1
İlk Moclisi Mobusan Reisi
AHMET RIZA
Beyin
HATIBAI API
—
22
—İzzet Paşa kabinesinin istifası
S u ltan V ahideddin, M ustafa Sabri E fendinin ve hem pasının yeddi teshirine geçmiş, Îttihad ve T erakki aleyhinde kafası dol
durulm uştu. Vükelâdan Cavid
Beyle, H ayri E fendinin heyetten çekilm elerini istiyordu.
B u işi A bdürrahm an Şeref Be ye havale etmiş, fak at nasılsa be- ■ceremediğinden beni celb etti. H asta imiş, harem i hüm ayunda küçük bir odada görüştük.
«— M ütareke imzalandı, ecne b iler yanım ıza gelecekler, V ü kelâ ile tem asta bulunacaklar, sulh olacak. H arb zam anında
H eyeti V ükelâda bulunan iki
zatın bu aralık Meclisi V ükelâ da bulunm alarını D üveli İtilâ- fiyeye karşı m ünasib görm üyo rum . İzzet P aşa sizin dostunuz- dur, hususî ve gayriresm î bir su rette kendisine bu ciheti an
latınız, Cavid Beyin, bâhusus
cihad fetvası veren H ayri E fen dinin y erlerin e diğer münasib- lerini tay in etsin.
Şayed bu iki zat istifalarını v erip çekilm iyecek olurlarsa İz zet Paşa kabinesi istifa etsin, söz veriyorum ben gene İzzet Paşayı
k abine teşkiline m em ur ede
rim.» dedi.
G ittim , keyfiyeti İzzet Paşaya anlattım . İzzet Paşa hiddetlendi, «Bu tek lif Sadrâzam ın h u kuku n a tecavüzdür. B unu istem eğe P adişahın h ak ve salâhiyeti yok tur» dedi. Ben cevaben: «Böyle su reti hususiye ve nazikânede değil, resm en kabineyi tebdile bile P adişahın h ak k ı vardır. V ü kelân ın intihabı h er ne kadar Sadrâzam a verilm iş ise de tasdik v e kabulü Padişaha aiddir.» d e dim . K andıram adım , avdet e t tim.
İzzet P aşa rüfekasını toplam ış m üzakereden sonra istifaya k a r a r vermiş, ancak yazdıkları is tifanam eye Padişahın bu teklifi kan u n u esasi ahkâm ına m uhaliî olduğunu ima eder bir cüm le i- lâve etmiş.
M abeyine te k ra r çağırıldım, istifanam eyi gösterdi, o cüm le hakkında nazarı dikkatim i celb etti. «Benim âyanım var, kanunu esasiyi tefsir etm ek Ayanın hakkı ve vazifesidir. H eyeti sureti mah susada toplarsınız, m üzakere e-
dersiniz, eğer m ezkûr teklifim kanunu esasiye m uhalif ise bil dirirsiniz.» dedi.
Ayanı fevkalâde içtim aa d a vet ettim ve celsei hafiyede işi olduğu gibi anlattım , A bdürrah man Şeref Bey yanım a geldi ve gizlice bana: «Biz bu işte sizi feda edeceğiz, başka çare yok, suitefehhüm v ar diyeceğiz, siz yanlış anlam ış ve bize yanlış anlatm ış olacaksınız» dedi.
Bu gibi tevilleri asla kabul
etmiyeceğimi bildirdim. H attâ
şüphe ediyorsanız Padişah b u ra ya, Meclise gelerek ifadesini biz zat te k ra r buyurur, dedim, he yet m üzakereden sonra P adişa
hın teklifinde kanunu esasiye
m ugayir b ir şey bulunm adığına k arar verdi ve iş bu suretle b it ti.
Benim rolüm ikidir, biri gay riresm î olarak Zatışahanenin tek lifini İzzet Paşaya gidip aynen tek rar etm ekten ibaret idi, bunu herkes yapar. İkincisi resm îdir o da Meclisi toplayıp meselenin hallini Meclise havale etmekti. Meclisten bu k a ra rı alm ak h e rT kesin yapabileceği b ir iş değil di.
O gün hafî celseye riyaset e* derken, m üzakere edilen m ad de h ay atı siyasiyeme taallû k et tiğinden biraz âsabî idim. Dik
söylüyordum. İzzet P aşa
nın ve bazı refiklerinin asıl kız dıkları fak at söylem edikleri ci het budur.»
(Talât Paşa kabinesinin istifa
sı üzerine yeni kabineyi kurma
ya memur edilen Tevfik Paşa
bir hafta süren istişarelerinin
sonunda bir netice alamamış ve yen i h ü kü m etin kurulm asına M üşir A hm ed İzzet Paşa m em ur edilmişti.
B ü y ü k bir tarihî m esuliyeti üzerine alan İzzet Paşa h ü k ü m eti 14 teşrinievvel (ekim ) 1918 tarihinde kurulm uş ve galib dev Jetlerle Mondoros m ütarekesini imzalam ıştı.
M ütarekeyi m üteakıb Talât, E nver ve Cemal Paşaların bir gece E n ver Paşanın yalısından Karadeniz yolile gizlice İstanbul dan ayrılm aları kabinenin m e v kiini sarsmıştı. M uhalefet ve bilhassa m u h a lif m atbuat, kabi
nede bulunan İttihadçı Nazırlar
hakkında şiddetli bir lisan k u l lanmağa başlamışlardı.
VI. M ehm ed Vahideddin bu hareketten cesaret alarak h ü k ü m et içinde bulunan İttihadçı ri calin değiştirilm esi arzusile e v velâ E v k a f Nazırı A bdürrahm an Ş eref E fendiyi, Sadrâzam nez- dine göndermiş, İzzet Paşa da Hayri Efendi ile Cavid Beyin zaten istifa etm ekte oldukları cihetle yerlerine bir ik i güne kadar m ünasiblerini bulacak ar- zedeceğini ve fa ka t Dahiliye N a zırı Fethi B eyin M ecliste bir fırka reisi olması sebebile onun tebdilinin caiz olamıyacağını söy lemişti.
Mabeyin Başkâtibi Fuad Beye
göre, Abdürrahman Şeref Beyin
getirdiği bu cevabı Hünkâr ka
bul etmiş görünmüşse de iki gün
sonra kasımın sekizinci perşem
be günü Ahmed Rıza Beyi yu
karıdaki hâtıraların yazılı oldu
ğu şekilde tekrar Sadrâzama gön
dererek Fethi Beyin bir dakika
bile hükümette kalmasının caiz
olmıyacağmda ısrar edince İzzet
Paşa, Ahmed Rıza Beye sert mu
kabelede bulunmuş ve rahatsızlı
ğma rağmen cumartesi günü Sa
raya gelip bizzat maruzatta bu
lunacağını bildirmişti.
Cumartesiye kadar beklemeyi
muvafık bulmıyan Padişah ge
ce, geç vakit Ahmed Rıza Beyi
tekrar Sadrâzamın konağına gön
dermişti.
Sadrâzamın arzusu üzerine ay
nı gece Bahriye Nazın
Rauf
Beyle, Dahiliye Nazın Fethi Bey,
Fındıklıdaki Ayan Dairesine
gid e re k
teklifin kanunu esasiye
muhalif olduğu noktasında ısrar
etmişlerdi.
Mabeyin Başkâtibi Fuad Be
ye göre (İzzet Paşa,
A h m ed RızaBeyin mütehakkimane tebliğa-
tırıdan müteessir olarak
cumagünü öğleden sonra arkadaşla
rını toplıyarak müttefikan isti
faya karar vermişlerdi.)
İzzet Paşa hükümetinin istifa
namesinde Padişahı bilhassa en
dişeye düşüren ve işin Ayana
gitm esine sebebiyet
veren fık
rası şöyleydi; (Zatı Hümayun
lan ile heyeti hükümet ara
sında hâdis olmuş hiç bir ihti
lâf esası mevcud değil iken Ka
bine Reisine teveccüh eden mes
uliyetin bir takım kuyud ve şu-
rut ile tahdid ve takyidini, ria
yeti ahkâmına kasemetmiş oldu
ğumuz kanunu esasi ile kabili
telif görememekteyiz...)
Başmabeyinci Lûtfi Simavi
Bey de hâtıralannda, Ahmed Rı
za Beyin Padişahla Sadrâzam a-
rasmda tebliğ ve tebellüğ vazi
fesini ifa edecek salâhiyeti haiz
almadığını söylemekte ve A h
med Rıza Beyin Padişahın söz
lerine haiz olmadığı bir kuvvet
ve şiddet vererek zaten sürati
infiali ile tanınmış
olanİzzet
Paşanın bin izzetinefis meselesi
çıkarmasına sebebiyet verdiğini
yazmaktadır.
Bu kadar ısrarlı (vesaya) ga-
rib görünmekle beraber
gene
Lûtfi Simavi Beye göre Padişah
i
kendisine, tebliğatmın vesayâ
dairesini hiç bir vakit geçmedi
ğini defalarla söylemiştir.)
(Arkası var) Taha Toros Arşivi