• Sonuç bulunamadı

Tiyatro ihtiyacı ve Ankara

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tiyatro ihtiyacı ve Ankara"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T iy a t r o ih tiy a cı

v e A n k a ra

Artık İstanbul Şehir Tiyatrosu ismİDİ alan eski Darülbedayi, bu sene iki sahneden mürekkep bulu­ nuyor ve iki sahneden birinde daima operetler ve diğerinde daima piyesler oynuyor. Hu su­ retle de, Şehir Tiyatrosu, sahnesi­ ni aylarca sade operete hasretti­ ği için uğradığı tenkit ve hücum­ lardan kurtuluyor. Biz, eski şek­ lin hararetli muarızlarmdandık. Bu yeni şekli ve bahusus Batla­ rın düşürülmesile herkesin tiyat­ roya gelmesine imkân verilmiş olmasını ise sevinçle karşılıyo­ ruz. Bundan başka, İstanbul Şehir Tiyatrosunun şimdiye ka- darki faaliyeti hakkındaki fikir­ lerimiz ne olursa olsun, şunu da teslim etmeğe kendimizi borçlu görürüz ki, bütün noksanları ile beraber bu tiyatro senelerden- beri Türkiyenin yegâne sahnesi mahiyetinde kalmıştır ve hima- yesile bunu temin eden İstanbul vali ve belediye reisi Muhittin Beyle rejisör Ertuğrul Muhsin Beye teşekkür bir vazife teşkil eder. Bu teşekkülden ayrılarak iki üç değerli unsurla beraber Raşit Rıza Beyin yeni bir sahne kur­ muş olmasını ise teessüfle kar­ şılamış değiliz. Zira, dünyanın her münevver memleketinde, nufusu İstanbul nufusuna müsavi şehirlerin değil iki üç fakat hiç değilse yedi sekiz daimî tiyat­ rosu olur ve koca bir merkezin üç tiyatroyu besleyememesi ha­ kikaten acınacak bir hal teşkil eder. Memleketimizde hiç değilse

(2)

on tane adam akıllı tiyatro yaşa­ madıkça güzel sanatlar davasın­ da yol alındığı iddia etmek boş bir iddiadır ve daimî bir sahne­ ye mutlak malik olması icap eden şehirler arasında ise An­ kara başta gelmektedir.

Evet, bu garip ve inanılmı- yacak bir hakikat. Cumhuriyetin onbirinci yılını arkamızda bırak­ tığımız halde henüz yeni Türki- yenin merkezi olan Ankarada, onbir cümhuriyet yılında katet- tiği mesafe yer yer destanî bir mahiyet arzeden Ankarada tek sahnemiz yok. Haikevinin güzel sahnesinde, içlerinde hakikaten müstaitleri bulunan birçok genç­ ler, tiyatroya merbutiyeti hür­ mete lâyık olmakla beraber artık sadece rey vermek vaziye­ tine gelmiş bir rejisörün yorgun nezareti altında ve arada bir yeni bir eser çıkarmağa çalışı­ yorlar. Ankara Haikevinin bu sahne için ayırdığı rakkamm mik­ tarını bilmemekle beraber, bu paranın, bahsettiğimiz sahnenin istikbalde almasını istediğimiz faaliyet derecesi için kifayet etmiyeceği muhakkaktır. Çünkü bu faaliyet derecesi haftada hiç değilse dört oyun oynanması ve senede bir kaç kere buradan kalkılarak tulûatçıların pek elinde kalan Kayseri, Sivas, Erzurum ve Diyarbekir gibi büyük iç şe­ hirlerde de temsil verilmesidir, ve şüphe yok ki bunu başarmak içinde senede otuz bin lira ayır­ mak gerektir. Fakat, küçük bir duhuliyenin bir kısmını kapaya­ cağı bu miktarı, Maarif Vekâ­ leti ile Halkevi ve Belediye

(3)

arasında taksim etmek güç ve yapılamaz bir iş değildir. Anka- ranın iman için milyonlar ver­ meği seve seve kabul eden bir devletle bir millet, inkilâp pren­ siplerini yaymak ve millete san’at heyecanını tattırmak için eşsiz bir vasıta olan tiyatroya bu yar­ dımı elbette esirgemiyecektir. Türklerin çok eski ve çok şe­ refli bir maziye sahip oldukları kanaatini halka yaymak hususun­ da son zamanda yazılmış birkaç piyesin bâzı kusur ve zaaflarına rağmen ne büyük bir yardımda bulundukları inkâr edilemez. Binaenaleyh, bir daha söyle­ yelim ki Ankara tiyatrosunu kurmak için icap eden yardımı hükümetin esirgemesi ihtimali mevcut değildir.

Bir tiyatroyu kurmak için paradan gayri icap eden diğer unsurlara gelince, bunlar da hazır. Ankarada iki yer var ki biri Halkevi sahnesi diğeri Ev­ kaf apartmanında bomboş duran tiyatrodur. Rejisör olarak birkaç zat arasında birini seçmek ve meselâ Maarif Vekaletinde her hangi bir müfettiş gibi mektep­ leri teftişten daha esaslı vazi­ feler görebilecek olan Reşat Nuriyi bu işin başına getirmek kabildir. Mümessillere gelince, Istanbulda tek başına gösterdiği faaliyetin repertuvarma bakarak pek sevmediğimiz Raşit Rızayı bu sahnenin baş aktörü yapmak, onun yanına aldığı birkaç arka­ daşla ne zamandanberi alkışlaya- madığımız Ercüment Behzadı yine bu sahneye getirmek kabil­

dir. Halkevinin başta bu işin istikbalinden nevmit düşerek baytar olmağa hazırlanan Saadet

(4)

Hanım olmak üzere istidat ve kabiliyetlerine bizzat şahit oldu­ ğum bir takım gençlerini, kendile­ rine şimdiden küçük bir yardım­ da bulunarak ve ati için kat’î taahhütlere girerek yine bu sah­ neye bağlamak ta mümkündür. Biz katiyetle şunu söyliyecek ve ısrar edeceğiz ki, harikulâde işler başaran bir millet için yeni bir tiyatro kurmanın imkânsızlı­ ğını iddia etmek hakikaten man­ tıksız, çocukca ve gülünç bir iddiadan ibarettir. Ve yürekten şunu dileriz ki, bütün hars mese­ lelerine bu kadar büyük ve fe­ yizli bir alâka gösteren büyük şefimizin Türklerde zengin bir tiyatro hayatı vücut bulması davasını daima mucizeler yara­ tan ellerine alacağı gün çok yakın olsun.

Referanslar

Benzer Belgeler

Tiyatro da, yüksek dereceli eğitim kuruluşların bir konusu olduğuna göre, eğitici gücünü kendinde taşı- dığından, geniş bir kültür verdiğinden, öteki güzel sanatlar

Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın karakeçiyi orman düşmanı değil, orman dostu olduğunu kabul etmesi gerektiğine işaret edilen bildirgede, “zira karakeçi

Mars Odyssey adlı yörünge aracının 2002’de gönderdiği özel fotoğraflarda gezegenin kuzey kutup bölgesinde yüzeyin hemen altında bol miktarda su olduğu

Bul- gu, Büyük Patlama’n›n fosil ›fl›n›m› demek olan kozmik mikrodalga fon ›fl›n›m› üzerine kaz›nm›fl büyük ölçekli bir evren yap›s›n› be- lirleyen

Karısı zengin olsun olma­ sın, güzel olsun olmasın, zevcesini sevsin ve ya sevmesin, kadın sert ve ya mülâyim olsun koca muhak­ kak kılıbıklık edecektir,

Ayr›ca MRSA infeksiyo- nu aç›s›ndan burun tafl›y›c›l›¤›, antibiyotik kullan›m› fazlal›¤› ve uzun süreli hastanede kalma da önemli risk faktörleri

Yığma yapılar genelde kırılgan, çekme dayanımı çok düşük olan ve hatta bazı durumlarda hiç olmayan malzemeler ile inşa edildikleri için doğrusal

Bir süre önce Türkiye'de “Devlet Sanatçısı” seçilen, fakat bu ödülü reddeden Yaşar Kemal, Strasbourg Üniversitesinin diplomasını,. fahri