• Sonuç bulunamadı

'Ahmet Özal, Magic Box'ın başında'

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "'Ahmet Özal, Magic Box'ın başında'"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

12

!

M illiajef

haberler

:

29 TEMMUZ 1990

Erca n A L T A Z L I

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

:3ü:

SOLDAN SAC A : 1 - (1881 -1941) yıllan ara­

sında yaşamış, Harp O kulu’nu ve Harp Aka­ dem isini bitirmiş, Abdüihamit’in muhafızlı­ ğı görevinde bulunmuş, Suriye cephesinde bu­ lunduğu sırada Mustafa Kemal’in emrine gir­ miş, Anadolu’ya geçerek Kurtuluş Savaşı’na katılmış, Mustafa Kemal’in başyaveri olmuş, Kurtuluş Savaşı sonunda ordudan ayrılmış, 1923’te Yozgat’tan milletvekili seçilmiş, asker ve siyaset adamımız - Bundan dolayı, bunun üzerine. 2- Topluluk, cemaat - Tüm ihtiyaçla­ rı devlet tarafından karşılanan rütbesiz asker­ lerle, onbaşı ve çavuş rütbesindeki askerlere ve­ rilen genel ad - ‘Kara mika’ denen ve bileşimin­ de demiri çok olan bir mika çeşidi - Müzikte bir nota. 3- Çoğunlukla döşemelik olarak kul­ lanılan keten ve ipek karışımı bir tür kumaş - Çeşitli renklerde kareli olan kumaş - Metal ol­ mayan elementler. 4- Aldatma işi, hile - Soylu - Çıplak vücut resmi - Aldırış etme, önem ver­ me. 5- Kızartılmış ekmeği et suyuyla haşlaya­ rak yapılan yemek - İkiçenekliler sınıfının, ço- banpüskülügiller familyasından bir ağaç - Bed­ dua - Pam uktan dokunmuş basma. 6- Gözde sarıya çalan kestane rengi - Roma mitolojisin­ de Gorgonalar denilen üç kız kardeşten biri - Namzet. 7- Dondurulmuş meyve suyundan ya­ pılan bir tür pelte - İsa'nın çarmıha gerilmeden bir gün önce havarileriyle birlikte yediği akşam yemeği - Tanrı buyruklarını yerine getirme, Tanrı’ya yönelik saygı davranışı. 8- Kimyada tantalin simgesi - İcar - O yer - Kalınca kabuk­ lu, iri ve uzunca taneli, şekeri çok bir tür üzüm. 9- İskambil kâğıtlarında bir grup - Büyükler, cet - Bir besteyi oluşturan temel motif - Ardıç, dağ selvisi (Eski dilden). 10- Kural olarak be­ nimsenmiş, yerleşmiş ilke ya da yasaya uygun durum - İskambil kâğıtlarında bir grup - Bü­ yük bakraç - Dürülerek boru biçimi verilmiş deri ya da kâğıt tomar. 11- Göçebelerin konak yeri - Turunçgillerden bir meyve - Kabul etme­ yerek geri çevirme - Sığ sularda ağır yükleri ta­ şımak için kullanılan, altı düz bir çeşit tekne. 12- Koyu gri renkli bir mineral - Bir ticaret se­ nedindeki ciroların ya da diğer işlemlerin ço­ ğalması nedeniyle, o ticari senede eklenen kâ­ ğıt - Aralarında herhangi bir bakımdan ilgi ya da benzerlik bulunan şeylerin tümü. 13- Geçim­ siz, huysuz, kavga çıkarmaktan hoşlanan, yay­ garacı - Karadeniz’de bir Uman - Güçlü esen yel. 14- Kimyada kalsiyumun simgesi - Eşke­ nar dörtgen - Eğilimi olan - Aynı adlı ağacın kurutulmuş yapraklarından elde edilen, saç ve elleri boyamakta kullanılan toz. 15- Akdeniz, 1 aradeniz ve Batı Avrupa kıyılarında avlanan, ince uzun bir balık - Kimi işlerde sicim yerine kullanılan sicim kalınlığında, ince ve uzun, es­ nek deri parçası - Soluk borusu - Yeter mik­ tarda olmayan, yetmeyen.

YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1-(1889-1965)

yıllan arasında yaşamış, yüksek öğrenimini Sa­ nayii Nefise Mektebi’nde tamamlamış, çeşitli resmi dairelerde görev almış, A tatürk’ün em­ riyle Eski Eserleri ve Anıtları Koruma Heye- ti’ni kurmuş, Türk mimarlık eserleri hakkın­ da kazılar ve araştırmalar yapmış, bir dönem milletvekili seçilmiş mimar ve mimarlık tarihi

uzmanımız. 2- Aralarında aynı yerde bulun­ maktan başka hiçbir ortak nitelik düşünülmek - sizin bir ülkede, kentte ya da semtte bulunan­ ların tümü - Güney Amerika yerlilerinin yabani hayvanlan yakalamak için kullandıkları, ilmikli kement - Dileyiş, dilek. 3- Küçük limon çeşidi - Yunan soyundan olup, Müslüman ülkelerde oturan kimselere verilen ad - Belirli koşullara ve bir düzene göre yapılması öngörülen işlem­ lerin, eylemlerin tümü, izlence. 4- Tanrı’yı öv­ mek, ona dua etmek için yazılıp makamla oku­ nan nazım - Sıcak ülkelerde yetişen bir ağaç­ tan elde edilen katı, güzel kokulu reçine. 5- Kut­ lama - Kansızlık hastalığı. 6- Kalıcılık, ölmez­ lik - Coşkun, esinle dolu - Verme. 7- Bir tuzla ürününün satıldığı bölgeler - Avuçiçi - Bir şe­ yin yere bakan yanı - Dumanın değdiği yerde bıraktığı kara leke. 8- Uluslararası yollarda Gü­ ney Afrika Cumhuriyeti’nin plaka simgesi - Meslek, uğraş - Dili, Hint-Avrupa dil ailesin­ den olan kimse - Hatıra. 9- Yolcuevi, misafir­ hane - Sedir biçiminde kanepe. 10- Akarsular­ da yatak, akak - Görünüşe göre olacağı sanı­ lan, muhtemel. 11- İlkçağda Roma’da, elinde asası ve bolluk boynuzuyla bir kadın şeklinde gösterilen bolluk ve verimlilik tanrıçası - Zü­ ppe. 12- Ferhat ile Şirin adlı efsanede adı ge­ çen, Ferhat’ın Şirin’e kavuşmak için deldiği söylenen dağın adı - Boru sesi - Ad, ün. 13- Ma­ lik, sahip - Kölelik, tutsaklık - Bir tür binek hay­ vanı. 14- Japon lirik dramı - Bir işte buyurma yetkisi olan, yüksek orunlu görevli - Bir sayı. 15- Tayin - Yok etme, giderme - Muğla iline bağlı bir ilçe. 16- Çekinmeksizin, korkusuz - Dolaşma, devir. 17- Lokmanruhu - A frika’da bir başkent - Laka ile cilalanmış. 18- Mayda­ nozgillerden bir bitki. 19- Temel gerçeklerin us­ la kavranamayacağını, ancak inan yoluyla el­ de edilebileceğini savunan öğretilerin genel adı, inancılık, fıdeizm - Balık avlamakta ya da odun taşımakta kullanılan büyük kayık. 20- Afrika’­ da bir akarsu - 20. yüzyılın son çeyreğinde ye­ niden ve geniş ölçüde kullanılmaya başlanan eski bir falcılık yöntemi - Yapmacıklı, çekin­ gen davranış.

GEÇEN HAFTAKİ BULMACANIN ÇÖ­ ZÜMÜ:

SOLDAN SAĞA: i- Vedat Türkali, Ulu

orta. 2- Azami, Realite, İr, Lal. 3- Salangan Alev, Bi. 4 -Sütkırı, Talimar. 5-Aden, Gravür Tabı. 6- Ren, Serak, At, Tez. 7- İs, Tere, Ap Kavata. 8- Zabitan, Şu, Topalar. 9- Ar, Dar Vinter, Re, Ama. 10-Zeveban, Aşina, Eş. 11 Otari, İp, Ziya Paşa. 12- Sere, Ayazma, Ena yi. 13- Uşak, Temel, Talaz, Hu. 14- At, Süne Terör, Has. 15- Ziga Vertov, Riyaset.

YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1- Vasfi Rıza

Zobu. 2- Eza, Esaret, Şaz. 3- Dalyan, Vasati. 4 -Ama, Giderek. 5 -Tinsel,Tabir, Sa. 6 -Gün, Tara, Etüv. 7- Ürat, Sen, No, Ene. 8- Renk­ ser, Amer. 9- Ka, Reşidiye. 10- Alarga, Un, Pal­ to. 11- Li, Irk, Ta, Ev. 12- İta, Ateş. 13- El, Vaporizatör. 14- Etüt, Ni, Ari. 15- Livar, Ka­ rayel. 16-Ur, Vale, Anapa. 17-Cit, Va, Apaz. 18-Rl, Matara, Ay, He. 19-Tababet, Meşihat. 20- Ali Rıza Paşa, Us.

M illiy et

HER EVE

1 [ J

15 CİLTLİK

j [ J

<

4 4 4

Beşinci ve son 3 cilt

Katılma işlemleri

KUPONLARIN DÜZENLENMESİ

Kampanyanın beşinci ayına ait kuponların 1den 30’a kadar sıraya konması, eksiklerin süper kupon veya yedek kuponla tamamlanmış olması gerekmektedir.

İŞTİRAKÇİ FORMUNUN DÜZENLENMESİ

Aşağıda yayınladığımız iştirakçi formu okunaklı bir yazı ile doldurulup imza edilmelidir.

KATILIM ŞEKLİ Ödemenin yapılması:

Milliyet/Büyük Ansiklopedi kampanyası için ödemeler

VAKIFBANK şubelerine

yapılacaktır. Kampanyanın dördüncü dilimi İçin VAKIFBANK şubelerine başvurular 30 Temmuz Pazartesi günü başlayacak ve 10 Ağustos

Cuma günü sona erecektir. Kuponlarını düzenlemiş ve iştirakçi formunu doldurmuş okuyucularımız bunları diledikleri bir VAKIFBANK

şubesine teslim edip 45.000 TL'lik kampanya ücretini yatıracaklardır.

ANSİKLOPEDİ CİLTLERİNİN TESLİM ALINMASI

Okuyucularımız ansiklopedi ciltlerini ödeme yaptıkları

VAKIFBANK şubesinden

alacaklardır. Kampanyaya katılan okuyucularımızın isim listelerinin gazetemize ulaştırılması üzerine ansiklopediler banka şubelerine gönderilmeye başlanacaktır. Ansiklopedi ciltlerinin VAKIFBANK

şubelerine gönderildiği tarih ayrıca duyurulacaktır. Bu işlemlerle ilgili olarak banka tarafından herhangi bir ücret talep edilmeyecektir.

Vakıfbank şubesi olmayan yerlerde PTT aracılığı ile ve aynı tarihte katılabilirsiniz. Posta çek no: 486000 Katılma kuponlarının gönderileceği yeni adresimiz: Klodfarer Caddesi. Dr. Şevki Bey Sokak No: 6 Kat: 2 . Sultanahmet / İS T A N B U L Tel: 5 17 50 29

5 17 50 30

•Ahmet Özal, Magic Box’rn başında*

• Fikret B İ L Â .

ANKARA

S

" IHPGenel Sekreteri Deniz Baykal, resmi yayın tekeli TRT’- nin Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından kontrol edildi---İğini, fiili yayın tekeli olan Magic Box'in başında da oğlu

Ahmet Ozal’ın bulunduğunu belirterek, “ Bu, özal hanedanının bir yansımasıdır” dedi.

SHP’nin TRT’nin yayın tekelinin kaldırılmasına yönelik Ana­ yasa değişikliği girişimi ile TRT ve Magic Box’la ilgili tartışmaları Milliyet’e değerlendiren Baykal, Magic Box’in “ Anayasa’ya ay­ kırı, korsan ve ne ¡düğii belirsiz” bir kuruluş olduğunu, buna rağ­ men devlet ve hükümet eliyle desteklendiğini bildirdi.

SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal’ın sorularımıza verdiği ya­ nıtlar şöyle:

» TRT, MAGIC BOX VE O Z A L'L A R _______ __ ______

Soru: “ Yayın tekelini TRT’ye veren Anayasa’nın 133’Uncü maddesinin değiştirilerek, özel yayıncılığa olanak tanıyacak bir düzenleme girişimi başlattınız. Bu girişim, TRT-Magic Box, TRT- PTT tartışmaları, ekranın seçim yasakları bahanesiyle muhalefe­ te kapatılması, Hodri Meydan programının ertelenmesi, dünya ba­ sın kralları olarak bilinen Maxwell ve Murdoch gibi isimlerin gel­ mesi ve Cumhurbaşkanı’yla görüşmesi gibi ilginç gelişmelerin ol­ duğu bir dönemde ortaya çıktı. Bu zamanlamanın nedenlerini açık­ lar mısınız?”

Baykal: “ Anayasa’nm 133’üııcü maddesi, radyo ve TV yayınları konsunda devlet tekelini düzenleyen bir maddedir. Bu madde, 1961 Anayasası’nda ve 1982 Anayasası’nda yer almıştır. Şimdi, 29 yıl­ lık bir deneyden sonra bu konuda yeni bir oluşum ihtiyacı toplumda kendisini göstermeye başlamıştır, önce şu saptamayı yapmak is­ tiyorum. Anayasa’nın 133’üncü maddesinin öngördüğü TRT uy­ gulaması, özellikle son dönemde ne yazık ki gerçekleştirilememiştir. Anayasamız, bir tarafsız TRT yayını öngörmüştür. Herhangi bir siyasi partiye çıkar sağlayacak bir yayın yapılmasına olanak ta­ nınmamıştır. Hiçbir isim altında böyle bir yayına olanak tanın­ mamıştır. Anayasamız bunu kesinlikle belirlemiştir. Ama ne ya­ zık ki, özellikle son dönemde TRT’de, Anayasa’nm öngördüğü anlayış yaşama geçirilememiştir. Bu bir saptamadır. Bu bir temel olaydır. Bunun çeşitli örneklerini vermeye gerek yok. Bunun en açıkçası, önceleri İcraatın İçinden, sonraları Başbakanlıktan İl­ ginize Bilginize adıyla yayınlanan programdır. İkinci olarak, dün­ yada hızlı bir gelişmeye tanık oluyoruz. Teknolojik oluşumlar, bü­ yük siyasal oluşumlar, özellikle elektromanyetik yayıncılık alanında radyo-TV alanında yepyeni bir altyapı oluşturmuştur. Bu altyapı­ nın gerektirdiği yeni bir düzenleme ihtiyacı açıkça ortadadır. Son zamanlarda bu durumu değerlendirmeye yönelik bir girişim ken­ disini göstermiştir. Magic Box diye bir yayın girişimi yürütülüyor. Bu yayın girişimi Anayasamıza aykırıdır. Çünkü, Anayasamız, Türkiye’deki yayıncılığın kamu tekelinde olması gerektiğini ön­ görmüştür. Ama bir özel kuruluş, hükümetin de katkısıyla, deste­ ğiyle, himayesiyle Anayasa’nın bu maddesine aykırı bir yayıncı­ lık şansına kavuşmak üzeredir. Ve bir fiili durum oluşmuştur. Bu fiili durumu hazmetmek, kabul etmek mümkün değildir. Bu fiili durum, iktidarın desteğiyle ortadadır, Magic Box yayıncılığını Türk kamu kuruluşlarının kendisine sağladığı olanaklarla götürecek­ tir. Halbuki Türk kamu kuruluşlarının kendisine bu olanakları sağ­ lamaya hakkı yoktur. Çünkü Anayasa’ya aykırı bir yayıncılıktır bu. Ama PTT bir sözleşme imzalamıştır Magic Box’la ve kablo kiralamıştır. Bundan yararlanan Magic Box, Türkiye’deki olay­ ları Almanya’ya geçirip, Almanya’dan tekrar Türkiye'ye gönde­ rebilecektir. Bu, Anayasa’nm öngördüğü yayıncılığa ters bir uy­ gulamadır . Buna da PTT gibi bir kamu kuruluşu yardımcı olmuş­ tur. Aynı şekilde, Türkiye’de bir stüdyo oluşturacaktır, bu stüd­ yonun oluşturulması da Anayasa’ya aykırıdır. Çünkü, Anayasa, bir kamu yayıncılığı tekelini öngörmüştür ve özel TV yayım yapa­ cak bir kuruluş Türkiye’de stüdyo kuracaktır ve faaliyet götüre­ cektir, buna da iktidar göz yummaktadır. Ayrıca, garip bir biçim­ de, Türkiye’de, futbol kulüpleriyle Anayasa’ya aykırı bir yayın­ cılığı yapmak için yola çıkan bir kuruluş, anlaşmalar imzalamış­ tır. Türkiye’de yayının TRT tekelinde yapılmasını Anayasa ön­ görüyor, Anayasa’ya aykırı olarak sözleşme yapılıyor. Hukuka, yasalara, Anayasa’ya aykırı sözleşmeler muteber değildir, geçerli değildir, onların mahkemelerce kabul edilmesi söz konusu olamaz. Önce Anayasa ve yasalar gözetilir, Anayasa ve yasalar da böyle bir yayıncılığa olanak tanımıyor Türkiye’de, ama fiilen bu iktida­ rın anlayışı nedeniyle götürülüyor. İktidar niye bu anlayışı sürdü­ rüyor, çünkü bu girişimin başında Cumhurbaşkanımızın oğlu var­ dır. Başlangıçta Cumhurbaşkanının oğlu, bu kuruluşla ilgisi ol­ madığı izlenimini vermeye çalışmıştır, ortaya çıkan söylentileri ya­ lanlamaya gayret etmiştir. Bu girişimin, kendisi dışında ortaya çı­ kan Magic Box’m kendisi dışında oluşan bir girişim olduğu izle­ nimini verme gayretini sürdürmüştür. Ama bir süıe önce yaptığı açıklamalarla artık o da resmen Magic Box’la ilişkili olduğunu kabul etmiştir. Devlet, Magic Box’in Anayasa’ya aykırı bir biçimde Tür­ kiye’ye dönük Türkçe yayın yapmasına çeşitli aşamalarda yardımcı

SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal, resmi yayın tekeli olan TRT nln Cumhurbaşkanı Turgut Özal, fiili yayın tekeli olan Magic Box'in da oğlu Ahmet özal tarafından kontrol edil­ diğini, böylece yayıncılık alanında, "özal hanedanı" ege­ menliğinin kurulmak istendiğini öne sürdü

£ Magic Box’in ne Idüğü belirsiz bir kuruluş olduğunu Id- ” dia eden Baykal, "Bunların yaptığı korsan yayıncılıktır ve Türk bayrağının yanındaki cumhurbaşkanı bir süre önce uluslararası televizyon reklamcıları yönetim kuru­ luna bu anayasa dışı, korsan kuruluşun reklamını yapmıştır" dedi

olmuştur. Bir süre önce Sayın Özal, Çankaya’da Uluslararası TV Reklamcıları Derneği Yönetim Kurulu üyelerini kabul etmiştir. Bu kabulde, Magic Box’in Türkiye’de yayma geçeceğini ve bu yayın yoluyla çok geniş bir kitleye ulaşacağını, çanak antenlerin olduk­ ça yaygın olduğunu ve Magic Box’ta verilen reklamların önemli olacağını ifade etmiştir. Türk bayrağının yanında oturan Cum­ hurbaşkanı, Uluslararası TV Reklamcıları Yönetim Kurulu’na Ma­ gic Box reklamı yapmıştır. Anayasa dışı bir kuruluşun reklamını yapmıştır.

“ Bu, Türkiye’de sağduyusunu, sorumluluğunu, tutarlılığını, hukuk saygısın:, Anayasa saygısını yitirmemiş olan insanların kabul edeceği bir durum değildir. Bu, kabul edilemez. Çok ağır bir hu­ kuk krizi vardır, bir Anayasa krizi vardır. Bunun aşılması mutlak zorunludur. Sayın Cumhurbaşkanı ve çevresi, ‘Teknoloji ilerle­ di, artık çeşitli yayın kuruluşları ortaya çıkıyor, elbette bu da ola­ cak, bunun önüne geçmek mümkün değil, bu, liberalizmin, çağ­ daş çoğulcu oluşumların gereğidir’ diye bu durumu kabul ettir­ meye çalışıyorlar. Eğer gerçekten bu belli bir dünya görüşünden kanaklanıyorsa, bunun kontrol edilmesi imkânı vardır. Bunun ge­ reğinin yerine getirilmesi mümkündür. Biz bunu yapmak kararı­ nı almış bulunuyoruz.”

» " T V 'O E Ö ZA L H A N E D A N I " _________ ~

Soru: “ TRT tekelini kaldırmaya yönelik girişimde bulunma­ nıza rağmen Magic Box’a karşı çıkıyorsunuz. Neden?”

Baykal: “ Magic Box, bir fiili tekel yaratıyor, yasal değil. Res­ mi tekel TRT’nin elinde, fiili tekel Magic Box’in elinde. Resmi te­ keli Türkiye’de Sayın Özai kontrol edecek. Fiili tekeli yurt dışın­ da Sayın Ahmet Özal kontrol edecek. Ve bu, çağdaş, demokra­ tik, liberal gelişmenin gereği diye kabul ettirilecek. Bunu kabul et­ memiz mümkün değildir. Türkiye’de TRT dışında bir yayın yapı­ lacak ise, bu yayın, hukuku oluşturularak, Anayasa ona göre dü­ zenlenerek ve herkese eşit şans tanınarak, rekabet fırsatı verilerek gerçekleştirilebilir. Gerçekleştirilmelidir. Eğer bir fiili durum olarak Türkiye’de özel TV girişimciliği adına fiili bir tekelle Magic Box göreve başlayacaksa, özel girişimcilik dört başı mamur bir biçim­ de Türkiye’ye taşınmalıdır. Hukuku da oluşturulmalıdır, herkese de olanak verilmelidir ve herkes yayın yapabilmelidir Bunu sağ­ lamamız gerekir diye düşünüyoruz. Dünyada, çeşitli ülkelerde bu konuda getirilen düzenlemeler var, bunları arkadaşlarımız

ince-“ HANEDAN EGEM ENLİĞİ”

SH P Genel Sekreteri De-niz Baykal, arkadaşımız Fikret Bilâ'ya yayıncılık alanında, " Ö za l hanedanı” egemenliğinin kurulmak istendiğini belirtti.

(Fotoğraf: Kenan M ACİT)

lediler, değerlendirdiler, açıkça görülüyor ki, özel TV yayıncılığı­ na geçilmesi, başıboş bir TV yayıncılığı anlamına gelmez. Bugün Magic Box, başıboş bir TV yayıncılığı yapıyor. Yapma durumun­ da olacaktır. Hiçbir ilkeye bağlı olmasını gerektiren bir durum yok­ tur. Tamamen işbaşındakilerin takdirine göre, tercihine göre ya­ yın yapacaktır. Bu yayının nasıl yapılacağını kimse bilme duru­ munda değildir. Bir ticari kuruluşsa, çeşitli ticari anlamı olacak, tepkileri açık olacak demektir. Bugün, dünyada çeşitli ülkeler çok büyük mali kaynaklar seferber ederek bir etkinlik arayışı içinde­ dir.

“ Böyle bir yayıncılığın bu arayışlara alet olmayacağı konusunda hiçbir güvencemiz yoktur. Ülkemizde herhangi bir televizyon ya­ yıncılığının mutlaka gözetmesi gereken ana ilkeler vardır. Laikli­ ğin mutlaka gözetilmesi lazımdır. Hukuk devleti ilkesinin mutla­ ka gözetilmesi lazımdır. Demokrasi ilkesinin mutlaka gözetilme­ si lazımdır. Ulusal bütünlüğün mutlaka gözönünde bulundurul­ ması lazımdır. Bütün bunları gözetecek bir yayın yapma mecbu­ riyeti Magic Box için yoktur. Ama özel televizyon yayıncılığına Türkiye resmen, hukuken geçecek olursa, bunları güvence altına alacak düzenleme yapılabilir ve yapılacaktır. Yapılmalıdır. Böy­ lece sağlıklı bir özel televizyon yayınına geçme şansı olacaktır. Şimdi her türlü gözetimden kopuk, keyfi, ama öte yandan da tekel oluş­ turarak bir yayıncılık gerçekleştirilmiştir. Türkiye’de bugün tele­ vizyon yayıncılığında bir diopol vardır. Bir ayağı TRT, bir ayağı Magic Box olmak üzere bir diopol piyasası oluşturulmuştur. Bu piyasa bu iki kuruluşun kontrolünde işletilecektir. Bunu kabul et­ mek istemiyoruz. Bu, ö zal’lann bir hanedan egemenliğinin yan­ sımasıdır. Hatırlayacaksınız, bir süre önce Sayın özal, bir tahlil yapmıştı ve ‘Artık günümüzde parlamento, yürütme, yargı organ­ ları önemini kaybetti, kuvvetler ayrımına dayanan değerlendir­ meler geçerliliğini kaybetmiştir, günümüzde başlıca kuvvetler, hür teşebbüs, medya ve Silahlı Kuvvetleridir’ demişti. Ve bu tahlil üze­ rine de ‘Silahlı Kuvvetler demekle ne kastediyor acaba, önümüze- ki günlerle ilgili kaygıları mı yansıtıyor?’ diye tartışmalar yapıl­ mıştı. Şimdi Sayın özal’ın mantığına göre, medya en önemli ikti­ dar odaklarından birisi olarak gözüküyor. Anlaşılan, bu yaklaşı­ mı böylece yaşama geçiyor. Bir yanda TRT kontrol altına alını­ yor. TRT, hepimizin bildiği, yaşadığı birtakım tertiplerle iktida­ rın aleti haline indirgenmiştir, ö te yandan, ne idüğü belirsiz bir özel yayıncılık yoluyla, Magic Box kanalıyla medya etkinliği zen­ ginleştirilmek isteniyor.

“ Magic Box’m yaptığı korsan yayıncılıktır. Bu korsan yayın­ cılığa göz yummak mümkün değildir. Türkiye, böyle bir tertibe alet edilemez. Türkiye’de hukuk işlemelidir, Anayasa işlemelidir. Biz bu konuda öncülüğü ele aldık.”

» “ S H P ’ NİN YAYIN CILIK A N LA Y IŞ I” ________________________

Soru: “ Anayasa değişikliği yaparak getirmeyi düşündüğünüz yayıncılık anlayışının çerçevesini çizer misiniz?”

Baykal: “ Getirilen düzenleme kuşkusuz oluşuma açıktır. Bu­ nu parti organlarında tartışacağız, konuşacağız, geliştireceğiz. Te­ mel mantığını şöyle özetleyebilirim:

“ Televizyon yayıncılığı bir kamu hizmeti olarak görülmelidir. Bu kamu hizmetini hem devletin, hem de özel kuruluşların yap­ ması olanağı sağlanıyor. Devlet, bu kamu hizmetini özerk bir ku­ ruluş eliyle yapacaktır. Özel kuruluşlar da yayıncılık yapabilecek­ lerdir. Ama devletin radyo, televizyon yayıncılığı da, özel kuru­ luşların radyo ve televizyon yayıncılığı da belli ilkelere bağlı ola­ caktır. Bu ilkelerin başında tarafsızlık geliyor. Tarafsız kalmak koşuluyla devlet özerk, kişiler de kendi adlarına radyo ve televiz­ yon yayını yapabilecek, stüdyo ve istasyonlar da kurabilecekler­ dir. Bütün bu yayınlar tarafsızlık ilkesine göre yapılacaktır. Bu yayınlar, Anayasamızın temel felsefesine saygılı bir anlayışla ger­ çekleştirilecektir. Yani insan haklarına dayanan, ulusal, demokra­ tik, laik, sosyal hukuk devleti ilkeleri bu yayıncılıkta esas olacak­ tır. Üçüncü olarak, devletin birlik ve bütünlüği) gözetilecektir. Dör­ düncü olarak, ulusal güvenliğin ve temel ahlâkın gereklerine uyu­ lacaktır. Doğru habercilik elbette başka esas olacaktır. Eşit dav­ ranmak koşuluyla siyasi parti görüşleri elbette yansıtılabilecektir. Bütün bu yayınları devlet adına izne bağlayan, gözeten, denetle­ yen bir ulusal radyo, televizyon yüksek kurulu oluşacaktır. Bu, özerk bir kurul olacaktır. Bu kurul, hem devletin, hem de özel ku­ ruluşların yayıncılığını Anayasa’ya ve Anayasa’ya göre çıkarıla­ cak olan yasanın ilkelerine uygunluğunu izleyecektir ve o yayıncı­ lığın yaşama geçmesine dönük ana kararlar alacaktır. Aykırı dav­ rananlar için yayın iznini iptal edebilecektir. Düşündüğümüz ana çerçeve budur. Bu, bütün dünyada kendisini gösteren bir çerçeve­ dir. ABD’de yapılan yayıncılığın da böylesine temel ilkeleri var­ dır. Başıboş bir yayıncılık söz konusu değildir.

“ Şimdi parti olarak böyle bir girişim başlatıyoruz. Umarım öbür muhalefet partisi de ve umarım iktidar partisi de Türkiye’­ de, bir hukuk skandalinin bu alanda, demokrasinin işleyişiyle, il­ gili rejimin işleyişiyle ilgili bu önemli alanda çeşitli söylentilere yol- açmış durumun ortadan kaldırılmasına destek olurlar.”

“ Kimse evhamlanmasın, Anayasa Mahkemesi’ne müdahale edilmiyor’’

Adalet Bakanı da tartışmada

• Soner G Ü R EL •

a n k a r a

IUMHURBAŞKANI Turgut Özal’ın, Güneydoğu ile ilgili 424 sayılı kararnamenin değiştirilemeyeceğine iliş--- 'kin sözlerinden sonra başlayan tartışma devam ediyor. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Yekta Güngör Özden’in önceki gün Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a konu ile ilgili ola­ rak yanıt vermesinden sonra tartışmaya Adalet Bakanı Ol­ tan Sungurlu da katıldı. Bakan Sungurİu, “ Kimse evhamlan­ masın. Anayasa Mahkemesi’ne müdahale edilmiyor” dedi. Adalet Bakam Oltan Sungurlu, Özden’in açıklamasını de­ ğerlendirirken, Anayasa Mahkemesi’ne şimdiye kadar hiçbir müdahalenin yapılmadığına dikkat çekerek, “ Böyle bir ev­ hama gerek yok” dedi.

Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Yekta Güngör Özden’in “ Son günlerde bir hukuk devletinde rastlanması tüyler ürper­ ten olaylarla karşılaşıyoruz” sözlerine de yanıt veren Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, “ Ben kendisi ile tartışmak istemi­ yorum, ancak bu tüyler ürperten olaylar neyse açıklansa da öğrensek. Bunu Yekta Güngör Özden’in açıklaması gerekir” dedi.

Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Yekta Güngör Özden ise önceki günkü çıkışını "Milliyet” e değerlendirirken, “ Ben olay yaratılsın diye konuşmuş değilim” dedi.

Adalet Bakanı Sungurlu’nun sözlerinin kendisini entere- se etmediğine dikkat çeken Yekta Güngör Özden, şöyle konuştu:

• OLTAN SUNGURLU:

"Özden, son günlerde bir hukuk devletinde rastlanması tüyler ürperten olaylarla karşılaşıyoruz' dedi. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili olaylar neyse açıklasa da öğrensek"

• YEKTA ÖZDEN:

Ben olay yaratılsın diye konuşmuş değilim. Adalet konularına duvarlıyım. Sadece Sungur­ lu değil, aynı açıklamayı cumhurbaşkanı da yapsın"

“ Ben durduk yerde olay yaratılsın diye konuşmuş deği­ lim. Ayrıca kuruntulu bir insan da değilim. Sadece adalet ko­ nularında duyarlıytm.

Benim değindiğim konularda Adalet Bakam’nın açıkla­ ması yetmez. Aynı açıklamayı Sayın C um hurbaşkanının da yapması gerekir.”

Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Yekta Güngör Özden, yaptığı açıklamanın Anayasa Mahkemesi’ni temsilen olma­ dığım, şahsen olduğunu da özellikle vurguladı.

Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Yekta Güngör Özden’e hukuk çevrelerinden destek de geldi. Danıştay eski Başkam Orhan Özdeş, hukuk açısından son günlerde hiçbir gelişme­ nin olmadığına dikkat çekti.

Özdeş, hukuksal konuların birçoğunda Türkiye’nin geri kaldığını, birçok olayın da menfi gittiğini ileri sürdü.

Danıştay eski Başkanı Orhan Özdeş, Cumhurbaşkanı da olsa Anayasa Mahkemesi’ne açılmış bir dava hakkında kim­ senin görüş açıklayamayacağına dikkat çekerek, bu durumu “ vahim bir gelişme” olarak nitelendirdi.

Anayasa Mahkemesi Başkam’ndan Özden’e destek

• •

“OzaTın konuşmaması gerekirdi”

A N K A R A , Ö Z E L

UMHURBAŞKANI Turgut Özal’ın, Gü­ neydoğu ile ilgili 424 sayılı kararnamenin değiştirile­ meyeceğine dair açıklamasına sert yanıt veren Anayasa Mah­ kemesi Başkan Vekili Yekta Güngör Özden’e, mahkeme başkanından destek geldi.

• •

Anayasa Mahkemesi Başkanı Necdet Dancıoğiu, “ Sayın Cumhurbaşkam’nın 424 ve 425 sayılı kararname ile Anayasa Mahkemesi’ne gelen dosyalar hakkında konuşmaması gere­ kirdi” dedi.

Özden’in açıklam asının mahkemeyi bağlamadığını da kaydeden Başkan Necdet

Da-• Da-•

ncıoglu, “ Bu şahsi bir açıkla­ madır. Ancak Anayasa Mah­ kemesi Başkan Vekili Yekta G üngör’ün bu sözlerini saygı ile karşılamak gerekir” diye konuştu.

Anayasa Mahkemesi üyele­ rinin görevlerinde bağımsız ça­ lıştıklarım anlatan Necdet Da- ncıoğlu, kararların vicdani ka­

naatlere göre verildiğini de bil­ dirdi.

Dancıoğiu, Anayasa Mah­ kem esinin sadece 424 ve 425 sayılı kararnameler ile değil, 28 yıllık kararlan ile varolduğuna dikkat çekerek, söz konusu ka­ rarname ile ilgili olarak da en adil kararın verileceğini söyle­ di.

Özel TV Özal’ın planı

Taner DEDE0ĞLU

• ANKARA

ELEVİZYON yayınları üzerine gelişen olaylar Türkiye’de yayın tekeli­ nin kırılması yolunda büyük adımlar atılmasına neden oldu. Muhalefet ve iktidar ile tek bir görüş altında toplanılmasının da Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın bir planı olarak nitelendiriliyor.

Başta Anayasa olmak üzere TRT ve Telsiz Yasası’na da ay­ kırı olan vericilerin TRT’den alı­ narak PTT’ye devredilmesi ola­ yı hareket noktası olarak isimlen­ diriliyor. Bu yasadışı reorgani- zasyontın başlamasından hemen sonra Radyo Televizyon Yüksek Kurulu Ankara Cumhuriyet Sav- cılığı’na suç duyurusunda bulu­ nuyor.

Radyo Televizyon Yüksek Kurulu’nun suç duyurusu olumlu karşılanıyor fakat dava açılma­ sı konusunda zarar gören ilgili kurumun bizzat harekete geçmesi gerektiği öğreniliyor. Hukuk usulüne göre zarar gören ilgili kurum TRT, 30 Aralık günü so­ na eren süre içinde dava açmıyor ve kendi yasasındaki bir madde ile olaya “ yasal kılıf” buluyor. Bu PTT ile TRT’nin ortak bir şirket kurması ve vericiler konu­ su ile Ankara’daki kablo yayının böylece yasallaştırılması olarak beliriyor.

TRT'nin dava hakkını kaçır­ dığı ve hâlâ ortak bir şirket ku­ rulmaması konu üzerindeki be­ lirsizlikleri biraz daha karanlığa götürürken Mart ayında Magic Box ortaya çıkıyor, önce, ülke­

miz üzerindeki uydulardan gelen birçok yabancı dildeki yayının sorun olmadığı, yayının Türkçe gelince mi sorun olacağı savunu­ luyor. Yur! dışında uydu yayım için birçok işadamı girişimde bu­ lunuyorsa da başarılı olamıyor. Çünkü en net yayının yapıldığı Almanya uydusunda Magic Box’a verilenden başka kanal ol­ madığı öğreniliyor.

Televizyon yayınımıza “ ilk özel TV” damgasını vuran Ma­ gic Box, bu arada futbol kulüp­ leri ile anlaşma imzalıyor ve mil­ yonlarca Türk futbolseveri TRT’ye karşı cephede topluyor.

“ Hodri Meydan” adlı maga­ zin programına katılan Cumhur­ başkanı, burada siyasi görüş be­ lirtiyor. TRT Yasası'na göre

DYP’ye cevap hakkı doğurtuyor. Diğer partilerin de başvurusu ile olay daha büyüyor.

Bu aşamada muhalefet lider­ leri de özel TV’den yana olduk­ larını, hatta kendilerinin de kur­ maya çalışacaklarını söylüyorlar. Cumhurbaşkanı Özal’ın da bir yıl kadar önce söylemeye baş­ ladığı özel televizyon, TBMM’de topluca söylenilir, benimsenir bir kavram olarak ortaya çıkıyor, hatta yasa değişikliği ana muha­ lefet partisinden geliyor. Televiz­ yon çevreleri, Cumhurbaşkanı Özal’ın isteklerini muhalefete de kabul ettirerek onları düşüncesi yolunda tuzağa düşürdüğünü be­ lirtiyorlar ve “ Özel TV’yi zaten Özal istiyordu” diyorlar.

M

Magic Box

umursamıyor

• Asım ERTAN

ACıIC Box’in sahibi ve Yönetim Kurulu Başkan Yar­ dımcısı Cem Uzan, Anayasa Mahkemesi’nin, PTT’ye radyo ve televizyon verici istasyonu kurması ve işletmesi yetkisi veren 3517 sayılı yasayı iptal eden kararının, kendileri­ ni hiçbir şekilde ilgilendirmediğini söyledi. Magic Box’in avu­ katı ve Anayasa Profesörü Şener Akyol da, Anayasa Mahke­ mesi’nin kararının Magic Box’la ilgisinin, dünyanın Satürn yıl­ dızıyla ilgisi kadar bile olmadığını öne sürdü.

Anayasa Mahkemesi’nin son kararı bazı hukukçular tara­ fından, “ Radyo ve televizyon yayın hakkının TRT tekelinde olduğunu açıklığa kav uşturarak, özel radyo ve televizyon ya­ yını yapılamayacağını belirleyen” bir karar olarak değerlendi­ rilmişti. Anayasa Mahkemesi çevreleri bu karardan sonra Magic Box’in halen yapmakta olduğu test yayınının da “ korsan yayın” niteliğine dönüştüğünü, PTT’nin bu yayım kabloyla yayması­ nın açık bir suç oluşturduğunu dile getirmişlerdi.

Magic Box yöneticileri ise bu görüşlere katılmadıklarım, Anayasa Mahkemesi’nin kararının kendileriyle ilgisi bulunma­ dığını vurguladılar. Magic Box’in sahibi ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cem Uzan, Anayasa Mahkemesi’nin ka­ rarının yayınların nakledildiği vericilerle ilgili olduğunu, Ma­ gic Box’la ilgisi olmadığını söyledi. Uzan şöyle devam etti:

“ Zaten böyle bir ilgi olsa çanak antene gerek kalmazdı. Nak­ len yayın konusuna gelince: Biz bir olayı naklen yayın araba­ sında çekiyoruz. Sonra PTT aracılığı ile Almanya’daki mer­ kezimize ulaştırıyoruz. Tıpkı mektup göndermek, telefonla Al­ manya’yı aramak gibi Türkiye'de olan bir elektronik beta sin­ yalini Almanya’daki adrese gönderiyoruz. Bunun vericilerle hiç­ bir ilgisi yoktur."

Uzan, SHP Genel Başkanı Erdal İnönü’nün kendilerini “ ya­ sa dışı” ilan etmesini de eleştirerek, “ Türkiye’de hiçbir siyasi partinin bizi engellemesi mümkün değildir” dedi. Şirketlerinin Almanya’da kurulduğunu ve Alman kanunlarına göre faali­ yet gösterdiğini belirten Uzan, “ Sayın İnönü’nün mantığına göre CNN ve diğer yabancı yayın kuruluşlarının da yayınları­ nın yasaklanması lazım. Kriter lisan mıdır?” diye sordu.

Magic Box’in avukatı ve Anayasa Profesörü Şener Akyol da, Anayasa Mahkemesi’nin kararının Magic Box’la uzaktan yakından ilgisi bulunmadığını Öne sürdü. Prof. Akyol, “ Ana­ yasa Mahkemesi’nin Magic Box'la ilgisi, dünyanın Satürn yıl­ dızıyla ilgisi kadar bile değildir" dedi.

TRT, paralı TV’ye

hazırlanıyor

• Günde 5 veya 6 filmin yayınlanacağı paralı TV w aylık ücreti de 30-40 bin lira arasında olacak şifreli,

B

ASİN Kralı Rupcrt Murdoch’un TRT’ye gönderdiği or­tak yayın önerisinin değerlendirilmesi sürerken, kuıum paralı televizyon için de çalışmalara başladı. TRT yö­ netimi paralı TV’nin Ocak ayında yayma başlaması için hazır­ lıklarını sürdürüyor.

Muhalefet ve iktidarın el ele vererek özel televizyon konu­ sunda Anayasa değişikliğine gitmeleri ile TRT de kendisini ye­ nilemeye başladı.

TRT Genel Müdürü Kerim Aydın Erdem’in Rupert Mur- doch'la görüşmesinde prensipte anlaştığı bildirildi. TRT yet­ kilileri, yabancı firmanın örnek program paketi vereceğini, ku­ rumun buna göre yapacağı değerlendirmeden sonra hangi ka­ nalda hangi saatlerde veya nasıl yayın yapılacağının belirlene­ ceği öğrenildi.

öte yandan TRT bir programım yabancı firma ile ortak ya­ yına ayırırken, bir programını da paralı TV’ye hazırlama ça­ lışmalarına girdi. Günde beş veya altı filmin yayınlanacağı pa­ ralı televizyon şifreli olacak. Aylık ücretinin de 30 ile 40 bin lira arasında olması beklenen paralı TV’de haftalık filmler dö­ nüşümlü olarak yayınlanacak. Hafta süresinde bu filmler bir kez de gündüz tekrar edilecek. Paralı TV’nin filmleri yerli ve­ ya yabancı olabilecek fakat o yıl vizyona girmiş olmasına dik­ kat edilecek.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışma, Ahmet İnam‟ın denemelerinde „gönül felsefesi‟yle bağlantılı olan; gönül, aşk, can, muhabbet kavramlarına yönelik; yazarın kavramları

Ense tıraşı saç tıraşını tamamlayan en önemli unsurdur. Ense hattının boyun şeklini dikkate alarak belirlenmesi gerekir. Düzgün olmayan, eğri çizilen ense hattı

Horizontal göz hareketlerinin düzenlendiği inferior pons tegmentumundaki paramedyan pontin retiküler formasyon, mediyal longitidunal fasikül ve altıncı kraniyal sinir nükleusu

Çalışmamızda son 10 yıl içinde Dicle üniversitesi Gastroenteroloji kliniğinde tanı alan pankreas kanserli hastaların genel özellikleri değerlendirilmeye alındı.. Son

RTKLIB programı GNSS ver ler n değerlend rme dışında; uydu ve nav gasyon s stem fonks yonları, matr s ve vektör fonks yonları, zaman ve d z fonks yonları, koord nat

Pek çok akıllı telefon kullanıcısı, sürekli olarak telefonlarını kontrol etme, bunu yapamadıklarında öfkelenme, uygunsuz ya da tehlikeli olsa bile telefonlarını

Söz konusu bel- gede 'Kral ve Kraliçe tutuklunun sal~verilmesi için, dü~manlar~~ Tawiniya kral~~ ile ili~kisi olan ve kendileri aleyhine baz~~ faaliyetlerde bulundu~undan

Termodinamiğin birinci yasası, enerji- nin korunumudur ve bize şunu söyler: Enerji bir biçimden bir başkasına dö- nüşse de toplam enerji her zaman sa- bittir; enerji yok