• Sonuç bulunamadı

Türk Medeni Kanununa Göre Kurulan Vakıflar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türk Medeni Kanununa Göre Kurulan Vakıflar"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TÜRK MEDENI KANUNUNA

GÖRE KURULAN

VAKıFLAR

Ruşen B A L T A

H M ü r k M i U e t i ' n i n sosyal h a y a t ı n

-da i l k ç a ğ l a r d a n beri yer alan vakıflar, T ü r k i y e C u m h u r i y c t i ' n i n ilâ­ nından sonra, T ü r k M e d e n î Kanunu'na göre kurulmaya b a ş l a m ı ş l a r d ı r .

4 E k i m 1926'da y ü r ü r l ü ğ e giren T ü r k K a n u n u Medenisi'nde tesis olarak a d l a n d ı r ı l ı p , "bir malın muayyen bir maksada tahsisi" ş e k l i n d e t a r i f edilen vakıf mahiyetindeki k u r u l u ş l a r l a i l g i l i h ü k ü m l e r , T K M ' n i n 73 ila 8 1 . maddele­ rinde d ü z e n l e n m i ş t i r .

Bu h ü k ü m l e r e göre; tesislerin resmî senet veya vasiyyet suretiyle k u r u l m a s ı m ü m k ü n d ü r . Tesis senedinde, tesisi k i ­ min, nasıl i d â r e edeceği, gâyesi göste­ rilecek ve tesis mahkeme siciline kay­ dedilecektir. M i r a s ç ı l a r ı n tesise itiraz h a k l a r ı v a r d ı r .

Tesisin teftişi gâyesine göre de\ let, vilayet, belediye ve k ö y d e n hangisine giriyorsa o k u r u l u ş a a i t t i r .

Kamu Hukuku"nun g e r e k t i r d i ğ i hu­ suslar h a r i ç olmak üzere, âile tesisleri ile m ü n h a s ı r a n ibadetle i l g i l i d i n î te­ sisler, teftiş ve murakabeye tâbî değil­ dir. Tesisin teftişi yetkisine sahip ma­ kamın t e k l i f i ü z e r i n e tesisin i d â r e şek­ linde, g â y e s i n d e değişiklik yapmaya, te­ sisin gâyesini tehlikeye koyan vazife ve şartları d e ğ i ş t i r m e y e , k a l d ı r m a y a Ba­ kanlar K u r u l u y e t k i l i d i r .

G â y e s i n i n y a p ı l m a s ı i m k â n s ı z hale gelen tesis, k e n d i l i ğ i n d e n d a ğ ı l m ı ş hâle gelir. Gâyesi kanuna veya genel â d â b a a y k ı r ı olan tesis, teftiş m a k a m ı n ı n tale­ bi ü z e r i n e mahkemece fesh olunur.

V a k ı f l a r Genel M ü d ü r l ü ğ ü .Arşi\ K ü t ü ğ ü ' n e bu h ü k ü m l e r e göre k u r u l ­

muş 70 kadar tesis kaydolmuştur. Bun­ ların çoğunda tesisin yönetimi Vakıflar Genel M ü d ü r l ü ğ ü ' n e bırakılmıştır ve d î n î gâyclidir.

Tesis olarak kurulduğu halde Va­ kıflar Genel Müdürlüğü Arşiv K ü t ü -ğ ü ' n d e kayıtlı olmayıp, sadece mahke­ me sicillerinde kayıtlı v a k ı f l a r ı n sayısı ise 30'u geçmemektedir.

Netice olarak Medenî Kanun'un ta­ r i h i olan 1926 ile T K M nin tesislerle i l g i l i b ö l ü m ü n d e değişiklik, ilâveler ya­ pan 903 sayılı Kanun'un yürürlüğe gi­ riş tarihi olan 1967 ye kadar kurulan tesis sayısı 100 c i v a r ı n d a d ı r .

Bu kadar az tesis kurulmasının se­ bepleri arasında ekonomik sebepler, modern T ü r k i y e Cumhuriyeti Devleti'-nin daha önce vakıflarca yapılan pek çok görevi üstlenmesi,dernekler yolu ile aynı gayelerin gerçekleştirilebilmesi, vakıf kurulurken yeterli bir mala pe­ şinen sahip olma şartının yer alması b u l u n m a k t a d ı r .

Ayrıca mevzuatın yeterli olmaması y ü z ü n d e n kurulan tesislerin %90 nı ge­ lişememiştir.

1967 de Türk Medeni Kanunu'nun B i r i n c i kitabının ikinci babı, üçüncü faslının değiştirilmesi, bazı maddeler eklenmesine dair 903 sayılı Kanun'un çıkarılmasıyla T ü r k MiUeti'nde öteden beri \ a k f a karşı duyulan arzu ve tcmâ-yüi, tekrardan belirgin hale gelmeye başlamıştır. 1967-87 y ı l l a n arası kuru­ lan ve Vakıflar Genel Müdürlüğü Mer­ kezi Siciline kaydedilen vakıf sayısı

(2)

P^TSFN BALTA

386

İllere göre vakıf dağılımı şöyledir, î l i T ü m vakıf savısma oranı İstanbul % 32 Ankara % 20 Konya % 8 Diğer iller % 37

903 sayılı Kanun'la tesis kelimesi yerine tekrar vakıf kelimesi ikame e-dilmiş, vakıf başlıbaşma mevcudiyeti haiz olmak üzere, bir malın belli bir gayeye tahsisi olarak tanımlanmış ve bir mamelekin bütünü veya gerçekleş­ miş veya gerçekleşeceği anlaşılan her türlü geliri veya ekonomik değeri olan haklarını vakfedilebileceği belirtil­ miştir.

Vakıf yine resmi senet veya vasiy-yetle kurulacaktır. Kurulan vakıflar hem tescile karar veren mahkeme si­ ciline, hem Vakıflar Genel Müdürlüğü' ndeki bu vakıflar için tutulan merkezi sicile kaydedilecek, vakfın kuruluşu Resmi Gazete'de ilan edilecektir. Va­ kıflar; kanuna, ahlâka ve âdâba, m i l i t menfaatlere aykırı, siyast bir düşünce, belli bir ırk, cemaat mensuplarını des­ tekleme gayesi ile kurulamayacaktır.

Vakfın kuruluşuna karar verecek o-lan, vakfedenin ikametgâhındaki Asliye Hukuk Mahkemesi'dir. Mahkeme bu ka­ r a r ı n ı adli yoldan Vakıflar Genel Mü-d ü r l ü ğ ü ' n e tebliğ etmek zorunMü-daMü-dır. V a k ı f l a r Genel Müdürlüğü' nün tebliğ­ den itibaren 2 ay içinde tescil kararını temyiz etme hakkı vardır.

Vakıf tescili için açılan davalar hasımsız açıldığından, vakfın herhangi bir sebeble mektum kalmaması için tes­ cil k a r a r ı n ı veren mahkemeye vakfedi­ len mallar için res'en i l g i l i Tapu Sicil Muhafızlığı'na keyfiyeti bildirme göre­ v i verilmiştir. Vakfın idare şeklinde, gayesinde değişiklik yapılması yetkisi, Bakanlar K u r u l u yerine mahkemeye bı­ rakılmıştır.

Vakıf idarecilerinin hatalı veya vakfa zarar veren hareketleri sebebiyle değiştirilmesi gerektiğinde bu yetki ad­ i l mahkemelere tanınmıştır.

Kurulan vakfa bağışçıların itiraz

e-debileceği kabul edilmekle beraber (MK 76) mahfuz hisseli m i r a s ç ı l a r l a i l ­ gili olarak M K 453. maddesine bir i l â v e yapılmıştır (MK2). G e l i r l e r i n i n y a n s ı n ­ dan fazlası kamu görevi n i t e l i ğ i n d e k i işlerin yapımına b ı r a k ı l a r a k kurulacak vakıflarda mahfuz hisse m i r a s ç ı n ı n sos­ yal durumuna uygun nafakadan az o l ­ mamak kaydı ile fürû için miras h a k k ı ­ nın 3/4 nün, ana baba için 1/2 si, kar­ deşler için 1/4 nin, eşler için k a n u n î mirasçılar ile içtima halinde mirastan mülkiyet hakkı olan m i k t a r ı n t a m a m ı ­ nın veya kendisinden başka m i r a s ç ı bu­ lunmadığı takdirde 1/2 sinin 1/3 ü ka­ dardır. Ancak vakfın g e l i r i n i n % 20 si kendisine bırakılan mahfuz hisseli m i ­ rasçılar tenkis davası a ç a m a z l a r .

Bu vakıfların teftişi tamamen V a ­ kıflar Genel M ü d ü r l ü ğ ü ' n e b ı r a k ı l m ı ş ­ tır.

Vakıf maHarın g e l i r i n i n g i d e r i n i karşılayamaması halinde mahkeme ka­ rarıyla satışı imkânı kabul e d i l m i ş t i r .

Bu arada" İstihdam Edilenlere ve İş­ çilere Yardım Vakfı" adı a l t ı n d a yeni bir tür vakıf kabul edilmiştir. A s l ı n d a bir sosyal güvence k u r u l u ş u olan bu vakıflar klâsik vakıf a n l a y ı ş ı n d a n pek farklı da değildir. K u r u c u bir t ü z e l kişidir ve bir anonim ş i r k e t i n k e n d i personeli için vakıf k u r m a s ı n d a ola­ ğanüstü bir durum yoktur. Ancak f a r k ­ lılık bu vakfın mal v a r l ı ğ ı n ı n k u r u ­ cuya karşı bir alacaktan ibaret olma­ sıdır.

Medeni Kunun'da getirilen en ö-nemli değişiklikte, kamu y a r a r ı n a k u ­ rulacak vakıflara vergi m u a f i y e t i ta­ nınmasına imkân vermesidir.

Gelirlerinin en az % 80 i n i nevi i t i ­ barıyla gen^l, özel ve katma b ü t ç e l i i -dareler, bütçeleri içinde yer alan b i r hizmetin veya hizmetlerin yerine geti­ rilmesini istihdaf etmek üzere tahsisan kurulacağı kabul edilen v a k ı f l a r a tah­ sis edilen miktar için vergi m u a f i y e t i tanınabilecektir. Bu yetki Bakanlar K u ­ ruluna aittir. Bu konudaki t e t k i k a t ı Maliye Bakanlığı yapacak bu arada i l ­ gili kuruluşların görüşünü a l a c a k t ı r .

Şüphesiz bu muafiyet ü l k e k a l k ı n ­ masına yararlı olacak v a k ı f l a r ı n k u

(3)

-T Ü R K M E D E N İ KAN-T-TN-TJNA GÖRK K U R U L A N V A K I F L A R 387

rulması için önemli bir t e ş v i k t i r . K a l ­ k ı n m a k t a olan T ü r k i y e m i z ' i n bu gibi vakıflara b ü y ü k i h t i y a c ı v a r d ı r .

Vergi muafiyeti t a n ı n a n v a k ı f l a r 118 adet olup, bunlardan 6 adedinin vergi muafiyeti daha sonra k a l d ı r ı l ­ mıştır.

V a k f ı n Bu tip vergi a m a c ı muafiye­ ti almış vakıf sayısı

Sosyal 10 Eğitim 48 Sağlık 22 Askert 4 Polise yönelik 2 Diğer 32

Sonuç olarak T ü r k Medeni Kanu-nu'nun vakıflarla ilgili bölümünde ya­ pılan değişiklik ve ilâvelerle vakıf ko­ nusuna canlılık getirilmiştir. Kurulan vakıf adedi artmış, vakıfların ilgilen­ d i k l e r i konular çeşitlenmiştir.

Ancak bu gelişmenin modern Tür­ kiye'nin gelişmesine paralel olduğunu söylemek m ü m k ü n değildir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Harezm Türkçesi döneminde gördüğümüz ögdül kelimesi Harezmcede sadece “övgüye değer; övgü, hamd” anlamlarında yer alırken, kanaatimce, Eski Uygur Türkçesinde

keçi kelimesinin ėçkü şeklinin bozulmuş biçimi olduğunu kabul ettiğimize göre, ėçkü şeklinin kökeni ile ilgili şunları söyleyebiliriz; Munkácsi’nin

pompa hızı III de akış debisi 0.226 kg/s iken yoğuşturucuya giren suyun giriş ve çıkış sıcaklık farkının 5.1 0 C olduğu, deney sonunda akış debisi 0.226 kg/s iken

Örneğin Van Kalesi’nde (Tuşpa) kayalıklar içine oyularak yapılan düzgün planlı çok sayıda kral mezar odası bulunmaktadır. Urartu mezarları muazzam dış

ÖZ Tanrı'nın en temel niteliklerinden biri kuşkusuz yaratıcı olmasıdır. O'nun yaratıcı olması her şeyin nedeni anlamında tüm varlığı önceleyen ezelî/kadîm bir

Dokuz hastanenin yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bebeklerin beslenme saatinden bir saat önce, beslenme sırasında ve bir saat sonrasında elde edilen ses basınç

Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 15, Aralık 2013 Yapılmış olan çalışmalar genel olarak incelendiğinde 2005 yılı Fen ve

Bu çalışma Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü öğrencileri ile Kayseri Erciyes Üniversitesi İktisadi ve