıp diyet grubuna oranla daha fazla

(5)

anlamlı bir şekilde arttığı, aksine diyet grubunda

araştırma süresince VO2 maks’ ın değişmediği hatta

biraz azaldığı görülmüştür. Brock ve Legg (19) İngiliz ordusundaki bayan askerlere uyguladıkları 6 haftalık

eğitim sonunda VO2 maks’ ın % 2.2 arttığı, vücut yağ

yüzdesinin ise %3.3 azaldığını bildirilmişlerdir. Bryner ve ark.’ nın (20) benzer bir çalışmalarında, diyetle birlikte verilecek egzersiz yoğunluğunun fazla olması gerektiğini

bu sayede VO2 maks’ ın artacağı, yağsız vücut kitlesinde

bir azalma olmayacağı ve kilo kaybının daha fazla olacağı bildirilmiştir.

Lafortuna ve ark. (21) 30 obez sedanter üzerinde yaptıkları çalışmada bireylere altı haftalık zayıflama programı verilmiş altı ay sonrasında yapılan ölçümlerde vücut kitlesinde istatistiksel olarak anlamlı azalma

bulunmuştur (p<0.001). VO2 maks değerlerinde ise

istatistiksel olarak anlamlı bir artış görülmüştür. Szmedra ve ark. (22) yaptığı çalışmada sezon boyunca haftada üç kez 50 dakikalık antrenman verilen atletlerde

VO2 maks’ daki artışın %27 olduğu buna ek olarak

kilodaki düşüşün %2.2, vücut yağ yüzdesindeki düşüşün %1.3, BMİ’ deki düşüşün %3.4 olduğu tespit edilmiştir.

Elde ettiğimiz sonuçlara göre erkek sporcularda kilogram başına düşen maksimal oksijen tüketimi ile yağ yüzdesi arasında negatif yönlü (r= -0.52) korelasyon olduğu gibi bayan sporcularda da kilogram başına düşen maksimal oksijen tüketimi ile yağ yüzdesi arasında negatif yönlü (r= -0.92) korelasyon bulunmuştur. Grund ve ark. (23) kesitsel bir araştırmada yağ kitlesinin aerobik performansla negatif ilişkili olduğunu ortaya koymuşlardır. Kriketos ve ark.

da (24) yaptıkları çalışmada VO2 maks ile yağ yüzdesi

arasında kuvvetli negatif korelasyon saptamışlardır. Bu sonuçlar çalışmamızın verileri ile uyumludur.

Bazı araştırıcılar egzersiz tipleri ile VO2 maks ve

vücut kompozisyonu arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Bu konudaki yayınlar henüz tam bir fikir birliği içinde değildir. Le mura ve ark (25) resistif tip egzersizin sadece üst ve alt extremite kuvvetini arttırdığını buna karşın aerobik tip egzersizin hem kardiorespiratuvar performansı ve vücut kompozisyonunu düzelttiğini saptamışlardır. Kanin ve ark. (7) uzun ve kısa süreli

egzersizin VO2 maks ve vücut yağına olan etkilerini

araştırdıkları çalışmada her iki tip egzersizinde istatistiksel olarak anlamlı şekilde VO2 maks’ ı arttırdığını

ve vücut yağı yüzdesinde düşme yaptıklarını bildirmişlerdir.

Sonuç olarak kilogram başına düşen maksimal oksijen tüketimi ile yağ yüzdesi arasında negatif yönlü korelasyon mevcuttur. Ayrıca maksimal oksijen tüketiminin hesaplanması ve karşılaştırılmasında kilogram başına düşen değerlerin kullanılmasının daha uygun olacağı kanısındayız.

KAYNAKLAR

1. Akgün N. Egzersiz Fizyolojisi. 2 Baskı, Ege Üniversitesi Basımevi, İzmir, 1994.

2. Wolfe R R. Fat metabolism in exercise. Adir Exp Bial 1998;441:147-56.

3. Smith T, Smith B, Davis M. Predictors of Physical Fitness in a collage sample. Percept Mat Skills 2000;1:1009-10. 4. Galliven E A, Singh A, Michelson D. Hormonal and

metabolic responses to exercise across time of day and menstrual cycle phase. J Appl Physiol 1997;85:1822-1831.

5. Tath M J, Beckett T, Poehlmon E T. Physical activity and the progressive change in body composition with aging: Current evidence and research issues. Med Sci Sport Exerci 1999;31:590-596.

6. Wilmore J H, Despres J-P, Stanfort P R. Alterations in body weigh and composition consequent to 29 wk of endurance training: the heritage family study. Am J Clin Nutr 1999;70:346-352.

7. Kannin B, Phil D. The effect of short- vs. long- bout exercise on mood, VO2max, and percent body fat.

Preventive Medicine 2005;40:92-98.

8. Ellis K J, Bell S J, Chertaw G M. Bioelectrical impedance methods in clinical research: A follow-up to the NIH technology assessment conference. Nutrition 1999;15:874-880.

9. Ellis K J. Human Body Composition: in vivo methods. Physiological Reviews 2000;50:649-680.

10. Baumparter R N, Cameron C, Roche A F. Bioelectrical impedance for body composition. Am J Clin Nutr 1998;48:16-25.

11. Dirix H G, Knutgen G H, Tittel K. The Olimpic Book of Sports Medicine. Baskı, Black Well, New York Cilt I, 1988.

12. Ergen E. Egzersiz fizyolojisi. Nobel Tıp Kitapevi, Ankara I. Baskı, 2000.

13. Tsunawake N, Tahara Y, Moji K, Muraki S, Minowa K, Yukawa K. Body composition and physical fitness of female volleyball and basketball players of the Japan

(6)

inter-high school championship teams. J Physiol Anthropol Appl Human Sci 2003;22:195-201.

14. Williford H N, Kirkpatrick J, Scharff-Olson M, Blessing D L, Wang N Z. Physical and performance characteristics of successful high school football players. Am J Sports Med 1994;22:859-62.

15. Asma B, Aktaş N. Ankara Üniversitesinde öğrenimlerini sürdüren ve lisanslı olarak spor yapan erkek sporcuların maksimal aerobik kapasitelerinin belirlenmesi. Spor Hekimliği Dergisi 1987;22:177-187.

16. Açıkada C. Türk atletlerinin fizyolojik faktörleri. Spor Hekimliği Dergisi 1982;17:29-40.

17. Ünal M, Metin G, Beyaz M. Elit bayan ve erkek sporcuların yağ yüzdelerinin Max Vo2 ile ilişkisi. Spor

Bilimleri 3. Ulusal Kongre Kitapçığı 20-22 Ekim 1994, Ankara, Türkiye.

18. Pavlou K N, et al. Effect of diet and exercise on the nature of weight loss and related physiological parameters. Am College of Sports Med. Annual meeting May 18-21, 1983, Montreal, Canada.

19. Brock J R, Legg S J. The effects of 6 weeks training on the physical fitness of female recruits to the British army. Ergonomics. 1997;40:400-11.

20. Bryner R W, et al. Effects of resistance vs. aerobic training combined with an 800 calorie liquid diet on lean body mass and resting metabolic rate. J Am Coll Nutr 1999;18:115-21.

21. Lafortuna C L, Resnik M, Galvani C. Effects of non-specific vs individualized exercise training protocols on aerobic anaerobic and strength performance in severely obese subjects during a short term body mass reduction program. J Endocrinal Invest 2003;26:197-205. 22. Szmedra L, Mura L M, Sheron W M. Exercise tolerance

body composition and blood lipids in obese African – American women following short-term training. J Sports Med Phys Fitness 1988;38:59-65.

23. Grund A, Krause M, Siewers H. Association between different attributes of physical activity and fat mass in untrained, endurance- and resistance-trained men. Eur J Appl Physiol 2001;84:310-320.

24. Kriketos A D, Sharp T A, Seagle H M, Peters J C, Hill J O. Effects of aerobic fitness on fat oxidation and body fatness. Med Sci Sports Exerc 2000;32:805-11.

25. Le Mura, et al. Lipid and lipoprotein profiles, cardiovascular fitness, body composition, and diet during and after resistance, aerobic and combination taining in young women. Eur J Appl Physiol 2000;82:451-458.

Yazışma Adresi:

Uzm. Dr. Uğur DAL

Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ad. SİVAS e-mail: udal@cumhuriyet.edu.tr

Referanslar

Benzer Belgeler

32 Halil İbrahim İnce, Mili Mücadele’de Kilis, Gaziantep Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gaziantep, 2004, s.. 33 Sivas

olan olgularda kardiyopulmoner egzersiz testi (KPET) sırasında ölçülen maksimal oksijen tüketim kapasitesi (pikVO 2 ) ile artan hızda mekik yürüme testinden

Çorlu Deresi 1990-1991 ve 2008 yılları bazı fizikokimyasal parametre değerleri (E.İ.: Elektrik iletkenliği; Ç.O.: Çözünmüş Oksijen; B.O.D.: Biyolojik.. Oksijen Değeri;

İşçi sağlığı ve iş güvenliği eğitimlerinin türleri, işçi sağlığı ve iş güvenliği bilincinin oluşturulması, çalışanların karşılaşabileceği

Drosophila melanogaster Meigen (Diptera: Drosophilidae) has been one of the most studied organisms, working as a model in developmental biology and environmental studies.. In

Bu sonuç, Pilz (1995)’in, uzun süreli kulüp deneyimine sahip genç sporcuların Fair Play anlayışına uygun olmayan davranışları taktik gereklilik olarak gördüklerini

“Mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarının etkililiği” boyutuyla ilgili olarak yönetici, atölye ve bölüm şefi ve atölye-meslek dersi öğretmenlerinin

veya devirsiz bir hareketi en kısa sürede tamamla yeteneği olarak tanımlanır..