• Sonuç bulunamadı

Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

G ünüm üze yalnızca divanhanesi ula­ şabilen bu yalının selamlığının sofası ile iki de büyük odası vardı. A yrıca 60 m. ilerisinde, A nadoluhisarı yönünde de harem i yer alıyordu. A rkasındaki d a ­ ğın eteklerine kadar bahçeleri uzanan yalıdan çıkan bir yol Z arifi Paşa ile Esad Bey yalıları altından geçerek h a ­ rem e ulaşırdı. Oysa bunlardan gün ü ­ müze kala kala, yalnızca divanhane kal­ dı.

A m cazade H üseyin P a şa ’mn so n ra­ dan vakfını yönetecek evlat ve soyunun oturm alarını şart koştuğu bu yalının sa­ lonlarından O sm anlı hüküm eti zam an zam an yararlanm ıştır. Burası bir sü­ re hariciye köşkü gibi kullanılm ış, Sul­ tan 111. A h m et’in veziriazam ı D am at İbrahim Paşa yabancı elçileri kabul et­ miştir. Yerli ve yabancı yazarların, gez­ ginlerin hayranlıkla sözünü ettiği bu ya­ lı da K arlofça A ndlaşm ası nedeniyle A vusturya elçisine m uhteşem bir ziya­ fet verilm iştir. Devrin vakanüvislerinin uzun uzun sözünü ettiği bu ziyafet o za­ m anın Istanbulu için son derece önem ­ li bir olay olm uştur. V akanüvislerden öğrendiğim ize göre davetliler çeşitli bayraklarla, fenerlerle süslenmiş üç bü ­ yük gemi ile birbirini izleyerek peş pe­ şe yalıya gelm işlerdir. Üçyüz kürekçi­ nin kürek çektiği gemilerin en büyüğün­ de Osmanlı Devletinin önde gelenleri ile sefirler vardı. Kıyıya yaklaşılırken ya­ lının çevresinde yanıp sönen fenerler, meşaleler gemidekilerle birleşmiş, deniz üzerindeki kayıkların ışıkları da bunla­ rın yanısıra gemilerin zincir gürültüle­ rini yalıdan yükselen sâzendelerin, h a ­ nendelerin şarkıları, ney, tan b u k , san­ tu r, kanun, nefir ve kem an sesleri izle­ miş, Boğaziçi o güne kadar görülmem iş bir gece yaşam ıştı.

A mcazade Hüseyin Paşa yalısının de-Amcazade Hüseyin Paşa

yalısı Boğaz’ın, 200 yılı aşkın bir geçmişe sahip olan nadir ve ender güzellikteki yalılarından biridir. Karlofça anlaşmasının imzalandığı yalıda, nice muhteşem geceler yaşanmıştı. Avusturya elçisine verilen ziyafet belki de bu davetlerin en görkemlisiydi. Davetliler o gece, bayrak ve fenerlerle süslenmiş üç yüz kürekçinin çektiği gemilerle yalıya gelmişlerdi. Çevredeki sandalların fenerlerinden yansıyan ışıklarla muhteşem bir tablo oluşturan manzaraya, yalıdan yükselen sazende ve hanendelerin şarkıları ile, ney, tanbur, santur, kanun ve keman sesleri eşlik etmişti. Boğaziçi’nde o gün eşsiz bir gece yaşanmıştı.

□akadırv 46

PAŞA

YALISI

Erdem YÜCEL F otoğraf: Erem ÇALIKOĞLU T ürk yapı sanatın da taş m im arisinin yanısıra konak, yalı, köşk ve ev gibi ah ­ şap yapıların da kendine özgü bir yeri vardır. A ncak bunların büyük çoğun­ luğu doğal nedenlerden ö tü rü çok eski tarihlere inem em ektedir. İçlerinde bir yüzyılı aşkın olabilenler ise son derece enderdir.

İşte bunlardan biri; Boğaziçi kıyıla­ rını süsleyen, A nadoluhisarı’ndaki A m ­ cazade Hüseyin P aşa’nın yalısıdır. Türk ahşap konutlarının en eskilerinden olan bu yalı başka bir deyişle K öprülüler ve­ ya M eşruta yalı diye de tanınm ıştır.

S u lta n II. M u s ta fa d e v rin in (1695-1703) sadrıazam ı K öprülü ailesin­ den A m cazade H üseyin P aşa’nın yaz aylarında harem inde kaldığı, m isafirle­ rini de selam lıkta ağırladığı yalısını 1697-1698 yıllarında yaptırm ıştır.

AMCAZADE

HÜSEYİN

(2)

.

niz üzerine eli böğründelerle çıkm alar­ la, direklerle uzanan divanhanesi ondan son ra yapılan pek çok esere örnek ol­ m uştur. Bu plân şekli 1650-1750 yılla­ rında Boğaziçinde yapılan en az elli ci­ varındaki köşke örnek olm uştur. Son yıllarda T aşlık’da yapılan P ro f.Y .M i­ m ar Sedat H akkı E ldem ’in T ürk kah­ vehanesi bile o ndan alınan ilham la ya­ pılm ıştır. Seyrine doyum olm ayan be­ zemesi A v ru p a’nın b aro k , ro k o k o üs­ luplarından etkilenm em iş ve T ürk süs­ leme sanatının belki de en son örneği olm uştur. C ihannüm a olarak nitelenen divanhane de ters T plânı ile Boğaziçi- nin m uhteşem görünüm üne üç yönden bakış sağlamıştır. Kırmızı aşı boyalı ya­ lının üç yanında sıralanan pencereler son derece alçak tutulm uş, böylece de­ niz üzerindeki gölge ışık oyunlarının ta­ vanlara, d u varlara yansım ası sağlan­ mıştır. Bu alçak pencereler ile saçak çiz­ gisi arasında kalan cephe, ahşap çıta­ larla, üstleri sivri kemerli düşey p an o ­ larla birbirlerinden ayrılm ıştır.

D ivanhane O sm anlı ağaç işçiliğinin, oym acılığının en güzel örneklerinden ahşap bir kubbe ile örtü lm üştü r. K ub­

be dışında kalan tekne tavanlar çerçe­ velerle bölünm üş, geom etrik ağaç işle­ ri m ukarnaslar ve sarkm a topuzlarla m uhteşem bir görünüm e ulaşılm ıştır. A hşap kubbenin altına da son derece sanatkârane, yekpare m erm erden oyul­ muş bir havuz yerleştirilm iştir. D ivan­ hanenin duvarları altın yaldızlı pano ve nakışlarla bir çiçek ve yaprak m otifleri yalı duvarlarını boş bir yer bırakm a- m acasına kaplam ıştır. Özellikle kırm ı­ zı, kurşunî, beyaz renkli yapraklar a ra ­ sındaki vazolu veya vazosuz güller, la­ leler ve karanfillerden oluşan buketle­ rin bulunduğu mavi desenli, beyaz çi­ nili vazolar görülm eğe değer güzellik­ tedir. Bunların yanı sıra pencere pervaz­ ları, kapı ve dolap kapakları fildişi, se­ def ve bağa kakm alardan yapılm ıştır.

M im arisiyle, bezemesiyle, tarihiyle üzerine titrenilmesi şart olan bu yalının görünüm ü ne yazıkki günümüzde hiç de hoş değildir.

X IX . yüzyılın sonlarında, 1877-1878 Rumeli bozgununda buraya yerleştiri­

len m uhacirler harem i harap etm iş ve sonra d ta yıkılm asına yol açm ıştır. Yüazyılımızın başından beri hakkı olan ilgiyi görem iyen, çatısı bile aktarıiam a- yan yalı her geçen gün biraz daha h a­ rap olm uştur. İlk kez 1947 yılında (Türkiye A nıtlarının K orunm asına ve O narılm asına Y ardım Derneği) m addi yardım da bulunm uş, ardından Milli Eğitim Bakanlığı yalının onarım ını üst­ lenm iştir. Buna rağmen Amcazade H ü­ seyin Paşa yalısının temelleri sağlamlaş­ tırılm aya çalışılmışsa da yağan yağm ur­ lar, içeriye akmış, bezemeler yer yer dö­ külm üş, ağaç işleri yanm aya hazır bir kav halini alm ıştır. H epsinde öte ahşap tavan ve kubbe yapılan desteklere rağ­ men son direnme gücünü kullanm akta­ dır. Bu ilginç yalıyı kurtarabilm ek için bir an önce harekete geçm ek, hiç kuş­ kusuz Türk kültürüne yapılacak en bü­ yük yardım lardan biri olacaktır. Gelecek yazı:

SADULLAH PA ŞA YALISI

cnk&dın

47

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Aliyev (Azerbaycan Bilimler Akademisi Yak~n ve Orta Do~u Halklar~~ Enstitüsü), "Mustafa Kemal ve 1921 tarihli Sovyet-Türk Antla~mas~" raporunda, Kemal'in hayat

1911 yılı başında ücra bir sı­ nır karakolundan yakın arkada şı Ali Canip (Yöntem) e yazdı ğı bir mektupla osmanlıcanm sun’i bir dil olduğunu

850 milyon başlangıç fiyatıyla müzayedeye giren Kaplumbağa Terbiyecisi, Erol Aksoy'un İktisat Bankası tarafından 1 milyar 750 milyon liraya satın alınır. Tablo artık

The purpose of this study is to realize the interaction between the fracture area and the fixation devices, including traditional titanium plate/screw, PLA plate/screw, in

Cilt altına yerleştirilen kalp pilinin kalbe gönderdiği elektrik sinyal- lerinin sayısı, vücudun değişen ihtiyacına gö- re otomatik olarak belirlenir.. Yürüme ve eg- zersiz

Çoban yastıkları rakıma göre, deniz seviyesinden150 metre rakıma kadar olan yerlerde yaşayanlar (Acantholimon koycegizicum vb.), Orta Anadolu’da 1000 metre rakıma kadar

Geçenlerde 96 yaşında ölen Alman piyanist ve şef Wilhelm Kempff, Biret’in hem hocası hem de çok yakınıydı.. Biret anlatıyor: “Ben Beethoven’in torunuyum,

44 sene evvel çıkmış ve o zaman çok beğenilmiş, tutulmuş olan j şarkının güftesi şudur;.. | Entarisi ala {benziyor Şeftalisi bala benziyor Benim yârim