• Sonuç bulunamadı

Saray eşyası mes'elesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Saray eşyası mes'elesi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TAKVİMHEN BİR VAPKAK

S aray Esyası M es'eîesi

2

i

M i » n

UMJNAV

1 / aç gündcnberidir gazetelerde saraylardaki eşyadan bahse diliyor. Bunlara kaybolan eşv; deniliyor. Hakikaten saraylardak eşya noksan ise buna «kaybolan» denilmez. Bir sigara kutusu, bi> 'esbih, bir ağızlık düşürülür, kay bolur. Fakat koca bir halı, hi tablo, bir avize, bir sofra takımı bir Ceşm-i-bülbül kolleksiyonu m düşürülür, ne de kaybolur. Bun lar çalınır, yağma edilir. (Ha- P’intü) yapılır.

Sarayların eşyasından İniyle gi­ denler var galiba... Bunları kim - (er alabilir? Yahut iç edebilir. Böy le bir işi yapabilmek için, bir zaman için olsun sorgu suale ma­ ruz kalmıvaeak vaziyette olmalı. Fakat ne çare ki Cumhuriyetin i- 'ânı ile bu eşya, millete intikal edince «Balık kılçığı* oluyor. Ki min olursa olsun, boğazından git­ miyor, takılıyor kalıyor.

31 Mart hâdisesinden sonra,

Yıldız S3rayı yağma edilmişti, j Bu yağmadan bissemend olarak servet yapanlar da oldu.

Fransa dünyanın en büyük i h ­ tilâllerinden birini yaptığı halde, bugün Versay sarayına gidilirse Ondördüncü Luvi’nin yatağı yor­ ganı, gecelik terliğine varıncaya kadar bütün eşyasının muhafaza edildiği görülür. Yıldız sarayın­ dan Sultan İkinci Abdülhamidin doğra dürüst bir resmi bile çık - madı. Yıldız yağmasından sonra (Sahib-i-zaman) lardan biri, san • dalda yağma mahsulü bir inci tes bible oynarken, bu kıymettar mü­ cevher elinden fırlayıp denize git miş. Ufak bir teessüf eseri gös - termemiş, hemen ceketin öbür ce binden br başka inci teşbih daha çıkarmış!

Bunlara geçmiş bir devrin dedi kodusu nazariyle bakabiliriz. Fa - kat bu sefer öyle değil. Çalındı ise aşınlan saray malı değil, mil­ let malıdır. Meclisin bu mesuli - yetii işi tetkik için seçtiği he­ yette pek salahiyetli bir zat var - dır. Sadrazam Fuat paşa torunu Salih Keçeci, babadan mevras bir anlayışla canlı bir (Müze) dir. Bir saraya girdiği zaman, salonun boş kalan yerinden hangi mutena par­ çanın uçtuğunu anlar.

14 Mayıs inkılâbı ile hâkimi - yet, millete intikal ettikten son • ra, bu dedlkodulu meseleler te « »■izlenmelidir. Meselâ deniliyor ki bir zat, saray eşyası ile kona­ ğını döşemiş ve möble olarak pek yüksek bir fiatla kiraya vermiş. Eğer bu, hakikat ise, hu eşya - nın saraydan çıkma olduğu der­ hal anlaşılır. Bunu heyet takdir eder. Ve «Her şey aslına riicû e- der» kavlincc bunlar da yine mil­ lete iude edilir.

Malum olduğu ¡¡zere kasalarda­ ki mücevherat meselesi pek par­ lak surette halledilmemişti. Analı farlar kaybolmuş, günlerce aran - mış sorulmuş. Listeler karmaka - nşık olmuş.. Bunun mesuliyetini kimse tahammül etmek isteme­ miş. Bu çorbadan mücevherlerin kurtulması şaşılacak bir hâdise olmuştu.

Anlaşılıyor ki saray eşyası nıc- selesi de bâlen böyle karışık bir durumdadır.

Bakalım, âyîne-î-devran ne su­ ret gösterir!

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Enerji üretiminin yüzde 75'ini zaten fosil yakıtlardan sağlayan Türkiye'de hükümet, geçen yıl 24 yeni termik santral yapımını planlarına koymuştu.. Bu yıl da bu yeni

Eski Dünya bubalarına yol açan bakterinin bu tip enfeksiyonlara neden olan en eski tür olduğu; frengiye yol açanın da daha sonra ortaya çıkan bir tür olduğu anlaşıldı..

The patients were classified into 3 groups: those older than 40 years who underwent reduction mammoplasty targeting predominantly the glandular tissue (group 1), those younger than

(Burada yeri gelmişken kısaca değin­ mek isterim: Nâzım’ın yurttaşlık hakkını sa­ vunmak demokrasi adına bir mücadele bi­ çimidir. Ancak bunu Türklük sorunsallığı

Yapt›¤›n›z spor dal›na göre de¤iflen bu ku- rallar çerçevesinde belirle- nen hedeflere ulaflmak için düzenli olarak çal›flmak, an- trenman yapmak gerekir.. sporrrr 12/20/05

He, düşük tansiyon kaynaklı böbrek hasarının kalıcı olup olmadığının anlaşılması için daha fazla araştırma yapılması gerektiğini, yine de tansiyon ilacı almanın

Daha sonra da sü­ rekli olarak çeşitli gazetelerde fıkralar yazan Atay, 1952 yılında Dünya gazetesinin sahip ve başyazarı oldu. Yazılarında Türkçeyi iyi kullanan,

Istanbulda eskidenberi mevcut olan sokaklar için bir şey söylenemez, fakat iki tarafına barakalardan başka bir şey yapılmaya- cak olan sokakları haddinden pek çok ziyade ge-