• Sonuç bulunamadı

Camilerimiz Ansiklopedisi 16

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Camilerimiz Ansiklopedisi 16"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T 7

-MAHMUDPAŞA CAMİİ

İstanbul’da, adıyla anılan semttedir. Fatih Sultan Möhmed’in vezir-i âza­ mi Mahmud Paşa tarafından 1463

yılında yaptırılmıştır. Mimarı, Atik

Sinan olup İstanbul’un ilk camilerin­ den biridir. Bu nedenle Bursa cami­ leri mimarisi üslübundadır. iıkl kub­ belidir. Yanlardaki tek 'kubbeli üçer oda ile öndeki yine tek kubbeli dört oda mahkeme veya diğer ikinci bir fonksiyon içindir. Son cemaat yeri beş kubbelidir. Bu revak sütunları 1784 yılındaki onarım sırasında taş kaplama suretiyle tahkim edilmiş­ tir. Mihrabı önünde Mahmud Paşa’ nın mozaylk çinilerle süslenmiş tür­ besi bulunmaktadır. Nuruosmanlye Camli’ne pek yakın bir yerdedir. İs­ tanbul’un en eski ve en güzel cami­ lerinden biridir

MANASTIR MESCİDİ

İstanbul’da Topkapı semtinde cad­ de üzerindedir. Çavuş Mustafa Ağa tarafından eski bir Bizans kilisesin­ den camie çevriltmiştir. Bu yüzden halk arasında «Kilise mescidi» veya «Mustafa Çavuş Mescidi» adlarıyla da anılmaktadır. Bizans mimarisi üs- lûbundadır. Küçük fakat güzel bir mescittir.

MEHMETAĞA CAMİİ

İstanbul’da Fatih ilçesindedir. Da­

rüssaade Ağası Hadım Mehrned Ağa tarafından 1585 yılında yaptırılmış­ tır. Bulunduğu cadde, bu camie iza­ feten Sarayağası caddesi adıyla a- nılır. Ünlü mimar Davud Ağa’nın e- seridir. Kare plân üzerine bina olun­ muş merkezî kubbeli bir yapıdır. Ca­ miin kubbesi sekiz filpâyeye dayan­ maktadır. Köşelerde dört ve mihra­ bın üzerinde bir yarım kubbesi var­ dır. Son cemaat yeri ise beş kub­ belidir. Mihrabın bulunduğu cephe çinilerle bezenmiştir. Küçük fakat pek güzel görünüşe sahip bir cami­ dir. Bânisinin türbesi, camiin sağ

yanındadır.

MEHMEDAĞA MESCİDİ

İstanbul'un Sultanahmet semtinde

ve Yerebatan caddesi üzerindedir.

Satırbaşı Mehrned Ağa tarafından

yaptırılmış olup Onbeşinci yüzyıl

yapısıdır. «Üskübiye» veya «Yereba­ tan» mescidi adlarıyla da anılır. Ça­ tısı ahşap kaplı ufak fakat güzel bir yapısı vardır. Tek güdük minaresi cadde üzerindedir. 1933 yılında İs­ tanbul’da türkçe olarak Kur’an-ı Ke­ rîm okunan ilk mescid olması bakı­ mından ayrı önemi bulunan bir özel­ lik taşır.

MERCANAĞA CAMİİ

İstanbul’da Bayezid semtlndedir.

Kapalıçarşı’nın Mercan yokuşu ta­ rafındaki kapısına giden yolun ü- zerlndedir. Darüssaade Ağası Mer­ can Ağa tarafından yeniden yapılır-

casına onartılmıştır. Bu nedenle

Mercan Ağa’nın adıyla anılır. Yol üzerindeki küçük bir avludan giri­ len cami kare plân üzerine bina o- lunmuştur. Güzel bir yapıya sahip­ tir. Halk arasında Darüssaade Camii

diye de anılır. Mercan yokuşu da adını bu camiden almış bulunmak­ tadır.

MERDİVENLİ CAMİ

İstanbul’da, Kapalıçarşı'dadır. Adı

geçen yerdeki Yorgancılar Çarşısı adıyla anılan kısımdadır. Merdiven­ le çıkıldığı için halk ve esnaf ara­ sında «Merdivenli Cami» adıyla anı­ lır. Çakır Ağa veya Hacı Evliya ad­ larıyla da tanınır. Minaresi olmayıp küçük bir cuma bu görevi görmek­ tedir. Camiin ne zaman ve kimin ta­

rafından yaptırıldığı bilinmemekle

beraber Kapalıçarşı İle yaşıt oldu­ ğu sanılmaktadır.

MERDİVENLİ MESCİD

İstanbul’da Sultanhamamı’nda Be- yazıt’a çıkan Rızapaşa yokuşu üze­

rindedir. Şeyhülislâm Molla Güranî tarafından yaptırtılmıştır. Bânisinin adıyla da tanınır. Onbeşinci yüzyıl yapısıdır. Küçük fakat güzel bir mes­

cittir. Merdivenle çıkıldığı için bu

adla anılmaktadır.

MERKEZEFENDİ CAMİİ

İstanbul’da, Mevlânakapı surları dı­ şında, adıyla anılan kabristanın ya­ nındadır. Daha ilerisinde de Şeyh

Muslihiddin Merkez Efendi’nin ö-

nemli bir ziyaretgâh olan türbesi

bulunmaktadır. Cami, ünlü Merkez Efendl’nln ölümünden dört yıl sonra, onun adına, Yavuz Sultan Selim’in kızı Şah Sultan tarafından yaptırıl­ mıştır (1554). Küçük fakat güzel bir camidir.

MERZİFONLU KARA MUSTAFA PAŞA CAMİİ

İstanbul’da, Çarşıkapı semtlndedir. Yeniçeriler caddesi üzerinde bulu­

nan bu camiin inşaatını günün ve- zlr-i âzami Merzifonlu Kara Musta­ fa Paşa başlatmış ancak II. Viyana seferinin başarısızlıkla sonuçlanma­

sı yüzünden İdam olunduğundan

oğlu Ali Paşa tarafından tamamlan­ mıştır (1690). Kare plân üzerine bi­ na olunmuş tek minareli, küçük fa­ kat güzel camidir. Karşısında bulu­ nan ve bugün Yahya Kemal Müzesi olarak kullanılan Medrese ile birlik­ te güzel bir külliye teşkil etmekte­ dir.

MESİHPAŞA CAMİİ

İstanbul’un Fatih ilçesindeki Atikali semtindedir. Hırka-t Şerif camimin yakınındadır. Zamanın vezir-i âzami Hadım Mehrned Mesih Paşa tara­ fından 1586 yılında Mimar Sinan’a

yaptırtılmıştır. «Eski Ali Paşa Ca­

mii» adıyla da anılır. Dikdörtgen

plân üzerine bina edilmiş olup mih­ rabı dışarı çıkıntılıdır. Merkez sa­ hanın kare plânındaki duvarlardan kubbenin dairevî kaidesine geçmek

için ayaklara istinad eden sekiz

kemer bulunmaktadır. Mihrab yarım

kubbelerine bina duvarlarına bağ­

lanmak suretiyle de bir mimarî özel­ lik taşır. Sahnının iki yanında fev- kâni tabakalar bulunmakta olup son cemaat yeri altı porfir sütun üze­ rinde yükselen beş kubbeyle kapa­ lıdır. Minberi ve mihrabı pek güzel

olup mihrabın çevresi ile kemer

üstleri çinilerle süslüdür.

MEŞELİ MESCİD

İstanbul’da, Kocamustafapaşa sem­ tindedir. Arakiyeci Ahmed Çelebi ta­ rafından yaptırtılmıştır. Büyük mi­ mar Sinan Ağa’nın eseridir. Avlusu içinde bulunan bir meşe ağacından ötürü bu adla anıldığı söylenir. Tak-

yeci Mescidi veya Ahmed Çelebi

mescidi diye de tanınır. Mimar Si­

nan gibi büyük ustanın mimarî in­ celikleriyle bezenmiş küçük fakat çak güzel bir mescittir.

MEZİDBEY CAMİİ

Edirne II merkezindedir. 1442 yılında Mezid Bey adlı bir kahraman tara­ fından yaptırılmıştır. Önceleri mina­ resi yeşil çinilerle kaplı olduğu İçin halk arasında «Yeşilce Cami» adıy­ la da anılmıştır. Minare daha sonra yıkılıp yenilendiğinden bu özelliğini yitirmiştir. Çifte kubbeli bir cami

olup Bursa mimarisi izlerini taşı­

maktadır.

MİHRİMAH CAMİİ (Üsküdar)

Kanunî Sultan Süleyman’ın kızı ve vezir-l âzam Rüstem Paşa’nın zev­

cesi Mihrimah Sultan tarafından,

Üsküdar sahilinde yaptırılmıştır.

1547 yılında inşa olunan camiin mi­ marı, ünlü Mimar Sinan’dır. Üskü­ dar iskelesinin hemen karşısında ol­ duğundan halk arasında «iskele Ca­ mii» adıyla da anılmaktadır. Bina, dikdörtgen bir plân üzerine inşa e- dilmiş olup ortada merkezî bir kub­ be, mihrab tarafında bir ve rki yan­ da da birer yarım kubbe bulunmak­ ta ve yonca yaprağı şeklinde İnkişaf etmektedir. Yarım kubbelerin yan­ larında da İkişer yarım kubbe ve mihrab duvarları köşelerinde birer kubbe yer almaktadır. Son cemaat yeri, sekiz sütunlu ve beş kubbeli­ dir. Minber ve istilâktiti mihrab da

mermerdendir. Minber şebekeleri,

üç şualı yıldızlar ve hendesî şekil­ lerle süslüdür. Minberi, Türk taş oy­ macılığı sanatının en güzel örnekleri arasındadır. Kapıları, pencere ka­ natları, sedef, fildişi ve kemik kak­

malı abanozdandır. Vaiz kürsüsü

kakma İşçiliği sanatının güzel bir örneğidir. Müezzin mahfili, kıble ka­ pısı üzerindedir. Hünkâr mahfili

se-İstanbul’un Aksaray semtinde Vatan ve Millet caddelerinin kesiştiği köşede bulunan Murad Paşa Camii.

(2)

Fındıklı Camii veya Kabataş Camii diye de anılan Molla Çelebi Camii...

kiz renkli sütuna istinad ettirilmiş­ tir. Camiin ¡'ki yanında birer şerefeli iki minaresi vardır. Şadırvanı, son cemaat yeri önünde ve çıkıntılı bir revak altındadır. Son cemaat yeri­ nin sağında, üzeri hançer kabart­ malı ürfî destarlı mermer bir san­ duka altında Rüstem Paşa’nın di­ ğer zevcesinden olan oğlu Osman Bey yatmaktadır. Camiin solunda ve kıble tarafında bulunan haziresinde,

inşa taribindenberi Rüstem Paşa

ailesinden veya camie hizmet eden­ lerden bazıları medfun bulunmak­ tadır. Rüstem Paşa’nın kardeşi

Kap-tan-ı Deryâ Sinan Paşa’nın kabri de buradodır. Cami, medrese, mektep, imaret, hamam, misafirhane ve çeş­ meden oluşan bir külliyeye sahiptir. Avluda bulunan üç odalı müezzin ve kayyum meşrutaları Sultan Abdül- mecid zamanında yapmış, bir daha yaptırılmamıştır. Cami denizden de apayrı bir güzellik arzetmekte ve Üsküdar’ı bir mücevher gibi süsle­ mektedir.

MİHRİMAH CAMİİ (Edirnekapı)

İstanbul’da Edirnekapı surları yakı­ nındadır. Kanunî Sultan Süleyman’

ın kızı ve vezir-i âzam Rüstem Pa- şa’nın haremi olan Mihrimah Sultan tarafından yaptırılmıştır. Mimar Si­ nan’ın eseri olup inşaasına 1550 yı­ lında başlanmış, 1557’de tamamla­ nıp ibadete açılmıştır. Cami, med­ rese, mektep, hamam, türbe ve dük­ kânlardan oluşan bir külliye halinde­ dir. Yüksek bir noktada bina olun­

muştur. Dikdörtgen plân üzerine

kesme taştan yapılmıştır. 37 metre yüksekliğindeki merkezî kubbenin a- ğırlığı, her yüzde yapılmış üçer ke­

mere yüklenmektedir. İki yanında

üçer kubbe ve mahfeller bulunmak­ tadır. Mihrabı ile minber de taş iş­ çiliğinin en ¡güzel örnekleri arasın­ dadır. Son cemaat yeri sekiz sütu­ na dayalı yedi kubbelidir. Şadırvan avlusunu medrese odaları çevrele­ mektedir. İstanbul’un en güzel ca­ milerinden biridir. Tek minarelidir.

MİMAR CAMİİ

İstanbul’da Mevlânekapı semtinin

Küçüksaray meydanındadır. Devri­ nin ünlü mimarlarından Acem Ali tarafından 1523 yılında kendi adına bina olunmuştur. Ufak fakat güzel bir camidir. Mimar Cemalî, Esir Ali, Sünnî Esir Ali camii gibi adlarla da anılmaktadır.

MOLLA AŞKİ CAMİİ

İstanbul’un Galat semtindedir. On- beşinci yüzyıl yapısı küçük fakat gü­ zel bir camidir. Şair Aşkî Mehmed tarafından yaptırılmış olup bânisi- nin adıyla anılmaktadır.

MOLLA ÇELEBİ CAMİİ

İstanbul’da, Kabataş mevkiindedir.

Fındıklı’dan Kabataş’a giden ana-

caddenin sağında ve denize pek ya­ kın bir noktadadır. Devrinin İstanbul Kadısı Mehmet Çelebi tarafından

1589 yılında yaptırılmıştır. Büyük

Türk mimarı Mimar Sinan’ın eseri­ dir. Kare plân üzerine kesme taştan bina edilmiş olup merkezî kubbesi dört sütun üzerine oturmakta ve beş yarım kubbe ile çevrilmektedir. Son cemaat yeri, 6 sütun üzerinde yük­

selen beş kubbelidir. İki yanında

kalkan duvarları bulunan camiin

mihrabı çıkıntılıdır. Bulunduğu semt

bakımından «Fındıklı Camii» veya

«Kabataş Camii» diye de anılmak­ tadır. Büyük mimarının tüm ustalı­ ğını ortaya koyan pek güzel bir gö­ rünüşü vardır.

MOLLAFENARÎ CAMİİ

İstanbul’da, Cağaloğlu’ndadır. Adını taşıyan sokak ile Başmüsahip so­ kağının kesiştiği köşededir. Küçücük bir camidir. Onbeşinci yüzyıl yapısı olup kare plân üzerine bina olun­ muştur.

MOLLAHÜSREV MESCİDİ

İstanbul’da, Aksaray'ın Sofular sem­ tindedir. Şeyhülislâm Molla H-üsrev tarafından yaptırılmış olup bânisi-

nin adıyla olduğu gibi bulunduğu

semtin adıyla da anılır. Onbeşinci yüzyıl yapısı küçük, fakat güzel bir mescittir.

MURAD HÜDAVENDİGÂR CAMİİ

Bursa’dadır. Türk mimarisindeki iki fonksiyonlu camiler tipinin önderi olarak gösterilir. Camiin fevkani kıs­

mı medreseyi ihtiva ettiğinden ve inşaatında bir takım yabancı malze­ me de kullanıldığından camilerimiz arasında apayrı bir önem ve özellik taşır. Cami, 1363 yılında, tarihe a- dını Hüdavendigâr olarak yazdıran I. Sultan Murad tarafından annesi Nilüfer Hatun’un arzusuyla Bursa’- nın Çekirge nâmıyla anılan mevkiin­ de ve Bursa ovasına tamamen hâ­

kim bir noktada inşa ettirilmiştir.

Yanındaki hamamı ve imarethane­ siyle güzel bir külliye teşkil ettiği gi­ bi karşısında bulunan Murad Hüda­ vendigâr türbesi de bu kompleksi tamamlar. Camiin içinde bir Hünkâr Dairesi ile memur ve katiplere mah­ sus odalar da bulunmaktadır. Med­ rese olarak yaptırılan ve kullanılan üst katında ise onaltı oda sıralan­ maktadır. Bu odaların önünde, beş kemerli güzel bir revak vardır. Bu güzel camiin bir başka özelliği de mihrabının bulunduğu yüksekçe kıs­ mın üzerinin tonozla örtülmüş ol­ masıdır. Merkezî alanın iki yanında zeminden 60 santim yükseklikte ve mihrabın sathı seviyesinde birer so­ fa ile bunların yanında da birer o- da bulunmaktadır. Bu sofa ile oda­ ların üzerleri de tonozla örtülüdür. Camiin içinde Bizans başlıklı mer­ mer sütunların kullanılmış olması da ayrıca dikkati çekmektedir. Ca­ miin içinde Bizans başlıklı mermer

sütunların kullanılmış olması da

ayrıca dikkati çekmektedir. Camiin plânı, Selçuklu medreselerini andır­ maktadır. Camiin tek minaresi ku­ zeydoğu köşesinde olup cami duva­ rıyla birlikte yükselir ve medrese o-

lan fevkani kısımdan sonra tuğla

örme olarak devam eder. Külâhı taş kubbe biçiminde olup üzerinde âle­ mi vardır.

MURADİYE CAMİİ

Bursa’da, adıyla anılan semttedir.

1447 yılında II. Sultan Murad tara­ fından yaptırılmıştır. Şehrin batısın­ da, Bursa ovasına hâkim bir nokta­ dadır. Çifte kubbeli ve iki minareli bir camidir. Minarelerinden bir taş,

diğeri ise sivri külâhlıdır. Camin

yan tarafındaki sahınlar da küçük bir kubbe ile örtülüdür. Son cemaat yeri ise beş sütun üzerinde yükselen çatıyla kaplıdır. Camiin içini süsle­ yen çiniler, Türk çinicilik sanatının

Kanuni’nin kızı Mihrimah Sultan ta­ rafından 1550 yılında yaptırılan ve Mimar Sinan’ın eseri olan Edirneka- pı’da Mihrimah Camii...

şaheserleri olarak tanımlanır. Min­

beri ve mihrabı diğer Bursa

camilerine kıyasla daha sadedir. Bu camiin çevresindeki 11 tür­ bede OsmanlI hanedanının ve ta­ rifinin bir çok ünlü kişileri yatmak­ tadır. Bunlar «Muradiye türbeleri» adıyla anılır. Camiin avlusunda, üs­ tü kubbeyle örtülü güzel bir de şa­ dırvan vardır. Muradiye, Bursa’nın en güzel camilerinden biridir.

MURADİYE CAMİİ (Edirne)

Edirne’nin Muradiye mahallesinde

olup Sarayiçi’ne giden yol üzerinde bir tepe üzerindedir. 1435-1436 yıl­ larında II. Sultan Murad tarafından yaptırılmıştır. Önceleri Mevlevihane olarak kullanılmış, daha sonra ca­ mie çevrilmiştir. Çifte kubbeli olup iki yanında da iki -küçük kubbe var­ dır. Çini süslemeleri fevkalâdelik ar- zeder. Minaresinin de önceleri çi­

İstanbul Esentepe’de Nimet Abla Camii,..

niyle kaplı olduğu, 1751 yılındaki

deprem sırasında yıkıldığından yeri­ ne düz bir minare yapıldığı bilinir. Mihrabı çiniyle kaplı olup iç süs­ lemesinde de kırka yakın türde çini kullanılmıştır. Çinilerinin en büyük özelliği, desen kalıbı hazırlanmadan nakkaşlar tarafından teker teker İş­ lenmiş olmasıdır. Edirne’den en gü­ zel camileri arasındadır.

MURADİYE CAMİİ (Manisa)

Manisa ¡il merkezinde, şehre hâkim bir noktadadır. III. Sultan Murad ta­ rafından 1585 yılında yaptırılmıştır. Mimar Sinan'ın bir plânı üzerine Mi­ mar Mahrnud Ağa tarafından inşa olunmuştur. Camiin iç süslemeleri fevkalâde olup padişah tarafından İstanbul'dan özel olarak gönderilen Mehmed Halife nezaretindeki oniki hassa nakkaşının eserleridir. Min­ beri ve mihrabı da taş işçiliğinin en ¡güzel örnekleri arasındadır. Ca­ miin, imaret, -tabhane, medrese ve kütüphaneden oluşan bir külliyesi vardır.

MURADPAŞA CAMİİ

İstanbul’un Aksaray semtinde, Vatan ve Millet caddelerinin kesiştiği köşe­ dedir. Fatih Sultan Mehmed’in vezir­ lerinden Has Murad Paşa tarafın­ dan 1471 yılında yaptırılmıştır. Bur­

sa mimarisi -üslûbundadır. Ortada

iki kubbeli bölüm cemaat için na­ maz mahallidir. Yanlardaki tek kub­ beli ikişer odanın çeşitli hizmetler­ de kullanılmak üzere inşa olunduğu bilinmektedir. Son cemaat yeri altı sütun üzerinde yükselen beş kub­ belidir. İstanbul’un en eski ve en gü­ zel camilerinden biri olarak gösteril­ mektedir.

MURTAZAEFENDİ CAMİİ

İstanbul'un Eyüp Sultan semtinde­ dir. İdris Köşkü yakınındadır. Top­ hane Nâzırı Yekçeşme Mustaza E- fendi tarafından 1745 yılında yaptı­ rılmıştır. Kare plân üzerine bina o- lunmuş küçük fakat güzel bir ca­ midir. Kaşgen Camii adıyla da anı­ lıp tanınmaktadır.

MUSAPAPA CAMİİ

Bolu il merkezinin Ilıca mevkiindedir. Bu nedenle Ilıca Camii diye de anı­ lır. İsfendiyaroğlu Kızıl Ahmed Bey’ in oğlu Musa Paşa tarafından 1510- 1511 yıllarında yaptırılmıştır. Bolu il merkezinin en eski ve en güzel ca­ milerinden biridir. Küçük fakat pek güzel bir yapısı vardır.

NALLI MESCİD

İstanbul’da Vilâyet konağı yanında­ dır. Onbeşinci yüzyıl yapısı olup İ-

mam Ali tarafından yaptırılmıştır.

Bânisinin adıyla anılırsa da, mi­

naresinin kaidesinde bulunan nal

resimlerinden ötürü Naili Mescid di­ ye tanınır. Değişik mimarisiyle dik­ kati çeken bir mescittir.

NAZMİ TEKKESİ MESCİDİ

İstanbul'da, Şehremini semtindedir.

Baruthane caddesi üzerinde olup

Çavuşbaşı Yavaşça Şahin Ağa ta­

rafından yaptırılmıştır. Onbeşinci

yüzyıl yapısı küçük fakat güzel bir

mescittir. Yavaşça Mehmed Ağa

Mescidi diye da tanınmaktadır.

NESLİŞAH CAMİİ

İstanbul’da, Edirnekapı semtinin

Kuruçınar mevkiindedir. II. Sultan

Bayezid’in torunu Neslişah Sultan tarafından yaptırılmıştır. Onbeşinci yüzyıl yapısı, küçük fakat çok gü­ zel bir camidir.

NESLİŞAH MESCİDİ

İstanbul'da, Boğaziçi'nin istinye

mevkiindedir. II. Sultan Bayezid’in torunu Neslişah Sultan tarafından

1540 yılında yaptırılmıştır. Küçük fa­ kat güzel mimarisiyle göz okşayan bir mescittir.

NEVŞEHİRLİ İBRAHİMPAŞA CAMİİ

İstanbul’da Şehzadebaşı semtinde­ dir. Şehzade Camii yanında ve Boz­

doğan kemeri yakınındadır. Lâle

Devri’nin ünlü sadrazamı Nevşehirli

Damad İbrahim Paşa tarafından

1720 yılında yaptırılmıştır. Kare plân üzerine bina olunmuş küçük fakat güzel mimarisiyle dikkati çeken bir camidir.

(3)

NİŞANCI MEHMED PAŞA CAMİİ

İstanbul'da, Karagümrük semtinde- dir. Banisi, birkaç kez Nişancı olmuş Boyalı Mehmed Paşa’dır. 1588 yılın­ da inşa olunmuştur. Kubbesi, sekiz duvar payesine dayalı kemerler ü- zerindedir. Mihrato ile iki yandaki çı­ kıntılar üzerinde de birer yarım kub­ be yer almaktadır. Mihrabın iki ba­ şındaki kürsülere pencere boşluğu

ve duvar içindeki merdivenlerden

çıkılır. Altı sütuna müstenid beş kub- deli bir son cemaat yeri bulunmak­ tadır. Mihrabının ve minberinin gü­ zelliği ile dikkati çekmektedir. Çini­ leri de pek güzeldir. Nişancı Paşa veya Cedid Nişancı Camii adlarıyla da anılır. Camiin bânisinin türbesi de hemen sol yanındadır.

NİŞANCI MEHMED PAŞA CAMİİ

İstanbul’da, Kumkapı semtinin Ka­

dırga mahallesindedir. Sadrâzam

Karaman! Mehmed Paşa'nın nişan­ cı iken yaptırdığı camidir. 1475 yı­ lında inşa olunan camiin göz okşa­ yan bir mimarisi vardır. Nişancı ca­ mii adıyla da anılır.

NİŞANCILAR CAMİİ

İstanbul'da Eyüpsultan semtindedir. Nişancı Mustafa Paşa tarafından 1543 yılında yaptırılmıştır. Kare Plân üzerine bina olunmuş merkezi kub­ beli bir camidir. Güzel mimarisi dik­ kati çeker. Bulunduğu mahalleye de adını vermiştir.

NİMET ABLA CAMİİ

İstanbul'da, Mecidiyeköy ile Levent arasındaki Esentepe mevkiindedir.

Piyango bayii olarak tanınan ve

halk arasında «Nimet Abla» diye anılan Hacı Nimet Özden tarafından 1960’lı yıllarda yaptırılmıştır. Yirmin­ ci yüzyıl cami mimarisinin güzel ör­ neklerinden biri olup Pki katlıdır. Ka­ re plân üzerine bina olunmuş mer­ kezî kubbelidir. Son cemaat yeri yoktur. Avlusu, ön kısmında bulunan

ve camiin vakfiyesini teşkil eden

dükkânların üzerinde, bir teras bi­ çimindedir. Tek minarelidir.

NURUOSMANİYE CAMİİ

İstanbul’da, Kapalıçarşı’nın Cağal-

oğlu'na bakan kapısı yanındadır.

İnşaatına I. Sultan Mabmud tara­ fından 1748 yılında başlatılmış, III. Osman tarafından tamamlatılarak 1755 yılında ibadete açılmıştır. Mi­ marı Mustafa Ağa olup yardımcısı Simon Kolfa'dır. Cami, medrese, kü­ tüphane, sebil ve türbe İle çevresin­ deki dükkânlardan oluşan bir manzu­ medir. Cami, dış avlunun çarşı tara­ fındaki cephesinde yüksek bir su- basman üzerine bina olunmuştur.

Barok üslûbundaki cami örnekleri­

miz arasındadır. İç avlusu klâsik

plândan ayrılmış, yarım daire şek­ linde oniki sütuna dayalı 14 kubbe­ lidir. Şadırvanı yoktur; abdest için muslukları vardır. Kare plân üzerine kesme taştan yapılmış olup mihrabı çıkıntılıdır. Yüksek ve çapı hayli ge­ niş olan kubbeyi .duvarlar üzerine

oturtulmuş kemerler taşımaktadır.

Cami, beş sıra halindeki 174 pence­ re ile aydınlanmakatdır. Alcı

pence-20

İç avlusu yarım daire şeklinde 12 sütuna dayalı ve 14 kubbeli, Barok üslûbundaki camilerimizden Nuruosmaniye.

Mevlanakapı surları dışında Merkez Efendi Türbesi...

Atikali semtinde Mimar Sinan'ın eseri Mesihpaşa Camii...

releri de barok stiiindedir. Cümle ka­ pısı üzerinde müezzin mahfeli, yan­ larda ayrıca mahfeller, mihrata, so­ lunda da büyük bir rampa ile çıkılan odaları da bulunan Hünkâr Mahfeli yer almaktadır. Camiin mihrabı, min­ beri barok üslûpta yapılmış güzel e-

serlerdir. Yazıları devrin tanınmış

hattatlarından Eğrikapılı Rasim ile Mumcuzâde Ahmed Efendi’ye aittir. İstanbul'un en güzel camileri arasın­ da olup bânisi III. Sultan Osman’ın adına izafeten Nur-u Osmaniye ola­ rak anılmaktadır.

NUSRETİYE CAMİİ

İstanbul'un Tophane semtindedir. III. Sultan Selim tarafından yaptırıl­ mış olan Tophane-i Amire Arabacılar Kışlası Camii’nin bulunduğu yere, bu camiin yanması üzerine, II. Sultan

Mahmud tarafından yaptırılmıştır.

1822 yılında’ başlanan inşaat, 1826 yılında tamamlanmış ve cami ibade­ te açılmıştır. Camiin vaktiyle denizin tam kenarında bulunduğu, eski gra­ vürlerden anlaşılmaktadır. Mihrabı çıkıntılı ve yabancı bir unsur şeklin­ de olup kubbesi, duvarlara intikal et­

tirilmiştir. Pek süslü bir mimarisi

vardır. Kubbesini çevreleyen küçük küreler üzerindeki sarı âlemlere baş­ ka camilerde hemen hiç rastlanmaz. İki şerefeli iki nârin minaresi camie ayrı bir güzellik katmaktadır. Camiin iç duvarlarını süsleyen Amme Sûresi, Türk hat sanatının gelmiş geçmiş en

büyük ustalarından biri olan ünlü

Hattat Rakım’ın eseri olup bu sa­ natın şaheserleri arasında gösteril­ mektedir. Camiin inşaası sırasında yeniçeri ocağı kaldırılmış olduğun­ dan, bu olaya izafeten «Nusretiye» olarak adlandırılmıştır. İstanbul'un en güzel camilerinden biri olarak ta­

nınmaktadır. Cami, 1950'li yıllarda

çevresinde yapılan istimlâkler sonu­ cu etrafının temizlenmesiyle olanca güzelliğiyle ortaya çıkmıştrr. Mer­ merle kaplı olan avlusundaki şadır­ van da ayrı bir güzellik arzeder.

iYı.y.O'-l MIJIVICIUC — UJIliJUl u c ıtc y ı

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Faruk H uyu­ güzel ise

Çevirmenliğinde dile çok önem verir Adalet Cimcoz..

— Tek sesli Türk müziği Ortadoğu ve Uzakdo­ ğu müzikleri içinde en gelişmiş, teorisi büyük öl­ çüde saptanmış, dini ve din dışı en mükemmel

Ordu ili Ünye ilçesi sınırlarını kapsayan bu çalışmada araziye ait toprakların erozyon risk analizini yapmak için RUSLE (Revised Universal Soil Loss Equation) modeli

Komünizme o kadar inanmıştı ki, Demokrat Parti'nin 14 Mayıs 1950'de, 27 yıllık CHP iktidarına son vermesi şerefine çıkarılan Af Kanunu ile hapishaneden tahliye

kağın adım değiştirmek için bu çirkin iftira bir süre önce bir dergide yeniden güncelleşti­ rildi.. Derginin sayın patronu, Abdullah Cev­ det’in yaptığı bir

Kuşların havada uyurken beyinlerinin her iki yarısının da uyku halinde olması durumu ise çok kısa

Türkiye halkı ilk önce bunla­ rın ucuzluğunu görerek sevin­ diler. Lâkin pek geç olarak an­ ladılar ki, modanın sık sık değiş­ mediği memleketlerde