T7. S &1-İ
"3S-TÜRK TİYATROSUNDAN PORTRELER
Hem sahne de hem per dede uzun yıllar unutul maz nice ve nice rollerde görülen Be- dia Muvahhit Türk seyir cisinin gön lünde öylesi ne bir taht kurmuştur ki, bu mertebe ye erişen bir diğer kadın oyuncuya rastlanma mıştır...BEDİA MUVAHHİT
İ
stinaf Mahkemesi Müddeiu mumilerinden Mısırlızade Şe- kip Bey'in Büyükada'daki köşkünde dünyaya gelip Fransız mürebbiyeler ile büyüyen ve Modadaki Dame de Sion Fransız Mektebinde tahsil gören biricik kızı EMİNE BEDİA hanım, okulunu b itir dikten sonra Fransızca öğretmeni o- larak hayata atılmıştı. Genç öğret menin gönlünde bir başka aşk yatı yordu; sahneye karşı, önüne geçil mez bir sevda tüm benliğini sarmış tı onun. Erenköy'deki «Ünas Sulta n is in d e fransızca öğretmenliği ya parken Türk tiyatrosunun genç ve en gözde bir oyuncusu olan Mu vahhit Bey ile tanışmış, bir süre sonra da onunla hayatını birleştir mişti. Bir tiyatro oyuncusu ile ev lenmek, onun sahne aşkını büsbü tün galeyana getirmişti. Ancak gel- gelelim memleketin içinde bulundu ğu durum bir İslâm kadınının sah neye çıkmasına cevaz vermiyordu. «Bâb-ı Meşihat», tiyatro sahnesiyle Türk-islâm kadını arasında aşılmaz bir duvar gibi duruyordu. Bu duvarı aşmaya kalkışan ve «Sahneye çıkan ilk Türk-lslâm kadım» olan Afife Jale'nin başına gelenler herkesin gözleri önünde idi.Türk ordusunun İzmir'e girişi, mem lekette bir bayram sevinci uyandı rırken bir avuç tiyatro sanatkârı da bavullarını topladıkları gibi soluğu yeni Türkiyenin temelinin atıldığı Türk İzmir'de almışlardı. BEDİA HA NIM sahneye ilk kez İzmir'de çıktı. Hürriyet havasının teneffüs edildiği bu şehirdeki ilk oyununda muzaffer ordunun Başkumandanı Gazi Mus tafa Kemal Paşa da hazır bulunmuş tu. BEDİA MUVAHHİT HANIM, sahneye ilk adımını Büyük Atatürk' ün huzurunda atmış ve ilk sözlerini onun karşısında söylemişti... Halide Edip'in Millî Mücadeleyi dile getiren «Ateşten Gömlek»indeki «Ayşe» rolü, onun bu âlemdeki ilk rolü olmuştu. Ve sessiz film zama nında sinemadaki ilk rolü de budur işte.
Böylelikle bu âlemin içine katılan BEDİA MUVAHHİT, tam yarım yüz- yıldanberi Türk sahnesinin en ünlü bir oyuncusu olarak sahne yaşantı sını devam ettirmektedir. Bu elli yıl
lık süre içinde hem sahnede, hem de perdede unutulmaz nice ve nice rollerde görünen BEDİA M UVAH HİT, Türk seyircisinin gönlünde öy lesine bir taht kurmuştur ki, bu mertebeye erişen bir diğer kadın oyuncuya rastlanmamıştır.
BEDİA MUVAHHİT. yalnız bir tiya t ro ve sinema oyuncusu olarak kal mamış, ayni zamanda Türk sahnesi ne tercüme ve adapte olarak nice ve nice eserler de vermiştir. Mükemmel fransızcasının yanında, çocukluğunu geçirdiği Büyükada'da ki arkadaşlarından öğrendiği gayet iyi rumcası ile yurt dışında da ken disine başarı ufukları açmış, 1931 yılında Türk-Yunan dostluk müna sebetleri cümlesinden olarak Türk tiyatrocularının Atina seyahatinde Yunan sanatkârlarıyla rumca olarak Othello'yu oynaması ayrı bir sükse olmuştu.
BEDİA MUVAHHİT, Türk sahnesin de komedi, vodvil, dram ve operet türlerinin tümünde birden ayni bü yük başarıyı göstermesini bilen nâ
dir sanatçılarımızdan biridir. Uzun bir süre aşk piyeslerinde zarif ve hisli genç kadın rollerinde takdir uyandıran BEDİA, komedilerde us taca taklitleri ve güzel kompozis yonları ile başarı kazandı. Operetler de ise «en sevimli» rolleriyle alkış topladı. Yüzlerce piyesteki yüzlerce rolünün her birinde ayrı bir başarı göstermişti BEDİA MUVAHHİT, Fa kat «Ceza Kanunu», «Sekizinci», «Othello», «Bir komiser geldi», «Kır çiçeği», «Kavak yelleri», «Sönen kandiller», «Üç kişi arasında», «Ceza kanunu», «İpekçi merhum», «Mum söndü», «Aynaroz kadısı», «Bir ka vuk devrildi» .«Yarasa», «Onikinci gece» ve hele «Deli Saraylı» oyu nundaki Deli saraylı rolü onun bin- bir başarı ile dolu sahne yaşantı sının bir zirvesi olarak tiyatro tari himizde ışıl ışıl yanmaktadır. BEDİA MUVAHHİT de yarım yüz yıldan beri Türk tiyatrosunda bir zirve olarak o güçlü sanat kudreti ve olanca sevimliliği ile ışıldamak tadır.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi