• Sonuç bulunamadı

CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK ÇOCUK TİYATROSUNDA (1923-1950) ÇOCUK VE EĞİTİM

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK ÇOCUK TİYATROSUNDA (1923-1950) ÇOCUK VE EĞİTİM"

Copied!
26
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yeni Türk y. 3, S. 6. 2011, s. 285·310

TÜRK

ÇOCUK

(1923-1950) ÇOCUK

VE

Ayça Okurlar**

Özet: 1923-1950 çocuk ve çocuk

ko-üzerinde duran bu amaç, yeni devletin ve bunla-çocuklara belirlemektir. Bu paralelde tarihler

iki yüz on üç çocuk oyununun tanesinde, eski-yeni anla-okuma ve okul çevresi, çocuk ve dersler, çocuk ve çocuk ve aile, çocuk ve okul ile son olarak çocuk ve özel üzerinde

Anahtar Kelimeler: Çocuk tiyatrosu, çocuk, eski-yeni.

CHILDREN AND EDUCATION IN THE REPUBLICAN TURKISH CHILDREN'S THEATRE (1923-1950)

Abstract: The aim of this article, analyzing the children and education topics in the children's plays written between 1923-1950, is to determine the education polici-es of the new state and their reflection on children. Approximately in forty of the two hundred and thirteen children's plays written in the aforementioned period, the comparison of the old and new approaches to education, children's reading de-mand, the student and school environment, children and classes, children and teac-hers, children and family, the relationship between children and school, and fi-nally children and private educators are emphasized.

Keywords: Children's theatre, education, children, old-new.

olmakla birlikte genel qlarak

belli bir program paralelinde yönelik

* Bu makale, Üniversitesi'nde "Cumhuriyet Dönemi Türk Çocuk Ti-yatrosu (1923-1950)" isimli yüksek lisans tezinden kaleme

(2)

etkinlikleri içerir. birlikte bilgi, beceri ve tutum

Bu sadece okulda

geçerli her alanda görmek mümkündür. aileden

içinde yer gruplara kadar birçok

alanda kendisini gösterir. Bu paralelde

psiko-lojik, sosyolojik ve pedagojik yönlerine dikkati çeker

2002: 5). Bir da bu niteliktedir:

çok genel anlamda, kültürel hayata tüm sosyal süreçleri içerir." (Gutek, 2006: 5).

Genç Cumhuriyet, bir devlet olarak

Bu sebeple Cumhuriyet'i kuran kesim, cumhuriyet öncesinde-ki yetersizliklerini dikkatle ve bu yetersizliklere

kar-önlemler 8 Mart 1923'te dönemin Milli

mail Safa Maarif" milli belirten

bir genelge Bir sonra da ikinci tamim

Özo-a göre ilk tamimde milli ikinci

ta-mimde ise bu (

1999: 66). Bu genelgelere ek olarak 1923, 1924 ve 1926

He-yet-i ve 1939, 1943, 1946 ve 1949 Milli

(Maarif ile önemli

Ergin, Heyet-i hmiyelerde okuma

yeni ve ilkokul düzenlenmesi

(Birinci Heyet-i ders konusunun

gündeme gelmesi Heyet-i karma

olarak sürdürülmesi ve verilemesi

(Üçün-cü Heyet-i gibi kararlar (Ergin, 1977:

2010-. 2012)2010-. Milli ise Türk Türk ile

konusunda fikir (T.C Maarif

Maarif 1991).

birlik ve verilen haklar

nede-niyle ortadan "dönemin nesillerinde bir ikilem

(Güngör, 1993: 257). Tevhid-i Tedrisat Kanunu

(1924) ile ortadan Cumhuriyet rejimi, 'millilik'

Atatürk; "Yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin yeni

nesle hedefi milll

di-yerek milli bir vurgular. genç

Cumhu-riyet herkesin okuma yazma Harf (1928)

ile ve anlayabilmeyi hedef

edin-bunu yaparken hedeflerinin

(3)

YENi TÜRK EDEBiYAT!

Tarihsel bir çizgide 1923-1950

çocuk kendisine yer bulur.

Cumhu-riyet'in yeni bir nesil projesinin en önemli

olan sistemi, devletin egemen

Böylelikle çocuklar devletin ideolojisini benimserken

za-manda onun kitlelere da araç olurlar. Bu

paralel-de Cumhuriyet rejiminin çocuklara önem ve onlar

üzerin-den kültür bu rejimin

toplumsal, ahlaki ve içeriklere sahip çocuk

bir hassasiyet fark edilebilir. Bugünün küçükleri fakat büyükleri çocuklara devlet, bir yandan okullarda yeni

devletin ideallerini yandan da çocuk oyunu

yazar-ve devletin ilgili okullarda "müsa-mere" temsiller (Neyzi, 1995) konusunda

Devletin ve neden bu

Ahmet Hulusi ifade eder:

"Görülüyor ki hükümetimiz de; ileri götürmek için

yurt-bu gayesini anlatmak ve yurt böyle mek istiyor; bunun için kalemi hiç geri durmuyor." (Hulu-si: 1933, 1).

gereksinimlerine cevap vermeyen, bilimsel yeniliklere

so-nuna kadar kapatan, yerine hüküm

ülkenin engellerin

geliyordu. Bunun için Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk, geleneksel sisteminin terk edilmesi konusunda

192l'deki Maarif Kongresi'nin ifade eder:

kadar takip olunan tahsil ve terbiye usullerinin milletimizin ta-rih-i tedenniyahnda en mühim bir amil kanaatindeyim. Onun için bir milli terbiye bahsederken eski devrin hurafahndan ve

ev-hiç de münasebeti olmayan fikirlerden,

ve garptan gelebilecek bilcümle tesirlerden tamamen uzak, seciye-i milliye ve tarihimizle mütenasip bir kültür kastediyorum. Kültür zeminle mütena-siptir. O zemin, milletin seciyesidir." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri II, 1989: 19-20).

dönem sisteminin iki

(4)

uygu-!anmaya farklar oyunlarda, iki sistemin

veya eski sistemin olarak yer

Mahmut Yesari Uykudan Uyanan (1939)

mo-elli bir uykudan kalkar.

çev-resindeki her bir dünyaya

bu hayretle önce evdeki radyoyu,

ve son olarak okuldaki büyük bir

izler. Çünkü onun dönem ile an içinde

bu-dönem büyük farklar Camdan okula

gi-den çocuklara bakarak bir nevi eski sistemi ile

yeni sisteminin

"Fabna: Çocuklar, taburla giriyorlar. (taacüple) Aa! buna Erkek çocuklarla, çocuklar bir mektepte okuyorlar ... ( ... ) Ne tuhaf

Etekleri kadar ... Pek de gülünecek .. örtüsü bile örbnüyorlar ... Hepsinin da siyah ... Kir tutsun diye mi acaba? Aa, bunlar, fakir ... Belki yetimhanedir ... Paralan

olacak ki etekleri bu kadar sonra da daraok da, da kesik! Acaba niçin

( ... ) Ah! Tekrar teneffüse Ellerinde büyük bir top da var ... Hepsi bir örnek pantolon (taacüple) Birbirini tutar

de-kesik, erkek da aksine, uzun ... Bide fes giymiyorlar. Galiba fes alacak paralan yok da,

sin diye uzabyorlarl ( ... ) sana emanet! pantolonlu lar erkek Koca topu birbirlerine

yorlar!" (Uykudan Uyanan 16-17). ·

ifadelerinden sistemindeki köklü

görebiliriz. Heyet-i ve Maarif

önem verilmesi, karma okulda

modem giyilmesi gibi sözde

uygulan-oluruz. Aynca da gibi ve

ülkedeki en etkili

anlayabiliriz (Kongar, 1994: 37).

Geleneksel iki olgusu ezbercilik ve

tir. Ezbercilikle birlikte. bilimsel zihniyet tamamen her

türlü önü de oluyordu. Aynca ve

fikirlerin engelleyen ezberci ve

top-lumun cevap veremiyordu. Bu dönemde

yöne-lik hem evde hem de okulda

görülmekte-dir. ancak sertlik ve toplum

(5)

YENi TÜRK EDEBiYAT!

Geleneksel görülen her iki olgu da

dö-nem Genellikle ezberci ve

da-sisteminin ve ibret için

oyunlarda, modem sistemi de geleneksel sisteminin

örnek için verilir.

M. Faruk {1943) isimli eserinde Ece,

geleneksel sistemindeki "dayak ve korku" dan

bahseder-ken yeni sistemindeki önemini dile getirmeyi

ih-mal etmez:

"Ece: Eski mekteplerde yerde gül biter.) sözü hakimdi. Dayak boldu. eti idi. Fakat bugün bunlar-dan eser Cumhuriyet mektepli nasara yensurudan, kara-tecvitten Cumhuriyet okulunda bugün korku sevgi

var-31).

Cevdet kaleme Devir' de {1945) elinde uzun

söylenen hoca, korkutarak dersleri

dinlemelerini Aynca bahsi geçen hoca, enfiye çekerek,

hap-ve gürültülü gürültülü öksürerek, bumunu

ör-nek olmayacak sergiler.

hoca tipini Karabekir'in Hala Bu Mektep'inde de {1997) görürüz:

"Hoca: git... (Hoca burnuna sokarak pislik kanr. Bakar. Fiske ile çocuklara at~ cebinden tesbih, enfiye kutusu

bir enfiye çeker, ah,

lah!' der. Sonra rahle üzerindeki mendil ile gürültülü bir burun siler." (Hala Bu Mektep: 48).

Çocuklara uygulanan sadece

buna ek olarak bir de falaka ile oyunda birbirleri

ile kavga eden yine hoca fakat bu

se-fer falaka ile verilir. Çocuklara uygulanan bir

bi-rey ya da küçük

dikkate Önemli olan disiplindir ve bu disiplin de ile

Bu mektebe ve sisteminin

gör-mek için kaymakam ve bir ziyaretçi gelirler. Hoca ne

kadar iyi göstermek için sorular sorar.

renciler eksiksiz hiç tereddütsüz cevaplar.

Bu-nun üzerine ziyaretçi, bu yerlerin sorusunu

(6)

cevap veremezler. Ziyaretçi bu ve eski tim sistemine tepkisini "Hala bu mektep!" diyerek gösterir. Bunun üzerine Kaymakam, eski sistemi ve yeni sistemi anlatan bilgilendirici bir yapar:

,;Kaymakam: ( ... } Keser, testere, kazma, kürek, çekiç, örs kullanamayan kollara hakim olan zeka beceriksizdir. Türk kainabn en kabiliyetli bir

mahlu-kudur. Türkün Türkün namütenahidir. Fakat elverir ki müterak-ki memleketlerin yeniliklerini vamüterak-kit geçirmeden Yüksek olan bu beceriksiz bir vücut olarak beyefen-di, mektebimize felah getirdi. bu öldürücü ter-biyeden Rica ederim memleketimizin böyle bilgi-virtten mahrum kö-geziniz. Milletin dertlerini gazetenizle milletin Tür-kün ve hareketlerine zeka ve tedbirimizle sürat vermek her münevverin borcudur. (Hoca'ya hitaben) Haydi Hoca Efendi mektebiniz pay-dos ... al da gel, her evvel yeni usul mektepleri görelim." (Hala Bu Mektep: 54).

Türk'ün ve öneminin bu bölümde,

memle-ketin her yerinde eski usullerle verilen terk edilmesi

gerek-vurgularur. Cumhuriyet beden terbiyesi

ko-nusu da dile getirilir. Kaymakam,

bölgeye göre bir beceri söyler. Çünkü Türk

ve her türlü üstesinden gelebilmelidir.

Cumhuriyetin sonra bir politika olarak beden

terbiyesi, bölgeyle uyumlu

birta-becerileri kapsar. engebeli arazide

yan çocuklar at binmeyi, yerlerdekiler ise keser, kazma,

kü-rek bilmelidirler. Karabekir, beden terbiyesinin

estetik ve ritmik hareketler olarak

nir. Çünkü beden terbiyesi, için her türlü

bulu-nan, ölümden korkmayan ve yapan bireyler

ye-Yine beden terbiyesi, estetik hareketler

güçlü çocuklar (Karabekir, 1995: 323-328).

Eski ve yeni mekteplerde bilgiler de birbirinden tama-men Yeni mekteplerde çocuklara pozitivizm temelli

bilim-sel bilgiler eski mekteplerde ezberci birlikte

gerisinde konular

miz oyunda modem bir okul olan "Erzurum Numune Mektebi''nde

yuvarlak

Erzu-rum' daki bu modem okuldan Hoca Efendi'nin eski

(7)

'Gü-YENi TÜRK EDEBiYAT!

nah' ile korkutulan çocuk bir daha sözünden

maz. Aynca daha önce Ay ve

dengesi sonucunda çocuk, yine burada

fikirle-rini tamamen

"Çocuk: Bir gün Ay Gün anlath da bunlardan korkulmaz dedi hem efendim Ay ve Günü cehennemdeki zebaniler kara yüzlü ifritler

Geçen gün Ay tutuldu da hep dam babam zebanileri korkutmak. için tam yedi defa tüfek ath. Bizim hoca efendi ile imam efendi minareye Ezan okudular. Salavat getirdiler. Efendim hiç Ay Gün tutulur da korkulmaz Sonra Allah çarpar." (Halil Bu Mektep: 50).

genelinde, yeni hedeflerle edilen

sistemi-nin, Cumhuriyet Türk.iyesi gençlerini en iyi

ama-görülür. Eski ile yeni

yeniyi sahiplenen ve eskiyi hor gören çocuklar dik-kati çeker. Oyunlarda, yeni kurulan Cumhuriyet'i koruyacak,

kolla-yacak ve bireyleri planlayan milli

sis-teminin, bu görevini kusursuz yerine oluruz.

ÇOCUK VE OKUL 1. Çocuk ve Okuma

Okullarda büyük bir idealin olarak

ler, ne olursa olsun sürdürmeye

Böyle-likle yeni kurulan Cumhuriyet'i, Atatürk'ün

me-deniyetler seviyesine yükselteceklerdir. Bu paralelde 1923-1950

ara-olan çocuk okuma

mil-letine fayda için okuma ve her türlü engele

oku-ma oloku-mak üzere iki

Faruk Nafiz'in Bir Demette Çiçek eserindeki "Dersler" (1933)

isimli manzum oyunda talebe, derslerin ve

zorlu-Ders uykuya dalar. tarih

dersinin içinden gelen onu derslerine

ge-konusunda gelen çocuk, ders

sadece kendisi için yurduna olmak

için-de anlar:

"Talebe:

Diyorlar: ne varsa, Kimya, Fizik ... Bir san' at sahibi ol. San' at bilezik!

(8)

Faydan dokunsun hem kendine, hem yurda." (Bir Demette Çi-çek: 41).

Orhan içindeki okuma nedenini, vatana ve milletine

olmak Miraç Kör Yavru ve (1938)

oyununda özetler. Aynca bir mektebe gidip okuyarak ülkesini sar-olan gerilik yok etmek ister. Bunun için de ülkeyi

sa-ran yeniliklere ortadan

kal-Duyar meslek liselerine Emek Atelyesi (1941) isimli

eserin-de yer verir. Burada ve mezun olduktan sonra

Bi-lecik bir atölye Bu atölyeyi zamanla

büyü-tüp fabrikaya Böylece önce kendilerine, sonra

da bölgeye faydalan

fabri-vatana ve millete göre

"Gürdal: Biz birer sanat hem de bir

di bizler memleketimiz için kendi birer eleman

yurdun bizden birçok var. Biz kadar güç-lüyüz." (Emek Atelyesi: 8).

Her türlü sürdüren

ço-cuklara, Bedia Çivil'in kaleme Ali ve (1947)

oyunun-da Ali, okuldan arta kalan sokaklarda

ga-zete satarak para Bu parayla hem ailesinin

ge-çimini hem de kendisine okul için yapar. Bütün bu

zorluklar Ali'nin tek bir Onu da

yurduma ve milletime bir insan (Çivil, 1947: 10) diyerek dile getirir.

Necla ve okul bahseden Enver

Sül-dür'ün Ülkü (1948), Türk milleti için Bu oyunda Neda, dönemi, çok iyi

ne haber vermek için bir mektup yazar.

cevap-ta, çocuklar için ve hem hem de millet için

ne kadar önemli görülür. üstün

aileleri gurur duyuyorsa, paralelde millet de onlarla övünür:

Yükselen her ailesi kendisiyle iftihar gibi milletin de kendisinden hizmetler çokhlr. iman etmelisin ki sen kendi-ne kadar vatana millete de büyük hizmetler ve

(9)

TORK

oyunlarda her türlü olumsuzluklara

oku-yan öncelikli hedefi, kendisini huzur içinde

yurduna ve milletine vefa ödemektir. Bu

çocuk-lar, zamanda içinde ve sosyal

ge-ve ilerlenneyi de kendilerine bir felsefe olarak belirler.

Oyunlarda, bütün olumsuzluklara okuma

iste-olan çocuklar da Bu olumsuzluklar, aile

ve maddi olarak Dönemin

çocuk-tüm olumsuzluklara hiçbir

lar. hem kendilerini hem de çevreyi

sonsuzdur.

Ali

ve

(1947) Ali, bütün

devam eder. Bir taraftan ailesi ve ile

ken bir taraftan da devam ebnek için zorluklara

gö-germek durumunda Okuyabilmek için

ve ona büyük bir üzüntü ile

ken okuma konusundaki dikkati çeker:

"Ali: baba, size hiçbir zaman gelmek istemiyorum.

Fakat buna mani Size geçim bir

yandan da ders Matbaada bodrum tek mumla ... bu ben ilerisi için çektim. Yani bugün için ...

Baba: iter) Çekil önümden. baban

Esker yetiyordu bize. Sen da

eskere gitmeden. Daha ne istiyon? dökük kulübemizle bir Biraz da onar." (Ali ve 17).

okuma geçmesine neden olsa

da Ali, hiçbir zaman bu karardan olmaz. O, bundan

sonra daha da çok Köyüne

mühen-dis olarak giden Ali, olur.

Bu durumu gören ise olarak Ali' den

af diler. içindeki okuma giden ile

gurur duyar:

"Hasan (heyecandan Ben ettim sen etme .. Eyi ki sözüme ta köyde Eyi ki ... içindeki sönmedi.

Ali: (müteessir) üzülme arbk baba ... Geçti her Bundan sonra geçecek ne çok mutlu günlerimiz okak." (Ali ve 20-21).

okuma olan çocuklar, her ne olursa olsun

(10)

beklenmeyecek gösterirler. Maddi

bulunan çocuklar sürdürürken

aile maruz kalanlar sürdürebilmek için

ailele-rini yok sayabilmektedir. Zorluklar bu

çocuklar, sonucunda hem bölgeye hem de

vataruna ve milletine bir olurlar.

2. Çocuk ve Okul Çevresi

Çocuklara ilk olarak ailede verilir. Ailenin bu

tim, önlerine her türlü duruma

ol-ve iyi bir önayak olur. Fakat

çocuk-lar belirli bir program dahilinde olarak

renirler. olarak nitelendirilen bu

me sürdürmeleri için gerekli olsa da

yeterli Bunun için ve bir sürecine

ihtiyaç duyulur. Çocuklara bir program dahilinde, belli hedefler

ka-ancak forma! ile Formal

milli göre

okulda sistemli, ve örgütlü türüne de örgün denir

(Gökçe, 2000: 36). Yani okul, içinde

gru-buna göre gereken olarak

formal

dönem okul

göze çarpar. Bunlardan ilki, çocuklara söz söylemenin, ya-landan ve kötülükten uzak

ve yer

olarak okuldaki derslerden, meslek liselerinden, okulun

bahsedilir. Son olarak ise okula

ve okul sevgisi

Çocuklar, ailelerinden kimi sahip

olma-yan almazlar. Cevdet

De-miray, Yol (1934)' da okuldaki bir anlabr.

bir olarak nitelendirilen

Bu yapan

bul-ve gereken vermelerini isteyen üçüncü

cileri gider. üçüncü

lerinin bu "yüksek duygu ve

(De-miray, 1934: 8) takdir eder ve gerekenin en zamanda söyler.

(11)

TÜRK tDEBIYATI

Kör Yavru ve (1938)'nda Kaya, okul öffeetir insana doffeu yolu,/ Bilgi olur daima kolu" 1938, 73) diyerek

okulun ederken 23 Nisan

(1940)' da ve dürüstlük sergileyen

için okul ve "Hay senin öpeyim emi? Hay

seni okul, öffeetmen olsun benim yavrum."

1940: 12) denilerek bu yüceltilir. Meliha Volkan,

okulda "Okulu biz de bitirdik,/

sevmeyi, öffeendik." (Volkan, 1949: 1) diyerek Okul Sonu oyununda ve insan sevgisinin önemini vurgular.

Atatürk'ün yüklemek biri de

"in-san sevgisidir ve genç Cumhuriyet'in toplum idealinde

de özgür, ve insan "Yurtta sulh,

ci-handa sulh" ilkesiyle de insanlar sevgi, ve

çerçevesinde ister. kendi

toplumun-dan tüm dünyada görmeyi arzular. Bunun için Türk in-temel alan ve onu yücelten bir sahiptir (Ülken,

1992: 507- 509). Böylelikle Türk bu okullar

ara-çocuklara

dönem okuldaki genel

siste-minden ve orada etkinliklerden de bahsedilir.

Ramiz Gökçe, 23 Nisan münasebetiyle vali olan bir gü-nünü Çocuk Vali (1933) isimli eserinde Valiyi ziyarete gelen

okul ondan okul programlannda

iste-diklerini söyler. isteklerini duyan Çocuk Vali, kendi beklenmeyecek bir olgunlukla bütün bu istekleri reddeder.

Okullardaki programlannda her yerli yerinde

nu söyledikten sonra daha çok ister:

"Vali: ben de sizin gibi zaman idare adamla-nrun bütün bizi memnun edecek biçimde Ken-di kenKen-dime, mektep tatillerini ay yapsalar, haftada üç gün mektep olmasa, derslerini yerine sinema koysalar, hesap temrinleri yerine fut-bol sanki ne olur diye dururdum. Hfilbuki insan bu kaptan yerine idare geminin yürümesi için makinenin en ufak

çivisinin bile bekliyor ... bu

lüzum-suz kabul bilakis kendilerinden muntazaman devam etmelerini söylersiniz ... " (Çocuk Vali: 12).

Manzum olarak Münir Hayri Egeli'nin

Oynu-yoruz (1936) oyununda yerli

(12)

kara kara Çünkü okullardaki yerli çok önemlidir. Bütün halk ve bütün

ci. aileleri bu günde bulunur:

"Can:

sen bir nutuk söyle.' Dedi dün bana

Bin davetli ile

Ve ... Bu Can gelecek dile ... " Oynuyoruz: 11).

dil becerilerini bu tür aktiviteler, kendile-rini toplum önünde ifade edebilmelekendile-rini kendine ölan gü-venlerini Aynca okuldaki belirli gün ve haftalardan Yerli

özenle devletin okul ile ortak bir

poli-tika Çünkü yerli özendiren devlet,

okullardaki çocuklara bunu temelden

Çocuklara ibret olacak dersler içeren Emek Atelyesi {1941)

oyu-nunda, sahip olunan gösterilmesi istenir.

mes-lek liselerinin ve önemine

"Özdemir: Ben ordusunu üçe Birincisi mühendisler,

büyük teknik ki onlar bu ordunun

demek-tir. de bu ordunun erleridir. Bunlar ameledir ve memleke-timizde bol bol bulunur.

Sonra bu iki vazifesini görecek

bilgi-li teknisyenler Bunlar da ordusunun

demektir. bu bir Bize var

demek-tir." {Emek Atelyesi: 9).

Bu oyun 1946 Üçüncü Milli

"mesleki ve teknik ve sanat, ticaret

uyacak düzenlenmesi" ka-destekler niteliktedir (T.C. M.E.B. Üçüncü Milli

1991).

R. Gökalp tiyatro etkinliklerinin

Haydi {1943) oyununda; "Ama bizim davetimiz var. Okulumuz ge-liyoruz. Ben Aysel de dördüncü Gördüklerimizi

1943: 6-7) diyerek gösterir. Kalbi (1943)'nde M. Faruk Gürtunca okullarda

izcilik faaliyetlerine Manzum bu oyunda, bir grup

(13)

yak-YENi TÜRK EDEBiYAT!

mak, zeybek oynamak, basketbol, futbol ve tenis gibi sporlarla

va-kit geçirmek vb. aktivitelerdir.

Servet Hilmi Olsun (1936) isimli

oyu-nunda, Hikmet çivi için iki hafta okula gidemez.

Ar-evde oturmaktan çok okulunu doktoruna

söyler. Doktor okula gitmesi için Hikmet' e izin verir, bunun

üzeri-ne Hikmet sabah ilk derse, / / Bülbül gibi

1936: 12) diyerek okul sevgisini dile getirir. 3. Çocuk ve Dersler

Oyunlarda okul ile ilgili son kavram olarak "okuldaki dersler"

en zor derslerden biri olan

tarih, dönem da konu Tarih

Diyor ki (1947)'de Lebit Fehmi ve Münir Hayri Egeli, bu

dersi ertesi günkü tarih

ya-için bir geceli gündüzlü ama bir türlü tam

Ders üzerinde

uyuyakalan tarih dersini bir olarak görür.

Bu ders küçük bir ile ilgisini çeker. A:z önce

küçücük bir bölümü eden

bir an önce çevirmeyi Bu

rü-ve tarih dersinin ne kadar ve

Türk milleti için önemine temas eder:

ezeli Bana bu dersi çok iyi

ki tarih sadece dinlenen bir roman devirleri açan, kapayan, tah-lil eden büyük ve bir ki tarih her bir Türk için, bütün Türk milletinin bütün mefahirinin toplanma

yeriy-ki tarih beni milletimin Ey!

sizi çok seviyorum, sizi dinlemekten çok zevk duyuyo-rum, fakat sizi her vakit nerede (Tarih Diyor ki: 16).

derslerine kimi zorluklarla

Fakat onlardan istenen bu zorluklar ve

azimle devam etmeleridir.

Faruk Nafiz'in Numaralar (1928) isimli oyununda, talebe, hafta içi evlerine gelen misafirden dertlidir. Çünkü eve misafir

de ertesi günkü veya derslerine Yine

böyle bir evlerine gelen misafir gece ancak

tir. Evdeki misafir yüzünden dersine

(14)

ra-hat Öncelikle II

gelir ve derse bu

bilgiler-le giderse notun yüksek söyler. Bu

ka-busla uykusundan uyanan çocuk fakat yine

uyku-ya yenik Bir süre sonra yeniden uyanarak Türkiye'nin

ma-denleri, nehirleri ve idari da dersini tam olarak

En son girer:

Uykunu sebep yok, kuzum, Sanma seni üzecek kadar huysuzum.

numara dersini

Dersini ya, hak ettin bu uykuyu ...

Uyu, çocuk! çocuk, uyu!" (Numaralar: 24).

Faruk Nafiz'in bu oyunundan derslerine

olarak örtük bir anlam daha Bu örtük anlam ise, ailelerin okul günlerinde eve misafir

almama-Oyunda, bu misafirlerin hem hem de

uyku düzenini görülür. Bu sebeple ailelerin

misa-fir konusunda daha dikkatli ve

etkile-yecek her türlü etkinliklerden Münir Hayri Egeli'nin

Yeni Böcekleri ile (1936) eserinde

önemini anlahr. böcekleri, oynamak

için Fakat oynamaya çünkü ezber

ödevi ve ona gerekir. Bu oyunda

lenmeden, gezip tozmaktan daha önemli Aynca

oyunu bir öykü ile de verilmek istenen daha

etkili iletilmesi

Oyunlardan, okulun çocuklar için önemli sonucuna ula-Okulu evi gibi gören, oraya gitmeye can atan çocuklar, okula yükledikleri bu anlamlar sayesinde temiz tutar, kurallara

uyar ve derslerine biraz aksatan çocuklar ise

bunun bir bu

ders-ler Kimi zaman da ders

sevk eden unsurlar olarak göze çarpar.

ders-lerine engellerden

Ancak bu Türk milletine temiz

(15)

YENi TÜRK 4. Çocuk ve

toplumun en

önemli unsurdur. Bu yüzden sistemi ülkelerin ile

ilgilidir. Gelecek nesillerin toplumun

ih.ti-cevap verecek düzeye gelmesi hep sistemi ile

mümkün a göre ülkelerin kültürünün ve

karakterinin en önemli faktördür 2006: 33).

bütün bu amaçlan okuUarda

ger-uygun bil-gilerle

Cumhuriyet dönemindeki yeniliklerin en önemli

ran yeni devletin kurucusu Atatürk de büyük önem

ver-Özellikle yeni nesli görevine büyük

bir inançla dile getirir:

"Memleketimizi, toplumumuzu gerçek hedefe, gerçek için iki orduya ihtiyaç Biri kurtaran asker ordusu, memle-ketin irfan ordusudur. Bu iki ordunun her ikisi de yü-cedir. Fakat bu iki ordudan hangisi daha hangisi bir üstündür?

böyle bir tercih Bu iki ordunun ikisi de hayatidir. siz irfan ordusu sizlere mensup ordunun ve anlatmak için söyleyeyim ki sizler ölen ve öldüren birinci orduya, niçin

bir orduya mensupsunuz." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri., 1989: 153-154).

de bir yeni

nesil-lerin vatanperver Ona göre

fikirlerin etkisinde kalmadan, yeni devletin kriterlerine göre, milli bilince sahip nesiller amaç edin-melidirler.

oyunlar, hem Atatürk hem de dönemlerini Bu sebeple dönemin

lerin her iki paralellikleri oyunlarda da dikkati çeker.

Vatansever, bireyler

amaçlayan dönem

feda-yapan, olumlu

veren ve için olarak

alhnda, hem

fedakdr-hem de alçakgönüllülük, ve ailelere

Sadrettin Celal Fedakar Melek (1930) oyununda

(16)

annesin-den zamanlarda gelebilmektedir. Bunu fark eden okul meni Mehmet Fikri Bey, Melek'i evlat edinir. bir

Melek'in için söyler. Melek ise

nin bu okulda eder.

bu fedakar teklifi Cumhuriyet'in seferberli-de bir göstergesidir. Her türlü yaparak

okula gitmesini toplumun

rollerini en iyi yerine getirirler. ·

Muzaffer Baranok hem hem de

yar-Okul (1946)'nda Sürekli okuldan

ka-çan Ali'yle daha ilgilenmeye Ders

sinemaya gitmeye kadar bütün aktiviteleri

leri ile birlikte yapan Ali, eski terk eder.

retmen de, her hususta (Okul 18)

diye-rek bu yüceltir. Aynca maddi

yön-den çeken Ali ve ailesine

en iyi olur:

biz Çocuk Esirgeme Kurumu fakir çocuklara listesi-ne Ali'yi de Ali yemeklerini yemeklerden okulda yi-yecek. Kitap defter, önlük her temin ve Ali çok iyi bir çocuk ola-cak. Sen de dediklerimizi yaparsan Ali'yi (Okul 19).

Bu yoksullara etmenin

okullardaki yoksul devam etmesine destek

görülür. Çocuk Esirgeme Kurumu'nun fakir çocuklara yar-de bu oyundan

Nedime Ergül'ün kaleme Yeni (1948)

oyu-nunda Nevin okuldaki ailelerini tek tek

ziya-ret ederek Türk büyüklerinin ve gezip yerleri

Nevin bu yeni

sürecin-deki devletin yaparken zamanda da devlete destek

için örgütler. sadece okulda her

kesiminde yeni kurulan devletteki aktif rollerine oluruz:

"Sadiye: Bayan Nevin, bir .. Kaç gece kerevetimizin üstüne oturarak, isli sönük bize Türk büyüklerinin okur, memleketten havadisler verir, yerlerde ne güzel .. "

(Yeni 28).

Ben Köyümün (1948) oyunu iki tip

(17)

YENi TÜRK EDEBiYAT!

yan ile içine

men tipidir. Köy olan Zeynep ve Emine'nin

dan birisi oluruz:

"Zeynep: Ôteki ne ne de bize Biz sokul-duk, o Köyümüzün adeti, süt, ... kirli diyerek

dök-tü. defterlerine elini sürmezdi. Bilmem bir hayvan

bir böcek mi ne Göze de (Ben

Köyü-mün 21).

Toplumdan bu kadar kopuk, hor gören halk

bu tarz yeni

ku-rulan devletin insan da Yeni

ge-len ise çocuklar için gecesini gündüzüne katar. Çocuk

Esirgeme Kurumu yollanan çocuklara 23

Nisan için diken bir

gös-terir. bu engellemeye

Fakat zorluklar da

ertesi günkü bayrama bütün güzel

bir bayram geçirmesine bu vesile olur.

çocuklara ahlaki de

Ço-cuk, ailesinden bu bir de okulda

yol gösterici ile

her uygulamaya

olarak Vasfi Mahir

Koca-türk'ün Kalem (1941) isimli eserinde hiçbir

si için kelimesini kullanmaz. bir kaybolduysa bunun için

Bu çocuklara ne kadar

ver-gösterir. hiçbir küçük

Çünkü çocuklar kurulan yeni devletin gelecek nesilleridir.

Oldukça bir oyun olan Defne Kesilir? (1940)'de

Hak-terbiye defne

bir insana benzetir. Bahçede bulunan iki tane defne bi-risi gayet güzel derli toplu bir ise hiçbir

olmadan, olarak

büyü-yüp kendi haline hiç terbiye

def-neye benzerler. Yani kaba saba olurlar. Ama

terbi-ye alarak toplumda sevilir ve O yüzden

(18)

gerek sosyal hayatta gerekse de aile

terbiyeye büyük önem verirler. R Gökalp Küçük

(1943)'inde Muallim, aileye en büyük erdemlerden biri

ol-söyler. ailelerine

ve kalplerini en ufak bir söz söylememeleri gerekti-vurgulayarak aile bireylerine göstermeyi onlara

.

oyunlarda, kötülük

dair sonsuz güvenleri Kalbi

(1943) oyununda olan Bay iyilik ve kötülük

kav-da Türk kötülük

yapama-söyler ve yüceltir:

"Bay

Hayat böyle çocuklar ... Bazen kötülük görür, bir insandan, bir insan .. Sizler ki çiçeksiniz .. Sizi severiz her tin .. Sizden ummak, ummak: Böyle bir Ruhunuza göz yummak! Biz böyle sizden kötülük gelmez,

Böyle duygu o ince ruhunuzdan yükselmez!" Kalbi: 17).

Her türlü yapan, iyi ve güzel

için bir de

ve-ren

Çocuklara bitkiler ders verilmesini konu edinen Dr. Refet'in Nebatat Dersi (1931) oyununda ahlak da

lir. Mütalaa sadece çiçekler bilgi vermez,

zamanda onlara ahlak da bitkiler

tir. denilen bu benzemekten

siz nankör Ti (Nebatat Dersi: 22) diyerek

nan-körlükten söyler.

oyunda derse kablmayan bir yerdeki zehirli

bitki-yi yemeye niyetlenince onu Mütalea ise dersi

gerekli görmeyerek kaçan bir

tini anlahr:

"Mütalea: Bilgi denilen bir tek bir hal, bir hadise ola-maz; biz, gücümüzün derecede fazla malumat elde etmek için birbirimizi

mecburuz. Zira, çok malumat edinmekledir ki biz nezahat peyda ede-riz; hem hem de daha iyi insanlar geçeriz." (Nebatat Dersi: 32).

(19)

TORK EDEBiYAT!

Kendimizi (1949)' da Meliha Volkan iki tipi

derslerine çok tutumlu ve temiz birisi iken

tey-zesinin Neslihan fazla sevmeyen, yerli hor

gören birisidir. Bütün terbiyeli ve

veren örnek olarak gösterir. Bunu

Nesli-han ise run aksine hiç sevmez. sürekli

veren olarak nitelendirir. Bunun üzerine

Nesli-han' a bir yol gösterici

olarak

Türk milleti, ülkenin dönemde bir taraftan

manla bir taraftan da büyük önem veriyordu.

En zor bile okula göndermekten

çekinmi-Çünkü elde edilecek görevi,

tim ile genç nesillere "Bu

dönem-de en az kadar önem arz

gör-mekteyiz." 1999: 66).

yeni nesillere olan

menler her türlü boyunca

dir. Her iki cephede gerek cehaletle gerekse

Sunat hem cephede hem de

okulda Atak Ali (1943)'de yer verir. Kahraman Ali,

nerede

bü-yük bir heyecan duyar. Ali'nin ve milletini

se-ven bir üzerine görevi yerine

ge-tirir. cephede en önde bir yandan,da

Cumhu-riyet'i koruyacak ve yükseltecek nesiller

"a.: kim soruyarsunuz mi? Söyliyeyim ... Sözlerinde, hürriyetin özlemi lavlar gibi akan, gözlerinde bir çakan bir

.. ... Kendi burada yok

k.: Ee .. Bana bak! Bu sözleri sonra söylersin. bana bu yerini söyle! a.: Onun yerini bilmiyen yoktur. yerde görünür o. Burada iken kürsü-sünde. Orada iken de askerin önünde ... Onun için bu iki mevkiin yoktur. Her iki-sindeyken de duyar.

a.: Yerindeydi. Demin söyledim ya. Onun buradaki yerinde bulamayanlar, arada Uzak iki saatlik yol ... Kahraman askerlerimizi oraya gonderiniz ... Sizin onu ben ben ... Bugün ilk dersimiz tarihti.

an-(Atak Ali: 12-13).

geneline toplumun

(20)

ne duymakla beraber yeni gereklerini topluma

makla görevlidirler. Bu

ço-cuklar için hep iyi

istekle-rindendir. temiz, ve

vatansever bireyler olma bilinci istenen yeni insan

tipinin ve

için onlara verirler. Bu

durum kimi zaman da, bu

ve milleti için ve bu büyük

gösteren tüm millete örnek

olmakta-Türk milletinin için cephede

sava-cephe gerisinde de bu koruyacak

nesiller

ÇOCUGUN AiLE VE OKUL

ailesi ile her dönemine etki eder.

Ge-dönemindeki çocuk, terbiye ve disiplini

ileri-ki dönemlerine de Bu yüzden ailesi ile

biri göstergesidir. Aileden sevgi, ve ilgi gören

ço-cuklar genellikle büyük gösterir.

Bunun-la beraber kendisiyle ilgilenilmeyen çocukBunun-lar, ve kötü yollara

Kötü grubuna da sahip olan

gözler önüne Okul (1946)'nda Ali, bütün kötü

ve okuldan sebebinin aile

oldu-bir dile getirir:

"Ali: ve söylenir) Ne yaparsa istemiyorum bir

Herkes benimle alay ediyor. Pis çocuk diye kimse benim gelmiyor. (birden sesi · yükselir) Bana ki sen. Anam güya. Seni de sevmiyorum,

oku-lumu da sevmiyorum. anneleri hep ne güzel palto sinemalara gönderiyor. Ônlük

Sen iyi bile bana eski püskü giydiriyorsun."

(Okul 10).

Evdeki düzensizlik olumsuz yönde etkiler.

fa-kir olsalar bile çocuklanna ilgide kusur etmemeli, dik-kat edilmelidir:

Ali'yi mümkün kadar temiz gayret et. Hiçbir Türk pislikten ...

(21)

YENi TÜRK ARAST!RMALAR!

Sen onu ne kadar temiz yeri temizleme-gayret edersen Ali'de de bu his o da kendine gö-re bir mevki Çocuk ailede yapar. Yani çocuk evin

mu?

Sonra evinde ona bir yer yap. Bu çocuk için

bunu eksik etme. ile Okul çocuk velilerine daima Bir çocuklara anneden daha çekinilmez." (Okul

17-18).

iki ifade özellikle dikkati çeker. Birisi "Türk pislikten cümlesidir ki buradan Cumhuriyet'in

ve göstermesi

önemlidir. Türk her

ise "Yani çocuk evin ifadesidir. evde

tüm olaylardan ve gerek olumlu gerekse de

olumsuz olarak görülür. Oyunun sonuna

an-nesi ile düzelen Ali, okulun en biri

olur. Bu ise evdeki veya

azal-ile ilgilidir.

Ülkü oyununda (1948) Yüksel, Huriye ve Necla kendi karnelerini ne kadar büyük heyecan

m Yüksel, karnesini sonra ailesine

giderken neler Karnesinin bu kadar iyi

kendisi sevindiyse ailesi de o kadar

Aym oyunda Hüseyin ise aksine haylaz ve

ders-lerine bir çocuktur. "Ben katip olacak ya." (Ülkü

12) diyerek okumak söyler.

Hüseyin'in bu sebebini ailesi olarak gösterir.

Çün-kü Hüseyin'in ailesini defalarca okula

onlar bir kere bile bu Ailesinin

ilgi-sinden yoksun olan Hüseyin de mahalledeki kötü çocuklarla

arka-kurmaya ve haylaz bir çocuk olup

Hüse-yin' in onun durumunu görerek ailelerin okul ile el ele

vermeleri sonucunda

"Huriye: Hakikaten okul ile aile el ele vermeli, daha türlü söylemek icab eder-se okul ve aile terbiyesi ve takip ister. analar var ki sabahle-yin soka[a okula gönderiyorum der bir daha aramaz.

Yüksel: Bütün milletin okulun oldu[unu bilmesi Bu sebeple her anne ve baba her zaman okula gitmeli, çocugu ile

ko-ve beraber tedbir Hüseyin'in da böyle yapsa idi gördü-gümüz hale (devamla ve yaka silkerek) aman ne fena (Ülkü

(22)

genelinde ailelerin okul ile

ge-Bu bakmayan ailelerin

çocuk-sorunlar göze çarpar. en okuldan

kaçma ve kötü bir grubuna dahil olma gelir. bu

yolu ise ve

aile-lerin ortak çaba sarf etmeaile-lerinden geçer. ÇOCUK VE ÖZEL

gelecek nesillere en iyi yer

ai-leleridir. Her türlü gelenek ve toplumun kültür

çocuklar önce ailelerinde, da okulda

Fakat kimi aileler görevini özel

ve-rirler. daha iyi isteyen aileler, onlara

mürebbiye, gibi tutarak destek

ol-amaçlar.

Ailelerin özel kimi özellikler

gerekir. Bu özellikleri veya ailelerdeki özel du-oyunlara bakarak inceleyelim.

ve

cinsiyetle-rine göre özelliklere sahip Bu durum

fik Ahmet Nuri'nin (1931) oyununda Bedri

Bey dile getirilir. Bedri Bey, annesinin

gö-zünde hiç terbiyesinin

bir bayan mürebbiye verilmesine

Ona göre cinsiyeti neyse onu de

cin-siyeti o

"Bedri: günden beri mürebbiyesi hasta, çocuk büsbütün ... Hem efendim erkek mürebbiyeler eline kadar münasebetsiz-lik olamaz. Erkek çocuk erkekçe terbiye edilip büyütülmelidir." 6).

"Bedri: Yedi erkek bir tam bir erkek için onu mutlaka bir erkek terbiye etmelidir. O erkek onu göre okutur, terbiye eder."

8).

Bir Sonu (1932)'nda Nihat Adil, çocuk ve özel

gözler önüne serer. Feride'nin bütün terbiyesi

Matmazel Tison verilir. Yalan söylememe,

dersleri Feride'ye hep

Mat-mazel Tison kültürünü, yemeklerini,

(23)

TÜRK

Aile bireyleri mesafe, bir kültürün

Yeni kurulan devlet, Türk

kültürü-nü ailelerdeki mürebbiye tutma bu

devlet büyük bir darbedir. Çünkü çocuklar aileleri

genellikle mürebbiyelere teslim edilir ve bu

milletin kültürünü gelenekleri, giyim ve

ye-mek kültürü ile çocuklar, Türk

kül-türünden Gelecek nesillerini Türk gençlerine

ema-net eden devlet için bu durum, büyük bir tehdit unsuru olarak görülebilir.

özel kimi zaman

olum-suz yönde de etkileyebilir. Haydi (1943) oyununda,

kültür-den çok bir ortama giren Haydi, buraya uyum

ol-dukça Yemek yemek için sofraya hiç

tarzda görünce hareket

kestiremez. Daha sonra da köyde gibi çatal

kullanmadan eliyle Bunu gören Mürebbiye, neler

onu

"Mürebbiye: (Elile peyniri ekmegi cebine görünce hiddetle) aman ne pis insan bu. Yemek böyle yenmez, sol eline sag eli-ne de Evvela ekmekten bir lokma koparacak ve onu sonra da

peyniri keserek, çatalla Sütü içeceksin. reçelden bir parça lokmana sürebilirsin. Yagdan da ayni suretle Elle yemek

Güngör: Haydi çoktan uyudu Matmazel. Yorgun geldi sizi dinleyemedi. Ona

da-(Haydi: 23).

Haydi, kültür üzerine bir de Matmazel'in

olumsuz eklenince psikolojik bir geçirir. Sürekli

ka-buslar gören Haydi, köyünü ve dedesini görür; maya, yürümeye Bir doktora götürülen Haydi, içinde

bulun-durumu ve mürebbiyenin kendisi üzerindeki olumsuz etkisi-ni

"Doktor: bu gördükten sonra böyle degil mi? Haydi: bunu hiç yapamam, çünkü mürebbiye bana yasak etti. Doktor: Ya, öyleyse öyle mi?" (Haydi: 34).

vazifesi ve en iyi

mek olan özel çocuklara olumsuz

(24)

Ni-tekim oyunda Haydi'yi tedavi etmeye gelen Doktor da özel çocuk üzerindeki olumsuz etkisine

"Doktor: Ne söylüyordum. Evet, itiraf et ki evvelden beri mürebbiye-nin bu evde rolü olmaz Biz bilhassa, ecnebi mü-rebbiyeler elinde kukla haline sokuyoruz. en iyi bakan ve ba-asabiyeti, hatta tokatile en iyi mürebbiye ailedir. Aile büyük bir mürebbi o da okuldur. Okul ve aile el ele gün çocuk bu yurdun Tabiat ona her yi gösterir. Mürebbiye elinde kendi kaybeden çocuklar

(Haydi: 37).

Özel ile ailenin çocuk Doktor,

ailelerin her zaman daha iyi savunur.

Ço-emanet eden Türk ailelerini de

bu kukla haline ve

Türk kültüründen hahrlahr.

aile-sinden soma en iyi kurum olarak okulu eder. Çünkü

okulda çocuklar ve milletin fikirlerle

bir milletin olan bu çocuklar böylece

milletlerin olurlar.

oyunlarda, özel Türk aile

na ve geleneklerine sonucuna Özellikle

ya-çocuklarda kültür ikilemi dikkati

çek-mektedir. Türk kültürü ile kültür kalan

olumsuz yönde etkilenir. daha iyi

için özel aileler, kendi sevgilerinden

mah-rum ederler. Böylece büyük bir

dar-be olurlar. özel çocuklar,

Türk kültür ve devletin

politi-kadan çok uzakta büyürler.

SONUÇ

1923-1950 oyunlarda çocuklara bir

ülkenin hangi ayakta Devlet

ta-desteklenen yazarlar yeni devletin ilkeleri,

çocuklara okullarda ve okul olarak

benim-setilmeye Böylelikle genç Cumhuriyet'in çocuklara kazan-ideoloji, devlet kontrolü ve

(25)

TÜRK EDEBiYAT!

Eski sisteminin terki ve yeni sisteminin

benimsen-mesi temel felsefesini bunun okul

ve okulla ilgili aktivitelere büyük önem verilir. Yeni kurulan

devle-tin ideallerini

medeni-yetlere cahillikleri yok etmek olarak temellendirilebi-lir. Bu sebeple çocuklarda okuyup vatana ve millete olma

hep ilk Bunun okul sevgisi ve derslerine

büyük itinayla bu

1923-1950 oyunlarda yeni

devle-tin ideallerini, Türkiye'nin en ücra yayan

bi-. rer misyoner görevi üstlenirbi-. Aynca hem cephede

hem de okulda vatana hizmetlerini ·

Oyunlarda bütün ilk

yer olan aile ile okul da bir

vur-çocuklan en iyi ailelerinin bunun

için özel bir yersiz üzerinde durulur.

Genç Cumhuriyet, Türk toplumunda yeni bir kültür ve

si-sistem ederken bunu koruyacak, fertleri de

ile Bunun için ilk önce

geri-sinde kalan, ezbere dayanan ve bilimsel ilkelerden uzak olan

sisteminin Çünkü kurulan yeni düzeni

ayakta tutacak, güçlendirecek ve sonraki nesillere

bireyle-re ihtiyaç Bu amaçla tarihlerde olan oyunlar,

devletin yeni bir nesil idealinin izlerini KAYNAKÇA

[Sekizinci], Ahmet Nuri, (1 Perde), Resimli Ay 1931, 16 s.

Miraç, Kdr Yavru ve (Ülküme (3 Perde), Ulusal Matbaa, Ankara, 1941, 19 s. Ramazan Gökalp, Haydi, (3 Perde), Ülkü 1943, 46 s .

.. ... ... ... ... , Küçük (3 Perde), Okul ve Okul Piyesleri: 4, Ülkü Kitap Yurdu, 1943, 32 s.

Artel, Sadrettin Celal, Fedakar Melek (Mektep Piyesleri), (2 Perde), Kanaat Kütüphanesi, bul, 1930, 11 s.

Atatürk'ün Sl)ylev ve Demeçleri, c. I-III, (hzl. Arsan Nimet), Türk Tarihi Enstitüsü

lan, Ankara, 1989.

23 Nisan (Çocuk Hikayeleri), (1 Perde, 7 Bölüm), Kültür Ankara, 1940, 19 s .

... , Defne Kesilir? (Çocuk Hikayeleri), (1 Perde), Kültür Ankara, 1940, 3 s.

Baranok, Muzaffer, Okul (3 Perde), Ankara, 1946, 30 s.

Tuba, "John Dewey'in Felsefesi ve Günümüz

Sistemine Bir Uludag Üniversitesi Felsefe Dergisi, 2006.

Faruk Nafiz, Dersler (Bir Demette Çiçek), (1 Perde), Suhulet Kütüphanesi, bul, 1933, 14 s.

(26)

... , Numaralar (Bir Demette Çiçek), (1 Perde), Suhulet Kütüphanesi, tanbul, 1933, 11 s.

Çivril, Bedia, Ali ve (3 Perde), Kanaat Ankara, 1947, 22 s.

Demiray, Cevdet, Do~ Yol, (1 Perde, 4 Toplanh), 1934, 14 s .

. . .. . . . .. . . ... , ... , Devir, ( 2 Perde, 7 Tablo, 11 Toplanh), Ankara Cumhuriyeti An-kara, 1945, 26 s.

Dr. Refet, Nebatat Dersi, (1 Perde, 14 Meclis), T.C. Millf 1931, 55 s. Duyar, Emek Atelyesi, (3 Perde), 2. bs., Akgün 1947, 32 s. Egeli, Münir Hayri, Oynuyoruz, (1 Perde, 5 Sahne), Ankara, 193, 40 s .

... , Yeni Böcekleri ile (1 Perde, 4 Tablo), Ankara, 1936, 32 s. Ergin, Osman, Türkiye'de M.aarif Tarihi, 4 cilt, 1977, 550 s.

Ergül, Nedime, Ben Köyümün (2 Perde), (Okul Piyesleri), Sümer Kay-seri, 1948, 32 s .

.... ... .. ... , Yeni (1 Perde), (Okul Piyesleri), Sümer Kayseri, 1948, 32s.

Erkman, Nihat Adil, Bir Sonu, (1 Perde, 16 Sahne), Kanaat Kütüphanesi, 1932, 22s.

~et, ve Meslek (ed. Yüksel Özden, ôgretmenlik

içinde), PegamA Ankara, 2002, s. 2-32.

Gökçe, F., Sürecinde Devlet ve Eylül No: 8, Ankara, 2000. Gökçe, Ramiz, Çocuk Vali, (1 Perde), Muallim Ahmet Halit Kitaphanesi, 1933, 16 s. Gutek, Gerald, Felseft ve 3. bs., Ütopya Ankara, 2006, 353 s. Güngör, Erol, Sosyal Meseleler ve (hzl. R. Güler - E. 1993. 488 s. Gürtunca, Mehmet Faruk, (2 Perde), Ülkü Kitap Yurdu, 1943, 15 s .

.•... ... . . ... ... .. . .. ... , ögretmenin Kalbi, (2 Perde, 4 Sahne), Ülkü Kitap Yurdu, 1943, 20 s.

Hulusi, Ahmet, Facia, Remzi Kitabevi, 1933, 33 s.

Servet Hilmi, Olsun, (3 Perde), Bilecik Halkevi Bilecik, 1936, 20 s. Karabekir, Çocuk c. I, (hzl. Faruk Ôzerengin), Emre 1995,

342s .

. ; ... , Bu Mektep, (1 Perde, 3 Meclis), Yeni Yol, y.1, S. 24-26, 14 1924. Kocatürk, Mahir, Kalem, (1 Perde), Ahmet Halit Kitabevi, 1941, 16 s.

Emre, Atatürk Üzerine, Remzi Kitabevi, 1994, 189 s. Neyzl, H. Nezih, Cumhuriyetin X. Peva 1995, 238 s.

Okurlar, Ayça, "Cumhuriyet Dönemi Türk Çocuk Tiyatrosu (1923-1950)", Üniversite-si, Fakültesi Yüksek Lisans Tezi).

Mustafa, Cumhuriyet Döneminde Yeni Bir Nesil (1923 - 1950), Çizgi Kitabevi, Konya, 1999, 291 s.

Sunat, Atak Ali, (1 Perde), 2. bs., Ülkü Kitap Yurdu, 1943, 20 s. Süldür, Enver, Ülkü (1 Perde), Isparta Isparta, 1948, 14 s.

Maarif T.C. Milli (15-21 1943), 1991.

UçüncU Milli T.C. Millf 1991.

Ülken, Hilmi Ziya, Türkiye'de Tarihi, 3. bs., Ülken 1992, 84 s. Volkan, Meliha, Kendimizi Piyes ve (1 Perde), Yeni Cezaevi

n, Ankara, 1949, 3 s .

.. .. ... ... . , Okul Sonu Piyes ve (1 Perde), Yeni Cezaevi Ankara, 1943 5 s.

Yesari, Mahmut Esat, Uykudan Uyanan (Monologlanm), Kitapevi, 1939, 7 s. Lebit Fehmi-Egeli, Münir Hayri, Tarih Diyor Ki, (2 Perde), Anadolu

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

Yaşar Nabi, Türk kültürüne, Türk okuruna Haşan Ali Yücel’den sonra en fazla yararlı olmuş İnsandır.. Şunu da unutmayalım ki birinin arkasında devlet

Okul Öncesi Eğitim Kurumlarında Eğitim Öğretim Faaliyetlerinin Denetimi, International Journal Of Eurasia Social Sciences, Vol: 7, Issue: 23,

Ancak yine de bireyin gelişiminde kritik öneme sahip 0-3 yaş döneminde (doğum öncesi dönemden sonra gelişimin en hızlı olduğu dönem) televizyonun olumsuz etkilerinden daha

yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı İmparatorluğu´nda ihdas edilen dârüş- şafaka, dârülaceze, sanayi mektepleri ve daha geç dönemde hayat bulan dârüley- tam gibi

AİLE İÇİ İLİŞKİLERİN ÇOCUĞA YANSIMA LARINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER(1).. Toplumsal Norm

Anne babalar sıfır-üç yaş grubundaki çocuklar için kitap seçerken müzikli, sesli, parlak renkli, dokunsal olarak uyaran, kolay yıpranmayacak kalitede ve ellerinin boyutuna

çocuk ihtiyaç duyduğu her anda kendisine bakım verenin yanında olacağını bilir. Bu şekilde çocuk bir bağlılık duygusu geliştirir ve annesinden bağımsız bir