“ V
% £ 4 '2 -f 4 I ' A M t. AZiya Gökaip ve Türkçülük
Y a z a n N ih a d Sam i B A N A R L I
«T ü rkçü lü k, T ü r k m ille tin i yükseltm ek dem ektir» düşüncesiyle ve T ü rk m ille tin in «lisanca, dince, ah lâk ve bediiyatça müşterek, ayni t e r biyeyi alm ış ferdlerden m ürekkep» b ir bütün olduğu inancı İle çalışan Z iy a Gökaip, T ü r k m illiye tçiliğ i tarhin de en sağlam esasları ku ru p m ü dafaa eden büyük b ir m ü tefe kk ir, b ir edip bir â lim d ir. «Yüksek b ir f e l sefî kabiliyetle mücehhez, geniş m alûm ata m alik, h a k ik î b ir İdealist» olan bu a y d ın lık zekâ, OsmanlI b irliğ i, Islâm b irliğ i fik irle r in in h â il çarpışm akta olduğu b ir devirde, kalb lerl m em leket sevgisiyle çarpan fa k a t m illî saadete d ağ ın ık ve vuzuhsuz yollardan yürümeğe çalışan gençlere gerçek ve ışıklı b ir hedef göstermiş, «m illiy etp erve rliğ in prog ram ve felsefesini çizerek, m illî cereyanın kalbi ve nâzım ı olmuştur.»
N. S. B.
....Gökaip, umumî Türkçülüğün bir
kültür Türkçülüğü olması ve «fiilî Türk çülüğün» de ancak bir Türkiye Türkçülü
ğü anlayışiyle hareketlenmesi kanaatine
varmıştır. Bu hâdiseler, onun milliyetçili ğinde önce engin bir heyecan devri, sonra birincisinden daha kuvvetli bir ilim ve fi kir devri bulunduğunu meydana koymak tadır.
Nitekim büyük mütefekkir, 1924 de
Ankara’da neşrettiği (Türkçülüğün Esas ları) isimli olgun eserinde en çok kendi ça lışma ve araştırmalariyle vuzuha ulaşan Türk milliyetçiliğini açık ve kolay anlaşılır cümlelerle tarif etmiş, bu milliyetçiliğin
gerçek hedeflerini, devirlerini göstermiş
ve yarının milliyetçilani için Türkçülüğün mükememl bir programını çizmiştir.
Ziya Gökalp’m bu son eserindeki fi kirlerine göre: «Türkçülük, Türk milletini yükseltmek demektir.» «Millet, ne ırki, ne kavmî, ne coğrafî, ne siyasî, ne de İdarî bir zümre değildir. Millet, lisanca .dince, ahlâkça ve bediiyatça müşterek, ayni ter biyeyi almış ferdlerden mürekkep bir züm redir.» Millet Türk köylüsünün «D ili‘dili me, dini dinime uyan» diye tarif ettiği top
luluktur. Türk cemiyeti için «(Türküm)
diyen her ferdi Türk tanımaktan, yalnız Türklüğe hiyaneti görülenler varsa, ceza landırmaktan başka çare yoktur.» .
Bugünkü duruma göre, Türkçülüğün
üç büyük mefkûresi olmalıda-: Bunların
hakikate en uygun olanı Türkkiyecilik’tir.
İkinci mefkûre Oğuzculuk, yahut
Türk-J
mencilik’tir. Çünkü kültür halamından bir leşmesi en kolay olan Türkler, Oğuz Türk- leri yani Türkmenlerdir. «Türkiye Türkle- ri gibi .Azerbaycan, İran, Harzem ülkele rinin Türkmenleri de Oğuz uruğuna men suptur.»
Nihayet üçüncü bir mefkûre daha var dır ki bu, bir Kızılelma’dır. İstikbalde Kır gız, Tatar, Özbek gibi diğer Türk zümre lerinin de Oğuzlarla birleşmesi hayalidir. Ancak bu bir hayal dahi olsa Türkçülük i- çin bir kuvvet menbaıdır. O Turan ki, ma zide bir hakikatti. Mete’ler, Göktürk hü kümdarları bir zaman bütün Türkleri bir- letştirmemişler miydi?
«Türkçülüğün esaslarından biri de hal ka doğru gitmek olmalıdır. Halka doğru gitmek, halk arasında yaşayan millî kül türü münevverlere, münevverledeki mede nî kültürü de halka tanıtmak demektir.»
Yine Ziya Gökalp’a göre Türkçülük
asla müteassıp olmamlıdır. Türkçülük baş ka milletlerin medeniyetlerinden faydalan mamak değildir. Kozmopolitlik Türkçülüğü ğün tamamiyle zıddıdır. Fakat başka mil letlerden medenî hissemizi almak da ayrı bir vazifedir. Bugün medenî alışveriş ya pacağımız ülke, Avrupadu-. Ancak Avru pa medeniyetini sistematik bir surette a- ; lirken milli zevk ile harici zevki birbirine karıştırmamak lâzımdır. Her milletin aslî ’ ve daiM olan zevki, milli Zevkidir.»
Fakat Gökalp’ın bü eserindeki en ol
gun ve en açık -fikirler, o kadar ki Türk
■münevverleri için her zaman hakikî bir
36
—Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi