k ü l t ü r
*r
İ H ' i
Tangonun if f
Maria
Callas’ı
B
ir değil, birkaç dönem in genç leri Seyyan H anım ’ın (Seyyan O sk a y )sesi büyüdüler. Sevgililerine kah unutulm az parçalarından a ş ırttık la rı sö zleri o ku d u la r, kah elele yüzyüze tango yap tılar. Sosyal ve bireysel ilişkilerin in aynası konum unda idi Seyyan H anım , nered eyse. C o şk u ve hüzünlerinin sebebi...
En iyisi sözü b ir bilene bırakm ak; bakın N edim Erağan lirik so p rano için ne d iy o r: “ 1931-32 yıllarında 78 d e virli taş plağa b ir tango kayıt edil m iş... A d ı ‘M azi’. I9 2 0 ’li yılların başında on se kiz ,on dokuz yaşlarında bir genç olan N ecip C elal A n del bestelem iş bu tangoyu, ilk T ü r k tangosu olm uş bu. ‘... Mazi kalbim de b ir y a ra d ır...’ Seyyan Hanım bu tangoyu plağa kayıt ettiği zam an kim bilebilirdi ki on y ılla r sonrasınd a u kayıt ve başka plak kayıtları bütün tazeliği ve güzelliği ile yaşacak. En önem lisi yaşanm ış anıları, gü zellikleri y ılla r so n rasına taptaze taşıyacak. Bunu başka tangolar, günün m odası o lacak başka dans ritm indeki p arçalar izle y e ce k ."
B irka ç plak çalışm asından so n ra evine çekilen sanatçının yaşamı uzun m etraj film lere konu ola cak kadar ren k li. G ö n ü l isterd i ki, bu denli güzel, kalıcı ve eşsiz b ir kaseti bize edinm e fırsatı yaratan k u ru m , ilerd e de ‘b ir Seyyan Hanım belgeseli’ ile karşım ıza çıka r. Ö y le ya, um ut fakirin ekm eği... (K a lan M üzik)
Yaşam “Nilüferle”
daha güzel
U
zun bir aradan sonra müzik markederi- ne dönen bir diğer isim daha' Nilüfer. Ö n hazırlığı yaklaşık bir yıl süren “ Nilü- fer’le” , başta Kayahan olmak üzere İskender Paşdaş, Fahir Atakoğlu, Adnan Ergin, Şehra- zat, Aysel Gürel... gibi popüler kişilerin des teği ile kotarılmış on parça var. Hepsi deNilüfer’e has o narinlik ve müzikalitede. Muhtemel ki Nilüfer, Türkiye'nin en güçlü üç-dört kadın sesinden biri. Si yasal bir terimle söylersek ‘yaptıkları, yapacaklarının teminatı’ hiç kuşkusuz Kendini kanıtlamak gibi bir sorunu
M
I ^
İ I I
c
II
L F
yok. Ancak bu kasetin kariyerine he kattığını, kaç basamak daha öteye taşı
dığını düşünmek gerek. O halde şu denebilir Nilüfer, doğru zamanda ya
kaladığı çizgiyi değiştirmek yerine, kalınlaştırmak ve iyice belirgin kıl
mak istiyor. Tatil kokusunu ya vaş yavaş solumaya baş
ladığımız şu sıralarda hoş ve ritmik parçalar dinlemek
istiyorsanız “ Nilüfer’le” sizin için ideal ola
bilir...
K
—
B e n i m için
1 ^ * a ğ l a m a M a d o n n a
tir~ v p e ra d a k i Hayalet” gibi muhteşem bir müzikale imza atan, adının geçtiği her V< /yerde saygı rüzgarlarını estiren eşsiz besteci Andrew Llyod W ebber’in “ Evita"sı, bu kez bir yarı-rockçı, yarı-radikal, tam profesyonel bir kadın sanatçıya nasip oldu.
“ Bir Bakire Gibi” ile şöhret kuşunu kuyruğundan yakalayan Madonna, kimileyin müziği, kimileyin cinsel tercihleri, kimileyin de dine yönelik çıkıştan ile gündemde kalmayı başardı. Hedeflerini iyi seçen, daima favori ‘at’lara oynaması onu, belki de
beklediğinden öte yerlere taşıdı. Birçok ünlünün oynamak için çırpındığı Evita rolüne seçildiğinde ise herkesin kafasında şu soru vardı: Acaba bu işin üstesinden
gelebilecek mi? Ses genişliğinin W ebber’in parçalarıne yeteriz geldiğini gören Madonna, en iyi hocalardan ders aldı. Geçm işte rol aldığı kötü rolleri bir rafa
kaldırarak geçti kameranın karşısına... Ve beklenenden öte başarı gösterdi. W ebber’in yalnızca bu film için yazdığı “ You Must Love Me’’yi öyle güzel yorum
ladı ki, O scar’a uzanması kimseyi şaşırtmadı.
Madonna patentli bu Evita'nın bir de süprizi var: Hollywood’un son keşfi 'Latin lover’ Antonio Banderas sanatçıya vokalde eşlik etmiş zaman zaman. Film müziği koleksiyonerlerinin kaçırmayacağı bu yapımı hiç ilgisizler bile rahatlıkla dinleyebilir. Kaçırmayın... (Balet Plak)
Sayfa 9 1
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Ta h a To ro s Arşivi