• Sonuç bulunamadı

Saray ve Babıalinin iç yüzü:Vali 15 gün sabrediniz diyerek işi savsaklamağa çalışıyordu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Saray ve Babıalinin iç yüzü:Vali 15 gün sabrediniz diyerek işi savsaklamağa çalışıyordu"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SARAY ve BABIÂLİ'NİN İÇ YÜZÜ

Yazan: SÜLEYMAN KÂNI İRİ EM — Tercüme iktibas hakkımahfuzdur.

mmmmmmmmmımm—mmmmmmmmm Tefrika No. 929 mmmmmmtmmmmmmmmmmmmmmmmmmma

Vali 15 g ü n s a b re d in iz d iy e re k işi

s a v s a k la m a ğ a ç a lış ıy o rd u

[Bir istitrad:

Şark ahvaline dair neşriyatta bu­ lunan Joseph Denais, Trablusgarp kumandam Recep paşanın ordunun yardımile istibdadı yıkmağı Jön Türklere vadeylediğini La Turquie Nouvelle eserinde yazıyor.

Bu kayıd Recep paşanın bu kıyam teşebbüsünde kendisi için de bir rol deruhde eylediğini teyid etmektedir.

Ancak biz istibdadı yıkmak için Recep paşanın kendisi Trablusgarpte iken. Arnavutlukta bir kıyam hazırla­ mak, yahut Dedeağaca veya İstanbu- la Trablusgarpte tedarik edilecek as­ ker kuvvetini çıkarmak yolunda bir teşebbüse iştirâk edebileceğine bir türlü innanamıyoruz.

Trablusgap menfilerine ve hürri- yetperverlere daima pek müsaid dav­ ranan Recep paşa olabilir ki hasbı­ halde bulunduğu menfilere yahut ya­ veri Şevket beye istibdadın yıkılma­ sı ancak ordunun elde edilmesile ka­ bil olacağı yolunda telkinlerde bu­ lunmuş olsun.

İsmail Kemal bey ile de bu fikir et­ rafında birleşmiş olması ihtimalden uzak görünmez.

Bize -öyle görünüyor ki Şevket bey hamiyet ve gayret saikasüe, İsmail Kemal bey de kendi hırs ve menfaat­ lerine göre bu fikri işletmeğe kalkış­ mışlardır; İsmail Kemal bey kıyam ve ihtilâl işlerinde tecrübesi geçmemiş ve tatlı bir hürriyet hayaline kapılmış olan Sabahaddin bey ile etrafmdaki- leri kendi maksat ve menfaatlerinde âlet olarak kullanmağı tasavvur et­ miş ve kısmen muvaffak olmuştur; bu ihtilâlciler kendilerine ait tertiba­ tı ileriletip fnliyata girişilmeğe nöbet gelince tutulmak istenilen yolun çık­ maz olduğunu takdir eden Recep pa­ şa bu hayale iştirak eylemeği reddey- lemiştir.

Bay Reşid Sadi ve Fazlı bu nokta­ da genç türklük tarihini biraz daha tenvir etmeği muvafık bulmazlar mı?

Bu kıyam teşebbüsündeki muvaf- fakıyetsizlikten sonra bir sene geçti. Serhafiye Ahmed Celâleddin paşa İstanbuldan firar ile Parise gelmişti.

Mabeyinci Arif bey, yaver Ahmed Şevket ve kardeşi Rıza paşalar, Ahmed Celâleddin paşanın akrabasından doktor Nihad Reşad bey, Diran Kelek- yan efendi, doktor Kerim Sebati, dok­ tor Bahaeddin Şakir beyler hep Pa- riste toplanmışlardı. Doktor Behaed- din Şakir, Ahmed Rıza ve Sabahad­ din beylerle ayrı ayrı görüşerek Jön Türklerce yeniden elbirliğile bir canlı­ lık gösterilmesi lüzumuna iki tarafı iknaa uğraşıyordu. Ahmed Celâleddin paşa vefat eden hareminin bıraktığı servetle Pariste pek muhteşem bir hayat sürüyor, kendisini Jön Türkle- rin hamisi göstererek Abdülhamidi tahttan indirmek için teşebbüslerde bulunacağım etrafa işae ediyordu. Nihayet Jön Türkler arasında birleş­ mek için mühim bir teşebbüs yapıldı. Bir içtima aktolundu. Bu içtimada Sabahaddin, Ahmed Rıza, Sami paşa zade Sezayi, doktor Baha Şakir, dok­ tor Nâzım, doktor Sabri, Fazlı, Murad

(meşrutiyette mebusan reisi Halü beyin kardeşi) Ali Haydar Mitat, Hü­ seyin Tosun beyler de hazır bulundu­ lar.

İçtimada bundan sonra takib olu­ nacak programın tertibi Sabahaddin beye teklif ve tevdi olundu.

Sabahaddin bey Mözürüs beyle teş­ riki mesai ederek ve Mözürüs 'beyin yazdığı fransızca muhtırayı esas itti­ haz eyliyerek kendisinin (teşebbüsü şahsî ve ademi merkeziyet) prensipi- ne göre bir program tanzim etti. An­ cak bu program Jön Türkler arasın­ da arzu edilen ittihadı temin etmedik­ ten başka ihtilâfı şiddetlendirdi.

Hüseyin Tosun bey Trablusgarpta uğranılan muvaffakıyetsizlikten son­ ra hariçte durmaktan ve neşriyat yapmaktan bir netice çıkmıyacağmı ileri sürerek kendisine yol harçlığı ve­ rildiği takdirde mejnleket dahiline gi­ rebileceğini Sabahaddin beye bildir­ miş, o da bunu temin etmiş olmasile Hüseyin Tosun bey Kafkasya tarikile Erzuruma girmiş, orada Serdar zade

Sıtkı beylo beraber çalışmağa başla­ mıştı.

Sabahaddin bey partisi namına İz- mirde Necdet ve Faiz, İstanbulda Sat- vet Lûtfi, Trabzonda Sancak beyi za­ de Mehmet beyler de faaliyet göste­ riyorlardı. İttihad ve Terakki men­ supları Mitat paşa kanunu esasisinin ahkâmım kendilerine katı bir prog­ ram diye kabul etmişlerdi.

Fakat babasının eserinin en şiddet­ li müdafii olan Ali Haydar Mitat bey Ahmed Rıza beyle geçinemediği için 8 mart 1907 tarihinde İttihad ve Te­ rakki komitesinden çekildiğini gaze­ telerle ilân etti ve bütün Osmanlı un­ surlarım istibdada karşı harekete da­ vet yolunda neşrettiği bir beyanna­ meyi dahilde bir çok yerlerde tevzi et­ tirdi.

Rumelide, Makedonyada unsur ih­ tilâfları ateşlenirken, muhtelif cema­ atlere mensup komitelerle çarpışılır- ken memleketin diğer taraflarında da halkın hoşnudsuzluğu mütenevvi se­ bep ve vesilelerle tezahür ediyordu. Ahrarın neşriyatı Anadolu içlerine ka­ dar yayıldıkça tesirini gösteriyordu.

Kastamonuda, Erzurumda hükü­ metin müstebidane muamelelerine karşı dayatmak şeklinde hareketler vukubulması halkta artık bir uyanık­ lık husule gelmekte olduğuna delâlet ediyordu.

Abdülhamid idaresince taşraya nef- yedilen suçsuz ve günahsızların ade­ di seneler geçtikçe artıyordu. Anado- luda hududa yakın vilâyetlerde hafi­ yelik nisbetle hafifti; halk buralarda diğer vilâyetlerden daha serbestçe zulümden şikâyet edebiliyordu.

Sürgünler merkezî hükümetin fe­ nalıklarını ve sarayın ika eylediği fa­ ciaları bu uzak yerlerde anlata, anla­ ta halkı hükümetten bir kat daha so­ ğutmakta idiler.

Rusyamn tazyiki, ceberutu en ziya­ de Erzurumda hissolunuyor ve teel- lümleri, endişeleri artıyordu.

Hudud askerlerinin perişanlığı, hü­ kümetin itinasızlığı gözlere çarpıyor­ du. Zabitlerin, memurların aylarca maaş alamamaları, geçinme sıkıntıla­ rı hoşnudsuzluğu katmerleştiriyordu. Vilâyet varidatının büyük bir kıs­ mını İstanbul çekiyordu; bu irsalâta himmeti valiye nişan kazandırıyordu.

Diğer taraftan hastanede ölen bir neferin teçhiz ve tekfin masarifi ya­ hut hastalara süt parası için valiye müracaat edilse:

— Bir mecidiye bir neferden hayır­ lıdır!

Cevabı almıyordu! Müracaat eden memur da kovuluyordu. (1) Müzayi- ka içinde ne yapacağı bilinemiyen hâ­ zineye yeni varidat araştırılırken şah­ sî vergi ihdas olunmuş, hayvan rüsu­ muna zam yapılmıştı.

Bu vergiler yoksul halka artık taşı- namıyacak bir yük olmuştu.

20 şubat 1321 - 5 mart 1905 tarihin­ de vilâyet makamına on üç imza ile bir arzuhal verildi ve (devletin kanun­ larına inkıyad mecburî ise de teklif istitaata göredir kaidesine binaen tek­ liflerin affı) istenildi.

Bir ay (Pasinler) kazası ahalisi de bu yolda bir lâyiha vermişlerdi. Vali Nâzım paşa arzuhal üe lâyihayı bir­ leştirerek mabeyine şu mealde ma­ ruzatta bulundu:

«Hariçten iğfalkârane bazı teşvik­ ler vaki olmaktadır. Bunlara müte­ mayil hazelenin telkinleri neticesi ola­ rak Pasinler ahâlisinden bir kaç ki­ şi şahsî vergi ve hayvanat rüsumunu veremiyeceklerine dair vahî mazeret­ ler serd ve diğer muti ahaliyi de ken­ dilerine iltihak ettirmek için tahrik­ lerde bulunuyorlar. İş tevessü etme­ den kâfi ve müessir vasıtalara müra­ caat ettim. Bu uğurda her fedakârlı­ ğı da ihtiyar edeceğim.»

2 Mart 1321 Vali paşa halkı teskin maksadile müracaat edenlere:

— On beş gün sabrediniz. İnşallah verginin affını istihsal eylerim.

Gibi sözlerle savsakladı,

(Arkası var)

(1) Mehmed Nusret: Erzurum tarihçesi.

Kişisel Arşivlerde Istanoul belledi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

For atmospheric dispersion calculation PCCOSYMA software based on Gaussian plume model was used (Jones et al., 1995). For 15 different atmospheric conditions,

Coated fuel particle is composed of five layers, which are the fuel kernel, the buffer, inner pyrolytic carbon (IPyC) layer, the silicon carbide layer (SiC)

Model Radikal 9 un hesaplamalardan elde dilen spin yoğunluk haritası ġekil 4.18 de, aĢırı ince yapı sabitleri ve g- tensörü tablo 4.9 de verilmiĢtir. Şekil 4.18 Model radikal

Meğer uzaktan sadece baş üstünde bir hotoz gibi görünen kale ta aşağı­ ya kadar bir mustatil çizerek uzanıp inmekte imiş, iki yüz elli metre yüksekliğindeki

Hansa kentindeki kapahçarşıyı anlatır. Han- sa’nın 6 ilçeye ayrıldığını, bu 6 ilçeden üçün- cüsünde Müslümanların yaşadığını, burada kurulan,

(Bu partinin) “2 Haziran 1912’de başlayan kongresinde türdeş olmayan Hürriyet ve İtilaf (Partisi)nin içindeki temel uzlaşmazlık su yüzüne