• Sonuç bulunamadı

Preveze zaferinin 404'üncü yıldönümü münasebetile:Büyük Türk amirali Barbaros Hayreddin

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Preveze zaferinin 404'üncü yıldönümü münasebetile:Büyük Türk amirali Barbaros Hayreddin"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

>

>4*» t V

P reveze zaferinin 4 0 4 ncii yıldönümü münasebetile;

Büvük Türk Amirali

Barbaros H a vre d d in

" B a rb a ro s u n b a şın ı g e tire n e

k ız ım ı v e re c e ğ im !

• • ■ « • M * • ■ » • • ■ ■ ■ ■ • ■ • « « « • ■ « « • • • • M , , m » • • • ■ • • » # » » ■ ■ « » » » d * a

: Barbaros, Preveze önlerinde A nderya D eryanın don an. : i m asını m ahvetm eden cok seneler önce, Cezair sa h ille.

rinde beşinci Şarlin gem ilerini kac defa ve nasıl

■ ■ * »

perişan etti?

Y a z a r İSKENDER F. SERTELLİ

Bugün, büyük Türk amirali

Barbaros Hayreddinin temin etti­ ği Preveze muzafferiyetinin 404 üncü yıldönümüdür. Her sene bu* gün büyük ve aziz ölünün meza, rmda tören yapılır ve birçok nu­ tuklar söylenir, Preveze harbine ait hatıralar anlatılır.

Matbuat sütunlarında da her yıl bütün Türklerin göğsünü ka­ bartan bu büyük deniz muzaffe- riyeti hakkında uzun yazılar inti. şar eder ve halkımıza çok faydalı malûmat verilir.

Ben bugünkü yazımda, her yıl olduğu gibi, Preveze muzafferiye* tinden bahsedecek değilim. Bence, Barbarosun, kaptan paşalık dev. rinden çok önce Cezairde temin ettiği çok şanlı öyle muzafferi, yetler vardır ki.. Hattâ bunlardan birinde İspanya kralı beşinci Şar. İm bile denize dökülüp boğulma­ sına ramak kalmışken, bir yelken, li ile güçlükle kurtulduğunu görü*

rüz.

Bu dar ve küçük sütunlar için, de kısaca o büyük deniz muzaf. feriyetlerinden bahsedeceğiz.

Barbaros Hayrettin

Barbaros Hayreddin Cezair bey. lerbeyidir. Kanunî Süleyman ta. raimdan kendisine “Hayreddin” a. di verildiği güne kadar Barbaros, hakikî adı olan Hızır bey diye a* nılırdı. Barbaros ve kardeşi Oruç Beyin sakallan kırmızı olduğun­ dan kinaye olarak AvrupalIlar ta.

rafından kendilerine “Barb roz„ H attâ Oruç Bey daha evvel şehit olduğu için, Hızır beye İspanyol, lar (İkinci Barbaros) derlerdi.

Cezairin Halkulvaad kalesine

hâkim olan Hızır bey, İspanyol donanmasını bu sularda birkaç ke­ re perişan etmişti. Bir gün be - şinci Şarlm da rakip olduğu bir donanma Cezair sahillerinde gö * ründü. Donanma kumandanı ami . raî Hügo kaleyi kolaylıkla zapte- demiyeceğini anlayanca, Hızır be­ ye şöyle bir teklifte bulunuyor:

‘‘Donanmamızın azamet ve hey­ beti karşısında mukavemet göster­ menin cinnetten başka bir şey ol­ madığını sen de takdir edersin! Beyhude yere kan dökülmesine meydan vermeden kalenin derhal müttefiklere teslimine muvafakat edersen, seni istettiğin memlekete sağ olarak göndermeyi vaadedi- yornm! Aksi takdirde kelleni göv denden ayıraeağmıa emin olmalı­ sın.

Amiral Don llugo de Moneada,, Hızır Bey bu teklif karşısında hiç tereddüt göstermiyor ve nıa:- yetile birlikte kaleyi son neferi, ne kadar müdafaa edeceklerine yemin ediyor.

Bir taraftan Hızır Beye yardıma gelen bazı Arap kabileleri de şe* hir tarafından akma başlıyorlar.

Hızır bey amiral Hügonun tek. lifine bir Arap kayıkçısı vasıta, siyle şu cevabı gönderiyor:

“Selefiniz Marki de Gumar ce­ napları da tipimi sizin gibi kuvvet­ li bir donanma ile üzerimize sal­ dırmışlardı! Ne yazık ki, gerek o.

gerek ondan evvelki Diego size, '

Türk ölmeyince sırtı yere gelmi- yeceğinj ve ayağı bastığı yerden çıkmıyaeağını söylemişler! Bunu hir defa da sîz deneyiniz!”

Beşinci Şarl bu cevap üzerine hücum emri verince, harp başla, mıştı. İki taraf da biribirine ateş ve ok yağdmyordu.

Amiral Hügo çok mağrur bir a.

damdı, Hızır beyin cevabından

fena halde hiddetlenmişti. îspan - yol denizcilerine:

“— Ölüm var., dönmek yok.,, Demiş ve şiddetli hücumlar baş­ lamıştı. Liman sahiline kadar yak* laşan gemilerden atılan gülleler mütemadiyen kaleyi dövüyordu.

Kalede iki büyük top vardı. Ok. çular da Hızır beyin en güzide ni. şancılarıydı. Hepsi de mazgalların arkalarından Ispanyollara ok ve gülle yağrıdıyorlardı.

İspanyol denizcileri çok yakm sa killere kadar sokuldukları için, bu

beklenilmiyen mukabil müdafaa

karşısında pestil gibi birer birer denize seriliyorlardı.

Bu hücum esnasında kale içinde beş yüzden fazla Türk denizcisi yoktu. Şehir içindeki araplar ve di­ ğer muharipler deniz hücumlarına müessir olamıyordu.

Ispanyollar — kendi tarihlerinde zlkredildiğine göre— ilk hamlede devam eden dört saatlik bir hü­ cum esnasında yedi binden fazla telefat vererek ateş kesmişler ve geri çekilmişlerdi.

Isanyol denizcileri ve muharipleri bu muharebede o kadar yılmış ve o kadar yorulmuşlardı ki, yanında bir damla su diye haykıran yaralı arkadaşlarına başını çevirmeğe bile mecalleri kalmamıştı.

Kaleden bu vaziyeti gören Türk eengâverleri sevinç ve neşe içinde bağrışıyorlardı.

Amiral Hügo bir taraftan: “— Bunlar insan değil, şeyta nın oğullarına benziyorlar. Ölüm, korku nedir bilmiyorlar!,,

Diyor, bir taraftan da, araların­ da kaybolan kralı aramağa başlı - yordu.

Zira o sırada talihin, bir cilvesi olarak, deniz de kabarmağa, müt­ hiş bir frrtma başgöstermeğe baş­ lamıştı. Küçük galiler birbirine çai pıp parçalanıyor; yaralanıp geri hatta çeküen büyük yelkenliler batma tehlikesi karşısında nereye iltica edeceğini bilmiyor, şaşkın bir halde dalgalar arasında boeab. lıvordu.

Halbuki bundan bir yıl önce, Bar­ baros kardeşlere meydan okuyası bir başka İspanyol amirali (Mar­ ki de Gumar) imparatora gönderfü- ği bir m ektupta:

“Türkler, Cezayir'de son günleri­ ni yaşıyorlar!,, demiş ve bunu, tah kir maisadiyle Hrzır beye de du - vurmak frrsatmı bulmuştu.

Yine aynı amiral: “Barbarosun başmı bana getirene kızımı verece­ ğim!,, tarzında ilânlarla Arapları da tahrik etmekten geri durma . mış, fakat, İliç bir Arap kendinde bu cesareti görememişti.

Kral Beşinci Şarlin, Markiye ce­ vap olarak o zaman gönderdi mek­ tup ta denizcilik tarihimizde mü - him bir kıymet fade eder :

“Avrupa senin ve maiyetindeki kahramanların kılıçlarının parıltı - sini uzaktan görüyor ve hepinize muvaffakiyetler diliyor. Cezayir) bu belâdan kurtarmağa muvaffak olursan, cihan tarihinde şerefli ve unutulmaz bir nam bırakacak ve AvrupalIların ebedî minnettarlığını kazanacaksın!,.

Halbuki, kralın teşvikilyc Bar - barosa hücu meden Marki de Gu. marm donanması da (Halkulvaad) kalesi önünde perişan olmuş ve Marki yaralanarak canını zor kur­ tarmıştı.

İşte bu hezimetten bir sene son­ radır ki, kral seksen parça gemi ile amiral Hügonun kumandasında Cezayir sularma geliyor., o da ö- tekiler gibi perişan oluyor ve kü - çıik bir yelkenli ile —hin müşkü­ lât içinde— Venedik sularına ilti. ea ederek canmı kurtarabiliyor.

Referanslar

Benzer Belgeler

• Bir çocuğun hayatının ilk yıllarında beyninin sağ yarı küresinin daha çok çalıştığını ve sol yarı kürenin dil bece- rileri, sözcükler, anlamlar gibi görevler için

“Hürriyet gazetesi kuru­ cusu rahmetli Sedat Simavi’- nin kabri başında anılması sırasında patlayan bomba Türk basınını en derin şekil­ de

Abdülhamid Münir paşaya ko­ nağını yaptırmak için üç defa dokuz bin lira âtiye verdiği gibi Paristen her İstanbula gelişinde hem kendisine hem haremine

Bunun neden olarak şletmen n toplam satışlarının azalması ve faal yetlerden elde ed len nakd n fazla olmasıdır.. Bu oranın %20 üzer nde olması

1961'de İngiltere'de yayınlanan Photography Annuel antolojisinde dünyanın en iyi yedi fotoğrafçısından biri seçilen Ara Güler, aynı yıl Amerikan Dergi

önemli yasalarndan kabul edilen bu yasa ile Katolik Kilisesi, her ne kadar kendi- sini Petrus’un halefi olarak görse de, kendisine mensup olmayan dier hristiyan- larn da

"Türkiyede 1989 Yılında Ödül Alan Kitaplar." Y e r : Büyükşehir Belediyesi Atatürk

Çoğumuzun TÜBİTAK kısaltılı adıyla bildiği Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırmalar Kurumu 24 Tem- muz 1963’te, başka bir deyişle Türki- ye Cumhuriyeti’nin 40..