• Sonuç bulunamadı

Meddah Sururi (1870-1934)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Meddah Sururi (1870-1934)"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

H52D

122

MEDDAH

SURURİ

(

1870

-

1934

)

B

AŞARILI meddahların sonuncularından biri­ dir. Ramazanlarda İs­ tanbul, İzmir ve Bursa’da tak­ litlere dayanan öyküler anlat­ mıştır. Bursa’da kalp krizinden ölmüştür.

Meddah Sururi taklitleri yanı sıra mizah yazıları da yazmış­ tır.

Şişmanlığı dolayısıyla çok terleyen Sururi, skeçlerine baş­ lamadan önce, büyük bir men­ dili omuzuna atar, zaman zaman alıp alnınj silerek sözü­ nü sürdürürdü. Tanıyanlar ken­ disinin aktör Hazım ve Naşit’- ten daha usta bir sanatçı olduğunu söylemişlerdir.

Meddah Sururi tiyatrosu mahalle kahvesi, sahnesi bir küçük sandalye, biricik aktörü de kendisi olan bir tiyatro kumpanyası” olarak tanımlan­ mıştır. Arap, Acem, Yahudi, Ermeni, Rum, Çingene ve birçok Anadolu kentinin dil taklitlerini yaparak tanınmıştır. Karamanlı ve Kayserili taklitle­ riyle de büyük ün yapmıştır.

Mizah öyküleri de yazdığını -belirttiğimiz Meddah Sururi’- nin beğenilen öykülerinden biri:

BEYAZIT HAVUZU

A

YIP değil ya, nasılsa şimdiye kadar bir yo­ lum düşüp de Beyazıt havuzunu görememiştim. Ge­

MEDDAH SURURİ

çen akşam bilhassa bunun için gittim ve çok şükür dünya gözüyle, dillere destan olan, bu meşhur havuzu görmek bana da nasip oldu.

Tarafsız söyleyebilirim ki, cidden güzel... Hele o fıskiye­ den fışkıran sular akşam üstü pek lâtif manzara teşkil ediyor.

Etrafta epeyce de kalabalık

vardı. Aralarına sokularak ku­ lak misafiri oldum. Bir taraftan akşam serinliğinde havuzun güzel manzarası, diğer taraftan işittiğim tuhaf sözler beni epeyce eğlendirdi. Şöyle ko­ nuşuyorlardı:

Bir yaşlı adam:

— Güzel oldu, güzel oldu ama, bir kusuru var. Bu havuza

(2)

p

'

m

mmom

göre balık ister. Meselâ hiç olmazsa torik büyüklüğünde balık koymalı ki, zevki çıksın, öyle değil mi?

Rumelili olduğu kıyafetin­ den ve dilinden anlaşılan biri:

— Ne yanda o Fülübe (FiIi- be)’deki avuz (havuz)?.. Büle avuz olur, ba?.. içinde kurba- cık bilem yok... Fülübede sa­ bahtan kalktın mı beş yüzü birden danalar gibi bârrir de (bağırırda) adamın keyfi gelir, ba canı m!

— Ne bahıpsın buna?.. Bi­ zim Tahran’da bilesi havuzlar vardı, onların yanında bu havuz bir damla su kimindi... Tahran’daki havuzda on yeddi ada, elli seççiz vilâyet, yetmiş m i İyen köy vardı! Derununda (içinde) direknotla (dritnotla) dolaşırdı ağa!..

Bir Arnavut:

— Nasın olur bre kardaş?.. Bu kadar büyük havuz olur mu, bre?.. Demeçcl efenzim balık­ lar da ho kadar büyük, öyle mi?..

— Ne diyersen, burada tut- tuhları balıklar Tahran’ın ham­ si balıklarıydi!.

Bu konuşmayı dinleyen bir Yahudi:

— Aşkolsun be... Bu hamsi­ leri tuzlamak için Ayasofya Camisi kadar fuçi lâzım!.

iki külhanbeyi:

— Ulan Recep be... Bu ölüsü tenekeli tramvay yolunu bu havuzun etrafından hâlâ kaldırmadılar. Bir biçimsiz olu­ yor ki.

MEDDAH SURURİ

— Ulan hımbıl, o yolu bura­ ya boşuna koymadılar... Bu tramvay kumpanyası çok kıyak şey... Meğerliyim bu yol havu­ zu tutuyormuş... Yol olmasa havuz dağılırmış!..

— Neden dağılıyormuş, hır- po...

— Neden mi?.. Düşün be, çembersiz fıçı olur mu?.. Bu tramvay yolu da havuzun çem­ beri işte!.

Sırtında kavun küfesi duran bir Arapkirli:

— Ule, şu havuz ahan bura­ da eyle güzel oldu ki, heç

menerıdi yoh... Bu havuzu alsam da Arapkir'in isirik Ova- sı’na, çamların dibine goyasım geldi!

iki şık bey:

— Monşer, belediye düşü­ nemedi; burasını banyo yeri yapmalıydı. Florya’ya kadar gitmeye hacet kalmazdı!..

Bir ihtiyar adam:

— Bu havuz râna oldu doğ­ rusu... Lâkin birnoktada nasıl­ sa gaflet ettiler. Madem ki bu su içmeye saiihtir, kırk elli kadar maşrapa koysalardı da, gelen giden içseydi!.

Bir Yahudi:

— Bu suyu şişe şişe doldu­ rup satsak alan olur mi?.. •

123

\ - •

— Bilmem ki... Terkos suyu olduğu için, içilebilir. Elbet alan da olur!.

— Maşallah, maşallah... Be­ dava doldur doldur sat... Ma­ dem ki para almıyorlar içeyim şundan, niye şişe suyu alıp on kuruş vereyim!.

Yahudi, bedava bulduğu su­ yu eğilip kana kana içti. Bu sırada bir külhanbeyi, Yahudi’­ ye seslendi:

— Afiyet olsun, bezirgân... Ama bak, içtiğin suya na yaptı şu çocuk!

Bedavacı Yahudi başını dön­ dürünce, ne görsün: Kendisi su içerken, küçük bir çocuk havuza yaklaşmış çiş etmiyor mu!.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği T a h a To ros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Southwest Araştırma Merkezi’nden bilim insanları bu kanalların farklı bölümlerinden yayılan ses dalgalarını incele- yerek yıldırımlar esnasında ortaya çıkan

Gene önceki resimlerin­ deki tok ve olgun birkaç renk ve leke dengesi, uyumu, doku­ su içinde, özenli, naif ve primitif bir yalınlıkla, yer yer çocuk

Bagdade ve arkadafllar› (8), kötü kontrol edilen diyabetik hastalarda tedavi öncesi ve sonras› PMN lökosit fonksiyonlar›n› incelemifl, tedavi öncesi fagositoz ve test

Fakat yaptığımız çalışma yaprak enine kesitlerinden elde edilen istatistiksel bulgulara göre üst epiderma eni, alt stoma eni ve boyu, palizat parankiması eni ve boyu,

Postmodern anlatı biçimsel olarak geleneksel klasik anlatı ve buna karşı olan modern anlatıdan sonra biçemin parçalandığı, öznenin yok olduğu, kişisel yapıtların

[r]

Trakya bölgesinde bulunan kömür madeni hala üretimi yapılmakta olup enerji kaynağı olarak kullanılmaktadır. Özellikle doğalgaz bulunmayan yerleşim yerleri için

Genel olarak, simektit, illit, kaolen, klorit, halloysit, dikit kil tiplerini içeren topraklarda yükseklik ve organik madde- kil miktarı (%) içeriğinde önemli bir ilişki