• Sonuç bulunamadı

Saray ve Babıalinin iç yüzü:İttihadı Osmani Cemiyetinin nizamnamesi - Tıbbiyede ilk tevkifler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Saray ve Babıalinin iç yüzü:İttihadı Osmani Cemiyetinin nizamnamesi - Tıbbiyede ilk tevkifler"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

15 Mayıs 19c

«

O ,

C

f*

i ' jp ^ İÇ ,-** V

^ ^

_______

'

SARAY ve BA6IÂLİNİN İÇ YÜZO

Yazan: SÜLEYMAN KÂNI iRTEM — Tercüme iktibas hakkı mahfuzdur.}

Tefrika Nü. 881 ^ —^

İttih ad ı O s m a n ? C e m iy e tin in n iz a m n a ­

m e s i - T ıb b iy e d e ilk te v k ifle r

Fakat onun bu yoldaki ilkaatı fik­ ri öldürmeğe kastedenlerin işine gel­ mediği için nihayet Ekrem bey aley- , hinde iftiralar tertib edilmeğe baş- ' lanmıştı. Bir defa Namık Kemal be-' yin İstanbulda teşekkül eden bir fe- sad cemiyetini Midilliden idare etmek­ te olduğu ileri sürüldü.

Kemal beyin damadı Menemenli Rifat bey - meşrutiyette âyan reisi - muhabere vasıtasıdır diye tevkif edil­ di.

Ekrem beyle Abdülhak Hâmid bey tazyik olundu. Ekrem bey Namık Kemal beyin kendisinde bulunan yüz­ lerce mektubunu toprağa gömdü; ya­ kasım müstantiklerin elinden kurtar­ mak için bunlardan yalmz on kadarı­ nı verdi.

Bugünlerde Kemal ve Ekrem bey­ ler arasında bir gazelde kullanılmış bazı kelimelerin Türk veya Acem şi­ vesine muvafık olduğu hakkında mek­ tuplarla bir mübahase cereyan edi­ yordu. Kemal beyin bu bahse dair yirmi sekiz sahifelik bir mektubu Me­ nemenli Rifat beyin evinde kalmıştı. Rifat beyin kardeşi Habib bey zabıta­ nın her dakika eve gelerek kâğıt ko­ kusu alabilmesinden endişe ettiği için bu mektubu yakamamış, bir leğen su içinde yok etmişti. Şair Hersekli Arif Hikmet bey de Namık Kemal bey ile teati ettiği mektupları saklardı. Arif Hikmet beyin vefatmda bu mektup­ ları muhafaza eden akrabasından Sü­ leyman paşa Erzincana tebid edilin­ ce ailesi bu evrakı yakmışlardı.

İstanbul mülkiye idadisi tarih mu­ allimi ve Sabah gazetesi başmuharri­ ri Selânikli Tevfik efendi de Abdül- hamid zamanının günü gününe zap­ tetmiş olduğu notlarını Nuruosmani- ye civarında oturduğu evin basılaca­ ğım haber alarak sarnıca atmıştı. Bu notlar şimdi elde bulunsaydı sa­ ray ahvali hakkında elbette pek isti­ fadeli bir kaynak olacaktı.

Böyle mahvedilmiş, yakılmış, yere gömülerek unutulup kalmış, çürü­ müş kim bilir ne kadar kıymetli evrak kitaplar vardır!

Kemal bey de Ekrem beyin tevki­ finden pek müteessir olmuştu.

— Ekreme böyle muamele edilir mi? Ekrem karakollara sürüklenir mi? diye ağlamış ve:

— Vatana bir hizmet edemedik! Şu dünyada gördüğümüz iş namımı­ zı ağzına alanların başına belâ kesil­ mek oldu! demişti. (1)

İhbarın aslı olmadığı anlaşılıp me­ sele kapandıktan sonra Ekrem bey Namık Kemal beyin mektuplarını al­ mak üzere mabeyinci Ragıb ve Beşik­ taş muhafızı Haşan paşalara bir kaç kere müracaat etti. Fakat «Bunlar hakipayi şahaneye takdim olundu.» Cevabından başka bir şey alamadı. (2)’ Bundan sonra Ekrem beyin mtilkiye- deki dersleri ve telkinleri daha sıkı bir murakabe altına alındı.

(Talimi edebiyat) evvelce mülki­ ye talebesi için litografya ile basılır­ dı. Bunda «zülfü yare» dokunacak ba­ zı tabirler ve misaller vardı.

Bunların çıkarılmasını o zaman m aarif nazırı olan Mustafa paşa - ne- tayicülvukuat sahibi - Ekrem beye ih­ tar etti.

Ekrem bey eserinin hiç bir noktası­ nı kaldırmıyacağım, lâzımsa mülki- kiye edebiyat muallimliğinden istifa edeceğini söyledi. Nazır çantasından bir «tezkerei hususiye» çıkardı.

25 Nisan 1937 tarihli ve 870 num a­ ra lı te frikad a esbak P aris büyük elçisi M ünir paşanın v erd iğ i izah ata göre R o ­ m an ya kralın ın m ahrem lerinden M ar- g eriti İstanbula gönderdiğini, M argeri- tin R om anyam n B u lgarlar v e Y un an lılar aleyh in e bir itilâf ak d i em elini sadrazam H alil R ifat p aşa ya gizlice açtığını, fak at paşanın işi b ir n eticeye isal edecek bir teşebbüste bulunm adığını yazm ıştık. H a­ lil R ifat paşanın torunu B. F uad Sim a- vid en aldığım m ektupta (M ünir paşa bu hususla yan lış bir iz üzerinde yü rü ­ y o r san ıyo rum .) denildikten sonra hu­ lâ sa ederek naklettiğim şu izahat v erili­ y o r :

R o m an ya bir itilâf teklifinde bulun- ı say d ı bunu b ittabi İstanbuldaki elcisi

Mektebi Tıbbiye nazın Saib paşa

v esatetile ya p ard ı. R o m an ya o tarihte A vusturyanm m üttefiki idi. B ulgar pren­ si F erdinand d a âd e ta A vusturyanm h im ayesi altın d a g ib i idi. A vu stu rya ise S ırp la ra karşı d aim a B u lgarlara m üza­ h eret ederdi.

Ben bu A postol M argeriti pek iyi ta ­ nırım . Bu ad am R om anya kralının m ah­ rem i o larak b üyük babam ın sad aretin d e İstanbula gönderilm iş d eğildir. O zaten h ayatın ın büyük kısm ını T ü rkiyed e geçir­ m iş, M ak ed o n yad ak i U lahların m ukad- d e ratile ve hassaten um um î m üfettiş ol­ duğu U lah m ekteplerinin te şkilâtile ve R um elid eki U lah lard a m illiyet d u yg u ­ ların ı u yan d ırm akla uğraşm ıştır. M arge- rit M an astırda otururdu.

Büyük b abam M anastırda v ali iken M argerite gösterdiği m üzaheretten d o ­ la y ı R om anya k ra lı kendisini iki yüksek nişan ile taltif etm işti. S ad razam olduğu v a k it te em sali görülm em iş derecede k ıym etli p ırla n talarla m üzeyyen bir «E toile de R o um an ie» nişanını m ahsu- sen B erlinde im al ettirerek kendisine gönderm işti.

İhtiyar M argerit İstanbula her gelişin­ d e bize uğrar v e İstanbulda oturan oğlu d a h aftad a bir k aç d efa evim izde görü­ lürdü.

Bundan an laşılır ki A postol M argerit bir itilâf akd in e m em uren büyük babam nezdine gizlice gelm iş değildi. Esasen R om anyanın bizim le o v ak it b ir ittifak akd in e yan aşm ak istem ediğini uzun m üd­ d et Bükreşte elçilik eden Kâzım b ey de b an a bir kaç defa söylem işti.

1911 senesi nihayetinde T rablus m u­ harebesi esnasında A vusturya B alk an ­ la r h ak k ın d a bizim le b ir itilâf akd in e te­ m ayü l etm işti. Son dereced e m ahrem cereyan eden m üzakerelerin m uhaberesi­ ni ben yap ıyo rdum . Elçi ile benden b aş­ k a hiç bir ferd buna v âk ıf değildi. Bu fırsatın o v ak it neden k ayb ed ild iğ in e h â lâ hayretteyim . Buna m ukabil R usya B alkan ittifakını vücude g etird i.)

B. F uad S im av iye bu ittifak m eselesi­ ne ve m ektubunda M aked o n yad a unsur ıh tilâflarile kom iteciliğe d air v erd iği iza­ h attan d o layı teşekkürler ederim .

R o m an ya ile Osm anlı devleti arasın­ d a ittifak m üzakereleri safhalarını ve k ralın B abıâlice sır tutulm am asından elçi K âzım b eye şikâyetlerin i evvelce yazm ış­ tım . İttifak m üzakerelerinin elçiler h ari­ cinde id are edildiğinin em sali yo k d eğ il­ dir. Nitekim U m um î harpte B ulgaristan ile aram ızd a itilâf için cereyan eden m ü­ zakereleri de iş vesilesile İstanbula gön­ derilen Naom T üfekçiyef idare etm işti.

R o m an ya kralının d a H alil R ifat p a­ şanın M anastırdan k ad im âşinâsı olduğu an laşılan A postol M argeriti bu y o ld a hususî bir teşebbüste bulunm ağa ve itti­ fak a zemin h azırlam ağa mem ur etm iş ol­ m ası m üstebad görülem ez kan aatin deyim .

[8 7 5 num aralı tefrikad a Eğribozlu olan m abeyinci R agıb p aşa için zuhulen G iridli denilm işti. D üzeltir ve itizar

ede-(Arkası var)

( 1 ) A li E krem : R ecai zade M ahm ud Ekrem .

( 2 ) Şehrem aneti m ektupçusu Nâzım beyden de K em al beyin m ektupları mü­ sad ere edilm iş, Nâzım beyin m üracaati-ne ayn i veçhile cevap verilm işti.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Yerden kendi motorlar› yard›m›yla havalan›p uzaya gidebilen ve görevi bitti¤inde ayn› flekilde dönüfl yapabilen uzay araçlar› ya- p›m› için X-33 projesi ortaya

Yok olmufl bir s›¤›r türüne ait 3200 y›l- l›k fosil kemikleri inceleyen enstitü eki- bi, kemiklerin bir k›sm›n›n 1947’de bu- lunup müzede saklanm›fl, bir

“Ayasofya Hamamı, büyük şehri tezyin eden İstanbul’umuzun üzerinde milli imar damga­ larımızdan biri olan eşsiz kıymette bir yapı­ dır ki yalnız hamam olarak

Bilimsel çalışmalar, elit atletleri diğer atletlerden ayıran en önemli şeyin koşma sırasında yere uygula- dıkları kuvvet olduğunu gösteriyor.. Bu kuvvet arttıkça

309-320; Ahmet Karataş, Türk-İslâm Edebiyatında Manzum Menâsik-i Haclar ve Nâlî Mehmed Efendi'ye Atfedilen Menâsik-i Hac (Edisyon Kritik) yüksek lisans tezi, 2003,

Parçalanmış ailelerde aile bütünlüğünün olmaması, aile içi sorunlar ve ekonomik yetersizlik gibi nedenlerden dolayı bu ailelerden gelen çocukların

Hansa kentindeki kapahçarşıyı anlatır. Han- sa’nın 6 ilçeye ayrıldığını, bu 6 ilçeden üçün- cüsünde Müslümanların yaşadığını, burada kurulan,

Aldığı ödüller ise uzun bir liste: 1973’te İstanbul’da Vakko Desen ve Sanat Yarışması’ndaki ödülden 1990 yılında İstanbul’da Sanat Çevresi ödülüne