• Sonuç bulunamadı

ASTARLAMA ÖNCESİ AKRİLİK REZİN YÜZEYİNE ULTRAVİYOLE IŞINLAMA VE NİTRİK ASİT UYGULAMANIN KAİDE REZİNİ VE YUMUŞAK ASTAR MATERYALLERDE OLUŞTURDUĞU KİMYASAL DEĞİŞİKLİKLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ASTARLAMA ÖNCESİ AKRİLİK REZİN YÜZEYİNE ULTRAVİYOLE IŞINLAMA VE NİTRİK ASİT UYGULAMANIN KAİDE REZİNİ VE YUMUŞAK ASTAR MATERYALLERDE OLUŞTURDUĞU KİMYASAL DEĞİŞİKLİKLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bu çalışma, 13. Uluslararası Diş Hekimliği Kongresinde sunulmuştur (19-24 Haziran 2006, SAMSUN). *

Cumhuriyet Üniversitesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı, SİVAS. **Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, ANKARA.

***Gazi Üniversitesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı, ANKARA.

ASTARLAMA ÖNCESİ AKRİLİK REZİN YÜZEYİNE ULTRAVİYOLE IŞINLAMA VE NİTRİK ASİT UYGULAMANIN KAİDE REZİNİ VE YUMUŞAK ASTAR MATERYALLERDE

OLUŞTURDUĞU KİMYASAL DEĞİŞİKLİKLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

AN EVALUATION OF CHEMICAL CHANGES ON THE SURFACES OF BASE RESIN AND SOFT LINER MATERIALS CREATED BY ULTRAVOLE IRRADIATON AND NITRIC ACID

TREATMENT APPLIED ON ACRYLIC RESIN SURFACE BEFORE RELINING

Giray BOLAYIR* Selda KESKİN** Orhan Murat DOĞAN*** Bülent BEK* Arife DOĞAN*

ÖZET

Amaç: Bu araştırmanın amacı, poli (metil metakrilat) (PMMA) kaide rezini ve silikon esaslı yumuşak astar materyali arasındaki bağlantıyı artırmak amacı ile rezin yüzeyine ultraviyole ışın ve nitrik asit

uygulamasının, materyaller yüzeyinde oluşturduğu kimyasal

değişiklikleri spektroskopik olarak belirlemektir.

Gereç ve Yöntem: Test materyali olarak bir ısı ile polimerize edilen protez kaide rezini ve bir silikon esaslı astar materyali kullanıldı. 15 sıyırma test örneği hazırlandı ve 3 grup oluşturuldu. Akrilik yüzey astarlama öncesi 1. grupta UV; 2. grupta nitrik asitle muamele edilirken; kontrol grubu olarak 3. grupta ilave işlem uygulanmadı. Sıyırma testi sonucu ayrılan rezin ve astar yüzeyleri Fourier Dönüşümlü Kızılötesi Spektrofotometre (FTIR) ve Attenuated Total Reflectance (ATR) ile analiz edildi.

Bulgular: FTIR-ATR spektrumları akrilik rezin yüzeyinde ultraviyole ışın etkisinin sınırlı olduğunu, ancak nitrik asit uygulamasının yüzeyde hidroksil ve peroksit gruplarının oluşmasına neden olduğunu gösterdi. Sonuç: Astar maddesi uygulanmadan önce akrilik rezin yüzeyine gerçekleştirilen bu tür yüzey uygulamalarının materyallerin kimyasal yapısında oluşturduğu değişikliğe bağlı olarak ara yüz dayanımında etkili olabileceği sonucuna varıldı.

Anahtar kelimeler: Silikon yumuşak astar, akrilik rezin, ultraviyole ışınlama, nitrik asit

SUMMARY

Purpose: The aim of this study is to determine chemical structure changes on the surfaces of the materials caused by ultra violet rays and nitric acid treatments for strengthening bonding between denture base resin and silicone based soft liner.

Material and Methods: The resilient denture lining material used in this study was Molloplast-B and the heat-cured polymerized denture base, poly (methyl methacrylate) (PMMA) resin. For the peel test a total of 15 specimens were prepared from acrylic resin blocks (75 mm x 25mm x 2 mm) that were covered with Molloplast-B liner. Acrylic specimens were randomly divided into three groups, with 5 specimens in each group. Before relining, surfaces of specimens (group 1) was treated by UV, in the group 2 specimens was applicated by nitric acid, group 3 was untreated specimens as control. Chemical modifications on these samples were analyzed by FTIR-ATR.

Results: It was found that UV radiation had a limited effect on the surfaces of the acrylic resin, whereas nitric acid treatment result in the formation of hydroxil and peroxide groups.

Conclusion: It may be suggested that these surface treatments of acrylic resin surface before lining could lead to chemical changes of reline-base composites.

Key words: Soft liner material, acrylic resin, UV irradiation, nitric acid GİRİŞ

Protetik uygulamalarda kaide akrilik rezini ve yumuşak astar materyallerin yeterli ara yüz bağlantısı, protezin uzun süreli klinik performansı yönünden önemlidir, çünkü bağlantının zayıf olduğu alanlar

mikrobiyel aktivite, plak ve kalkulus formasyonu için

potansiyel yüzeyler teşkil edebilir.1-10 Özellikle, akrilik

kaide rezini silikon esaslı yumuşak astar maddesi ile kaplandığında, yapısal farklılıktan dolayı oluşan zayıf ara yüz dayanımının neden olduğu klinik başarısızlıklarla sıkça

(2)

bağlantısının güçlendirilmesi için, astarlama öncesi her bir astar materyaline özel kendi bağlantı ajanının kullanımını önermektedirler. Daimi astarlama için yaygın kullanılan Molloplast-B silikon esaslı yumuşak astar materyali 3-metakriloksipropilmetoksi silan adezivi ile birlikte

uygulanmaktadır.3,7,8,11-17 Kimyasal olarak bu adezivin

metakrilat ucu, poli (metil metakrilat) (PMMA) ile reaksiyona girerken, diğer silan ucu yumuşak astara

bağlanmaktadır.3

Kaide rezini ve astar materyallerin ara yüz dayanımının daha da artırılması için akrilik rezin yüzeyinin mekanik

olarak modifiye edildiği çalışmalar dikkat çekicidir.11,16-19

Bu çalışma sonuçlarına göre bazı araştırıcılar,18,19 akrilik

rezin yüzeyini mekaniksel olarak pürüzlendirmenin ara yüz

bağlantısını güçlendirdiğini, bazıları da11,16,17 frezle,

kumlama veya lazer ile pürüzlendirme uygulamalarının bağlantıyı olumsuz yönde etkilediğini bildirmektedirler.

Önceki çalışma sonuçları,20 astarlama öncesi PMMA kaide

rezinin UV ışınlama ve nitrik asitle muamelesinin, rezin-silikon astar yapının bükülme dayanım verilerinde artış sağlayan etkisini gösterirken; nitrik asit uygulamanın sıyırma test verilerini artırıcı, UV ışınlamanın ise azaltıcı etkisini gösterdi. Oksijen varlığında organik maddelerin üzerine UV ışınlamada radyasyon etkisine bağlı olarak

materyalin amorf alanlarına oksijen difüzyonunun

gerçekleştiği; UV ışınlama ile peroksit radikallerinin ve jelasyon şeklinde çapraz bağlantının oluştuğu ifade

edilmektedir.21 Öte yandan nitrik asit uygulamasının

polimer zincirlerinde degradasyona neden olduğu ve nitrat iyonlarının etkisiyle meydana gelen polimer zincirlerindeki azalmanın, UV ışın uygulanmasından daha fazla peroksit ve

hidroksil iyonları oluşturduğu bildirilmektedir.22 Bu tür

uygulamaların PMMA kaide rezini ve silikon astar materyalde oluşturduğu kimyasal yapı değişimlerinin

belirlenmesi iki materyal arasındaki bağlantı

mekanizmasına açıklık getirebilir.

Bu araştırmanın amacı, ultraviyole ışın ve nitrik asit uygulamalarının akrilik rezin ve Molloplast-B yüzeylerinde meydana getirdiği yapısal değişiklikleri spektroskopik olarak belirlemek ve önceki bağlantı dayanım verileri ışığında tartışmaktır.

GEREÇ ve YÖNTEM

Bu çalışmada test materyali olarak bir silikon esaslı yumuşak astar materyali (Molloplast-B, Detax, Ettlingen, Germany) ve bir ısıyla polimerize edilen poli (metil metakrilat) (PMMA) kaide rezini (Meliodent,

Bayer Dental, Newbury, UK) kullanıldı. Astarlama öncesi kaide rezin yüzeyine UV ışını ve nitrik asit uygulanarak yüzeyde oluşturdukları kimyasal değişim, sıyırma testi ile elde edilen iki materyale ait ara yüz örneklerde değerlendirildi.

Sıyırma testi için 15 adet PMMA rezin örnek, üretici firmanın önerilerine uygun olarak 75 x 25 x 2 mm boyutlarında standart paslanmaz çelik kalıplar yardımıyla oluşturuldu. Polimerizasyon sonrası bu akrilik örnekler, yumuşak astar maddesine yer temini için aynı boyutlarda hazırlanan mum örnekler ile birlikte tekrar muflalandı. Mum eliminasyonunu takiben, mufla içerisinde yer alan akrilik örnekler rast gele 3 gruba ayrıldı (n=5): 1. grup akrilik rezin yüzeylerine 245 nm dalga boyunda ve 750 Watt gücünde UV ışını 10 cm uzaklıktan 30 dakika boyunca uygulandı (Beckman Instruments GmbH, Germany); 2. grupta 1-M HNO3 asit (Sigma Aldrich Inc. St. Louis, Missouri, USA) 1 dakika uygulanıp distile suyla yıkandı, 3. grup kontrol grubu olarak seçildi ve ilave yüzey işlemi yapılmadı. Yumuşak astar uygulanım öncesi, sıyırma test gereksinimine uygun olarak astarın yapışması gereken 25 mm uzunluğundaki rezin yüzey alanı dışındaki bölüm (50 mm) kalay yaprakla örtüldü ve Molloplast-B’nin kendi adezivi, Primo (Detax, Ettlingen, Germany) üç grupta astarın bağlanması gereken akrilik rezin yüzeylerine uygulanıp 1 saat beklendi. Bundan sonra Molloplast-B astar maddesi, daha önceden mufla içerisinde mum örneklerin bıraktığı boşluğa yerleştirildi ve üretici firma önerisine

uygun tepimi gerçekleştirilerek 200 kg/cm2 basınç

altında 15 dakika hidrolik preste tutuldu (Rucker PHI, Birmingham, UK). Sıcak su banyosunda (Kotterman

Labortechnick, Germany) 100oC de 2 saatte polimerize

edildi. Muflalar oda sıcaklığında soğutuldu. Elde edilen

örnekler için sıyırma testi 180o’lik sıyırma açısıyla

universal test cihazında yapıldı (Lloyd RX, Lloyd Instruments Ltd., Fareham. Hampshire, UK).

Sıyırma testi sonucunda ayrılan PMMA rezin ve

silikon astar yüzeylerinde UV ışınlama ve HNO3

uygulamasının meydana getirdiği kimyasal değişim Fourier Dönüşümlü Kızılötesi Spektrofotometre (FTIR) (Vertex 70 model, Bruker Optics Inc., Ettlingen, Germany) ve elmas kristalli Attenuated Total

Reflectance (ATR) (MIRacle model, PIKE

Technologies, Madision, Wisconsin, USA) cihazı ile analiz edildi.. İncelenecek yüzey ve elmas kristal

(3)

arasındaki ışın yansımaları sonucunda, ışının örnek içinde ilerlerken verdiği absorpsiyon bantlarındaki azalmanın izlenmesi temeline dayalı ATR yöntemiyle

elde edilen spektrumlar 600-4000 cm-1 aralığında, oda

sıcaklığında, 4 cm-1 çözünürlükte ve geçirgenlik

modunda elde edildi.

BULGULAR

Sıyırma testi sonucunda ayrılan yumuşak astar ve protez kaide rezin materyalinin ara yüzeylerine ait FTIR-ATR spektrumları (a) kontrol, (b) UV ışınlanmış

ve (c) HNO3 uygulanmış örnek için sırasıyla Şekil 1 ve

2’de yer almaktadır.

Şekil 1. Protez kaide materyal yüzeylerinin (a) kontrol, (b) UV ışınlanmış ve (c) HNO3 uygulanmış örneklere ve (d) PMMA yüzeyine ait FTIR-ATR spektrumları.

Protez kaide materyalinin ara yüzeylerine ait FTIR-ATR spektrumları incelendiğinde, bu yüzeylerde Primo maddesine ait karakteristik absorpsiyon bantlarından çok PMMA yapısı göze çarpmaktadır. Bu yapıya ait FTIR spektrumunda (Şekil 1d) beklenen karakteristik bantlardan karbonil (C=O) grubuna ait gerilme titreşimi

1720 cm-1 de ve C-O eğilme titreşimi ise 1140 cm-1 de

kuvvetli bir absorpsiyon bandı vermektedir. Ayrıca

C-H gerilmesi 2950-2850 cm-1, α-CH2 ve α-CH3 eğilme

titreşimleri ise sırasıyla 1480-1380 cm-1 ve 1000-750

cm-1 aralığında yer almaktadır. PMMA ya ait bu

karakteristik absorpsiyon bantları Şekil 1’de yer alan her üç spektrumda da çok belirgindir. UV ışınlanmış yüzeyler kontrol yüzeyiyle karşılaştırıldığında

3400-3500 cm-1 absorpsiyon bant aralığındaki OH gerilme

titreşiminde azalma gözlenmiştir. Aynı şekilde

2850-2950 cm-1 aralığındaki C-H gerilme titreşimi de

zayıflamıştır. 1140 cm-1 bölgesinde görülen C-O

gerilmesinde kontrol örneğine göre titreşim bandında

genişleme görülmektedir. Şekil 1c’de yer alan ve HNO3

etkisini gösteren FTIR-ATR spektrumu kontrol örneğe ait spektrumla karşılaştırıldığında, PMMA yüzeyinde çok belirgin bir değişime rastlanmamıştır.

Şekil 2. Yumuşak astar materyal yüzeylerinin (a) kontrol, (b) UV ışınlanmış ve (c) HNO3 uygulanmış örneklere ve (d) PDMS yüzeyine ait FTIR-ATR spektrumları.

Kaide ve yumuşak astar materyali ara yüzeyinde Molloplast B yüzeylerine ait FTIR-ATR spektrumları Şekil 2’de yer almaktadır. Kontrol örneğindeki spektrum tipik bir polidimetil siloksan (PDMS)

materyali (H3C)[SiO(CH3)2]nSi(CH3)3 spektrumudur

(Şekil 2d). Karakteristik absorpsiyon bantları ise; 2964

cm-1 de metil grubuna ait CH gerilmesi, 1257 cm-1 CH3

simetrik deformasyonu, 1015 cm-1 de Si-O-Si asimetrik

deformasyonu, 850 cm-1 de Si-C ve 790 cm-1 de

Si(CH3)2 şeklindedir. Bu absorpsiyon bantlarına ek

(4)

titreşimi görülmektedir. UV ile ışınlanmış örnek yüzeyi

incelendiğinde (Şekil 2b) bu bant yer almazken HNO3

uygulanmış yüzeyde zayıflamış bir titreşim ve nitrik asit uygulamasının ilave karbonil bağı (C=O) oluşturduğu görülmektedir (Şekil 2c). Diğer önemli modifikasyonlar ise Si-O-Si pikindeki şekil değişikliği ve Si-C ve Si-O-Si piklerinin daha yoğun olmasıdır. Bunlara ilaveten gerek UV ışınlama ve gerekse nitrik asit uygulamada Molloplast-B yüzeyinde hidroksil (–OH) piklerinin gözlenmemesi benzer etki olarak gösterilebilir.

Primo’ya ait FTIR-ATR spektrumunda (Şekil 3) Si-O

ve C-O-C bantları 1250-1000 cm-1 aralığında ve karbonil

(C=O) bandı 1710-1730 cm-1 bölgesinde görülmektedir.

Şekil 3. Bağlantı ajanı Primo’nun FTIR-ATR spektrumu ve titreşim bandları.

TARTIŞMA

Akrilik rezin ile yumuşak astar maddesi arasındaki bağlantı başarısızlığı, yumuşak astar uygulanmış protezlerin

kullanımını sınırlayan önemli bir faktördür.10 Bu sorunu

çözmek için pek çok araştırmacı akrilik rezin yüzeyinde yumuşak astarla mekaniksel kilitlenme sağlamaya yönelik

yüzey artırıcı işlemler uygulamışlardır.11,16-19

Jacobsen ve ark.16 akrilik rezin ile yumuşak astar

maddesi arasındaki bağlantı dayanımı üzerine kumlama ve lazer uygulamalarının etkilerini değerlendirmişler; yüzey pürüzlendirme yapılmayan kontrol grubunda daha yüksek sıyırma değerleri elde ettiklerini belirtmişlerdir. Bu sonucun, kumlama ve lazer uygulamalarıyla, pürüzlendirmenin yanı sıra çatlak ve keskin köşelerin bulunduğu yüzey düzensizliklerindeki gerilim yoğunlaşmasından kaynaklanabileceğini

bildirmişlerdir.11,16 Aynı zamanda, pürüzlendirmeye

bağlı olarak ara yüzeyde oluşan boşluklara hava veya gazların hapsolmasının da bağlantıyı zayıflatabileceği

ifade edilmektedir.17 Bir diğer olası neden ise, lazer ve

kumlamanın rezin yüzeyinde oluşturduğu düzensizlik boyutunun astar maddesinin, rezin yüzeyine akmasına

izin verecek yeterlilikte olmamasıdır.16

Önceki çalışmamızda,20 akrilik rezin ile astar

maddesi arasındaki bağlantıyı artırmak için, rezin

yüzeyi HNO3 ve UV ışını ile modifiye edildi. Bu

uygulamalar rezin-astar yapının bükülme dayanım verilerini artırırken, UV uygulaması sıyırma test sonuçlarına göre etkili bulunmadı. UV ışınlamasının, akrilik rezin örneklerin yüzeyinde bağlantı merkezlerini azaltan jelasyon şeklinde bir modifikasyona neden

olabildiği düşünüldü. Buna karşın, HNO3

uygulamasının bağlantıyı artırıcı etkisinde, örnekler üzerindeki amorf bölgeleri ortadan kaldırması ve rezin yüzeyinde neden olduğu oksidasyonla hidroksil ve

karbonil grupları oluşturmasının rol oynadığı

düşünüldü. Bu varsayımlara dayalı olarak, bu

çalışmada UV ve HNO3 uygulamanın gerek rezin

gerekse astar materyaldeki olası kimyasal değişimleri spektroskopik incelendi.

FTIR-ATR spektrumları materyalin 0.5-2 μm derinliğe kadar olan yüzeyi hakkında bilgiler vermektedir. FTIR yönteminin saptama limiti ise en fazla %5’tir ve bu limitin altında kalan herhangi bir madde bu yöntemle incelenememektedir. Mamafih, FTIR-ATR yöntemi ile PMMA rezin ve Molloplast-B ara yüzeyindeki

bağlanmaya ait bilgiler, UV ışınlaması ve HNO3’ün bu ara

yüzeylerde meydana getirmiş olabileceği modifikasyonları gözlemlemek mümkün olabilmektedir.

Molloplast-B ve PMMA rezin materyallerinin

birbirlerine karşı kimyasal olarak uyumu

bulunmadığından, yüzeyleri bağlayabilmek için

kullanılan bağlantı ajanı Primo’nun 3-metakriloksi propil trimetoksi silan (A-174) yapısında olduğu

bilinmektedir.3 Bu yapıda, akrilat ucu PMMA ile

bağlanırken silan grubu Molloplast B’ye

eklenmektedir. Primo’nun yapısını bilmek, yüzeyde sıyırma testi sonucunda kalmış olabilecek kısımlarına ait sonuçlara ulaşılmasını sağlayacaktır:

CH3O - Si - CH2 - CH2 - CH2 - O - C - CH = CH2 CH3O CH3O O CH3 II

(5)

Kaide materyali yüzeyinde PMMA’ya ait karakteristik titreşimlerin görülmesi, bu yüzeylerde bulunabilecek Primo’nun miktarının %5’lik FTIR cihaz saptama limitinin altında kaldığını göstermektedir. UV ışınlanmış yüzeylerdeki kimyasal değişim, peroksit

oluşumu ve metil (-CH3) gruplarının oksidasyonu

şeklindedir. UV ışınlaması sonucunda –OH ve –CH gerilme titreşim bandlarında gözlenen zayıflama ve

ester titreşim bandındaki genişleme, -CH3 gruplarındaki

oksidasyondan kaynaklanan ester grup oluşumunu göstermektedir. Sonuçlar, UV ışın ve nitrik asit uygulanmasının akrilik yüzeyine düşük seviyede penetre olduğu göstermiştir. UV ışınlarının akriliğin ana zinciri üzerinde bulunan metil yan gruplarında yoğun olmamak üzere oksidasyon ve peroksit radikalleri oluşturduğu tespit edilmiştir.

Nitrik asitin, polimer ana zincirinde degredasyon

ürünlerini arttırma yönünde etki yaptığı bilinmektedir.22

Bu nedenle, UV ışınlamasının yaratacağı etkiyle karşılaştırıldığında daha belirgin kimyasal etkileşimlere yol açacağı ifade edilebilir, ancak, bu etki uygulama

süresiyle doğrudan ilişkilidir. HNO3’ün akril yüzeyinde

beklenenden az bir etki bırakması uygulama süresinin kısa tutulmasından kaynaklanabilir. Şekil 1c’de yer alan

FTIR-ATR spektrumu kontrol örneğe ait spektrumla

karşılaştırıldığında, uygulama süresi içinde PMMA yüzeyinde çok belirgin bir değişime rastlanmamıştır.

FTIR-ATR sonuçlarına göre UV ışın ve HNO3

uygulamalarının Molloplast-B yüzeyinde benzer

değişikliklere neden olduğu, ancak HNO3

uygulamasının ilave karbonil bağı (C=O) oluşturduğu görüldü. Diğer önemli modifikasyonlar ise Si-O-Si pikindeki şekil değişikliği ve Si-C ve Si-O-Si piklerinin daha yoğun olmasıdır. Gerek UV ışınlama ve gerekse

HNO3 uygulamada Molloplast-B yüzeyinde –OH

(hidroksil) piklerinin gözlenmemesi benzer etki olarak değerlendirilebilir. Molloplast yüzeyinde PDMS’e ait karakteristik absorpsiyon bandlarına ek olarak karbonil grubuna ait gerilme titreşimi görülmesi yüzeyde kalmış

olabilecek Primo’dan kaynaklanabilir. UV ile

ışınlanmış örnek yüzeyi incelendiğinde (Şekil 2b) bu

bant yer almazken, HNO3 uygulanmış yüzeyde

zayıflamış bir titreşim görülmektedir (Şekil 2c).

SONUÇLAR

Çalışma sonuçları, astarlama öncesi rezin

yüzeyinin ultraviyole ışın veya nitrik asitle

muamelesinin akrilik rezin ve silikon astar materyal yüzeylerinde kimyasal yapı değişimine neden olduğunu göstermiştir. Akrilik rezin yüzeyinde meydana gelen kimyasal değişimler açısından nitrik asit uygulaması UV ışınlamasından daha etkin bulunmuştur ve bu modifikasyon işleminin akrilik rezin-silikon astar

materyalleri arasındaki bağlantıyı daha fazla

güçlendireceği sonucunu vermektedir. Bununla birlikte bu sonuçların desteklenmesi açısından daha kapsamlı çalışmaların yapılması gereklidir.

KAYNAKLAR

1. El Hadary A, Drummond J. Comparative study of water sorption, solubility, and tensile bond strength of two soft liningmaterials. J Prosthet Dent 2000; 83: 356-61.

2. Al-Athel MS, Jagger RG. Effect of test method on the bond strength of a silicone resilient denture lining material. J Prosthet Dent 1996; 76: 535-40.

3. Braden M, Wright PS, Parker S. Soft lining materials: A review. Eur J Prosthodont Restor Dent 1995; 3: 163-74.

4. Dootz ER, Koran A, Craig RG. Physical property comparison of 11 soft denture lining materials as a function of accelerated aging. J Prosthet Dent 1993; 69: 114-9.

5. Emmer TJJr, Emmer TJSr. Bond strength of permanent soft denture liners bonded to the denture base. J Prosthet Dent 1995; 74: 595-601.

6. Fraunhofer JA, Sichina WJ. Development of a nondestructive compliance test for resilient denture liners. Int. J Prosthodont 1994; 7: 120-28.

7. Minami H, Suzuki S, Ohashi H, Kurashige H, Tanaka T. Effect of surface treatment on the bonding of an autopolymerizing soft denture liner to a denture base resin. Int. J Prosthodont 2004; 17: 297-301. 8. Pinto JRR, Mesquita MF, Henriques GEP, Nobilo MAA. Effect of thermocycling on bond strength and elasticity of 4 long-term soft denture liners. J Prosthet Dent 2002; 88: 516-21.

9. Waters MGJ, Jagger RG. Mechanical properties of an experimental denture soft lining material. J Dent 1999; 27: 197-202. 10. Wright PS. Characterization of the rupture properties of denture soft lining materials. J Dent Res 1980; 59: 614-624.

11. Amin WM, Fletcher AM, Ritchie GM. The nature of the interface between polymethyl methacrylate denture base materials and soft lining materials. J Dent 1981; 9: 336-46.

12. Kutay O. Comparison of tensile and peel bond strengths of resilient liners. J Prosthet Dent 1994; 71: 525-31.

(6)

13. McCabe JF. A polyvinylsiloxane denture soft lining material. J Dent 1998; 26: 521-26.

14. Sinobad D, Murphy WM, Huggett R, Brooks S. Bond strength and rupture properties of some soft denture liners. J Oral Rehabil 1992; 19:151-60.

15. Usanmaz A, Latifoğlu MA, Doğan A, Akkaş N, Yetmez M. Mechanical properties of soft liner-poly(methyl methacrylate)-based denture material. J Appl Poly Sci 2002; 85: 467-74.

16. Jacobsen NL, Mitchell DL, Johnson DL, Holt RA. Lased and sandblasted denture base surface preparations affecting resilient liner bonding. J Prosthet Dent 1997; 78: 153-58.

17. Jagger RG, Al-Athel MS, Jagger DC, Vowies RW. Some variables influencing the bond strength between PMMA and a silicone denture lining material. Int J Prosthodont 2002; 15: 55-8. 18. Craig RG, Gibbons P. Properties of resilient denture liners. J Am Dent Assoc 1961; 63: 382-90.

19. Storer R. Resilient denture base materials. Part II: Clinical trial. Br Dent J 1962; 113: 195-203.

20. Doğan OM, Keskin S, Bolayır G, Usanmaz A, Bek B. The flexural and bonding properties of a denture base polymer treated with nitric acid or ultraviole irradiation before relining with Molloplast-B. J Adhesion 2007; (Baskıda).

21. Decker C. Kinetic study and new applications of UV radiation curing. Macromol Rapid Common 2002; 23: 1067-93.

22. Solomons TWG and Fryhle CB. Organic Chemistry. 7th ed.

John Wiley& Sons, New York, 2000. s. 785.

Yazışma Adresi:

Yard. Doç. Dr. Giray BOLAYIR Cunhuriyet Üniversitesi

Diş Hekimliği Fakültesi

Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı 58140 Kampüs / SİVAS

Tel: 0 346 2191235 Faks: 0 346 2191237

Referanslar

Benzer Belgeler

Hazırlayan: Yunus KÜLCÜ Zincirleme Sayı

Tehlikeli bileşenler : toluen; Nafta (petrol), hidrojenle kükürtü giderilmiş ağır; düşük kaynama noktalı hidrojenle muamele edilmiş nafta; [Katalitik kükürt giderme

ÇBD incelediğimiz çalışmamızda, yumuşak astar materyallerinin termal siklus uygulanan ve termal siklus uygulanmayan kontrol gruplarında en yüksek ÇBD değeri ısı ile

Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Endokrin ve Diyabet Merkezi’ne başvuran ve örneklem özelliklerine uygun olan tip 2 diyabet tanısı konulan OAD ilaç kullanan ve

Katlanmış karton üzerine standart form yerleştirilerek çoraplık astar Çizgisi arka kısma kadar aktarılır.... Çoraplık astarının kartona aktarılması Çoraplık

Kaide Yenileme ( Rebasing ) Protezin sadece diş dizimini3. koruyarak

En önemli konu, muflalama esnasında sert akrilik ile model arasında yumuşak astar maddesinin yerleşebileceği bir boşluk bırakılmasıdır. Bu bir yer tutucu

Antalya doğal florasından toplanan 26 farklı yerli yonca genotipinin bazı kalite özelliklerinin belirlenerek, buradan elde edilecek veriler doğrultusunda ileri kademe