• Sonuç bulunamadı

İki yabancının gözüyle Osmanlı İmparatorluğu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İki yabancının gözüyle Osmanlı İmparatorluğu"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

■r

M T a r i h K ö ş e l e r i n d e

l i i i l f f l * ™

M

İlli

«ki yabancının gözile

i

Osmanlı imparatorluğu

|

S

n

m

İ

Yaznn ■ Midhat Cemal Kuntay

Ü l H

«İki yabaneia şunlardır :

1S00 yılında Osmanlı devletinin Re­ ji Umum Müdürlüsüne gelen, ve 12 Mart 1916 tarihinde Reji İdare,M ec­ lisi karariyle yerini meşhur (Galata- da, Eeyoğlunda, Babıâlide, Yıldız Sa­ rayında meşhuı) Weyi’e bırakarak o meclisin m urahhas âzası, olan Louis Rambert; ve oğlu Maurice Rambert.

Kamberi, öldüğü zaman 1919 da) «Tribune de Genève» yazdığı bir m a­ kaleyi şu satırla bitirdi: «Anadolu şö- mendöferleri müdürü «Edouard Hu- gunin» ve Düyunu Umumiye idare Meclisi Başkanı kumandan Berger gibi «Louis Rambert'de Tiirkiyenin her tarafında tanınmıştı.»

Bu satırlara şunu ilâve edebilirim: Rambert Türkiyenin her tarafında ta ummakla kalmamış, içişlerimize res­ mî memuriyetlerinden fazla bir tu ­ haf hususâyetile karışan bütün yaban cıî&r gibi Türkiyenin her şeyini de tanımıştı. Kendisinin ölümünden so­ ra Maurice Rambert’in 1926 Ocak ayı tarihli bir ön .- sözle İsvierede fran-

Eizea olarak bastırdığı «Notes et Im­

pressions de Turoulea ismindeki h a ­ tıralar İkinci Abdiilhamit devrinin bilmediğimiz taraflarım konuşmanın hafif üsKıbiyle yazan Lotus Rambert’

dereceye ticaret t e sanayi işlerini ya pabiliyorlardı; ve, adına Şarkta «Bah şiş» denen kolay olan ve çok ahnan paralar mukabilinde lehlerinde m ah­ keme kararlan da alabiliyorlardı. İş­ te böyle sabit bir rengi olmıyan ve birbirini tutmaz şeylerle dolan bif memlekete Louis Rambert 1891 de gel di: Vazifesi Selâniği İstanbula Dede- ağaç tarikile bağlayan şömendöfer işi ni Vitali Şirketi namına idare etmek­ t i Bu şirket, Bayındırlık teşebbüsleri­ nin en büyüklerini barındıran bir Fransız müessesesi idi; ve Louis Ram bert bu müesseseyle, Gothard tüneli işinde m üteahhit olan Favre’m mü­ şavir avukatı olduğu İçin münasebet peyda etmişti; çünkü o tüneli, dedi­ ğim müteahhid yapmıştı.»

Louis Rambert, nihayet, bir yaban­ cı olduğu için, memleketimizin ıztırap

laruıı bir eğlence şeklinde not ediyor­ du. Bunu, oğlu Maurice Rambert şu yolda anlatır:

«Bizim idare tarzımıza büsbütün aykırı olan bir rejimin münasebetsiz­ liklerine babam şaşıp kalmıştı. Ve hür Helveçyanm (İsviçrenin) her dü şündüğünü söyleyen, vo idare etmek, ört bas etmek gibi şeyleri bilmeyen bir çocuğu olan babam, bu vasfının ver diği fikir hürriyeti ve keyfiyle, ne duy muşsa, ne görmüşse, not ederek eğle­ niyordu. Ve, 1895 yılının sonunda baş layan bu notlar, onun ölümüne kadar sürdü. Yani, bu notlar, Ermeni me­ selesinin fevkalâde ağırlaştığı bir za­ manda yazılmıya başlanmıştı.»

Gelecek yazımda Ermeni işinde oğ­ lunun, Babıâli ve saray işlerinde de. babasının fikirlerini anlatacağım.

İndir.

Mübalâğasız diyebilirim ki. ancak dört sayfa tutan ön - söz kitaptan p.yrı bir cilt ehemmiyeüııdedir: Mem­

leketimiz hakkındaki kısa, fakat dolu kararlarla..

Ön - sczün muharriri, Ermeni va­ kasından dolayı o zamanki Avrupai.-

ların kullandıkları tabirle «Kızıl Sul­ tan» diye yazdıktan sonra bu padişa­ hın devri hakkında şu k ararı verir. «Bir felâketle bitmesi lâzımgelen bu gizli ihbarlar, bu jurnaJlar devri­ nin uzun müddet devam edebi unesi bir mucizedir. Fakat bu «Kızıl Sul­ tan >, bu «Büyük ödlek» tedhiş ve. tah rip devri olan saltanatını 34 yıl de­ vam ettirebilmek için Avrupadaki re­ kabetlerden ustaca istifade etmeyi bildi.»

Ön - söz muharriri padişahtan son ra İstanbul belediyesini hicveder: «İs tahbuîun küçük sokaklarında gezmek göz ve muhayyile için bir ziyafettir; fakat burun için değil.»

Bu hicvine şu satırları ilâve eder: «Daha yirmi yıl evvel İstanbul J3 üncü Louis zamanını gösteren re­ simlere benziyordu. Bekçi şehir halkı tun uykusunu bekliyor, ucu demirli a gır sopasını, kaldırım taşlarına vura­ rak sokaktan geçtiğini malumlaştırı­ yordu. Yağmur yağınca, sokaklar h a ­ kiki bir bataklık oluyor, ve büyük se­ faretlerin balolarına kadınlar «Chaîses â porteurs» le (Hamalların camızlarına kayışlan geçirilen şakulî seciyelerle) (gidiyorlardı (1).

«Ecnebiler, şüphe yok ki zırhlılann Verdiği korku ile müstesna muafiyet­ lerden faydalanıyorlardı: vergi ver­ miyorlardı: İmparatorluk huduttan * içinde oldukça kolay geziyorlardı: bir

tt) - Bu Chaises â porteurs» lerden bîr tanesi, son zamana kadar. Serkl fferyamn alt katında vardı.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Kubbeli bazilika türünün en önemli örneği olan Ayasofya’nın, yedi bin metrekarelik ana mekânı, mermer sütunlarla bir orta, iki yan nef olmak üze­ re üçe

In the present study, we planned to examine retros- pectively the effects of using propofol alone and in combination with fentanyl on the duration of reco- very from anesthesia,

1 Temmuz tarihli mektubunda Macar Krallığı’nın çok büyük bir tehlike altında olduğunu belirten Orio, Sultan Süleyman’ın seksen bin kişilik bir orduyla

Mesafenin korunması - hepsi yabancının işareti - Hey yabancı diye - az önce seslendi biri - Hoş çok da tanış sayılmam kendime Ses çağırdığında. Dönüp sesinin

Düz kirişlerin alt kalıplarının istinat ettiği direkler kamalar yardımile tanzim edilir ve ki- rişin kalıbına evvelâ makûs istikamette metre- de (2 veya 3 mm.) lik bir

Bilinmeli ki halis dindarlık yalnız Allah için olanıdır. Allah‟tan baĢka Ģeyleri kendilerine koruyucu kanul edenler, -ki sadece bizi Allah‟a yaklaĢtırsınlar

our aim was to determine the immunohistochemical expression profile of insulin like growth factor ii mrna binding Protein 3 (iMP3) and its correlation with tumor stage and grade

etme (p=0,002), durumluk kaygı düzeyi (p=0,001) ve algılanan stres toplam puanları (p=0,005) eğitim sürecinde tıp fakültesini bırakmayı düşünenlerde anlamlı derecede